CEZAÎ
KONULARDA ULUSLARARASI ADLÎ İŞ BİRLİĞİ KANUNU
Kanun No. 6706 Kabul
Tarihi: 23/4/2016
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç ve kapsam
MADDE 1-
(1) Bu Kanunun amacı, cezaî konularda uluslararası adlî iş birliğinin usul
ve esaslarını düzenlemektir.
(2) Bu Kanun, yabancı devletlerle cezaî konularda yapılacak
adlî iş birliğini kapsar.
(3) Türkiye’nin taraf olduğu adlî iş birliğine ilişkin
milletlerarası andlaşmalar ile diğer kanun
hükümleri saklıdır.
Tanımlar
MADDE 2-
(1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Adlî merci: Mahkeme, hâkimlik ve savcılıklar ile kanunla
istisnaî olarak ceza soruşturması yapma yetkisi verilen diğer makamları,
devletlerin milletlerarası andlaşmalara
yaptıkları beyanlarda belirttikleri mercileri,
b) Merkezî Makam: Adalet Bakanlığını,
c) Uluslararası adlî iş birliği: Cezaî konularda bir devletin
adlî mercilerinin diğer bir devletin adlî mercileri adına yerine getirdiği
işlemleri,
ifade eder.
Merkezî Makamın görev ve yetkileri
MADDE 3-
(1) Merkezî Makamın görev ve yetkileri şunlardır:
a) Taraf olunan milletlerarası andlaşmalar
veya mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde, yabancı devletlerin adlî iş birliği
taleplerinin kabulü ile Türk adlî mercilerinin yapacağı iş birliği
taleplerinin uygunluğu konusunda karar vermek.
b) Uygulanacak adlî iş birliğinin türü ve izlenecek yöntem
konusunda karar vermek.
c) Adlî iş birliği kapsamında devletlerce talep edilen bilgi
ve belgelerin kullanılmasına muvafakat vermek, bunların kullanılmasını
sınırlandırmak, teminat veya şarta bağlamak.
(2) Yabancı devlet ile Türkiye arasında hukukî ve fiilî
mütekabiliyet bulunmaması hâlinde, adlî iş birliği talebinin yerine
getirilmesi, talep eden devletin Türkiye’nin aynı konuya ilişkin adlî iş
birliği taleplerini karşılamayı garanti etmesi şartına bağlanabilir.
(3) Yabancı bir devletin adlî iş birliği talebinin yerine
getirilmesi, Merkezî Makam tarafından şarta veya teminata bağlanabilir.
(4) Merkezî Makam, yargı yetkisine giren hususlar hariç olmak
üzere, devletlerce ileri sürülen şartları kabul edebilir veya istenen
teminatı verebilir. Merkezî Makamca kabul edilen şartlar veya verilen
teminatlar adlî mercileri bağlar.
(5) Adlî iş birliği taleplerinin yerine getirilmesi nedeniyle
tazminat ödenmesi durumunda, Merkezî Makam ödenen tazminatı ilgili
devletten talep edebilir.
(6) Adlî iş birliği talebine esas teşkil eden suçun ağırlığı
ile talebin yerine getirilmesi için sarf edilecek emek, mesai ve masraf
arasında açık orantısızlık bulunması veya bir devletin mutat olarak yerine
getirmekten imtina ettiği işlemlere ilişkin olması hâlinde, Merkezî Makam
talebi geri çevirebilir.
(7) Merkezî Makam, bu Kanun kapsamında yabancı devletlerle
yapacağı işlemlerde gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının
görüşünü alabilir.
Adlî iş birliği taleplerinin reddi
MADDE 4- (1)
Yabancı devletlerin adlî iş birliği talepleri;
a) Türkiye’nin egemenlik hakları, millî güvenliği, kamu düzeni
veya diğer temel çıkarlarının ihlal edilmesi,
b) Talebe konu fiilin sırf askerî suç, düşünce suçu, siyasî
suç veya siyasî suçla bağlantılı bir suç olması,
c) Talebe konu kişinin ırkı, etnik kökeni, dini, vatandaşlığı,
belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasî görüşleri nedeniyle bir
soruşturma veya kovuşturmaya maruz bırakılacağına veya cezalandırılacağına
ya da işkence veya kötü muameleye maruz kalacağına dair inandırıcı
nedenlerin bulunması,
ç) Talepte bulunan devlette savunma hakkına ilişkin temel
güvencelerin bulunmaması,
hâllerinde reddedilebilir.
Usul hükümlerinin uygulanması
MADDE 5-
(1) Adlî iş birliği talepleri yerine getirilirken, bu Kanunda ve diğer
kanunlarda hüküm bulunmayan hâllerde, 4/12/2004
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.
Bilgi ve belgelerin kullanılması
MADDE 6-
(1) Adlî iş birliği kapsamında gelen bilgi ve belgeler, gönderen devlet
izin vermedikçe, talebe konu olan soruşturma veya kovuşturma ya da infaz
işlemleri dışında kullanılamaz.
(2) Aşağıdaki hâllerde izin şartı aranmaz:
a) Talebe konu suçun hukukî vasfının değişmesi.
b) Adlî iş birliği işleminden sonra ortaya çıkan yeni şüpheli
veya sanıkların soruşturma ya da kovuşturmaya dâhil edilmesi.
c) Talebe konu suçla ilgili bilgi ve belgelerin, bu suçla
bağlantılı olan hukuk davalarında gerekli olması.
İKİNCİ BÖLÜM
Adlî Yardımlaşma
Türk adlî mercilerinin talepleri
MADDE 7- (1)
Adlî merciler, soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılması ya da
verilen mahkûmiyet kararlarının yerine getirilmesi için ihtiyaç duyulan
konularda adlî yardımlaşma talebinde bulunabilir. Bu durumda aşağıdaki
hükümler uygulanır:
a) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde adlî yardımlaşma
talebinden önce delillerin korunması amacıyla geçici tedbirlerin alınması
istenebilir.
b) Tebligata ilişkin adlî yardımlaşma taleplerinde,
kısıtlayıcı veya zorlayıcı tedbir uygulanacağına ilişkin ihtarlara yer
verilmez.
c) Adlî yardımlaşma talebine konu işlemin yerine getirilmesi
sırasında hazır bulunma talebinde bulunulabilir.
