BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE BAZI
KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun
No. 7440
|
Kabul
Tarihi: 9/3/2023
|
Kapsam ve
tanımlar
MADDE 1- (1) Bu Kanun hükümleri;
a) Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerince tahsil edilen;
1) 4/1/1961 tarihli ve 213
sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;
(aa) 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu
tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı
vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları (gelir veya kurumlar
vergisine mahsuben 2022 yılında ödenmesi gereken geçici vergi hariç),
(bb) 2022 yılına ilişkin
olarak 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri,
gecikme zamları,
(cc) 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi
aslına bağlı olmayan vergi cezaları,
2) 31/12/2022 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce verilen idari para cezaları,
3) Yukarıdaki bentler dışında kalan ve 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında tahsil dairesine takip için intikal
etmiş olan asli ve fer’i amme alacakları,
4) İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer
almayan ya da kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan emtia,
makine, teçhizat, demirbaşlar ile kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların
beyanı,
b) 31/12/2022 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve
ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret
Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine
göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme
faizleri, gecikme zammı alacakları,
c) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri
tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayım
tarihine veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna
kadar tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;
1) 31/5/2006 tarihli ve
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki
sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2022 yılı Aralık ayı ve önceki
aylara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı,
işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı
gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
2) 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin
isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile bunlara bağlı
gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
3) 31/12/2022 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale
konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit
sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi
ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
4) 31/12/2022 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları
uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve
gecikme zammı alacakları,
5) İlgili kanunları gereğince takip edilen 2022
yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin damga vergisi, özel işlem vergisi
ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,
ç) İl özel idarelerinin 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen ve vadesi 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan asli ve fer’i amme alacakları,
d) Belediyelerin;
1) 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere,
beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere
ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme
zamları, 2022 yılına ilişkin olarak 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri,
gecikme zamları, bunların dışında kalan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında
takip edilen ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan asli
ve fer’i amme alacakları,
2) 26/5/1981 tarihli ve
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 97 nci
ve mükerrer 97 nci maddelerine göre tahsili
gereken ve vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ücret ve pay
alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları,
3) 3/7/2005 tarihli ve
5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin vadesi 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile
bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar
dâhil) alacakları,
4) Büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983
tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesine göre vadesi
31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacakları ile bunlara
bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil)
alacakları,
e) 20/11/1981 tarihli ve
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve
kanalizasyon idarelerinin, vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su
ve atık su bedeli ile harcamalara katılma payı alacakları ve bu alacaklara
bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
f) Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının
(YİKOB) vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş
bulunan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme
alacakları,
hakkında uygulanır.
(2) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Vergi: 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi,
resim ve harçları,
b) Gümrük vergileri: İlgili mevzuat uyarınca
eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil
daireleri tarafından takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer vergiler,
eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü,
c) Beyanname: Vergi tarhına esas olan beyanname ve
bildirimleri,
ç) Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye
İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004
tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim
oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE)
aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici
fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden
itibaren aylık %0,75 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
d) Geç ödeme zammı: Bu Kanuna göre ödenmesi gereken
tutarlara, ödemede gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51
inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak zammını,
ifade eder.
(3) Bu Kanun, bazı alacakların yapılandırılmasına
ilişkin hükümler ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ve yeni
hükümler ihdasına ilişkin hükümleri kapsar.
Kesinleşmiş
alacaklar
MADDE 2- (1) Hazine ve Maliye Bakanlığına, il özel
idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen
alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödenmemiş kısmının
tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere bağlı gecikme faizi ve
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ile aslı bu Kanunun yayımı
tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen
vergi cezaları ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın
kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş vergi cezalarının
%50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş
alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması hâlinde gecikme zammı
yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların
kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
c) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamında olan
idari para cezalarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın;
ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i
alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
cezaya bağlı fer’ilerin tamamının,
ç) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve yukarıdaki bentlerin dışında
kalan asli amme alacaklarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu alacaklara
bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları
yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan
ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri
tarafından takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
(bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş
kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın
sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük vergilerine
bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı
bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla
bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme
süresi henüz geçmemiş bulunan ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar
kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri asıllarına bağlı
olmaksızın kesilmiş idari para cezaları ile 30/3/2005
tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun iştirak hükümleri nedeniyle
kesilmiş idari para cezalarının %50’sinin, bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin,
c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının %30’u ve varsa gümrük vergileri
aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %70’i ile alacak
asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(3) İhtirazi kayıtla
verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında birinci
ve ikinci fıkraların (a) bentleri hükümleri uygulanır.
(4) Bu Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu
taşıtlar vergisi, 13/10/1983 tarihli ve 2918
sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre verilen trafik idari para cezası,
mülga 11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş
ve Görevleri Hakkında Kanun ile 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun uyarınca tahsili
gereken geçiş ücreti ve idari para cezası ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile katsayı tutarının en
az %10’unun ödenmiş olması ve bu Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması
koşuluyla bu Kanunda belirtilen ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli
ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (d)
fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu hüküm her bir taşıt için ayrı ayrı dikkate alınır.
(5) Tütün mamulleri, makaron,
yaprak sigara kâğıdı ve alkollü içkilerin üreticileri ve ithalatçılarının,
213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin Hazine ve Maliye Bakanlığına
verdiği yetki kapsamında kullanılma zorunluluğu getirilen özel etiket ve
işaretleri kullanmalarına izin verilebilmesi için bu Kanun kapsamında
yapılandırılan ve vadesi 1/3/2016 tarihinden sonra
gelen 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli
(III) sayılı listenin (A) ve (B) cetvellerinde yer alan ürünlere ilişkin
özel tüketim vergisi, vadesi 1/10/2020 tarihinden sonra gelen katma değer
vergisi ve bu vergilere ait beyannameden doğan damga vergisi ile bu
vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın tamamının ödenmesi şarttır.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde
mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için
mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması
koşuluyla bu alacaklar da bu madde kapsamında yapılandırılır. Bu hüküm
kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmaz ve alacakların vade
tarihi olarak bu Kanunun yayımı tarihi kabul edilir. Bu kapsamda
yapılandırılan tutarların bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi
hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.
(7) 2464 sayılı Kanunun 97 nci
ve mükerrer 97 nci maddelerine göre tahsili
gereken ücret ve paylar ile su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarından
vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile
bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil)
hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar
sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi
hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden
vazgeçilir.
(8) Büyükşehir belediyelerinin, 2872 sayılı Kanunun
11 inci maddesine göre vadesi 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacak asıllarının tamamı ile
bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında birinci fıkranın
(ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen
tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara
bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden
vazgeçilir.
(9) 2560 sayılı Kanun kapsamında büyükşehir
belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin, vadesi 31/12/2022
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli ile harcamalara katılma
payı alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar
dâhil) hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak
hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde
ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen
her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(10) YİKOB’ların, vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen alacak asılları ile buna bağlı fer’i alacakları
hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar
sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi
hâlinde bu alacaklara bağlı fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
(11) Bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213
sayılı Kanunun 376 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (2) numaralı bendi ile 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer
verilen indirimlerden yararlanamazlar.
(12) Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen
borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Kesinleşmemiş
veya dava safhasında bulunan alacaklar
MADDE 3- (1) Bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava
açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen,
re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları
ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin
%50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para
cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve
idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş
bulunan tahakkuklar hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da
istinaf/itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep
süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece
yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda,
bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar
esas alınır. Bu Kanunun yayımı tarihinden
önce verilmiş en son kararın;
a) Terkine ilişkin karar olması
hâlinde, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan vergilerin/gümrük vergilerinin
%10’u ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %90’ının, faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi
cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının
tamamının,
b) Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde, tasdik
edilen vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı, terkin edilen
vergilerin/gümrük vergilerinin %10’u ile bu tutarlara ilişkin faiz, gecikme
faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla terkin edilen vergilerin/gümrük
vergilerinin kalan %90’ı, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak
aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara
bağlı gecikme zamlarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma
kararı olması hâlinde birinci fıkra hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı
olması hâlinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım
için birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla sadece
vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin
dava açılmış olması hâlinde;
a) Asla bağlı cezaların, vergilerin/gümrük
vergilerinin bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olması veya 2 nci maddeye ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamının ve bunlara bağlı gecikme zamlarının,
b) Asla bağlı olmaksızın kesilen
vergi cezalarından/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarından bu
maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %25’inin,
ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %10’unun,
(b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının
%50’sinin, terkin edilen cezanın %10’unun bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
c) Asla bağlı olmaksızın kesilen
vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin
verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %25’inin, kısmen
onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik
edilen cezanın %50’sinin, terkin edilen cezanın %10’unun, bozulan kısmın
%25’inin bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
kalan cezaların,
tahsilinden vazgeçilir.
ç) Bu fıkranın (b) ve (c) bendi hükümleri, tarh
edilen vergi ile birlikte dava konusu edilen asla bağlı olmaksızın kesilen
vergi cezaları için de uygulanır.
d) Eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş olan idari para cezaları ile ilgili olarak bu
maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %15’inin,
ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın
%5’inin, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza
tutarının %30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, verilen en son kararın
bozma kararı olması hâlinde cezanın %15’inin, kısmen onama kısmen bozma
kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen
tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın %30’unun, terkin
edilen cezanın %5’inin, bozulan kısmın %15’inin, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların tahsilinden
vazgeçilir.
(4) Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla, üçüncü fıkra kapsamı dışında kalan ve bu Kanunun 1 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi kapsamına
giren idari para cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı dava
açma süresi geçmemiş veya dava açılmış olması hâlinde, bu maddenin birinci
fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %50’si, ikinci fıkrasının;
(a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %10’u, (b) bendinde belirtilen
safhada bulunanlarda tasdik edilen cezanın tamamı, terkin edilen cezanın
%10’u, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %50’si,
kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik
edilen cezanın tamamı, terkin edilen cezanın %10’u, bozulan kısmın %50’si
ile bu cezalara uygulanan fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezalar
ile bu alacağa ilişkin fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(5) Bu Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamında olan ecrimisillere ilişkin ecrimisil
ihbarnamesi veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesine
karşı dava açma süresi geçmemiş veya dava açılmış olması hâlinde bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada
olanlarda ecrimisilin %50’si, ikinci fıkrasının;
(a) bendinde belirtilen safhada olanlarda ecrimisilin
%10’u, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ecrimisilin tamamı, terkin edilen ecrimisilin
%10’u, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde ecrimisilin %50’si, kısmen onama kısmen bozma kararı
olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen
tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen ecrimisilin
tamamı, terkin edilen ecrimisilin %10’u, bozulan
kısmın %50’si ile bu ecrimisillere uygulanan
fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan ecrimisil
ile bu alacağa ilişkin fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
bu Kanunun yayımı tarihinden önce pişmanlık talebiyle veya izaha davet
kapsamında verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler
ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için üçüncü
fıkra hükmü uygulanır.
(7) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
iştirak nedeniyle kesilen vergi cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu
madde hükmünden üçüncü fıkranın (b) ve (c) bentlerinde açıklandığı şekilde
yararlanır. Bu takdirde, vergi cezasına uygulanan gecikme zammı yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın da bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şarttır.
(8) Bu maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde
esas alınacak olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka/idari yaptırım
kararına/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme
ihbarnamesine yönelik verilen ve bu Kanunun yayımı tarihinden (bu tarih
dâhil) önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır.
(9) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla; uzlaşma
hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü
verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak
dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır.
(10) Bu madde hükmünden yararlanılması için madde
kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan
vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.
(11) Bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda
bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen
borçlulardan, ilk tarhiyata/tahakkuka/idari yaptırım kararına/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme ihbarnamesine
göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir.
Şu kadar ki, bu Kanunun yayımı tarihinden önce verilmiş olan en son yargı
kararının, tarhiyatın/tahakkukun/idari yaptırım kararının/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme ihbarnamesinin
tasdikine ilişkin olması hâlinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar
takip edilir.
İnceleme
ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler
MADDE
4- (1) Bu Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı
hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk
işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı
kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin
tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme
faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği
üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak
gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın
%25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yazılı
başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan
başlamak üzere aylık dönemler hâlinde on iki eşit taksitte ödenmesi
şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda
cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımı tarihine kadar uygulanan
gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen süre içinde tebliğ edilen ihbarnameler için bu madde hükmünden
yararlanmak isteyen mükelleflerin anılan bentte belirtilen süre içinde,
başvuru süresi otuz günden az kalmış ise otuz gün içinde başvuruda
bulunmaları ve madde kapsamında ödenecek tutarların ilk taksitini 9 uncu
maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede, izleyen taksitleri
aylık dönemler hâlinde on iki eşit taksitte ödemeleri şartıyla maddeden
yararlanılır.
