BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN
Kanun No. 7326
|
Kabul Tarihi: 3/6/2021
|
Kapsam ve
tanımlar
MADDE 1 – (1) Bu Kanun hükümleri;
a) 4/1/1961 tarihli ve 213
sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;
1) 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe
kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi
cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,
2) 2021 yılına ilişkin olarak 30/4/2021
tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi
cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları (2021 yılı için tahakkuk eden
motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti hariç),
3) 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı
olmayan vergi cezaları,
b) 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce verilen idari para cezaları (24/4/1930 tarihli ve
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı
Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanuna göre
verilen idari para cezaları ile 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî
Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (III) sayılı cetvelde yer alan
düzenleyici ve denetleyici kurumlarca verilen idari para cezaları hariç),
c) Yukarıdaki bentler dışında kalan ve Hazine ve
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 21/7/1953
tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında
tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan asli ve fer’i amme
alacakları (adli para cezaları hariç),
ç) İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer
almayan ya da kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan emtia,
makine, teçhizat, demirbaşlar ile kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların
beyanı,
d) 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve
ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret Bakanlığına
bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip
edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri,
gecikme zammı alacakları,
e) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri
tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayım
tarihine veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna
kadar tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;
1) 31/5/2006 tarihli ve
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık
statülerinden kaynaklanan, 2021 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin
sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası
primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve
gecikme zammı alacakları,
2) 2021 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin
isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile bunlara bağlı
gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
3) 30/4/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale
konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit
sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi
ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
4) 30/4/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları
uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve
gecikme zammı alacakları,
5) İlgili kanunları gereğince takip edilen 2021
yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin damga vergisi, özel işlem vergisi
ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,
f) İl özel idarelerinin 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen ve vadesi 30/4/2021
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan asli ve fer’i amme alacakları,
g) Belediyelerin;
1) 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere,
beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere
ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme
zamları, 2021 yılına ilişkin olarak 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce tahakkuk eden vergi (2021 yılına ilişkin tahakkuk eden emlak vergisi
ile iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalara ait çevre temizlik
vergisi hariç) ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme
zamları, bunların dışında kalan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip
edilen ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan asli ve
fer’i amme alacakları,
2) 26/5/1981 tarihli ve
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 97 ve mükerrer 97 nci maddelerine göre tahsili gereken ve vadesi
30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ücret ve pay alacakları ile bunlara
bağlı fer’i alacakları,
3) 3/7/2005 tarihli ve 5393
sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin vadesi 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş bulunan su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara
bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
4) Büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983
tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesine göre vadesi
30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacakları ile bunlara
bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil)
alacakları,
ğ) 20/11/1981 tarihli ve
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve
kanalizasyon idarelerinin, vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su
ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi ve
gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar
dâhil) alacakları,
h) Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının
(YİKOB) vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve
6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen asli ve fer’i amme alacakları,
hakkında uygulanır.
(2) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Vergi: 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi,
resim ve harçları,
b) Gümrük vergileri: İlgili mevzuat uyarınca
eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil
daireleri tarafından takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer vergiler,
eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü,
c) Beyanname: Vergi tarhına esas olan beyanname ve
bildirimleri,
ç) Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye
İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004
tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim
oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE)
aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici
fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden
itibaren aylık %0,35 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
ifade eder.
(3) Bu Kanun, bazı alacakların yapılandırılmasına
ilişkin hükümler ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ve yeni
hükümler ihdasına ilişkin hükümleri kapsar.
Kesinleşmiş
alacaklar
MADDE 2 – (1) Hazine ve Maliye Bakanlığına, il özel
idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen
alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödenmemiş kısmının
tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere bağlı gecikme faizi ve
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ile aslı bu Kanunun yayımı
tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen
vergi cezaları ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın
kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş vergi cezalarının
%50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş
alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması hâlinde gecikme zammı
yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların
kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
c) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan idari para cezalarının tamamı
ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin
tamamının,
ç) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve yukarıdaki bentlerin dışında
kalan asli amme alacaklarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu alacaklara
bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla uygulanan faiz, cezai faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının,
d) 20/2/2008 tarihli ve
5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun
1 inci ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi
gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan tutarların
bu madde kapsamında ödenmesi hâlinde 5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan
binde iki oranındaki faiz alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri
tarafından takip edilen alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
(bu tarih dâhil);
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş
kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın
sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük vergilerine
bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı
bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla
bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının,
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme
süresi henüz geçmemiş bulunan ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar
kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri asıllarına bağlı
olmaksızın kesilmiş idari para cezaları ile 30/3/2005
tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun iştirak hükümleri nedeniyle
kesilmiş idari para cezalarının %50’sinin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin,
c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının %30’u ve varsa gümrük vergileri
aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %70’i ile alacak
asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(3) İhtirazi kayıtla
verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında birinci
ve ikinci fıkraların (a) bentleri hükümleri uygulanır.
(4) Bu Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu
taşıtlar vergisi, 13/10/1983 tarihli ve 2918
sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre verilen trafik idari para cezası,
mülga 11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş
ve Görevleri Hakkında Kanun ile 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun uyarınca tahsili
gereken geçiş ücreti ve idari para cezası ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile katsayı tutarının en
az %10’unun ödenmiş olması ve bu Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması
koşuluyla bu Kanunda belirtilen ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli
ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (d)
fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu hüküm her bir taşıt için ayrı ayrı dikkate alınır.
(5) Tütün mamulleri, makaron,
yaprak sigara kâğıdı ve alkollü içkilerin üreticileri ve ithalatçılarının,
213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin Hazine ve Maliye Bakanlığına
verdiği yetki kapsamında kullanılma zorunluluğu getirilen özel etiket ve
işaretleri kullanmalarına izin verilebilmesi için bu Kanun kapsamında
yapılandırılan ve vadesi 1/3/2016 tarihinden sonra
gelen 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli
(III) sayılı listenin (A) ve (B) cetvellerinde yer alan ürünlere ilişkin
özel tüketim vergisi, vadesi 1/10/2020 tarihinden sonra gelen katma değer
vergisi ve bu vergilere ait beyannameden doğan damga vergisi ile bu
vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın tamamının ödenmesi şarttır.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde
mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için
mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması
koşuluyla bu alacaklar da bu madde kapsamında yapılandırılır. Bu hüküm
kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmaz ve alacakların vade
tarihi olarak Kanunun yayımı tarihi kabul edilir. Bu kapsamda
yapılandırılan tutarların bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi
hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.
(7) 2464 sayılı Kanunun 97 nci
ve mükerrer 97 nci maddelerine göre tahsili
gereken ücret ve paylar ile su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarından
vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile
bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil)
hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar
sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi
hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden
vazgeçilir.
(8) Büyükşehir belediyelerinin, 2872 sayılı Kanunun
11 inci maddesine göre vadesi 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacak asıllarının tamamı ile bunlara
bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında birinci fıkranın (ç) bendi
hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı
fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların
ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden
vazgeçilir.
(9) 2560 sayılı Kanun kapsamında büyükşehir
belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin, vadesi 30/4/2021
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli alacak asıllarının
tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında birinci fıkranın
(ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen
tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara
bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden
vazgeçilir.
(10) YİKOB’ların, vadesi 30/4/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan ve 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen alacak asılları ile buna bağlı fer’i alacakları
hakkında birinci fıkranın (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar
sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi
hâlinde bu alacaklara bağlı fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
(11) Bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213
sayılı Kanunun 379 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen
indirimlerden yararlanamazlar.
(12) Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen
borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Kesinleşmemiş
veya dava safhasında bulunan alacaklar
MADDE 3 – (1) Bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış
ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen,
resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine
ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bu tutara
ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu
cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla gümrük
vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi
geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar
hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz
veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş
veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen,
resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine
ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının
tespitinde, bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun
bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce verilmiş en son
kararın;
a) Terkine ilişkin karar olması
hâlinde, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan vergilerin/gümrük vergilerinin
%10’u ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %90’ının, faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi
cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının
tamamının,
b) Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde, tasdik
edilen vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı, terkin edilen
vergilerin/gümrük vergilerinin %10’u ile bu tutarlara ilişkin faiz, gecikme
faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla terkin edilen vergilerin/gümrük
vergilerinin kalan %90’ı, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak
aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara
bağlı gecikme zamlarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma
kararı olması hâlinde birinci fıkra hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı
olması hâlinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım
için birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla sadece
vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin
dava açılmış olması hâlinde;
a) Asla bağlı cezaların, vergilerin/gümrük
vergilerinin bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olması veya 2 nci maddeye ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamının ve bunlara bağlı gecikme zamlarının,
b) Asla bağlı olmaksızın kesilen
vergi cezalarından/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarından bu
maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %25’inin,
ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın
%10’unun, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza
tutarının %50’sinin, terkin edilen cezanın %10’unun bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
c) Asla bağlı olmaksızın kesilen
vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin
verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %25’inin, kısmen
onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik
edilen cezanın %50’sinin, terkin edilen cezanın %10’unun, bozulan kısmın
%25’inin bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
kalan cezaların,
tahsilinden vazgeçilir.
