Maliye Bakanlığı (Gelir
İdaresi Başkanlığı)’ndan:
BAZI ALACAKLARIN YENİDEN
YAPILANDIRILMASINA DAİR
7020 SAYILI
KANUN GENEL TEBLİĞİ
(SERİ NO: 1)
18/5/2017
tarihli ve 7020 sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (Kanun)
27/5/2017 tarihli ve 30078 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu Tebliğ ile 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye
istinaden, Maliye Bakanlığına
bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları ile il özel
idareleri ve belediyelere ait alacakların yapılandırılmasına ilişkin
hükümlerin uygulanmasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir.
7020
sayılı Kanunun 1 inci maddesinde; Kanun kapsamına giren alacaklar, alacaklı
idareler ve alacak türleri itibarıyla tanımlanmış ve Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş alacaklar kapsama alınmıştır.
Kanun
kapsamında yapılandırılacak alacakların, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
(bu tarih dâhil) kesinleşmiş olması gerekmektedir. Tebliğin izleyen
bölümlerinde yapılan açıklamalarda kesinleşme tarihinin Kanunun yayımı
tarihi dâhil olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Bir
alacağın kesinleşmesi, alacağın varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı
olmaması veya ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmamasıdır.
Alacakların
kesinleşmesi, düzenlendikleri veya ilişkili oldukları kanunlardaki hükümler
nedeniyle farklı şekilde gerçekleşebilmektedir.
Bazı alacakların kesinleşme süreçleri;
a)
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve
vergi cezalarının kesinleşmesi;
(1)
Beyanname ile beyan edilen vergiler beyan edildiği tarihte (ihtirazi
kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin dava konusu
yapılması hâlinde bu vergiler kesinleşmemiş alacak olduğu hâlde, 7020 sayılı
Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden bu durumdaki vergilerin
de Kanun hükmüne göre yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.),
(2)
İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler ile kesilen vergi
cezalarına ilişkin düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesinin tebliği üzerine,
- Süresi
içerisinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla birlikte
yargılama aşamalarının son bulması,
-
Uzlaşma hükümlerinden yararlanılarak uzlaşılması,
hallerinde
söz konusu olacaktır.
213
sayılı Kanunun “Tahakkuk” başlıklı 22 nci maddesinde “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi
gereken bir safhaya gelmesidir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre,
“verginin ödenebilir hale gelmesi” verginin tahakkuku olarak
tanımlanmıştır.
“Tahakkuk”
vergi hukukunun bir kavramı olduğu hâlde, “kesinleşme” yargılama hukukunun
kavramıdır.
Vergi
alacağının tahakkuku ile kesinleşmesi genellikle aynı zamanlarda
gerçekleşmekle birlikte farklı olan durumlar da mevcuttur.
Örneğin,
ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve kesilen cezalar
vergi/ceza ihbarnamesiyle mükelleflere tebliğ edilmekte, mükelleflerce ilk
derece mahkemesi olan vergi mahkemesinde dava konusu yapılabilmekte ve
vergi mahkemesince de bu cezalı tarhiyatların onanması (davanın
reddedilmesi) hâlinde bir üst yargı merciine başvurulabilmektedir.
İtiraz/istinaf
incelemesi bölge idare mahkemesinde, temyiz incelemesi Danıştay’da devam
eden vergi ve cezalara ilişkin tarhiyatlar, vergi mahkemesi kararının vergi
dairesine tebliği üzerine tebliğ tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanunun 112
nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanarak “tahakkuk” ettirildiği hâlde,
bir üst yargı merciinde yargılamanın devam etmesi nedeniyle bu alacakların
“kesinleşmiş alacak” olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Dolayısıyla,
7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla, ilk derece yargı kararı
üzerine tahakkuk ettiği hâlde yargılamanın devam etmesi nedeniyle
kesinleşmemiş olan alacaklar Kanun kapsamına girmemektedir.
b) İdari
para cezalarının kesinleşmiş alacak olabilmesi için idari yaptırım
kararlarına karşı süresi içerisinde dava açılmaması veya dava açılmış
olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması gerekmektedir.
Ancak,
10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 18/1/1984
tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve
İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun ve 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı
Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun gereğince
verilen idari para cezaları hakkında dava yolu bulunmadığından, bu idari
para cezaları verildikleri tarih itibarıyla kesinleşmektedir.
c)
Ecrimisillerin kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi için
ecrimisil ihbarnamesi/ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin tebliği üzerine
süresi içerisinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla birlikte
yargılama aşamalarının son bulması gerekmektedir.
ç)
Yukarıda yer verilen alacakların dışında kalan ancak Kanun kapsamına giren
diğer alacakların kesinleşmiş alacak olarak değerlendirilebilmesi için söz
konusu alacakların varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya
ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmaması gerekmektedir.
Feragat yoluyla kesinleşme süreci;
6/1/1982
tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda feragat hakkında
özel bir düzenleme yapılmadığı hâlde anılan Kanunun 31 inci maddesinde,
feragat konusunda 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Ancak, 12/1/2011 tarihli
ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesi ile 1086
sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 6100 sayılı Kanunun 447 nci
maddesinde, 1086 sayılı Kanuna yapılan atıfların 6100 sayılı Kanuna
yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir.
6100
sayılı Kanunun 307 nci maddesinde feragat, “davacının, talep sonucundan
kısmen veya tamamen vazgeçmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Anılan Kanunun,
309 uncu maddesinde feragat beyanının dilekçeyle veya yargılama sırasında
sözlü olarak yapılabileceği; 311 inci maddesinde ise feragatin, kesin hüküm
gibi hukuki sonuç doğuracağı düzenlenmiştir. Ayrıca, yargılamanın her
aşamasında davacının feragatte bulunması mümkündür.
Buna
göre, açılmış bulunan davadan davacının feragati ile davacı dava
dilekçesindeki talep sonucunun tamamından vazgeçmiş sayılmakta olup,
davadan feragat, davacının tek taraflı bir irade beyanı ile yapılıp
tamamlandığından, feragatin geçerliliği için feragatin davalı tarafından
kabul edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Öte
yandan, dava konusu uyuşmazlığın feragat nedeniyle son bulduğunu tespit
etme görevi mahkemeye aittir. Mahkemenin, davacının beyanının gerçekten
feragat olduğunu ve kanunun öngördüğü şekilde yapıldığını tespit etmesi
durumunda, davadan feragat nedeniyle uyuşmazlığın son bulduğuna karar
vermesi gerekmektedir.
Yukarıda
açıklandığı gibi feragat, davacının talep sonucundan vazgeçmesi olup,
feragat ile davacı, dava dilekçesinde belirttiği talepten tamamen veya
kısmen vazgeçmiş olmaktadır. Davadan feragat ile davacı, sadece davasından
feragat etmiş olmaz, aynı zamanda o dava ile istemiş olduğu haktan da
tamamen vazgeçmiş olacaktır. Feragat eden davacı artık bu konuda yeniden
dava açamayacağı gibi, feragatin her türlü sonucuna da katlanmak zorunda
olup, davadan feragat edilmekle dava sona ermekte ve kesin hükmün sonuçları
doğmaktadır.
Bu
itibarla, 7020 sayılı Kanun kapsamına tür ve dönem olarak girdiği hâlde
varlığına ilişkin dava açılmış olan alacaklardan; anılan Kanunun yayımı
tarihinden önce davadan tamamen feragat edilmesi ve feragate ilişkin
mahkeme kararı ile kesinleşerek taraflardan birine tebliğ edilmiş olanlar,
7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş alacak olması şartıyla, Kanundan
yararlanabilecektir.
Bu
durumda, feragat edilen davaya konu olan ve kapsama giren alacakların
tamamı esas alınarak Kanun hükümlerinin tatbiki gerekecektir.
Diğer
taraftan, idari para cezaları için genel usul kanunu olan 30/3/2005 tarihli
ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun “Vazgeçme ve kabul” başlıklı 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasında “(1)
Kanun yoluna başvuran kişi, bu konuda karar verilinceye kadar başvurusundan
vazgeçebilir. Vazgeçme halinde bir daha aynı konuda başvuruda bulunulamaz.”
hükmü yer almaktadır.
Buna
göre, Kanun kapsamına giren idari para cezalarından, dava konusu yapılmış
olanlar hakkında, davacıların davalarından vazgeçmeleri hâlinde de
“feragate” ilişkin olarak yukarıda yapılan açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a), (c)
ve (ç) bentlerinde;
- vergi tabirinin, 213 sayılı Kanun kapsamına giren
vergi, resim ve harçları,
- beyanname tabirinin, vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
- Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları tabirinin, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için
belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları
endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren
üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014
tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim
oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık %0,35 oranını (bu Kanunun
yayımlandığı ay dâhil),
ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Bu Tebliğde, vergi, beyanname ve Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları tabirleri, 7020 sayılı Kanunda tanımlandığı şekilde
kullanılmıştır.
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde; Maliye Bakanlığına
bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarından Kanun kapsamına
alınan alacaklar belirtilmiştir. Bu hükümler çerçevesinde Kanun kapsamına
giren alacaklar, tür ve dönemler itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
7020 sayılı Kanunun kapsamına, 213 sayılı Kanun
kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme
faizleri, gecikme zamları gibi fer’i alacaklar girmektedir.
Kanun kapsamına giren vergiler, vergilendirme
dönemleri itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
i) 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken
beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme
faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
Konuya ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
- Vergilendirme dönemi 15 gün
olan mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname
verme süresinin son günü Mart/2017 ayı ve öncesine rastlayan dönemler
kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi Mart/2017 ayına rastlamakla beraber
beyanname verme süresinin son günü Nisan/2017 ayına sirayet edenler kapsama
girmemektedir.
Örneğin, 1-15 Mart 2017 vergilendirme dönemine ait
petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisinin vergilendirme
döneminin bitim tarihi ile beyanname verme süresinin son günü Mart/2017
ayına rastladığından kapsama girmekte, 16-31 Mart 2017 vergilendirme dönemi
ise dönemin bitim tarihi Mart/2017 ayında olmakla birlikte beyanname verme
süresi Nisan/2017 ayına sirayet ettiğinden kapsama girmemektedir.
Aynı
şekilde, 1-15 Mart 2017 tarihleri arasında noterler tarafından tahsil
edilen ve dönemi izleyen 7 nci iş günü mesai saati bitimine kadar ilgili
vergi dairesine yatırılması gereken noter harçları kapsama girmekte, buna
karşılık 16-31 Mart 2017 dönemine ilişkin olanlar kapsama girmemektedir.
- Vergilendirme dönemi aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Şubat/2017
vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama girmekte, Mart/2017
vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
- Vergilendirme dönemi 3 aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname
verme süresinin son günü Mart/2017 ayı ve öncesine rastlayan dönemler
kapsama girmekte, Mart/2017 ayından sonraya rastlayanlar kapsama
girmemektedir.
Örneğin, 10-11-12/2016
dönemi (3 aylık) gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama
girmekte, 1-2-3/2017 dönemine (3 aylık) ilişkin gelir (stopaj) vergisi ve
katma değer vergisinin dönemi Mart/2017 itibarıyla sonlanmakla birlikte
beyanname verme süreleri Nisan/2017 ayına rastladığından kapsama
girmemektedir.
Ayrıca, Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinin (aa) alt bendi gereğince,
gelir ve kurumlar vergisine mahsuben 2017 yılında ödenmesi gereken geçici
vergi de Kanun kapsamında değildir.
- Yıllık
beyanname ile beyan edilen gelir ve kurumlar vergisi
mükellefiyetleri
Vergilendirme
dönemi yıllık olan vergilerde, 2016 takvim yılı
ve önceki yıllara ilişkin vergilendirme dönemleri kapsama girmekte, 2017
takvim yılına ilişkin vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
2016 takvim yılına ilişkin olarak 2017 yılının Şubat ve Mart
aylarında beyan edilen gelir vergisi birinci taksitleri Kanun kapsamına
girmekle birlikte, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinin (1) numaralı alt bendinin (aa) alt bendi gereğince, 2017 yılının
Haziran ve Temmuz aylarında ödenmesi gereken gelir vergisinin ikinci
taksitleri Kanun kapsamına girmemektedir.
Ayrıca, 2016 takvim yılına ilişkin olarak Nisan/2017 ayında
beyan edilmesi gereken kurumlar vergisinin Kanun kapsamında olmadığı
tabiidir.
Özel
hesap dönemine tabi olan mükellefler bakımından, özel hesap döneminin sona
erdiği tarih ve beyanname verme süresinin son günü 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmekte,
bu tarihten sonra olanlar ise kapsama girmemektedir.
2016
yılı kıst dönemlerine ilişkin olup vergi mevzuatı gereği 2017 yılı
içerisinde verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi
beyannamelerinden, beyanname verme süresinin son günü 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olanlar kapsama girmektedir. Aynı şekilde, tasfiye dönemine ilişkin olarak
verilmesi gereken beyannamelerden kanuni beyanname verme süresi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olanlar kapsama girmektedir.
- Veraset ve intikal vergisi mükellefiyetleri
Bu vergi türünde,
beyanname verme süresinin son günü 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olan ve 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği
hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsama
girmektedir.
- Harç mükellefiyetleri
2/7/1964
tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlar genel olarak
işlem anında beyanname alınmaksızın tahakkuk ettirilerek tahsil
edilmektedir. Bununla birlikte, harçlar da 213 sayılı Kanun hükümlerine
göre tarhiyata konu olabilmektedir.
492
sayılı Kanuna göre gayrimenkullerin devir ve iktisap işlemleri nedeniyle
ödenmesi gereken harç tutarı ile ilgili olarak devir ve iktisap tarihinden
sonra tarhiyat yapılabilmektedir. Bu çerçevede, devir ve iktisap işlemleri
nedeniyle, tarh edilip 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
kesinleşmiş bulunan harçlar Kanun kapsamına girmektedir.
492
sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca tahsili gereken karar ve ilam
harçları ile aynı Kanunun (8) sayılı tarifesi uyarınca tahsil edilen yıllık
harçlardan, Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz
geçmemiş bulunanlar kapsama girmektedir.
- Ücretlilerde asgari geçim indirimi
Ücretlilerde asgari geçim indirimi nedeniyle ilgililer veya
işverenler adına tarh ve tahakkuk ettirilen gelir vergisi ve bu vergiye bağlı
cezalar Kanun kapsamındadır. Bu alacaklar için de 31/3/2017 tarihi esas
alınacak, aylık ya da üç aylık vergilendirme dönemleri için yukarıda
yapılan açıklamalar çerçevesinde Kanun kapsamına girip girmediği tespit
edilecektir.
2017
yılına ilişkin olarak 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önce
tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi, yıllık harçlar gibi
alacaklar Kanunun kapsamına girmektedir.
Ancak, Kanunun
1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinin
(bb) alt bendi gereğince, 2017 yılı
için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti bu Kanun
kapsamında değildir.
18/2/1963
tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin
altıncı fıkrası gereğince, yıl içinde ilk defa kayıt ve tescil edilen
taşıtlara ilişkin olup, kayıt ve tescilin yapıldığı tarih 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olanlara ilişkin tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisinin birinci taksiti
Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise girmemektedir.
2017
yılına ilişkin olarak yıllık tahakkuk etmesi gereken motorlu taşıtlar vergisi
için yapılan tarhiyatlardan 31/3/2017 tarihine kadar tahakkuk ederek 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olan ve bu tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde
ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanlar kapsama
girmektedir. Ancak, 31/3/2017 tarihinden sonra tahakkuk edenler kapsama
girmemektedir.
492
sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı tarife uyarınca tahsil edilen ve 2017 yılına
ilişkin olarak 31/3/2017 tarihinden (bu
tarih dâhil) önce tahakkuk eden yıllık harçlar kapsama girmektedir.
Vergi aslına
bağlı olmayan vergi cezalarında 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen
ve Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme
süresi henüz geçmemiş olanlar kapsamdadır.
Örneğin; Şubat/2017 dönemine ait olup 31/3/2017
tarihi saat 00:00’a kadar elektronik ortamda verilmesi gereken mal ve
hizmet alımlarına ilişkin bildirim formu (Form Ba) ile mal ve hizmet
satışlarına ilişkin bildirim formunun (Form Bs) bu tarihte verilmemesine
ilişkin tespitler en erken bu tarihin bittiği 00:00 saatinden sonra dolayısıyla
1/4/2017 tarihinde yapılabileceğinden, bu tespitlere ilişkin vergi aslına
bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamına girmemektedir. Şubat/2017
döneminden önceki dönemlere ait söz konusu bildirimler nedeniyle kesilmesi
gereken cezalar ise Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olması
şartıyla Kanun kapsamına girmektedir.
Diğer
taraftan, vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalarında ise verginin
ait olduğu dönem dikkate alınarak kapsama girip girmediği tespit
edilecektir.
Kanun kapsamına;
- 21/6/1927
tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu,
- Mülga
11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun,
-
10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu,
-
13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu,
-
18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları
ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun,
-
23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna
Sunulması Hakkında Kanun,
- Mülga
13/4/1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanun,
-
10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu,
- 25/4/2006
tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu,
-
25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun,
-
15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun,
hükümlerine göre 31/3/2017 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce verilen idari para cezaları girmektedir.
7020
sayılı Kanun hükümlerine göre, söz konusu idari para cezalarından, 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
verilen ve Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş olanlar kapsamdadır.
Ancak,
31/3/2017 tarihinden önce verilmekle birlikte Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmemiş ya da ilgilisine tebliğ edilmemiş olan idari para
cezaları Kanun kapsamına girmemektedir.
21/7/1953
tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
kapsamında takip edilen ve 7020
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3)
numaralı alt bendi kapsamında olan alacaklardan, Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş olup, vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme
süresi henüz geçmemiş olan asli ve fer’i amme alacaklarından takip için
vergi dairelerine intikal edenler Kanun kapsamındadır.
Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi kapsamına;
- Ecrimisiller,
- Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) alacakları,
- Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) alacakları,
- Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından verilen
öğrenim ve katkı kredisi alacakları,
- Doğrudan gelir desteği ödemelerinden geri alınması gereken
alacaklar,
- 30/6/1934 tarihli ve
2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak
Alınacak Harçlar ve Mahkümlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında
Kanuna göre doğan yiyecek bedelleri,
gibi alacaklardan vergi dairelerine takip için intikal etmiş
olanlar girmektedir.
Ayrıca, 28/3/2002 tarihli
ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
kapsamında olup vergi dairelerine takip
için intikal etmiş olan amme
alacakları 7020 sayılı Kanun kapsamındadır.
6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin beşinci fıkrası
uyarınca hesaplanan %10 oranındaki zam, 68 inci maddesinin üçüncü fıkrası
ile 79 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca hesaplanan %10 oranındaki
tazminatlar asli alacak olarak dikkate alınmak suretiyle Kanun kapsamında
yapılandırılacaktır.
Ancak,
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında
takip edilen;
- Adli ve idari para cezaları (Kanun kapsamına
giren idari para cezaları hariç),
- Mülga 7/3/1954
tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi ve
Devlet hakkı ile 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanununa
istinaden alınan Devlet hissesi,
- Mülga
22/6/1956 tarihli ve 6747 sayılı Şeker Kanununa istinaden alınan şeker
fiyat farkı,
- Mülga
10/9/1960 tarihli ve 79 sayılı Milli Korunma Suçlarının Affına, Milli
Korunma Teşkilat, Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler
İhdasına Dair Kanuna istinaden alınan akaryakıt fiyat istikrar payı ve
akaryakıt fiyat farkı,
-
4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa istinaden alınan Devlet
hakkı ve özel idare payı ile madencilik fonu,
- Mülga
10/8/1993 tarihli ve 491 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 26/9/2011 tarihli ve 655
sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden alınan kılavuzluk ve
römorkörcülük hizmet payları,
7020
sayılı Kanun kapsamı dışında tutulmuştur.
7020 sayılı
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi gereğince, il özel
idarelerinin, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen, vadesi 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla
birlikte, ödenmemiş asli ve fer’i amme alacakları Kanun kapsamına girmektedir.
Ancak,
aynı bent ile il özel idarelerinin, idari para cezası ve 3213 sayılı
Kanundan kaynaklanan özel idare payı alacakları Kanun kapsamı dışında
tutulmuştur.