ç) Adlî yardımlaşma talebi kapsamında ilgili devletin iç
hukukuna uygun olarak yerine getirdiği işlemler, Türk hukuku bakımından da
geçerli sayılır.
(2) Adlî mercilerce, yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma
kapsamında başka bir devletin ceza soruşturması başlatmasına neden
olabilecek bilgilerin öğrenilmesi hâlinde, talep olmaksızın bu bilgiler,
ilgili devlete gönderilmek üzere Merkezî Makama bildirilebilir.
Yabancı adlî mercilerin talepleri
MADDE 8- (1)
Adlî yardımlaşma talepleri hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Talepler, Türk hukukuna uygun olarak yerine getirilir. Özel
bir usulün talep edilmesi hâlinde, Türk hukukuna aykırı olmadığı takdirde,
talep bu usule uygun olarak yerine getirilebilir.
b) Türk adlî mercileri, talepleri kısmen veya tamamen
reddedebilir ya da gerek görülen hâllerde ek bilgi veya belge isteyebilir.
c) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, adlî yardımlaşma
talebi gönderilmeden önce delillerin korunması amacıyla geçici tedbirler
alınabilir. Geçici tedbirin alındığı tarihten itibaren kırk gün içinde adlî
yardımlaşma talebinin Merkezî Makama ulaşmaması hâlinde tedbir, yetkili
makam veya merciler tarafından derhâl kaldırılır.
ç) Arama veya elkoyma talebinde
bulunulması hâlinde, talebin konusu olan suçun iadeye elverişli bir suç olması
gerekir. Talep üzerine elkonulan malvarlığı
değerleri ile taşınmaz, hak ve alacaklarla ilgili olarak Türk adlî mercileri
yılda en az bir defa talep eden devletten tedbirin devamının istenip
istenmediğine ilişkin bilgi ister.
d) Tebligata ilişkin adlî yardımlaşma talebinde kısıtlayıcı
veya zorlayıcı tedbir uygulanacağına ilişkin ihtar bulunması hâlinde talep
reddedilir.
e) Adlî yardımlaşma talebine konu işlemin yerine getirilmesi
sırasında yabancı adlî merciler, Türk adlî mercileri önünde hazır bulunma
talebinde bulunabilir. Talep, uygun görülmesi hâlinde yerine getirilir.
f) Kişi hakkında Türk mahkemelerince verilen mahkûmiyet veya
beraat hükmü bulunması ya da suçun affa veya zamanaşımına uğramış olması
hâlinde, aynı fiile ilişkin adlî yardımlaşma talepleri yerine
getirilmeyebilir.
Görüntülü ve sesli iletişim tekniğiyle adlî yardımlaşma
MADDE 9- (1)
Adlî yardımlaşma talebinin yerine getirilmesinde görüntülü ve sesli iletişim
tekniğinin kullanılması istenebilir. Bu işlemler, yerine getiren devletin
yetkili makam veya mercilerinin yönetimi altında ve bu devletin hukuku
uyarınca yürütülür.
(2) Türk adlî mercileri tarafından adlî yardımlaşma talebinin
görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılmak suretiyle yerine
getirilmesinin istenmesi hâlinde, milletlerarası andlaşmalarda
hüküm bulunması kaydıyla işlem, Türk adlî mercilerinin yönetimi altında ve
Türk hukuku uyarınca yürütülür.
(3) Yabancı devlet tarafından adlî yardımlaşma talebinin
görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılmak suretiyle yerine
getirilmesinin istenmesi hâlinde, milletlerarası andlaşmalarda
hüküm bulunması kaydıyla işlem, talep eden devletin adlî mercilerinin
yönetimi altında ve bu devletin hukuku uyarınca yürütülür. Bu işlem
sırasında Türk adlî mercileri hazır bulunur ve Türk hukukunun temel
ilkelerinin ihlal edilmemesi gözetilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İade
Türkiye’den yabancı devlete iade
MADDE 10-
(1) Yabancı ülkede işlenen bir suç nedeniyle hakkında adlî merciler
tarafından ceza soruşturması veya kovuşturması başlatılan ya da mahkûmiyet
kararı verilen bir yabancı, talep üzerine, soruşturma veya kovuşturmanın
sonuçlandırılabilmesi ya da hükmedilen cezanın infazı amacıyla talep eden
devlete iade edilebilir.
(2) Talep eden devlet hukuku ile Türk hukukuna göre,
soruşturma veya kovuşturma aşamasında üst sınırı bir yıl veya daha fazla
hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlardan dolayı iade talebi kabul
edilebilir. Kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bakımından iade talebinin
kabul edilebilmesi için hükmolunan cezanın en az dört ay hürriyeti
bağlayıcı ceza olması gerekir. İadesi istenen kişinin birden fazla suçu
bulunması hâlinde, bunlardan bazılarının cezası belirtilen sürelerin
altında olsa dahi birlikte iadeye konu edilebilir.
(3) Aynı kişi hakkında birden fazla devlet tarafından iade
talebinde bulunulması hâlinde, suçların ağırlığı ve işlendiği yer,
taleplerin geliş sırası, kişinin vatandaşlığı ve yeniden iade edilme
ihtimali gibi şartlar dikkate alınarak, iade taleplerinden hangisinin
öncelikli olarak işleme alınacağı Merkezî Makam tarafından belirlenir.
(4) İade hâlinde, kişi ancak iade kararına dayanak teşkil eden
suçlardan dolayı yargılanabilir veya kişinin mahkûm olduğu ceza infaz
edilebilir.