ç) Bu fıkranın (b) ve (c) bendi hükümleri, tarh
edilen vergi ile birlikte dava konusu edilen asla bağlı olmaksızın kesilen
vergi cezaları için de uygulanır.
d) Eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş olan idari para cezaları ile ilgili olarak bu maddenin
birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %15’inin, ikinci
fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %5’inin, (b)
bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının
%30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, verilen en son kararın bozma
kararı olması hâlinde cezanın %15’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı
olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen
tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın %30’unun, terkin
edilen cezanın %5’inin, bozulan kısmın %15’inin, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların tahsilinden
vazgeçilir.
(4) Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla, üçüncü fıkra kapsamı dışında kalan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren idari para cezalarına ilişkin
idari yaptırım kararlarına karşı dava açma süresi geçmemiş veya dava
açılmış olması hâlinde, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada
olanlarda cezanın %50’si, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen
safhada olanlarda cezanın %10’u, (b) bendinde belirtilen safhada
bulunanlarda tasdik edilen cezanın tamamı, terkin edilen cezanın %10’u,
verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %50’si, kısmen
onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik
edilen cezanın tamamı, terkin edilen cezanın %10’u, bozulan kısmın %50’si
ile bu cezalara uygulanan fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezalar
ile bu alacağa ilişkin fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(5) Bu Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan ecrimisillere
ilişkin ecrimisil ihbarnamesi veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesine karşı dava açma süresi
geçmemiş veya dava açılmış olması hâlinde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda ecrimisilin %50’si, ikinci fıkrasının; (a) bendinde
belirtilen safhada olanlarda ecrimisilin %10’u,
(b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ecrimisilin tamamı, terkin edilen ecrimisilin
%10’u, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde ecrimisilin %50’si, kısmen onama kısmen bozma kararı olması
hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen
tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen ecrimisilin
tamamı, terkin edilen ecrimisilin %10’u, bozulan
kısmın %50’si ile bu ecrimisillere uygulanan
fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan ecrimisil
ile bu alacağa ilişkin fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
bu Kanunun yayımı tarihinden önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme
yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen
beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla dava açma
süresi geçmemiş olan vergi cezaları için üçüncü fıkra hükmü uygulanır.
(7) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
iştirak nedeniyle kesilen vergi cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu
madde hükmünden üçüncü fıkranın (b) ve (c) bentlerinde açıklandığı şekilde
yararlanır. Bu takdirde, vergi cezasına uygulanan gecikme zammı yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın da bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şarttır.
(8) Bu maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde
esas alınacak olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka/idari yaptırım
kararına/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme
ihbarnamesine yönelik verilen ve bu Kanunun yayımı tarihinden (bu tarih
dâhil) önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır.
(9) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla; uzlaşma
hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü
verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak
dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır.
(10) Bu madde hükmünden yararlanılması için madde
kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan
vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.
(11) Bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda
bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen
borçlulardan, ilk tarhiyata/tahakkuka/idari yaptırım kararına/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme ihbarnamesine
göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir.
Şu kadar ki, bu Kanunun yayımı tarihinden önce verilmiş olan en son yargı
kararının, tarhiyatın/tahakkukun/idari yaptırım kararının/ecrimisile ilişkin ihbarname/düzeltme ihbarnamesinin
tasdikine ilişkin olması hâlinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar
takip edilir.
İnceleme
ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler
MADDE 4 – (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak,
bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan
vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun
matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam
edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen
vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava
açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin
tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin;
ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda
bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere
ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi
aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin,
vergilere bu Kanunun yayımı tarihine kadar uygulanan gecikme faizinin ve
vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki
bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen
süre içinde tebliğ edilen ihbarnameler için bu madde hükmünden yararlanmak
isteyen mükelleflerin anılan bentte belirtilen süre içerisinde, başvuru
süresi otuz günden az kalmış ise otuz gün içinde başvuruda bulunmaları ve
madde kapsamında ödenecek tutarların ilk taksitini 9 uncu maddenin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede, izleyen taksitleri ikişer aylık
dönemler halinde altı eşit taksitte ödemeleri şartıyla maddeden
yararlanılır.
(2) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
iştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı
cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın %25’ini birinci fıkrada
belirtilen süre ve şekilde ödemeleri hâlinde cezanın kalan %75’inin
tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
bu Kanunun yayımı tarihinden önce pişmanlık talebi ile verilip ödeme
yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen
beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla tebliğ
edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde hükümleri uygulanır. Şu
kadar ki asla bağlı vergi cezalarının bu madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi
için verginin bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olması veya bu
Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi şarttır.
(4) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak
bu Kanunun yayımı tarihinden önce tamamlandığı hâlde, bu tarihte ya da bu
tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu
kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ
işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci
fıkralarında belirtilen şekilde belirlenen tutarın, birinci fıkrada
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanılır.
(5) Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla, 213 sayılı
Kanunun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde
bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla
birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar
için de bu madde hükmü uygulanır.
(6) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde
hükmünden yararlananlar, ayrıca 213 sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi
uzlaşma, vergi cezalarında indirim, 4458 sayılı Kanunun uzlaşma, 5326
sayılı Kanunun peşin ödeme indirimi ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı
Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesindeki indirim hükümlerinden
yararlanamazlar.
(7) Bu madde uygulamasında incelemeye başlama
tarihi, 213 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesine
göre tayin olunur.
(8) a) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı halde,
tamamlanamamış olan 4458 sayılı Kanun kapsamında yapılan gümrük
incelemeleri ile ek tahakkuk işlemlerine devam edilir. Bu
işlemlerin tamamlanmasından sonra tahakkuk eden vergilerin %50’si ile bu
tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra
kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar
hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan
cezalarda cezanın %25’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak
kesilmiş cezalarda cezanın %15’inin ve varsa gümrük vergileri aslının
%50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu
tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim
tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının; kararın tebliğ
tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk
taksitin tebliği izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde
altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına
bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş cezalarının %85’inin, gümrük vergilerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı
cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun 9
uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde
tebliğ edilen kararlar için bu maddenin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi
uygulanır.
b) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu
Kanunun yayımı tarihinden önce tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu
tarihten sonra gümrük idaresine intikal eden müfettiş raporları üzerine
gerekli ek tahakkuk ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tahakkuk üzerine
bu fıkranın (a) bendinde belirtilen şekilde belirlenen tutarın, aynı bentte
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanılır.
(9) Bu madde hükümlerinden yararlanılabilmesi için
madde kapsamında ödeme başvurusunda bulunulan alacağa ilişkin dava
açılmaması şarttır.
(10) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak;
a) 213 sayılı Kanunun;
1) 371 inci maddesine göre beyan edilen matrahlar
üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak
pişmanlık zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi
cezalarının tamamının,
2) 30 uncu maddesinin dördüncü
fıkrasına göre kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk
ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının,
b) 30/4/2021 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce verilmesi gerektiği halde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu
hâlde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve
tahakkuk eden vergi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının
tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi
cezalarının tamamının,
c) 4458 sayılı Kanuna ve ilgili
diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği halde yükümlü tarafından
beyan edilmeyen aykırılıkların gümrük idaresinin tespitinden önce
kendiliğinden bildirilmesi durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile
hesaplanacak faiz yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla faizlerin ve idari para cezalarının
tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(11) 31/12/1960 tarihli ve
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde sayılan diğer ücret
mükelleflerinin, 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) vergi
dairelerine başvurarak 2021 takvim yılına ilişkin gelir vergilerini tarh
ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla önceki dönemlere ilişkin
olarak herhangi bir vergi ve ceza aranmaz. Bu mükelleflerden daha önce
mükellefiyet kaydını yaptırmamış olanların işe başlama tarihi olarak bu Kanuna
göre yaptıkları müracaat tarihi esas alınır.
