Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ
(SERİ NO: 17)
MADDE 1 – 26/4/2014 tarihli ve
28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama
Tebliğinin (I/C) kısmında yer alan “2.1.2.1. İkametgâhı, İşyeri, Kanuni
Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler”
bölüm başlığından sonra gelmek üzere “2.1.2.1.1. Genel Olarak” bölüm
başlığı eklenmiş ve bu bölümden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm
eklenmiştir.
“2.1.2.1.2.
Katma Değer Vergisi Mükellefi Olmayan Gerçek Kişilere Elektronik Ortamda
Sunulan Hizmetler
28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile
Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 41 inci
maddesiyle 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasında
yapılan değişiklik ile Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş
merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan
gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer
vergisinin, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödeneceği, Maliye
Bakanlığının elektronik ortamda sunulan hizmetlerin kapsamı ile uygulamaya
ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hüküm altına
alınmıştır.
Buna göre Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni
merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından Türkiye’de KDV mükellefi
olmayan gerçek kişilere bir bedel karşılığında elektronik ortamda sunulan
hizmetler KDV’ye tabi olup, bu hizmetlere ilişkin KDV’nin beyanı ve ödemesi
bu bölümde yer alan usul ve esaslara tabidir.
Elektronik ortamda sunulan hizmetlerin bir işyeri
oluşturacak şekilde verilmesi durumunda (Türkiye’de bir işyerinin oluşup
oluşmadığı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenir.), bu
hizmetlere ilişkin verginin genel esaslar çerçevesinde (1 No.lu KDV
beyannamesi ile) beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.
2.1.2.1.2.1.
Elektronik Hizmet Sunucularının KDV Mükellefiyeti
213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı
bendinde; beyanname ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer
güvenlik araçları kullanılmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her
türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesine, bunların
aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve
esasları tespit etmeye, bu zorunluluk veya standartları mükellef grupları ve
faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı
uygulatmaya ya da belirlemeye, beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk
fişi ve/veya ihbarnameleri elektronik ortamda tebliğ etmeye Maliye
Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş
merkezi bulunmayıp, Türkiye’de KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere bir
bedel karşılığında elektronik ortamda hizmet sunanlar, bu hizmetlere
ilişkin KDV’yi, “Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti”
tesis ettirmek suretiyle beyan ederler.
Söz konusu hizmet sunucuları bu işlemlere ilişkin
KDV’yi, 3 No.lu KDV beyannamesi ile elektronik ortamda beyan ederler.
Bu kapsamdaki hizmet sunucularının, ilk kez
verecekleri 3 No.lu KDV beyannamesini vermeden önce, Gelir İdaresi
Başkanlığının www.digitalservice.gib.gov.tr adresinde yer alan formu doldurmaları
gerekir.
Söz konusu formun elektronik ortamda doldurulup
onaylanması üzerine, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı nezdinde,
hizmet sunucusu adına “Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükellefiyeti”
tesis ettirilir.
Bu kapsamdaki mükelleflerden ayrıca işe başlama
bildirimi aranmaz. Mükellefiyet tesisi üzerine internet vergi dairesinde
işlem yapılabilmesi için mükellefe kullanıcı kodu, parola ve şifre verilir.
Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV
Mükellefiyeti tesis ettirenlerin, herhangi bir had ile sınırlı olmaksızın
beyannamelerini 213 sayılı Kanunun mükerrer 227 nci
maddesi uyarınca meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu kapsamında
olmamaları uygun görülmüştür.
Elektronik hizmet sunucusunun açıkça belirtilmediği
ve bu durumun taraflar arasındaki sözleşmeye yansıtılmadığı, düzenlenen
fatura ve benzeri belgelerde hizmete ve elektronik hizmet sunucusuna
ilişkin bilgilere açıkça yer verilmediği hallerde, elektronik ortamda
sunulan hizmetlere ilişkin KDV, elektronik hizmet sunumuna aracılık edenler
tarafından beyan edilip ödenir.
Öte yandan, müşteriden bedel talep etme, söz konusu
hizmete ilişkin genel şartları belirleme yetkisi veya hizmeti ifa etme
yükümlülüğü bulunanlar, elektronik hizmet sunucusu olarak kabul edilir.