İadenin kabul edilemeyeceği hâller
MADDE 11-
(1) Aşağıda sayılan hâllerde iade talebi kabul edilmez:
a) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği
yükümlülükler hariç olmak üzere, iadesi talep edilen kişinin Türk vatandaşı
olması.
b) İadesi talep edilen kişinin ırkı, etnik kökeni, dini,
vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasî görüşleri
nedeniyle bir soruşturma veya kovuşturmaya maruz bırakılacağına veya
cezalandırılacağına ya da işkence veya kötü muameleye maruz kalacağına dair
kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması.
c) İade talebine esas teşkil eden fiilin;
1) Düşünce suçu, siyasî suç veya siyasî suçla bağlantılı bir
suç niteliğinde olması,
2) Sırf askerî suç niteliğinde olması,
3) Türkiye Devletinin güvenliğine karşı, Türkiye Devletinin
veya bir Türk vatandaşının ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel
kişinin zararına işlenmesi,
4) Türkiye’nin yargılama yetkisine giren bir suç olması,
5) Zamanaşımı veya affa uğramış olması.
ç) İadesi talep edilen kişi hakkında, talebe konu fiil nedeniyle
daha önce Türkiye’de beraat veya mahkûmiyet kararı verilmiş olması.
d) İade talebinin, ölüm cezası veya insan onuru ile
bağdaşmayan bir ceza gerektiren suçlara ilişkin olması.
(2) Birinci fıkranın (c) bendinin (1) numaralı alt bendi
kapsamındaki iade talebinin dayanağını teşkil eden fiilin bütün unsurları,
özellikle işleniş şekli, suçun işlenişinde kullanılan araçların veya ortaya
çıkan sonuçların ağırlığı dikkate alınarak fiil siyasî suç olarak kabul
edilmeyebilir. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar, siyasî suç olarak kabul
edilmez.
(3) Birinci fıkranın (d) bendinde, cezanın niteliğine ilişkin
bir ret sebebinin varlığı hâlinde, talep eden devlet tarafından, öngörülen
cezanın infaz edilmeyeceğine dair yeterli teminat verilmesi hâlinde, iade
talebi kabul edilebilir.
(4) İadesi talep edilen kişinin, talep tarihinde on sekiz
yaşını doldurmamış olması, uzun zamandan beri Türkiye’de bulunuyor olması
veya evli bulunması gibi kişisel hâlleri nedeniyle, iadenin kişinin
kendisini veya ailesini, fiilin ağırlığı ile orantısız şekilde mağdur
edecek olması durumunda iade talebi kabul edilmeyebilir.
İade ve sınır dışı ilişkisi
MADDE 12- (1)
Yabancı, iade sürecinde Merkezî Makamın görüşü alınmadan sınır dışı
edilemez.
(2) Yabancı, Merkezî Makamın görüşü alınmadan, iade talebi
reddedilen devlete sınır dışı edilemez.
Merkezî Makamın incelemesi
MADDE 13- (1)
Merkezî Makam, iade taleplerini inceleyerek, lüzum görmesi hâlinde ek bilgi
ve belge talebinde bulunabilir ve gerekli şartları taşımayan talepleri
reddeder.
(2) Gerekli şartları taşıyan talepler, yetkili ağır ceza
mahkemesi nezdindeki Cumhuriyet başsavcılığına
gönderilir.
Geçici tutuklama
MADDE 14-
(1) İade talebine konu olabilecek bir suçun işlendiğinin kabulü için
kuvvetli şüphe bulunması hâlinde, iade talebinin Merkezî Makama
ulaşmasından önce, Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşma hükümleri veya mütekabiliyet ilkesi
çerçevesinde, ilgili devletin talebi ve Merkezî Makamın uygun bulması
üzerine kişi geçici olarak tutuklanabilir.
(2) İade talebine konu olabilecek ve 26/9/2004
tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 12 nci
maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi kapsamına giren bir suç işlediği
yönünde kuvvetli şüphe bulunan kişi, ilgili devletin talebi aranmaksızın
geçici olarak tutuklanabilir.
(3) İlgili devletin geçici tutuklama talebi, Merkezî Makam
tarafından iade amacıyla yakalanması ve Cumhuriyet başsavcılığına sevki
için İçişleri Bakanlığına gönderilir. Yakalanan kişi, geçici tutuklama
hususunda karar verilmek üzere en geç yirmi dört saat içinde sulh ceza
hâkimi önüne çıkarılır. Sulh ceza hâkimi geçici tutuklanması talep edilen
kişiye, rızaya dayalı iade imkânı ile bunun hukukî sonuçları hakkında bilgi
verdikten sonra talep hakkında karar verir.
(4) Geçici tutuklama süresi ilgili milletlerarası andlaşma hükümlerine göre belirlenir. Mütekabiliyet
ilkesi çerçevesinde kişi, en fazla kırk gün geçici tutuklu kalabilir.
(5) Geçici tutuklama yerine kişinin kaçmasına engel olacak
şekilde Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesi uyarınca adlî kontrol
kararı verilebilir.
(6) İlgili devlet tarafından dördüncü fıkrada belirtilen süre
içinde iade evrakının gönderilmemesi hâlinde geçici tutuklama veya adlî
kontrol kararı kaldırılır. Bu durum, iade talebinin alınmasından sonra iade
amacıyla koruma tedbirleri uygulanmasına engel teşkil etmez.
Görev ve yetki
MADDE 15- (1)
İade talebi hakkında karar vermeye, kişinin bulunduğu yer ağır ceza
mahkemesi yetkilidir. Kişinin bulunduğu yer belli değilse, Ankara ağır ceza
mahkemesi yetkilidir.
(2) Cumhuriyet başsavcılığı, iade talebine
ilişkin karar vermek üzere ağır ceza mahkemesinden talepte bulunur.
İade amacıyla koruma tedbirlerinin uygulanması
MADDE 16- (1)
Ağır ceza mahkemesi iade sürecinin her aşamasında iadesi talep edilen kişi
hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca koruma tedbirlerine
karar verebilir.