Matrah ve
vergi artırımı
MADDE 5 – (1) Mükellefler,
bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi
matrahlarını artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri
halinde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve
kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri
için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş
oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi
kayıtla verilenler dâhil) vergiye esas alınan matrahlarını, 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil), 2016 takvim
yılı için %35, 2017 takvim yılı için %30, 2018 takvim yılı için %25, 2019
takvim yılı için %20, 2020 takvim yılı için %15 oranından az olmamak üzere
artırırlar.
b) Gelir vergisi mükelleflerinin,
artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir
vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve
istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş
(ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu
faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar
dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile bu fıkranın
(a) bendine göre artırdıkları matrahlar, işletme hesabı esasına göre defter
tutan mükellefler için 2016 takvim yılı için 31.900 Türk lirasından, 2017
takvim yılı için 33.200 Türk lirasından, 2018 takvim yılı için 35.250 Türk
lirasından, 2019 takvim yılı için 37.500 Türk lirasından, 2020 takvim yılı
için 42.500 Türk lirasından; bilanço esasına göre defter tutan mükellefler
ile serbest meslek erbabı için 2016 takvim yılı için 47.000 Türk
lirasından, 2017 takvim yılı için 49.800 Türk lirasından, 2018 takvim yılı
için 52.900 Türk lirasından, 2019 takvim yılı için 56.200 Türk lirasından,
2020 takvim yılı için 63.700 Türk lirasından az olamaz. Geliri sadece basit
usulde tespit edilen ticari kazançtan oluşan mükellefler için
vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilanço esasına göre defter
tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla
1/10’undan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için
1/5’inden, geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri
için ise işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için
belirlenmiş tutardan az olamaz. Bu
bendin uygulanmasında ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları
için belirlenen istisna tutarları dikkate alınmaz. Birden fazla gelir
unsuru elde eden mükelleflerce, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap
olunmaması için, bu fıkrada belirtilen ilgili gelir unsuru itibarıyla
matrah artırımı yapılması şarttır.
c) Kurumlar vergisi
mükelleflerinin artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş
oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve
istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş
(ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu
faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar
dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile bu
fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, 2016 takvim yılı için
94.000 Türk lirasından, 2017 takvim yılı için 99.600 Türk lirasından, 2018
takvim yılı için 105.800 Türk lirasından, 2019 takvim yılı için 112.400
Türk lirasından, 2020 takvim yılı için 127.500 Türk lirasından az olamaz.
ç) Bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahlar, %20
oranında vergilendirilir ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda
bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde
vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve
bu vergi türleri için bu Kanunun 2 nci ve 3 üncü
madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla bu fıkra hükmüne göre
artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilir. İstisna, indirim
ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin
bulunmaması hâlinde de bu hüküm uygulanır.
d) Kurumlar vergisi
mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesine göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının
bulunması hâlinde, bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata
muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen
vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak bu fıkranın (a) bendinde
belirtilen şekilde artırılması şarttır.
e) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı
Kanunun geçici 61 inci maddesinde yer alan vergi tevkifatına
tabi kazanç ve iratları muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olmaları
hâlinde, bu yıllara ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine
ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarını, 31/8/2021
tarihine kadar (bu tarih dâhil), bu
fıkranın (c) bendinde belirtilen asgari matrahın %50’sinden az olmamak
kaydıyla beyan etmeleri şarttır. Bu bent hükmüne göre artırılan matrahlar
üzerinden %15 oranında vergi hesaplanır.
f) Bu fıkranın (d) ve (e)
bentlerinde yer alan hükümlerden yararlanarak artırımda veya beyanda
bulunan mükelleflerin, bu yıllara ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen
vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için ilgili yıllarda
vergiye esas alınan kurumlar vergisi matrahlarını da bu fıkranın (c)
bendinde belirtilen tutarlardan az olmamak üzere (a) bendinde belirtilen
şekilde artırmaları şarttır.
g) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu
fıkra hükmünden yararlanarak beyan ettikleri matrahları artırmaları
hâlinde, daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergiler, artırılan
matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilmez.
ğ) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah
artırımında bulundukları yıllara ait zararların %50’si, 2021 ve izleyen
yıllar kârlarından mahsup edilmez.
h) İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda
matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl zararları bu
fıkra hükmüne göre artırılan matrahlardan indirilemez.
ı) Matrah artırımında bulunan mükelleflerin yıllık
gelir ve kurumlar vergisine mahsuben daha önce ödemiş oldukları vergilerin
iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
i) İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş mükellefler hakkında ilgili
yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı (ay
kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.
j) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında matrah
artırımında bulunulan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun
yayımı tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı
ile birlikte dikkate alınır.
(2) Mükellefler, bu fıkrada
belirtilen şartlar dâhilinde gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj)
vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri
halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri
yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak artırıma konu
ödemeler nedeniyle gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi incelemesi
ve tarhiyatı yapılmaz.
a) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden
vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, her bir
vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi
kayıtla verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret
ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2016 yılı
için %6, 2017 yılı için %5, 2018 yılı için %4, 2019 yılı için %3 ve 2020
yılı için %2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini, 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) artırırlar.
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında vergi
artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak;
1) Verilmesi gereken muhtasar
beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin beyanname verilmiş olması
hâlinde, beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutar ortalaması
alınmak suretiyle bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık
ücretler üzerinden gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu tutar üzerinden
bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisi hesaplanır.
2) Hiç beyanname verilmemiş olması hâlinde, her ay
için hesaplanacak asgari gelir (stopaj) vergisine esas olmak üzere en az;
(aa) Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce ilgili yılda verilmiş olan aylık prim ve hizmet
belgelerinde bildirilen ortalama işçi sayısı kadar işçi,
(bb) İlgili yılda aylık
prim ve hizmet belgelerinin hiç verilmemiş olması hâlinde, bu Kanunun
yayımı tarihine kadar verilmiş olmak şartıyla izleyen vergilendirme
dönemlerinde verilen ilk aylık prim ve hizmet belgesindeki işçi sayısı
kadar işçi,
(cc) Bu Kanunun yayımı
tarihine kadar aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması
hâlinde en az iki işçi,
çalıştırıldığı kabul edilmek ve ilgili yılın son vergilendirme
döneminde geçerli olan asgari ücretin brüt tutarı esas alınarak hesaplanan
gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden bu fıkranın (a) bendinde
belirtilen oranlarda gelir vergisini ödemek suretiyle bu fıkradan
yararlanılır.
c) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (2), (3), (5), (11) ve (13) numaralı bentleri ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve 30
uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, ilgili yıl içinde
verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil)
muhtasar beyannamelerinde (ilgili yıl içinde verilen muhtasar beyannamelerde
beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeksizin) yer alan söz konusu
ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden;
1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (2) ve (5) numaralı bentleri ile 5520 sayılı
Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan
ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2016 yılı
için %6, 2017 yılı için %5, 2018 yılı için %4, 2019 yılı için %3 ve 2020
yılı için %2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak vergiyi,
2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15
inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı
olmak üzere 2016 ila 2020 yılları için her bir yıl itibarıyla %1, 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) ve (13) numaralı
bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı
olmak üzere ilgili yıllarda geçerli olan tevkifat
oranının %25’i oranında hesaplanan vergiyi,
31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) artırırlar.
ç) Bu fıkranın (c) bendi kapsamında matrah veya
vergi artırımında bulunulan yıl içinde hiç muhtasar beyanname verilmemiş
olması veya muhtasar beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen
ödeme türünün beyannamede bulunmaması hâlinde;
1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar
için bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için
belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarının %50’si esas alınarak
belirlenen gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan
vergiyi,
2) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15
inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler nedeniyle
ilgili yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından
oluşan gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari gelir vergisi matrah
tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj)
vergisi matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
3) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15
inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için
bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir
vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar
(stopaj) vergisi matrahı üzerinden %3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan ödemeler için
%2, (13) numaralı bendinde yer alan ödemeler için de %5 oranında hesaplanan
vergiyi,
ödemek suretiyle, bu maddeden yararlanılır.
d) Bu fıkra uyarınca artırımda bulunulması
durumunda ayrıca gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş
olması şartı aranmaz.
e) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi
artırımında bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi
bırakmaları hâlinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay
kesirleri tam ay olarak dikkate alınmak suretiyle) bu fıkrada belirtilen
esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
f) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi
artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar,
ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
g) Bu fıkra hükmüne göre artırıma esas ücret tutarı
ile matrahlar, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider
veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
ğ) Bu fıkra kapsamında artırımdan yararlanılarak
hesaplanan gelir vergisine herhangi bir istisna ve indirim uygulanmaz.
(3) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde
katma değer vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde
ödemeleri halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul
ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer
vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a) Katma değer vergisi mükellefleri, her bir
vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) hesaplanan katma
değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2016 yılı için %3, 2017 yılı için
%3, 2018 yılı için %2,5, 2019 yılı için %2 ve 2020 yılı için %2 oranından
az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) beyan ederler. 25/10/1984
tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici 17 nci
maddesine göre tecil-terkin uygulamasından faydalanan mükellefler için
artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler hesaplanan
vergiden düşülür.
b) Bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma
değer vergisi mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki
vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak;
1) Verilmesi gereken katma değer
vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması
hâlinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan
katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek,
artırıma esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı
bulunur ve bu tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlara
göre artırım tutarı hesaplanır.
2) Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki
döneme ilişkin beyanname verilmiş olması hâlinde, ilgili yıl için gelir
veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla
artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında
bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların
tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları
şarttır.
