VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN
YAPILANDIRILMASI İLE
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
İLİŞKİN KANUN
Kanun
No. 7143 Kabul
Tarihi: 11/5/2018
Kapsam
ve Tanımlar
MADDE
1- (1) Bu Kanun hükümleri;
a)
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;
1)
31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan
vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve
bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları (31/3/2018
tarihinden sonra ödenmesi gereken gelir vergisi taksitleri ile gelir veya
kurumlar vergisine mahsuben 2018 yılında ödenmesi gereken geçici vergi
hariç),
2) 2018
yılına ilişkin olarak 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk
eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme
zamları (2018 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci
taksiti hariç),
3)
31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin
olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları,
b)
31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı
Askerlik Kanunu, mülga 11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 10/6/1983 tarihli ve 2839
sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanunu, 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahallî
İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun,
23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna
Sunulması Hakkında Kanun, mülga 13/4/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, 10/7/2003 tarihli ve
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus
Hizmetleri Kanunu, 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve 15/2/2011 tarihli ve
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında
Kanun gereğince verilen idari para cezaları,
c)
Yukarıdaki bentler dışında kalan ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerince 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen 28/3/2002 tarihli ve 4749
sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
kapsamında olup tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan amme
alacakları dâhil olmak üzere asli ve fer’i amme alacakları (adli ve idari
para cezaları ile mülga 7/3/1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununa
istinaden alınan Devlet hissesi ve Devlet hakkı, 30/5/2013 tarihli ve 6491
sayılı Türk Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi, mülga
22/6/1956 tarihli ve 6747 sayılı Şeker Kanununa istinaden alınan şeker
fiyat farkı, mülga 10/9/1960 tarihli ve 79 sayılı Millî Korunma Suçlarının
Affına, Millî Korunma Teşkilât, Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve
Bazı Hükümler İhdasına Dair Kanuna istinaden alınan akaryakıt fiyat
istikrar payı ve akaryakıt fiyat farkı, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı
Maden Kanununa istinaden alınan Devlet hakkı ve özel idare payı ile
madencilik fonu, mülga 10/8/1993 tarihli ve 491 sayılı Denizcilik
Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ve
26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye
istinaden alınan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmet payları hariç),
ç)
İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat,
demirbaşlar ile kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan emtia,
kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların beyanı,
d)
31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458
sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü
doğan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından
6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari
para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları,
e)
Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı
Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayım tarihine veya bu Kanunun
ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği hâlde
ödenmemiş olan;
1)
31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c)
bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2018 yılı
Mart ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum
karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile
bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
2) 2018
yılı Mart ayı ve önceki aylara ilişkin isteğe bağlı sigorta primleri ve
topluluk sigortası primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı
alacakları,
3)
31/3/2018 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki
inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme,
araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden
hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı
alacakları,
4)
31/3/2018 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yapılan tespitlere ilişkin olup
ilgili kanunları uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı
gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
5)
İlgili kanunları gereğince takip edilen 2018 yılı Mart ayı ve önceki aylara
ilişkin damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara
bağlı gecikme zammı alacakları,
f) İl
özel idarelerinin 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi
31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan asli ve fer’i amme alacakları (idari
para cezaları ve 3213 sayılı Kanuna istinaden alınan özel idare payı hariç),
g)
Belediyelerin;
1) 213
sayılı Kanun kapsamına giren ve 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil)
önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi
gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları, 2018 yılına ilişkin olarak 31/3/2018
tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi (2018 yılına ilişkin
tahakkuk eden emlak vergisi ile iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan
binalara ait çevre temizlik vergisi hariç) ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları, bunların dışında kalan ve 6183 sayılı
Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş
bulunan asli ve fer’i amme alacakları (idari para cezaları ile 26/5/1981
tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 97 nci
maddesinin (b) fıkrası gereğince belediyelere ödenmesi gereken paylar
hariç),
2) 2464
sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ve vadesi 31/3/2018
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan ücret alacakları ile bunlara bağlı fer’i
alacakları,
3)
3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin
su abonelerinden olan ve vadesi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su, atık
su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
4)
Büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun
11 inci maddesine göre vadesi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan katı
atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen
her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
ğ)
20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri
su ve kanalizasyon idarelerinin, vadesi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş
bulunan su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz,
gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her
türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
h)
Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının (YİKOB) vadesi 31/3/2018
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş bulunan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına
katkı payı ile buna bağlı fer’i alacakları,
hakkında
uygulanır.
(2) Bu
Kanunun uygulanmasında;
a)
Vergi: 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim ve harçları,
b)
Gümrük vergileri: İlgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya ihracında
uygulanan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri
tarafından takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer vergiler, eş etkili
vergiler ve mali yüklerin tümünü,
c)
Beyanname: Vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
ç)
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için
belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE)
aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları
endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt
içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016
tarihinden itibaren aylık %0,35 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
ifade
eder.
(3) Bu
Kanun, bazı alacakların yapılandırılmasına ilişkin hükümler ile bazı
kanunlarda değişiklik yapılması ve yeni hükümler ihdasına ilişkin hükümleri
kapsar.
Kesinleşmiş
alacaklar
MADDE
2- (1) Maliye Bakanlığına, il özel
idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen
alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil);
a)
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
vergilerin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın;
ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i
alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları
ile aslı bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak
üzere asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları ve bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
b)
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve
bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle
kesilmiş vergi cezalarının %50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret
olması hâlinde gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı
gecikme zamlarının tamamının,
c)
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve
bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan
idari para cezalarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın;
ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i
alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
cezaya bağlı fer’ilerin tamamının,
ç)
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve
yukarıdaki bentlerin dışında kalan asli amme alacaklarının ödenmemiş
kısmının tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın;
ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak
yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla uygulanan
faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacaklarının tamamının,
d)
20/2/2008 tarihli ve 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile
Tahsili Hakkında Kanunun 1 inci ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi
gerektiği hâlde bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan tutarların
bu madde kapsamında ödenmesi hâlinde 5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan
binde iki oranındaki faiz alacaklarının tamamının,
tahsilinden
vazgeçilir.
(2)
Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip
edilen alacaklardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil);
a)
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret
olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı bu Kanunun yayımı
tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen
idari para cezalarının tamamının,
b)
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve
4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü
nedeniyle gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş idari para
cezaları ile 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun iştirak
hükümleri nedeniyle kesilmiş idari para cezalarının %50’sinin, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan
%50’sinin,
c)
Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının
%30’u ve varsa gümrük vergileri aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla cezaların kalan %70’i ile alacak asıllarına bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının,
tahsilinden
vazgeçilir.
(3)
İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler
hakkında bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarının (a) bendi hükmü
uygulanır.
(4) Bu
Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı
gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu
taşıt için, bu Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla, bu
Kanunda belirtilen ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli ve 197
sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası
hükmü uygulanmaz.
(5) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde mükellefe ödemeye yönelik
tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen
süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacaklar da bu madde
kapsamında yapılandırılır. Bu hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca
tebligat yapılmaz ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihi
kabul edilir. Bu kapsamda yapılandırılan tutarların bu Kanunda öngörülen
süre ve şekilde ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.
(6) 2464
sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ücretler ile su, atık
su ve katı atık ücreti alacaklarından vadesi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş
olanlar ile bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü
zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine
göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra
hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve
fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil)
tahsilinden vazgeçilir.
(7)
Büyükşehir belediyelerinin, 2872 sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre
vadesi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacak asıllarının
tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında bu maddenin
birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu
belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu
alacaklara bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden
vazgeçilir.
(8) 2560
sayılı Kanun kapsamında büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon
idarelerinin, vadesi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu
hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su
bedeli alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar
dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre
yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri
çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü
ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(9)
YİKOB’ların, vadesi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan taşınmaz kültür
varlıklarının korunmasına katkı payı ile buna bağlı fer’i alacakları hakkında
bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak
hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde
ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir.
(10) Bu madde
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı
sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır.
Kesinleşmemiş
veya dava safhasında bulunan alacaklar
MADDE
3- (1) Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma
süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi
tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda;
vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme
faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin
%50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen
vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi
geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar
hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri
geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar
düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan
ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük
vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak
asıllarının tespitinde, bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır. Bu
Kanunun yayımı tarihinden önce verilmiş en son kararın;
a)
Terkine ilişkin karar olması hâlinde, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan
vergilerin/gümrük vergilerinin %20’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme
faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin
kalan %80’inin, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı
olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı
gecikme zamlarının tamamının,
b)
Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde, tasdik edilen
vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı, terkin edilen vergilerin/gümrük
vergilerinin %20’si ile bu tutarlara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme
zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin
kalan %80’i, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı
olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı
gecikme zamlarının tamamının,
tahsilinden
vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde
birinci fıkra hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde ise
onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım için birinci fıkra
hükmü uygulanır.
(3) Bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla sadece vergi cezalarına/gümrük
yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması
hâlinde;
a) Asla
bağlı cezaların, vergilerin/gümrük vergilerinin bu Kanunun yayımı
tarihinden önce ödenmiş olması veya 2 nci maddeye ilişkin olarak bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamının ve bunlara bağlı
gecikme zamlarının,
b) Asla
bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarından/gümrük yükümlülüğüyle ilgili
idari para cezalarından bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada
olanlarda cezanın %25’inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen
safhada olanlarda cezanın %10’unun, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda
tasdik edilen ceza tutarının %50’sinin, terkin edilen cezanın %10’unun bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan
cezaların,
c) Asla
bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari
para cezalarına ilişkin verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde
cezanın %25’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde, onanan
kısım için ikinci fıkranın (b) bendindeki esaslar çerçevesinde, ilgisine
göre anılan bentteki oranların yarısının, bozulan kısım için %25’inin, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan
cezaların,
tahsilinden
vazgeçilir.
ç) Bu
fıkranın (b) ve (c) bendi hükümleri, tarh edilen vergi ile birlikte dava
konusu edilen asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezaları için de
uygulanır.
d)
Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş olan idari para
cezaları ile ilgili olarak bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen
safhada olanlarda cezanın %15’inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde
belirtilen safhada olanlarda cezanın %5’inin, (b) bendinde belirtilen
safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının %30’unun, terkin edilen
cezanın %5’inin, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın
%15’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın
tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen
cezanın %30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, bozulan kısmın %15’inin,
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların
tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla, üçüncü fıkra kapsamı dışında kalan ve bu
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren
idari para cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı dava açma
süresi geçmemiş veya dava açılmış olması hâlinde, bu maddenin birinci
fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %50’si, ikinci fıkrasının;
(a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %20’si, (b) bendinde
belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen cezanın tamamı, terkin edilen
cezanın %20’si, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın
%50’si, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın
tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın
tamamı, terkin edilen cezanın %20’si, bozulan kısmın %50’si ile bu cezalara
uygulanan fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların
tahsilinden vazgeçilir.