(2) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
iştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı
cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın %25’ini birinci fıkrada
belirtilen süre ve şekilde ödemeleri hâlinde cezanın kalan %75’inin
tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
bu Kanunun yayımı tarihinden önce pişmanlık talebiyle veya izaha davet
kapsamında verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler
ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde
hükümleri uygulanır. Şu kadar ki asla bağlı vergi cezalarının bu madde
kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımı
tarihinden önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci
maddesine göre ödenmesi şarttır.
(4) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
bu Kanunun yayımı tarihinden önce tamamlandığı hâlde, bu tarihte ya da bu
tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu
kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ
işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci
fıkralarında belirtilen şekilde belirlenen tutarın, birinci fıkrada
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanılır.
(5) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla, 213 sayılı
Kanunun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde
bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla
birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar
için de bu madde hükmü uygulanır.
(6) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde
hükmünden yararlananlar, ayrıca 213 sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi
uzlaşma, vergi cezalarında indirim, 4458 sayılı Kanunun uzlaşma, 5326
sayılı Kanunun peşin ödeme indirimi ile 8/9/1983
tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesindeki indirim
hükümlerinden yararlanamazlar.
(7) Bu madde uygulamasında incelemeye başlama
tarihi, 213 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesine
göre tayin olunur.
(8) a) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı hâlde,
tamamlanamamış olan 4458 sayılı Kanun kapsamında yapılan gümrük
incelemeleri ile ek tahakkuk işlemlerine devam edilir. Bu
işlemlerin tamamlanmasından sonra tahakkuk eden vergilerin %50’si ile bu
tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra
kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar
hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan
cezalarda cezanın %25’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak
kesilmiş cezalarda cezanın %15’inin ve varsa gümrük vergileri aslının
%50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu
tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim
tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının; kararın tebliğ
tarihinden itibaren otuz gün içinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk
taksitin tebliği izleyen aydan başlamak üzere aylık dönemler hâlinde on iki
eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı
olmayan cezalarda cezanın %75’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı
olarak kesilmiş cezaların %85’inin, gümrük vergilerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların
tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde tebliğ
edilen kararlar için bu maddenin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi
uygulanır.
b) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu
Kanunun yayımı tarihinden önce tamamlandığı hâlde, bu tarihte ya da bu
tarihten sonra gümrük idaresine intikal eden müfettiş raporları üzerine
gerekli ek tahakkuk ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tahakkuk üzerine
bu fıkranın (a) bendinde belirtilen şekilde belirlenen tutarın, aynı bentte
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanılır.
(9) Bu madde hükümlerinden yararlanılabilmesi için
madde kapsamında ödeme başvurusunda bulunulan alacağa ilişkin dava
açılmaması şarttır.
(10) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak;
a) 213 sayılı Kanunun;
1) 371 inci maddesine göre beyan edilen matrahlar
üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak
pişmanlık zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi
cezalarının tamamının,
2) 30 uncu maddesinin dördüncü
fıkrasına göre kendiliğinden veya 370 inci maddesi kapsamında verilen beyannameler
(370 inci madde kapsamında bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla otuz günlük
beyanname verme süresi geçmemiş olanlar ile bu Kanunun 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde yapılan tebligatlar
üzerine verilmesi gereken beyannameler bu süre içinde verilerek bu Kanun
hükümlerinden yararlanılabilir.) üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen
vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi ve zam yerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla gecikme faizi, zam ve vergi cezalarının tamamının,
b) 31/12/2022 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce verilmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu
hâlde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve
tahakkuk eden vergi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı
payının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi
cezalarının tamamının,
c) 4458 sayılı Kanuna ve ilgili
diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği hâlde yükümlü
tarafından beyan edilmeyen aykırılıkların gümrük idaresinin tespitinden
önce kendiliğinden bildirilmesi durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile
hesaplanacak faiz yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla faizlerin ve idari para
cezalarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(11) 31/12/1960 tarihli ve
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mülga 64 üncü maddesinde sayılan diğer
ücret gelirleriyle ilgili olarak gelir vergisi tarh edilmez ve vergi cezası
kesilmez, tarh edilmiş ve kesilmiş olanlar terkin edilir, tahsil edilmiş
olanlar iade edilmez.
Matrah ve
vergi artırımı
MADDE 5- (1)
Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar
vergisi matrahlarını artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde
ödemeleri hâlinde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için
yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu
vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.
a) Gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi
kayıtla verilenler dâhil) vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun 9
uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede, 2018
takvim yılı için %35, 2019 takvim yılı için %30, 2020 takvim yılı için %25,
2021 takvim yılı için %20 oranından az olmamak üzere artırırlar.
b) Gelir vergisi mükelleflerinin,
artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir
vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve
istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş
(ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu
faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar
dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile bu fıkranın
(a) bendine göre artırdıkları matrahlar, işletme hesabı esasına göre defter
tutan mükellefler için 2018 takvim yılı için 63.800 Türk lirasından, 2019
takvim yılı için 66.400 Türk lirasından, 2020 takvim yılı için 70.500 Türk
lirasından, 2021 takvim yılı için 75.000 Türk lirasından; bilanço esasına göre
defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için 2018 takvim yılı
için 94.000 Türk lirasından, 2019 takvim yılı için 99.600 Türk lirasından,
2020 takvim yılı için 105.800 Türk lirasından, 2021 takvim yılı için
112.400 Türk lirasından az olamaz. Geliri sadece basit usulde tespit edilen
ticari kazançtan oluşan mükellefler için vergilendirmeye esas alınacak
asgari matrah, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için
belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla 1/10’undan, geliri sadece gayrimenkul
sermaye iradından oluşanlar için 2/5’inden, geliri bunlar dışında kalan
diğer gelir vergisi mükellefleri için ise işletme hesabı esasına göre
defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan az olamaz. Bu bendin uygulanmasında ilgili yıllar itibarıyla
gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna tutarları dikkate
alınmaz.
c) Kurumlar vergisi
mükelleflerinin artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş
oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve
istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş
(ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu
faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar
dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile bu
fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, 2018 takvim yılı için
200.000 Türk lirasından, 2019 takvim yılı için 215.000 Türk lirasından,
2020 takvim yılı için 230.000 Türk lirasından, 2021 takvim yılı için
260.000 Türk lirasından az olamaz.
ç) Bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahlar, %20
oranında vergilendirilir ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda
bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş,
bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergiler ile ilgili beyannameler
üzerinden tahakkuk eden damga vergisini süresinde ödemiş ve bu vergi
türleri için bu Kanunun 2 nci ve 3 üncü maddesi
hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla bu fıkra hükmüne göre
artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilir. İstisna, indirim
ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin
bulunmaması hâlinde de bu hüküm uygulanır.
d) Kurumlar vergisi
mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesine göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının
bulunması hâlinde, bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata
muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen
vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak bu fıkranın (a) bendinde
belirtilen şekilde artırılması şarttır.
e) Kurumlar vergisi
mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesinde yer alan
vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları
muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olmaları hâlinde, bu yıllara ilişkin
olarak bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap
olmamaları için bu kazanç ve iratlara ait tevkifat
matrahlarını, bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde
yer alan sürede, bu fıkranın (c) bendinde belirtilen asgari matrahın
%50’sinden az olmamak kaydıyla beyan etmeleri şarttır. Bu bent hükmüne göre artırılan matrahlar üzerinden
%15 oranında vergi hesaplanır.
f) Bu fıkranın (d) ve (e)
bentlerinde yer alan hükümlerden yararlanarak artırımda veya beyanda
bulunan mükelleflerin, bu yıllara ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen
vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için ilgili yıllarda
vergiye esas alınan kurumlar vergisi matrahlarını da bu fıkranın (c)
bendinde belirtilen tutarlardan az olmamak üzere (a) bendinde belirtilen
şekilde artırmaları şarttır.
g) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah
artırımında bulundukları yıllara ait zararların %50’si, 2022 ve izleyen
yıllar kârlarından mahsup edilmez. Matrah artırımından önce 2022 yılı
kurumlar vergisi beyannamesini vermiş ve matrah artırımında bulundukları
yıllara ait zararların tamamını indirim konusu yapmış olanlar, bu beyannamelerini,
matrah artırımı yapılması için öngörülen başvuru süresi içinde düzeltmeleri
hâlinde vergi cezası kesilmez, gecikme faizi hesaplanmaz. Bu şekilde
yapılan düzeltmeler üzerine tahakkuk eden vergiler, beyannamenin verildiği
tarihten itibaren bir ay içinde ödenir. Bu bent kapsamında yıllık kurumlar
vergisi ile ilgili yapılan düzeltme nedeniyle 2022 yılına ilişkin geçici
vergi beyannamelerinde düzeltme yapılmaz.
ğ) İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda
matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl zararları bu
fıkra hükmüne göre artırılan matrahlardan indirilemez.
h) Matrah artırımında bulunan mükelleflerin, yıllık
gelir ve kurumlar vergisine mahsuben daha önce ödemiş oldukları vergilerin
iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
ı) İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş mükellefler hakkında
ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay
sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.
i) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında matrah
artırımında bulunulan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun
yayımı tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı
ile birlikte dikkate alınır.
(2) Mükellefler, bu fıkrada
belirtilen şartlar dâhilinde gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj)
vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri
hâlinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri
yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak artırıma konu
ödemeler nedeniyle gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi incelemesi
ve tarhiyatı yapılmaz.
a) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına
ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur
olanlar, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) muhtasar
beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların
yıllık toplamı üzerinden 2018 yılı için %6, 2019 yılı için %5, 2020 yılı
için %4 ve 2021 yılı için %3 oranından az olmamak üzere hesaplanacak gelir
vergisini bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer
alan sürede artırırlar.
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında vergi
artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak;
1) Verilmesi gereken muhtasar
beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin beyanname verilmiş olması
hâlinde, beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutar ortalaması
alınmak suretiyle bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık
ücretler üzerinden gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu tutar
üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisi
hesaplanır.
2) Hiç beyanname verilmemiş olması hâlinde, her ay
için hesaplanacak asgari gelir (stopaj) vergisine esas olmak üzere en az;
(aa) Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce ilgili yılda verilmiş olan aylık prim ve hizmet
belgelerinde bildirilen ortalama işçi sayısı kadar işçi,
(bb) İlgili yılda aylık
prim ve hizmet belgelerinin hiç verilmemiş olması hâlinde, bu Kanunun
yayımı tarihine kadar verilmiş olmak şartıyla izleyen vergilendirme
dönemlerinde verilen ilk aylık prim ve hizmet belgesindeki işçi sayısı
kadar işçi,
(cc) Bu Kanunun yayımı
tarihine kadar aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması
hâlinde en az iki işçi,
çalıştırıldığı kabul edilmek ve ilgili yılın son vergilendirme
döneminde geçerli olan asgari ücretin brüt tutarı esas alınarak hesaplanan
gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden bu fıkranın (a) bendinde
belirtilen oranlarda gelir vergisini ödemek suretiyle bu fıkradan
yararlanılır.
c) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (2), (3), (5), (6), (11) ve (13) numaralı bentleri ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve
ikinci fıkrası ile 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve
üçüncü fıkrası uyarınca vergi tevkifatı yapmaya
mecbur olanlar, ilgili yıl içinde verdikleri (ihtirazi
kayıtla verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde (ilgili yıl içinde
verilen muhtasar beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ
edilmeksizin) yer alan söz konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların
yıllık toplamı üzerinden;
1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (2), (5) ve (6) numaralı bentleri, 5520
sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve ikinci
fıkrası ile 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ödemeler için
ayrı ayrı olmak üzere 2018 yılı için %6, 2019
yılı için %5, 2020 yılı için %4 ve 2021 yılı için %3 oranından az olmamak
üzere hesaplanacak vergiyi,
2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15
inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı
olmak üzere 2018 ila 2021 yılları için her bir yıl itibarıyla %1, 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) ve (13) numaralı
bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı
olmak üzere ilgili yıllarda geçerli olan tevkifat
oranının %25’i oranında hesaplanan vergiyi,
bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde yer alan sürede artırırlar.