3) İlgili takvim yılı içindeki
işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması,
tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması veya diğer
nedenlerle takvim yılının bütün dönemlerinde hesaplanan katma değer vergisi
bulunmaması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah
artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18
oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan
yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen
durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle
hesaplanan vergisi çıkan mükellefler ile yıl içinde beyannamelerinin
tamamını vermekle birlikte beyannamelerinin bazılarında hesaplanan katma
değer vergisi bulunmayan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri
gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde
hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olmamak
kaydıyla, hesaplanan katma değer vergisi bulunan beyannamelerdeki vergiler
toplamına bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlar uygulanmak suretiyle
hesaplanır. Bu kapsama giren
mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında
bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamaz.
c) Vergilendirme dönemi üç aylık
olan katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık asgari artırım tutarı, hiç
beyanname vermemiş olmaları hâlinde bu fıkranın (b) bendinin (2) numaralı
alt bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem için
beyanname vermiş olmaları hâlinde ise aynı bendin (1) numaralı alt bendinde
belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenir.
ç) Katma değer vergisi mükelleflerinin, artırıma
esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda
bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak
istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları hâlinde,
faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu fıkrada belirtilen
esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
d) Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl
içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımı
tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile
birlikte dikkate alınır.
e) Artırım talebinde bulunulan
yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak
artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma
değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç
kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve
iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi
yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için
tarhiyat önerilemez.
f) Bu fıkra hükmüne göre ödenen katma değer
vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya
maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma değer
vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.
(4) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarına göre;
a) Matrah ve vergi artırımının 31/8/2021
tarihine kadar (bu tarih dâhil) bu maddede öngörülen şekilde yapılması,
hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin,
peşin veya ilk taksiti bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinde belirtilen sürede başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde
azami altı eşit taksitte bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi hâlinde,
ödenmeyen vergi tutarları ilk taksit ödeme süresinin son günü vade kabul
edilerek 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammıyla
birlikte takip ve tahsil edilir, ancak bu madde hükmünden yararlanılamaz.
b) Hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler,
gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet
unsuru olarak kabul edilmez; indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.
c) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi
hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
ç) Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213
sayılı Kanunun defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına ilişkin
hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
d) Matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk
eden vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak
ödenmesi hâlinde, bu vergilerden %10 indirim yapılır ve katsayı uygulanmaz.
(5) Daha önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış
olan mükellefler, vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda
bulunabilirler.
(6) İdarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya
dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
(7) Bu maddeye göre matrah veya vergi artırımında
bulunulması, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi
incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda
bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir
işlemlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının
(e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 2/8/2021
tarihine kadar (bu tarih dâhil) sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere
devam edilmez. Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile
ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya
takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi
hâlinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi
kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması
şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, bu maddenin birinci,
ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir. İnceleme ve
takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve
takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal
ettirilmesidir.
(8) Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla
mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri
ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.
(9) Matrah ve vergi artırımıyla ilgili aşağıdaki
hükümler de uygulanır:
a) Aşağıda sayılan mükellefler bu maddenin birinci,
ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamazlar:
1) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b)
fıkrasında yer alan “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter
sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak
koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte
olarak düzenleyenler”,
2) Terör suçundan hüküm giyenler,
3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca
Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk
kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından
yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması,
terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma
yapılması talep edilenler.
b) Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında
yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok
ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin
asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden
hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin bu maddede belirtilen
süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmaları
durumunda, söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bu
artırımlara ilişkin olarak tahakkuk işlemleri bekletilir. Şu kadar ki, bu maddede belirtilen süre ve
öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmayanlar madde hükümlerinden
faydalandırılmaz.
c) Bu fıkranın (b) bendi
kapsamında artırımda bulunanlar hakkında, artırımda bulundukları dönem ve
vergi türlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden (bu tarih
dâhil) önce veya yayımı tarihini izleyen günden itibaren on iki ay
içerisinde başlanılan vergi incelemeleri ((b) bendinde belirtilen inceleme
dâhil) ile takdir işlemlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi ve
üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun
yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay içerisinde
sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Söz konusu vergi incelemelerinden bu süre
içerisinde sonuçlandırılanlarla ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri
dikkate alınmaz. İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından
maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi
kayıtlarına intikal ettirilmesidir.
ç) Bu fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan vergi
incelemesi kapsamında bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından
itibaren on iki ay içerisinde bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi
durumunda, bu durumun tespitine ilişkin rapor veya yazı, aynı bentte
öngörülen süre ve şekilde matrah veya vergi artırımında bulunan
mükelleflere tebliğ edilir. Matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan
vergileri, tebligatı izleyen aydan başlamak üzere matrah ve vergi artırımı
sırasındaki tercihlerine göre ödemeleri ve maddede öngörülen diğer şartları
yerine getirmeleri koşuluyla söz konusu mükellefler bu madde hükümlerinden
yararlanırlar.
d) Bu fıkranın (ç) bendi kapsamında kendisine rapor
veya yazı tebliğ edilen mükellefler hakkında düzenlenen;
1) Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki inceleme
raporu veya takdir komisyonu kararından önce tarhiyata konu matrah veya
vergi farkı tespiti içeren (b) bendi kapsamındaki inceleme raporunun vergi
dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesi halinde, matrah veya vergi
artırımının ihlal edilmemesi koşuluyla, (c) bendi kapsamındaki incelemeye
veya tarh işlemlerine devam edilmez.
2) Bu fıkranın (b) bendi
kapsamındaki inceleme raporundan önce (c) bendi kapsamındaki inceleme raporu
veya takdir komisyonu kararının vergi dairesi kayıtlarına intikal
ettirilmesi halinde, bu rapor veya karar, Kanunun yayımı tarihini izleyen
ayın başından itibaren on iki ayı aşmamak üzere bu fıkranın (b) bendinde bahsedilen
vergi incelemesi neticesinde düzenlenen raporların vergi dairesi
kayıtlarına intikal ettiği tarihe kadar bekletilir.
3) Bu fıkranın (b) bendi
kapsamında yapılan vergi incelemesi sonucunda bulunan matrah veya vergi farkı
bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte
değerlendirilir, matrah veya vergi artırımına ilişkin taksitlerin tamamen
ödenmesi şartıyla (c) bendi kapsamındaki rapor veya kararlar (vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı
fiillerle sebebiyet verilmesi hali hariç) için tarhiyat yapılmaz ve vergi
cezası kesilmez. Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki raporlarda vergi ziyaına 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı
fiillerle sebebiyet verildiğinin tespiti halinde, söz konusu raporlarda
tespit edilen matrah veya vergi farkı ve bu fıkranın (b) bendi kapsamında
yapılan vergi incelemesi sonucunda bulunan matrah veya vergi farkı, bu
maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir.
e) Bu fıkranın (b) bendi uyarınca yapılan vergi
incelemesinin tamamlanması sonucunda söz konusu fiillerin varlığının tespit
edilmesi halinde, bu mükellefler tarafından yapılan matrah veya vergi
artırımları dikkate alınmaz. Bu fıkranın (c) bendi kapsamındaki
inceleme raporu veya takdir komisyonu kararlarının ilgili olduğu dönemlere
ilişkin vergi ve cezalara yönelik zamanaşımı süresi, bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay aşılmamak kaydıyla,
mezkûr rapor veya kararın vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirildiği
tarihten bu fıkranın (b) bendi kapsamındaki raporların vergi dairesine
intikal ettiği tarihe kadar işlemez.
f) Bu fıkranın (c) bendi
kapsamındaki inceleme raporu veya takdir komisyonu kararından önce (b)
bendi uyarınca yapılan vergi incelemesinin sonuçlanması ve inceleme
sonucunda bahse konu fıkrada belirtilen fiillerin varlığının tespit
edilmesi halinde, bu fıkranın (c) bendinde belirtilen inceleme ve takdir
işlemlerinin tamamlanmasına ilişkin süreler açısından 213 sayılı Kanunun
genel hükümleri uygulanır.
(10) Mükelleflerin bu maddeye göre matrah veya
vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde
vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle 213 sayılı Kanunun usulsüzlük
ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.
(11) Bu madde hükümlerine göre matrah veya vergi
artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları
nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda
tahakkuk etmiş sayılır ve bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir.
(12) Birinci fıkranın (ç) bendi kapsamında
yapılacak değerlendirmede, her bir dönem için ayrı ayrı
10 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılan eksik ödemeler dikkate
alınmaz.
(13) Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra
hükümlerinden yararlananlar hakkında 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında yapılacak incelemeler saklıdır.
Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah veya vergi artırımında bulunulan
dönemler ve vergiler için tarhiyat yapılmaz.
İşletme
kayıtlarının düzeltilmesi
MADDE 6 – (1) İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer
almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında aşağıdaki hükümler
uygulanır:
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil),
işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine,
teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek
kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile 31/8/2021 tarihine kadar (bu
tarih dâhil) bir envanter
listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine
kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen kıymetler için amortisman
ayrılmaz.
b) Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler,
bu fıkranın (a) bendi hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia
için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel
karşılık hesabı açarlar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması
veya işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde sermayenin unsuru sayılır ve
vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve
ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. İşletme
hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı
defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler.
c) Bu fıkranın (a) bendi uyarınca beyan edilen;
makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu
oranların yarısı esas alınarak katma değer vergisi hesaplanır ve ayrı bir
beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi
içinde ödenir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi,
hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez. Emtia üzerinden ödenen
vergi genel esaslara göre indirilir. Bu emtia, makine, teçhizat ve
demirbaşlar için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası
hükmü uygulanmaz.