7020
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri ile
belediyelerin anılan Kanun kapsamına giren alacakları sayılmış olup bu
alacaklar aşağıda belirtilmiştir.
-
31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan
vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin
vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme
zamlarından,
- 2017 yılına ilişkin olarak 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önce
tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri,
gecikme zamlarından,
kesinleşmiş
olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde
ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama girmektedir.
Belediyelerin 213 sayılı Kanun kapsamına giren
alacaklarının dönemleri bu Tebliğin (I/B-1-a) bölümünde açıklandığı şekilde
tespit edilecektir.
Örneğin, Şubat/2017 dönemine ait ilan ve reklam
vergisi kapsama girmekte, Mart/2017 dönemine ait ilan ve reklam vergisi ise
beyannamenin Nisan/2017 ayında verilmesi gerektiğinden kapsama
girmemektedir. Aynı şekilde, Şubat/2017 dönemine ait haberleşme vergisi
kapsama girmekte, Mart/2017 dönemine ait haberleşme vergisi ise kapsama
girmemektedir.
7020 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (1) numaralı alt
bendi gereğince, 2017 yılına ilişkin
emlak vergisi, emlak vergisi üzerinden hesaplanan taşınmaz kültür
varlıklarının korunmasına katkı payı ile işyeri ve diğer şekillerde
kullanılan binalara ait çevre temizlik vergisi Kanun kapsamına girmemektedir.
Ayrıca, 2017 yılına ilişkin olarak 31/3/2017
tarihinden önce yıllık olarak tahakkuk eden ve 26/5/1981 tarihli ve 2464
sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 16 ncı maddesine istinaden belediye
meclislerince taksitle ödenmesi uygun görülen ilan ve reklam vergisi
alacaklarından kesinleşmiş olup, 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya
da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama girmektedir.
Diğer taraftan, 2464 sayılı Kanun gereğince alınan
ve 31/3/2017 tarihinden önce tahakkuk
eden yol harcamalarına katılma
payı, kanalizasyon harcamalarına katılma payı ve su tesisleri harcamalarına
katılma payından oluşan belediye alacaklarından kesinleşmiş olup, 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya
da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar kapsama girmektedir.
Belediyelerin
bu Tebliğin (I/Ç-1) bölümünde açıklanan alacaklarının yanı sıra, 6183
sayılı Kanun kapsamında takip edilen, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olan ve 7020 sayılı Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş
asli ve fer’i amme alacakları da Kanun kapsamına alınmıştır.
Ancak,
6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilmekle birlikte belediyelerce verilen
idari para cezaları ile 2464 sayılı Kanunun mükerrer 97 nci maddesinin (b)
fıkrası gereğince, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde faaliyet
gösteren maden işletmelerince 3213 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde yer
alan paylara ilaveten belediyelere ödenmesi gereken paylar, Kanun kapsamı
dışında tutulmuştur.
7020
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (2)
numaralı alt bendinde, 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili
gereken, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olan ve 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte,
ödenmemiş ücret alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacaklar da Kanun
kapsamına alınmıştır.
Örneğin,
belediyelere ait iş makinelerinin 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesinin
verdiği yetkiye istinaden kiralanması sebebiyle ödenmesi gereken kira
ücretinin vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce ise Kanun
kapsamına girmekte, bu tarihten sonra ise girmemektedir.
Diğer
taraftan, belediyelerin gayrimenkul kira alacakları 7020 sayılı Kanun
kapsamına girmemektedir.
7020
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3)
numaralı alt bendi ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu
kapsamındaki belediyelerin, su abonelerinden; vadesi 31/3/2017 tarihinden
(bu tarih dâhil) önce olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla
kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş olan su, atık su ve katı atık
ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun kapsamındadır.
Örneğin,
su kullanım dönemi 15 Şubat 2017 ila 15 Mart 2017 olan su alacağının
faturada yer alan son ödeme tarihi Mart/2017 ayı içerisine rastladığı
takdirde Kanun kapsamına girmekte, Nisan/2017 ayına rastladığı takdirde
Kanun kapsamına girmemektedir.
7020 sayılı
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (4) numaralı alt
bendi ile büyükşehir belediyelerinin, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre
Kanununun 11 inci maddesine göre, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olup, 7020 sayılı Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş
olan katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) Kanun kapsamındadır.
7020 sayılı
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, 20/11/1981
tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su
ve kanalizasyon idarelerinin alacaklarına yönelik düzenleme yapılmış ve bu
idarelerin, vadesi 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olup, 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla kesinleşmiş bulunmakla birlikte, ödenmemiş bulunan su ve atık su
bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i alacakları (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve
zamlar dâhil) Kanun kapsamına alınmıştır.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde, Kanun
kapsamına giren alacakların ne şekilde yapılandırılacağı düzenlenmiştir.
Kanun kapsamında alacakların yapılandırılarak
ödenebilmesi için bu alacakların;
- Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen tür ve
dönemden kaynaklı bir alacak olması,
- “kesinleşmiş alacak” olması,
- Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği
hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olması (Kanunun 1 inci
maddesinin birinci fıkrasının (ç), (d) ve (e) bendinde vadesi 31/3/2017
tarihi ve öncesi olarak belirlenen alacaklar için bu tarih ve öncesinin
esas alınması),
şarttır.
Buna göre, bir alacağın 7020 sayılı Kanun kapsamında
yapılandırılarak ödenebilmesi için bu üç şartın bir arada bulunması
gerekmektedir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde,
ilgili maddelerde yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanundan yararlanmak isteyen borçluların 30/6/2017 tarihi
sonuna kadar ilgili idareye
başvuruda bulunması şartı getirilmiştir.
Buna göre, Maliye Bakanlığına, il özel
idarelerine, belediyelere, büyükşehir belediyelerine, büyükşehir belediyeleri
su ve kanalizasyon idarelerine bağlı tahsil dairelerine olan ve bu Kanun
kapsamına giren borçlarını yapılandırarak ödemek isteyen borçluların, 30
Haziran 2017 tarihine (bu tarih dâhil) kadar
borçlu bulundukları tahsil dairelerine yazılı olarak başvurmaları gerekmektedir.
Maliye
Bakanlığına bağlı vergi dairelerine olan borçları için Kanun hükümlerinden
yararlanmak isteyen borçlular, bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan
başvurabilecekleri gibi posta yoluyla veya Gelir İdaresi Başkanlığının internet
adresi (www.gib.gov.tr) üzerinden
başvuruda bulunabileceklerdir.
Ayrıca,
borçlular motorlu taşıtlar vergisi ve/veya taşıtla ilişkili idari para
cezaları için bulundukları ildeki/ilçedeki motorlu taşıtlar vergisini tahsile
yetkili vergi dairelerine de başvuru yapabileceklerdir. Bu takdirde, ödeme
planları mükelleflerin bağlı oldukları vergi daireleri tarafından tanzim
edilecek ve mükelleflere ödeme planları müracaat ettikleri vergi
dairesinde imza karşılığında elden, gerekli şartların bulunması koşuluyla (www.gib.gov.tr) internet adresi üzerinden
doğrudan verilebilecektir.
Bu Tebliğ ekinde yer alan başvuru
dilekçeleri (Ek:2/A, 2/B, 2/C, 2/D),
Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine ödenecek kesinleşmiş alacaklar
için Kanundan yararlanmak isteyen borçlularca kullanılmak üzere düzenlenmiş
olup alacaklı diğer idarelerce örneğe uygun başvuru dilekçelerinin
hazırlanarak borçluların kullanımına sunulması icap etmektedir.
Borçluların birden
fazla vergi dairesine olan borçları için Kanundan yararlanma talebinde
bulunmaları hâlinde, her bir vergi dairesine ayrı ayrı başvurmaları
gerekmektedir.
213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer
alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket
ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu
oldukları tutarlar dikkate alınarak ilgili vergi dairesine yazılı başvuru
yapmak suretiyle 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Dolayısıyla bu kişilerin Kanundan yararlanabilmek için Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi üzerinden başvurmaları mümkün
bulunmamaktadır.
Borçlular, Kanun kapsamına giren toplam borçları
için Kanundan yararlanabilecekleri gibi talep ettikleri dönem ve türler
açısından da Kanundan yararlanabileceklerdir. Ancak, motorlu taşıtlar
vergisi mükelleflerinin, her bir taşıt itibarıyla hesaplanacak toplam borç
tutarı için başvuruda bulunmaları zorunludur.
7020 sayılı
Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hüküm gereğince, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde Vergi
Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre Vergi/Ceza
İhbarnamesinin mükellefe tebliğ edilmemiş olması nedeniyle ödeme süresi
oluşmamış alacaklar için maddeden yararlanmak isteyen mükellefler, başvuru
dilekçesinde bu hususu ayrıca belirteceklerdir.
Diğer
taraftan, 6183 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında vergi dairelerince
Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri adına niyabeten takip
edilen alacaklar için vergi dairelerine başvurulması mümkün bulunmayıp, bu
yöndeki taleplerin ilgili gümrük idaresine yapılması gerekmektedir.
7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onbeşinci fıkrası gereğince, Kanun
hükümlerinden yararlanmanın şartlarından birisi de dava açılmaması, açılmış
davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması olduğundan, bu
Kanundan yararlanmak üzere başvuran borçluların, takip ve tahsilat
işlemlerinden dolayı açtıkları davalardan da (ihtirazi kayıtla verilen
beyannameye konu alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyenlerin alacağa
ilişkin olarak açmış oldukları davalar dâhil) vazgeçmeleri gerekmektedir.
Öte
yandan, elektronik ortamda Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunan
borçluların, yararlanmak istedikleri borçlarıyla ilgili davalar bulunması
hâlinde ilgili vergi dairesine ayrıca yazılı olarak da başvurmaları
şarttır.
7020
sayılı Kanunun 2 nci maddesinde, Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenecek
tutarın tespitinde uygulanacak esaslar belirlenmiş ve alacak asılları
üzerinden hesaplanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak hesaplanacak
Yİ-ÜFE tutarının alacak asılları ile birlikte ödenmesi kuralı
getirilmiştir.
Madde
kapsamında, yapılandırılarak ödenecek alacakların tespitinde aşağıda
yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
Yİ-ÜFE tutarı, fer’i alacaklar için esas alınan
hesaplama yöntemleri kullanılarak tespit edilecektir.
Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, 213 sayılı Kanuna
göre hesaplanan gecikme faizi ve 6183 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme
zammının hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değiştirilmeyecek, sadece
aylık gecikme faizi/gecikme zammı oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları kullanılacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, gecikme faizi veya gecikme zammı
dışında Kanun kapsamına giren diğer fer’i alacaklar yerine de
hesaplanabilmektedir. Bu durumda da ilgili fer’i alacağın hesaplama yöntemi
kullanılarak ödenecek Yİ-ÜFE tutarı bulunacaktır.
Ayrıca, Yİ-ÜFE tutarı, 31/10/2016 tarihine kadar
(bu tarih dâhil) Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği aylık
değişim oranları, 1/11/2016 tarihinden itibaren Kanunun yayımlandığı Mayıs
2017 ayı dâhil geçen süreye her ay için aylık %0,35 oranı esas alınmak
suretiyle hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE hesaplamalarında ilk aya ilişkin esas
alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, alacağın vadesinin rastladığı ay için
açıklanmış olan orandır. Alacağın vade tarihinin ayın son günü olması
hâlinde de hesaplamalarda başlangıç oranı olarak kullanılacak Yİ-ÜFE aylık
değişim oranı, vade tarihinin rastladığı ay için belirlenmiş oran
olacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumunca, Ocak/1980 ayından Ekim/2016
ayına ait açıklanan Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları ile 1/11/2016 tarihinden itibaren esas alınacak aylık oran
ekli tabloda (Ek:1) yer
almaktadır. Yİ-ÜFE tutarlarının tespitinde kullanılacak olan Yİ-ÜFE aylık
değişim oranlarının eksi değer çıkması durumunda bu oranlar da hesaplamada
eksi değer olarak dikkate alınacaktır. Hesaplamaya konu döneme ilişkin
olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamı eksi değer olduğu takdirde
alacak asılları üzerinden hesaplanan fer’iler yerine alınması gereken Yİ-ÜFE
tutarı sıfır kabul edilecektir.
Örnek 1- 24/8/2015
vadeli bir verginin Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olması
hâlinde bu vergiye %29,4934 oranında hesaplanması gereken gecikme zammı
yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları toplamı aşağıdaki şekilde
hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE
Oranı ve Hesaplanacak Süre
SÜRE
|
ESAS ALINACAK ORAN (%)
|
25/8/2015 - 24/9/2015 için
|
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,98
|
25/9/2015 - 24/10/2015 için
|
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
1,53
|
25/10/2015
- 24/11/2015 için
|
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
-0,2
|
25/11/2015
- 24/12/2015 için
|
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
-1,42
|
25/12/2015
- 24/1/2016 için
|
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
-0,33
|
25/1/2016 - 24/2/2016 için
|
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,55
|
25/2/2016 - 24/3/2016 için
|
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
-0,2
|
25/3/2016 - 24/4/2016 için
|
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,4
|
25/4/2016 - 24/5/2016 için
|
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,52
|
25/5/2016 - 24/6/2016 için
|
Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
1,48
|
25/6/2016 - 24/7/2016 için
|
Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,41
|
25/7/2016 - 24/8/2016 için
|
Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,21
|
25/8/2016 - 24/9/2016 için
|
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,08
|
25/9/2016 - 24/10/2016 için
|
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,29
|
25/10/2016
- 24/11/2016 için
|
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,84
|
25/11/2016
- 24/12/2016 için
|
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
25/12/2016
- 24/1/2017 için
|
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
25/1/2017 - 24/2/2017 için
|
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
25/2/2017 - 24/3/2017 için
|
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
25/3/2017 - 24/4/2017 için
|
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
25/4/2017 - 24/5/2017 için
|
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
25/5/2017 - 26/5/2017 için
|
Mayıs ayına ait Yİ-ÜFE oranı
[(0,35/100)/30x100]x2*
|
0,0234
|
TOPLAM
Yİ-ÜFE ORANI
|
7,2634
|
*Gecikme
zammının ay kesrine isabet eden günleri için Yİ-ÜFE tutarının
hesaplanmasında, ilgili ay Yİ-ÜFE aylık
değişim oranı 30’a bölünmek suretiyle (Yİ-ÜFE aylık değişim oranı/100/30=)
bulunacak günlük oran kullanılacaktır. Bulunacak rakamın virgülden sonraki
6 hanesi hesaplamalarda kullanılacak olup, 7 nci ve devam eden hanelerde
bir sayı bulunması hâlinde 6 ncı hane bir üst sayıya tamamlanacak ve
bulunan rakam 100 sayısı ile çarpılmak suretiyle günlük Yİ-ÜFE oranı
bulunacaktır. Bulunan günlük oran geçen gün sayısı ile çarpılarak ay
kesrine isabet eden toplam Yİ-ÜFE oranı bulunacaktır.
Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı
çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı
hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre
yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Örnek 2- 30/6/2016
vadeli yıllık gelir vergisi ikinci taksitinin Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş olması hâlinde bu vergiye %15,2142 oranında
hesaplanması gereken gecikme zammı yerine toplam Yİ-ÜFE oranı aşağıdaki
şekilde hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE
Oranı ve Hesaplanacak Süre
SÜRE
|
ESAS ALINACAK ORAN (%)
|
1/7/2016 - 31/7/2016 için
|
Haziran ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,41
|
1/8/2016 - 31/8/2016 için
|
Temmuz ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,21
|
1/9/2016 - 30/9/2016 için
|
Ağustos ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,08
|
1/10/2016 - 31/10/2016 için
|
Eylül ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,29
|
1/11/2016 - 30/11/2016 için
|
Ekim ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,84
|
1/12/2016 - 31/12/2016 için
|
Kasım ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
1/1/2017 - 31/1/2017 için
|
Aralık ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
1/2/2017 - 28/2/2017 için
|
Ocak ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
1/3/2017 - 31/3/2017 için
|
Şubat ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
1/4/2017 - 30/4/2017 için
|
Mart ayına ait Yİ-ÜFE oranı
|
0,35
|
1/5/2017 - 26/5/2017 için
|
Nisan ayına ait Yİ-ÜFE oranı
[(0,35/100)/30x100]x26
|
0,3042
|
TOPLAM
Yİ-ÜFE ORANI
|
3,8842
|
Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı
çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı
hesaplanacaktır.
Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre
yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Gecikme zammının günlük olarak hesaplanması
gerektiği hallerde, bu sürelere uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim
oranı da Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeler çerçevesinde
günlük olarak bulunacaktır.
6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde yer alan
asgari gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine alınacak Yİ-ÜFE tutarı
için de uygulanacaktır.
6183 sayılı Kanunun 52 nci maddesine göre gecikme
zammı tatbik süresini durduran iflas ve aciz halleri söz konusu ise gecikme
zammı uygulanmayan süreye Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da uygulanmayacak, bu
hallerin varlığı Yİ-ÜFE uygulanan süreyi de durduracaktır.
6183 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi uyarınca,
belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil edilen
ve tahsildarın ilk uğradığı zaman ödeme yapılmadığı takdirde %10 oranında
uygulanan gecikme zammı yerine, tahsildarın ilk uğradığı aydaki Yİ-ÜFE aylık değişim oranı
uygulanacaktır.
Ödenmemiş
Vergiler
Kanunun 2
nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına, Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olan ve Kanunun yayımlandığı
27/5/2017 tarihi itibarıyla
kesinleşmiş olup, bu tarihe kadar (bu tarih dâhil) vadesi geldiği hâlde
ödenmemiş vergiler girmektedir.
Madde
kapsamında ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına;
- vade tarihinden, Kanunun yayımı tarihine kadar
geçen süre için gecikme zammı yerine,
- daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması
hâlinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi
yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE
tutarı hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, vergi aslı ile toplanarak Kanuna
göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan alacak tutarının, Kanunda öngörülen
süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına ilişkin gecikme zammı,
gecikme faizi, vergi aslına bağlı vergi cezaları ile bu cezalara uygulanan
gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 3- 26/1/2014
vadeli 13.400,00 TL gelir (stopaj) vergisi süresinde ödenmemiştir. Bu
Kanunun yayımı tarihine kadar 7.504,00 TL gecikme zammı hesaplanmıştır.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla toplam borç tutarı 20.904,00 TL’dir.
Bu Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması
hâlinde, vergi aslına uygulanan gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, gecikme zammının hesaplandığı süre,
gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı
ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekilde olacaktır.
Gecikme
Zammı Hesaplanan Süre
|
Alacak Aslı Tutarı
(TL)
|
Toplam Gecikme Zammı Oranı
|
Gecikme Zammı Tutarı
(TL)
|
Toplam Yİ-ÜFE Oranı
|
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
|
27/1/2014
- 26/5/2017
|
13.400,00
|
%56
|
7.504,00
|
%18,55
|
2.485,70
|
Buna
göre, ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki
gibi olacaktır.
Ödenecek
Tutar
|

|

|
|
Gelir (Stopaj) Vergisi
|
:
|
13.400,00 TL
|
|
Yİ-ÜFE Tutarı (Vergi Aslına Uygulanan Gecikme
Zammı Yerine)
|
:
|
2.485,70 TL
|
|
TOPLAM
|
:
|
15.885,70 TL
|
|
Tahsilinden
Vazgeçilen Alacaklar
|

|

|
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı
|
:
|
7.504,00 TL
|
|
|
|
|
|
|
Yukarıda
belirtilen şekilde hesaplanan toplam 15.885,70
TL tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 7.504,00 TL tutarındaki alacağın
tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 4- 2012
vergilendirme dönemine ilişkin olarak 25/3/2013 tarihine kadar elektronik
ortamda verilmesi gereken yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmemiştir.
Yapılan inceleme sonucunda, 2012 dönemi için 42.000,00 TL gelir vergisi
tarh edilmesi ve bir kat vergi ziyaı cezası ile 1.170,00 TL özel usulsüzlük
cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Vergi/ceza ihbarnamesi
17/4/2014 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiştir. İnceleme sonucu yapılan bu
tarhiyat 17/5/2014 tarihinde tahakkuk etmiş ve Kanunun yayımı tarihine
kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıştır. Bu tarhiyata göre tahakkuk eden
vergi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası, gecikme faizi ve gecikme
zamları şu şekildedir.