(2) İade sürecinde kişinin tutuklanması durumunda teslime
kadar geçen süre içindeki tutukluluk durumu, ağır ceza mahkemesince en geç
otuzar günlük sürelerle incelenir.
(3) Ağır ceza mahkemesinin iade talebinin kabulüne ilişkin
kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde 19 uncu maddeye göre
iade kararı verilmemesi hâlinde kişi hakkındaki koruma tedbirleri
kaldırılır.
(4) Toplam tutukluluk süresi, kişinin iade talebine konu
suçtan dolayı alabileceği veya mahkûm olduğu cezanın infaz süresini
geçemez.
Rızaya dayalı iade usulü
MADDE 17- (1)
Kişi, iadeye rıza göstermesi hâlinde normal iade usulü uygulanmadan talep
eden devlete iade edilebilir.
(2) Ağır ceza mahkemesince kişiye, Ceza Muhakemesi Kanununda
belirtilen haklarıyla birlikte rızaya dayalı iadenin mahiyeti ve hukukî
sonuçları anlatılır. Kişiye rızaya dayalı iade usulünü kabul edip etmediği
sorulur.
(3) Mahkeme, kişinin rızaya dayalı iade usulünü kabul etmesi
üzerine bu Kanun ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşma hükümlerine göre iade talebinin kabul
edilebilir olup olmadığına karar verir. Bu karara karşı itiraz yoluna
başvurulabilir. Kararın kesinleşmesi hâlinde iade evrakı Merkezî Makama
gönderilir.
(4) Rızaya dayalı iade usulü uygulanarak verilen iade
kararının yerine getirilmesi, Merkezî Makamın onayına bağlıdır.
İade yargılaması
MADDE 18- (1)
Kişinin rızaya dayalı iade usulünü kabul etmemesi hâlinde mahkeme, iade
şartlarını bu Kanun ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşma hükümlerine göre inceleyerek iade talebinin
kabul edilebilir olup olmadığına karar verir.
(2) Talep eden devlet tarafından gönderilen belgelerin yeterli
görülmemesi hâlinde mahkeme, uygun bir süre içinde ek bilgi ve belgelerin
gönderilmesini isteyebilir.
(3) İade yargılamasında katılma talebinde bulunulamaz.
(4) Mahkemenin kararına karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
Yargıtay bu başvuruları üç ay içinde sonuçlandırır. Kararın kesinleşmesi
hâlinde iade evrakı karar ile birlikte Merkezî Makama gönderilir.
İade kararı
MADDE 19- (1)
Ağır ceza mahkemesince iade talebinin kabul edilebilir olduğuna karar
verilmesi hâlinde, bu kararın yerine getirilmesi, Dışişleri ve İçişleri
bakanlıklarının görüşü alınarak Adalet Bakanının teklifi ve Başbakanın
onayına bağlıdır.
(2) Merkezî Makam iade talebinin kabul veya ret edildiğini,
talep eden devlete ve iadesi talep edilen kişiye bildirir.
Teslim
MADDE 20- (1)
İadesine karar verilen kişinin teslim işlemleri, ilgili bakanlıklarla iş
birliği hâlinde yürütülür.
(2) İadesine karar verilen kişinin, talep eden devlet
makamları ile kararlaştırılan tarihte haklı bir neden olmaksızın teslim
alınmaması hâlinde, bu tarihten itibaren otuz gün sonra mahkemece kişi
hakkında verilen koruma tedbirleri kaldırılır.
(3) İadesine karar verilen kişi hakkında, başka bir suç
nedeniyle Türkiye’de ceza soruşturması veya kovuşturması ya da infazı
gerekli bir hapis cezası bulunması veya kişinin seyahat edebilecek durumda
olmaması hâlinde, Merkezî Makam tarafından teslimin ertelenmesine karar
verilebilir. Bu karar, kişiye ve talep eden devlete bildirilir.
(4) İade talebine konu suç bakımından ispat aracı olarak
yararlı görülen veya suçun işlenmesiyle elde edilen ve kişi yakalandığında
üzerinde ele geçen ya da daha sonra ortaya çıkan eşya, talep eden devlete
teslim edilebilir. İadesi talep edilen kişinin ölümü, kaçması veya benzer
sebeplerle iade hakkında bir karar verilememesi hâlinde de eşyanın teslimi
gerçekleştirilebilir.
(5) Türkiye’de yürütülmekte olan bir soruşturma veya
kovuşturma bakımından zorunlu olduğu takdirde eşyanın teslimi
ertelenebilir.
(6) İyiniyetli üçüncü kişilere ait
eşyanın teslim talepleri yerine getirilmez.
Transit geçiş kararı
MADDE 21-
(1) Türk hukuku açısından iade koşullarının bulunması hâlinde, bir devlet
tarafından başka bir devlete iadesine karar verilen kişinin Türkiye’den
transit geçişine izin verilebilir.
(2) Transit geçiş talebi, Merkezî Makam tarafından
değerlendirilir ve verilen karar, talep eden devletin yetkili makamına
bildirilir.
(3) Transit geçişin yirmi dört saatten fazla sürmesi ve bu
nedenle kişinin hürriyetinin kısıtlanması ihtiyacının ortaya çıkması
durumunda, sulh ceza hâkimince transit geçişin sağlanması amacıyla yedi
günü geçmemek üzere geçici tutuklama kararı verilebilir.
(4) Transit geçiş talebinin reddini gerektiren nedenlerin
ortaya çıkması veya kişinin transit geçiş sırasında resen soruşturma
yapılmasını gerektirecek bir suç işlemesi hâlinde transit geçiş
durdurulabilir.
(5) Bir devletten başka bir devlete gerçekleştirilecek hükümlü
nakilleri ile ilgili olarak Türkiye üzerinden yapılacak transit geçişler
hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.