(5) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden
önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği
beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi
cezaları için üçüncü fıkra hükmü uygulanır.
(6) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilen vergi
cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu madde hükmünden üçüncü fıkranın (b)
ve (c) bentlerinde açıklandığı şekilde yararlanır. Bu takdirde, vergi
cezasına uygulanan gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın da bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şarttır.
(7) Bu
maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son
karar, tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımı tarihinden
(bu tarih dâhil) önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır.
(8) Bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere
başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya
da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu
madde hükmünden yararlanır.
(9)
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilmekte olan
amme alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergileri, gelir (stopaj)
vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim
vergisi için bu madde ile 2 nci madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda
bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili
verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergileri çok zor durum
olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla
vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri hâlinde belirtilen madde
hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme
haklarını kaybederler.
(10) Bu
madde hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı
dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına
başvurulmaması şarttır.
(11) Bu
madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak bu Kanunda
belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan, ilk
tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek
olmaksızın takip edilir. Şu kadar ki, bu Kanunun yayımı tarihinden önce
verilmiş olan en son yargı kararının, tarhiyatın/tahakkukun tasdikine
ilişkin olması hâlinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip
edilir.
İnceleme
ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler
MADDE
4- (1) Bu Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı
hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk
işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı
kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh
edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine
belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme
faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin;
ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı
başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan
başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi
şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda
cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımı tarihine kadar uygulanan
gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen süre içinde tebliğ edilen ihbarnameler için bu madde hükmünden
yararlanmak isteyen mükelleflerin anılan bentte belirtilen süre içerisinde,
başvuru süresi otuz günden az kalmış ise otuz gün içinde başvuruda
bulunmaları ve madde kapsamında ödenecek tutarların ilk taksitini 9 uncu
maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede, izleyen
taksitleri ikişer aylık dönemler halinde 6 eşit taksitte ödemeleri şartıyla
maddeden yararlanılır.
(2) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilecek
vergi ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın %25’ini birinci
fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödemeleri hâlinde cezanın kalan %75’inin
tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden
önce pişmanlık talebi ile verilip ödeme yönünden şartların ihlal edildiği
beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları
hakkında bu madde hükümleri uygulanır. Şu kadar ki asla bağlı vergi
cezalarının bu madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin
bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci
maddesine göre ödenmesi şarttır.
(4) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden
önce tamamlandığı hâlde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi
kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme
raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan
tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen
şekilde belirlenen tutarın, birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.
(5) Bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla, 213 sayılı Kanunun tarhiyat öncesi
uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü
gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza
ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü
uygulanır.
(6) Bu
Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213
sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında
indirim, 4458 sayılı Kanunun uzlaşma ve 5326 sayılı Kanunun peşin ödeme
indirimi hükümlerinden yararlanamazlar.
(7) Bu
madde uygulamasında incelemeye başlama tarihi, 213 sayılı Kanunun 140 ıncı
maddesine göre tayin olunur.
(8) a)
Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımı tarihinden
önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan 4458 sayılı Kanun kapsamında
yapılan gümrük incelemeleri ile ek tahakkuk işlemlerine devam edilir. Bu
işlemlerin tamamlanmasından sonra tahakkuk eden vergilerin %50’si ile bu
tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra
kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar
hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan
cezalarda cezanın %25’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak
kesilmiş cezalarda cezanın %15’inin ve varsa gümrük vergileri aslının
%50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu
tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim
tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının; kararın tebliğ
tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk
taksitin tebliği izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde
altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına
bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş cezalarının %85’inin, gümrük vergilerine bu Kanunun
yayımı tarihine kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı
cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde tebliğ
edilen kararlar için bu maddenin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi
uygulanır.
b) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden
önce tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra gümrük
idaresine intikal eden müfettiş raporları üzerine gerekli ek tahakkuk ve
tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tahakkuk üzerine bu fıkranın (a) bendinde
belirtilen şekilde belirlenen tutarın, aynı bentte belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.
(9) Bu
madde hükümlerinden yararlanılabilmesi için madde kapsamında ödeme
başvurusunda bulunulan alacağa ilişkin dava açılmaması şarttır.
(10) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihini
izleyen ikinci ayın sonuna kadar;
a) 213
sayılı Kanunun;
1) 371
inci maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk
ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine bu
Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının,
2) 30
uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre kendiliğinden verilen beyannameler
üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak
gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gecikme faizi ve vergi cezalarının
tamamının,
b) 31/3/2018
tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilmesi gerektiği halde bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya
bildirimde bulunduğu hâlde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce
bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi ve taşınmaz kültür
varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ile bunlara bağlı gecikme
faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı gecikme
faizi, gecikme zammı ve vergi cezalarının tamamının,
c) 4458
sayılı Kanuna ve ilgili diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği
halde yükümlü tarafından beyan edilmeyen aykırılıkların gümrük idaresinin
tespitinden önce kendiliğinden bildirilmesi durumunda, gümrük vergilerinin
tamamı ile hesaplanacak faiz yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla faizlerin ve idari
para cezalarının tamamının,
tahsilinden
vazgeçilir.
(11)
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde
sayılan diğer ücret mükelleflerinin, bu Kanunun yayımı tarihini takip eden
ikinci ayın sonuna kadar vergi dairelerine başvurarak 2018 takvim yılına
ilişkin gelir vergilerini tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri
kaydıyla önceki dönemlere ilişkin olarak herhangi bir vergi ve ceza
aranmaz. Bu mükelleflerden daha önce mükellefiyet kaydını yaptırmamış
olanların işe başlama tarihi olarak bu Kanuna göre yaptıkları müracaat
tarihi esas alınır.
Matrah
ve vergi artırımı
MADDE
5- (1) Mükellefler, bu fıkrada
belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırarak
bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri hakkında
artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi
ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir
tarhiyat yapılmaz.
a) Gelir
ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde
(ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) vergiye esas alınan matrahlarını, bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar, 2013 takvim yılı
için %35, 2014 takvim yılı için %30, 2015 takvim yılı için %25, 2016 takvim
yılı için %20, 2017 takvim yılı için %15 oranından az olmamak üzere
artırırlar.
b) Gelir
vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili
olarak vermiş oldukları gelir vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş
olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç
beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde
etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi
dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak
matrah ile bu fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, işletme
hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için 2013 takvim yılı için
12.279 Türk lirasından, 2014 takvim yılı için 12.783 Türk lirasından, 2015
takvim yılı için 13.558 Türk lirasından, 2016 takvim yılı için 14.424 Türk
lirasından, 2017 takvim yılı için 16.350 Türk lirasından; bilanço esasına
göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için 2013 takvim
yılı için 18.095 Türk lirasından, 2014 takvim yılı için 19.155 Türk
lirasından, 2015 takvim yılı için 20.344 Türk lirasından, 2016 takvim yılı
için 21.636 Türk lirasından, 2017 takvim yılı için 24.525 Türk lirasından
az olamaz. Geliri sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançtan oluşan
mükellefler için vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilanço
esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili
yıllar itibarıyla 1/10’undan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından
oluşanlar için 1/5’inden, geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi
mükellefleri için ise işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler
için belirlenmiş tutardan az olamaz. Bu bendin uygulanmasında ilgili yıllar
itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna tutarları
dikkate alınmaz. Birden fazla gelir unsuru elde eden mükelleflerce, vergi
incelemesi ve tarhiyata muhatap olunmaması için, bu fıkrada belirtilen
ilgili gelir unsuru itibarıyla matrah artırımı yapılması şarttır.
c)
Kurumlar vergisi mükelleflerinin artırımda bulunmak istedikleri yıl ile
ilgili olarak vermiş oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması
veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname
verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup
da bu faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında
bırakanlar dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar
ile bu fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, 2013 takvim yılı
için 36.190 Türk lirasından, 2014 takvim yılı için 38.323 Türk lirasından,
2015 takvim yılı için 40.701 Türk lirasından, 2016 takvim yılı için 43.260
Türk lirasından, 2017 takvim yılı için 49.037 Türk lirasından az olamaz.
ç) Bu
fıkra hükmüne göre artırılan matrahlar, %20 oranında vergilendirilir ve
üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar
vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık
beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk
eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için bu Kanunun 2 nci
ve 3 üncü madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla bu fıkra
hükmüne göre artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilir. İstisna,
indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken
verginin bulunmaması hâlinde de bu hüküm uygulanır.
d)
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci
maddesine göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının
bulunması hâlinde, bu fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata
muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen
vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak bu fıkranın (a) bendinde
belirtilen şekilde artırılması şarttır.
e)
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci
maddesinde yer alan vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları muhtasar
beyanname ile beyan etmemiş olmaları hâlinde, bu yıllara ilişkin olarak bu
fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için
bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarını, bu Kanunun yayımı tarihini
izleyen üçüncü ayın sonuna kadar, bu fıkranın (c) bendinde belirtilen
asgari matrahın %50’sinden az olmamak kaydıyla beyan etmeleri şarttır. Bu
bent hükmüne göre artırılan matrahlar üzerinden %15 oranında vergi
hesaplanır.
f) Bu
fıkranın (d) ve (e) bentlerinde yer alan hükümlerden yararlanarak artırımda
veya beyanda bulunan mükelleflerin, bu yıllara ilişkin olarak bu fıkrada
belirtilen vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için ilgili
yıllarda vergiye esas alınan kurumlar vergisi matrahlarını da bu fıkranın
(c) bendinde belirtilen tutarlardan az olmamak üzere (a) bendinde
belirtilen şekilde artırmaları şarttır.
g) Gelir
ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu fıkra hükmünden yararlanarak beyan
ettikleri matrahları artırmaları hâlinde, daha önce tevkif yoluyla ödemiş
oldukları vergiler, artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden
mahsup edilmez.
ğ) Gelir
ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara
ait zararların %50’si, 2018 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez.
h)
İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda matrahtan indirim konusu
yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl zararları bu fıkra hükmüne göre
artırılan matrahlardan indirilemez.
ı)
Matrah artırımında bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisine
mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile
ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
i) İşe
başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş
mükellefler hakkında ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar,
faaliyette bulunulan ay sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate
alınarak hesaplanır.
j) Bu
fıkranın (a) bendi kapsamında matrah artırımında bulunulan vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılıp
kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
(2)
Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir (stopaj) veya
kurumlar (stopaj) vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde
ödemeleri halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul
ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak artırıma
konu ödemeler nedeniyle gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi
incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
a) 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi
uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur
olanlar, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi
kayıtla verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret
ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2013 yılı
için %6, 2014 yılı için %5, 2015 yılı için %4, 2016 yılı için %3 ve 2017
yılı için %2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini, bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar artırırlar.
b) Bu
fıkranın (a) bendi kapsamında vergi artırımında bulunulan yıl içinde yer
alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak;
1)
Verilmesi gereken muhtasar beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin
beyanname verilmiş olması hâlinde, beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin
gayrisafi tutar ortalaması alınmak suretiyle bir yıla iblağ edilerek,
artırıma esas olmak üzere yıllık ücretler üzerinden gelir (stopaj) vergisi
matrahı bulunur ve bu tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen
oranlarda gelir vergisi hesaplanır.