Gelir Vergisi
|
:
|
42.000,00 TL
|
Vergi Ziyaı Cezası
|
:
|
42.000,00 TL
|
Özel Usulsüzlük Cezası
|
:
|
1.170,00 TL
|
Gecikme Faizi
|
:
|
6.468,00 TL
|
Vergi Aslına Uygulanan Gecikme Zammı
|
:
|
20.599,61 TL
|
Vergi Ziyaı Cezasına Uygulanan Gecikme Zammı
|
:
|
20.599,61 TL
|
TOPLAM
|
|
132.837,22 TL
|
Bu
Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, ödenecek tutar
ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları aşağıdaki gibi olacaktır.
Vergi
aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan ve Kanun kapsamına giren vergi cezalarının
Kanundan yararlanılarak ödenmek istenmesi hâlinde, Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi gereğince bu cezaların %50’sinin ödenmesi şartıyla, cezanın geri kalan %50’sinin
tahsilinden vazgeçilecektir.
Vergi
aslına uygulanan gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları kullanılarak, Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Buna
göre, örnek olayda gecikme faizinin hesaplandığı süre, gecikme faizi
tutarı, bu sürelere ilişkin toplam Yİ-ÜFE oranları ve Yİ-ÜFE tutarları aşağıda
gösterilmiştir.

|
Gecikme Faizi Hesaplanan Süre
|
Alacak Aslı Tutarı
(TL)
|
Toplam Gecikme Faizi Oranı
|
Gecikme Faizi Tutarı (TL)
|
Toplam Yİ-ÜFE Oranı
|
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
|
I. Taksit
|
1/4/2013-17/5/2014
|
21.000,00
|
%18,20
|
3.822,00
|
%12,53
|
2.631,30
|
II. Taksit
|
1/8/2013-17/5/2014
|
21.000,00
|
%12,60
|
2.646,00
|
%9,77
|
2.051,70
|
TOPLAM
|

|
42.000,00
|

|
6.468,00
|

|
4.683,00
|
Gecikme
zammının hesaplandığı süre, gecikme zammı tutarı, gecikme zammı yerine uygulanacak
toplam Yİ-ÜFE oranı ve Yİ-ÜFE tutarı aşağıdaki şekildedir.
Gecikme Zammı Hesaplanan Süre
|
Alacak Aslı Tutarı
(TL)
|
Toplam Gecikme Zammı Oranı
|
Gecikme Zammı Tutarı
(TL)
|
Toplam Yİ-ÜFE Oranı
|
Yİ-ÜFE Tutarı
(TL)
|
18/6/2014 -26/5/2017
|
42.000,00
(Gelir
V.)
|
%49,3736
|
20.736,91
|
%13,6453
|
5.731,03
|
18/6/2014 -26/5/2017
|
42.000,00
(Vergi
Ziyaı Cezası)
|
%49,3736
|
20.736,91
|
-----
|
-----
|
Ödenecek
Tutar
|
|
|
Gelir Vergisi
|
:
|
42.000,00 TL
|
Özel Usulsüzlük Cezası (1.170,00 x %50=)
|
:
|
585,00 TL
|
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme
Faizi Yerine)
|
:
|
4.683,00 TL
|
Yİ-ÜFE Tutarı (Vergi
Aslına Uygulanan Gecikme Zammı Yerine)
|
:
|
5.731,03 TL
|
TOPLAM
|
:
|
52.999,03 TL
|
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
|
|
|
Vergi Ziyaı Cezası
|
:
|
42.000,00 TL
|
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.070,00 x %50=)
|
:
|
585,00 TL
|
Gecikme Faizi
|
:
|
6.468,00 TL
|
Vergi Aslına Uygulanan
Gecikme Zammı
|
:
|
20.736,91 TL
|
Vergi Ziyaı Cezasına
Uygulanan Gecikme Zammı
|
:
|
20.736,91 TL
|
TOPLAM
|
:
|
90.526,82 TL
|
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 52.999,03
TL’nin Kanunda öngörülen
süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 90.526,82 TL tutarındaki alacağın
tahsilinden vazgeçilecektir.
3- Kanunun
Yayımı Tarihi İtibarıyla Kesinleşmiş ve Ödeme Süresi Henüz Geçmemiş
Vergiler
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde, Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla
kesinleştiği hâlde ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar için de
Kanun hükmünden yararlanılabileceği belirtilmiştir.
Buna göre, muhtelif şekillerde kesinleşen ve
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz geçmemiş olan alacaklar
hakkında, aşağıda açıklanan hususlar ve bu Tebliğin önceki bölümlerinde yer
alan açıklamalar dikkate alınarak işlem tesis edilecektir.
7020
sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil)
213 sayılı Kanunun gerek uzlaşma gerekse tarhiyat öncesi uzlaşma
hükümlerinden yararlanılarak uzlaşma sağlanmış ancak ödeme süresi henüz geçmemiş
borcu olan mükellefler, uzlaşma sonucu tahakkuk eden vergi ve ceza
tutarları ile hesaplanan gecikme faizleri dikkate alınarak Kanun
hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Örnek 5- 24/6/2016 tarihinde verilmesi gereken katma değer
vergisi beyannamesi süresinde verilmemiştir. Mükellefin defter ve belgeleri
üzerinde yapılan inceleme sonucu adına 60.000,00 TL katma değer vergisi
tarh edilerek bir kat vergi ziyaı cezası ile 1.370,00 TL özel usulsüzlük
cezası kesilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Buna ilişkin vergi/ceza
ihbarnamesi 3/4/2017 tarihinde mükellefe tebliğ edilmiştir.
Mükellef, 12/4/2017 tarihinde uzlaşma talebinde
bulunmuş, 5/5/2017 tarihi uzlaşma günü olarak verilmiş ve aynı gün varılan
uzlaşma sonucuna göre, vergi dairesince aşağıda yazılı tutarlar tahakkuk
ettirilmiştir.
Katma Değer Vergisi
|
:
|
50.000,00 TL
|
Vergi Ziyaı Cezası
|
:
|
6.000,00 TL
|
Özel Usulsüzlük Cezası
|
:
|
1.370,00 TL
|
Gecikme Faizi
|
:
|
7.000,00 TL
|
TOPLAM
|
:
|
64.370,00 TL
|
Mükellefin Kanundan yararlanmak üzere başvuruda
bulunması hâlinde, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla uzlaşma sonucu tahakkuk
eden alacakların ödeme süresi henüz geçmemiş (vade tarihi: 4/6/2017)
olduğundan, Kanun hükmüne göre ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilen
alacak tutarı aşağıdaki şekilde olacaktır.
Gecikme
Faizi Hesaplanan Süre
|
Alacak
Aslı Tutarı
(TL)
|
Toplam Gecikme
Faizi Oranı
|
Gecikme
Faizi Tutarı
(TL)
|
Toplam
Yİ-ÜFE Oranı
|
Yİ-ÜFE
Tutarı
(TL)
|
27/6/2016-5/5/2017
|
50.000,00
|
%14,00
|
7.000,00
|
%3,58
|
1.790,00
|
Ödenecek Tutar
|
|
|
Katma Değer Vergisi
|
:
|
50.000,00 TL
|
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.370,00 x %50=)
|
:
|
685,00 TL
|
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme
Faizi Yerine)
|
:
|
1.790,00 TL
|
TOPLAM
|
:
|
52.475,00 TL
|
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
|
|
|
Vergi Ziyaı Cezası
|
:
|
6.000,00 TL
|
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.370,00 x %50=)
|
:
|
685,00 TL
|
Gecikme Faizi
|
:
|
7.000,00 TL
|
TOPLAM
|
:
|
13.685,00 TL
|
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 52.475,00 TL’nin Kanunda öngörülen süre
ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 13.685,00
TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
213 sayılı Kanun uyarınca kesilmiş olan vergi
cezaları için anılan Kanunun 376 ncı maddesi hükmü uyarınca indirim
talebinde bulunulan ancak, 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla dava açma süresi geçmiş, dolayısıyla kesinleştiği hâlde ödeme
süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar için indirimli ceza tutarları
dikkate alınarak Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir.
Bu
safhada bulunan alacaklar için, 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesine göre
indirimli olarak tahakkuk ettirilen cezanın vergi aslına bağlı olmayan bir
ceza ya da iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezası olması durumunda
ödenecek ceza tutarının 7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi hükmüne göre indirilmiş tutar üzerinden hesaplanmasına
dikkat edilecektir.
Örnek 6- 12/4/2017
tarihinde Bakanlığımız özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen
durmayan aracın sahibi adına 800,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmiş ve
vergi/ceza ihbarnamesi 17/4/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mükellef söz
konusu vergi cezası için 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesi hükmünden
yararlanmak üzere dava açma süresinin son günü olan 17/5/2017 tarihinde
vergi dairesine müracaat etmiştir.
Vergi dairesince mükellefin talebi üzerine cezanın
1/3’ü indirilerek, kalan 533,33 TL özel usulsüzlük cezası tahakkuk ettirilmiş
ve mükellefe cezayı 17/6/2017 tarihine kadar ödemesi gerektiği
bildirilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz
geçmemiş olan bu alacağa ilişkin Kanundan yararlanmak üzere başvuruda
bulunulması hâlinde, 213 sayılı Kanunun 376 ncı maddesi çerçevesinde
hesaplanan 533,33 TL özel usulsüzlük cezası, 7020
sayılı Kanun hükümlerine göre %50 oranında indirilerek tahsil
edilecektir. Söz konusu cezanın %50’sine isabet eden (533,33 x %50=)266,67
TL’nin Kanunda öngörülen süre ve
şekilde ödenmesi hâlinde, özel usulsüzlük cezasından kalan 266,66 TL’nin
tahsilinden vazgeçilecektir.
7020
sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla (bu tarih
hariç) pişmanlık hükümlerine göre tahakkuk eden ve 15 günlük ödeme süresi
henüz geçmemiş olan alacaklar için Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir.
Bu takdirde, pişmanlık zammı yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Ancak,
7020 sayılı Kanun hükümlerine göre ödeme yapılmamış olması hâlinde
pişmanlık hükümlerinin ihlal edilmiş sayılacağı tabiidir. Dolayısıyla,
kısmen pişmanlık ihlali olamayacağından borçlular ödedikleri tutar kadar
Kanun hükmünden yararlanamayacaktır.
213
sayılı Kanunun pişmanlık hükümlerine göre tahakkuk eden ve Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla 371 inci maddede öngörülen 15 günlük ödeme süresinde
ödenmemiş olan vergiler için pişmanlık hükümleri ihlal edilmiş olacak ve
vergi asılları ile bunlara hesaplanan gecikme faizi/gecikme zammı Kanun
kapsamında yapılandırılacaktır.
Örnek 7- Şubat/2016 vergilendirme dönemine ilişkin
elektronik ortamda verilmesi gereken gelir (stopaj) vergisi beyannamesi
15/5/2017 tarihinde pişmanlıkla verilmiş, bunun üzerine 18.600,00 TL vergi
tahakkuk etmiş ve alacağın vadesi 30/5/2017
tarihi olarak oluşmuştur. Ayrıca, beyannamenin süresinde verilmemesi
nedeniyle 1.370,00 TL tutarında özel usulsüzlük cezası kesilerek aynı gün
mükellefe tebliğ edilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi henüz
geçmemiş olan bu alacağa ilişkin Kanundan yararlanmak üzere başvuruda
bulunulması hâlinde, Kanun hükmüne göre ödenecek tutar ile tahsilinden
vazgeçilen alacak tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Pişmanlık
Zammı Hesaplanan Süre*
|
Alacak
Aslı Tutarı
(TL)
|
Pişmanlık
Zammı
Oranı
|
Pişmanlık
Zammı
Tutarı
(TL)
|
Yİ-ÜFE
Hesaplanacak
Süre
|
Toplam
Yİ-ÜFE Oranı
|
Yİ-ÜFE
Tutarı
(TL)
|
27/3/2016-
26/5/2017
|
18.600,00
|
%19,60
|
3.645,60
|
27/3/2016-
26/5/2017
|
%6,33
|
1.177,38
|
* Pişmanlık
zammının hesabında Kanunun yayımı tarihi esas alınmıştır.
Ödenecek
Tutar
|
|
|
Gelir (stopaj) Vergisi
|
:
|
18.600,00
TL
|
Damga Vergisi
|
:
|
33,90 TL
|
Yİ-ÜFE Tutarı (Pişmanlık Zammı Yerine)
|
:
|
1.177,38 TL
|
TOPLAM
|
:
|
19.811,28 TL
|
Tahsilinden
Vazgeçilen Alacaklar
|
|
|
Pişmanlık Zammı (Gelir (stopaj) Vergisi için)
|
:
|
3.645,60
TL
|
Yukarıda belirtilen 19.811,28 TL’nin Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi
hâlinde, 3.645,60 TL’nin
tahsilinden vazgeçilecektir.
Mükellefe kesilmiş olan 1.370,00 TL tutarındaki
özel usulsüzlük cezasına ilişkin vergi/ceza ihbarnamesinin 15/5/2017
tarihinde tebliğ edilmiş olması ve 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı
27/5/2017 tarihi itibarıyla 30 günlük dava açma süresinin geçmemiş olması
nedeniyle bu alacak kesinleşmemiş olduğundan, bu ceza için Kanun hükmünden
yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
Mükellefçe, yapılandırılan tutarın tamamının Kanun
hükümlerine göre ödenmemesi hâlinde, pişmanlık hükümleri ihlal edilmiş
sayılacak ve Kanun hükmünden yararlanılamayacaktır.
İkmalen,
re’sen ya da idarece tarh edilmiş ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla kesinleşmiş olan ve ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
alacaklar için tarhiyata ilişkin vergi/ceza ihbarnamelerinde belirtilen
tutar ve hesaplanan gecikme faizi dikkate alınarak Kanundan
yararlanılabilecektir.
7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihinden
önce asılları kısmen ya da tamamen ödenmiş olan alacaklar Kanunun 2 nci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılandırılacaktır.
Buna göre, Kanunun yayımı tarihinden önce asılları
kısmen ya da tamamen ödenmiş olan vergilerle ilgili olarak aşağıdaki
şekilde işlem yapılacaktır.
Asılları kısmen ödenmiş olan vergilerin
ödenmemiş kısmına,
- vade
tarihinden Kanunun yayımı tarihine kadar hesaplanacak gecikme zammı yerine,
- daha
önce hesaplanmış gecikme faizi olması hâlinde, gecikme faizinin
hesaplandığı süre dikkate alınarak gecikme faizi yerine,
Yİ-ÜFE
tutarı hesaplanacaktır.
Bu
tutar, ödenmemiş vergi aslı ile toplanarak Kanuna göre yapılandırılan
alacak tutarı bulunacaktır.
Yapılandırılan
alacak tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi
aslına uygulanan gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi aslına bağlı cezalar
ile bu cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden
vazgeçilecektir.
Asılları
kısmen ödenmiş vergilerin, ödenmiş kısmına isabet eden gecikme zammı ve
gecikme faizinin ödenmemiş olması hâlinde ise aşağıdaki (b) bölümünde yer
alan açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
7020
sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihinden önce asılları
tamamen ödenmiş vergiler üzerinden hesaplanmış gecikme zammı ve gecikme
faizleri;
-
verginin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan
gecikme zammı yerine,
-
vergiye gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi
yerine,
Yİ-ÜFE
tutarı hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE
tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde vergi aslına
uygulanan gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi aslına bağlı cezalar ile bu
cezalara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Diğer
taraftan, Kanunun yayımı tarihinden önce vergi aslının, vergi aslına
uygulanan gecikme zammının, gecikme faizinin ve vergi cezalarının ödenmiş
olması, başka bir ifadeyle, ödenmemiş kısmın sadece vergi cezasına uygulanan
gecikme zammından ibaret olması hâlinde, herhangi bir şart aranmaksızın
vergi cezalarına uygulanan gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Asılları tamamen ödenmiş vergilere ilişkin gecikme
faizi ve gecikme zamlarından, Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen
tahsilat yapılmışsa,
-
verginin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan
gecikme zammı yerine,
-
vergiye gecikme faizinin hesaplandığı süre dikkate alınarak gecikme faizi
yerine,
Yİ-ÜFE
tutarı hesaplanacaktır.
Ödenmiş
gecikme faizi/gecikme zammı tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından fazla
olması hâlinde herhangi bir tahsilat yapılmayacak, kalan gecikme
faizi/gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir. Bununla birlikte,
tahsil edilmiş gecikme faizi ve gecikme zammından red ve iade
yapılmayacaktır.
Ödenmiş
gecikme faizi/gecikme zammı tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından az
olması hâlinde ise ödenecek tutar, Yİ-ÜFE tutarından ödenmiş olan gecikme
faizi/gecikme zammı çıkartılmak suretiyle tespit edilecektir. Bu şekilde
belirlenen tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde,
kalan gecikme faizi/gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 8- Ocak, Şubat, Mart/2016 vergilendirme dönemine
ilişkin 22.850,00 TL kurum geçici vergi tahakkuk etmiştir. Ancak, mükellef
17/5/2016 vadeli kurum geçici vergi borcunu ödememiştir. Söz konusu kurum
geçici vergi borcu mükellefin kurumlar vergisi beyannamesini, beyanname
verme süresi içerisinde vermesi nedeniyle, 1/4/2017 tarihi itibarıyla
terkin edilmiş ve 3.359,06 TL gecikme zammı hesaplanmıştır.
Mükellefin gecikme zammı borcuna karşılık vergi
dairesince 2/5/2017 tarihinde 350,00 TL tahsilat yapılmıştır.
Mükellefin, 7020 sayılı Kanundan yararlanmak için
başvuruda bulunması hâlinde geçici verginin vade tarihinden terkin edildiği
tarihe kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı tutarı yerine Yİ-ÜFE
tutarı hesaplanacaktır.
Bu durumda uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı %4,8855’dir.
Toplam Yİ-ÜFE tutarı ise (22.850,00 x
%4,8855=)1.116,34 TL olacaktır.
Mükellefin gecikme zammına karşılık hiç ödeme
yapmamış olması hâlinde, Kanun hükmünden yararlanmak için ödemesi gereken
tutar 1.116,34 TL’dir.
Ancak, mükelleften
Kanunun yayım tarihinden önce gecikme zammına karşılık 350,00 TL tahsilat
yapıldığından, 7020 sayılı Kanuna göre ödemesi gereken Yİ-ÜFE tutarından,
daha önce ödenen gecikme zammı tutarı çıkarılarak tahsili gereken Yİ-ÜFE
tutarı bulunacaktır.
Buna göre, ödenecek
Yİ-ÜFE tutarı; (1.116,34 - 350,00=)766,34 TL’dir.
Mükellefin bu tutarı
Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödemesi hâlinde gecikme zammından kalan (3.359,06 -
350,00=)3.009,06 TL’nin
tahsilinden vazgeçilecektir.
7020
sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla ödenmemiş
borcun sadece vergi aslına bağlı kesilen cezalardan olması durumunda bu
Tebliğin (II/F-14) bölümünde belirtilen açıklamalara göre işlem
yapılacaktır.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendi uyarınca, 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilmiş olan vergi aslına bağlı olmayan
vergi cezaları, Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla
kesinleşmiş ve vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz
geçmemiş olması hâlinde, anılan bent kapsamında yapılandırılabilecektir.
Bu
durumda, vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarının (I. ve II. derece
usulsüzlük cezaları ile özel usulsüzlük cezaları) %50’sinin Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan
%50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun
yayımı tarihinden önce bu cezalara karşılık kısmi ödeme yapılmış olması
hâlinde ödenmemiş kısım için bu Kanundan yararlanılacaktır.
Örnek 9- Mükellefe, yaptığı satışa ilişkin fatura
vermemesinden dolayı 210,00 TL özel usulsüzlük cezası kesilmiş ve
vergi/ceza ihbarnamesi 10/2/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Kesilen ceza
itirazsız kesinleşmiştir.