ç) Bu fıkranın (c) bendi kapsamında matrah veya
vergi artırımında bulunulan yıl içinde hiç muhtasar beyanname verilmemiş
olması veya muhtasar beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen
ödeme türünün beyannamede bulunmaması hâlinde;
1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar
için bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için
belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarının %50’si esas alınarak
belirlenen gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan
vergiyi,
2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15
inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler nedeniyle
ilgili yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından
oluşan gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari gelir vergisi
matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar
(stopaj) vergisi matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
3) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15
inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için
bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir
vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar
(stopaj) vergisi matrahı üzerinden %3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan ödemeler için
%2, (13) numaralı bendinde yer alan ödemeler için de %5 oranında hesaplanan
vergiyi,
4) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi, 5520 sayılı Kanunun 15
inci maddesinin ikinci fıkrası ile 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer
alan ödemeler nedeniyle bu maddenin birinci fıkrası kapsamında ilgili yıllar
için artırılan matrahların %80’inden az olmamak üzere belirlenen tutarlar
üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
ödemek suretiyle, bu maddeden yararlanılır.
d) Bu fıkra uyarınca artırımda bulunulması
durumunda ayrıca gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş
olması şartı aranmaz. Şu kadar ki, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin ikinci fıkrası ve 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne
istinaden bu fıkra kapsamında matrah artırımında bulunulması durumunda,
kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunulması şarttır.
e) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi
artırımında bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi
bırakmaları hâlinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay
kesirleri tam ay olarak dikkate alınmak suretiyle) bu fıkrada belirtilen
esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
f) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi
artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar,
ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
g) Bu fıkra hükmüne göre artırıma esas ücret tutarı
ile matrahlar, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider
veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
ğ) Bu fıkra kapsamında artırımdan yararlanılarak
hesaplanan gelir vergisine herhangi bir istisna ve indirim uygulanmaz.
(3) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar
dâhilinde katma değer vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve
şekilde ödemeleri hâlinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi
kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma
değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a) Katma değer vergisi
mükellefleri, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri
beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler
dâhil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2018 yılı
için %3, 2019 yılı için %3, 2020 yılı için %2,5 ve 2021 yılı için %2
oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi
artırımı olarak bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde yer alan sürede beyan ederler. 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici 17
nci maddesine göre tecil-terkin uygulamasından
faydalanan mükellefler için artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil
edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülür.
b) Bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma
değer vergisi mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki
vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak;
1) Verilmesi gereken katma değer
vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması
hâlinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan
katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma
esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu
tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlara göre artırım
tutarı hesaplanır.
2) Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki
döneme ilişkin beyanname verilmiş olması hâlinde, ilgili yıl için gelir
veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla
artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında
bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların
tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları
şarttır.
3) İlgili takvim yılı içindeki
işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden
oluşması, tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması veya
diğer nedenlerle takvim yılının bütün dönemlerinde hesaplanan katma değer
vergisi bulunmaması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi
matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden
%18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan
yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte
belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de
mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükellefler ile yıl içinde
beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte beyannamelerinin bazılarında
hesaplanan katma değer vergisi bulunmayan mükelleflerin bu fıkra hükmüne
göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği
şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı
olmamak kaydıyla, hesaplanan katma değer vergisi bulunan beyannamelerdeki
vergiler toplamına bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlar uygulanmak
suretiyle hesaplanır. Bu
kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah
artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamaz.
c) Vergilendirme dönemi üç aylık
olan katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık asgari artırım tutarı, hiç
beyanname vermemiş olmaları hâlinde bu fıkranın (b) bendinin (2) numaralı
alt bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem için beyanname
vermiş olmaları hâlinde ise aynı bendin (1) numaralı alt bendinde
belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenir.
ç) Katma değer vergisi mükelleflerinin, artırıma
esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda
bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak
istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları hâlinde,
faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu fıkrada belirtilen
esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
d) Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl
içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımı
tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile
birlikte dikkate alınır.
e) Artırım talebinde bulunulan
yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak
artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma
değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla
teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri
ile 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki
işlemler veya müteselsil sorumluluk kapsamındaki işlemlerle ilgili inceleme
ve/veya tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki
dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde
artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez.
f) Bu fıkra hükmüne göre ödenen katma değer
vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya
maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma değer
vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.
(4) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarına göre;
a) Matrah ve vergi artırımının bu
Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede
bu maddede öngörülen şekilde yapılması, hesaplanan veya artırılan gelir,
kurumlar ve katma değer vergilerinin, peşin veya ilk taksiti bu Kanunun 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede başlamak üzere
aylık dönemler hâlinde azami on iki eşit taksitte, matrah ve vergi artırımı
dolayısıyla verilen beyannamelere ait damga vergisinin ise ilk taksit ödeme
süresi içinde, bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde
ödenmemesi hâlinde, ödenmeyen vergi tutarları ilk taksit ödeme süresinin
son günü vade kabul edilerek 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre
gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsil edilir, ancak bu madde hükmünden
yararlanılamaz.
b) Hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler,
gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet
unsuru olarak kabul edilmez; indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.
c) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi
hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
ç) Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213
sayılı Kanunun defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına ilişkin
hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
d) Matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk
eden vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak
ödenmesi hâlinde, bu vergilerden (damga vergisi hariç) %10 indirim yapılır.
(5) Daha önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış
olan mükellefler, vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda
bulunabilirler.
(6) İdarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya
dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
(7) Bu maddeye göre matrah veya vergi artırımında
bulunulması, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi
incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda
bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir
işlemlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (h) bendi ve üçüncü fıkrasının
(e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımını izleyen yedi
iş günü içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu
süre içinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi
uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata
konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi hâlinde, inceleme raporları
ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği
tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir
sonucu bulunan fark, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri
ile birlikte değerlendirilir. İnceleme ve takdir işlemlerinin
sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu
kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.
(8) Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla
mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri
ve diğer beyannameler için damga vergisi 1.000 Türk lirası olarak alınır.
(9) Matrah ve vergi artırımıyla ilgili aşağıdaki
hükümler de uygulanır:
a) Aşağıda sayılan mükellefler bu maddenin birinci,
ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamazlar:
1) 213 sayılı Kanunun 359 uncu
maddesinin (b) fıkrasında yer alan “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler
veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya
hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen
sahte olarak düzenleyenler” ile aynı Kanunun 359 uncu maddesinin (ç)
fıkrasında yer alan fiilleri işleyenler (Bu alt bent kapsamındaki fiillerin
2022 yılında veya bu maddenin kapsadığı dönemlerden herhangi birinde
işlendiğinin tespit edilmesi hâlinde bu mükellefler diğer dönemler için de
matrah ve vergi artırım hükümlerinden yararlanamazlar.).
2) Terör suçundan hüküm giyenler.
3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca
Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk
kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından
yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması,
terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma
yapılması talep edilenler.
b) Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin; (b) fıkrasında
yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok
ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin
asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden
ya da (ç) fıkrasında yer alan fiillerden hareketle yapılan vergi incelemesi
devam edenlerin bu maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya
vergi artırımında bulunmaları durumunda, söz konusu vergi incelemesinin
tamamlanmasına kadar bu maddenin kapsadığı dönemlerin tamamı için yapılan
artırımlara ilişkin olarak tahakkuk işlemleri bekletilir. Şu kadar ki, bu maddede belirtilen süre ve
öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmayanlar madde
hükümlerinden faydalandırılmaz.
c) Bu fıkranın (b) bendi
kapsamında artırımda bulunanlar hakkında, artırımda bulundukları dönem ve
vergi türlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden (bu tarih
dâhil) önce veya yayımı tarihini izleyen günden itibaren on iki ay içinde
başlanılan vergi incelemeleri ((b) bendinde belirtilen inceleme dâhil) ile
takdir işlemlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (h) bendi ve üçüncü
fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay içinde
sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Söz konusu vergi incelemelerinden bu süre içinde
sonuçlandırılanlarla ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate
alınmaz. İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme
raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına
intikal ettirilmesidir.
ç) Bu fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan vergi
incelemesi kapsamında bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından
itibaren on iki ay içinde bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi
durumunda, bu durumun tespitine ilişkin rapor veya yazı, aynı bentte öngörülen
süre ve şekilde matrah veya vergi artırımında bulunan mükelleflere tebliğ
edilir. Matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergileri, tebligatı
izleyen aydan başlamak üzere matrah ve vergi artırımı sırasındaki
tercihlerine göre ödemeleri ve maddede öngörülen diğer şartları yerine
getirmeleri koşuluyla söz konusu mükellefler bu madde hükümlerinden
yararlanırlar.
d) Bu fıkranın (ç) bendi kapsamında kendisine rapor
veya yazı tebliğ edilen mükellefler hakkında düzenlenen;
1) Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki inceleme
raporu veya takdir komisyonu kararından önce tarhiyata konu matrah veya
vergi farkı tespiti içeren (b) bendi kapsamındaki inceleme raporunun vergi
dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesi hâlinde, matrah veya vergi
artırımının ihlal edilmemesi koşuluyla, (c) bendi kapsamındaki incelemeye
veya tarh işlemlerine devam edilmez.
2) Bu fıkranın (b) bendi
kapsamındaki inceleme raporundan önce (c) bendi kapsamındaki inceleme
raporu veya takdir komisyonu kararının vergi dairesi kayıtlarına intikal
ettirilmesi hâlinde, bu rapor veya karar, Kanunun yayımı tarihini izleyen
ayın başından itibaren on iki ayı aşmamak üzere bu fıkranın (b) bendinde
bahsedilen vergi incelemesi neticesinde düzenlenen raporların vergi dairesi
kayıtlarına intikal ettiği tarihe kadar bekletilir.
3) Bu fıkranın (b) bendi
kapsamında yapılan vergi incelemesi sonucunda bulunan matrah veya vergi
farkı bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte
değerlendirilir, matrah veya vergi artırımına ilişkin taksitlerin tamamen
ödenmesi şartıyla (c) bendi kapsamındaki rapor veya kararlar (vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı
fiillerle sebebiyet verilmesi hâli hariç) için tarhiyat yapılmaz ve vergi
cezası kesilmez. Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki raporlarda vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı
fiillerle sebebiyet verildiğinin tespiti hâlinde, söz konusu raporlarda
tespit edilen matrah veya vergi farkı ve bu fıkranın (b) bendi kapsamında
yapılan vergi incelemesi sonucunda bulunan matrah veya vergi farkı, bu
maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte
değerlendirilir.
e) Bu fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan vergi
incelemesinin tamamlanması sonucunda söz konusu fiillerin varlığının tespit
edilmesi hâlinde, bu mükellefler tarafından yapılan matrah veya vergi
artırımları dikkate alınmaz. Bu fıkranın (c) bendi
kapsamındaki inceleme raporu veya takdir komisyonu kararlarının ilgili
olduğu dönemlere ilişkin vergi ve cezalara yönelik zamanaşımı süresi, bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay aşılmamak
kaydıyla, mezkûr rapor veya kararın vergi dairesi kayıtlarına intikal
ettirildiği tarihten bu fıkranın (b) bendi kapsamındaki raporların vergi
dairesine intikal ettiği tarihe kadar işlemez.
f) Bu fıkranın (c) bendi
kapsamındaki inceleme raporu veya takdir komisyonu kararından önce (b)
bendi uyarınca yapılan vergi incelemesinin sonuçlanması ve inceleme
sonucunda bahse konu fıkrada belirtilen fiillerin varlığının tespit
edilmesi hâlinde, bu fıkranın (c) bendinde belirtilen inceleme ve takdir
işlemlerinin tamamlanmasına ilişkin süreler açısından 213 sayılı Kanunun
genel hükümleri uygulanır.
(10) Mükelleflerin bu maddeye göre matrah veya
vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde
vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle 213 sayılı Kanunun usulsüzlük
ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.
(11) Bu madde hükümlerine göre matrah veya vergi
artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları
nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda
tahakkuk etmiş sayılır ve ödenmemesi hâlinde 6183 sayılı Kanuna göre takip
edilir. Şu kadar ki, Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması şartıyla
mükellefe bildirimde bulunularak eksik tahakkuk eden tutarın bir ay içinde
geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi istenir, verilen sürede ödeme
yapılması hâlinde eksik tahakkuk eden vergiler açısından Kanun hükümleri
ihlal edilmiş sayılmaz.
(12) Birinci fıkranın (ç) bendi kapsamında
yapılacak değerlendirmede, her bir dönem için ayrı ayrı
20 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılan eksik ödemeler dikkate
alınmaz.
(13) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarındaki matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanılması, 213
sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında aynı
Kanunun 359 uncu maddesinde yer alan kaçakçılık suçlarının işlendiğinin
tespitine ve kamu davasının açılmasına engel teşkil etmez. Ancak, bu
incelemeler sonucunda matrah veya vergi artırımında bulunulan dönemler ve
vergiler için tarhiyat yapılmaz.