2.1.2.1.2.2.
Verginin Hesaplanması
Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV
Mükellefiyeti kapsamında bulunanlar, Türkiye’de KDV mükellefi olmayan
gerçek kişilere elektronik ortamda sundukları hizmetler için, bu
hizmetlerin tabi olduğu oranda KDV hesaplarlar.
Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV
Mükellefiyeti bulunanların 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutma
zorunluluğu bulunmamaktadır.
Elektronik Hizmet Sunucularına
Özel KDV Mükellefiyeti kapsamında beyan edilen hizmetlere ilişkin olması
şartıyla, Türkiye’de KDV mükellefiyeti bulunanlardan temin edilen mal ve
hizmetler nedeniyle düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen
KDV’nin, bu kapsamda beyan edilen işlemlere isabet eden kısmının 3065 sayılı
Kanunun (29/1) inci maddesi kapsamında indirim konusu yapılması mümkündür.
Bu fatura ve benzeri belgeler, 213 sayılı Kanunun
muhafaza ve ibraz hükümleri gereğince muhafaza edilir.
2.1.2.1.2.3.
Beyan ve Ödeme
Elektronik Hizmet Sunucularına
Özel KDV Mükellefiyeti kapsamında bulunanlar, Türkiye’de KDV mükellefi
olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sundukları hizmetler nedeniyle
hesapladıkları KDV’yi, takvim yılının aylık vergilendirme dönemleri
itibariyle, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmidördüncü
günü akşamına kadar, internet vergi dairesi aracılığıyla ve 3 No.lu KDV
Beyannamesi ile Türk Lirası cinsinden beyan ederler. Ancak elektronik hizmet sunucularına özel KDV
mükellefiyetine ilişkin hükmün yürürlüğe girdiği 1/1/2018
tarihinden itibaren, Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş
merkezi bulunmayıp, Türkiye’de KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere bir
bedel karşılığında elektronik ortamda hizmet sunanların, 2018 yılının Ocak,
Şubat, Mart dönemlerinde yaptıkları işlemleri 2018 yılının Nisan ayının
başından itibaren yirmidördüncü günü akşamına
kadar verecekleri 3 No.lu KDV beyannamesi ile beyan etmeleri uygun
görülmüştür.
Bu kapsamda
bulunan mükelleflerin, beyanı gereken herhangi bir işlemin olmaması
halinde, ilgili döneme ilişkin beyanname vermelerine gerek yoktur.
Bedelin döviz olarak hesaplanması halinde döviz,
vergiyi doğuran olayın meydana geldiği günkü Resmî Gazete’de yayımlanan
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk parasına
çevrilir. Merkez Bankasınca Resmî Gazete’de ilan edilmeyen dövizlerin Türk
parasına çevrilmesinde ise cari döviz kuru esas alınır.
Bu kapsamda beyan edilen KDV’nin, beyannamenin
verilmesi gereken ayın yirmialtıncı günü akşamına
kadar ödenmesi gerekir.
Ödeme; vergi dairelerine ve tahsile yetkili
bankalara yapılabileceği gibi, Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi
(www.gib.gov.tr) üzerinden tahsile yetkili
bankaların banka kartı veya kredi kartı ile de yapılabilir.
2.1.2.1.2.4.
Yükümlülüklerin Yerine Getirilmemesi
3065 sayılı Kanunun (9/1) inci maddesinde yer alan
elektronik ortamda sunulan hizmetlere yönelik beyan yükümlüğüne ilişkin
düzenlemelere uymayanlar hakkında, 213 sayılı Kanunun vergi cezalarına dair
hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.”
MADDE 2 – Aynı Tebliğin (I/C-2.1.3.1.) bölümünün üçüncü
paragrafının (b) bendinde yer alan “-Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar,”
satırından sonra gelmek üzere “- Türkiye Varlık Fonu ile alt fonlara devredilen
kuruluşlar,” satırı eklenmiştir.