Mükellefin, 7020 sayılı Kanundan yararlanmak için
başvuruda bulunması hâlinde 210,00 TL özel usulsüzlük cezasının %50’sine
isabet eden (210,00 x %50=)105,00 TL’yi ödemesi gerekecektir. Söz konusu
tutarın Kanunda öngörülen süre ve
şekilde ödenmesi hâlinde kalan 105,00 TL özel usulsüzlük cezasının
tahsilinden vazgeçilecektir.
7020
sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca iştirak nedeniyle kesilen, Kanunun
yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla kesinleşmiş ve vadesi
geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş vergi cezalarının %50’si ve bu tutara gecikme
zammı yerine, bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, cezaların
kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının
tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun
yayımı tarihinden önce bu cezalardan kısmen tahsilat yapılmış ise kalan
tutar üzerinden Kanundan yararlanılabilecektir.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü
fıkrasında, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş
olan vergiler hakkında, maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmünün
uygulanacağı belirtilmiştir.
Buna göre, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ihtirazi
kayıtla beyan edilmiş ancak ödenmemiş vergiler dava konusu yapılıp
yapılmadığına bakılmaksızın Kanun kapsamında yapılandırılacaktır. Bu
takdirde, ihtilafa ilişkin yargı mercilerince verilmiş kararlar dikkate
alınmadan mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk eden tutar esas alınarak Kanun
hükmünden yararlanılacaktır.
Ayrıca, alacağa ilişkin açılmış olan davalardan
vazgeçilmesi gerektiği tabiidir.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü
fıkrasıyla, Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu
vergiye bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı
tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın ait olduğu taşıt için, Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması
koşuluyla, 197 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü
uygulanmadan, taksit ödeme süresi sonuna kadar fenni muayene yaptırılmasına
ve uçuşa elverişli belgesi verilmesine imkân sağlanmaktadır.
Ancak, taşıtın satış ve devri hâlinde
taksitlendirilen borcun tamamının ödenmesi şartının aranılacağı tabiidir.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendi ile 20/2/2008 tarihli ve 5736 sayılı Bazı Kamu
Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun 1 ve 2 nci
maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği hâlde Kanunun yayımı tarihine kadar
ödenmemiş olan tutarların Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılabileceği
hüküm altına alınmıştır.
5736
sayılı Kanun kapsamında taksitlendirilen alacaklardan 7020 sayılı Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar, Kanunun 2 nci maddesine göre
yapılandırılacak ve ödenecek tutarın tespitinde, alacak asıllarına 5736
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince ödemede
gecikilen her ay ve kesri için aylık olarak uygulanması gereken;
- %5
zammın yerine ilgili aylara ait Yİ-ÜFE aylık değişim oranları,
- 5736
sayılı Kanunda öngörülen ve taksitlere %5 zammın uygulandığı süreden sonra
gecikilen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanması
gereken gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları,
esas
alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
7020
sayılı Kanuna göre; 5736 sayılı Kanunun 1 ve 2 nci maddeleri uyarınca
ödenecek taksitlere ilk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden
itibaren her ay ve kesri için ayrı ayrı binde iki oranında hesaplanan faiz
için herhangi bir Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmayacaktır. Binde iki oranında
hesaplanan tutar, 7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının
(d) bendi gereğince, Kanun kapsamında yapılandırılan borcun Kanunda
öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla terkin edilecektir.
Diğer
taraftan, 5736 sayılı Kanunun 1 inci maddesi kapsamında uzlaşılarak tahakkuk
ettirilen ve taksitler hâlinde vadelendirilen alacak tutarı içerisinde yer
alan vergi aslı ve gecikme faizi Kanun kapsamında yapılandırılacak ve varsa
vergi cezaları hakkında da 7020 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.
7020
sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde; 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
verilen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da
ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve Kanunun 1
inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi
kapsamında olan idari para cezalarının yapılandırma usulü belirlenmiştir.
Buna
göre, Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olan askerlik, seçim, nüfus,
trafik, karayolu taşıma, otoyollar ve köprülerden ihlalli geçiş idari para
cezaları ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından verilmiş olan idari
para cezalarından, 31/3/2017 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilmiş olan
ve bu Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla kesinleşmiş olup
vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş
bulunanların asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, Kanunun yayımı tarihine
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın;
ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i
alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
cezaya bağlı fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olan idari
para cezalarından;
- 2918 sayılı Kanuna göre verilen ve süresinde
ödenmeyen idari para cezalarına, vade tarihinden ödendiği tarihe kadar,
- 4925 sayılı Kanuna göre verilen ve süresinde
ödenmemiş olan idari para cezalarından, anılan Kanunda değişiklik yapan
5728 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 8/2/2008 tarihinden önce (bu tarih
hariç) verilmiş olanlara vade tarihinden 8/2/2008 tarihine kadar (bu tarih
hariç),
geçen her ay ve kesri için aylık %5 oranında faiz
hesaplanması ve hesaplanan faiz tutarının da cezanın iki katını geçmemesi gerekmektedir.
7020 sayılı Kanun kapsamında trafik ve
karayolu taşıma idari para cezalarının yapılandırılmasında aylık %5 oranında
hesaplanacak faiz yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Ancak, hesaplanan
Yİ-ÜFE tutarı da ilgili Kanun gereğince idari para cezasının iki katını
geçemeyecektir.
2918
sayılı Kanunun 31/7/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5228 sayılı Kanunla
değişmeden önceki 115 inci maddesi hükmüne göre, ilgilisine tebliğ
tarihinden itibaren on gün içerisinde ödenmeyen trafik idari para cezaları
iki katına çıkarak ödeme süresi on gün daha uzamakta ve bu süre içerisinde
de ödenmeyen trafik idari para cezaları üç katına çıkmaktaydı. 5228 sayılı
Kanunun yürürlüğünden önce verildiği hâlde 7020 sayılı Kanunun yayımı
tarihine kadar ödenmemiş olan trafik idari para cezalarının
yapılandırılmasında herhangi bir fer’i alacak bulunmadığından, bu alacak
üzerinden Yİ-ÜFE tutarı hesaplanmayacak ve yapılandırmada üç katına çıkmış
tutar esas alınacaktır. Aynı şekilde 4925 sayılı Kanunun 5228 sayılı
Kanunla değişmeden önceki 29 uncu maddesi hükmüne göre üç katına çıkmış
karayolu taşıma idari para cezaları için de üç katına çıkan tutar üzerinden
Kanundan yararlanılabilecektir.
7020
sayılı Kanun kapsamına giren idari para cezalarına ilişkin tutanakların
ilgili vergi dairelerine intikal etmemiş olması hâlinde, borçlular vergi
dairelerine idari yaptırım karar tutanaklarını ibraz ederek başvuruda
bulunabilecek ve bu başvurular üzerine söz konusu idari para cezaları Kanun
kapsamında yapılandırılacaktır.
Örnek 10- 13/4/2016 vadeli 844,00 TL tutarlı trafik idari
para cezasının, Kanundan yararlanılmak suretiyle ödenmesi durumunda
ödenmesi gereken alacak tutarı ile tahsilinden vazgeçilen alacak tutarı şu
şekilde olacaktır.
Faiz
Hesaplanan Süre
|
İdari
Para Cezası Tutarı
(TL)
|
Faiz Oranı
|
Faiz
Tutarı
(TL)
|
Toplam
Yİ-ÜFE Oranı
|
Yİ-ÜFE
Tutarı
(TL)
|
14/4/2016-
26/5/2017
|
844,00
|
%70
|
590,80
|
%6,28
|
53,00
|
Ödenecek Tutar
|
İdari Para Cezası
|
:
|
844,00 TL
|
Yİ-ÜFE Tutarı (Faiz Yerine)
|
:
|
53,00 TL
|
TOPLAM
|
:
|
897,00 TL
|
Tahsilinden Vazgeçilen Alacak
|
Faiz
|
:
|
590,80 TL
|
|
|
|
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 897,00 TL’nin Kanunda öngörülen
süre ve şekilde ödenmesi durumunda, toplam 590,80 TL tutarındaki faizin tahsilinden vazgeçilecektir.
7020 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (ç) bendinde, vergiler
ile Kanun kapsamına giren idari para cezaları dışında kalan ve bu Tebliğin
(I/B-1-c) bölümünde belirtilen amme alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin
hükümlere yer verilmiştir.
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3)
numaralı alt bendi kapsamında olan ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla kesinleşmiş olup vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan asli alacakların ödenmemiş kısmının tamamı ile
bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanunda öngörülen süre
ve şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara uygulanan faiz, cezai faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun
yayımı tarihinden önce ödenmemiş olan alacağın sadece fer’i alacaktan
ibaret olması hâlinde ise fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmesi şartıyla Kanun hükmünden yararlanılacak ve faiz, cezai faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz konusu bent kapsamına giren alacak asıllarının
Kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması hâlinde
yapılandırılacak tutar bu Tebliğin (II/B-4) bölümüne göre tespit
edilecektir.
Bu
bölümde yer verilen alacaklara yönelik olarak Kanundan yararlanılmak
istenildiği takdirde dava açılmaması, dava açılmış olması hâlinde
davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.
Örnek 11- Yurtdışından
7 ay vadeli ihracatın finansmanı için 13/3/2013 tarihinde kredi kullanan
mükelleften teşvik mevzuatı gereğince kaynak kullanımını destekleme fonu
kesintisi yapılmamıştır.
İhracat taahhüdünü süresi içinde kapatan mükellefin
taahhüt kapatılmasında kullanılan gümrük beyannamelerinin gerçeğe uygun
olmadığının anlaşılması üzerine ilgili banka tarafından 12.000,00 TL kaynak
kullanımını destekleme fonu kesintisi takip ve tahsil edilmek üzere
mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine 17/7/2014 tarihinde bildirilmiştir.
Vergi dairesince yapılan tebliğ üzerine vadesi 24/9/2014 tarihi olan kaynak
kullanımını destekleme fonu kesintisi ile kredi kullanım tarihinden vade
tarihine kadar hesaplanan cezai faiz için Kanunun yayımı tarihine kadar
herhangi bir ödemede bulunulmamıştır.
Mükellefin, Kanundan yararlanmak üzere bağlı olduğu
vergi dairesine başvurması hâlinde, kaynak kullanımını destekleme fonu
kesintisi aslına;
- Kredi kullanım (13/3/2013) tarihinden vade
tarihine kadar geçen süre için hesaplanan cezai faiz yerine,
- Vade tarihinden Kanunun yayımlandığı 27/5/2017
tarihine kadar (bu tarih hariç) geçen süre için hesaplanan gecikme zammı
yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak Yİ-ÜFE
tutarı hesaplanacaktır.
Buna göre, kaynak kullanımını destekleme fonu
kesintisi ile cezai faiz ve gecikme zammı yerine uygulanacak Yİ-ÜFE
tutarları aşağıdaki şekilde olacaktır.
Cezai
Faizin Hesaplandığı Süre
|
KKDF
Tutarı
(TL)
|
Cezai
Faiz
(TL)
|
Toplam
Yİ-ÜFE Oranı
|
Yİ-ÜFE
Tutarı
(TL)
|
13/3/2013 - 23/9/2014
|
12.000,00
|
3.313,97
|
%13,6224
|
1.634,69
|
Örnek olayın meydana geldiği dönemde yıllık cezai faiz oranı; 4/12/1984
tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1
inci maddesinde yer alan kanuni faiz oranlarının 2 katıdır.
Hesaplamalarda, kredi kullanım tarihinden alacağın vade tarihine kadar
yürürlükte olan kanuni faiz oranlarının 2 katı esas alınarak geçen gün
sayıları üzerinden basit faiz hesaplama metodu kullanılmaktadır.
13/3/2013 tarihinden 23/9/2014 tarihine kadar geçen süre için faiz tutarı
[12.000,00 x 560 x (9x2)]/36500=3.313,97 TL’dir.
|
Gecikme
Zammının Hesaplandığı Süre
|
KKDF
Tutarı
(TL)
|
Toplam
Gecikme Zammı Oranı
|
Gecikme
Zammı Tutarı
(TL)
|
Toplam
Yİ-ÜFE
Oranı
|
Yİ-ÜFE
Tutarı
(TL)
|
25/9/2014-26/5/2017
|
12.000,00
|
%44,8467
|
5.381,60
|
%12,3534
|
1.482,41
|
Ödenecek tutar ile tahsilinden
vazgeçilen alacak tutarı:
Ödenecek Tutar
|
|
|
Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintisi
|
:
|
12.000,00 TL
|
Yİ-ÜFE Tutarı (Cezai Faiz Yerine)
|
:
|
1.634,69 TL
|
Yİ-ÜFE Tutarı (Gecikme Zammı Yerine)
|
:
|
1.482,41 TL
|
TOPLAM
|
:
|
15.117,10
TL
|
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
|
|
|
Cezai Faiz
|
:
|
3.313,97 TL
|
Gecikme Zammı
|
:
|
5.381,60 TL
|
TOPLAM
|
:
|
8.695,57 TL
|
Yukarıda belirtilen şekilde hesaplanan toplam 15.117,10
TL tutarın Kanunda öngörülen
süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, toplam 8.695,57 TL tutarındaki
alacağın tahsilinden vazgeçilecektir.
7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onikinci fıkrasında “(12) Bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu Kanunun yayımı tarihinden
önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil
şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için
borçlular, talep etmeleri hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler.
Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için
tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına
tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili
kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş
alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm
uyarınca, 7020 sayılı Kanun kapsamına giren alacakların, Kanunun yayımı tarihinden önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar (4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi
gibi) uyarınca
tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun ödeniyor olması hâlinde borçlular,
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödeme süresi geçmemiş olan taksit
tutarları için Kanun hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Bu takdirde, tecil şartlarına
uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli
sayılacaktır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme
tarihi arasında geçen süre için ilgili kanunun öngördüğü faiz uygulanmış ve
tahsil edilmiş olduğundan, ödenmiş kısım ile ilgili herhangi bir işlem
yapılmayacaktır. Kalan taksit tutarları vadesinde kısmen veya tamamen
ödenmemiş alacak kabul edilerek 7020 sayılı Kanunun 2 nci
maddesi hükümleri uygulanacaktır.
İlgili kanunlara göre tecil
edilmesine rağmen alacağın varlığına ilişkin mahkemelerde ihtilafın devam
ediyor olması, dolayısıyla alacağın kesinleşmemiş bulunması durumunda bu
alacağın Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olmayacaktır.
Ayrıca,
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ondokuzuncu fıkrasında, bu Kanunun
yayımı tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar ile bu maddenin
onikinci fıkrası kapsamında olan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun
veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine
dayanılarak red ve iadesinin yapılmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu
nedenle, Kanun hükümlerinden yararlanılarak ödenmek istenmesi hâlinde, 7020
sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihinden önce taksit
tutarları ile birlikte ödenen tecil faizleri red ve iade edilmeyecektir.
Bu
durumdaki alacaklar için Kanundan yararlanılmak istenilmesi hâlinde
ödenmemiş alacak aslına uygulanmış olan fer’i alacaklar yerine, vade
tarihinden Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Alacak aslı ile Yİ-ÜFE tutarı toplanarak yapılandırılan alacak tutarının
Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde alacak asıllarıyla
ilgili fer’i alacakları ile asla bağlı vergi cezaları ve bu cezalara
ilişkin gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilecektir.
6183
sayılı Kanunun 48 inci maddesi ile diğer kanunlar gereğince tecil edilen
alacağın gecikme zammı, gecikme faizi ve/veya vergi cezasından ibaret
olması hâlinde, bu Tebliğin (II/B-4 ila 6) bölümlerinde yapılan açıklamalar
çerçevesinde ödenecek Yİ-ÜFE tutarı tespit edilerek Kanun hükmünden
yararlanılacaktır. Bu takdirde de Kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş
tecil faizlerinin red ve iadesi yapılmayacaktır.
Örnek 12- Mükellef tarafından 26/7/2016 tarihinde ödenmesi gereken 24.000,00
TL gelir (stopaj) vergisi zamanında ödenmemiştir. 3/11/2016 tarihinde vergi
dairesine başvurularak toplam borç için tecil talebinde bulunulmuştur.
Vergi dairesi mükellefin gecikme zammı dâhil
25.086,46 TL borcu olduğunu tespit etmiş ve bu tutarın, ilk taksit
Kasım/2016 ayından başlamak ve 12 ayda 12 eşit taksitte ödenmek üzere
tecilini uygun görmüştür.
Aylık Taksit Tutarı: 25.086,46 / 12 = 2.090,54
TL’dir.
Mükellef ilk yedi taksitini zamanında ödemiş,
7/6/2017 tarihinde Kanundan yararlanmak için bağlı olduğu vergi dairesine
başvuruda bulunmuştur. İlk yedi taksit ile birlikte toplam 573,51 TL tecil
faizi ödenmiştir.
Bu örnekte, vergi dairesi öncelikle kalan borç
tutarından ne kadarının vergi aslı, ne kadarının da gecikme zammı olduğunu
tespit edecektir.
Örnek olayda;
Ödenen Borç Tutarı
|
=
|
Aylık Taksit Tutarı x Ay Sayısı
|
|
=
|
2.090,54 x 7
|
|
=
|
14.633,78 TL’dir.
|
Ödenen tutardan vergi aslına
isabet eden tutar, aşağıdaki formüle göre tespit edilecektir.
Vergi aslına isabet eden tutar
|
=
|
Ödenen Tutar x Vergi Aslı Tutarı
Toplam Borç Tutarı
|
Vergi aslına isabet eden tutar
|
=
|
14.633,78 x 24.000,00
|
=
|
14.000,00 TL’dir.
|
25.086,46
|
Kalan vergi aslı tutarı =
24.000,00 - 14.000,00 = 10.000,00 TL’dir.
Bu durumda, tecil şartlarına uygun olarak ödenen
taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılacaktır. Kalan 5 taksit tutarının
toplamı 10.452,70 TL olup bunun 10.000,00 TL’si vergi aslı, 452,70 TL’si
gecikme zammıdır.
Vergi aslından kalan 10.000,00 TL tutara, Kanunun
yayımı tarihine kadar hesaplanan 1.400,00 TL gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları kullanılarak hesaplanacak 352,00 TL Yİ-ÜFE tutarı
hesaplanacaktır.
Kanuna göre ödenmesi gereken vergi aslı ve Yİ-ÜFE
tutarının (10.352,00 TL), Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi
hâlinde 10.000,00 TL vergi aslına hesaplanan 1.400,00 TL gecikme zammının
tahsilinden vazgeçilecektir.
Bununla birlikte, tecil kapsamında ilk yedi taksit
tutarı ile birlikte Kanunun yayımı tarihinden önce tahsil edilen 573,51 TL
tecil faizi red ve iade edilmeyecektir.
7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (a) bendinde; bu
Kanun hükümlerinin, 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, 10/7/2004
tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü
maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar ile 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun geçici
2 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılandırılan alacaklar
hakkında uygulanmayacağı hükme bağlandığından, anılan Kanunlar uyarınca
uzlaşma ya da yapılandırma hükümlerinden yararlanan kuruluşların bu
borçları Kanun kapsamında yapılandırılmayacaktır.
Ayrıca,
Kanunun 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince;
-
13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
- 6552
sayılı Kanun,
-
3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına
İlişkin Kanun,
hükümlerine
göre yapılandırılan ve 7020 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibarıyla taksit
ödemeleri devam eden alacaklar ile,
- 6736
sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacakların (matrah ve vergi artırımı ile
işletme kayıtlarının düzeltilmesinden kaynaklanan vergiler),
7020
sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
6736
sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası ile 6736 sayılı
Kanun kapsamında yapılandırma başvurusunda bulunduğu hâlde geçici 2 nci
maddenin yürürlüğe girdiği 27/1/2017 tarihi itibarıyla ödenmesi gereken
tutarları süresinde ödemeyerek anılan Kanun hükümlerini ihlal eden
borçlulara, ihlale neden olan tutarları, ödemeleri gerektiği tarihten bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar (bu tarih dâhil) geçen süre için
6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin altıncı fıkrasında belirlenen ve
ödemede gecikilen her ay ve kesri için hesaplanması gereken geç ödeme zammı
ile birlikte 31 Mayıs 2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödemeleri
hâlinde 6736 sayılı Kanun hükümlerinden yeniden yararlanma imkânı
sağlanmıştır.