İşletme
kayıtlarının düzeltilmesi
MADDE
6- (1) İşletmede mevcut
olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar
hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil),
işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine,
teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek
kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile bu Kanunun 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede bir envanter
listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine
kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen kıymetler için amortisman
ayrılmaz.
b) Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler
aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar
için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için ayrılan
karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde
sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve
demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. İşletme hesabı esasına göre defter
tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına satın
alınan mal olarak kaydederler.
c) Bu fıkranın (a) bendi uyarınca beyan edilen;
makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu
oranların yarısı esas alınarak katma değer vergisi hesaplanır ve ayrı bir
beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi
içinde ödenir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi,
hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez. Emtia üzerinden ödenen
vergi genel esaslara göre indirilir, ancak iadeye konu edilmez. Bu emtia,
makine, teçhizat ve demirbaşlar için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin
(2) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.
ç) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında bildirilen
kıymetlerin satılması hâlinde satış bedeli, bunların deftere kaydedilen
değerinden düşük olamaz.
d) Özel tüketim vergisi konusuna
giren malları bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan eden ve alış
belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin, bu malların beyan tarihindeki
miktarı ve emsal bedeli üzerinden geçerli olan özel tüketim vergisini, bu
fıkranın (c) bendinde belirtilen beyanname verme süresi içinde ayrı bir
beyanname ile beyan ederek aynı süre içinde ödemeleri hâlinde bu mallar
bakımından 4760 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü
uygulanmaz.
e) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak
geçmişe yönelik vergi cezası uygulanmaz.
(2) Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede
bulunmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında aşağıdaki
hükümler uygulanır:
a) Gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit
şirketler dâhil), kayıtlarında yer aldığı hâlde işletmelerinde mevcut
olmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlarını, bu Kanunun 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede, emtialar
bakımından aynı nev’iden emtialara ilişkin cari
yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayrisafi kâr oranını, makine, teçhizat
ve demirbaşlar bakımından kendilerince veya bağlı oldukları meslek
kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedellerini dikkate alarak fatura
düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle
kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilirler. Gayrisafi kâr oranının cari yıl kayıtlarına göre
tespit edilemediği hâllerde, mükellefin bağlı olduğu meslek odalarının
belirleyeceği oranlar esas alınır. Bu hükme göre ödenmesi gereken katma
değer vergisi, ilk taksit beyanname verme süresinde, diğerleri takip eden
birinci ve ikinci ayda olmak üzere üç eşit taksitte ödenir.
b) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak
geçmişe yönelik vergi cezası ve gecikme faizi uygulanmaz.
(3) Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede
bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar ile bunlarla ilgili diğer
işlemler hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar
vergisi mükellefleri, 31/12/2022 tarihi itibarıyla
düzenleyecekleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde
bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki
işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan)
ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu
tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer
hesaplarda yer alan işlemlerini bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde yer alan sürede vergi dairelerine beyan etmek
suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler.
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan edilen
tutarlar üzerinden %3 oranında hesaplanan vergi, beyanname verme süresi
içinde ödenir.
c) Bu fıkra kapsamında ödenen vergiler, gelir veya
kurumlar vergisinden mahsup edilmez; beyan edilen tutarlar ve ödenen
vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul
edilmez. Bu fıkra uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir
tarhiyat yapılmaz.
(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin
uygulanması ile ilgili olarak yılı içinde ödenmesi gereken vergilerin ödeme
sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre
bildirimde bulunma zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul
ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Kesinleşmiş
Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları
MADDE 7- (1) 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara
ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği hâlde bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan;
a) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden
kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik
sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
b) Bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla
ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı
sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili
kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve
eğitime katkı payı,
asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği
tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve
gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) 31/12/2022 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale
konusu işlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce tebliğ
edildiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan; özel
nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön
değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik
tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara
gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu
Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı
gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) 31/12/2022 tarihinden
önce (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımı
tarihinden önce kesinleştiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme
sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre
için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para cezası
asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası
ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu madde kapsamına giren alacakların;
asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olmasına rağmen, fer’ilerinin bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer’i alacağın %40’ının bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, kalan %60’ının
tahsilinden vazgeçilir.
(5) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile ek 5
inci ve ek 6 ncı maddeleri kapsamında sigortalı
olanların, bu madde kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları hâlinde,
yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin
borçlarının bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve prime ilişkin
borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre
taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine
getiriyor olmaları ve bu maddeye göre yapılandırılan borçlarının ilk
taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya
başlatılır.
(6) 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası
tescili yapılmış olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan bu maddenin
yayımı tarihinden 31/7/2023 tarihine kadar gelir
testine başvuran kişilerin genel sağlık sigortası primleri, gelir testi
sonucuna göre ilk tescil başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk ettirilir.
(7) 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin
olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında
tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan prim borçlarının 31/8/2023
tarihine kadar ödenmesi hâlinde gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihinden
önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden
kaynaklanan prim borcu bulunanlar anılan Kanunun 67 nci
maddesinde belirtilen şartları taşımaları hâlinde, bu Kanunun yayımı
tarihinden önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın Kanunun
yayımı tarihinden itibaren 31/8/2023 tarihine
kadar sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır. Bu Kanunun
yayımı tarihine kadar ödenmiş olan 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi
kapsamındaki genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme
zammı tutarları iade ve mahsup edilmez.
Ön
değerlendirme, araştırma veya tespit aşamasında olan eksik işçilik prim
tutarları ile kesinleşmemiş idari para cezaları
MADDE 8- (1) 31/12/2022
tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile
ihale konusu işlere ilişkin olup, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için
başvurulduğu hâlde, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen başvuru süresinin sonuna kadar işverene tebliğ edilmiş olan ön
değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı
üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara ilişkin gecikme
cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun
yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı
gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) 31/12/2022 tarihinden
önce (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup 9 uncu maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen başvuru tarihine kadar tebliğ edildiği
hâlde yine bu tarihe kadar ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının
%50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun
yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi hâlinde, idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para
cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen tarihe kadar başvuruda bulunmak
kaydıyla bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamındaki alacaklar ile 10 uncu maddesinin dördüncü ve beşinci
fıkralarında belirtilen alacaklardan bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen ilk taksit ödeme süresinin sonuna kadar
tahakkuk edenler de bu Kanunun 7 nci maddesine
göre yapılandırılır.
(4) Bu madde ile 7 nci
madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde
belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Ortak
hükümler
MADDE 9- (1) Bu Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru
ve ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun
hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a) 31/5/2023 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b) Hazine ve Maliye Bakanlığına, Ticaret
Bakanlığına, Sosyal Güvenlik Kurumuna, il özel idarelerine, belediyelere ve
YİKOB’lara bağlı tahsil dairelerine ödenecek
tutarların ilk taksitini 30/6/2023 tarihine kadar
(bu tarih dâhil), diğer taksitlerini ise bu tarihi takip eden aylık
dönemler hâlinde azami kırk sekiz eşit taksitte ödemeleri,
şarttır.
(2) Başvuru ve taksit ödeme sürelerinin son gününün
resmî tatile rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai
saati sonunda biter.
(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarlar
peşin veya taksitler hâlinde ödenebilir.
a) Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme
süresi içinde peşin olarak ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların (bu Kanunun 4 üncü maddesine
göre hesaplanan gecikme faizi dâhil) %90’ının tahsilinden vazgeçilir.
2) Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (d) bendinin (1) numaralı alt bendi
kapsamında olan idari para cezalarından %25 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan (bu Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar
hariç) %50 indirim yapılır.
b) Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek istenmesi
hâlinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla
borçluların başvuru sırasında on iki, on sekiz, yirmi dört, otuz altı veya
kırk sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri
şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme
yapılamaz.
c) Hesaplanan tutarların taksitle yapılacak
ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
1) On iki eşit taksit için (1,09),
2) On sekiz eşit taksit için (1,135),
3) Yirmi dört eşit taksit için (1,18),
4) Otuz altı eşit taksit için (1,27),
5) Kırk sekiz eşit taksit için (1,36),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına
bölünmek suretiyle aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı
hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir.
Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde
ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.
ç) Bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarlar;
Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız spor
federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda
faaliyette bulunan spor kulüplerince aylık dönemler hâlinde azami yüz yirmi
eşit taksitte ödenebilir.
d) Bu Kanun kapsamında belediyeler ve bunlara bağlı
kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken tutarlar aylık
dönemler hâlinde azami yüz yirmi eşit taksitte ödenebilir.
1) Bu bent ile (ç) bendi kapsamında taksitle
yapılacak ödemelerde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
(aa) On iki eşit taksit
için (1,09),
(bb) On sekiz eşit taksit
için (1,135),
(cc) Yirmi dört eşit
taksit için (1,18),
(çç) Otuz altı eşit
taksit için (1,27),
(dd) Kırk sekiz eşit
taksit için (1,36),
(ee) Altmış eşit taksit
için (1,45),
(ff) Yetmiş iki eşit
taksit için (1,54),
(gg) Yüz yirmi eşit
taksit için (1,9),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına
bölünmek suretiyle aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı
hesaplanır.
2) 2/7/2008 tarihli ve
5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi
Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7 nci
maddesinin ikinci fıkrasında sayılan ve alacakları için kesinti yapılan
idareler ile YİKOB’a, belediyeler ve bunlara
bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca bu Kanun kapsamında ödenmesi
gereken tutarlar, belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat
toplamı üzerinden ayrılan paylarından, 5779 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasındaki %40 oranı dikkate
alınmaksızın aylık dönemler hâlinde kesinti suretiyle tahsil edilir. Ancak,
bu kapsamda yapılacak kesinti tutarı her hâl ve takdirde bu idareler adına
genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı
üzerinden ayrılan payların aylık tutarının %50’sini aşamaz.
5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin
Cumhurbaşkanınca durdurulması hâlinde aylık taksitlerin ödeme süreleri
kesinti yapılmayan aylar için de durdurulur ve taksit ödemeleri yönünden bu
Kanun hükümlerine göre ihlal nedeni sayılmaz. Bu taksitler, taksit ödeme
süresinin sonundan itibaren ayrıca bir katsayı ve geç ödeme zammı uygulanmaksızın
aylık dönemler itibarıyla paylardan kesinti suretiyle tahsil edilir. Taksit
tutarlarının, bu bent kapsamındaki borçluların genel bütçe paylarından daha
yüksek olması hâlinde ise eksik tutarlar borçlularca taksit ödeme süresini
takip eden ayın sonuna kadar geç ödeme zammı uygulanmaksızın ödenir.
(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik
Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan
alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı
kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık
yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç
tutarının, taksitler hâlinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında
hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi
olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilir. Bu
şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine veya Sosyal Güvenlik
Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci
maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren
hesaplanır. Bu fıkra hükmüne göre taksitlerin kredi kartı kullanılmak
suretiyle ödenmesi, katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.
(5) Hazine ve Maliye Bakanlığına
bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak
üzere, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve
ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi
borçlarına mahsuben ödemek isteyen mükelleflerin, bu taleplerinin yerine
getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın
öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır.
Bu takdirde, ilgili mevzuatın
mükellefin mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre
ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılır; mahsup talebine konu tutardan
daha az tutarda mahsubun yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil
edilemeyen tutar için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu
tutarın bir ay içinde ödenmesi istenir. Bu süre içinde eksik ödenen
tutarın, ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar geçen süre için
hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde eksik ödenen
tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(6) Bu Kanuna göre ödenmesi
gereken birinci ve ikinci taksitlerin ödeme sürelerinde ve tam ödenmesi koşuluyla,
kalan taksitlerden; bir takvim yılında üç veya daha az taksitin, süresinde
ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit
tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar hesaplanacak geç ödeme
zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. Birinci ve ikinci taksitlerin ödeme sürelerinde tam
ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin
belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında üçten fazla
taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu Kanun
hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Şu kadar ki, 5 inci madde
kapsamında taksitli ödeme seçeneği tercih edilmiş olması ve birinciyle
ikinci taksitin ödeme sürelerinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan
taksitlerden süresinde ödenmeyen veya eksik ödenenlerin son taksiti izleyen
ayın sonuna kadar hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde
bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. Peşin veya taksitli ödeme seçeneğinin
tercih edilmesi ve ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi gereken
tutarların ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, hesaplanan tutarların
tamamının ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme zammı ile
birlikte ödenmesi şartıyla katsayı uygulanmaksızın Kanundan yararlanılır.