ç) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında bildirilen
kıymetlerin satılması hâlinde satış bedeli, bunların deftere kaydedilen
değerinden düşük olamaz.
d) Mükellefler işletmelerinde bulunduğu halde
kayıtlarında yer almayan basılı kitap ve süreli yayınları, kendilerince
veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel
üzerinden %4 oranında katma değer vergisi hesaplamak ve bu fıkranın (a)
bendindeki sürede ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan ederek
ödemek suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Ödenen bu vergi hesaplanan
katma değer vergisinden indirilebilir, ancak iadeye konu edilemez. Bu emtia
için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası hükmü
uygulanmaz.
e) Özel tüketim vergisi konusuna
giren malları bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan eden ve alış belgelerini
ibraz edemeyen mükelleflerin, bu malların beyan tarihindeki miktarı ve
emsal bedeli üzerinden geçerli olan özel tüketim vergisini, bu fıkranın (c)
bendinde belirtilen beyanname verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile
beyan ederek aynı süre içinde ödemeleri hâlinde bu mallar bakımından 4760
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu şekilde beyan edilerek ödenen özel tüketim
vergisi için vergi cezası kesilmez.
f) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak
geçmişe yönelik vergi cezası uygulanmaz.
(2) Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede
bulunmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında aşağıdaki
hükümler uygulanır:
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil),
kayıtlarında yer aldığı hâlde işletmelerinde mevcut olmayan emtia, makine,
teçhizat ve demirbaşlarını, 31/8/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil), emtialar bakımından aynı nev’iden
emtialara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayrisafi kâr
oranını, makine, teçhizat ve demirbaşlar bakımından kendilerince veya bağlı
oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedellerini dikkate
alarak fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine
getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilirler. Gayrisafi
kâr oranının cari yıl kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde,
mükellefin bağlı olduğu meslek odalarının belirleyeceği oranlar esas
alınır. Bu hükme göre ödenmesi gereken katma değer vergisi, ilk taksiti
beyanname verme süresi içinde, izleyen taksitler beyanname verme süresini
takip eden ikinci ve dördüncü ayda olmak üzere üç eşit taksitte ödenir.
b) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak
geçmişe yönelik vergi cezası ve gecikme faizi uygulanmaz.
(3) Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede
bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar ile bunlarla ilgili diğer
işlemler hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar
vergisi mükellefleri, 31/12/2020 tarihi itibarıyla
düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan
kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri
dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından
alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar
arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer
alan işlemlerini 31/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) vergi
dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler.
b) Bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan edilen
tutarlar üzerinden %3 oranında hesaplanan vergi, beyanname verme süresi
içinde ödenir.
c) Bu fıkra kapsamında ödenen vergiler, gelir veya
kurumlar vergisinden mahsup edilmez; beyan edilen tutarlar ve ödenen vergiler,
kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Bu fıkra
uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz. Bu
fıkra kapsamında beyanda bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bu
beyanları nedeniyle 2021 yılı geçici vergi beyannamelerinde düzeltme
gerektiği takdirde, düzeltme işlemleri bu fıkrada öngörülen beyanname verme
süresi içinde yapılır ve düzeltme işlemleri nedeniyle herhangi bir ceza
veya faiz aranmaz.
(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanması
ile ilgili olarak yılı içerisinde ödenmesi gereken vergilerin ödeme
sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre
bildirimde bulunma zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul
ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Kesinleşmiş
Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları
MADDE 7 – (1) 2021 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin
olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği hâlde bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan;
a) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden
kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik
sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
b) Bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla
ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı
sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili
kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve
eğitime katkı payı,
asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden
bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) 30/4/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale
konusu işlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce tebliğ
edildiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan; özel
nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön
değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik
tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara
gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu
Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı
gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) 30/4/2021 tarihinden
önce (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımı
tarihinden önce kesinleştiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme
sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre
için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para cezası
asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası
ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu madde kapsamına giren alacakların;
asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olmasına rağmen, fer’ilerinin bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer’i alacağın %40’ının bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, kalan %60’ının
tahsilinden vazgeçilir.
(5) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile ek 5
inci ve ek 6 ncı maddeleri kapsamında sigortalı
olanların, bu madde kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları hâlinde,
yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin
borçlarının bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve prime ilişkin
borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre taksitlendirmiş
veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları
ve bu maddeye göre yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri
kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılır.
(6) 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası
tescili yapılmış olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan bu maddenin
yayımı tarihinden 30/11/2021 tarihine kadar gelir
testine başvuran kişilerin genel sağlık sigortası primleri, gelir testi
sonucuna göre ilk tescil başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk ettirilir.
(7) 2021 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin
olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında
tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan prim borçlarının 31/12/2021
tarihine kadar ödenmesi halinde gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihinden
önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden
kaynaklanan prim borcu bulunanlar anılan Kanunun 67 nci
maddesinde belirtilen şartları taşımaları halinde, bu Kanunun yayımı
tarihinden önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın Kanunun
yayımı tarihinden itibaren 31/12/2021 tarihine
kadar sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır. Bu Kanunun
yayımı tarihine kadar ödenmiş olan 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi
kapsamındaki genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme
zammı tutarları iade ve mahsup edilmez.
(8) Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve
hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlardan, 5510 sayılı Kanuna, 2/9/1971
tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar
Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu mülga hükümlerine ve mülga 17/10/1983
tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kanununa göre tescilleri yapıldığı hâlde prim borçları nedeniyle
daha önceki ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri durdurulmuş
olanlardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ihya edilmemiş olanların
kendileri veya hak sahipleri, bu Kanunun yayımı tarihini takip eden ay
başından itibaren dört ay içinde Kuruma müracaat ederek, durdurulan
sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının, sigortalılık
süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek bu maddenin birinci fıkrası
hükümlerine göre hesaplanmasını talep edebilirler. Hesaplanan borcun
tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde durdurulan süreler
sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Hesaplanan borcun tamamının ilk
taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi hâlinde ihya işlemi geçerli sayılmaz
ve bu fıkra kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin başkaca prim
borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir. Bu fıkra
hükümlerinin uygulanmasında bu Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının
(a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanmaz.
Ön
değerlendirme, araştırma veya tespit aşamasında olan eksik işçilik prim
tutarları ile kesinleşmemiş idari para cezaları
MADDE 8 – (1) 30/4/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu
işlere ilişkin olup, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvurulduğu
hâlde, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen başvuru
süresinin sonuna kadar işverene tebliğ edilmiş olan ön değerlendirme,
araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden
hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara ilişkin gecikme cezası
ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımı
tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) 30/4/2021 tarihinden
önce (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup 9 uncu maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen başvuru tarihine kadar tebliğ edildiği
halde yine bu tarihe kadar ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının
%50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun
yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi hâlinde, idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para
cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen tarihe kadar başvuruda bulunmak
kaydıyla bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi
kapsamındaki alacaklar ile 10 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında
belirtilen alacaklardan bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinde belirtilen ilk taksit ödeme süresinin sonuna kadar tahakkuk
edenler de bu Kanunun 7 nci maddesine göre
yapılandırılır.
(4) Bu madde ile 7 nci
madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde
belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Ortak
hükümler
MADDE 9 – (1) Bu Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru ve
ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun
hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a) 31/8/2021 tarihine
kadar (bu tarih dâhil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b) Hazine ve Maliye Bakanlığına, Ticaret
Bakanlığına, il özel idarelerine, belediyelere ve YİKOB’lara
bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitini 30/9/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil), Sosyal Güvenlik
Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksitini
31/10/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil), diğer taksitlerini ise bu
tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit
taksitte ödemeleri,
şarttır.
(2) Başvuru ve taksit ödeme sürelerinin son gününün
resmî tatile rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai
saati sonunda biter.
(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarlar
peşin veya taksitler hâlinde ödenebilir.
a) Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme
süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların (Bu Kanunun 4 üncü maddesine
göre fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutar ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dâhil) %90’ının
tahsilinden vazgeçilir.
2) Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendi ile (g) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında olan ve bu
Kanuna göre yapılandırılan idari para cezalarından %25 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan (bu Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar
hariç) %50 indirim yapılır.
b) Hesaplanan tutarların tamamının ilk iki taksit
ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarlar (Bu Kanunun 4 üncü maddesine
göre fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutar ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dâhil) üzerinden
%50 indirim yapılır.
2) Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendi ile (g) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında olan ve bu
Kanuna göre yapılandırılan idari para cezalarından %12,5 indirim yapılır.
3) Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan (bu Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar
hariç) %25 indirim yapılır.
c) Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek istenmesi
hâlinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla
borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz eşit
taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih
edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.