Ayrıca,
aynı maddenin ikinci fıkrasına göre, 6736 sayılı Kanun kapsamında 2017 yılının Ocak ayından itibaren (ödeme süresi bu
aya tekabül eden taksitler dâhil) ödenmesi gereken taksitlerin her birinin
ödeme süreleri dörder ay uzatılmıştır.
Buna
göre, 7020 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 27/5/2017 tarihi itibarıyla
6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan ve taksit ödemeleri devam eden
bu alacakların 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.
Örnek 13- Mükellef, 26/4/2013 vadeli katma değer vergisi
borcunu 6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında 12 taksit ödeme
seçeneğini tercih etmek suretiyle yapılandırmış, 2012 takvim yılına ilişkin
yıllık gelir vergisi borcunu ise yapılandırmamıştır.
Mükellef, yapılandırılan borcuna ilişkin olarak,
30/11/2016 tarihine kadar ödemesi gereken birinci taksitini süresinde
ödemediğinden, 6736 sayılı Kanundan yararlanma hakkını kaybetmiştir.
Ancak, 6736 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesiyle
mükelleflere, ödenmeyen birinci taksit tutarlarının, hesaplanacak geç ödeme
zammı ile birlikte 31 Mayıs 2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödenmesi
hâlinde anılan Kanun hükümlerinden yeniden yararlanma imkânı sağlanmıştır.
Buna göre, mükellefin, yapılandırılan borcuna
ilişkin süresinde ödemediği birinci taksiti 6736 sayılı Kanunun geçici 2
nci maddesine istinaden 31 Mayıs 2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil) ödeme
imkânı bulunduğundan, 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla 6736 sayılı Kanun hükümleri ihlal olmamıştır. Bu nedenle,
mükellefin 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b)
bendi gereğince 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borcu için 7020
sayılı Kanundan yararlanma imkânı bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, mükellefin 6736 sayılı Kanun
kapsamında yapılandırmadığı 2012 takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi
borcu için 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanabilmesi mümkündür.
Örnek 14- 6736 sayılı Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılan vergi
incelemesi sonucu tarh edilen vergi ve kesilen cezalara ilişkin vergi/ceza
ihbarnamesi mükellefe 10/11/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, mükellef
6736 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci ila sekizinci fıkrası
hükümlerinden yararlanmak için peşin ödeme seçeneğini tercih ederek
6/12/2016 tarihinde başvuruda bulunmuş ve borcun vadesi 31/12/2016 olarak
belirlenmiştir. Ancak, mükellef tarafından bu tarihe kadar ödeme
yapılmamıştır.
Diğer taraftan, 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin altıncı fıkrası gereğince,
süresinde ödenmeyen söz konusu borcun, 31/1/2017 tarihine kadar geç ödeme
zammı ile birlikte ödenmesi halinde anılan Kanundan yararlanma imkanı
bulunmasına rağmen mükellef bu süre içerisinde de ödeme yapmamıştır.
Bu durumda, 6736 sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırması 1 Şubat
2017 tarihi itibarıyla ihlal olmuş ve 6736 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesi hükümlerinden yararlanamamıştır.
Buna göre, mükellefin söz konusu vergi/ceza
ihbarnamesine konu borcu için 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017
tarihi itibarıyla 6736 sayılı Kanun hükümleri ihlal edilmiş olduğundan, söz
konusu borcun 7020 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yapılandırılması
mümkün bulunmaktadır.
7020 sayılı Kanunun
2 nci maddesinin beşinci fıkrasında, bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olup, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde
mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için
mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması
koşuluyla bu alacakların da bu madde hükümlerinden yararlandırılacağı, bu
hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacağı ve
alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihinin kabul edileceği, bu
kapsamda yapılandırılan tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükme göre, Kanunun
kapsadığı dönemlerle ilgili olup, tarhiyata
ilişkin mahkemelerce verilerek taraflardan birine tebliğ edilen ve bu
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) kesinleşen yargı kararına
istinaden vergi dairelerince mükellefe ödemeye
yönelik tebligatın (Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına
Göre Vergi/Ceza İhbarnamesi) yapılmaması nedeniyle borcun vadesinin
belirlenmediği alacaklar için bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde
başvuruda bulunulması koşuluyla Kanundan yararlanılabilecektir.
Bu durumda, borçlunun başvuru
dilekçesinde bu fıkra kapsamına giren borçları için Kanun hükümlerinden yararlanmak
istediğini belirtmesi şartıyla, bu alacaklar için ayrıca vergi dairesince
mükellefe Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre
Vergi/Ceza İhbarnamesi tebliğ edilmeyecek ve alacakların vade tarihi Kanunun
yayımı tarihi kabul edilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacakların yalnızca vergi aslı
veya vergi aslı ile birlikte asla bağlı vergi cezası olması durumunda, verginin tamamı ile bu tutar üzerinden gecikme
faizi yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır. Alacak aslı ile Yİ-ÜFE tutarı
toplanarak yapılandırılan alacak tutarının Kanunda öngörülen süre ve
şekilde ödenmesi şartıyla alacak asıllarıyla ilgili gecikme faizi ile asla
bağlı cezaların tahsilinden vazgeçilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacağın yalnızca asla bağlı
vergi cezası olması ve vergi aslının Kanunun
yayımı tarihinden önce ödenmiş olması durumunda, herhangi bir başvuruya bağlı olmaksızın bu cezaların tamamının tahsilinden
vazgeçilecektir.
Fıkra kapsamındaki alacağın yalnızca asla bağlı olmayan
vergi cezası olması durumunda, bu
vergi cezalarının (I. ve II. derece usulsüzlük cezaları ile özel usulsüzlük
cezaları) %50’sinin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla cezaların kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir.
7020 sayılı
Kanunun yayımı tarihinden sonra bu
fıkra kapsamına giren alacaklara yönelik başvuru süresi içerisinde yapılmış
ödemelere ilişkin tebligatlar hakkında da başvurulması şartıyla bu fıkra
hükmü uygulanacak ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayım tarihi
kabul edilecektir.
Diğer
taraftan, Kanunun yayımı tarihinden önce fıkra kapsamına giren alacaklara
karşılık kısmi ödeme yapılmış olması hâlinde ödenmemiş kısım için bu madde
hükümlerinden yararlanılabilecektir. Ancak, fıkra kapsamına giren alacakların
Kanunun yayımı tarihinden önce tamamının ödenmiş olması hâlinde bu madde
hükümlerinden yararlanılamayacağı tabiidir.
Ayrıca, bu fıkra hükmünden
yararlanılması durumunda, fıkra kapsamına giren alacaklar için tebligat
yapılmayacağı gibi alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihi
kabul edileceğinden, madde hükümlerinin ihlal edilmesi hâlinde söz konusu
alacaklar için Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına Göre
Vergi/Ceza İhbarnamesi tebliğ edilmeksizin ve Kanunun yayımlandığı 27/5/2017
tarihi vade tarihi kabul edilmek suretiyle takip ve tahsil işlemlerine
devam edilecektir.
Ancak, borçlu tarafından bu
fıkra hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunulmaması durumunda vergi dairesince
alacağa yönelik Vergi Mahkemesi/Bölge İdare Mahkemesi/Danıştay Kararına
Göre Vergi/Ceza İhbarnamesinin tebliğ edileceği tabiidir.
7020
sayılı Kanunun 2 nci maddesinin altıncı, yedinci ve sekizinci fıkraları
gereğince yapılandırılacak ücret, su, atık su ve katı atık ücreti
alacaklarından, vadesi 31/3/2017
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ödenmemiş olanlar ile
bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil)
hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre
yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde
ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilecektir.
Söz
konusu alacakların yapılandırılmasına ilişkin olarak bu Tebliğin (II/B-12)
bölümünde yapılan açıklamaların dikkate
alınması gerekmektedir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasında “(1) Bu Kanunun ilgili maddelerindeki
başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun
hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a) 30/6/2017 tarihine kadar (bu tarih
dâhil) ilgili idareye başvuruda bulunmaları,
b) Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, Maliye
Bakanlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerine
ödenecek tutarların ilk taksitini 31/7/2017 tarihine kadar (bu
tarih dâhil), Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek
tutarların ilk taksitini 31/8/2017 tarihine kadar (bu tarih dâhil), diğer
taksitlerini ise bu tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler hâlinde
azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri,
şarttır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm
çerçevesinde; Maliye Bakanlığına, il
özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerine borçlu olanların
Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanmak istemeleri hâlinde, 30 Haziran 2017 tarihine (bu tarih dâhil) kadar borçlu bulundukları tahsil
dairelerine başvurmaları gerekmektedir. Kanun kapsamında yapılandırılan
borçların ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ya da ikişer aylık
dönemler hâlinde azami onsekiz eşit taksitte ödenmesi mümkün olup ilk
taksit ödeme süresi 31 Temmuz 2017
tarihi mesai saati bitiminde sona ermektedir.
Kanunun 3 üncü maddesi hükmü ile azami taksit süresi
18 eşit taksit olarak belirlenmiş olmakla birlikte 6, 9 ve 12 eşit taksitte
ödeme seçenekleri de bulunmaktadır.
Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme
süresinin son gününün resmi tatile rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen
ilk iş günü mesai saati sonuna kadar uzayacaktır.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle, Kanun
hükümlerine göre yapılandırılan alacak tutarının peşin veya taksitle
ödenmesi imkânı getirilmiş ve ödeme süresine bağlı olarak katsayı
uygulaması öngörülmüştür.
Katsayı uygulamasının düzenlendiği Kanunun 3 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasında “(3) Bu
Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler hâlinde
ödenebilir.
a) Hesaplanan tutarların tamamının
ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde, bu tutarlara
bu Kanunun yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi
bir faiz uygulanmaz ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarlar üzerinden ayrıca %50 indirim yapılır.
b) Hesaplanan tutarların taksitle
ödenmek istenmesi hâlinde, borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on
iki veya on sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih
etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede
ödeme yapılamaz.
c) Taksitle yapılacak ödemelerde
2 nci ve 4 üncü maddelere göre belirlenen tutar;
1) Altı eşit taksit için (1,045),
2) Dokuz eşit taksit için (1,083),
3) On iki eşit taksit için (1,105),
4) On sekiz eşit taksit için (1,15),
katsayısı ile çarpılır ve
bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde
ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme
planı verilir. Ancak tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması
hâlinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.” hükmü yer
almaktadır.
Bu hükmün uygulamasında aşağıda yapılan
açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
a) Kanuna göre, yapılandırılan alacak tutarının ilk taksit ödeme süresi içerisinde
peşin olarak tamamen ödenmesi hâlinde, bu tutara Kanunun yayımı tarihinden
ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme
alacağı ya da katsayı uygulanmayacaktır.
Söz konusu ödemenin defaten yapılması
zorunlu olmayıp, ilk taksit ödeme süresi içerisinde farklı zamanlarda
borcun tamamının ödenmesi hâlinde de bu hükümden yararlanılacaktır.
b) Kanuna göre, yapılandırılan alacak tutarının ilk taksit ödeme süresi içerisinde
peşin olarak tamamen
ödenmesi hâlinde, fer’i
alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan
tutar üzerinden ayrıca %50 oranında indirim yapılacaktır.
Ancak, peşin ödeme indirimi ilk taksit ödeme süresi
içerisinde borcun tamamına karşılık yapılan ödemelere uygulanacağından, Kanunun
3 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince ilk taksiti izleyen ayın sonuna
kadar geç ödeme zammı ile birlikte yapılacak ödemelerde peşin ödeme
indirimi uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
Örnek 15- Kanun hükümlerinden yararlanmak için vergi dairesine
başvuruda bulunan mükellef, peşin ödeme seçeneğini tercih etmiştir.
Vergi dairesi, Kanun kapsamında yapılandırılan
alacak aslı tutarını 145.800,00 TL, fer’i
alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan
tutarı ise 38.250,00 TL olmak üzere toplam 184.050,00 TL olarak hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan borç tutarını peşin ödeme
seçeneği ile ödemeyi tercih ettiğinden, ayrıca bir katsayı hesaplanmamıştır.
Mükellef tarafından ilk taksit ödeme süresi
içerisinde yapılandırılan borcun ödenmesi nedeniyle fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanan tutardan %50 oranında indirim yapılacaktır. Bu durumda, mükellef
Yİ-ÜFE tutarı olarak [38.250,00 - (38.250,00 x %50)]=19.125,00 TL, toplamda
164.925,00 TL ödeme yapmak suretiyle Kanun hükümlerinden yararlanacaktır.
Ancak, yapılandırılan borcun
mükellef tarafından Temmuz/2017 ayının sonuna kadar ödenmeyip, hesaplanacak
geç ödeme zammı ile birlikte Ağustos/2017 ayı içerisinde ödenmesi durumunda
38.250,00 TL Yİ-ÜFE tutarının tamamının ödenmesi gerekmektedir.
Örnek 16- Örnek 5’de belirtilen yapılandırılan alacağın
peşin ödenmek istenmesi hâlinde ödenecek tutar ile tahsilinden vazgeçilecek
tutar aşağıda gösterilmiştir.
Ödenecek Tutar
|
|
|
Katma Değer Vergisi
|
:
|
50.000,00 TL
|
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.370,00 x %50=)
|
:
|
685,00 TL
|
Yİ-ÜFE Tutarının %50’si
(Gecikme Faizi Yerine)
|
:
|
895,00 TL
|
TOPLAM
|
:
|
51.580,00 TL
|
Tahsilinden Vazgeçilen Alacaklar
|
|
|
Vergi Ziyaı Cezası
|
:
|
6.000,00 TL
|
Özel Usulsüzlük Cezası
(1.370,00 x %50=)
|
:
|
685,00 TL
|
Gecikme Faizi
|
:
|
7.000,00 TL
|
Yİ-ÜFE Tutarının %50’si
|
:
|
895,00 TL
|
TOPLAM
|
:
|
14.580,00 TL
|
Örnek 5’de yer alan toplam 64.370,00 TL alacak,
Kanun kapsamında yapılandırılarak peşin ödenmesi hâlinde 51.580,00 TL’ye
düşmekte ve 14.580,00 TL tutarındaki alacağın tahsilinden vazgeçilmektedir.
c) Yapılandırılan alacak
tutarının taksitle ödenmesi mümkündür. Bu takdirde, borçlularca başvuru
sırasında; 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödeme seçeneklerinden biri tercih
edilecektir. Borçlu tarafından taksit sayısına ilişkin bir tercihte
bulunulmaması hâlinde, idarece Kanunda öngörülen en uzun taksit sayısı olan
18 taksite ilişkin ödeme planı verilecektir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin açık hükmü
sebebiyle borçlular tercih ettikleri taksit süresinden daha uzun bir sürede
ödeme yapamayacaktır.
ç) Taksitle yapılacak ödemeler
için Kanunun öngördüğü ilgili katsayı, yapılandırılan alacak tutarı ile
çarpılacak ve bulunacak tutar borçlu tarafından seçilen taksit sayısına
bölünerek ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı
bulunacaktır.
Örneğin; borçlu tarafından Kanun kapsamında
yapılandırılan alacağın 6 eşit taksitte ödenmesi yönünde tercih kullanıldığı
takdirde yapılandırılan alacak tutarı 6 eşit taksit için öngörülen (1,045)
katsayısı ile çarpılacak ve bulunan tutar taksit sayısı olan 6 sayısına
bölünecektir. Aynı şekilde borçlunun 18 eşit taksiti seçmesi hâlinde,
taksitle ödenecek alacak tutarı (1,15) katsayısı kullanılarak tespit
edilecektir.
d) 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasının (c) bendi ile borçlulara seçtikleri taksit süresinden daha kısa
sürede ödeme yapma imkânı verilmekte ve daha kısa sürede yapılan ödemelerde
madde hükmüne göre hesaplanan katsayının düzeltilmesi öngörülmektedir.
Örneğin; borçlu tarafından Kanun kapsamında
yapılandırılan alacak tutarının 18 eşit taksitte ödenmesi yönünde tercih
kullanıldığı hâlde borcun 9 eşit taksit için öngörülen sürede tamamen
ödenmesi hâlinde, (1,15) katsayısı esas alınarak hesaplanan tutar, 9 eşit
taksit için öngörülen (1,083) katsayısına göre düzeltilecektir.
Kanunda genel olarak 6, 9, 12 ve 18 eşit taksit
süresi olmak üzere dört ayrı taksit süresi ve bu süreler için dört farklı
katsayı belirlenmiştir. Erken yapılan ödemeler nedeniyle katsayı
düzeltmesinin yapılabilmesi için borçlu tarafından seçilen taksit süresine
uygulanacak katsayı ile alacağın tamamının ödendiği tarihin denk geldiği
taksit süresi için belirlenmiş katsayının birbirinden farklı olması
gerekmektedir.
Örnek 17- Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere vergi
dairesine başvuruda bulunan mükellef, borcunu 12 eşit taksitte ödemeyi
talep etmiştir.
Vergi dairesi
Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarını 36.000,00 TL olarak
hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 12 eşit
taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 36.000,00 TL alacak tutarı (1,105)
katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 12’ye bölünmek suretiyle
taksit tutarı hesaplanacaktır.
12 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar : 36.000,00 x 1,105= 39.780,00 TL
Taksit tutarı :
39.780,00 / 12= 3.315,00 TL’dir.
Taksitlendirmeye esas olan 36.000,00 TL’nin
(39.780,00 - 36.000,00=)3.780,00 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Mükellef, Temmuz/2017, Eylül/2017, Kasım/2017,
Ocak/2018, Mart/2018 aylarında ödemesi gereken taksit tutarları toplamı
olan (3.315,00 x 5=)16.575,00 TL’yi süresinde ödemiştir.
Nisan/2018 ayında mükellef vergi dairesine
başvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini bildirmiştir.
Başvuru sırasında 12 eşit taksitte ödeme seçeneği
tercih edilmiş olmakla birlikte, daha sonra 6 eşit taksit ödeme seçeneğinin
ödeme süresi içerisinde, borcun tamamı ödenmek istendiğinden, öncelikle
yapılandırılan alacak tutarına (1,105) katsayısı yerine 6 eşit taksit için
öngörülmüş olan (1,045) katsayısı uygulanarak taksitle ödenecek alacak
tutarının yeniden hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan hesaplamaya göre, (1,045) katsayısı esas
alınarak ödenmesi gereken tutardan daha önce ödenen taksit tutarları
çıkartılacak ve tahsil edilmesi gereken tutar bulunacaktır.
Buna göre;
6 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar
|
:
|
36.000,00 x 1,045
|
=
|
37.620,00 TL
|
Ödenen toplam taksit tutarı
|
:
|
3.315,00 x 5
|
=
|
16.575,00 TL
|
Tahsil edilecek toplam tutar
|
:
|
37.620,00 - 16.575,00
|
=
|
21.045,00 TL
|
olacaktır.
Bu durumda, mükellefin 7020 sayılı Kanun kapsamında
yapılandırılan 36.000,00 TL borcu için (37.620,00 - 36.000,00=)1.620,00 TL
katsayı tutarı tahsil edilecektir.
Yapılacak erken ödeme mükellefe (3.780,00 - 1.620,00=)2.160,00
TL daha az ödeme imkânı sağlayacaktır.
Örnek 18- Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere vergi
dairesine başvuruda bulunan mükellef, borcunu 18 eşit taksitte ödemeyi
talep etmiştir.
Vergi
dairesi Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarını 22.000,00 TL olarak
hesaplamıştır.
Mükellef, yapılandırılan alacak tutarını 18 eşit
taksitte ödemeyi talep ettiğinden, 22.000,00 TL alacak tutarı (1,15)
katsayısı ile çarpılacaktır.
Bu şekilde bulunan tutar, 18’e bölünmek suretiyle
taksit tutarı hesaplanacaktır.
18 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar
|
:
|
22.000,00 x 1,15 = 25.300,00 TL
|
Taksit tutarı
|
:
|
25.300,00 / 18 = 1.405,56 TL’dir.
|
Taksitlendirmeye esas olan 25.300,00 TL’nin (25.300,00
- 22.000,00=)3.300,00 TL’si toplam katsayı tutarıdır.