Türkiye’nin iade talepleri ve şartları
MADDE 22- (1)
Soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılabilmesi ya da verilen
mahkûmiyet kararlarının infazı amacıyla yabancı bir ülkede bulunan ve
hakkında yakalama emri veya tutuklama kararı verilen kişinin Türkiye’ye
iadesi, adlî merciler tarafından istenebilir.
(2) Üst sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını
gerektiren bir suçtan dolayı kişinin iadesi talep edilebilir. Kesinleşmiş
mahkûmiyet kararları bakımından iade talebinde bulunulabilmesi için
hükmolunan hapis cezasının en az dört ay olması gerekir. İadesi istenen
kişinin birden fazla suçu bulunması hâlinde, bunlardan bazılarının cezası
belirtilen sürelerin altında olsa dahi birlikte iadeye konu edilebilir.
(3) Merkezî Makam tarafından uygun görülmesi hâlinde talep,
yabancı devlete gönderilir. Ancak, aşağıdaki durumlarda Merkezî Makam iade
talebini yabancı devlete göndermeden reddedebilir:
a) Talebin, iade için gerekli şartları taşımaması.
b) Ceza infaz kurumlarında geçirilecek süre dikkate
alındığında, iade yoluna başvurulmasının kişi yararı ve kamu yararı
arasında açık bir orantısızlığa sebep olması.
c) Türkiye’nin millî güvenliğinin veya uluslararası
ilişkilerinin zarar görme ihtimalinin bulunması.
(4) Türkiye’ye iadesine karar verilen kişinin üçüncü
ülkelerden transit geçişi ve teslim konusunda, uygun olduğu ölçüde 20 nci ve 21 inci maddelerde yer alan hükümler uygulanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Soruşturma veya Kovuşturmanın Devri
Soruşturmanın veya kovuşturmanın devri
MADDE 23- (1)
Bu Kanun ve taraf olunan milletlerarası andlaşmalar
çerçevesinde, işlenen suçlarla ilgili Türkiye’de yürütülen soruşturma veya
kovuşturmalar yabancı devletlere devredilebilir; yabancı devletlerde
işlenen suçlarla ilgili yürütülen soruşturma veya kovuşturmalar
devralınabilir.
(2) Milletlerarası andlaşma
bulunmaması hâlinde, mütekabiliyet ilkesi esas alınarak bu Kanun
çerçevesinde soruşturma veya kovuşturmalar devredilebilir veya
devralınabilir.
Soruşturmanın veya kovuşturmanın yabancı devlete devredilmesi
MADDE 24- (1)
Üst sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan
dolayı yürütülen soruşturma veya kovuşturmalar;
a) Şüpheli veya sanığın yabancı devletin vatandaşı olması
nedeniyle Türkiye’de hazır bulundurulamaması veya adlî yardımlaşma yoluyla
savunmasının alınamaması,
b) Türk vatandaşı olan şüpheli veya sanığın yabancı devlette
mutat olarak bulunması veya delillerin bu devlette olması nedeniyle devrin,
gerçeğin ortaya çıkarılmasına imkân vermesi,
hâllerinde devredilebilir.
(2) Soruşturma veya kovuşturmanın devri adlî merciler
tarafından talep edilir. Merkezî Makamın olumlu görüşü üzerine talep,
ilgili devlete gönderilir. Bu işlem, soruşturma veya kovuşturmanın
yürütülmesine engel değildir. Devir talebine, soruşturma veya kovuşturma
dosyasının bir sureti ve gerekli olduğunda tercümesi eklenir. Devir talebinin
kabul edilmesi ve istem üzerine delil niteliğindeki eşyalar da gönderilir.
(3) Soruşturmanın devri talebinin kabul edilmesi üzerine, Ceza
Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinde düzenlenen koşullara ve
sonuçlarına bakılmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar
verilir. Şüpheli hakkında yabancı adlî merci tarafından dava açılması
durumunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Dava açılmaması
hâlinde, buna ilişkin kararın gerekçesi değerlendirilmek suretiyle
soruşturmaya devam edilebilir.
(4) Kovuşturmanın devri talebinin kabul edilmesi üzerine durma
kararı verilir. Sanık hakkında yabancı adlî merci tarafından mahkûmiyet
kararı verilmesi durumunda düşme kararı verilir. Mahkûmiyet kararı dışında
bir karar verilmesi durumunda, buna ilişkin kararın gerekçesi
değerlendirilmek suretiyle kovuşturmaya devam edilebilir.
(5) Yabancı devletin soruşturma veya kovuşturmanın devrinin
kabulüne ilişkin karardan vazgeçtiğini bildirmesi veya devredilen
soruşturma veya kovuşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmediğinin Merkezî
Makamca adlî mercie bildirilmesi hâlinde soruşturma veya kovuşturmanın
yürütülmesine karar verilir.
(6) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde soruşturma veya
kovuşturmanın devri talebiyle birlikte veya öncesinde, talep edilen devlet
makamlarından elkoyma ve tutuklama dâhil bütün
geçici tedbirlerin alınması istenebilir.
Soruşturma veya kovuşturmanın devralınması
MADDE 25-
(1) Yurt dışında işlenen ve Türk hukukuna göre zamanaşımına veya affa
uğramamış, üst sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir
suç nedeniyle yabancı bir devlette yürütülen soruşturma veya kovuşturmalar
devralınabilir. Ancak;
a) Kişi, Türkiye’de mutat olarak bulunmuyorsa,
b) Kişi, Türk vatandaşı değilse,
c) Suç, talep eden devletin sınırları dışında işlenmişse,
ç) Devir talebine konu fiil nedeniyle kişi daha önce
Türkiye’de yargılanmışsa,
devir talebi kabul edilmez.
(2) Merkezî Makamın uygun görmesi üzerine soruşturmanın veya
kovuşturmanın devrine ilişkin talep, yetkili Cumhuriyet başsavcılığına
gönderilir. Cumhuriyet başsavcılığı soruşturma veya kovuşturmanın devrine
konu olan suça ilişkin soruşturma başlatır ve sonucuna göre işlem yapar.