ç) Hesaplanan tutarların taksitle yapılacak
ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
1) Altı eşit taksit için (1,09),
2) Dokuz eşit taksit için (1,135),
3) On iki eşit taksit için (1,18),
4) On sekiz eşit taksit için (1,27),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına
bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı
hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir.
Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek
tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.
d) Bu Kanun kapsamında ödenmesi
gereken tutarlar; il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini
haiz kuruluşlar ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu
ve bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif
alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer aylık dönemler hâlinde
azami otuz altı eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu fıkra hükmüne göre hesaplanacak
katsayı yirmi dört eşit taksit için (1,36), otuz eşit taksit için (1,45),
otuz altı eşit taksit için (1,54) olarak uygulanır.
e) Bu Kanun kapsamında belediyeler ve bunlara bağlı
kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken tutarlar aylık
dönemler halinde azami yüz yirmi eşit taksitte ödenebilir.
1) Taksitle yapılacak ödemelerde belirlenen tutar;
(aa) Altı eşit taksit
için (1,045),
(bb) Dokuz eşit taksit
için (1,0675),
(cc) On iki eşit taksit
için (1,09),
(çç) On sekiz eşit taksit
için (1,135),
(dd) Yirmi dört eşit
taksit için (1,18),
(ee) Otuz altı eşit
taksit için (1,27),
(ff) Kırk sekiz eşit
taksit için (1,36),
(gg) Altmış eşit taksit
için (1,45),
(ğğ) Yetmiş iki eşit
taksit için (1,54),
(hh) Yüz yirmi eşit
taksit için (1,9),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına
bölünmek suretiyle aylık dönemler hâlinde tahsil edilecek taksit tutarı
hesaplanır.
2) 2/7/2008 tarihli ve
5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi
Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7 nci
maddesinin ikinci fıkrasında sayılan ve alacakları için kesinti yapılan
idarelere, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz
kuruluşlarca bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarlar, belediyelerin
genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından,
5779 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü
fıkrasındaki %40 oranı dikkate alınmaksızın aylık dönemler halinde kesinti
suretiyle tahsil edilir. Ancak, bu kapsamda yapılacak kesinti tutarı her
hâl ve takdirde bu idareler adına genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan payların aylık
tutarının %50’sini aşamaz.
5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin
Cumhurbaşkanınca durdurulması hâlinde aylık taksitlerin ödeme süreleri
kesinti yapılmayan aylar için de durdurulur ve taksit ödemeleri yönünden bu
Kanun hükümlerine göre ihlal nedeni sayılmaz. Bu taksitler, taksit ödeme süresinin
sonundan itibaren ayrıca bir katsayı ve geç ödeme zammı uygulanmaksızın
aylık dönemler itibarıyla paylardan kesinti suretiyle tahsil edilir. Taksit
tutarlarının, bu bent kapsamındaki borçluların genel bütçe paylarından daha
yüksek olması hâlinde ise eksik tutarlar borçlularca taksit ödeme süresini
takip eden ay sonuna kadar geç ödeme zammı uygulanmaksızın ödenir.
(4) Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik
Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan
alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı
kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık
yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç
tutarının, taksitler hâlinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında
hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi
olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilir. Bu
şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine veya Sosyal Güvenlik
Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci
maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren
hesaplanır. Bu fıkra hükmüne göre taksitlerin kredi kartı kullanılmak
suretiyle ödenmesi, katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.
(5) Hazine ve Maliye Bakanlığına
bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak
üzere, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve
ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi
borçlarına mahsuben ödemek isteyen mükelleflerin, bu taleplerinin yerine
getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın
öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır.
Bu takdirde, ilgili mevzuatın
mükellefin mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre
ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılır; mahsup talebine konu tutardan
daha az tutarda mahsubun yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil
edilemeyen tutar için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu
tutarın bir ay içerisinde ödenmesi istenir. Bu süre içerisinde eksik ödenen
tutarın, ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay
ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme
zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde
eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(6) Bu Kanuna göre ödenmesi
gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan
taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde
ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit
tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde
ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183
sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında
hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun
hükümlerinden yararlanılır. İlk
iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik
ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim
yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde
bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde
ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(7) Bu Kanuna göre ödenecek taksit tutarının
%10’unu aşmamak şartıyla 10 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılmış
eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(8) Bu Kanun kapsamına giren alacakların altıncı
fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde borçlular,
ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar. Kanun
kapsamında yapılandırıldığı hâlde bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak
takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılır ve bu Kanunun yayımı
tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak
kaldığı yerden devam eder.
(9) Bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu
Kanunun yayımı tarihinden önce;
a) 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca
tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan
taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri hâlinde bu Kanun
hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak
ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde
ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen
süre için sadece ilgili kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit
tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında
bu Kanun hükümleri uygulanır.
b) 11/11/2020 tarihli ve
7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanuna göre yapılandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla anılan Kanun kapsamında ödemeleri devam eden alacaklar
açısından, borçlular talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden
yararlanabilir. Bu takdirde, 7256 sayılı Kanun kapsamında
ödenen taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli sayılır, bu şekilde
ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen
süre için anılan Kanuna göre tercih edilen taksit süresine uygun katsayı
uygulanır, kalan taksit tutarlarına konu alacaklar vadesinde ödenmemiş
alacak kabul edilerek bu Kanunun ilgili hükümlerine göre yapılandırılır ve
ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı tutarlarının tahsilinden
vazgeçilir.
(10) Bu Kanun hükümleri;
a) 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile
10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına
Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci
fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar,
b) 3/8/2016 tarihli ve
6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun, 18/5/2017
tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı
Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun ve 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun hükümlerine göre bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit ödemeleri
devam eden alacaklar ile 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacaklar,
hakkında uygulanmaz.
(11) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen
alacaklara, bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun
yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası
gibi fer’i amme alacağı hesaplanmaz.
(12) Bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili
olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve
buna isabet eden teminatlar iade edilir. Bu Kanuna göre ödenecek alacaklar
nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde
6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilir.
Bu talep, Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarların Kanun hükümlerine
göre ödenmesine engel teşkil etmez. Kanunun 2 nci
maddesi kapsamında yapılandırılan borçların, borç durumunu gösterir belgede
yer almaması için bu borçların en az %10’unun ödenmiş olması şarttır.
(13) a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken
borçluların, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili
maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini
belirtmeleri şarttır. Borçlularca, Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere
davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez.
b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil
dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih,
ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı
merciine gönderilir. Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince
tahsili gerektiği hâlde tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan
alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme
dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Hazine ve Maliye
Bakanlığı yetkilidir.
c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu
ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın bu Kanunun yayımı
tarihinden sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz.
ç) Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere
vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri,
avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmez ve bu
alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan
yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmaz.
d) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunulan borçlara ilişkin dava açılamaz ve hiçbir mercie
başvurulamaz.
(14) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin
onuncu fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında beyan edilen
vergilere, ödeme yönünden şartların ihlali hâlinde, kesilmesi gereken vergi
cezaları için 213 sayılı Kanunun 374 üncü maddesinde yer alan zamanaşımı
süreleri ile bu Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak mevzuatlarında
yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taksit ödeme süresince
zamanaşımı süreleri işlemez.
(15) Bu Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık
bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar, bu Kanun
kapsamında tahsil edilen tutarlar ile bu maddenin dokuzuncu fıkrası
kapsamındaki tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar
uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmaz. Ancak, bu
Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup dava konusu
edilen tarhiyatlar ile ilk derece yargı merciinde dava konusu edilen idari
para cezası ve ecrimisillere karşılık bu Kanunun
yayımı tarihinden önce ödeme yapılmış olması hâlinde, ödenen bu tutarlar,
ilk derece mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen
kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade
edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden yararlanılmak üzere
yapılan başvurular ile verilmiş terkin kararları üzerine red ve iade edilebilir.
(16) Cumhurbaşkanı, bu Kanunda
öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar, yabancı ülkelerde
de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ticaret Bakanlığı tarafından
olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette
bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları 213 sayılı Kanunun
13 üncü maddesine göre mücbir sebep hâli kabul edilenlerin, bu Kanun
kapsamında alacakları yapılandırılan alacaklı idarelere mücbir sebep
hâllerinin devam ettiği süre içinde ödemeleri gereken taksitlerin ödeme
süreleri ile 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre mücbir sebep hâli
ilan edilen yerlerdeki dairelere (alacaklı idarelere) mücbir sebep hâlinin
vukuu tarihinden itibaren ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süreleri,
mücbir sebep hâlinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere topluca
veya ayrı ayrı bir yıla kadar uzatmaya
yetkilidir.
(17) Onaltıncı fıkra
hükümlerine göre mücbir sebep nedeniyle ödeme süresi uzatılan taksitler
için altıncı fıkrada yer alan, taksitlerden ilk ikisinin süresinde ödenmesi
şartı aranmaz.