Mükellef, ilk 12 taksiti süresinde ödemiştir. Bu
sürede yapılan toplam tahsilat (1.405,56 x 12=)16.866,72 TL’dir.
Haziran/2019 ayında mükellef vergi dairesine
başvurarak kalan taksit tutarlarını defaten ödemek istediğini bildirmiştir.
Mükellef tarafından borcun tamamı 18 eşit taksit
için öngörülmüş ödeme süresi (Temmuz/2017 ila Mayıs/2020) içinde erken
ödenmiş olmakla birlikte, ödemenin yapıldığı Haziran/2019 ayı Kanunda
belirlenen ve farklı katsayı uygulanmasını gerektiren 12 eşit taksit için
öngörülmüş süreden (Temmuz/2017 ila Mayıs/2019) sonraya rastlamaktadır.
Kanunda 12 eşit taksit ila 18 eşit taksit
arasındaki süreler için farklı bir katsayı belirlenmemiştir. Bu nedenle, mükellefçe
yapılan ödemeye 18 eşit taksit için belirlenmiş katsayı dışında bir katsayı
uygulanması imkânı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Haziran/2019 ayında
mükellefin kalan altı taksit tutarını defaten ödemesi hâlinde herhangi bir
katsayı düzeltmesi yapılmayacaktır.
Örnek 19- Örnek 18’de belirtilen mükellefin taksitlendirilen
borcunun ilk 5 taksitini süresinde ödedikten sonra kalan kısmın tamamını
Mayıs/2018 ayında ödediği kabul edildiğinde Kanun kapsamında ödenecek tutar
aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarı
22.000,00 TL’dir. Katsayı uygulanmak suretiyle taksitlendirilen tutara
(25.300,00 TL) karşılık beş taksit tutarı olan 7.027,80 TL tahsil
edilmiştir.
Başvuru sırasında 18 eşit taksitte ödeme seçeneği
tercih edilmiş olmakla birlikte, daha sonra 6 eşit taksit ödeme seçeneğinin
ödeme süresi içerisinde borcun tamamı ödenmek istendiğinden, öncelikle
yapılandırılan alacak tutarına (1,15) katsayısı yerine 6 eşit taksit için
öngörülmüş olan (1,045) katsayısı uygulanarak taksitle ödenecek alacak
tutarının yeniden hesaplanması gerekmektedir.
Yapılan hesaplamaya göre, (1,045) katsayısı esas
alınarak ödenmesi gereken tutardan daha önce ödenen taksit tutarları
çıkartılacak ve tahsil edilmesi gereken tutar bulunacaktır.
Buna göre;
|
|
|
|
|
|
6 eşit taksit için taksitlendirmeye esas tutar
|
:
|
22.000,00 x 1,045
|
=
|
22.990,00 TL
|
Ödenen toplam taksit tutarı
|
:
|
1.405,56 x 5
|
=
|
7.027,80 TL
|
Tahsil edilecek toplam tutar
|
:
|
22.990,00 - 7.027,80
|
=
|
15.962,20 TL
|
olacaktır.
|
|
|
|
|
Bu durumda, mükellefin 7020 sayılı Kanun kapsamında
yapılandırılan 22.000,00 TL borcu için (22.990,00 - 22.000,00=)990,00 TL
katsayı tutarı tahsil edilecektir.
Yapılacak erken ödeme mükellefe (25.300,00 -
22.990,00=)2.310,00 TL daha az ödeme imkânı sağlayacaktır.
e) 7020 sayılı Kanun kapsamında ödenecek tutarlar,
vergi dairelerine, anlaşmalı bankalara ödenebileceği gibi, anlaşmalı
bankaların banka kartı ve kredi kartı kullanılmak suretiyle de
ödenebilecektir.
7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında “(4) Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil
dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı
Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi
uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart
kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler hâlinde
yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi
koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı
gün esas alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren
makbuz verilir. Bu şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine veya
Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı
Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü
izleyen günden itibaren hesaplanır. Taksitlerin kredi kartı kullanılmak
suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne göre katsayı uygulanmasına engel teşkil
etmez.”
hükmü yer almaktadır.
Bu
hüküm, 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarının kredi
kartı kullanılmak suretiyle de ödenmesine imkân vermektedir. Madde hükmüne göre
kredi kartı kullanılarak ödeme yapılabilmesi için aracılık yapan bankalarla
anlaşma yapılması gerekmektedir.
Bu
Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla Maliye Bakanlığına bağlı vergi
dairelerine ödenecek alacakların tahsilatı amacıyla ödemeye aracılık yapacak
bankalarla gerekli anlaşma sağlanmış olup kredi kartı kullanılmak suretiyle
yapılacak ödemeler Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesi (www.gib.gov.tr) üzerinden
yapılabilecektir. Ancak, bankaların uygulama geliştirmeleri hâlinde,
internet siteleri veya şubeleri üzerinden de kredi kartıyla tahsilat
işlemleri yapılması mümkündür.
Kredi
kartı ile yapılacak ödemeler, tüm taksitlerin veya bir ya da birden fazla
taksitin defaten ödenmesi ya da bir veya birden fazla taksitin ilgili
taksit aylarına yansıtılmak suretiyle ödenmesi şeklinde yapılabilecektir.
Borçluların
kredi kartına taksit şeklinde ödeme yapmak istemeleri hâlinde, 7020 sayılı
Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarı banka tarafından borçlunun
hesaplarına Kanunun öngördüğü taksit aylarında yansıtılacaktır. Bununla
birlikte, borçlu tarafından yapılan ödeme tutarını gösterir alındı, kredi
kartı ile ödeme işleminin yapıldığı tarih itibarıyla verilecek ve borç
ödenmiş kabul edilecektir.
7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince, kredi kartı
kullanılmak ve borçlunun bankadaki kredi hesaplarına taksit aylarında borç
olarak yansıtılmak suretiyle yapılan ödemeler, ilgili taksit ayının son gününü izleyen
günden itibaren 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen sürede
Hazine hesaplarına aktarılacaktır.
Örneğin, borçlu tarafından Kanun kapsamında taksitlendirilmiş
alacağın ilk iki taksit tutarının kredi kartı ile aynı gün ödendiği
varsayıldığında, banka tarafından taksitler ilgili taksit ayları olan
Temmuz/2017 ve Eylül/2017 aylarında borçlunun hesap ekstrelerine yansıtılacak
ve bu suretle yapılan tahsilat tutarları taksit aylarının son gününü
izleyen 20 gün içerisinde Hazine hesaplarına aktarılacaktır.
Kredi kartıyla yapılan taksitli ödemenin Kanunun öngördüğü
taksitli ödeme şekli olduğu dikkate alındığında, bu şekilde yapılan
ödemelerde de katsayı uygulanacaktır.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci
fıkrasında, Kanun hükümlerinden yararlanarak borçlarını yapılandıran
mükelleflerin vergi dairelerinden olan alacaklarıyla yapılandırılan
borçlarını ne şekilde ödeyebilecekleri hususu düzenlenmiştir.
Madde hükmüne göre, Maliye Bakanlığına
bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak
üzere, Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek
tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına
mahsuben ödemek isteyen borçluların, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi
için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi
ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır. Belgelere ek olarak mahsuben
iadenin gerçekleştirilebilmesi için teminat,
yeminli mali müşavir raporu veya vergi inceleme raporu da aranan
durumlarda, bunların da aynı süre içinde vergi dairesine intikal etmiş
olması gerekmektedir.
Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun
mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara
mahsup işlemleri yapılacaktır. Mahsup talebine konu tutardan daha az
tutarda mahsubun yapılması hâlinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil
edilemeyen taksit tutarının bir ay içerisinde ödenmesi hususunda bildirimde
bulunulması gerekmektedir.
Bir aylık süre içerisinde eksik ödenen
taksit tutarının, ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen
her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen
gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi
hâlinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
Mükelleflerin bu hükümden yararlanmaları için
başvurularını bu Tebliğe ekli (Ek:2/E)
dilekçe ile yapmaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükellefin mahsup talebi üzerine
mahsup işlemleri yapıldıktan sonra, fazla veya yersiz mahsup yapıldığının
tespiti hâlinde, haksız alınan iade tutarı için vergi mevzuatı gereği
gerekli tarhiyatın yapılacağı tabiidir. Bu durumda, Kanun kapsamında mahsup
yoluyla yapılmış olan tahsilatlar için herhangi bir düzeltme işlemi yapılmayacaktır.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci
fıkrasında “(7) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil
daireleri tarafından takip edilen yıllık gelir veya kurumlar vergileri,
gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve
özel tüketim vergisi için bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile
ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergileri, çok zor
durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden
fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri hâlinde bu Kanun
hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme
haklarını kaybederler.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, Kanundan yararlanmak üzere yıllık gelir
veya kurumlar vergileri, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi,
katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için başvuruda bulunan
mükelleflerin Kanunda öngörülen diğer şartların yanı sıra; belirtilen vergi
türlerinden, taksit ödeme süresince beyan üzerine ilk taksit ödeme
süresinin başlangıç tarihinden mükellef tarafından seçilen son taksit ödeme
süresinin sonuna kadar, erken ödeme hâlinde borcun tamamen ödendiği tarihe
kadar, tahakkuk edenleri vadesinde ödemeleri şarttır.
Bu hüküm, Kanuna göre ödenecek taksitlerin süresinde
ödenmemesi hâlinde uygulanacak hükümler ile ilişkili olmayıp, taksit ödeme
süresince mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk edecek vergilerin zamanında
ödenmesi ile ilgilidir.
Örneğin, gelir vergisi mükellefi olan borçlunun,
Kanundan bu vergi türü için 12 eşit taksitte ödeme seçeneği ile yararlanması
durumunda, ilk taksit ödeme süresinin başladığı 1/7/2017 tarihinden 12 eşit
taksitin sona erdiği 31/5/2019 tarihine kadar beyanı üzerine tahakkuk eden,
gelir vergisini, katma değer vergisini, gelir (stopaj) vergisini ve
mükellefiyeti bulunması hâlinde özel tüketim vergisini ödemesi
gerekmektedir. Ancak, bu vergilerle birlikte tahakkuk eden damga vergisinin
vadesinde ödenmemesi hâlinde yapılandırma ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
Taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden
vergilerin vadesinde ödenmesi şartı, bir takvim yılında her bir vergi türü
için en fazla iki defa ihlal edilebilecektir. Böyle bir durumda borçlular
Kanun hükümlerinden yararlanma haklarını kaybetmeyecektir.
Ancak, bir vergi türünün bir takvim yılında ikiden
fazla vadesinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde mükellefler üçüncü
ihlale konu verginin vadesinin rastladığı ayın sonuna kadar (bu tarih
dâhil) ödedikleri taksitler için Kanun hükmünden yararlanacak bu tarihten
sonra ise Kanun kapsamında ödeme haklarını kaybedeceklerdir.
Diğer taraftan, mükelleflerin çok zor durumda
bulunmaları nedeniyle borçlarını vadesinde ödeyememeleri hali Kanunun ihlal
nedeni sayılmamıştır.
Çok zor durum hali, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde
geçen “çok zor durum” halini ifade etmektedir.
Buna göre, 6183 sayılı Kanuna göre vadesinde ya da
vadesinden önce yapılan müracaatlara istinaden borçları tecil edilen
mükelleflerin çok zor durumda bulundukları kabul edilecektir. Tecil talebi
çok zor durum hali dışındaki nedenlerle (Örneğin, özel tüketim vergisi gibi
taksitlendirilmesi uygun görülmeyen vergiler veya diğer nedenler) uygun
görülmeyen mükellefler için tecil yapılmamakla birlikte, çok zor durum
halinin varlığı tespit edilmişse Kanun hükümleri ihlal edilmiş
sayılmayacaktır.
7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onbeşinci fıkrasında, bu Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların
Kanunda belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamalarının şart olduğu hükme bağlanmıştır.
Kanun
kapsamına, alacağın varlığı hususunda ihtilaf olan alacaklar girmemekte
olup, münhasıran kesinleşmiş alacaklar girdiğinden, bu Kanundan yararlanmak
isteyen borçluların kesinleşmiş alacaklara ilişkin dava açmamaları, açılmış
davalardan vazgeçmeleri (ihtirazi kayıtla verilen beyannameye konu
alacaklar için Kanundan yararlanmak isteyenlerin alacağa ilişkin olarak
açmış oldukları davalar dâhil) ve kanun yollarına başvurmamaları
gerekmektedir. Bu nedenle, Kanun hükmünden yararlanmak isteyen borçluların
bu yöndeki iradelerini başvuruları sırasında yazılı olarak belirtmeleri
şarttır.
Tüzel
kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller tarafından açılan
davalardan vazgeçme yetkisi, bunların kanuni temsilcilerinde bulunduğundan,
Kanundan yararlanma başvuruları kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır.
Aynı şekilde, iflas idaresi tarafından açılan ya da ihtilafı devam
ettirilen davalardan da iflas idaresince vazgeçilmesi gerekecektir. Kanuni
temsilcilerin bu başvuruları sırasında dilekçelerine temsilci sıfatlarını
gösteren belgeyi eklemeleri icap etmektedir.
Kanunun
3 üncü maddesinin onbeşinci fıkrası hükmü gereğince, davadan vazgeçme
dilekçeleri ilgili tahsil dairelerine verilecek ve bu dilekçelerin tahsil
dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih
sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilecektir. Bu nedenle,
tahsil dairelerince alınan dilekçenin bir örneğinin derhal davanın bulunduğu
yargı merciine gönderilmesi gerekmektedir.
Kanundan yararlanmak için elektronik ortamda başvuruda bulunan
borçluların, devam eden ihtilaflardan vazgeçtiklerini gösterir ıslak imzalı
dilekçelerini başvuru süresi içerisinde ilgili tahsil dairesine vermeleri
gerekmektedir.
Diğer
taraftan, mükelleflerce Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan
vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilafların sürdürülmeyeceği tabiidir.
7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onaltıncı fıkrası gereğince, Kanun hükümlerinden
yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen
borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın Kanunun
yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen yargı kararları uyarınca işlem
yapılmayacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin onyedinci fıkrasına göre, Kanun
hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlarla hükmedilmiş
yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile fer’ilerinin bulunması hâlinde
bu tutarlar karşılıklı olarak talep edilmeyecek, bu alacaklar için
icra takibi yapılamayacak ve vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan
yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmayacaktır.
7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde, Kanuna göre yapılandırılan alacakların
taksitlerinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, Kanun
hükümlerinden yararlanabilme koşullarına yönelik düzenlemeler yer almaktadır.
7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrasında “(6) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken
taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan
taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin süresinde
ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit
tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde
ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183
sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında
hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun
hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi
ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen
şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin
süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu Kanun hükümlerinden
yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm alacaklı idareler açısından taksitlendirilen
alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun
kapsamında ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam olarak ödenmek
koşuluyla, kalan taksitlerden; bir
takvim yılında en fazla iki taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik
ödenmesi hâlinde, Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacak ve ödenmeyen
veya eksik ödenen taksit tutarlarının borçlunun başvuru sırasında tercih
ettiği taksitlendirme süresinin son taksitini izleyen ayın sonuna kadar,
gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine
göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile
birlikte ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır.
Dolayısıyla, Kanun
kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden;
-
İlk ikisinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi,
- Bir takvim yılında
ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi,
- Süresinde ödenmeyen veya
eksik ödenen taksitlerin geç ödeme zammıyla birlikte son taksiti izleyen ayın
sonuna kadar da ödenmemesi,
hâlinde Kanun
hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilecektir.
Bu durumda,
Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden ilk ikisinin
süresinde ve tam olarak ödenmesi Kanundan yararlanma hakkının devamı için zorunlu
olduğundan, taksitli ödeme seçeneğini tercih eden borçluların Temmuz/2017
ve Eylül/2017 taksitlerini süresinde ve tam olarak ödemeleri gerekmektedir.
Bu hüküm, alacaklı
idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı
uygulanacaktır.
Ayrıca, Kanunun 3 üncü maddesinin
yirmiikinci fıkrası gereğince, aynı maddenin yirminci ve yirmibirinci fıkra hükümlerine göre 213 sayılı Kanun kapsamında ilan edilen mücbir
sebep halleri ile ilgili
olarak 7020 sayılı Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin
ödeme süresinin uzatılması hâlinde, bu taksitler için süresinde ve tam
olarak ödenme şartı aranılmayacaktır. Bununla
birlikte, süresinde ödenmeyen taksitler hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı
tabiidir.
7020
sayılı Kanun hükümlerine göre borçlarını yapılandıran belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini
haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken taksit
tutarlarının, 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere
Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanuna göre belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri
tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından tahsil edilmesi gerekmekle
birlikte, 5779 sayılı Kanuna göre yapılacak kesintilerin Bakanlar Kurulunca
durdurulması hâlinde, aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti yapılmayan
aylar için de durdurulacağından taksit ödemeleri yönünden bu Kanun
hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu
fıkrasında “(9) Bu maddenin yedinci
ve sekizinci fıkraları uyarınca vadesinde ödenmesi öngörülen alacakların
veya taksit tutarının %10’unu aşmamak şartıyla 5 Türk lirasına (bu tutar
dâhil) kadar yapılmış eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş
sayılmaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, Kanun kapsamında ödenecek taksitler
ile taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden ve Kanunun 3 üncü
maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen vergilerin (her bir vergi türü
itibarıyla) vadesinde yapılan ödemelerinde 5,00 TL’ye kadar eksik ödemeler
ihlal sebebi sayılmayacaktır. Bununla birlikte, tahakkuk eden alacağın
%10’u 5,00 TL’nin altında ise yüzde %10 tutarına isabet eden tutar kadar
eksik ödeme hali ihlal sebebi sayılmamıştır. Ancak, bu tutarları aşan eksik
ödemelerin ihlal sebebi olarak değerlendirileceği tabiidir.
Örneğin, Kanun hükmünden gelir vergisi için
yararlanmış bir mükellefin Kasım/2017 dönemine ilişkin beyanı üzerine
tahakkuk eden katma değer vergisi 2.435,00 TL olmasına rağmen bankaya
2.430,00 TL olarak ödeme yapılmıştır. Eksik ödenen tutar, 5,00 TL’yi
aşmadığından Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacaktır. Diğer taraftan,
tahakkuk eden verginin %10’u olan (2.435,00 x %10=)243,50 TL ise 5,00
TL’den daha fazla olduğundan tutarın oranla mukayese edilmesine gerek
olmadığı tabiidir.
7020 sayılı Kanun kapsamında ödenecek taksitler ile
taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden ve Kanunun 3 üncü
maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen vergilerin süresinde ödenmemesi
veya eksik ödenmesi hâlinde borçluların, Kanundan ne şekilde
yararlanabileceklerine ilişkin
açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
a) Kanunun 3 üncü maddesinin
onuncu fıkrasında, Kanun kapsamına giren alacakların aynı maddenin altıncı
fıkrasında belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde, borçluların
ödedikleri tutar kadar Kanun hükümlerinden yararlanacağı düzenlenmiştir.
Buna göre, Kanun kapsamında taksitlendirilen
alacakların Kanunda öngörülen süre ve şekilde tamamen ödenmemesi hâlinde,
bu Tebliğin (II/B-3-c) bölümlerinde yer alan açıklamalar saklı kalmak
kaydıyla borçlular yaptıkları ödemeler nispetinde Kanun hükümlerinden
yararlandırılacaktır.
Örnek
20- Mükellef, 7020 sayılı
Kanun kapsamında olan kesinleşmiş borçları için Kanundan yararlanma talebinde
bulunmuştur.