(3) Talepte bulunan yabancı devlet mevzuatına göre yapılmış
soruşturma veya kovuşturma işlemleri ve elde edilen deliller Türk hukuku
bakımından geçerli sayılır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
İnfazın Devri
İnfazın devralınması
MADDE 26- (1)
Yabancı devlet mahkemeleri tarafından verilen mahkûmiyet kararları
aşağıdaki koşulların birlikte bulunması hâlinde Türkiye’de infaz
edilebilir:
a) Hükümlünün Türkiye’de bulunması.
b) Mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması.
c) Mahkûmiyet kararına konu fiilin Türk hukukuna göre suç
teşkil etmesi ve zamanaşımına uğramamış olması.
ç) Hürriyeti bağlayıcı cezalar için, merkezî makamlarca aksi
kararlaştırılmadıkça talep tarihinde, hükümlünün ceza infaz kurumunda
infazı gereken en az altı ay hürriyeti bağlayıcı cezasının bulunması.
d) Aynı suçtan dolayı Türkiye’de soruşturma veya kovuşturma
yapılmamış olması.
(2) İnfazın devri talebinde bulunulması hâlinde, yabancı
devlet makamlarından;
a) Mahkûmiyet kararının onaylı sureti,
b) Hükme esas alınan kanun maddelerinin metni,
c) İnfazı gereken bakiye cezayı gösteren belge,
ç) Talebin değerlendirilmesi için gerekli görülebilecek diğer
bilgi ve belgeler,
d) Gerekli görüldüğü takdirde bu fıkrada belirtilen belgelerin
tercümeleri,
talep edilir.
(3) Devir koşullarının bulunmadığının tespit edilmesi veya
devrin Türkiye’nin millî güvenliği ile temel çıkarlarına uygun
düşmeyeceğinin anlaşılması hâlinde, devir talebi Merkezî Makam tarafından
reddedilir.
(4) İnfazın devrine ilişkin talep alınmadan önce mahkûmiyete
konu suç, ceza miktarı ve şahsın kaçma şüphesi dikkate alınarak, yabancı
devletin istemi ve Merkezî Makamın olumlu görüşü üzerine 14 üncü madde
uyarınca koruma tedbirlerine karar verilebilir.
(5) İnfazın devrine ilişkin talep, Türk hukukuna göre uyarlama
kararı verilmesi için Ankara ağır ceza mahkemesine gönderilir. Mahkemece on
beş gün içinde, yabancı devlette verilen mahkûmiyet kararında sübutu kabul
edilen fiile, Türk kanunlarına göre verilmesi gereken ceza tayin olunur. Bu
suretle belirlenen ceza, yabancı mahkeme kararında tayin edilmiş ceza
süresini geçemez. Uyarlama kararına karşı itiraz kanun yoluna
başvurulabilir. Ağır ceza mahkemesi koruma tedbirleri hakkında da karar
vermeye yetkilidir.
(6) Uyarlama kararı, talep eden devlet makamlarına bildirilmek
üzere Merkezî Makama gönderilir.
Türkiye’de infaz
MADDE 27-
(1) Yabancı devletin infazı devretmesi üzerine durum, uyarlama kararını
veren mahkemeye bildirilir. Mahkeme infaza başlanılması için kararı
Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Mahkeme ayrıca kararı Adalet Bakanlığı
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne bildirir.
(2) Ağır ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı Türk
kanunlarına göre infaz edilir.
(3) Mahkûmiyetin esasına taallûk eden talepler, hükmün esası
hakkında karar veren devlet mahkemelerine yapılabilir, verilen kararlar
ağır ceza mahkemesince yeniden uyarlanır.
(4) İnfaz sırasında, hükmün verildiği devlette veya Türkiye’de
genel veya özel af kabul edilmesi ya da suç ve cezayı ortadan kaldıran veya
hafifleten bir sebebin ortaya çıkması hâlinde hükümlünün hukukî durumu,
uyarlama kararını veren ağır ceza mahkemesince karara bağlanır.
İnfazın devredilmesi
MADDE 28- (1)
Aşağıdaki koşulların birlikte bulunması hâlinde, Cumhuriyet
başsavcılığınca, Türk mahkemeleri tarafından verilen mahkûmiyet
kararlarının yabancı devlette infaz edilmesi talep edilebilir:
a) İnfazın devredileceği devlette bulunan hükümlünün, bu
devletin vatandaşı olması veya bu devlet ile güçlü sosyal bağlarının
bulunması.
b) Mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması.
c) Mahkûmiyet kararına konu fiilin yabancı devlet hukukuna
göre suç teşkil etmesi.
ç) Hapis cezaları için, merkezî makamlarca aksi
kararlaştırılmadıkça talep tarihinde, hükümlünün ceza infaz kurumunda
infazı gereken en az altı ay hapis cezasının bulunması.
d) Merkezî Makamın olumlu görüşünün bulunması.
(2) Cezaları denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz
edilen hükümlülerin cezaları devredilebilir.
(3) İnfazın devri talebinde bulunulması infaz işlemlerinin
yürütülmesine engel değildir.
(4) Devrin, ceza adaletinin amaçlarına hizmet etmeyeceğinin
veya Türkiye’nin millî güvenliği ile temel
çıkarlarına uygun düşmeyeceğinin anlaşılması
hâlinde, devir talebi Merkezî Makam tarafından reddedilir.
(5) Yabancı devlet makamlarına;
a) Mahkûmiyet kararının onaylı sureti,
b) Hükme esas alınan kanun maddelerinin metni,
c) İnfazı gereken bakiye cezayı gösteren belge,
ç) Talebin değerlendirilmesi için gerekli görülebilecek diğer
bilgi ve belgeler,
d) Gerekli görüldüğü takdirde bu fıkrada belirtilen belgelerin
tercümeleri,
gönderilir.