MADDE 3 – Aynı Tebliğin (II/E-7.) bölümünde yer alan “3065
sayılı Kanuna 18/01/2017 tarihli ve 6770 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile eklenen geçici 37 nci maddede” ibaresi “3065 sayılı Kanunun geçici 37 nci maddesinde” olarak değiştirilmiş, “2017 yılında yüklenilen ve 2017 yılının”
ibaresi “2017 ve 2018 yıllarında yüklenilen ve 2017 ve 2018 yıllarının”
olarak değiştirilmiş ve “2017 yılında yüklenilen ve 2017 yılı” ibaresi
“2017 ve 2018 yıllarında yüklenilen ve 2017 ve 2018 yılları” olarak
değiştirilmiştir.
MADDE 4 – Aynı Tebliğin (II/E-7.1.)
bölümünün birinci paragrafının üçüncü alt çizgili satırından sonra gelmek
üzere aşağıdaki satırlar eklenmiştir.
“- Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit
yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının
ilk altı aylık döneminde (1/1/2018-30/6/2018) söz
konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen faturalarda
yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin
izleyen bir yıl içinde (1/7/2018-30/6/2019),
- Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit
yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılının
ikinci altı aylık döneminde (1/7/2018-31/12/2018)
söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen
faturalarda yer alan ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen
KDV’nin izleyen bir yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019),
- 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit
yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle 2018 yılında
söz konusu yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere düzenlenen
faturalarda yer alan ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi
edilemeyen KDV’nin izleyen yıl içinde (1/1/2019-31/12/2019)”
MADDE 5 –
Aynı Tebliğin (II/E-7.3.) bölümünün birinci paragrafının üçüncü alt çizgili
satırından sonra gelmek üzere aşağıdaki satırlar eklenmiştir.
“- Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit
yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ilk
altı aylık döneminde (1/1/2018-30/6/2018)
yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en
erken Temmuz/2018, en geç Mayıs/2019 dönemine ait KDV beyannamesine,
- Asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit
yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılının ikinci
altı aylık döneminde (1/7/2018-31/12/2018)
yüklenilen ve bu süre içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV için en
erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine,
- 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit
yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işlerinde 2018 yılında
yüklenilen ve 2018 yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV
için en erken Ocak/2019, en geç Kasım/2019 dönemine ait KDV beyannamesine”
MADDE 6 – Aynı Tebliğin (II/F-4.16.) bölümünün birinci
paragrafındaki “ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına
karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan
satışlar dâhil) bankalara devir ve teslimleri” ibaresi yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 7 – Aynı Tebliğin (II/F-4.16.3.) bölümü başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“4.16.3.
Bankalara, Finansal Kiralama ve Finansman Şirketlerine Borçlu Olanların ve
Kefillerinin Borçlarına Karşılık Yapılan Teslimlere İlişkin İstisna
Uygulaması
Bankalara, finansal kiralama ve finansman
şirketlerine borçlu olanlar ile kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz
ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman
şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin
finansal kiralama ve finansman şirketleri tarafından devir ve teslimi
KDV’den istisnadır. Bu istisnanın uygulanabilmesi için iştirak hisseleri
ile taşınmazların iki yıl aktifte bulundurulması gerekmez.
İstisna sadece bankalara, finansal kiralama ve
finansman şirketlerine olan borca karşılık, banka, finansal kiralama ve
finansman şirketlerine yapılacak devir ve teslimler ile bu taşınmaz ve
iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketleri tarafından
devir ve tesliminde uygulanır. Borca karşılık banka, finansal kiralama ve finansman şirketleri
dışında üçüncü kişilere yapılan satışlar, istisna kapsamında
değerlendirilmez.
Finansal kiralama ve finansman şirketlerinin 1/1/2018 tarihinden önce, borçlarına karşılık borçlu ve
kefillerden aldıkları taşınmaz ve iştirak hisselerinin 1/1/2018 tarihinden
sonraki devir ve teslimleri de istisna kapsamındadır.
İstisna uygulanabilmesi için, devir ve teslime konu
taşınmaz ve iştirak hisselerinin bankaya, finansal kiralama ve finansman
şirketlerine borçlu olanlara veya bu borca kefil olanlara ait olması
gerekir.
İstisna, satış yoluyla gerçekleştirilen devir ve
teslimlere uygulanır. Bağış, hibe şeklindeki devir ve teslimler istisna
kapsamı dışındadır.