İlk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi gereken tutarların süresinde
ödenmesi ve kalan taksitlerin tamamının ilk taksiti izleyen ayın sonuna
kadar ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz. Bu fıkra hükmü her bir madde ve
alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(7) Bu Kanuna göre ödenecek taksit tutarının
%10’unu aşmamak şartıyla 20 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılmış
eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(8) Bu Kanun kapsamına giren alacakların altıncı
fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde borçlular,
ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Kanun
kapsamında yapılandırıldığı hâlde bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak
takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılır ve bu Kanunun yayımı
tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak
kaldığı yerden devam eder.
(9) Bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu
Kanunun yayımı tarihinden önce;
a) 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca
tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan
taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri hâlinde bu Kanun
hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak
ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde
ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen
süre için sadece ilgili kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit
tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında
bu Kanun hükümleri uygulanır.
b) 11/11/2020 tarihli ve
7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 3/6/2021 tarihli ve 7326 sayılı
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanunun 2 nci ve 7 nci maddelerine göre yapılandırılan ve bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödemeleri devam eden alacaklar açısından,
borçlular talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilir. Bu takdirde, 7256 ve 7326 sayılı kanunlar kapsamında ödenen
taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli sayılır, bu şekilde ödenmiş
taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için
anılan kanunlara göre tercih edilen taksit süresine uygun katsayı
uygulanır, kalan taksit tutarlarına konu alacaklar vadesinde ödenmemiş
alacak kabul edilerek bu Kanunun ilgili hükümlerine göre yapılandırılır ve
ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı tutarlarının tahsilinden
vazgeçilir.
(10) Bu Kanun hükümleri;
a) 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile
10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci
maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar,
b) 3/8/2016 tarihli ve
6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun,
18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun ve 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun hükümlerine göre bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar,
hakkında uygulanmaz.
(11) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen
alacaklara, bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun
yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası
gibi fer’i amme alacağı hesaplanmaz.
(12) Bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili
olarak tatbik edilen hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve
buna isabet eden teminatlar iade edilir. Bu Kanuna göre ödenecek alacaklar
nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde
6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilir.
Bu talep, Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarların Kanun hükümlerine
göre ödenmesine engel teşkil etmez. Bu Kanunun 2 nci
maddesi kapsamında yapılandırılan borçların, borç durumunu gösterir belgede
yer almaması için bu borçların en az %10’unun ödenmiş olması şarttır.
(13) a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken
borçluların, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde
belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri
şarttır. Borçlularca, bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan
vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez.
b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil
dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih,
ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı
merciine gönderilir. Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince
tahsili gerektiği hâlde tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan
alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme
dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Hazine ve Maliye
Bakanlığı yetkilidir.
c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu
ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın bu Kanunun yayımı
tarihinden sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz.
ç) Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere
vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri,
avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmez ve bu
alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan
yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmaz.
d) Bu Kanuna göre yapılandırılan alacaklardan, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu
hükümlerine göre icra takibi yapılanlar ile ilgili takipler, bu Kanunda yer
alan özel hükümler saklı kalmak şartıyla, yapılandırılan alacağın tamamının
bu Kanun hükümlerine göre ödemesi tamamlanıncaya kadar durur. Bu
alacakların tamamının ödenmesi hâlinde icra takipleri alacaklı idarelerin
başvurusu üzerine sonlandırılır. Bu takiplerden kaynaklanan avukatlık
ücreti, icra takip giderleri ile bu takipler nedeniyle açılmış davalara
ilişkin yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri
karşılıklı olarak talep edilmez, bu türden alacaklara karşılık yapılmış tahsilatlar iade edilmez. Bu hüküm kapsamında icra
takibinden vazgeçilen alacaklar için 2/7/1964
tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 23 üncü maddesi uyarınca alınması
gereken harç ile 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme
Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara
Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde düzenlenen
harç alınmaz.
e) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunulan borçlara ilişkin dava açılamaz ve hiçbir mercie
başvurulamaz.
(14) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin
onuncu fıkrasının (a) bendi kapsamında beyan edilen vergilere, ödeme
yönünden şartların ihlali hâlinde, kesilmesi gereken vergi cezaları için
213 sayılı Kanunun 374 üncü maddesinde yer alan zamanaşımı süreleri ile bu
Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak mevzuatlarında yer alan özel
hükümler saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri
işlemez.
(15) Bu Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık
bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar, bu Kanun
kapsamında tahsil edilen tutarlar ile bu maddenin dokuzuncu fıkrası
kapsamındaki tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar
uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak iadesi yapılmaz.
Ancak, bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası
kapsamında olup dava konusu edilen tarhiyatlar ile ilk derece yargı
merciinde dava konusu edilen idari para cezası ve ecrimisillere
karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödeme yapılmış olması hâlinde,
ödenen bu tutarlar, ilk derece mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar
verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek
üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar için bu Kanundan
yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile verilmiş terkin kararları
üzerine iade edilebilir.
(16) Cumhurbaşkanı, bu Kanunda öngörülen başvuru ve
ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar uzatmaya yetkilidir.
(17) 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre
Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerdeki
dairelere (alacaklı idarelere) mücbir sebep hâlinin vukuu tarihinden
itibaren ödenmesi gereken taksitler; mücbir sebep hâlinin sona erdiği
tarihi takip eden aydan başlamak üzere aylık dönemler hâlinde ödenir. Bu fıkra hükmü, yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan vergi
mükelleflerinden, Ticaret Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin
gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan ve bu ülkedeki
faaliyetleri nedeniyle durumları Hazine ve Maliye Bakanlığınca, 213 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesine göre mücbir sebep hâli kabul edilenlerin, bu
Kanun kapsamında alacakları yapılandırılan alacaklı idarelere mücbir sebep
hâllerinin devam ettiği süre içinde ödemeleri gereken taksitlere de
uygulanır.
(18) Onyedinci fıkra
hükümlerine göre mücbir sebep nedeniyle ödeme süresi uzatılan taksitler
için altıncı fıkrada yer alan, taksitlerden ilk ikisinin süresinde ödenmesi
şartı aranmaz.
(19) 213 sayılı Kanunun 15 inci
maddesine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hâli ilan edilen
yerlerde bu hâlin, bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirlenen
başvuru süresince devam etmesi durumunda, bu yerlerdeki dairelere (alacaklı
idarelere) yapılacak başvurunun süresi mücbir sebep hâlinin sona erdiği
tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar (bu tarih dâhil) uzar, bu
takdirde Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarların ilk taksiti; başvuru
süresinin sona erdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar (bu tarih dâhil),
diğer taksitler ise bu taksiti takip eden aylık dönemler hâlinde bu Kanun
hükümlerine göre ödenir. Şu
kadar ki, bu Kanunun 6 ncı maddesi kapsamında
ödenmesi gereken tutarlar beyanname verme süresi içinde, taksitle yapılacak
ödemelerde ise ilk taksit beyanname verme süresi içinde, diğer taksitler
izleyen aylarda ödenir.
(20) Bu Kanunun uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye ilgili idareler yetkilidir. İl özel idareleri,
belediyeler ile YİKOB’lara ait amme alacaklarına
ilişkin hükümlerin uygulamasına dair usul ve esaslar Hazine ve Maliye
Bakanlığınca belirlenir.
Diğer
hükümler
MADDE
10- (1) Hazine ve Maliye
Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen
alacaklardan, vadesi 31/12/2022 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce olduğu hâlde 1/1/2023 tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan
ve bir amme borçlusu adına tahakkuk etmiş asli ve fer’i alacakların toplamı
tüm tahsil daireleri itibarıyla 2.000 Türk lirasını aşmayanların
tahsilinden vazgeçilir. Bu tutarın tespitinde 1/1/2023
tarihi itibarıyla tahsil dairesi kayıtları esas alınır. Bu fıkra kapsamında
tahsilinden vazgeçilen alacaklar ile ilgili açılmış davalar, alacaklı
tahsil dairesinin alacağın terkin edildiğine ilişkin bildirimi üzerine
mahkemesince sonlandırılır, bu davalar ile ilgili yargılama gideri,
avukatlık ücreti ve fer’ileri karşılıklı olarak
talep edilmez. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olan tutarlar iade
edilmez.
(2) Bu Kanunun 3 üncü ve 4 üncü maddelerine göre
yapılandırılarak kesinleşen tarhiyatlar, yapılandırmanın ihlal edilmemesi
şartıyla 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesinin ikinci fıkrasının
(2) numaralı bendi kapsamında değerlendirilmez. Şu kadar ki, anılan bent
kapsamında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce söz konusu
tarhiyatlar nedeniyle 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi
kapsamında yararlanılamayan indirim tutarları için bir düzeltme yapılamaz.
(3) İşverenlerin ve üçüncü şahısların, 5510 sayılı
Kanunun 14 üncü, 21 inci, 23 üncü, 39 uncu ve 76 ncı
maddeleri, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun mülga 10 uncu, 26 ncı, 27 nci ve 28 inci maddeleri, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı
Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu
Kanununun mülga 63 üncü maddesi ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 129 uncu maddesi gereğince iş
kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm hâlleri ile
genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere
yönelik fiiller nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları
ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun
yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi hâlinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden
vazgeçilir.
(4) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fazla veya
yersiz olarak ödendiği tespit edilen ve 506 sayılı Kanunun, 1479 sayılı
Kanunun, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım
İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı
Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun,
5434 sayılı Kanunun mülga hükümleri ve 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi gereğince tahsil edilmesi gereken gelir ve
aylıklara ilişkin borç asılları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan
sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde bu borçlara uygulanan
kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir.
(5) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi
kapsamında sigortalı sayılanların prim borçları sebebiyle aynı Kanunun 88
inci maddesinin onikinci fıkrası uyarınca
sattıkları tarımsal ürün bedellerinden, tarımsal kesinti sorumlularınca
kesinti yapıldığı hâlde Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi gereken prim
tutarlarından 2022 yılı Aralık ayı ve önceki dönemlere ilişkin borçları ile
bu borçlara gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanan sürenin
başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde bu borçlara uygulanan gecikme
cezası ve gecikme zammı tahsilinden vazgeçilir.
(6) 5510 sayılı Kanun kapsamından çıkarılan iş
yerlerine ilişkin olup iş yerine ait borcun tamamının ödeme süresi 31/12/2020 veya önceki bir tarihe ilişkin olduğu hâlde
ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek
primi ve idari para cezası asılları toplamı 500 Türk lirasını aşmayan
alacaklar ile tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı gecikme cezası ve
gecikme zammı gibi fer’ilerinin ve aslı ödenmiş
olan fer’i alacaklardan tutarı 10.000 Türk lirasını aşmayanların tahsilinden
vazgeçilir.
(7) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih
dâhil) 2918 sayılı Kanun uyarınca araç muayenesi yaptırmaları gerektiği
hâlde muayenelerini süresinde yaptırmamış olanların, 30/9/2023
tarihine kadar (bu tarih dâhil) araç muayenelerini yaptırmaları ve anılan
Kanunun 35 inci maddesi uyarınca muayene süresi geçirilen her ay ve kesri
için tahsili gereken %5 fazla yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, bu Kanunun yayımı tarihinden (yayımlandığı
ay dâhil) araç muayenelerinin yapıldığı tarihe kadar her ay ve kesri için
aylık %0,75 oranı esas alınarak hesaplanacak tutarı ödemeleri şartıyla
anılan madde uyarınca alınması gereken %5 fazlaların tahsilinden vazgeçilir
ve yetkili kuruluş tarafından tahsil edilen bu tutarlar anılan maddede
belirtilen süre ve şekilde Hazine hesaplarına aktarılır. Bu fıkra kapsamına
giren alacaklara karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş
olan tutarların bu fıkra hükümlerine dayanılarak iadesi yapılmaz. Bu
fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye
Bakanlığı yetkilidir. 22/3/2020 ile 3/7/2020
tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) geçen süre için 2918 sayılı Kanunun
35 inci maddesinde yer alan %5 fazlaya ilişkin hüküm ve Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları uygulanmaz, tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez.
(8) 29/6/2001 tarihli ve
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer
Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 25 inci,
geçici 26 ncı ve geçici 28 inci maddeleri
kapsamında ertelenen bedeller hariç olmak üzere, ilgili kanunları uyarınca
orman sayılan yerler, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve
tasarrufu altında bulunan taşınmazlar hakkında yapılan kesin izin, kesin
tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama
işlemlerinden kaynaklanan ve vadesi 31/12/2022 tarihi itibarıyla geldiği
hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan kullanım bedelleri
ve hasılat/ticari kâr payları asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin
gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde başvurulması ve
ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra kapsamında olan ve bu Kanunun
yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış
alacaklar için borçluların bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere bu
Kanunda belirtilen sürede başvurmaları ve Kanunda öngörülen süre ve şekilde
alacakların ödenmesi hâlinde bunlar için açılan davalar sonlandırılır ve
icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların mahkeme ve icra
masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri
şarttır. Bu fıkrada belirtilen borçların süresi içinde ödenmemesi sebebiyle
kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni
ve kiralama işlemleri iptal edilenler tarafından borçlar bu fıkrada belirtilen
şekilde ödense dahi, iptal işlemi ihya edilmez ve geçerliliğini korur. Bu
fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilidir.