2) Hiç
beyanname verilmemiş olması hâlinde, her ay için hesaplanacak asgari gelir
(stopaj) vergisine esas olmak üzere en az;
(aa) Bu
Kanunun yayımı tarihinden önce ilgili yılda verilmiş olan aylık prim ve
hizmet belgelerinde bildirilen ortalama işçi sayısı kadar işçi,
(bb)
İlgili yılda aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması hâlinde,
bu Kanunun yayımı tarihine kadar verilmiş olmak şartıyla izleyen
vergilendirme dönemlerinde verilen ilk aylık prim ve hizmet belgesindeki
işçi sayısı kadar işçi,
(cc) Bu
Kanunun yayımı tarihine kadar aylık prim ve hizmet belgesinin hiç
verilmemiş olması hâlinde en az iki işçi,
çalıştırıldığı
kabul edilmek ve ilgili yılın son vergilendirme döneminde geçerli olan
asgari ücretin brüt tutarı esas alınarak hesaplanan gelir (stopaj) vergisi
matrahı üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisini
ödemek suretiyle bu fıkradan yararlanılır.
c) 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2), (3), (5), (11) ve
(13) numaralı bentleri ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri
ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca vergi tevkifatı
yapmaya mecbur olanların, ilgili yıl içinde verdikleri (ihtirazi kayıtla
verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde (ilgili yıl içinde verilen
muhtasar beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeksizin)
yer alan söz konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı
üzerinden;
1) 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) ve (5) numaralı
bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2013 yılı için %6,
2014 yılı için %5, 2015 yılı için %4, 2016 yılı için %3 ve 2017 yılı için
%2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak vergiyi,
2) 193 sayılı
Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520
sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı
ayrı olmak üzere 2013 ila 2017 yılları için her bir yıl itibarıyla %1, 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) ve (13) numaralı
bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere ilgili yıllarda
geçerli olan tevkifat oranının %25’i oranında hesaplanan vergiyi,
bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar artırırlar.
ç) Bu
fıkranın (c) bendi kapsamında matrah veya vergi artırımında bulunulan yıl
içinde hiç muhtasar beyanname verilmemiş olması veya muhtasar beyanname
verilmekle birlikte artırılması istenen ödeme türünün beyannamede
bulunmaması hâlinde;
1) 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde
yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter
tutan gelir vergisi mükellefleri için belirlenmiş asgari gelir vergisi
matrah tutarının %50’si esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) vergisi
matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
2) 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile
5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer
alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için beyana tabi geliri sadece
gayrimenkul sermaye iradından oluşan gelir vergisi mükellefleri için
belirlenen asgari gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen
gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %15
oranında hesaplanan vergiyi,
3) 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile
5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle
ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için
belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen
gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %3, 193
sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde
yer alan ödemeler için %2, (13) numaralı bendinde yer alan ödemeler için de
%5 oranında hesaplanan vergiyi,
ödemek
suretiyle, bu maddeden yararlanılır.
d) Bu
fıkra uyarınca artırımda bulunulması durumunda ayrıca gelir veya kurumlar
vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartı aranmaz.
e) Gelir
(stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında bulunmak isteyenlerin,
yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları hâlinde faaliyette
bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay kesirleri tam ay olarak dikkate
alınmak suretiyle) bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda
bulunulur.
f) Gelir
(stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında bulunulan yıl içinde
yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımı
tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile
birlikte dikkate alınır.
g) Bu
fıkra hükmüne göre artırıma esas ücret tutarı ile matrahlar, gelir veya
kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak
dikkate alınmaz.
ğ) Bu
fıkra kapsamında artırımdan yararlanılarak hesaplanan gelir vergisine
herhangi bir istisna ve indirim uygulanmaz.
(3)
Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde katma değer vergisini
artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde,
kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait
vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve
tarhiyatı yapılmaz.
a) Katma
değer vergisi mükellefleri, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak
verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil)
hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2013 yılı için
%3,5, 2014 yılı için %3, 2015 yılı için %2,5, 2016 yılı için %2 ve 2017
yılı için %1,5 oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer
vergisini, vergi artırımı olarak bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü
ayın sonuna kadar beyan ederler. 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma
Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c)
bendi ve geçici 17 nci maddesine göre tecil-terkin uygulamasından
faydalanan mükellefler için artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil
edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülür.
b) Bir
aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi mükelleflerince,
artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile
ilgili olarak;
1)
Verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme
ait beyannamenin verilmiş olması hâlinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş
olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının
ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık
hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu tutar üzerinden bu
fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlara göre artırım tutarı hesaplanır.
2) Hiç
beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş
olması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah
artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında
katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan
yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit
ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden
matrah artırımında bulunmaları şarttır.
3)
İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki
teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma
değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden
oluşması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah
artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18
oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan
yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte
belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de
mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra
hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda
belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi
tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar
vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden
yararlanamaz.
c)
Vergilendirme dönemi üç aylık olan katma değer vergisi mükelleflerinin,
yıllık asgari artırım tutarı, hiç beyanname vermemiş olmaları hâlinde bu
fıkranın (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde belirtilen esaslar
çerçevesinde, en az bir dönem için beyanname vermiş olmaları hâlinde ise
aynı bendin (1) numaralı alt bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde
belirlenir.
ç) Katma
değer vergisi mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın
vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Şu
kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içinde işe başlamaları
ya da işi bırakmaları hâlinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri
için bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
d)
Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılıp
kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
e)
Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi
incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için,
sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım
talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade
hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili
inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer
vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler
için tarhiyat önerilemez.
f) Bu
fıkra hükmüne göre ödenen katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi
matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak nazara alınmaz,
ödenmesi gereken katma değer vergilerinden indirilmez veya herhangi bir
şekilde iade konusu yapılmaz.
(4) Bu
maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre;
a)
Matrah ve vergi artırımının bu Kanunun yayım tarihini izleyen üçüncü ayın
sonuna kadar bu maddede öngörülen şekilde yapılması, hesaplanan veya
artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin, peşin veya ilk taksiti
bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
sürede başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami altı eşit
taksitte bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu
vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi hâlinde, 6183 sayılı
Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline
devam olunur, ancak bu madde hükmünden yararlanılamaz.
b)
Hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisi
matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmez;
indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.
c)
Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
ç)
Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve
belgelerin muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel
teşkil etmez.
(5) Daha
önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi
yapılan yıllar için de artırımda bulunabilirler.
(6)
İdarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi
yapma hakkı saklıdır.
(7) Bu
maddeye göre matrah veya vergi artırımında bulunulması, bu Kanunun yayımı
tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine
engel teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında
başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin, bu maddenin birinci
fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak
kaydıyla, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren iki ay
içerisinde sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu
süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat
öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu
tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi hâlinde, inceleme
raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına
intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme
ve takdir sonucu bulunan fark, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra
hükümleri ile birlikte değerlendirilir. İnceleme ve takdir işlemlerinin
sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu
kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.
(8)
Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık,
muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için
damga vergisi alınmaz.
(9) 213
sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve
belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar
koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini
tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” veya bu fiiller nedeniyle
incelemesi devam edenler ile terör suçundan hüküm giyenler, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli
Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk
kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından
yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi
yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve
araştırma yapılması talep edilenler, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkra hükümlerinden yararlanamazlar. Şu kadar ki 213 sayılı Kanunun 359
uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme
veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç
yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen
sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesinin
tamamlanması sonucu bu fiillerin varlığının tespit edilememesi durumunda,
bu durumun tespitine ilişkin raporun mükelleflere tebliği tarihinden
itibaren bir ay içerisinde yazılı başvurmaları, matrah ve vergi artırımı
sonucu hesaplanan vergileri, raporun tebliğini izleyen aydan başlamak üzere
ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödemeleri ve maddede
öngörülen diğer şartları yerine getirmeleri koşuluyla bu madde
hükümlerinden yararlanırlar.
(10)
Mükelleflerin bu maddeye göre matrah veya vergi artırımı yaptıkları
dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan
beyannameler nedeniyle 213 sayılı Kanunun usulsüzlük ve özel usulsüzlük
cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.
(11) Bu
madde hükümlerine göre matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru
beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden
vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve bu
Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir.
(12)
Birinci fıkranın (ç) bendi kapsamında yapılacak değerlendirmede, her bir
dönem için ayrı ayrı 10 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılan eksik
ödemeler dikkate alınmaz.
(13) Bu
maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlananlar
hakkında 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında yapılacak
incelemeler saklıdır. Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah veya vergi
artırımında bulunulan dönemler ve vergiler için tarhiyat yapılmaz.
İşletme
kayıtlarının düzeltilmesi
MADDE
6- (1) İşletmede mevcut olduğu
hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar
hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Gelir
ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler
dâhil), işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia,
makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek
kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile bu Kanunun yayımı tarihini
izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine
bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen
kıymetler için amortisman ayrılmaz.
b)
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu fıkranın (a) bendi
hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine,
teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar.
Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye
edilmesi hâlinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine,
teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş
amortisman addolunur. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler
ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak
kaydederler.
c) Bu
fıkranın (a) bendi uyarınca beyan edilen; genel orana tabi makine,
teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden %10 oranı, indirimli
orana tabi diğer makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden
tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak katma değer vergisi hesaplanır
ve ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme
süresi içinde ödenir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu
vergi, hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez. Emtia üzerinden
ödenen vergi genel esaslara göre indirilir. Bu emtia, makine, teçhizat ve
demirbaşlar için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası
hükmü uygulanmaz.
ç) Bu
fıkranın (a) bendi kapsamında bildirilen kıymetlerin satılması hâlinde
satış bedeli, bunların deftere kaydedilen değerinden düşük olamaz.
d) Özel
tüketim vergisi konusuna giren malları bu fıkranın (a) bendi kapsamında
beyan eden ve alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin, bu malların beyan
tarihindeki miktarı ve emsal bedeli üzerinden geçerli olan özel tüketim
vergisini, bu fıkranın (c) bendinde belirtilen beyanname verme süresi
içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek aynı süre içinde ödemeleri
hâlinde bu mallar bakımından 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim
Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.
Bu şekilde beyan edilerek ödenen özel tüketim vergisi için vergi cezası
kesilmez.
e) Bu
fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası
uygulanmaz.