(18) Bu Kanunun uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye ilgili idareler yetkilidir. İl özel idareleri,
belediyeler ile YİKOB’lara ait amme alacaklarına
ilişkin hükümlerin uygulamasına dair usul ve esaslar Hazine ve Maliye
Bakanlığınca belirlenir.
Diğer
hükümler
MADDE 10 – (1) İşverenlerin ve üçüncü şahısların, 5510 sayılı
Kanunun 14 üncü, 21 inci, 23 üncü, 39 uncu ve 76 ncı
maddeleri, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun mülga 10 uncu, 26 ncı, 27 nci ve 28 inci maddeleri, 1479 sayılı Kanunun mülga 63
üncü maddesi ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununun mülga 129 uncu maddesi gereğince iş kazası ve meslek hastalığı,
malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve
bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle
ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara kanuni
faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine kadar
geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu borçlara
uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir.
(2) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fazla veya
yersiz olarak ödendiği tespit edilen ve 506 sayılı Kanunun, 1479 sayılı
Kanunun, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım
İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun, 2926 sayılı Kanunun, 5434 sayılı
Kanunun mülga hükümleri ve 5510 sayılı Kanunun 96 ncı
maddesi gereğince tahsil edilmesi gereken gelir ve aylıklara ilişkin borç
asılları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu
Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi hâlinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden
vazgeçilir.
(3) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında
sigortalı sayılanların prim borçları sebebiyle aynı Kanunun 88 inci
maddesinin onikinci fıkrası uyarınca sattıkları
tarımsal ürün bedellerinden, tarımsal kesinti sorumlularınca kesinti
yapıldığı halde Kuruma ödenmesi gereken prim tutarlarından 2021 yılı Nisan
ayı ve önceki dönemlere ilişkin borçları ile bu borçlara gecikme cezası ve
gecikme zammı uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımı tarihine
kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
halinde bu borçlara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı tahsilinden
vazgeçilir.
(4) 18/5/2004 tarihli ve
5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar
Kanunu hükümlerine göre, 30/4/2021 tarihine kadar ödenmesi gerekmesine
rağmen ödenmemiş olan, üyelerin oda ve borsalara olan aidat, navlun
hasılatından alınacak oda payları ve borsa tescil ücreti ile oda ve
borsaların Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine olan aidat borçları
asılları tamamının, birinci taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi takip
eden dördüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami
toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu
Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde
ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar alacaklı birime
başvurulması şarttır.
Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların
fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde,
ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların
fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava
açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları
şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece
hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi
başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra takipleri
sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama
giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep
edilmez.
Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği yetkilidir.
(5) 30/4/2021 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmemiş olan; 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine göre meslek
mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler
Odaları Birliğine olan birlik payı borçlarının asıllarının tamamının
birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar,
kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi
hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce
kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet
eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime
başvurulması şarttır.
Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların
fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde,
ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların
fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava
açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş
ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere
icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden
yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde davalar ve/veya icra
takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin
yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı
olarak talep edilmez.
Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali
Müşavirler Odaları Birliği yetkilidir.
(6) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu
tarih dâhil) 2918 sayılı Kanun uyarınca araç muayenesi yaptırmaları
gerektiği hâlde muayenelerini süresinde yaptırmamış olanların, 31/12/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) araç
muayenelerini yaptırmaları ve anılan Kanunun 35 inci maddesi uyarınca
muayene süresi geçirilen her ay ve kesri için tahsili gereken %5 fazla
yerine Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, bu
Kanunun yayımlandığı tarihten (yayımlandığı ay dâhil) araç muayenelerinin
yapıldığı tarihe kadar her ay ve kesri için aylık %0,75 oranı esas alınarak
hesaplanacak tutarı ödemeleri şartıyla anılan madde uyarınca alınması
gereken %5 fazlaların tahsilinden vazgeçilir ve yetkili kuruluş tarafından
tahsil edilen bu tutarlar anılan maddede belirtilen süre ve şekilde Hazine
hesaplarına aktarılır. Bu fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık bu
Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarların bu fıkra
hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmaz.
Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve
Maliye Bakanlığı yetkilidir. 22/3/2020 ila
3/7/2020 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) geçen süre için 2918 sayılı
Kanunun 35 inci maddesinde yer alan %5 fazlaya ilişkin hüküm ve Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları uygulanmaz, tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilmez.
(7) 193 sayılı Kanunun mükerrer
121 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında, indirimin hesaplanacağı
beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda herhangi bir
vergiye ilişkin beyanların gerçek durumu yansıtmadığının indirimden
yararlanıldıktan sonra tespiti üzerine yapılan tarhiyatların, bu Kanunun 3
ve 4 üncü maddelerine göre yapılandırılarak kesinleşmesi ve yapılandırmanın
ihlal edilmemesi şartıyla, ilgili vergilendirme döneminde indirim
uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergilerin vergi ziyaı
cezası uygulanmaksızın tarh edileceği hükmü uygulanmaz. Bu Kanunun 3 ve 4 üncü maddelerine göre
yapılandırılarak kesinleşen tarhiyatlar, yapılandırmanın ihlal edilmemesi
şartıyla 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesinin ikinci fıkrasının
(2) numaralı bendi kapsamında değerlendirilmez. Şu kadar ki, anılan bent
kapsamında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce söz konusu tarhiyatlar
nedeniyle 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi kapsamında
yararlanılamayan indirim tutarları için bir düzeltme yapılamaz.
(8) 30/4/2021 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar ödenmemiş olan; 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve
Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu hükümlerine göre esnaf ve
sanatkârların üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların
birlik ve üyesi oldukları federasyonlara, birlik ve federasyonların Türkiye
Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonuna olan katılma payı, esnaf ve
sanatkârların meslek eğitimini geliştirme ve destekleme fonu borç
asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde
ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara
uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların
tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu
Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı
birime başvurulması şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların
fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde,
ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu kapsamda tamamı
ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve
vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla üyelerin odalara, odaların birlik ve federasyonlara,
birlik ve federasyonların da Konfederasyona kısmen veya tamamen ödemiş olduğu
aidat ve katılma payı asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
Vergi mükellefiyeti sona erdiği halde oda kayıtları devam eden üyelerin,
vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları için bu
fıkra hükümleri uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten
sonra, tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i
borçlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın uygulamasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türkiye Esnaf ve Sanatkârları
Konfederasyonu yetkilidir.
(9) 30/4/2021 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar ödenmemiş olan; 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık
Kanunu hükümlerine göre avukatların ve stajyer avukatların baro kesenekleri
ile staj kredisi borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar,
kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi
hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce
kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet
eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar baro kesenekleri için
ilgili baroya, staj kredisi alacakları için Türkiye Barolar Birliğine
başvurulması şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların
fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde,
ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen
şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu
Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme
bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış
alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması halinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır.
Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra
masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu
fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türkiye Barolar
Birliği yetkilidir.
(10) 30/4/2021 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmemiş olan; 27/1/1954 tarihli ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve
Mimar Odaları Birliği Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi
oldukları odalara olan aidat borçları asıllarının tamamının birinci taksiti
bu Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık
dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen
veya tamamen ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden
faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması
şarttır. Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen
süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak
asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden
yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine
getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden
önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş
olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun
bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen
alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet
ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulanmasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
yetkilidir.
(11) 30/4/2021 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar ödenmemiş olan; 23/1/1953 tarihli ve 6023 sayılı Türk
Tabipleri Birliği Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi
oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Merkez Konseyine olan
birlik payı borçlarının asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu
Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık
dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı
birime başvurulması şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların
fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde,
ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen
şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu
Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme
bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış
alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması halinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır.
Bu takdirde, borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini
ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla üyelerin odalara, odaların da Merkez Konseyine kısmen veya
tamamen ödemiş olduğu aidat asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türk
Tabipleri Birliği yetkilidir.
(12) 30/4/2021 tarihi (bu
tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine
kadar ödenmemiş olan; 7/6/1985 tarihli ve 3224 sayılı Türk Diş Hekimleri
Birliği Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları
odalara olan aidat borçları ile odaların Türk Diş Hekimleri Birliğine olan
birlik payı borçlarının asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu
Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık
dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı
birime başvurulması veya bu fıkrada belirtilen ödeme zamanında ilk taksitin
ödenmesi şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada
öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş
alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine
getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden
önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş
olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun
bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu takdirde, borçluların
mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile
birlikte ödemeleri şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla üyelerin
odalara, odaların da Türk Diş Hekimleri Birliğine kısmen veya tamamen
ödemiş olduğu aidat asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu
fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Türk Diş Hekimleri
Birliği yetkilidir.