(9) İl özel idareleri, YİKOB’lar,
belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin %50’sinden
fazlası bunlara ait şirketlerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar hakkında
yaptıkları satış, irtifak hakkı ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan
(tasarrufunda bulunan taşınmazların kira ve irtifak hakkı bedelleri ile
kaynak sularının kira bedeli dâhil) ve vadesi 31/12/2022
tarihi itibarıyla geldiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve hasılat payları asıllarının tamamı ile
bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri
yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
başvurulması ve tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme
zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu takdirde
mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücreti ilk taksit tutarı ile
birlikte tahsil edilir. Bu fıkra hükümlerinden yararlanılabilmesi için dava
açılmaması ve açılmış davalardan vazgeçilmesi şarttır. Bu fıkra kapsamında
ödenmesi gereken tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde kısmen veya
tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat
hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
yetkilidir.
(10) Büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve
büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerince 6183 sayılı Kanuna
göre takip edilmekte olan ve vadesi 31/12/2020
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş olan ve her bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 250 Türk lirasını
aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i
alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 500 Türk lirasını
aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.
(11) 18/5/2004 tarihli ve
5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar
Kanunu hükümlerine göre, 31/12/2022 tarihine kadar ödenmesi gerekmesine
rağmen ödenmemiş olan, üyelerin oda ve borsalara olan aidat, navlun
hasılatından alınacak oda payları ve borsa tescil ücreti ile oda ve
borsaların Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine olan aidat borçları
asılları ile 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 26 ncı maddesinin yirmiüçüncü
fıkrası ile 27 nci maddesinin yedinci fıkrası
uyarınca Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine ödenmesi gereken sigorta
eksperleri ve sigorta acenteleri levha aidat borç asıllarının tamamının
birinci taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi takip eden üçüncü ayın
sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam dokuz eşit
taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı
tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına
isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların
tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime
başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi
gereken ilk taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da bir takvim yılında
birden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya süresinde ödenmeyen ya da
eksik ödenen herhangi bir taksitin vade sonuna kadar ödenmemesi hâlinde,
ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu
fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar
için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda
bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu
kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra
masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Vergi mükellefiyeti
sona erdiği hâlde oda/borsa kayıtları devam eden üyelerin, vergi
mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları için bu fıkra
hükümleri uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra,
tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i borçlarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği yetkilidir.
(12) 31/12/2022 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmemiş olan; 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine göre meslek
mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler
Odaları Birliğine olan birlik payı borçlarının asıllarının tamamının
birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna
kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam dokuz eşit taksitte
ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı
tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç
asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı
birime başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil
edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada
belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları,
açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu
Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme
bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış
alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır.
Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra
masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu
fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türkiye Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği
yetkilidir.
(13) 31/12/2022 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı
tarihine kadar ödenmemiş olan; 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve
Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu hükümlerine göre esnaf ve
sanatkârların üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların
birlik ve üyesi oldukları federasyonlara, birlik ve federasyonların Türkiye
Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonuna olan katılma payı, esnaf ve
sanatkârların meslek eğitimini geliştirme ve destekleme fonu borç asıllarının
ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi
takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami
toplam dokuz eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı tarihini
izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması şarttır.
Fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve
şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları
ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar
ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden
yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine
getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu kapsamda tamamı ödenen
alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet
ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla üyelerin odalara, odaların birlik ve federasyonlara, birlik ve
federasyonların da Konfederasyona kısmen veya tamamen ödemiş olduğu aidat
ve katılma payı asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Vergi
mükellefiyeti sona erdiği hâlde oda kayıtları devam eden üyelerin, vergi
mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları için bu fıkra
hükümleri uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra,
tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i borçlarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu
yetkilidir. 6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş
İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca 213
sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep hâli ilan edilen
yerlerde; ödenmesi gerektiği hâlde ödenmemiş olan, 5362 sayılı Kanun
hükümlerine göre faaliyet gösteren ve depremden zarar gören esnaf ve
sanatkârların aidat borçları ve gecikme zamları ile odaların birlik ve
üyesi oldukları federasyonlara, birliklerin Türkiye Esnaf ve Sanatkârları
Konfederasyonuna olan katılma payı ve mesleki eğitim fonu borçları ve
gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçmeye 31/12/2023 tarihine kadar ilgili
yönetim kurulu yetkilidir.
(14) 31/12/2022 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmemiş olan; 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu
hükümlerine göre avukatların ve stajyer avukatların baro kesenekleri ile
staj kredisi borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık
dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya
tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu
fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen
ikinci ayın sonuna kadar baro kesenekleri için ilgili baroya, staj kredisi
alacakları için Türkiye Barolar Birliğine başvurulması şarttır. Bu fıkra
kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde
kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile
bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar
ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Ancak bu fıkradan
yararlananlardan aylık taksitini süresinde ödemeyenler bakımından bir
kereye mahsus olmak üzere ödenmeyen taksitin bir sonraki ay taksiti ile
birlikte ödenmesi durumu saklıdır. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen
borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra
dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce
dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş
olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun
bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarlar fıkrada öngörülen süre ve şekilde tamamen ödeninceye kadar
durdurulur ve alacağın tamamı ödendiğinde sonlandırılır. Bu
kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin dosyanın kapatılması için
gerekli tahsil harcı borçlu tarafından ödenir, bundan başka yargılama
giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep
edilmez. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Türkiye Barolar Birliği yetkilidir.
(15) 31/12/2022 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmemiş olan; 27/1/1954 tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve
Mimar Odaları Birliği Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi
oldukları odalara olan aidat borçları asıllarının tamamının birinci taksiti
bu Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı
aylık dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde,
bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen
veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması
şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen
süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak
asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden
yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine
getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden
önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş
olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun
bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu takdirde, borçluların
mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile
birlikte ödemeleri şarttır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği yetkilidir.
(16) 31/12/2022 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı
tarihine kadar ödenmemiş olan; 23/1/1953 tarihli ve 6023 sayılı Türk
Tabipleri Birliği Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi
oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Merkez Konseyine olan
birlik payı borçlarının asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu
Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık
dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı
birime başvurulması şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların
fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde,
ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen
şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu
Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme
bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış
alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu
takdirde, borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk
taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla üyelerin odalara, odaların da Merkez Konseyine kısmen veya
tamamen ödemiş olduğu aidat asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türk
Tabipleri Birliği yetkilidir.
(17) 31/12/2022 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmemiş olan; 7/6/1985 tarihli ve 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri
Birliği Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları
odalara olan aidat borçları ile odaların Türk Diş Hekimleri Birliğine olan
birlik payı borçlarının asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu
Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık
dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı
birime başvurulması veya bu fıkrada belirtilen ödeme zamanında ilk taksitin
ödenmesi şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada
öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş
alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve
kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar
için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda
bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu
takdirde, borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk
taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla üyelerin odalara, odaların da Türk Diş Hekimleri Birliğine
kısmen veya tamamen ödemiş olduğu aidat asıllarına isabet eden ve ödenmemiş
olan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Türk Diş Hekimleri Birliği yetkilidir.
(18) 31/12/2022 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmemiş olan; 9/3/1954 tarihli ve 6343 sayılı Veteriner Hekimliği
Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının
Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun hükümlerine göre meslek
mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Türk
Veteriner Hekimleri Birliğine olan birlik payı borçlarının asıllarının
tamamının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam
altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun
yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş
borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili
odaya/birliğe başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken
tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi
hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil
edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada
belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları,
açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece
hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi
başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri
sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama
giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep
edilmez. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türk
Veteriner Hekimleri Birliği yetkilidir.
(19) 31/12/2022 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmemiş olan; 15/5/1957 tarihli ve 6964 sayılı Ziraat Odaları ve
Ziraat Odaları Birliği Kanunu hükümlerine göre üyelerin odalara olan aidat
borçları ile odaların Türkiye Ziraat Odaları Birliğine olan birlik payı
borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yayımlandığı
tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde
ve azami toplam dokuz eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara
uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak
asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş
olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci
ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması şarttır. Bu
fıkra kapsamında ödenmesi gereken ilk taksitin süresinde tam ödenmemesi ya
da bir takvim yılında birden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya
süresinde ödenmeyen ya da eksik ödenen herhangi bir taksitin vade sonuna
kadar ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat
hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden yararlanmak
isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı
sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin
yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı
olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Türkiye Ziraat Odaları Birliği yetkilidir.
(20) 8/3/2011 tarihli ve
6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu hükümleri kapsamında olan ve vadesi
31/12/2022 tarihi itibarıyla geldiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan su kullanım hizmet bedellerinin tamamı ile bu
alacaklara ilişkin faiz gibi fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar
borçlu bulunulan birliğe başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın,
birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna
kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam dokuz eşit taksitte
ödenmesi hâlinde bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Yapılandırılan tutarın tamamının ilk
taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde fer’i alacaklar yerine
hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının %90’ının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra
kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde
kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile
bunlara ilişkin faiz gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre
tahsil edilir. Ancak bu fıkradan yararlananlardan aylık taksitini süresinde
ödemeyenler bakımından bir kereye mahsus olmak üzere ödenmeyen taksitin bir
sonraki ay taksiti ile birlikte ödenmesi durumu saklıdır. Bu fıkra
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun
yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme
bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış
alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri bu fıkra
kapsamında ödenmesi gereken tutarlar fıkrada öngörülen süre ve şekilde
tamamen ödeninceye kadar durdurulur ve alacağın tamamı ödendiğinde
sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin
dosyanın kapatılması için gerekli tahsil harcı borçlu tarafından ödenir,
bundan başka yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri
karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilidir.
(21) 6/2/2023 tarihinde
Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye
Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep
hali ilan edilen yerlerde;
a) Depremden, kendisi, eşi, çocuğu veya anne ve
babası etkilenen hizmet erbabına, işverenler tarafından 6/2/2023
ila 31/7/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) mevcut ücret, prim,
ikramiye gibi ödemelerine ilave olarak yapılan ayni yardımlar ile toplam
tutarı 50.000 Türk lirasını geçmeyen nakdi yardımlar 5510 sayılı Kanuna
göre prime esas kazanca dâhil edilmez, bu yardımlar üzerinden 193 sayılı
Kanun uyarınca gelir vergisi ve 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga
Vergisi Kanunu uyarınca damga vergisi alınmaz.
b) 6/2/2023 tarihi
itibarıyla yerleşim yeri bulunan gerçek kişilerin, ikamet etmeleri amacıyla
bedelsiz kullanımına bırakılan konutlara ilişkin olarak 2023 yılı
gelirlerine uygulanmak üzere 193 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde
belirtilen emsal kira bedeli esası uygulanmaz.
c) Depremlerde veya bu depremlerdeki yaralanmalara
bağlı olarak daha sonraki tarihlerde vefat edenlerin mirasçılarına, tüzel
kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik
şirketleri tarafından ve bireysel emeklilik sisteminden, 6/2/2023
tarihinden itibaren yapılan ve 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci
fıkrasının (15) ve (16) numaralı bentlerinde sayılan menkul sermaye iradı
kapsamındaki ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı
yapılmaz.
ç) Depremlerde veya bu depremlerdeki yaralanmalara
bağlı olarak daha sonraki tarihlerde vefat edenlerin mirasçılarına veraset
yoluyla intikal eden mallar ile vefat eden hizmet erbabının eş, çocuk, anne
ve babasına işverenler tarafından 6/2/2023 ila
31/7/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) yapılan yardımlar veraset
ve intikal vergisinden müstesnadır. Bu intikaller nedeniyle veraset ve
intikal vergisi beyannamesi verilmez, ilişik kesme belgesi aranmaz.
Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar
Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
(22) 13/1/2011 tarihli ve
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa ve 213 sayılı Kanuna göre tutulması ve
tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgeleri
6/2/2023 tarihinde Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle
zayi olan mükellefler, durumu öğrendiği tarihten itibaren 31/7/2023
tarihine kadar (bu tarih dâhil) yetkili mahkemeden kendisine bir belge
verilmesini isteyebilir. Mahkeme bu talebi ivedilikle görüşür ve gerekli
gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Ancak bu yerlerde bulunan
mükellefin il veya ilçe idare kurullarından defter ve belgelerinin zayi
olduğuna ilişkin olarak alacağı belge de yetkili mahkemeden alınmış belge
hükmündedir. Böyle bir belge almamış olan mükellef, defterlerini ve
belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Defter veya belgelerinin iş yerinde
veya 3568 sayılı Kanun uyarınca yetkili meslek mensubunun faaliyetlerini
yürüttüğü yerde zayi olduğunu beyan eden mükellef, ilgili mahkemeye veya
il/ilçe idare kuruluna başvurduğunu gösteren belge ile yeni defterlerin açılış
onayını notere yaptırabilir. Şu kadar ki ilgili mahkeme veya kurullarca
defter ve belgelerin zayi olmadığına karar verilmesi halinde mükellef,
defter ve belgelerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Bu fıkra kapsamında
yapılan yeni defterlerin tasdiki işleminden 492 sayılı Kanun hükümlerine
göre noter harcı, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı
Noterlik Kanununa göre her ne adla olursa olsun noterlik ücreti alınmaz.
6102 sayılı Kanun ve 213 sayılı Kanun kapsamında tutulması ve tasdiki
zorunlu olup elektronik ortamda tutulan defterlerden, Hazine ve Maliye
Bakanlığı tarafından muhafaza edilen ya da muhafaza edilmek üzere anılan
Bakanlığa elektronik ortamda iletilen defterler bakımından bu madde
hükümleri uygulanmaz. Mükelleflerin talebine istinaden bu defterlerin teslimine
ilişkin usul ve esaslar, Ticaret Bakanlığının görüşü alınarak Hazine ve
Maliye Bakanlığınca belirlenir.
(23) 6/2/2023 tarihinde
Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye
Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep
hali ilan edilen yerlerde bulunan ticaret sicili müdürlüklerine kayıtlı
ticari işletme, ticaret şirketleri ve şubelere ilişkin olarak;
a) Adres değişikliği, aynı il sınırları içindeki
ticaret sicili müdürlükleri arasında yapılacak merkez nakli, tasfiye ve
terkin işlemlerinden,
b) Deprem nedeniyle vefat edenlerin işletmenin
sahibi, yönetim organı üyesi veya işletmeyi temsile yetkili olduğu
hallerde, ticaret sicilinde bu kişilere ilişkin yapılacak değişikliklerden
ve vefat eden kişilerin sahibi olduğu payların miras nedeniyle geçişine
ilişkin yapılacak tescil işlemlerinden,
c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan işlemler
sonucunda düzenlenecek ticaret sicili kayıtlarına ilişkin belgelerden,
31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) 492 sayılı Kanuna
göre ticaret sicil harçları ile 5174 sayılı Kanunda öngörülen herhangi bir
ücret ve gerçekleştirilen tescil, değişiklik ve terkin işlemlerine ilişkin
Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanacak ilanlardan ilan ücreti
alınmaz.
(24) 6/2/2023 tarihinde
Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye
Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep
hali ilan edilen yerlerde 5362 sayılı Kanun hükümlerine göre faaliyet
gösteren ve depremden zarar gören esnaf ve sanatkârlara ilişkin olarak;
aynı il sınırları içindeki tescil, tadil ve terkin işlemleri ile sicil
tasdiknamesinden 31/7/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) anılan Kanunda
öngörülen harç, herhangi bir ücret ve gerçekleştirilen tescil, tadil ve terkin
işlemlerine ilişkin Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesinde yayımlanacak
ilanlardan ilan ücreti alınmaz.
(25) 6/2/2023 tarihinde
Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye
Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde; gelir ve kurumlar
vergisi yönünden mükellefiyet kaydı bulunan kişilerden veya gelir vergisi
mükellefiyeti bulunmayan ancak yerleşim yeri bu yerlerde olan gerçek
kişilerden ya da kuruluş ve faaliyet yeri bu yerlerde bulunan kurumlar
vergisi mükellefiyeti olmayan teşekküllerden alacağı bulunan mükellefler,
açılan tespit davası üzerine mahkeme tarafından borçlunun mal varlığının en
az üçte birini kaybettiğine yönelik verilmiş bir karar bulunması şartıyla,
deprem tarihinden önce doğmuş olan ve varlığı 213 sayılı Kanunda sayılan belgeler
ile tevsik edilen alacaklarını aynı Kanunun 323 üncü maddesinde yer alan
hükümlere göre dava veya icra safhasında bulunan alacak kabul ederek, bu
alacakları için pasifte karşılık ayırabilir. İşletme hesabı esasında defter
tutan mükellefler, bu fıkra kapsamında tespit edilen şüpheli alacaklarını
defterlerinin gider kısmına kaydederler. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin
usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
(26) 6/2/2023 tarihinde
Kahramanmaraş İlinde meydana gelen depremler nedeniyle Hazine ve Maliye
Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesi kapsamında mücbir sebep
hali ilan edilen yerlerde, depremlerde yıkılan veya ağır ya da orta hasarlı
binalara ve ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlara ilişkin
olup 6/2/2023 tarihinden önce tahakkuk eden ve bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan emlâk vergisi, taşınmaz kültür varlıklarının
korunmasına katkı payı, çevre temizlik vergisi ve motorlu taşıtlar vergisi
ile bu alacaklara ilişkin vergi cezası, gecikme faizi, gecikme zammı terkin
edilir ve taşıtlar üzerinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi
dairelerince tatbik edilmiş hacizler kaldırılır. Bu hüküm, fıkra kapsamına
giren taşıtlara 6/2/2023 tarihinden önce 2918
sayılı Kanunun 116 ncı maddesine göre verilen
trafik idari para cezası ile 6001 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine göre
verilen idari para cezaları ve bu cezanın verilmesine ilişkin geçiş ücreti
ile gecikme zammı alacakları için de uygulanır. Bu fıkranın uygulamasına
ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
(27) Kurumlar vergisi
mükellefleri tarafından, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi
beyannamesinde gösterilmek suretiyle, 5520 sayılı Kanun ile diğer
kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancından indirim konusu
yapılan istisna ve indirim tutarları ile aynı Kanunun 32/A maddesi
kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden, dönem
kazancı ile ilişkilendirilmeksizin %10 oranında, 5520 sayılı Kanunun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen istisna ile yurt
dışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıdığı tevsik
edilen istisna kazançlar üzerinden ise %5 oranında ek vergi hesaplanır ve
bu verginin ilk taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi içinde, ikinci
taksiti bu süreyi takip eden dördüncü ayda ödenir. Özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflerde bu
vergi, 2023 yılı içinde sona eren hesap dönemi için verilmesi gereken
beyannamelerde gösterilmek suretiyle uygulanır. Bu vergi gider ve indirim
olarak dikkate alınamaz ve hiçbir vergiden mahsup edilemez. Şu kadar ki
5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının; (d), (i), (j) ve
(k) bentleri ile geçici 14 üncü maddesi kapsamındaki istisnalar, aynı
Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının; (b), (c), (ç), (d), (e),
(f), (g) ve (h) bentleri kapsamındaki indirimler, 193 sayılı Kanunun geçici
61 inci maddesi kapsamında tevkifata tabi yatırım
indirimi istisnası, ilgili kanunları uyarınca kurum kazancından
indirilebilen bağış ve yardımlar ile 10/7/2018
tarihli ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesinin 407 nci maddesi kapsamında
tanımlanan mikro ve küçük işletmelerin teknoloji geliştirme bölgeleri ile
Ar-ge ve tasarım merkezlerinden elde ettikleri
istisnaya ve indirime konu kazançları üzerinden bu vergi hesaplanmaz. 6/2/2023 tarihi itibarıyla, Adana, Adıyaman, Diyarbakır,
Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve
Şanlıurfa illeri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi
mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaftır. Tahsil edilen ek vergi, genel
bütçe geliri olarak kaydedilir ve 5779 sayılı Kanun ile diğer kanunlara
göre mahalli idarelere verilecek payların hesabında dikkate alınmaz. Bu
fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye
Bakanlığınca belirlenir.
(28) 8/4/1929 tarihli ve
1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanunun geçici
1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına girenler ile söz konusu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe
kadar geçen süre içinde anılan maddede belirtilen nedenlerle haklarında
borç takibi yapılanlar veya yapılması gerekenlerin, kendilerine döviz
olarak yapılmış olan her türlü masrafa ilişkin borç tutarları, (daha önce
bu borçları ile ilgili olarak yapılandırma düzenlemelerinden yararlanmış ve
ödemeleri devam edenler dâhil) bu Kanunun yayımını izleyen üçüncü ayın
sonuna kadar Millî Eğitim Bakanlığına başvurmaları hâlinde, imzaladıkları
yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi hükümleri
dikkate alınmaksızın ve ilgililere önceden ödedikleri faizleri iade etme
sonucu doğurmaksızın bu fıkra hükümlerine göre yeniden hesaplanır ve
başvuru süresi içinde tahsilat işlemi durdurulur. 5/8/1996
tarihinden sonra yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi
alınanlar hakkında 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun ek 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre bu fıkranın
yürürlüğe girdiği tarihten önceki süreler için herhangi bir fer’i alacak
hesaplanmaz. Bunların daha önce ödemiş oldukları tutar ile mecburi
hizmetlerinde değerlendirilen sürelere isabet eden tutar, anapara borç
tutarından mahsup edilir. Bu fıkra uyarınca vazgeçilen borç tutarına isabet
eden vekâlet ücreti de dâhil yargılama giderleri tahsil edilmez. Hesaplanan
borç tutarı, ilgilinin durumu ve ödenmesi gereken meblağ dikkate alınarak
yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi alınması
kaydıyla azami beş yıla kadar taksitlendirilebilir. Bu fıkra kapsamında
düzenlenen yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi
damga vergisi ve noter harcından müstesnadır. Ancak terör örgütlerine veya
Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla
irtibatı olduğu gerekçesi ile öğrencilikle veya mecburi hizmetle yükümlü
bulundukları süre içerisinde kadrolarıyla ilişiği kesilenler hakkında bu
fıkra hükümleri uygulanmaz.
MADDE
11- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun
mükerrer 20 nci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “75.000 Türk lirasına” ibaresi “103 üncü maddede yazılı tarifenin
ikinci diliminde yer alan tutara” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 12- 16/8/1961 tarihli ve
351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanununa aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 8- Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla, geri ödemesi başlamış veya takip için vergi dairesine
bildirilmiş olan öğrenim ve katkı kredilerinden vadesi geldiği hâlde
ödenmemiş bulunanların asıllarına vade tarihleri ile 9/11/2022
tarihi (bu tarih dâhil) arasında gecikme zammı, Yİ-ÜFE tutarı, katsayı
tutarı gibi alacaklar hesaplanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce tahsil edilmiş olan tutarlar iade edilmez. Bu maddenin uygulamasına
dair usul ve esasları belirlemeye ilgisine göre Gençlik ve Spor Bakanlığı
ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 13- 1/7/1964 tarihli ve
488 sayılı Damga Vergisi Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4- Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca;
bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31/12/2023
tarihine kadar (bu tarih dâhil), daha önce ihale ilanı verilmiş olmakla
birlikte son teklif verme tarihi geçmemiş olanlar dâhil olmak üzere konut
ve konut ile birlikte ihaleye çıkılan yapım işlerine ilişkin ihalelerde,
alınan ihale kararları ve Başkanlık ile işi yüklenenler arasında düzenlenen
sözleşmeler damga vergisinden müstesnadır.”
MADDE
14- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4)
sayılı tarifenin mülga son fıkrasından önceki fıkrasına aşağıdaki cümle
eklenmiştir.
“Şu kadar ki, I/20-a fıkrası
kapsamında şüyuun izalesi yoluyla satışa konu edilen her bir taşınmaza
ilişkin devir ve iktisaplarda, bu fıkraya göre alınması gereken en az maktu
harç miktarı, devir ve iktisap sayısı ile ilişkilendirilmeksizin, devir
eden ve devir alanın her birinden bir kez alınır.”
MADDE
15- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 26- Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce bu Kanun kapsamında sürücülere uygulanan trafik idari para
cezalarına istinaden verilen ve aktif durumda olan ceza puanları pasif
duruma getirilerek ceza puanı hesaplamasında dikkate alınmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce 47 nci maddenin üçüncü fıkrası, 51
inci maddenin üçüncü fıkrası ve 118 inci maddenin ikinci ve üçüncü
fıkraları kapsamında geçici olarak geri alınan ve ilgilisine teslim
edilmemiş olan sürücü belgelerinin geçici geri almaları pasif duruma
getirilir ve aynı maddelerde belirtilen süre ve şartlar aranmaksızın
ilgilinin müracaatı üzerine iade edilir ve daha sonraki geri alma işlemi
hesaplamalarında dikkate alınmaz.