(2)
Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan mallar hakkında aşağıdaki
hükümler uygulanır:
a) Gelir
ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler
dâhil), kayıtlarında yer aldığı hâlde işletmelerinde mevcut olmayan
emtialarını, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar,
aynı nev’iden emtialara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen
gayrisafi kâr oranını dikkate alarak fatura düzenlemek ve her türlü
vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına
intikal ettirebilirler. Gayrisafi kâr oranının cari yıl kayıtlarına göre
tespit edilemediği hallerde, mükellefin bağlı olduğu meslek odalarının
belirleyeceği oranlar esas alınır. Bu hükme göre ödenmesi gereken katma
değer vergisi, ilk taksiti beyanname verme süresi içinde, izleyen taksitler
beyanname verme süresini takip eden ikinci ve dördüncü ayda olmak üzere üç
eşit taksitte ödenir.
b)
Eczaneler, stoklarında kaydi olarak yer aldığı hâlde fiilen bulunmayan
ilaçları, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar
maliyet bedeli üzerinden fatura düzenlemek suretiyle kayıtlarından
çıkarabilirler. Bu suretle kayıtlardan çıkarılan ilaçların maliyet bedeli
üzerinden %4 oranında hesaplanan katma değer vergisi ayrı bir beyanname ile
beyan edilerek beyanname verme süresi içinde ödenir. Ödenen bu vergi,
hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez, gelir ve kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamaz.
c) Bu
fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası ve
gecikme faizi uygulanmaz.
(3)
Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve
ortaklardan alacaklar ile bunlarla ilgili diğer işlemler hakkında aşağıdaki
hükümler uygulanır:
a) Bilanço
esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2017 tarihi
itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde
bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki
işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan)
ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu
tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer
hesaplarda yer alan işlemlerini bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın
sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını
düzeltebilirler.
b) Bu
fıkranın (a) bendi kapsamında beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında
hesaplanan vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.
c) Bu fıkra
kapsamında ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmez;
beyan edilen tutarlar ve ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının
tespitinde gider olarak kabul edilmez. Bu fıkra uyarınca beyan edilen
tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz. Bu fıkra kapsamında beyanda
bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bu beyanları nedeniyle 2018 yılı
geçici vergi beyannamelerinde düzeltme gerektiği takdirde, düzeltme
işlemleri bu fıkrada öngörülen beyanname verme süresi içinde yapılır ve düzeltme
işlemleri nedeniyle herhangi bir ceza veya faiz aranmaz.
(4)
Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak yılı içerisinde
ödenmesi gereken vergilerin ödeme sürelerinde değişiklik yapmaya, 213
sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde bulunma zorunluluğu getirmeye ve
uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Kesinleşmiş
Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları
MADDE
7- (1) 2018 yılı Mart ayı ve
önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği
hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan;
a) 5510
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c)
bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta
primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi,
sosyal güvenlik destek primi,
b) Bu
Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre
ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk
sigortası primi,
c)
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen
damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,
asılları
ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı
tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2)
31/3/2018 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki
inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden
önce Kurumca resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği hâlde bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar
ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya
tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan
sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı
hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar
geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3)
31/3/2018 tarihinden önce (bu tarih dâhil) yapılan tespitlere ilişkin olup
bu Kanunun yayımı tarihinden önce kesinleştiği hâlde bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile
bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine
kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
hâlinde, idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına
uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu
madde kapsamına giren alacakların; asıllarının bu Kanunun yayımı tarihinden
önce ödenmiş olmasına rağmen, fer’ilerinin bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer’i alacağın %40’ının bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, kalan %60’ının
tahsilinden vazgeçilir.
(5) 5510
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalılar ile ek 5 ve ek 6 ncı maddeleri kapsamında sigortalı olanların,
bu madde kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları hâlinde, yapılandırılan
borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının
bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçları
bulunmakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre taksitlendirmiş
veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları
ve bu maddeye göre yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri
kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılır.
(6) 5510
sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında
genel sağlık sigortası tescili yapılmış olup da gelir testine hiç
başvurmayanlardan bu maddenin yayımı tarihinden 30/11/2018 tarihine kadar
gelir testine başvuran kişilerin genel sağlık sigortası primleri, gelir
testi sonucuna göre ilk tescil başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk
ettirilir.
(7) 2018
yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce
5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi
kapsamında tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan prim borçlarının 31/12/2018
tarihine kadar ödenmesi halinde gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımı tarihinden
önce 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi
kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu bulunanlar
anılan Kanunun 67 nci maddesinde belirtilen şartları taşımaları halinde, bu
Kanunun yayımı tarihinden önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın
Kanunun yayımı tarihinden itibaren 31/12/2018 tarihine kadar sağlık
hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır. Bu Kanunun yayımı
tarihine kadar ödenmiş olan 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası primleri ile
gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları iade ve mahsup edilmez.
(8) Köy
ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile
tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 5510 sayılı Kanuna,
2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu mülga hükümlerine ve mülga
17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescilleri yapıldığı hâlde prim
borçları nedeniyle daha önceki ilgili kanunları uyarınca sigortalılık
süreleri durdurulmuş olanlardan bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ihya
edilmemiş olanların kendileri veya hak sahipleri, bu Kanunun yayımı
tarihini takip eden ay başından itibaren iki ay içinde Kuruma müracaat
ederek, durdurulan sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının,
sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek bu maddenin
birinci fıkrası hükümlerine göre hesaplanmasını talep edebilirler.
Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde
durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Hesaplanan
borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi hâlinde ihya
işlemi geçerli sayılmaz ve bu fıkra kapsamında ödenmiş olan tutarlar
ilgilinin başkaca prim borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade
edilir. Bu fıkra hükümlerinin uygulanmasında bu Kanunun 9 uncu maddesinin
üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanmaz.
Ön
değerlendirme, araştırma veya tespit aşamasında olan eksik işçilik prim
tutarları ile kesinleşmemiş idari para cezaları
MADDE
8- (1) 31/3/2018 tarihine kadar
(bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere
ilişkin olup, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar başvurulduğu hâlde bu sürenin
sonuna kadar Kurumca resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edilememiş
olan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik
işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu
alacaklara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin
başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, ilk
taksit bu Kanuna göre hesaplanan tutarın işverene tebliğ edildiği tarihi
izleyen ikinci aydan başlamak üzere, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun yayımı
tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar resen tahakkuk ettirilerek
işverene tebliğ edilen eksik işçilik tutarları üzerinden hesaplanan sigorta
prim tutarları, bu Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen
alacaklar için öngörülen süre ve şekilde ödenir.
(2)
31/3/2018 tarihinden önce (bu tarih dâhil) yapılan tespitlere ilişkin olup
bu Kanunun yayımı tarihinden önce tebliğ edilen ve bu tarih itibarıyla (bu
tarih dâhil) kesinleşmemiş bulunan ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme
sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre
için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para cezası
asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası
ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3)
31/3/2018 tarihinden önce (bu tarih dâhil) yapılmış tespitlere ilişkin
idari para cezalarından bu Kanunun yayımı tarihinden sonra tebliğ edilenler
için ilgililerce tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı
başvuruda bulunularak idari para cezasının %50’sinin, ilk taksiti tebligatı
izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit
taksitte ödenmesi şartıyla idari para cezasının kalan %50’sinin tahsilinden
vazgeçilir. Şu kadar ki bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen süre içinde tebliğ edilen cezalar için bu madde
hükmünden yararlanmak isteyenlerin anılan bentte belirtilen süre
içerisinde, başvuru süresi otuz günden az kalmış ise otuz gün içinde
başvuruda bulunmaları ve madde kapsamında ödenecek tutarların ilk taksitini
9 uncu maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede, izleyen
taksitleri ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödemeleri
şartıyla maddeden yararlanılır.
(4) Bu
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamındaki
alacaklardan bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde
belirtilen ilk taksit ödeme süresinin sonuna kadar tahakkuk edenler de bu
Kanunun 7 nci maddesine göre yapılandırılır.
(5) Bu
madde ile 7 nci madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu
maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
(6) Bu
madde ile 7 nci madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
borçlular, taksit ödeme süresince tahakkuk eden sigorta primlerini çok zor
durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya
da eksik ödemeleri hâlinde, belirtilen madde hükümlerine göre
yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını
kaybederler.
Ortak
hükümler
MADDE
9- (1) Bu Kanunun ilgili
maddelerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak
kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a) Bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye
başvuruda bulunmaları,
b)
Maliye Bakanlığına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, il özel idarelerine,
belediyelere ve YİKOB’lara bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk
taksitini bu Kanunun yayımı tarihini izleyen dördüncü aydan, Sosyal Güvenlik
Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksiti bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık
dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri,
şarttır.
(2) Bu
Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmî tatile
rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda
biter.
(3) Bu Kanun
hükümlerine göre hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler hâlinde
ödenebilir.
a)
Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin
olarak ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i
alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarların (bu Kanunun 4 üncü maddesine göre fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile birlikte
hesaplanan gecikme faizi dâhil) %90’ının tahsilinden vazgeçilir.
2) Bu
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan ve
bu Kanun kapsamında yapılandırılan idari para cezalarından %25 indirim
yapılır.
3)
Yapılandırılan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i
alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutardan (bu Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar
hariç) %50 indirim yapılır.
b)
Hesaplanan tutarların tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi
hâlinde katsayı uygulanmaz ve,
1) Fer’i
alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarlar (bu Kanunun 4 üncü maddesine göre fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile birlikte
hesaplanan gecikme faizi dâhil) üzerinden %50 indirim yapılır.
2) Bu
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan ve
bu Kanun kapsamında yapılandırılan idari para cezalarından %12,5 indirim
yapılır.
3)
Yapılandırılan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i
alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutardan (bu Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar
hariç) %25 indirim yapılır.
c)
Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek istenmesi hâlinde, ilgili maddelerde
yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla borçluların başvuru sırasında altı,
dokuz, on iki veya on sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini
tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir
sürede ödeme yapılamaz.
ç)
Hesaplanan tutarların taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre
belirlenen tutar;
1) Altı
eşit taksit için (1,045),
2) Dokuz
eşit taksit için (1,083),
3) On
iki eşit taksit için (1,105),
4) On
sekiz eşit taksit için (1,15),
katsayısı
ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer
aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun
hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih
ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak, tercih edilen
süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar ilgili
katsayıya göre düzeltilir.
d) Bu
Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarlar; il özel idareleri ve bunlara
bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile Spor Genel Müdürlüğü,
Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş
olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince
ikişer aylık dönemler hâlinde azami otuz altı eşit taksitte ödenebilir. Bu
takdirde bu fıkra hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmi dört eşit taksit
için (1,194), otuz eşit taksit için (1,238), otuz altı eşit taksit için
(1,318) olarak uygulanır.
e) Bu
Kanun kapsamında belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz
kuruluşlarca ödenmesi gereken tutarlar, belediyelerin genel bütçe vergi
gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından, 2/7/2008 tarihli
ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi
Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü
fıkrasındaki %40 oranı dikkate alınmaksızın aylık dönemler halinde azami
yüz kırk dört eşit taksitte tahsil edilir. Ancak, bu kapsamda yapılacak
kesinti tutarı her hâl ve takdirde bu idareler adına genel bütçe vergi
gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan payların aylık tutarının
%50’sini aşamaz.