Öte yandan, söz konusu istisna uygulamasında,
borçlu olanlar, kefiller ile finansal kiralama ve finansman şirketlerinin,
taşınmaz ve iştirak hisselerini ticaretini yapmak amacıyla aktiflerinde
bulundurup bulundurmadıkları dikkate alınmaz.
Örnek: (F) Bankasının borçlusuna ait gayrimenkulün borcuna
karşılık İcra Müdürlüğü tarafından bankaya satışı, 3065 sayılı Kanunun
(17/4-r) maddesi kapsamında KDV’den istisnadır.”
MADDE 8 – Aynı Tebliğin (II/F) kısmının (4.24.) bölümünden
sonra gelmek üzere başlığıyla birlikte aşağıdaki bölüm eklenmiştir.
“4.25.
Yurt Dışından Alınan Roaming Hizmetlerinde İstisna
3065 sayılı Kanunun 17 nci
maddesinin 4 numaralı fıkrasına 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girmek üzere
eklenen (ç) bendi ile uluslararası roaming
anlaşmaları çerçevesinde yurt dışından alınan roaming hizmetleri ile bu
hizmetlerin Türkiye’deki müşterilere yansıtılması KDV’den istisna
tutulmuştur.
Buna göre, 1/1/2018 tarihinden itibaren yurt
dışında mobil telefon kullanımlarına ilişkin olarak yurt dışındaki GSM
operatörleri tarafından Türkiye’de yerleşik GSM operatörüne verilen roaming hizmetleri KDV’den istisna olup, bu hizmetler
nedeniyle Türkiye’de yerleşik GSM operatörü sorumlu sıfatıyla KDV beyanında
bulunmayacaktır.
Ayrıca, bu hizmetlerin GSM operatörleri tarafından
müşterilerine yansıtılması da KDV’den istisna olduğundan, GSM operatörleri
tarafından müşterilerine düzenlenecek faturalarda yurt dışındaki
kullanımlara ilişkin yansıtılan roaming bedelleri
KDV matrahına dahil edilmez.”
MADDE 9 – Aynı Tebliğin (III/B-3.6.)
bölümünde yer alan Tablo 3’ün (8) no.lu “İADE EDİLEBİLİR KDV TUTARI”
sütununun son satırında yer alan “10.200” ibaresi “25.200” olarak, bu
bölümün son paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu tutardan ilgili yıl için belirlenen alt sınır
düşülmek suretiyle iade tutarı, [41.000-15.800]= 25.200 TL olarak
hesaplanacaktır. Temmuz ve Ağustos vergilendirme döneminde devreden KDV
tutarı “0” olduğundan ve bu dönemlerden sonra iadeye esas KDV hesaplamasına
yeniden başlanıldığından, mükellefe Şubat ve Haziran vergilendirme
dönemlerinde mahsuben iade edilen tutarlar Aralık vergilendirme dönemindeki
kümülatif iadeye esas KDV tutarından
düşülmeyecektir. Bu tutar, Ocak/2013 ve Şubat/2013 vergilendirme
dönemlerindeki devreden KDV tutarlarından düşük olduğundan iadesi talep
edilen tutarın tamamı, talebi doğrultusunda mükellefe nakden iade
edilecektir.”
MADDE 10 – Aynı Tebliğin (III/C-5.6.)
bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“213 sayılı Vergi Usul Kanununun 174 üncü
maddesinde "Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır. Şu kadar ki,
takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar
için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12'şer aylık özel hesap
dönemleri belli edebilir." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gelir
veya kurumlar vergisi bakımından özel hesap dönemine tabi olan KDV
mükelleflerinin yüklendikleri KDV’yi özel hesap dönemini aşmamak kaydıyla
belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği dönemde indirmeleri mümkündür.”
MADDE 11 – Aynı Tebliğin (V/B-4.) bölümünde yer alan “-Vergi
sorumluları tarafından verilmek üzere 2 no.lu,” satırından sonra gelmek
üzere “-Elektronik Hizmet Sunucularına Özel KDV Mükelleflerince verilmek
üzere 3 no.lu,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 12 – Bu Tebliğin;
a) 1 inci, 7 nci, 8 inci
ve 11 inci maddeleri 1/1/2018 tarihinden geçerli
olmak üzere yayımı tarihinde,
b) Diğer maddeleri ise yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 13 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.
|