Pasif duruma getirilen geçici geri alma süreleri ve
ceza puanları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüm adli ve
idari işler bakımından ilgilisine herhangi bir hak veya istisna sağlamaz ve
uygulanmış olan trafik idari para cezalarını ortadan kaldırmaz.”
MADDE 16- 25/10/1984 tarihli
ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin üçüncü
fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki, boru hatları veya
elektrik telleri ile taşınan ve sürekli akış hâlinde olan malların ithaline
ilişkin olarak ithalatın yapıldığı vergilendirme dönemine ait katma değer
vergisi beyannamesinin verilme süresi sonuna kadar ödenen katma değer vergisi,
ithalatın yapıldığı dönemde indirim konusu yapılabilir.”
MADDE 17- 21/5/1986 tarihli ve
3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun ek 12 nci
maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Amatör sporun ve altyapı spor eğitim tesislerinin
desteklenmesi
EK MADDE 12- Gençlik ve Spor Bakanlığınca tescil
edilmiş olan spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri tarafından sporculara
ödenen ücretlerden tevkif edilerek ilgili vergi dairesine kanuni süresinde
beyan edilen ve vadesinde ödenen gelir vergisi, ödemeyi takip eden beş iş
günü içinde ilgili vergi dairesi tarafından, ilgili işverence Türkiye’de
kurulu bankalarda açılmış olan özel hesaplara, 4/1/1961
tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, bu maddenin
dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç, 21/7/1953 tarihli ve 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 23 üncü maddesi
hükmü uygulanmaksızın iade edilir.
Özel hesaba aktarılan tutarlar aşağıdaki harcamalar
dışında kullanılamaz:
a) Amatör spor faaliyetleri ile altyapı spor eğitim
tesislerinde sportif faaliyet gösteren sporculara, bunların çalıştırıcılarına
ve diğer spor elemanlarına yapılan ücret ve ücret sayılan ödemeler (Her bir
sporcu, çalıştırıcı ve diğer spor elemanları için yıllık olarak yapılacak
ödeme, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin üçüncü gelir
diliminde yer alan ve ilgili yılda ücretler için geçerli olan tutarın üç
katını aşamaz.),
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamındaki sporcular,
çalıştırıcılar ve diğer spor elemanlarının, sportif faaliyetlerine ilişkin
iaşe, ibate, seyahat, sağlık, eğitim-öğretim harcamaları ile amatör ve
altyapı faaliyetlerine ilişkin hazırlık kampları, müsabaka, malzeme ve ekipman, federasyon vize, lisans, tescil ve katılım
harcamaları,
c) Amatör spor faaliyetlerinin gelişimi ile
sporcuların yetiştirilmesi ve eğitimi için spor kulüpleri ve spor anonim
şirketleri tarafından kurulan veya kurulacak altyapı spor eğitim
tesislerinin inşası ile bu tesislerin işletilmesi ve idamesi için yapılan
harcamalar.
Spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerine iade
edilerek özel hesaba alınan ve harcanamayan tutarlardan spor kulübü ve bu
spor kulübünün bağlı ortaklığı veya iştiraki olarak kurulan spor anonim
şirketleri, kendi aralarında aynı amaçla harcanmak üzere aktarım yapabilir.
Yukarıda belirtilen harcamalar kapsamında olmak kaydıyla, spor kulüpleri
ile spor anonim şirketlerince iade alınmadan önce yapılan harcamalar daha
sonra özel hesaba aktarılan tutarlardan karşılanabilir.
Özel hesaba aktarılan tutarlar ile bu tutarlardan
yapılan harcamalar, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider,
indirim veya maliyet olarak dikkate alınamaz.
Özel hesaptan amaç dışı kullanılan vergi iadeleri,
amaç dışı kullanıldığı vergilendirme dönemine ilişkin gelir (stopaj)
vergisi olarak özel hesap açılan mükellef adına 213 sayılı Kanundaki
esaslara göre vergi ziyaı cezası kesilerek tarh
edilir ve gecikme faizi hesaplanır.
Özel hesapta yer alan tutarlar, bu maddenin beşinci
fıkrası kapsamındaki alacaklar hariç, rehnedilemez
ve haczedilemez.
Hazine ve Maliye Bakanı, birinci fıkra kapsamında
iade edilecek tutarı %50’sine kadar azaltmaya veya kanuni seviyesine
getirmeye yetkilidir.
Özel hesabın oluşturulması, idaresi, bu hesaba
aktarılan tutarların kullanılması ve denetlenmesi ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile
Gençlik ve Spor Bakanlığınca müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 18- 26/6/2001 tarihli ve
4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun geçici 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “bölgesel
ve/veya sektörel alanlarda yüzde yetmiş beşe”
ibaresi “bölgesel ve/veya sektörel alanlarda ya
da meslek gruplarına göre yüzde yüze” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 19- 6/6/2002 tarihli ve
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 9- 8/2/2023 tarihli ve 6785 sayılı
Cumhurbaşkanı Kararı ile olağanüstü hal ilan edilen illerde faaliyette
bulunan ve Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenen merkezlerdeki tütün
üreticilerinin bir araya gelerek kurduğu tütün kooperatiflerince Türkiye’de
üretilen, bu Kanuna ekli (III) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan
2403.19.10.00.19 ve 2403.19.90.00.19 G.T.İ.P.
numaralı mallardan, 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri
ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanuna göre tek başına kıyılıp
içilebilme vasfına sahip bulunan ve Türk Standardları
Enstitüsünün TS 13599 Sarmalık Kıyılmış Tütün Mamulü Standardında yer alan
“Tek tütün çeşidinden üretilen sarmalık kıyılmış tütün mamulü” tanımı ve
standardına uygun nitelikteki malların tesliminde 31/12/2024 tarihine kadar
(bu tarih dâhil) özel tüketim vergisi oranı %50 indirimli uygulanır.
Birinci fıkrada yer alan tütün
mamulünün tek başına kıyılıp içilebilme vasfına sahip bulunduğunu ve Türk Standardları Enstitüsünün TS 13599 Sarmalık Kıyılmış
Tütün Mamulü Standardında yer alan “Tek tütün çeşidinden üretilen sarmalık
kıyılmış tütün mamulü” olduğunu belirlemeye, bu ürünlerin denetim ve kontrolünü
sağlamaya Tarım ve Orman Bakanlığı; bu maddenin uygulamasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE
20- 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun
5 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(3) Kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen
kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki
faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından
indirilmesi kabul edilmez. Şu kadar ki iştirak hisseleri alımıyla ilgili
finansman giderleri, Kanunun 19 uncu maddesi kapsamında yapılan devir
işlemleri sonrasına isabet edenler de dâhil olmak üzere, kurum kazancından
indirilebilir.”
MADDE 21- 3/6/2007 tarihli ve
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11 inci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“(6) Hasarın giderilmesine ve
tazminatın ödenmesine yönelik olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
tarafından usul ve esasları belirlenen sertifikasyon, takip ve denetim
esaslarına uygun şekilde orijinale eşdeğerliği belgelendirilmiş parçalar
ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından usul ve
esasları belirlenen yeniden kullanılabilir parçaların kullanımına ilişkin
usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme
Kurumu tarafından belirlenir. Motorlu
taşıtlarda garantinin korunmasına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri
saklıdır.”
MADDE 22- 28/2/2008 tarihli ve
5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “bölgesel
ve/veya sektörel alanlarda yüzde yetmiş beşe”
ibaresi “bölgesel ve/veya sektörel alanlarda ya
da meslek gruplarına göre yüzde yüze” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE
23- 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir
Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin
onbeşinci ve yirmidokuzuncu
fıkralarında yer alan “31/12/2022” ibareleri “31/12/2025” şeklinde değiştirilmiştir.
GEÇİCİ
MADDE 1- (1) Bu Kanunun 5
inci maddesi hükümleri 2022 yılı için aşağıdaki şartlarla uygulanır.
a) Mükellefler, Kanunun 5 inci maddesinde
belirtilen şartlar dâhilinde 2022 takvim yılı gelir ve kurumlar vergisi
matrahlarını %25 oranından az olmamak üzere artırmaları halinde madde
hükmünden yararlanır.
b) Kanunun 5 inci maddesinin
birinci fıkrasının; (b) ve (c) bentlerinde belirtilen asgari tutarlar; 2022
yılı için matrah artırımında bulunan gelir vergisi mükelleflerinden işletme
hesabı esasına göre defter tutanlar için 105.000 Türk lirasından; bilanço esasına
göre defter tutanlar ile serbest meslek erbabı için 200.000 Türk
lirasından, kurumlar vergisi mükellefleri için 500.000 Türk lirasından az
olamaz.
c) Bu madde hükmüne göre 2022
takvim yılına yönelik matrah artırımında bulunulabilmesi için bu yıla
ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmiş olması ve bu
beyannamelerde beyan edilen vergiye esas matrahların, 2021 takvim yılında
beyan edilen matrahın %122,93 oranında artırılması suretiyle bulunan tutar
ile 2022 takvim yılı üçüncü geçici vergilendirme döneminde beyan edilen
matrahın %40 oranında artırılması suretiyle bulunan tutarın yüksek
olanından az olmaması şarttır. 2022
takvim yılına yönelik matrah artırımında bulunmak isteyen mükellefler
tarafından 1/1/2023 tarihinden sonra matrah
azaltıcı nitelikte düzeltme beyannamesi verilmesi durumunda, bu bent
hükmüne istinaden yapılacak kıyaslamada düzeltme öncesi beyan edilen
matrahlar esas alınır. 2022 takvim yılına ilişkin olarak;
üçüncü geçici vergilendirme dönemi gelir veya kurumlar vergisi
beyannamesinin verilmemiş olması halinde; ikinci geçici vergilendirme
dönemi beyannamesinde beyan edilen matrahın %100 oranında artırılması
suretiyle bulunan tutar, sadece birinci geçici vergilendirme dönemi
beyannamesinin verilmiş olması halinde bu beyannamede beyan edilen matrahın
%300 oranında artırılması suretiyle bulunan tutar bu bent kapsamında
yapılacak kıyaslamada dikkate alınır. Şu kadar ki, 2021 takvim yılı ve 2022
yılının üçüncü geçici vergilendirme dönemine ilişkin gelir veya kurumlar
vergisi beyannamelerinde zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve
istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş
(ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu
faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar
dâhil) olması durumunda, 2022 yılı gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri
için bu şart aranmaz. 2022 yılı gelir ve kurumlar vergisi matrah
artırımına esas tutarların belirlenmesinde, (b) bendinde belirlenen asgari
tutarlardan az olmamak üzere bu bent hükmüne göre belirlenen tutarların
%25’i dikkate alınır.
ç) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah
artırımında bulundukları 2022 yılına ait zararlarının tamamı 2023 yılından
itibaren izleyen yıl kârlarından mahsup edilmez. 2022 yılına yönelik matrah
artırımında bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu yıla
ilişkin yıllık beyannamelerinde hesaplanan vergilerinden mahsup edilemeyen
geçici vergiler iade edilmez.
d) Mükellefler, Kanunun 5 inci
maddesinde belirtilen şartlar dâhilinde 2022 yılı gelir ve kurumlar vergisi
stopajları için; 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının;
(1) numaralı bendi uyarınca tevkifata tabi
ödemelerde %2, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının;
(2), (5) ve (6) numaralı bentleri, 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi ve ikinci fıkrası ile 30 uncu maddesinin
üçüncü fıkrasında yer alan ödemeler için ayrı ayrı
olmak üzere %2, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer
alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere %1, 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) ve (13) numaralı
bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı
olmak üzere 2022 yılında geçerli olan tevkifat
oranının %25’i oranından az olmamak üzere artırmaları halinde anılan madde
hükümlerinden yararlanır.
e) Mükellefler, Kanunun 5 inci
maddesinde belirtilen şartlar dâhilinde 2022 yılı her bir vergilendirme
dönemine ilişkin olarak verdikleri katma değer vergisi beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) hesaplanan katma
değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2022 yılı için %2 oranından az
olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak
artırmaları halinde anılan madde hükümlerinden yararlanır.
(2) 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi matrah
artırımında bulunulması, bu Kanunun 10 uncu maddesinin yirmiyedinci
fıkrası uyarınca alınacak ek vergi için bu döneme ilişkin inceleme ve
tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmez.
(3) Bu maddede hüküm bulunmayan hallerde Kanunun 5
inci maddesi hükümleri uygulanır.
(4) Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve
esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Yürürlük
MADDE 24- (1) Bu Kanunun;
a) 11 inci ve 20 nci
maddeleri 1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen
gelir ve kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
b) 17 nci maddesi Kanunun
yayımı tarihini izleyen ayın başında,
c) 23 üncü maddesi 1/1/2023
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
ç) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 25-‑ (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı
yürütür.
11/3/2023
|