1)
Taksitle yapılacak ödemelerde belirlenen tutar;
(aa)
Altı eşit taksit için (1,032),
(bb)
Dokuz eşit taksit için (1,053),
(cc) On
iki eşit taksit için (1,064),
(çç) On
sekiz eşit taksit için (1,086),
(dd)
Yirmi dört eşit taksit için (1,109),
(ee)
Otuz altı eşit taksit için (1,19),
(ff)
Kırk sekiz eşit taksit için (1,247),
(gg)
Altmış eşit taksit için (1,304),
(ğğ)
Yetmiş iki eşit taksit için (1,361),
(hh) Yüz
kırk dört eşit taksit için (1,703),
katsayısı
ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle aylık
dönemler hâlinde tahsil edilecek taksit tutarı hesaplanır.
2) 5779
sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin Bakanlar Kurulunca durdurulması
hâlinde aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti yapılmayan aylar için de
durdurulur ve taksit ödemeleri yönünden bu Kanun hükümlerine göre ihlal
nedeni sayılmaz. Bu taksitler, taksit ödeme süresinin sonundan itibaren
ayrıca bir katsayı ve geç ödeme zammı uygulanmaksızın aylık dönemler itibarıyla
paylardan kesinti suretiyle tahsil edilir. Taksit tutarlarının, bu bent
kapsamındaki borçluların genel bütçe paylarından daha yüksek olması hâlinde
ise eksik tutarlar borçlularca taksit ödeme süresini takip eden ay sonuna
kadar geç ödeme zammı uygulanmaksızın ödenir.
(4)
Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu
Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci
maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü
takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi
kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler hâlinde yansıtılması ve
taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler
için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve
borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilir. Bu şekilde tahsil
edilen tutarların bankalarca Hazine veya Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına
aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen
süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren hesaplanır.
Taksitlerin kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne
göre katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.
(5)
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme
alacaklarına uygulanmak üzere, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için
başvuruda bulunan ve ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade
alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek isteyen mükelleflerin, bu
taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi
içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak
ibraz etmeleri şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın mükellefin mahsup
talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara mahsup
işlemleri yapılır; mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda mahsubun
yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen tutar için
borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir ay içerisinde
ödenmesi istenir. Bu süre içerisinde eksik ödenen tutarın, ödenmesi
gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı
oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde eksik
ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(6) Bu
Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam
ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az
taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya
eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin
tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen
her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen
gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi
şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde
tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer
taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden
fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde matrah ve
vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun
hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve
alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı
uygulanır.
(7) Bu
Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 8 inci maddesinin altıncı
fıkrasında, vadesinde ödenmesi öngörülen alacakların veya taksit tutarının
%10’unu aşmamak şartıyla 10 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılmış
eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(8) Bu
Kanun kapsamına giren alacakların altıncı fıkrada belirtilen şekilde
tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu
fıkrası ve 8 inci maddesinin altıncı fıkrası hükümleri saklı kalmak
kaydıyla borçlular, ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden
yararlanırlar.
(9) Bu
Kanun kapsamına giren alacakların, bu Kanunun yayımı tarihinden önce 6183
sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına
uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular,
talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu
takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil
hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil
tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunda
öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak
kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
(10) Bu
Kanun hükümleri;
a) 5393
sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan
alacaklar ile 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci
fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar,
b) 6552
sayılı Kanun, 3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına İlişkin Kanun, 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümlerine göre bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar ile
6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacaklar,
hakkında
uygulanmaz.
(11) Bu
Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, bu Kanunda yer alan
hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun yayımı tarihinden sonraki süreler
için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı
hesaplanmaz.
(12) Bu
Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler
yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade
edilir. Bu Kanuna göre ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere
konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre
alacaklı tahsil dairesince satılabilir. Bu talep, Kanun kapsamında ödenmesi
gereken tutarların Kanun hükümlerine göre ödenmesine engel teşkil etmez.
(13) a)
Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili
maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri ve
kanun yollarına başvurmamaları gereken borçluların, bu Kanun hükümlerinden
yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde,
yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır. Borçlularca, Kanun
hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de
ihtilaflar sürdürülmez.
b)
Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu
dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine
verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir.
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsili gerektiği hâlde
tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu
idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği
idari mercii belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
c) Bu
Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları
davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar
tarihine bakılmaksızın bu Kanunun yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen
kararlar uyarınca işlem yapılmaz.
ç) Bu
Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen
kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri
talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme
tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri
geri alınmaz.
(14) İl
özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz
kuruluşlar hakkında bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ile 8
inci maddesinin altıncı fıkrası hükümleri uygulanmaz.
(15) Bu
Kanunun 4 üncü maddesinin onuncu fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt
bendi kapsamında beyan edilen vergilere, ödeme yönünden şartların ihlali
hâlinde, kesilmesi gereken vergi cezaları için 213 sayılı Kanunun 374 üncü
maddesinde yer alan zamanaşımı süreleri ile bu Kanun kapsamındaki alacaklarla
ilgili olarak mevzuatlarında yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla
taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemez.
(16) Bu
Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce
tahsil edilmiş olan tutarlar, bu Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar
ile bu maddenin dokuzuncu fıkrası kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak
6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun
hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmaz. Ancak, bu Kanunun 3 üncü
maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup dava konusu edilen tarhiyatlara
karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödeme yapılmış olması hâlinde,
ödenen bu tutarlar, vergi mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar
verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek
üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden
yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile verilmiş terkin kararları
üzerine red ve iade edilebilir.
(17)
Bakanlar Kurulu, bu Kanunda öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme
sürelerini bir aya kadar, yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan vergi
mükelleflerinden, Ekonomi Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin
gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan ve bu ülkedeki
faaliyetleri nedeniyle durumları 213 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre
mücbir sebep hâli kabul edilenlerin, bu Kanun kapsamında alacakları
yapılandırılan alacaklı idarelere mücbir sebep hâllerinin devam ettiği süre
içinde ödemeleri gereken taksitlerin ödeme süreleri ile 213 sayılı Kanunun
15 inci maddesine göre mücbir sebep hâli ilan edilen yerlerdeki dairelere
(alacaklı idarelere) mücbir sebep hâlinin vukuu tarihinden itibaren
ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süreleri, mücbir sebep hâlinin bitim
tarihini takip eden aydan başlamak üzere topluca veya ayrı ayrı bir yıla
kadar uzatmaya yetkilidir.
(18) Bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre
mücbir sebep hâli ilan edilmiş ve devam eden yerlerdeki vergi dairelerinde
mükellefiyet kaydı bulunan mükellefler ile Sosyal Güvenlik Kurumunca mücbir
sebep hâli nedeniyle belge verme süresi ve prim ödemelerinin ertelendiği
yerlerdeki kayıtlı işveren, sigortalı ve diğer prim ödeme yükümlülerinin,
bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvurmaları, beyan ve bildirim
yükümlülüklerini yerine getirmeleri şartıyla Kanun kapsamında ödenmesi
gereken taksitlerden, mücbir sebep hâli süresi içerisinde ödenmesi gereken
taksitleri, mücbir sebep hâlinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak
üzere 6 ay içinde ödenir.
(19) Bu
maddenin on yedinci fıkrası hükümlerine göre mücbir sebep nedeniyle ödeme
süresi uzatılan taksitler ile on sekizinci fıkra hükümlerine göre ödeme
süresi uzatılan taksitler için altıncı fıkrada yer alan taksitlerden ilk ikisinin
süresinde ödenmesi şartı aranmaz.
(20) Bu
Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgisine göre
Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı veya Sosyal Güvenlik Kurumu
yetkilidir. İl özel idareleri, belediyeler ile YİKOB’lara ait amme
alacaklarına ilişkin hükümlerin uygulanmasına dair usul ve esaslar Maliye
Bakanlığınca, diğer kurumlara ait alacaklara ilişkin usul ve esaslar bu
kurumlar tarafından belirlenir.
Diğer
hükümler
MADDE
10- (1) a) 6552, 6736 ve 7020
sayılı Kanunların ilgili hükümlerine göre yapılandırılan ve anılan Kanunlar
kapsamında ödemeleri devam eden alacaklardan kalan taksitlerin tamamının,
bu Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının;
1) (a)
bendinde belirtilen sürede ödenmesi halinde kalan taksit toplamı içinde yer
alan Yİ-ÜFE tutarlarının %90’ının (kalan tutarın sadece Yİ-ÜFE tutarından
oluşması halinde anılan bendin (3) numaralı alt bendi kapsamında),
2) (b)
bendinde belirtilen sürede ödenmesi halinde kalan taksit toplamı içinde yer
alan Yİ-ÜFE tutarlarının %50’sinin (kalan tutarın sadece Yİ-ÜFE tutarından
oluşması halinde anılan bendin (3) numaralı alt bendi kapsamında),
tahsilinden
vazgeçilir.
Bu
takdirde, anılan Kanunlar kapsamında ödenen taksitler için yapılandırma
hükümleri geçerli sayılır ve herhangi bir katsayı düzeltmesi yapılmaz,
ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı tutarlarının tahsilinden
vazgeçilir.
b) 6552,
6736 ve 7020 sayılı Kanunların ilgili hükümlerine göre yapılandırılan ve bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla anılan Kanunlar kapsamında ödemeleri devam
eden alacaklardan, 6552 sayılı Kanunun; 73 üncü maddesinin onuncu
fıkrasının (a) bendi, 80 inci maddesinin (a) bendi, 81 inci maddesiyle 5510
sayılı Kanuna eklenen geçici 60 ıncı maddenin altıncı fıkrası, 6736 sayılı
Kanunun 10 uncu maddesinin altıncı fıkrası, 7020 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin altıncı fıkrası kapsamında bir takvim yılında iki veya daha az
taksiti süresinde ödememe veya eksik ödeme hakkının kullanılması nedeniyle
bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmeyen veya eksik ödenen taksit
tutarlarının, son taksiti izleyen aydan ve ödeme süresi önce gelen
taksitten başlamak üzere ikişer aylık dönemler (taksit ödemeleri aylık olan
alacaklarda her ay) halinde, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı
Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında
hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla anılan
Kanunların hükümlerinden yararlanılır. Bu hüküm kapsamında ödeme süresi
uzatılan taksitlerden birinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde anılan
Kanunların hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir.
c) 6552,
6736 ve 7020 sayılı Kanunların ilgili hükümlerine göre yapılandırılan ve bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla anılan Kanunlar kapsamında ödemeleri devam
eden alacaklar için söz konusu Kanunlardan yararlanma şartı olarak
getirilen taksit ödeme süresince her bir takvim yılı itibarıyla cari yılda
süresinde ödenmesi öngörülen tutarlara yönelik şartlar, 2018 yılı için bu
Kanunun yayımı tarihinden takvim yılı sonuna kadar geçecek süre için
yeniden başlatılır.