Mükellefin
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla kapsama giren borçları aşağıdaki
şekildedir:
2015 takvim
yılı gelir vergisi
|
:
|
64.000,00 TL
|
Gelir
vergisine ilişkin gecikme zammı
|
:
|
10.633,08 TL
|
26/9/2016 vadeli
gelir (stopaj) vergisi
|
:
|
12.440,00 TL
|
Gelir
(stopaj) vergisine ilişkin gecikme zammı
|
:
|
1.393,28 TL
|
TOPLAM
|
:
|
88.466,36 TL
|
Vergi
asıllarına vade tarihleri ile Kanunun yayımı tarihine kadar gecikme zammı
yerine hesaplanacak toplam Yİ-ÜFE oranları ve tutarları aşağıdaki
gibidir:
Gelir Vergisi
I. Taksit Tutarı İçin
|
:
|
32.000,00 x %6,2842 =
|
2.010,94 TL
|
Gelir Vergisi
II. Taksit Tutarı İçin
|
:
|
32.000,00 x %3,4742 =
|
1.111,74 TL
|
Gelir
(stopaj) Vergisi İçin
|
:
|
12.440,00 x %3,23
=
|
401,81 TL
|
TOPLAM
(Yİ-ÜFE)
|
:
|
|
3.524,49 TL
|
Katsayısız
Genel Toplam
|
:
|
76.440,00 +
3.524,49 = 79.964,49 TL
|
Mükellef,
vergi asılları ile hesaplanan Yİ-ÜFE tutarları toplamını Kanun kapsamında 9
eşit taksitte ödemeyi tercih etmiştir.
Ödenecek Taksit Tutarları = [(Vergi Asılları + Toplam Yİ-ÜFE Tutarı) x 1,083] / 9
=
[(76.440,00 + 3.524,49) x 1,083 ] / 9
= 9.622,40 TL
Mükellef
Kanuna göre 8 taksiti süresinde ödemiş ancak, son taksit için herhangi bir
ödeme yapmamıştır.
Bu
durumda, mükellefin yaptığı ödemeler, vadesi önce gelen borçlardan
başlanarak her bir dönem itibarıyla mahsup edilecektir. Yapılan ödemeler belirtilen
şekilde mahsup edildikten sonra alacağın tamamen tahsil edilemediği dönemlerde
Kanun hükmü ihlal edilmiş sayılacaktır. Bu takdirde, kısmi ödeme olan
döneme ilişkin vergiler için yapılmış ödemeler kadar Kanundan
yararlanılacaktır.
Mükellefin
Kanundan yararlanacağı tutar hesaplanırken, yapılandırılan borcun katsayı
tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Buna
göre, Kanun kapsamında yapılandırılan toplam alacak tutarı 79.964,49 TL olup, bu tutara
karşılık 8 taksit içerisinde ödenen tutar [(79.964,49 / 9=)8.884,94 x
8=]71.079,52 TL’dir.
Mükellefin
vadesi önce gelen borcu yıllık gelir vergisi olduğundan, 71.079,52 TL
yapılan ödeme tutarı, ilk önce yıllık gelir vergisi ile buna isabet eden
Yİ-ÜFE tutarı toplamına (64.000,00 + 3.122,68=)67.122,68 TL mahsup edilecektir.
Bu şekilde yapılan mahsup sonucunda mükellef, 31/3/2016 ve 31/7/2016
vadeli gelir vergisi ve buna ilişkin gecikme zammı için Kanundan
yararlanmış olacaktır.
Mahsuptan
sonra kalan (71.079,52 - 67.122,68 =)3.956,84 TL tutar, gelir (stopaj)
vergisi ve bu vergiye ilişkin Yİ-ÜFE tutarı toplamı olan 12.841,81 TL’yi
karşılayamadığından bu dönem borcu için Kanun hükümleri ihlal edilmiş
sayılacaktır.
Bu
durumda, yapılan ödeme tutarı kadar Kanundan yararlanılacaktır. Ödeme
tutarından vergi aslına isabet eden tutar;
Vergi aslına
isabet eden tutar
|
=
|
(Vergi
Aslı) x (Yapılan Ödemeden Kalan Tutar)
|
(Vergi
Aslı + Yİ-ÜFE Tutarı)
|
formülü ile
bulunacaktır. Buna göre;
Vergi aslına
isabet eden tutar
|
=
|
12.440,00
x 3.956,84
|
=
|
3.833,03
TL’dir.
|
12.841,81
|
Bu
tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak
bulunan (3.833,03 x %3,23=)123,81 TL ile birlikte (3.833,03 +
123,81=)3.956,84 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammına mahsup
edileceğinden, gelir (stopaj) vergisinin kalan (12.440,00
-3.956,84=)8.483,16 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme
zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Örnek
21- Temmuz, Ağustos, Eylül/2016
geçici vergilendirme dönemine ilişkin 158.000,00 TL kurum geçici vergi
tahakkuk etmiştir. Ancak, mükellef 17/11/2016 vadeli kurum geçici
vergi borcunu ödememiştir. Söz konusu geçici vergi, mükellefin kurumlar
vergisi beyannamesini süresi içerisinde vermesi
nedeniyle, 1/4/2017 tarihinde terkin edilmiş ve 9.954,79 TL gecikme zammı hesaplanmıştır.
Mükellefin,
Kanundan yararlanmak için başvuruda bulunması hâlinde kurum geçici
vergisinin vade tarihinden terkin edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanan
gecikme zammı tutarı yerine Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Bu
durumda uygulanacak toplam Yİ-ÜFE oranı %1,5755’dir.
Toplam
Yİ-ÜFE tutarı ise (158.000,00 x %1,5755=)2.489,29 TL olacaktır.
Mükellefin
söz konusu tutarı 12 eşit taksitte ödemek istemesi durumunda Kanun
kapsamında toplam ödenecek tutar (2.489,29 x 1,105=)2.750,67 TL olarak
bulunacaktır. Dolayısıyla, bir taksit tutarı (2.750,67 / 12=)229,22 TL
olacaktır.
Mükellefin
Kanun kapsamında ilk 10 taksitini süresinde ödediği, diğer taksitlerini ise
ödemediği varsayıldığında, mükellef ödediği tutar kadar Kanundan
yararlanabilecektir. Bu durumda mükellefin Kanundan yararlanacağı tutar bulunurken
yapılandırılan borcun katsayı tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Toplam
Gecikme Zammı Tutarı x Ödediği Taksit Tutarları Toplamı (Katsayı Tutarı
Hariç)
|
Hesaplanan
Yİ-ÜFE Tutarı
|
=
|
9.954,79 x
2.074,40
|
=
|
8.295,62 TL
|
2.489,29
|
formülü kullanılacak
ve hesaplanan 8.295,62 TL gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kalan
(9.954,79 - 8.295,62 =)1.659,17 TL gecikme zammının ise takip ve tahsiline
devam edilecektir.
Örnek
22- Bu Tebliğin 4 numaralı
örneğinde yer alan mükellefin Kanuna göre belirlenen tutarı 9 taksitte ödemek
istediğini, ancak 6 taksiti süresinde ödediğini, kalan 3 taksiti
ödemediğini varsaydığımızda, bu mükellefin Kanun kapsamında yararlanacağı
tutar şu şekilde hesaplanacaktır.
Mükellefin,
Kanuna göre yapılandırılan borç toplamı [(42.585,00 + 10.414,03) x 1,083=]
57.397,95 TL olup (57.397,95 / 9=) 6.377,55 TL, bir taksitte ödenecek
tutardır. Buna göre, mükellef 6 taksitte toplam (6.377,55 x 6 =)38.265,30
TL ödeme yapmıştır.
Ancak,
mükellefin Kanundan yararlanacağı tutar bulunurken yapılandırılan borcun katsayı
tatbik edilmemiş kısmı dikkate alınacaktır.
Buna
göre, katsayı hariç olmak üzere yapılandırılan alacağa yönelik olarak
taksitler içerisinde ödenmiş olan tutar, katsayının tatbik edildiği tutarın
taksit sayısına bölünmesi ve ödenen taksit sayısı ile çarpılması sonucunda
bulunacaktır.
Taksitler
içerisinde katsayı hariç ödenen tutar [(52.999,03 / 9=)5.888,78 x 6=]
35.332,68 TL’dir.
Mükellefin
Kanundan yararlanacağı tutarın yapılandırılan borçlarına mahsubunda Seri:A
Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılanan açıklamaların dikkate
alınması gerekmektedir.
Mükellefin,
7020 sayılı Kanun gereğince vergi aslından yararlanacağı tutarın “A”
olduğu varsayılmıştır.
A
|
=
|
Alacak
Aslı (Vergi) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
|
Toplam
Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
|
|
|
|
A
|
=
|
42.000,00
x 35.332,68
|
52.999,03
|
A =
27.999,99 TL olarak hesaplanacaktır.
Bu
tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak bulunan
(27.999,99 x %13,6453=)3.820,68 TL ile birlikte (27.999,99 +
3.820,68=)31.820,67 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammına mahsup
edileceğinden, yıllık gelir vergisinin kalan (42.000,00 -
27.999,99=)14.000,01 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme
zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Diğer
taraftan, 42.000,00 TL vergi aslı için hesaplanan gecikme faizi yerine
Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak hesaplanan 4.683,00 TL Yİ-ÜFE
tutarına karşılık kısmi ödeme nedeniyle mahsup edilecek tutar ile takip
edilecek gecikme faizi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
Yıllık
gelir vergisi kanuni süresinde beyan edildiğinde iki eşit taksitte
ödenmektedir. Kanuni süresinden sonra tahakkuk ettirilen yıllık gelir
vergisi için gecikme faizi, taksitlerin kanuni ödeme süreleri dikkate
alınarak hesaplanmaktadır. Bu çerçevede örnek olayda gecikme faizi ve
gecikme faizi yerine tahsil edilecek Yİ-ÜFE tutarının hesabında da yıllık
gelir vergisi taksitlerinin kanuni ödeme süreleri esas alınmıştır.
Mükellefin,
Kanun gereğince gecikme faizinden yararlanacağı tutar (F=F1+F2);
F1= Yıllık Gelir Vergisi 1. Taksit Tutarına İsabet
Eden Gecikme Faizinin Kanundan Yararlanacağı Tutar: (27.999,99 /
2=)14.000,00 x %12,53 = 1.754,20 TL’dir.
F2= Yıllık Gelir Vergisi 2. Taksit Tutarına İsabet
Eden Gecikme Faizinin Kanundan Yararlanacağı Tutar: (27.999,99 /
2=)13.999,99 x %9,77 = 1.367,80 TL’dir.
F= 1.754,20+1.367,80=3.122,00 TL olacaktır.
Mükellefin,
6.468,00 TL gecikme faizi yerine hesaplanmış olan 4.683,00 TL tutarında
Yİ-ÜFE’ye karşılık 3.122,00 TL tahsil edildiği dikkate alındığında,
bu tahsilata isabet eden gecikme faizi tutarı;
F =
|
Gecikme
Faizi x Ödenen Yİ-ÜFE (Gecikme Faizi Yerine)
|
Hesaplanan
Yİ-ÜFE (Katsayı Tutarı Hariç)
|
F
=
|
6.468,00
x 3.122,00
|
4.683,00
|
F = 4.312,00 TL olarak
hesaplanacaktır.
(6.468,00 - 4.312,00=)2.156,00 TL gecikme faizinin takibine devam
edilmesi gerekmektedir.
Mükellefin, Kanun gereğince vergi ziyaı cezasından yararlanacağı
tutarın “C” olduğu varsayılmıştır.
C
|
=
|
Alacak
Aslı (Vergi Ziyaı Cezası) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı
Tutarı Hariç)
|
Toplam
Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
|
|
|
|
C
|
=
|
42.000,00
x 35.332,68
|
|
52.999,03
|
|
C = 27.999,99 TL olarak
hesaplanacaktır.
Bu
tutar, Kanun hükümlerine göre Yİ-ÜFE aylık değişim oranı uygulanarak
bulunan (27.999,99 x %13,6453=)3.820,68 TL ile birlikte (27.999,99 +
3.820,68=)31.820,67 TL olarak alacak aslı ve gecikme zammının tahsilinden
vazgeçilecektir. Vergi ziyaı cezasından kalan (42.000,00 -
27.999,99=)14.000,01 TL’si vade tarihinden itibaren uygulanacak gecikme
zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Mükellefin,
Kanun gereğince özel usulsüzlük cezasından yararlanacağı tutarın “U”
olduğu varsayılmıştır.
U
|
=
|
Alacak
Aslı (Özel Usulsüzlük Cezası) x Ödenen Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı
Hariç)
|
Toplam Taksit Tutarı (Katsayı Tutarı Hariç)
|
U
|
=
|
585,00
x 35.332,68
|
52.999,03
|
U
= 389,99 TL olarak hesaplanacaktır.
Yapılandırılan
585,00 TL özel usulsüzlük cezasına karşılık 389,99 TL ödeyen mükellefin
Kanundan ödediği tutar kadar yararlandırılmasında yapılandırma öncesi
tutarın da dikkate alınması gerektiğinden, yapılandırma öncesi 1.170,00 TL
tutarındaki özel usulsüzlük cezasına karşılık Kanundan yararlanılacak tutar
(Y) aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Y
|
=
|
Yapılandırma
Öncesi Alacak Aslı x Özel Usulsüzlük Cezasına Karşılık Ödenen Tutar
|
Yapılandırılmış
Tutar
|
Y
|
=
|
1.170,00 x
389,99
|
585,00
|
Y = 779,98
TL Kanundan yararlanılacaktır.
Borçludan
özel usulsüzlük cezası olarak (1.170,00 - 779,98=)390,02 TL
tutar takip edilecektir.
Yapılan tahsilatlardan bakiye 2.932,62 TL
ise katsayı tutarı olup bu tutarla ilgili herhangi bir düzeltme yapılmayacaktır.
b) 7020 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin onuncu fıkrasında, Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası hükmü
saklı kalmak suretiyle yapılan ödemeler nispetinde Kanun hükümlerinden
yararlanılacağı düzenlenmiştir.
Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasına ilişkin
olarak bu Tebliğin (II/Ç-1) bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Bu itibarla, yıllık gelir veya kurumlar, gelir
(stopaj), kurumlar (stopaj), katma değer ve özel tüketim vergilerinin Kanun
kapsamında yapılandırılarak taksitlendirilmesi hâlinde, Kanunun 3 üncü
maddesinin onuncu fıkrası kapsamında ödemeler nispetinde yararlanılabilmesi
için taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler
üzerine tahakkuk eden bu vergilerin vadesinde ödenmesi gerekmektedir.
Kanun hükümlerine göre yapılandırılan alacaklara
ilişkin taksitlerin, süresinde veya bu bölümde yapılan açıklamalara göre
ödenmesine rağmen, Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası gereğince
yararlanılan vergi türlerinin, taksit ödeme süresince verilen beyannameler
üzerine tahakkuk edenlerinin bir takvim yılında her bir vergi türü itibarıyla
çok zor durum olmaksızın ikiden fazla vadesinde ödenmemesi ya da eksik
ödenmesi hâlinde, üçüncü ihlalin yapıldığı vade tarihinin rastladığı ayın
sonunda Kanun hükümleri ihlal edilmiş olacak ve bu tarih itibarıyla, Kanun
kapsamında yapılandırılarak ödenmiş taksit tutarları için Kanun hükmünden
yararlanılacaktır.
Örnek
23- Mükellef, Kanun
kapsamında yapılandırılan gelir (stopaj) vergisi borcuna ilişkin Temmuz,
Eylül, Kasım/2017 ile Ocak, Mart, Mayıs ve Temmuz/2018 aylarında ödemesi
gereken taksitlerini taksit ödeme süresi içerisinde ödemiş olmakla
birlikte; Kanun kapsamında yapılandırılmasını talep ettiği gelir (stopaj)
vergisi ile ilgili olarak Mart, Nisan, Mayıs/2018 aylarında beyanı üzerine
tahakkuk eden vergilerini ödeme süresi içerisinde ödememiştir.
Bu
durumda, mükellef, taksitlendirme süresince tahakkuk eden gelir (stopaj)
vergisini bir takvim yılında üç defa ödemeyerek Kanundan yararlanma şartını
ihlal ettiğinden, ihlalin gerçekleştiği Mayıs/2018 ayına kadar ödediği
Temmuz, Eylül, Kasım/2017 ile Ocak, Mart, Mayıs/2018 taksit tutarları için
7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanacak, Temmuz/2018 taksit tutarları
için ise anılan Kanun hükümlerinden yararlanmayacaktır.
Diğer taraftan,
mükellefin Temmuz, Eylül, Kasım/2017 ile Ocak, Mart, Mayıs ve Temmuz/2018
taksitlerini 31/5/2018 tarihinden önce ödemiş olması hâlinde, bu taksit
tutarlarının tamamı için anılan Kanun hükümlerinden yararlanılacağı
tabiidir.
7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
yirmibirinci fıkrasında “(21) Bu Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre mücbir sebep hâli ilan
edilmiş ve devam eden yerlerdeki vergi dairelerinde mükellefiyet kaydı
bulunanlardan mücbir sebep hâli devam edenler ile Sosyal Güvenlik Kurumunca
mücbir sebep hâli nedeniyle belge verme süresi ve prim ödemelerinin
ertelendiği yerlerdeki kayıtlı işveren, sigortalı ve diğer prim ödeme
yükümlülerinin, bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden, mücbir
sebep hâli süresi içerisinde ödenmesi gereken taksitleri, mücbir sebep
hâlinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere altı ay içinde
ödenir.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 7020 sayılı Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi
itibarıyla 213 sayılı Kanunun 15 inci maddesine istinaden mücbir sebep
hâli ilan edilmiş ve devam etmekte olan Diyarbakır İli Sur ve Silvan
İlçeleri, Mardin İli Dargeçit, Derik ve Nusaybin İlçeleri, Siirt İli Eruh
İlçesi, Hakkari, Şırnak, Kilis İlleri genelindeki vergi dairelerinde
mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerin, bu Kanun hükümlerinden yararlanması durumunda, Kanun
kapsamında yapılandırılan alacakların taksit ödeme süreleri bu fıkra
uyarınca belirlenecektir.
Diğer taraftan, 7020 sayılı
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla mücbir sebep hali devam eden Van İli
geneli, Bitlis İli Adilcevaz İlçesi, Ağrı İli Patnos İlçesinde mükellefiyet
kaydı bulunan mükelleflerin mücbir sebep hali, bu Kanunun 5 inci maddesinin
birinci fıkrası gereğince 31/5/2017 tarihi itibarıyla sona erdiğinden,
Kanunun 3 üncü maddesinin yirmibirinci fıkra hükmünden yararlanmaları söz
konusu olmayacak, mücbir sebep halinin başladığı tarihten önceki borçları
ile mücbir sebep hali kapsamına girmeyen borçları için Kanundan
yararlanmaları durumunda yapılandırılan tutarlar, Kanunda belirtilen süre
ve şekilde ödenecektir.
Ancak, bu
yerlerdeki mükelleflerden 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin
ondokuzuncu fıkrası kapsamında ilgili vergi dairesine başvurmak suretiyle
mücbir sebep hallerini sona erdiren ve anılan fıkrada öngörülen sürede beyanname
ve bildirimlerini veren mükelleflerin bu beyan ve bildirimleri üzerine
tahakkuk eden vergiler hakkında 7020 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmü uygulanacaktır.
1- Tüzel
kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller için Kanun
hükümlerinden yararlanma başvuruları bunların kanuni temsilcileri
tarafından yapılacaktır.
2- 7020 sayılı Kanun
hükümlerinden, 213 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanunda yer alan sorumluluk
düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni
temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar
dikkate alınarak yararlanabileceklerdir.
1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik ve Yeminli Müşavirlik Kanunu uyarınca mükellefle birlikte
borcun ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunanların da
bu Kanun hükmünden yararlanmaları mümkündür.
Asıl amme borçlusu ile birlikte borcun ödenmesinden
birden fazla kişinin sorumlu olması hâlinde bu kişilerce Kanun
hükümlerinden farklı taksit seçenekleri seçilmek suretiyle yararlanılması
mümkün bulunmaktadır.
3- Adi ve kollektif şirketlerde ortak olanlar şirketin
borçlarının tamamı üzerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu
olduklarından, bu ortaklar da sorumlu oldukları bu borçlar için Kanun
hükmünden yararlanabileceklerdir.
4- 7020 sayılı
Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihi itibarıyla haklarında 9/6/1932
tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre iflasın
açılmasına karar verilen gerçek ve tüzel kişilerin Kanun hükümlerinden
yararlanabilmeleri için iflas işlemlerini yürüten iflas idaresinin ilgili
vergi dairesine yazılı olarak müracaat etmesi zorunludur.