(6) İnfazın devredilebilmesi için devrin yapılacağı devletten
infazın nasıl yapılacağının bildirilmesi istenir. Gelen bilgilere göre
devir talebi, Merkezî Makamın uygun görüşüyle Cumhuriyet başsavcılığınca
geri alınabilir.
Yabancı devlette infazın sonuçları
MADDE 29-
(1) Merkezî Makam, yabancı devletten infaz sırasında ortaya çıkacak özel
durumlar ile infazın tamamlanması veya hükümlünün firarı gibi önemli
bilgileri bildirmesini ister. Merkezî Makama ulaşan bilgiler, Cumhuriyet
başsavcılığına bildirilir.
(2) Kararın tamamen infaz edilmesi veya infaz kabiliyetini
kısmen veya tamamen kaybetmesi, Türk hukuku bakımından da aynı sonuçları
doğurur.
(3) Yabancı devletin kararı infaz etmemesi veya edememesi
hâlinde infaz işlemlerine Türkiye’de devam edilir.
ALTINCI BÖLÜM
Hükümlü Nakli
Türkiye’ye hükümlü nakli
MADDE 30- (1)
Yabancı devlet mahkemeleri tarafından hakkında mahkûmiyet kararı verilen ve
ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü, aşağıdaki koşulların birlikte
bulunması hâlinde cezanın infazı amacıyla Türkiye’ye nakledilebilir:
a) Hükümlünün Türk vatandaşı olması veya Türkiye ile güçlü
sosyal bağlarının bulunması.
b) Hükümlünün veya kanunî temsilcisinin rıza göstermesi.
c) Mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması.
ç) Mahkûmiyet kararına konu fiilin Türk hukukuna göre suç
teşkil etmesi.
d) Merkezî makamlarca aksi kararlaştırılmadıkça, talep
tarihinde, hükümlünün ceza infaz kurumunda infazı gereken en az altı ay hapis
cezasının bulunması.
(2) Hükümlü, kanunî temsilcisi veya yakını tarafından
Türkiye’ye nakil talebinde bulunulması hâlinde, yabancı devlet
makamlarından;
a) Mahkûmiyet kararının onaylı sureti,
b) Hükme esas alınan kanun maddelerinin metni,
c) Hükümlünün veya kanunî temsilcisinin nakle rıza
gösterdiğine dair belge,
ç) İnfazı gereken cezayı gösteren belge,
d) Gerekli görüldüğü takdirde, hükümlünün sağlık durumunu
gösteren tıbbî raporlar ile hastalığı varsa tedavisine ilişkin tavsiyeleri
içeren belgeler,
e) Gerekli görüldüğü takdirde bu fıkrada belirtilen belgelerin
tercümeleri,
talep edilir.
(3) Nakil koşullarının bulunmadığının, naklin, hükümlünün
sosyal rehabilitasyonuna katkı sağlamayacağının,
ceza adaletinin amaçlarına hizmet etmeyeceğinin veya Türkiye’nin millî
güvenliği ile temel çıkarlarına uygun düşmeyeceğinin anlaşılması hâlinde,
nakil talebi Merkezî Makam tarafından reddedilebilir.
(4) Hükümlülerin nakline Adalet Bakanı karar verir.
Türkiye’de infaz
MADDE 31-
(1) Hükümlünün nakline karar verilmesi üzerine, ceza infaz kurumlarında
kalacağı süre hükümlüye ve yabancı makamlara bildirilir. Yabancı devlet ile
hükümlünün, nakli kabul etmesi üzerine, hükümlü Türkiye’ye getirilir.
Hükümlü, nakil dosyası ile birlikte Cumhuriyet başsavcılığına teslim edilir.
Cumhuriyet başsavcılığı, infazına başlanan karara ilişkin bilgileri Adalet
Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne bildirir.
(2) Hükümlü hakkında verilen mahkûmiyet kararı Türk
kanunlarına göre infaz edilir.
(3) Mahkûmiyetin esasına taallûk eden talepler, hükmün esası
hakkında karar veren devlet mahkemelerine yapılabilir; verilen kararlar
ikinci fıkra uyarınca infaz edilir.
(4) İnfaz sırasında, hükmün verildiği devlette veya Türkiye’de
genel veya özel af kabul edilmesi ya da suç veya cezayı ortadan kaldıran
veya hafifleten bir sebebin ortaya çıkması hâlinde hükümlünün hukukî durumu
hakkında bulunduğu yer ağır ceza mahkemesince karar verilir.
Türkiye’den hükümlü nakli
MADDE 32- (1)
Türk mahkemeleri tarafından hakkında mahkûmiyet kararı verilen ve ceza
infaz kurumunda bulunan hükümlü, aşağıdaki koşulların birlikte bulunması
hâlinde cezanın infazı amacıyla yabancı devlete nakledilebilir:
a) Hükümlünün nakledileceği devletin vatandaşı olması veya bu
devlet ile güçlü sosyal bağlarının bulunması.
b) Hükümlünün veya kanunî temsilcisinin rıza göstermesi.
c) Mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması.
ç) Mahkûmiyet kararına konu fiilin nakli istenen devlet
hukukuna göre suç teşkil etmesi.
d) Merkezî makamlarca aksi kararlaştırılmadıkça, talep
tarihinde, hükümlünün ceza infaz kurumunda infazı gereken en az altı ay
hapis cezasının bulunması.
e) Hükümlü hakkında başka bir suçtan dolayı, Türkiye’de bir
soruşturma veya kovuşturma bulunmaması.
(2) Hükümlü, kanunî temsilcisi veya yakını tarafından
Türkiye’den başka bir devlete nakil talebinde bulunulması hâlinde, bu
devlet makamlarına;
a) Mahkûmiyet kararının onaylı sureti,
b) Hükme esas alınan kanun maddelerinin metni,
c) Hükümlünün veya kanunî temsilcisinin nakle rıza
gösterdiğine dair belge,
ç) İnfazı gereken bakiye cezayı gösteren belge,
d) Gerekli görüldüğü takdirde, hükümlünün sağlık durumunu
gösteren tıbbî raporlar ile hastalığı varsa tedavisine ilişkin tavsiyeleri
içeren belgeler,
e) Gerekli görüldüğü takdirde bu fıkrada belirtilen belgelerin
tercümeleri,
gönderilir.