(2)
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi
31/12/2013 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren her
bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle
tutarı 100 Türk lirasını aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın
bu asıllara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı
200 Türk lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.
(3)
Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte
olan ve vadesi 31/12/2013 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu
Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında
gümrük idarelerince takibi gereken her bir alacağın; türü, yükümlülüğü,
asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 100 Türk lirasını
aşmayan asli alacakların, idari para cezalarında 150 Türk lirasını
aşmayanların ve tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı fer’i alacakların,
aslı ödenmiş fer’i alacaklarda toplamı 200 Türk lirasını aşmayanların
tahsilinden vazgeçilir.
(4) 5510
sayılı Kanun kapsamından çıkarılan işyerlerine ilişkin olup işyerine ait
borcun tamamının ödeme süresi 31/12/2015 veya önceki bir tarihe ilişkin
olduğu hâlde ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal
güvenlik destek primi ve idari para cezası asılları toplamı 100 Türk
lirasını aşmayan alacaklar ile tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı
gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’ilerinin ve aslı ödenmiş olan
fer’i alacaklardan tutarı 200 Türk lirasını aşmayanların tahsilinden
vazgeçilir.
(5) 5510
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına
göre sosyal güvenlik destek primi ödemesi gereken sigortalıların bu Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan sosyal güvenlik destek primi
borçları ve bu borca bağlı gecikme cezası, gecikme zammı gibi fer’i
alacaklar terkin edilir.
(6) İşverenlerin
ve üçüncü şahısların, 5510 sayılı Kanunun 14 üncü, 21 inci, 23 üncü, 39
uncu ve 76 ncı maddeleri, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununun mülga 10 uncu, 26 ncı, 27 nci ve 28 inci maddeleri, 1479 sayılı
Kanunun mülga 63 üncü maddesi ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 129 uncu maddesi gereğince iş
kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile
genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere
yönelik fiiller nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları
ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun
yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi halinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden
vazgeçilir.
(7)
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fazla veya yersiz olarak ödendiği tespit
edilen ve 506 sayılı Kanunun, 1479 sayılı Kanunun, 17/10/1983 tarihli ve
2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun, 2926 sayılı Kanunun,
5434 sayılı Kanunun mülga hükümleri ve 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi
gereğince tahsil edilmesi gereken gelir ve aylıklara ilişkin borç asılları
ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun
yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi halinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden
vazgeçilir.
(8)
Belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin %50’sinden
fazlası bunlara ait şirketlerin mülkiyetlerinde bulunan taşınmazlar
hakkında yaptıkları irtifak hakkı ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan
(kaynak sularının kira bedeli dâhil) ve vadesi 31/3/2018 tarihi itibarıyla
geldiği halde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan kullanım
bedelleri ve hasılat payları asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin
gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık
dönemler halinde azami on sekiz eşit taksitte 9 uncu maddenin üçüncü
fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre hesaplanan katsayı ile birlikte
tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, faiz
gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu takdirde mahkeme ve icra
masrafları ile vekâlet ücreti ilk taksit tutarı ile birlikte tahsil edilir.
Bu fıkra hükümlerinden yararlanılabilmesi için dava açılmaması ve açılmış
davalardan vazgeçilmesi şarttır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye İçişleri Bakanlığı yetkilidir.
(9)
31/3/2018 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği halde bu
Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan; 18/5/2004 tarihli ve 5174
sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu
hükümlerine göre üyelerin oda ve borsalara olan aidat, navlun hasılatından alınacak
oda payları ve borsa tescil ücreti ile oda ve borsaların Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliğine olan aidat borçları asılları ile 3/6/2007 tarihli ve
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 26 ncı maddesinin yirmi üçüncü fıkrası
ile 27 nci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğine ödenmesi gereken sigorta eksperleri ve sigorta acenteleri levha
aidat borç asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar, kalanı aylık
dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu
alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi
için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı
birime başvurulması şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların
fıkrada öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde,
ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu fıkra hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen
şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu
Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme
bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dahil olmak üzere icra takibi başlatılmış
alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda
bulunması halinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu
takdirde, borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekalet ücretini ilk
taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla üyelerin oda ve borsalara, oda ve borsaların da Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliğine, sigorta eksperlerinin ve sigorta acentelerinin
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine kısmen veya tamamen ödemiş olduğu
aidat asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Vergi mükellefiyeti
sona erdiği halde oda/borsa kayıtları devam eden üyelerin, vergi
mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları için bu fıkra
hükümleri uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra,
tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i borçlarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(10)
31/3/2018 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla, ödenmesi gerektiği halde bu
Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan; 7/6/2005 tarihli ve 5362
sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu hükümlerine göre
esnaf ve sanatkarların üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile
odaların birlik ve üyesi oldukları federasyonlara, birlik ve
federasyonların Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonuna olan katılma
payı, esnaf ve sanatkarların meslek eğitimini geliştirme ve destekleme fonu
borç asıllarının ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler
hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara
uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların
tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu
Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime
başvurulması şarttır. Fıkra kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada
öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş
alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları
yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu kapsamda tamamı
ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve
vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla üyelerin odalara, odaların birlik ve federasyonlara, birlik ve
federasyonların da Konfederasyona kısmen veya tamamen ödemiş olduğu aidat
ve katılma payı asıllarına isabet eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Vergi
mükellefiyeti sona erdiği halde oda kayıtları devam eden üyelerin, vergi
mükellefiyetinin sona erdiği tarihe kadar ödenmeyen borçları için bu fıkra
hükümleri uygulanır. Vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihten sonra,
tahakkuk etmiş aidat borçlarının asılları ile birlikte fer’i borçlarının
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(11)
31/3/2018 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla ödenmesi gerektiği hâlde bu
Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş olan; 1/6/1989 tarihli ve 3568
sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu
hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat
borçları ile odaların Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli
Mali Müşavirler Odaları Birliğine olan birlik payı borçlarının asıllarının
ödenmemiş kısmının birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip eden
ikinci ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler hâlinde ve azami toplam
altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu
fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bu Kanunun yayımı tarihini izleyen
ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması şarttır. Fıkra
kapsamında ödenmesi gereken tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde
kısmen veya tamamen ödenmemesi hâlinde, ödenmemiş alacak asılları ile
bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacaklar
ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. Bu fıkra hükmünden
yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartları yerine getirmelerinin
yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun
yollarına başvurmamaları şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce dava
konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar
dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu
fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması hâlinde davalar
ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu takdirde, borçluların mahkeme ve
icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri
şarttır. Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla üyelerin odalara, odaların da
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler
Odaları Birliğine kısmen veya tamamen ödemiş olduğu aidat asıllarına isabet
eden ve ödenmemiş olan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i
alacakların tahsilinden vazgeçilir.
(12)
Avukatların barolara olan aidat borçları da onbirinci fıkradaki usul ve
esaslar çerçevesinde kıyasen taksitlendirilir.
(13)
Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye
piyasası araçları ile gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip
olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan
para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile
taşınmazlar ve tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların yurt
dışında elde ettikleri bazı kazançları hakkında aşağıdaki hükümler
uygulanır.
a) Yurt
dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçlarını, bu fıkradaki hükümler çerçevesinde, 30/11/2018 tarihine kadar
Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz
konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler.
b) Banka
ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %2
oranında hesapladıkları vergiyi, 31/12/2018 tarihine kadar vergi sorumlusu
sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan eder ve
aynı sürede öderler.
c) (a)
bendi kapsamına giren varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal
kurumlardan kullanılan ve bu fıkranın yürürlük tarihi itibarıyla kanuni
defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30/11/2018 tarihine kadar
kapatılmasında kullanılabilir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi
kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme
şartı aranmaksızın bu fıkra hükümlerinden yararlanılır.
ç) Bu
fıkranın yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye
avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve
diğer sermaye piyasası araçlarının bu fıkranın yürürlüğe girmesinden önce
Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu
avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla bu fıkra hükümlerinden
yararlanılır.
d) 213
sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükellefler, bu fıkra kapsamında
Türkiye’ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate
almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye
tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate
almaksızın işletmelerinden çekebilirler.
e) Gelir
veya Kurumlar Vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan
ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul
kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30/11/2018 tarihine
kadar vergi dairelerine beyan edilir. Beyan edilen sözkonusu varlıklar,
30/11/2018 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın
kanuni defterlere kaydedilebilir. Bu takdirde, sözkonusu varlıklar vergiye
tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate
alınmaksızın işletmeden çekilebilir. Vergi dairelerine beyan edilen
varlıkların değeri üzerinden %2 oranında vergi tarh edilir ve bu vergi,
31/12/2018 tarihine kadar ödenir.
f) Bu
fıkra kapsamında ödenen vergi, hiçbir suretle gider yazılamaz ve başka bir
vergiden mahsup edilemez, Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere
kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya
kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul
edilmez.
g)
31/7/2018 tarihine kadar; (a) bendi kapsamında bildirilerek Türkiye’ye
getirilen veya (c) ya da (ç) bentleri kapsamında işleme tabi tutulan
varlıklar ile (e) bendi kapsamında beyan edilerek kanuni defterlere
kaydedilen varlıklara ilişkin olarak, (b) veya (e) bendi uyarınca vergi
tarh edilmez.
ğ) (a)
ve (e) bentleri kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle
hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Bu hükümden
faydalanılabilmesi için bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh
edilen verginin vadesinde ödenmesi ve (a) bendi uyarınca bildirilen
varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye
getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir
hesaba transfer edilmesi şarttır.
h) 1)
Tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların;
(aa)
Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak
hisselerinin satışından doğan kazançları,
(bb)
Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri
iştirak kazançları,
(cc)
Yurt dışında bulunan iş yeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde
ettikleri ticari kazançları,
31/10/2018
tarihine kadar elde edilenler de dahil olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren 31/12/2018 tarihine kadar Türkiye’ye transfer
edilmesi kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.
2) Tam
mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların kanuni ve iş merkezi
Türkiye’de bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan kazançları, 31/12/2018
tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve
kurumlar vergisinden müstesnadır.