Bununla
birlikte, iflas hâlindeki tüzel kişiliklerin ortaklarının ve kanuni
temsilcilerinin 213 sayılı Kanun ve 6183 sayılı Kanun uyarınca sorumlu
oldukları borçlar için Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri mümkün bulunmaktadır.
Ancak, iflas hâlinde bulunan mükelleflerden aranılan
kamu alacaklarına ilişkin olarak Kanundan yararlanmak için başvuru süresi
içerisinde herhangi bir başvuruda bulunulmaması ve/veya bu alacakların
30/6/2017 tarihinden sonra iflas masasına kaydedilmiş olması hâlinde,
alacaklar Kanunun kapsadığı dönemlere ait olsa dahi 7020 sayılı
Kanun hükümlerinden yararlanılamayacaktır.
2004
sayılı Kanunun 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen iflas ertelemesine
ilişkin hükümler çerçevesinde iflas ertelemesine karar verilen şirkete veya
kooperatife mahkemece erteleme kararıyla birlikte kayyım atanmaktadır. Mahkeme,
yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği
gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın
onayına bağlı kılmakla da yetinebilir. Haklarında iflas ertelemesi
kararı bulunan şirketler ve kooperatifler 7020 sayılı Kanuna göre
yapacakları başvurularını haklarında verilmiş mahkeme kararına göre temsile
yetkili kişiler vasıtasıyla yapacaklardır.
Ayrıca,
2004 sayılı Kanun dışındaki mevzuatlar gereğince de borçlulara kayyım
atanması mümkün bulunmaktadır. Bu durumda, borçlu adına Kanundan
yararlanmak için yapılan başvuruların yetkili kişilerce yapılıp yapılmadığının
ilgili mevzuat hükümleri ve kayyım atanmasına ilişkin kararlar dikkate
alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
5- 7020
sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce, vergi mevzuatında yer alan
düzenlemeler nedeniyle mahsuben iade talebi bulunan mükellefler diledikleri
takdirde mahsup talep ettikleri borçları için Kanun hükümlerinden yararlanabilecektir.
Bu takdirde, mahsuben iade talebinden vazgeçtiklerini bağlı bulundukları
vergi dairesine, birden fazla vergi dairesine mahsup talepli borçları
olması hâlinde, her birine ayrı ayrı Kanundan yararlanmak için belirlenen
başvuru süresi içinde ekte yer alan (Ek:2/F)
dilekçeyle bildirmeleri gerekmektedir.
Mükellefin
kendi borcu dışında, ilgili mevzuat uyarınca üçüncü şahısların borçlarına
mahsup talebi olması hâlinde ise mahsup talebinden vazgeçebilmesi için
borcuna mahsup istenen üçüncü şahsın da bu konuya yönelik irade beyanı
aranılacaktır. Bu takdirde, mükellefin üçüncü şahıs lehine yaptığı mahsup
talebi hükümsüz kalacaktır. Lehine mahsup talep edilen üçüncü şahsın ise
mükellefin irade beyanı olmadan Kanundan yararlanmak üzere başvuruda
bulunabileceği tabiidir.
Bununla
birlikte, mahsup talebinden vazgeçen mükelleflerin, mahsup talebine konu
iade alacaklarını 7020 sayılı Kanun kapsamındaki taksitlerine Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası
hükmüne göre veya Kanun kapsamında yapılandırılmayan vergi borçlarına
ilgili mevzuat uyarınca mahsubunu talep etmeleri mümkündür. Bu durumda,
mahsuba esas alınacak tarih, Kanunun yayımı tarihinden sonra yaptıkları
başvuru esas alınarak belirlenecektir.
Diğer
taraftan, ilgili vergi mevzuatından doğan iade alacağının vergi borcuna
mahsubunu talep eden ve vergi borcunu 7020 sayılı Kanuna göre ödemek üzere
bu mahsup talebinden vazgeçen mükelleflere iade alacaklarının, mahsubundan
vazgeçilen borcun söz konusu Kanun kapsamında yapılandırılmasından sonra
hesaplanan taksit tutarları toplamını aşan kısmı, ilgili mevzuat hükümleri
ve 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi göz önünde bulundurularak nakden
iade edilebilecektir.
6-
Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, Kanunun 3 üncü
maddesinde öngörülen katsayı uygulaması hariç olmak üzere Kanunun yayımı
tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi herhangi
bir fer’i alacak tatbik edilmeyecektir.
7- 7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ondördüncü fıkrasında, Kanuna göre
ödenecek alacaklarla ilgili olarak tatbik edilen hacizlerin yapılan
ödemeler nispetinde kaldırılacağı ve buna isabet eden teminatların iade
edileceği hükme bağlanmıştır.
Buna
göre, Kanun kapsamındaki borçlarını ödemek üzere başvuran ve borçlarına
karşılık ödemede bulunan mükelleflerin mal varlığına tatbik edilen
hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği
malların, ödenmemiş taksitlerin yapılandırma öncesi tutarını karşılayacak
değerde olması şartıyla ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.
Bu hüküm
çerçevesinde, borçları Kanun hükmüne göre taksitlendirilen mükelleflerin
teminat değişikliği talepleri de değerlendirilebilecektir.
Diğer
taraftan, bu Kanun kapsamında
yapılandırılan borçlar muaccel olmaktan çıktığından, bu borçlarla ilgili olarak
6183 sayılı Kanun kapsamında takip işlemi yapılmamaktadır. Ancak, Kanunun 3
üncü maddesinin ondördüncü fıkrası hükmüne göre, bu Kanun kapsamında
ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun
talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil
dairesince satılabilecektir. Satış sonucunda elde edilecek tutarın, ilgili
mevzuata göre öncelikli alacakların mahsubundan sonra yapılandırmaya konu
borçlara mahsup edilmesi icap etmektedir.
Aynı fıkra gereğince, borçlu tarafından hacizli
malların satılmasının talep edilmiş olması, alacaklı tahsil dairesince söz
konusu malların satışa çıkarılamaması ya da satışa çıkarıldığı hâlde
satılamaması durumunda, borçluya Kanun kapsamında ödenmesi gereken
taksitleri süresinde ödememe hakkı vermemektedir.
8- Borçlu tarafından Kanun kapsamında yapılan
ödemelerin kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılması durumunda borç kredi
kartı ile ödeme işleminin gerçekleştiği anda ödenmiş olacağından, bu
şekilde yapılmış olan ödemeler yönünden de varsa ödenen alacaklara ilişkin
tatbik edilmiş hacizler ödeme nispetinde kaldırılacak ve alınmış teminatlar
iade edilecektir.
Kredi
kartıyla son taksiti de içerecek şekilde ödeme yapılması hâlinde;
- Kredi
kartıyla yapılan ödemelerin ilişkin olduğu motorlu taşıtların satış ve
devrine izin verilebilecektir.
- Kredi
kartı ile yapılan ödeme tarihinden itibaren Kanunun 3 üncü maddesinin
yedinci fıkrasında yer alan taksit ödeme süresince beyan üzerine tahakkuk eden
vergilerin vadesinde ödenme şartı aranılmayacaktır.
9- 7020
sayılı Kanuna göre başvuruda bulunan ve borçları Kanuna göre
taksitlendirilen mükellefler tarafından, borcu olup olmadığına dair yazı
istenilmesi hâlinde Kanun hükümleri ihlal edilmediği sürece bu borçları
için vadesi geçmiş borcun bulunmadığına dair yazı verilecektir.
10- 7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendinde, il özel
idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile Spor
Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına
tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulunan spor
kulüplerine, Kanun kapsamında yapılandırılan alacak tutarlarını ikişer
aylık dönemler hâlinde azami 36 eşit taksitte ödenmesi imkânı verilmiştir.
Spor
kulüplerinin bu imkândan yararlanabilmeleri için başvuru sırasında Spor
Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına
tescil edilmiş spor kulübü olduklarını belirten belgeyi ibraz etmeleri gerekmektedir.
Bu kulüplerin dernek veya şirket şeklinde örgütlenmiş olması Kanun ile
verilen imkândan yararlanmalarına engel teşkil etmemektedir. Spor
kulüplerinden aranılan amme alacaklarıyla ilgili olarak ikincil sorumluluğu
bulunan kişiler de bu hükümden yararlanabilecektir.
7020
sayılı Kanun hükmüne göre bu kuruluşların kendilerine verilen imkânı
kullanarak ödeme yapmak istemeleri hâlinde, yapılandırılan alacak tutarına;
yirmidört eşit taksit için (1,194), otuz eşit taksit için (1,238), otuzaltı
eşit taksit için (1,318) katsayısı uygulanacaktır. Katsayı uygulaması bu
Tebliğin (II/C-2) bölümüne göre yapılacaktır.
Diğer taraftan, il özel idareleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar
dışında il özel idarelerine ait tüzel kişiler ise Kanunun tanıdığı azami 36 eşit taksit imkânından yararlanamayacaklardır.
11- 7020
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendi ile
belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların bu
Kanun kapsamında yapılandırdıkları borçlarına ilişkin taksit tutarları, belediyelerin genel
bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından, 5779
sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasındaki %40 oranı dikkate
alınmaksızın aylık dönemler hâlinde azami yüz kırk dört eşit taksitte
tahsil edilecektir. Bu kapsamda, kesinti tutarı her hal ve takdirde bu
idareler adına genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden
ayrılan payların aylık tutarının %50’sini aşamayacaktır.
7020
sayılı Kanun hükmüne göre bu kuruluşların kendilerine verilen imkânı
kullanarak ödeme yapmak istemeleri hâlinde, yapılandırılan alacak tutarına;
- altı eşit taksit için (1,032),
- dokuz eşit taksit için (1,053),
- oniki eşit taksit için (1,064),
- onsekiz eşit taksit için (1,086),
- yirmidört eşit taksit için (1,109),
- otuzaltı eşit taksit için (1,19),
- kırksekiz eşit taksit için (1,247),
- altmış eşit taksit için (1,304),
- yetmişiki eşit taksit için (1,361),
- yüzkırkdört eşit taksit için (1,703)
katsayısı
uygulanmak suretiyle bulunan tutar, taksit sayısına bölünerek ödenecek taksit
tutarları aylık dönemler
hâlinde kesinti yoluyla tahsil edilecektir.
5779 sayılı Kanuna
göre yapılacak kesintilerin Bakanlar Kurulunca durdurulması hâlinde, yapılandırılan
borçlara ilişkin aylık taksitlerin ödeme süreleri kesinti yapılmayan aylar
için durdurulacak ve ödenmeyen taksitler tercih edilen taksit ödeme
süresinin sonundan itibaren ayrıca bir katsayı ve geç ödeme zammı
uygulanmaksızın aylık dönemler itibarıyla paylardan kesinti suretiyle
tahsil edilecektir. Bu kapsamdaki taksitlerin süresinde ödenmemiş olması
ihlal nedeni sayılmayacaktır.
Öte yandan, bu
idarelerin taksit tutarlarının, genel bütçe vergi gelirleri tahsilat
toplamı üzerinden aktarılacak tutarlardan daha yüksek olması hâlinde, eksik
tutarların taksit ödeme süresini takip eden ay sonuna kadar borçlu tarafından
ödenmesi durumunda, bu tutarlara geç ödeme zammı hesaplanmayacaktır. Bu
suretle ödeme yapılmaması hâlinde eksik ödenen tutarlara geç ödeme zammı
hesaplanacağı tabiidir.
Bu bent kapsamında kesinti
yoluyla tahsil edilecek olan taksitlerin, bent hükmünde belirtildiği
şekilde bir
takvim yılında ikiden fazla süresinde ödenmemesi hâlinde Kanundan
yararlanma hakkı kaybedilecektir.
Ayrıca, belediyelerin
peşin ödeme indirimden yararlanabilmesi için yapılandırılan tutarın
tamamını Temmuz/2017 ayı içerisinde ödemeleri gerekmektedir.
12- 7020 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası gereğince, Kanun
hükümlerinden yararlanan il özel idareleri, belediyeler ve bunlara
bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası hükmü
uygulanmayacaktır. Buna göre, anılan kuruluşların, Kanun hükümlerinden
yararlanmak üzere başvuruları üzerine yapılandırılan borçlarının ödeme
süresince, beyanları üzerine tahakkuk eden vergilerini vadesinde ödeme
şartı bulunmamaktadır.
13- 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak
için açılmış davalardan vazgeçilmesi şart olduğundan, borçlular tarafından
Kanundan yararlanmak için yapılan başvurular üzerine tahsilat işlemlerinden
dolayı açılmış davalar sulh yoluyla sonuçlanacaktır. Bu nedenle, 6183
sayılı Kanunun 55 inci maddesi uyarınca alacağın takibi için düzenlenerek
tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılmış olan davalara konu alacaklar için
Kanun hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunulması hâlinde, ödeme
emrine karşı açılmış davalardan da vazgeçildiğinden, 6183 sayılı Kanunun 58
inci maddesi gereğince %10 oranındaki haksız çıkma zammı talep
edilmeyecektir.
14- 7020
sayılı Kanunun 3
üncü maddesinin yirmiüçüncü fıkrasında “(23) Bu Kanun kapsamındaki alacaklarla
ilgili olarak mevzuatlarında yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla
taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemez.” hükmü
yer almaktadır.
Bu hüküm,
7020 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarla ilgili olarak 213 sayılı Kanunda
yer alan ceza kesme zamanaşımı sürelerinin işlememesini de sağlamaktadır.
Kanunun yayımı tarihinden önce pişmanlık talebi ile
verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile
kendiliğinden verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergiler
kesinleştiği halde bu vergilere bağlı olarak kesilmesi gereken vergi ziyaı
cezaları Kanunun yayımı tarihi itibarıyla farklı safhalarda
bulunabilmektedir.
Vergi aslının bu Kanuna göre yapılandırılması
durumunda, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vergi ziyaı cezasının bulunduğu
hukuki aşama dikkate alınarak işlem tesis
edilecektir. Kanunun yayımı tarihi itibarıyla;
a) Vergi ziyaı cezasının henüz kesilmediği haller
ile vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ edilmediği hallerde vergi aslına
ilişkin taksit ödemeleri devam ettiği müddetçe vergi ziyaı cezası
kesilmeyecek ve vergi/ceza ihbarnameleri tebliğ edilmeyecektir. Vergi
aslının bu Kanuna göre tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ziyaı cezalarının
kesilmesinden ve tebliğinden vazgeçilecektir. 7020 sayılı Kanun
hükümlerinin ihlal edilmesi durumunda ise Kanunun 3 üncü maddesinin
yirmiüçüncü fıkrasına göre işlemeyen ceza kesme zamanaşımı süresi dikkate
alınarak gerekli işlemlerin tesis edileceği tabiidir.
b) Vergi ziyaı cezası kesilerek vergi/ceza
ihbarnamesinin tebliğ edildiği hallerde vergi ziyaı cezası için;
-uzlaşma talep edilmiş ve uzlaşma talebinden
vazgeçilmemiş ise Kanunun yayımı tarihinden sonra uzlaşma sağlanmış olsa
dahi, vergi aslının tam ödenmesine müteakip cezanın tahsilinden
vazgeçilmesi, Kanunun yayımı tarihinden sonra tahsil edilen bir tutarın
bulunması halinde red ve iade edilmesi,
-ceza indirimi talep edilmiş ve indirim talebinden
vazgeçilmemiş ise, Kanunun yayımı tarihinden sonra vergi ziyaı cezasına
karşılık ödeme yapılmış olması halinde vergi aslının bu Kanuna göre tam
olarak ödenmiş olması şartıyla, vergi ziyaı cezasının tahsilinden
vazgeçilerek tahsil edilen tutarın red ve iade edilmesi,
-dava açılmış ve ihtilaftan vazgeçilmemiş ise, vergi
aslının bu Kanuna göre tamamen ödenmesi şartıyla, ödemenin tam yapıldığı
tarihten sonra yargı kararları uyarınca işlem yapılmaması ve idarece de
ihtilafın sürdürülmemesi, Kanunun yayımı tarihinden sonra tahsil edilen
bir tutarın bulunması halinde red ve iade edilmesi,
gerekmektedir.
Diğer taraftan, vergi
aslının Kanunun yayımı tarihinden önce tamamen ödenmiş olması halinde,
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vergi ziyaı cezalarının;
- kesilmemiş olması durumunda kesilmesinden,
kesildiği halde vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilmemiş olması durumunda
tebliğ edilmesinden,
- vergi/ceza ihbarnamesinin Kanunun yayımı
tarihinden önce kesilerek tebliğ edildiği hallerde; uzlaşma talep edilmişse
uzlaşma talebinden, ceza indirimi talep edilmişse, indirim talebinden vazgeçildiği
kabul edilerek söz konusu vergi ziyaı cezalarının tahsilinden,
- kesilmiş
ancak ihbarnameye veya takibe ilişkin ihtilafın bulunması durumunda
borçlunun müracaat etmesi ve ihtilafından vazgeçmesi şartına bağlı olarak
bu cezaların ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının tamamının tahsilinden,
- kesinleştiği (Kanunun yayımı tarihinden sonra
kesinleşenler dahil) halde takibe ilişkin ihtilafın bulunmaması koşuluyla
vergi dairesi tarafından re’sen, bu cezaların ve bunlara ilişkin gecikme
zamlarının tamamının tahsilinden,
vazgeçilecektir.
15- 7020 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan
alacaklara ilişkin zamanaşımı süreleri 6183 sayılı Kanunun 103 üncü
maddesinin birinci fıkrasının onbirinci bendi hükmü dikkate alınarak tayin
edilecektir.
16- 7020 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunmayan ya da borçları Kanun kapsamına girmeyen
mükelleflerden aranılan amme alacaklarının takip ve tahsiline devam
edilecektir.
17- 7020 sayılı
Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık;
- Kanunun yayımlandığı 27/5/2017 tarihinden önce tahsil edilmiş
olan tutarlar,
- Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar,
- Kanunun 3
üncü maddesinin onikinci fıkrasında
belirtilen tecile ilişkin olarak 6183
sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizler,
red ve iade edilmeyecektir.
18- Bu Kanun hükümlerine
göre yazılı olarak yapılan başvuruların taahhütlü posta veya APS ile
gönderilmesi hâlinde postaya verildiği tarih, adi posta ile gönderilmesi
hâlinde ise tahsil dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru
tarihi olarak dikkate alınacaktır.
Diğer taraftan, başvuruların Gelir İdaresi Başkanlığının
internet adresi (www.gib.gov.tr)
üzerinden yapılması hâlinde, başvuru tarihi, elektronik ortamda başvurunun
yapıldığı tarih olacaktır.
19- 2918
sayılı Kanunun 48 inci maddesinin onüçüncü fıkrasında, alkol,
uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç kullandığı tespit
edilen sürücülerin geri alınan sürücü belgesinin iade edilebilmesi
için ilgili kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla verilmiş
olan idari para cezalarının tamamının tahsil edilmiş olmasının şart olduğu
hükme bağlanmıştır.
Anılan hüküm çerçevesinde, 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesi
kapsamında geri alınan sürücü belgelerinin iade edilebilmesi için sürücü
belgesi geri verilecek olan kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık
dolayısıyla anılan Kanun hükümlerine göre verilmiş olan tüm trafik idari
para cezalarının ödenmiş olması gerekmektedir.
Dolayısıyla, 7020 sayılı Kanun kapsamında borçlarını
yapılandıran borçlulara, 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin
onüçüncü fıkrasına göre trafik idari para cezası borcu bulunmadığına dair
yazının verilebilmesi için bu borçların tamamının ödenmiş olması
gerekmektedir.
20- Bu Tebliğin ekleri, çoğaltılmak suretiyle
kullanılabilir.
21- 7020
sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, diğer
bazı alacakların da Kanun kapsamında yapılandırılacağı hüküm altına alınmış
olup Kanunun 4 üncü maddesinde Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenecek
alacaklar, alacaklı idareler de belirtilmek suretiyle bu Tebliğe ekli
tabloda (Ek:3) gösterilmiştir.
Tebliğ
olunur.
Ekleri için tıklayınız.
|