(3) Nakil koşullarının bulunmadığının, naklin, hükümlünün
sosyal rehabilitasyonuna katkı sağlamayacağının,
ceza adaletinin amaçlarına hizmet etmeyeceğinin veya Türkiye’nin millî
güvenliği ile temel çıkarlarına uygun düşmeyeceğinin anlaşılması hâlinde,
nakil talebi Merkezî Makam tarafından reddedilebilir.
(4) Hükümlünün hapis cezası ile birlikte adlî para cezasının
bulunması hâlinde, nakle karar verilebilmesi için adlî para cezasının
ödenmesi gerekir. Adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, ödenmeyen kısma
karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilir. Hükümlünün Türkiye’de
infaz edilen cezası, öncelikle adlî para cezasından çevrilen hapis cezasına
mahsup edilir. Hükümlünün ceza infaz kurumunda kaldığı süre adlî para
cezasından çevrilen hapis cezasını karşılamadığı takdirde infazı gereken
bakiye, hapis cezasına eklenir. Bulunan ceza miktarı yabancı devlete
bildirilir ve kabul edilmesi hâlinde nakle karar verilebilir.
(5) Nakil talebinin kabul edilebilmesi için yargılama
giderlerinin ödenmiş olması gerekir. Ancak, hükümlünün yargılama
giderlerini ödeyebilecek durumda olmadığının anlaşılması hâlinde, yargılama
giderleri ödenmeden de nakle karar verilebilir.
(6) Hükümlünün nakline karar verilebilmesi için naklin
yapılacağı devletten hükümlünün ceza infaz kurumunda kalacağı süre ve
infazın nasıl yapılacağının bildirilmesi istenir. Bu bilgi hükümlüye tebliğ
edilir.
(7) Yabancı devletin muvafakat vermesi üzerine hükümlünün
nakline Adalet Bakanı karar verir.
Yabancı devlette infazın sonuçları
MADDE 33-
(1) Merkezî Makam yabancı devletten infaz sırasında ortaya çıkacak özel
durumlar ile infazın tamamlanması ve hükümlünün firarına ilişkin bilgileri
bildirmesini ister. Merkezî Makama ulaşan bilgiler, kararı veren mahkemeye
bildirilir.
(2) Kararın yabancı devlet tarafından tamamen infaz edilmesi
veya infaz kabiliyetini kısmen veya tamamen kaybetmesi, Türk hukuku
bakımından da aynı sonuçları doğurur.
(3) Yabancı devletin kararı infaz edememesi hâlinde infaz
işlemlerine Türkiye’de devam edilir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Masraflar
MADDE 34- (1)
Bu Kanun uyarınca yapılan adlî iş birliği taleplerinin yerine getirilmesine
ilişkin giderler, merkezî makamların aksine bir mutabakatı bulunmaması
hâlinde, yerine getiren devlet tarafından karşılanır.
(2) Soruşturma veya kovuşturmanın sonuçlandırılması amacıyla
iade talebinde bulunulması hâlinde, talebin yerine getirilmesi için yapılan
masraflar, yargılama giderlerinden sayılır. Mahkûmiyet kararlarının infazı
amacıyla iade talebinde bulunulması hâlinde, talebin yerine getirilmesi
için yapılan masrafların, ödendiği tarihten tahsil edildiği tarihe kadar
geçen süreye 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen
gecikme zammı oranında hesaplanacak faiz ile birlikte bir ay içinde
ödenmesi gerektiği, iade talep eden Cumhuriyet başsavcılığı tarafından
hükümlüye bildirilir. Bu süre içinde ödeme yapılmaması hâlinde, bu
alacaklar Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre
takip ve tahsil edilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığınca ilgili vergi
dairesine bildirilir.
(3) Hükümlünün bulunduğu devletten Türkiye’ye nakli için
gerekli masraflar, hükümlü tarafından karşılanır. Söz konusu masraflar,
hükümlü veya onun adına herhangi bir kişi tarafından Adalet Bakanlığınca bu
maksatla açılan bir hesaba yatırılır. Hükümlünün nakil masraflarını
karşılayacak durumda olmadığının tespit edilmesi hâlinde, mahkûm olunan
suçun niteliği, naklin kamusal yararı, kişinin bulunduğu devletteki cezaevi
koşulları, infazı gereken bakiye cezanın süresi gibi hususlar göz önüne
alınarak, nakil masrafları, Adalet Bakanlığı bütçesine konulan ödenekten
karşılanabilir. Nakil masraflarından görevlilere ilişkin olanların hesabı, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu
hükümlerine göre yapılır.
Yönetmelik
MADDE 35-
(1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler Adalet Bakanlığı
tarafından yürürlüğe konulur.
Yürürlükten kaldırılan mevzuat
MADDE 36- (1)
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla;
a) 1/3/1977 tarihli ve 2080 sayılı
Ceza Kovuşturmalarının Aktarılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin Onaylanması
ve Uygulanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi,
b) 1/3/1977 tarihli ve 2081 sayılı
Ceza Yargılarının Milletlerarası Değeri Konusunda Avrupa Sözleşmesinin Onaylanması
ve Uygulanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci ve üçüncü
fıkraları ile 5 inci maddesi,
c) 8/5/1984 tarihli ve 3002 sayılı
Türk Vatandaşları Hakkında Yabancı Ülke Mahkemelerinden ve Yabancılar
Hakkında Türk Mahkemelerinden Verilen Ceza Mahkumiyetlerinin İnfazına Dair
Kanun,
ç) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı
Türk Ceza Kanununun 18 inci maddesi,
yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 37-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 38-
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
04/05/2016
|