ı)
Bakanlar Kurulu, bu fıkrada yer alan süreleri, bitim tarihlerinden itibaren
altı aya kadar uzatmaya; Maliye Bakanlığı, fıkra kapsamına giren varlıkların
Türkiye’ye getirilmesi, bildirim ve beyanı ile işletmeye dâhil edilmelerine
ilişkin hususları, bildirim veya beyana esas değerlerin tespiti, bildirim
ve beyanların şekli, içeriği ve ekleri ile yapılacağı yeri, fıkranın
uygulanmasında kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul
ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Mücbir
sebep hâli sonlandırılan bazı yerlerdeki beyan ve bildirimler
MADDE
11- (1) 6736 sayılı Kanunun 10
uncu maddesinin ondokuzuncu fıkrası veya 7020 sayılı Kanunun 5 inci maddesi
kapsamında, mücbir sebep hali sona eren mükelleflerden, 7020 sayılı Kanunun
5 inci maddesinde öngörülen sürede beyanname ve bildirimlerini vermemiş
olan mükelleflerin mücbir sebep ilanı nedeniyle verilmeyen; beyanname ve
bildirimleri 31/8/2018 günü sonuna kadar verilir, geçici vergi
beyannameleri, mükellef bilgileri bildirimleri ve kesin mizan bildirimleri
verilmez. Tahakkuk eden vergilerin vadesi beyanname ve bildirim verme
süresinin son günü kabul edilir ve ilk taksiti 2018 yılının Eylül ayından
başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde otuz eşit taksitte ödenir. Bu
şekilde ödenen vergilere herhangi bir zam, faiz, katsayı uygulanmaz.
(2) Bu
maddeye göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam
ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az
taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya
eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar,
gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre
belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte
ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin
süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer
taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden
fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu madde
hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu takdirde süresinde ödenmeyen
tutarlar, ikinci fıkrada belirtilen vade tarihinden itibaren gecikme zammı
ile birlikte tahsil edilir. Bu madde uyarınca vadesinde ödenmesi öngörülen
taksit tutarının %10’unu aşmamak şartıyla 10 Türk lirasına (bu tutar dâhil)
kadar yapılmış eksik ödemeler için bu madde hükmü ihlal edilmiş sayılmaz.
(3) 6736
sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin on dokuzuncu fıkrası ve 7020 sayılı
Kanunun 5 inci maddesi kapsamında öngörülen sürelerde beyanname ve
bildirimlerini veren ve tahakkuk eden vergileri mezkûr Kanunlar kapsamında
yapılandırılan mükellefler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır. Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilen tutarlar red ve iade
edilmez.
(4) Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir.
MADDE
12- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı
Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin “I-Tapu işlemleri” başlıklı
bölümünün (20) numaralı fıkrasının (a) bendinin son paragrafında yer alan
“gayrimenkullerin türleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “yeni inşa
edilen konut veya işyerlerinin ilk satışı,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE
13- 1/7/1976 tarihli ve 2022
sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına
Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “(2.332)” ibaresi “(4.387)” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE
14- 4/11/1981 tarihli ve 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununun geçici 75 inci maddesinin ikinci fıkrasında
yer alan “bir ay” ibaresi “kırk beş gün” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE
15- 2547 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 78- Yükseköğretim kurumlarında hazırlık dâhil bütün sınıflarda
intibak, önlisans, lisans tamamlama, lisans, lisansüstü öğrenimi gören
öğrencilerden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar, kendi isteğiyle
ilişikleri kesilenler dâhil, terör suçundan hüküm giyenler ile terör
örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği,
mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı nedeniyle ilişiği
kesilenler hariç, her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler ile bir
programı kazandıkları halde kayıt yaptırmayanlar bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren dört ay içinde ilişiklerinin kesildiği
yükseköğretim kurumuna başvuruda bulunmaları şartıyla bu Kanunun 44 üncü
maddesinde belirtilen esaslara göre 2018-2019 eğitim-öğretim yılında
öğrenimlerine başlayabilirler.
Müracaat
süresi içinde askerlik zamanı gelmiş olanların askerlikleri tecil edilmiş
sayılır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte askerlik görevini yapmakta
olanlar terhislerini takip eden 2 ay içinde ilgili yükseköğretim kurumuna
başvurmaları halinde bu maddede belirtilen haklardan yararlandırılır.
Bu
maddede yer alan hükümlerden yararlanarak ayrıldığı yükseköğretim kurumuna
kayıt yaptırıp işi veya ikametinin başka bir ilde bulunduğunu
belgeleyenler, üniversiteye giriş yılı itibarıyla geçmek istediği
üniversitenin taban puanını sağlamaları ve ikamet ettikleri ildeki
yükseköğretim kurumlarının senatolarının da uygun görmesi halinde,
senatolar tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde ikamet
ettikleri ildeki üniversitelerdeki eşdeğer diploma programlarına yatay
geçiş yapabilirler.
Bu
maddeden yararlanıp bir yükseköğretim kurumunda öğrenci statüsü kazananlar
başvurmaları halinde Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve İstanbul
Üniversitesi bünyesindeki açık öğretim önlisans veya lisans düzeyindeki
eşdeğer bölümlere yatay geçiş yapabilirler. Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Yükseköğretim Kurulu yetkilidir.
Öğretim
Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında 33 üncü maddenin (a) fıkrası uyarınca
araştırma görevlisi kadrosuna atanmış olup statüleri 50 nci maddenin
birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen statüye dönüştürülmüş sayılan ve
ek 30 uncu madde uyarınca 33 üncü maddenin (a) fıkrasına göre yeniden
ataması yapılmayanlardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte;
a)
Başarısızlık ile Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında süresi içinde
lisansüstü eğitimlerini tamamlayamama veya terör örgütlerine veya Milli
Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olmaları nedeniyle araştırma görevlisi kadrosuyla
ilişiği kesilenler hariç olmak üzere, Devlet yükseköğretim kurumlarının
öğretim elemanı kadrolarında bulunmayan ancak doktora veya sanatta yeterlik
eğitimini tamamlayanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir
ay içerisinde,
b)
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında lisansüstü eğitimine devam
eden araştırma görevlilerinin maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
bir ay içerisinde,
kadrosunun
bulunduğu yükseköğretim kurumuna müracaat etmeleri hâlinde 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen genel şartları taşımaları
kaydıyla ilgili üniversite tarafından 33 üncü maddenin (a) fıkrası
kapsamında yeniden atamaları yapılır. Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı
kapsamında eğitimlerini tamamlayan araştırma görevlileri ihtiyaç halinde
başka üniversitelerde de görevlendirilir. Görevlendirmeden itibaren üç ay
içerisinde görevine başlamayanlar müstafi sayılır.”
MADDE
16- 3/5/1985 tarihli ve 3194
sayılı İmar Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 16- Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve
eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının
sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018
tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve
31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt
Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu,
yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı
Kayıt Sistemine yapı sahibinin
beyanına göre kaydedilir.
Yapının
bulunduğu arsanın 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa
göre belirlenen emlak vergi değeri ile yapının Çevre ve Şehircilik
Bakanlığınca belirlenen yaklaşık maliyet bedelinin toplamı üzerinden
konutlarda yüzde üç, ticari kullanımlarda yüzde beş oranında alınacak kayıt
bedeli başvuru sahibi tarafından genel bütçenin (B) işaretli cetveline
gelir kaydedilmek üzere merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır. 6306
sayılı Kanun kapsamında kullanılmak üzere kaydedilen gelirler karşılığı
Bakanlık bütçesine ödenek eklemeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödenek,
dönüşüm projeleri özel hesabına aktarılarak kullanılır. Kayıt bedeline
ilişkin oranı iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar azaltmaya, yapının
niteliğine ve bölgelere göre kademelendirmeye, ayrıca başvuru ve ödeme
süresini bir yıla kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Yapı
Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan
yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu
dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.
Yapı
Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu Kanun uyarınca alınmış yıkım
kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir.
Yapı
ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı
bulunmayan yapılarda, Yapı Kayıt Belgesi ile maliklerin tamamının
muvafakatinin bulunması ve imar planlarında umumi hizmet alanlarına denk
gelen alanların terk edilmesi halinde yapı kullanma izin belgesi
aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilir. Bu
durumda, ikinci fıkrada belirtilen bedelin iki katı ödenir.
Beşinci
fıkra uyarınca kat mülkiyetine geçilmiş olması 6306 sayılı Kanunun ek 1
inci maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
Yapı
Kayıt Belgesi alınan yapıların, Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa
edilmiş olması halinde, bu taşınmazlar Bakanlığa tahsis edilir. Yapı Kayıt
Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri
üzerine taşınmazlar Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır. Bu
durumda elde edilen gelirler bu maddenin ikinci fıkrasına göre genel
bütçeye gelir kaydedilir. Ayrıca bu gelirler hakkında 29/6/2001 tarihli ve
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer
Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin
beşinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
Yapı
Kayıt Belgesi alınan yapıların belediyelere ait taşınmazlar üzerine inşa
edilmiş olması halinde, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni
veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bedeli ilgili belediyesine ödenmek
kaydıyla taşınmazlar rayiç bedel üzerinden belediyelerce doğrudan satılır.
Üçüncü
kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlarda bulunan yapılar ile Hazineye
ait sosyal donatı için tahsisli araziler üzerinde bulunan yapılar bu madde
hükümlerinden yararlandırılmaz.
Yapı
Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm
uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların
yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının
depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.
Bu madde
hükümleri, 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan
Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde ekli kroki ile listede
sınır ve koordinatları gösterilen alan ile İstanbul tarihi yarımada içinde
ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanlarda ve
ayrıca 19/6/2014 tarihli ve 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi
Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (e) bendinde belirlenmiş Tarihi Alanda uygulanmaz.
Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık ve Maliye Bakanlığı
tarafından müştereken belirlenir.”
MADDE
17- 29/6/2001 tarihli ve 4706
sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer
Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK
MADDE 6- İmar planı bulunmayan veya imar planında tarımsal amaca ayrılan
Hazineye ait tarım arazilerini en az üç yıldan beri tarımsal amaçla
kullandığı 31/12/2017 tarihinden önce Bakanlıkça tespit edilen ve başvuru
tarihi itibarıyla kullanımlarının halen devam ettiği belirlenen
kullanıcılardan; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay
içerisinde bu arazileri doğrudan kiralamak için başvuruda bulunanlara,
ecrimisil borçları bulunmaması şartıyla, cari yıl ecrimisil bedelinin yarısı
üzerinden on yıla kadar doğrudan kiralanabilir.
Kira
süresi sonunda yükümlülüklerini yerine getirdiği tespit edilen ve talepte
bulunan kiracıların kira süresi uzatılabilir veya bu araziler sözleşme
hükümleri çerçevesinde on yıllık kullanımı müteakip kiracılarına doğrudan
satılabilir. Bu arazilerin satışında 26/4/2012 tarihi itibarıyla belediye
ve mücavir alan sınırları içinde yer alan araziler için bu Kanunun 4 üncü
maddesinin onikinci fıkrası, bu tarih itibarıyla belediye ve mücavir alan
sınırları dışında yer alan araziler için ise 6292 sayılı Kanunun Hazineye
ait tarım arazilerinin satışına ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır.
Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE
18- 29/6/2001 tarihli ve 4708
sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının
dördüncü, beşinci ve altıncı cümleleri yürürlükten kaldırılmış, üçüncü
fıkrasının (f) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki
bent eklenmiştir.