(13) 29/6/2001 tarihli ve
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer
Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 25 inci,
geçici 26 ncı ve geçici 28 inci maddeleri
kapsamında ertelenen bedeller hariç olmak üzere, ilgili kanunları uyarınca
orman sayılan yerler, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve
tasarrufu altında bulunan taşınmazlar hakkında yapılan kesin izin, kesin
tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemlerinden
kaynaklanan ve vadesi 30/4/2021 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve
hasılat/ticari kâr payları asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin
gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
başvurulması ve ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı,
faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra kapsamında
olan ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya
icra takibi başlatılmış alacaklar için borçluların bu fıkra hükümlerinden
yararlanmak üzere bu Kanunda belirtilen sürede başvurmaları ve Kanunda
öngörülen süre ve şekilde alacakların ödenmesi halinde bunlar için açılan
davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların
mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile
birlikte ödemeleri şarttır. Bu fıkrada belirtilen borçların süresi
içerisinde ödenmemesi sebebiyle kesin izin, kesin tahsis, kullandırma
kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemleri iptal edilenler
tarafından borçlar bu fıkrada belirtilen şekilde ödense dahi, iptal işlemi
ihya edilmez ve geçerliliğini korur. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilidir.
(14) 9/3/1954 tarihli ve
6343 sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına, Türk Veteriner
Hekimleri Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair
Kanun hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan
aidat borçları ile odaların Türk Veteriner Hekimleri Birliğine olan birlik
payı borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler
hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara
uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak
asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce kısmen veya tamamen
ödenmiş olması hâlinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu
fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili odaya/birliğe başvurulması şarttır.
Bu fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve
şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları
ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar
ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden
yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine
getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden
önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş
olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun
bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde
davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu kapsamda, tamamı ödenen
alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet
ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin
usul ve esasları belirlemeye Türk Veteriner Hekimleri Birliği yetkilidir.
MADDE 11 – 4/1/1961 tarihli ve 213
sayılı Vergi Usul Kanununun geçici 31 inci maddesine altıncı fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Birinci fıkrada sayılan mükellefler bu fıkranın
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla aktiflerine kayıtlı bulunan taşınmazlar
ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini (sat-kirala-geri al
işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmaz ve iktisadi
kıymetler hariç) 31/12/2021 tarihine kadar
yukarıda yer alan kapsam, şart ve hükümlere uymak koşuluyla yeniden
değerleyebilirler. Şu kadar ki;
a) Birinci fıkranın (b) bendinin (i) ve (ii) alt bentlerinde belirtilen durumlarda yeniden
değerleme oranının belirlenmesine ilişkin hesaplamada; maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten bir önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE değeri yerine, bu fıkranın
yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE değeri,
b) Bu madde kapsamında daha önce yeniden
değerlemeye tabi tutulan taşınmazlar için bu fıkra uyarınca yapılacak
değerlemede ise, bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya
ilişkin Yİ-ÜFE değerinin, 2018 yılı Mayıs ayına ilişkin Yİ-ÜFE değerine bölünmesi
ile bulunan oran,
dikkate alınır. Bu fıkra kapsamında
yapılan yeniden değerleme sonrası pasifte özel bir fon hesabında gösterilen
değer artışı tutarı üzerinden %2 oranında hesaplanan vergi, yeniden
değerleme işleminin yapıldığı tarihi izleyen ayın sonuna kadar bir
beyanname ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi
dairesine beyan edilir ve ilk taksiti beyanname verme süresi içinde,
izleyen taksitler beyanname verme süresini takip eden ikinci ve dördüncü
ayda olmak üzere üç eşit taksitte ödenir. Önceki fıkralarda
taşınmazlar için öngörülen hükümler bu fıkra uygulamasında amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler için de
geçerlidir.”
MADDE 12 – 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 84 - Kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma
kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, 30/4/2021
tarihi itibarıyla prim borcu bulunanların, bu tarihten önceki sürelere
ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
dördüncü ayın sonuna kadar ödememeleri veya ilgili Kanunları uyarınca
yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce
ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim
ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla
sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak
değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek
bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları
durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları 1/5/2021
tarihi itibarıyla yeniden başlatılır.
Ancak, daha sonra sigortalı ya da hak sahipleri
tarafından talep edilmesi hâlinde durdurulan sigortalılık sürelerinin
tamamı, talep tarihinde 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek
prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilir.
Hesaplanan borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay
içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak
değerlendirilir. Tebliğ edilen borç tutarının bu süre içinde tamamen
ödenmemesi hâlinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez
ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin prim ve prime
ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir. İhya
edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun ödendiği tarihten itibaren
geçerli sayılır.
Birinci fıkraya göre sigortalılıkları durdurulanlar
ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler hakkında 1/1/2012
tarihinden bu maddenin yürürlük tarihine kadar durdurulan süreler için
genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaz.
Sigortalılıkları önceki kanunlara göre
durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar
Kurum tarafından belirlenir.”
MADDE 13 – 22/1/2009 tarihli ve 5834
sayılı Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları
Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanuna aşağıdaki
geçici madde ilave edilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 3 - (1) Anapara ve/veya taksit ödeme
tarihi 20/5/2021 tarihinden önce olup da; kullandığı
nakdî ve gayrî nakdî kredilerinin anapara, faiz
ve/veya ferilerine ilişkin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin,
ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi
müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı
ve diğer kredi borçlarına ilişkin 5411 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi
hükmü uyarınca kurulan Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde
tutulan kayıtları, söz konusu borçların ödenmesi geciken kısmının
31/12/2021 tarihine kadar tamamının ödenmesi veya yeniden yapılandırılması
halinde, bu kişilerle yapılan finansal işlemlerde kredi kuruluşları ve
finansal kuruluşlar tarafından dikkate alınmaz.
(2) Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların
birinci fıkra hükmü uyarınca mevcut kredileri yeniden yapılandırması veya
yeni kredi kullandırması, bu kuruluşlara hukuki ve cezai sorumluluk
doğurmaz.”
MADDE 14 – 8/4/1929 tarihli ve 1416
sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanunun 19 uncu
maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Faiz borcunun hesaplanmasında,
öğrencilerin taahhüdünü ihlal ettiği tarih faiz başlangıç tarihi olarak
esas alınır.”
MADDE 15 – 1416 sayılı Kanunun 21 inci maddesine beşinci
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Yükseköğretim kurumları adına yurt dışına
gönderilenlerin öğrenimlerini izlemek ve değerlendirmek üzere adına öğrenim
gördükleri yükseköğretim kurumu tarafından danışman atanır. Yükseköğretim
kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini
başarıyla tamamlayanların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere
adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini
karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına, atama kriterlerini
sağlamamaları halinde ise öğretim görevlisi kadrolarına ataması yapılır.”
MADDE 16 – 1416 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4 - Bu Kanunun 19 uncu maddesinin
faiz borcunun hesaplanmasına ilişkin hükmü, halen öğrenimlerine devam eden
öğrenciler hakkında da uygulanır.
Bu Kanunun
geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına girmesine rağmen anılan
maddede belirtilen sürelerde borçlarının yeniden hesaplanması için müracaat
etmeyenler ile söz konusu madde yürürlüğe girdiği tarihten bu maddenin
yayımlandığı tarihe kadar geçen süre içinde anılan maddede belirtilen
nedenlerle haklarında borç takibi yapılanlar veya yapılması gerekenlerin,
kendilerine döviz olarak yapılmış olan her türlü masrafa ilişkin borç
tutarları, bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen üç ay içerisinde Millî
Eğitim Bakanlığına başvurmaları hâlinde, imzaladıkları yüklenme senedi ile
muteber imzalı müteselsil kefalet senedi hükümleri dikkate alınmaksızın ve
ilgililere önceden ödedikleri faizlerin geri iade yapma sonucu
doğurmaksızın bu maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarındaki şekilde yeniden
hesaplanır ve başvuru süresi içinde tahsilat
işlemi durdurulur.
5/8/1996 tarihinden sonra yüklenme senedi ile muteber
imzalı müteselsil kefalet senedi alınanlar hakkında 657 sayılı Kanunun ek
34 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önceki süreler için herhangi bir ferî alacak hesaplanmaz.
Bunların daha önce ödemiş oldukları tutar ile
mecburi hizmetlerinde değerlendirilen sürelere isabet eden tutar,
yukarıdaki şekilde belirlenecek tutardan düşülür. Bu madde uyarınca
vazgeçilen borç tutarına isabet eden vekâlet ücreti de dâhil yargılama giderleri
tahsil edilmez. Hesaplanan borç tutarı, ilgilinin durumu ve ödenmesi
gereken meblağ dikkate alınarak yüklenme senedi ile muteber imzalı
müteselsil kefalet senedi alınması kaydıyla azami beş yıla kadar
taksitlendirilebilir. Bu fıkra kapsamında düzenlenen yüklenme senedi ile
muteber imzalı müteselsil kefalet senedi damga vergisi ve noter harcından
müstesnadır.
Ancak terör örgütlerine veya Milli Güvenlik
Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar
verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesi ile
öğrencilikle veya mecburi hizmetle yükümlü bulundukları süre içerisinde
kadrolarıyla ilişiği kesilenler hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.”
Yürürlük
MADDE 17 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 18 – (1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
8/6/2021
|