“f)
Hizmet bedeline esas yapı yaklaşık maliyeti: Binalarda, yapı inşaat
alanının, Bakanlıkça Yönetmelik ile belirlenen birim maliyeti veya birim
maliyetleri ile çarpımından elde edilen bedeli,”
“n)
Yardımcı kontrol elemanı: Denetçi mimar ve mühendislerin sevk ve idaresi altında
görev yapacak olan mimar ve mühendisler ile Bakanlıkça sınırları belirlenen
yapı grubu ve inşaat alanına kadar olan yapılarda mimar ve mühendisler
yerine yapı denetimi faaliyetlerine katılabilen teknik öğretmen, yüksek
tekniker, tekniker ve teknisyenleri,”
MADDE
19- 4708 sayılı Kanunun 5 inci
maddesinin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Yapı
denetim hizmet sözleşmeleri, yapı sahipleri ile Bakanlıkça yayımlanacak
usul ve esaslara göre elektronik ortamda belirlenen yapı denetim
kuruluşları arasında akdedilir. Bu sözleşmenin bir sureti taahhütname
ekinde ilgili idareye verilir. Yapı denetim hizmet sözleşmeleri Bakanlıkça
belirlenen haller dışında feshedilemez.”
“Bu bedel, hizmet bedeline esas yapı
yaklaşık maliyetinin %1,5’i kadardır.”
MADDE
20- 4708 sayılı Kanunun 12 nci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yapı denetimi hizmet sözleşmesinin
esasları, asgarî hizmet bedelinin belirlenmesi ve” ibaresi “yapı denetimi
hizmet sözleşmesine ve feshine ilişkin esaslar;” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE
21- 4708 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 4- Yapı denetimi hizmet sözleşmesini imzalayacak kuruluşların
Bakanlıkça yayımlanacak usul ve esaslara göre belirlenmesine veya atanmasına
başlanacağı tarihten önce imzalanan yapı denetim hizmet sözleşmeleri
geçerli olup, bu işler için sözleşme hükümlerine göre işlemlere devam
edilir.”
MADDE
22- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81 inci maddesinin
birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“k)
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci
maddesi kapsamında genç girişimcilerde kazanç istisnasından faydalanan ve
mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla 18 yaşını doldurmuş ve 29 yaşını
doldurmamış olanlardan, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında 1/6/2018 tarihinden itibaren ilk
defa sigortalı sayılan gerçek kişilerin primleri, 1 yıl süreyle 82 nci
madde uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınır üzerinden Hazinece
karşılanır. Adi ortaklıklar ve şahıs şirket ortaklıklarında sadece bir
ortak bu fıkra hükmünden yararlandırılır.”
MADDE
23- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki
ek madde eklenmiştir.
“EK
MADDE 18- Kurumca bu Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca gelir ve aylık
ödemesi yapılanlara, ödemenin yapılacağı tarihte gelir ve aylık alma
şartıyla, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramında 1.000’er TL tutarında bayram
ikramiyesi ödenir.
Birinci
fıkrada belirtilen ödemenin yapılmasında;
a) İş
kazaları ve meslek hastalıkları sigortasından sürekli iş göremezlik geliri
almakta olanlara, gelir bağlanmasına esas olan sürekli iş göremezlik
derecesi oranı,
b) Hak
sahiplerinin hisseleri oranı,
c) İş
kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü %50 oranının
altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken
ölenlerden, ölümü iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmayanların hak
sahiplerine, sigortalıya gelir bağlanmasına esas olan sürekli iş göremezlik
derecesi üzerinden hak sahiplerinin hisseleri oranı,
ç)
Yabancı ülkelerle akdedilen sosyal güvenlik sözleşmeleri uyarınca kısmi
gelir veya aylık alanlara, ülkemiz mevzuatına tabi olarak geçen prim ödeme
gün sayılarının, sosyal güvenlik sözleşmesine göre nazara alınan toplam
prim ödeme gün sayısına olan oranı,
esas
alınır.
Birden
fazla dosyadan gelir ve aylık alanlara en fazla ödemeye imkân veren bir
dosya üzerinden ödeme yapılır.
Bu madde
kapsamında yapılan ödemeler evlenme ödeneği hesabında dikkate alınmaz.
Bu madde
kapsamında yapılan ödemelerden kesinti yapılamaz ve bu ödemeler
haczedilemez.
Yersiz
yapıldığı anlaşılan ödemeler, ilgilinin varsa almakta olduğu gelir veya
aylıklarından %25 oranında kesilmek suretiyle, yoksa genel hükümlere göre
geri alınır.
Bu madde
kapsamında yapılacak ödemeleri karşılamak amacıyla gerekli olan tutar,
yazılı talebe istinaden ayrıca fatura aranmaksızın Hazinece Kuruma ödenir.
Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile ödeme tarihlerini
belirlemeye Kurum yetkilidir.”
MADDE
24- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 76- Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma
kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, 31/5/2018 tarihi itibarıyla prim borcu
bulunanların, bu tarihten önceki sürelere ilişkin prim borçlarını, bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar
ödememeleri veya ilgili Kanunları uyarınca yapılandırmamaları halinde, prim
ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak
karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların
ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler
sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum
alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer
verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin
sigortalılıkları 1/6/2018 tarihi itibarıyla yeniden başlatılır.
Ancak,
daha sonra sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep edilmesi hâlinde
durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde 80 inci
maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı
üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilir. Hesaplanan borç tutarının
tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri
takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Tebliğ
edilen borç tutarının bu süre içinde tamamen ödenmemesi hâlinde bu süreler
sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu madde kapsamında ödenmiş
olan tutarlar ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla
faizsiz olarak iade edilir. İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun
ödendiği tarihten itibaren geçerli sayılır.
Birinci
fıkraya göre sigortalılıkları durdurulanlar ile bunların bakmakla yükümlü
olduğu kişiler hakkında 1/1/2012 tarihinden bu maddenin yürürlük tarihine
kadar durdurulan süreler için genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaz.
Sigortalılıkları
önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası
hükmü uygulanır.
Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından
belirlenir.”
MADDE
25- 19/9/2006 tarihli ve 5543
sayılı İskân Kanununun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE
21- (1) Bu Kanuna göre verilen taşınmaz mallar, temlik tarihinden itibaren
borcun tamamı ödenmeden önce hiçbir suretle satılamaz, bağışlanamaz, rehin
edilemez, tapu kütüğüne satış vaadi şerhi konulamaz ve haczolunamaz. Bu
taşınmazların tapu kütüklerinin beyanlar hanesine bu yönde belirtme
yapılır. Ancak, temlik tarihinden itibaren beşinci yılın sonunda başlamak
üzere, borçlandırma bedelinin tamamını ödeyenlerin tapu kaydına yapılan
belirtme kaldırılır.
(2) Bu
Kanuna göre hak sahiplerine verilen taşınmazların takyit süresi içinde
belgelendirilmiş olmak koşuluyla ticari faaliyet dahil geçim imkanının
temini, eğitim, yurt dışına çıkış, askerlik, tutukluluk, afet ve uzun
hastalık gibi geçerli bir özrü olmaksızın kullanılmadığı, bağışlandığı veya
satıldığı tespit olunduğunda, Mahalli İskân Komisyonunca hak sahiplilik
durumu iptal edilir, iskân amaçlarında kullanılmak üzere tapu kaydının
iptali ile Hazine adına tescili mahkemeden istenir.”
MADDE
26- 1/12/2011 tarihli ve 6253
sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanununun 29
uncu maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan “ve (C)”, “ve geçici”
ibareleri madde metninden çıkarılmış, aynı fıkrada yer alan “fıkralarına”
ibaresi “fıkrasına” ve aynı fıkranın son cümlesinde yer alan “(C)” ibaresi
“(B)” şeklinde değiştirilmiş, geçici 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında
yer alan “ve (C)” ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkrada yer alan
“fıkralarına” ibaresi “fıkrasına” şeklinde değiştirilmiştir.
GEÇİCİ
MADDE 1- (1) 26/9/2011 tarihli ve
2011/2266 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli kroki ile sınırları
gösterilen alanda bulunan ve iyileştirme, yenileme ve dönüşüm uygulamaları
kapsamında bulunan taşınmazlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla iyileştirme, yenileme ve dönüşüm uygulamaları yapılarak fiili
kullanıcılara devredilmek üzere talebi halinde tapuda ayni ve şahsi haklar
ile temlik hakkını kısıtlayan veya yasaklayan şerhe ilişkin muvafakat
aranmaksızın Sultanbeyli Belediyesi adına tescil edilir. Bu taşınmazlarla
birlikte daha önce bu kapsamda Maliye Bakanlığınca Belediyeye devredilen
taşınmazlar, zilyetleri veya fiili kullanıcıları tespit edilmek ve varsa üzerindeki
muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından
kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle
21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun ek 4 üncü maddesi
hükümlerine göre kadastrosu yapılarak Belediye adına tescil edilir.
(2) Bu
kapsamda bulunan taşınmazların kullanıcılarına ve/veya muhdesat sahiplerine
satış işlemlerinde 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin
Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına
Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin
Satışı Hakkında Kanunun 6 ncı maddesi hükümleri hak sahipliğinin
düşürülmesine ilişkin hükümler haricinde kıyasen uygulanır. Satışa konu
edilecek taşınmazların rayiç bedellerinin belirlenmesinde; varsa üzerindeki
muhdesata bedel belirlenmeksizin 6292 sayılı Kanuna göre daha önce Maliye
Bakanlığınca satılan taşınmazların rayiç bedelleri emsal alınır.
(3) Bu
madde kapsamında kalan taşınmazlardan; fiili kullanımı bulunan tapu
maliklerine fiilen kullandıkları alanlar, Belediyeye devredilen
hisselerinden yüzde kırk oranında kesinti yapılmak suretiyle, fiilen
kullanımı bulunmayan veya kullandığı alandan fazla hisseye sahip olan tapu
maliklerine ise, Belediyeye devredilen hisselerinden yüzde kırk oranında
kesinti yapılmak suretiyle öncelikle kullanıcısı olmayan parseller tam
ve/veya hisseli olarak Belediyece bedelsiz olarak doğrudan devredilir. Bu
alanların yetmemesi halinde kalan hisseler hakkında 4/11/1983 tarihli ve
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun acele kamulaştırmaya ilişkin hükümleri
uygulanır. Bu yerlerden 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18
inci maddesine göre bir daha kesinti yapılmaz. Uygulama sonucunda tahsil
edilen bedellerden Hazine payına isabet eden tutar kamulaştırma için
yapılan masraflar düşüldükten sonra ilgili Hazine hesaplarına aktarılır.
(4) Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Belediye
yetkilidir.
Yürürlük
MADDE
27- (1) Bu Kanunun;
a) 13
üncü maddesi 1/6/2018 tarihinde,
b) 14
üncü maddesi 6/4/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı
tarihinde,
c) 18
inci, 19 uncu, 20 nci ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde,
ç) Diğer
maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe
girer.
Yürütme
MADDE
28- (1) Bu Kanunun;
a) 26
ncı maddesini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,
b) Diğer
hükümlerini Bakanlar Kurulu,
yürütür.
17/05/2018
Ekleri için tıklayınız
|