Kanun
No. 6704 Kabul Tarihi: 14/4/2016
MADDE 1 –
1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve
Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 1- Sosyal güvenlik kuruluşlarının
herhangi birisinden her ne nam altında olursa olsun bir gelir veya aylık
hakkından yararlananlar ile uzun vadeli sigorta kolları açısından zorunlu
olarak sigortalı olunması gereken bir işte çalışanlar, nafaka bağlanmış
veya nafaka bağlanması mümkün olanlar veya 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı
Sosyal Hizmetler Kanunu hükümlerine göre harçlık ödenenler hariç olmak
kaydıyla, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından muhtaç
olduğuna karar verilen 65 yaşını doldurmuş Türk vatandaşlarına, muhtaçlık
hâli devam ettiği müddetçe (2.332) gösterge rakamının memur aylık katsayısı
ile çarpımından bulunacak tutarda aylık bağlanır.
Birinci fıkra kapsamına girenlerden, her ne nam
altında olursa olsun kendisine ve eşine ait her türlü gelirler toplamı esas
alınmak suretiyle, kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı asgari
ücretin aylık net tutarının 1/3’ünden fazla olanlar ile aynı tutardan fazla
gelir sağlaması mümkün olan kimseler muhtaç kabul edilemez ve kendilerine
aylık bağlanamaz.
65 yaşın tespitinde, doğum tarihlerinde
yapılmış düzeltmeler nazara alınmaz.”
MADDE 2 – 2022 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu
Kanunun 1 inci maddesine göre aylık bağlananlara; başkasının yardımı
olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek kadar engelli olduklarını ilgili
mevzuatına göre alınacak sağlık kurulu raporu ile kanıtlamaları ve birinci
fıkranın (a) bendi ile üçüncü fıkradaki koşulları taşımaları hâlinde,
birinci fıkranın (a) bendine göre aylık bağlanır.”
MADDE 3 – 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 90- Zorunlu mali sorumluluk sigortası
kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel
şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve
manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen
hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun
haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
MADDE 4 – 2918 sayılı Kanunun 92 nci maddesinin
birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
“g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen
tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski
kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu
mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat
içeriği dışında kalan talepler.”
MADDE 5 – 2918 sayılı Kanunun 97 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 97- Zarar görenin, zorunlu mali
sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce
ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta
kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu
yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına
ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684
sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
MADDE 6 – 2918 sayılı Kanunun 99 uncu maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını
veya bilirkişi raporunu” ibaresi “zorunlu mali sorumluluk sigortası genel
şartlarıyla belirlenen belgeleri” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 7 – 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar
Kanununun 5 inci maddesine “Bina” tanımından sonra gelmek üzere aşağıdaki
tanım eklenmiştir.
“Su yolu; imar planı kararıyla yapay olarak
oluşturulan ve deniz araçlarıyla ulaşımın sağlandığı su geçididir.”
MADDE 8 – 3194 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci
fıkrasına “yol,” ibaresinden sonra gelmek üzere “su yolu,” ibaresi
eklenmiştir.
MADDE 9 – 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin
üçüncü fıkrasına “yol” ibaresinden sonra gelmek üzere “otoyol hariç erişme
kontrolünün uygulandığı yol, su yolu,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 10 – 3194 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 15- 16/5/2012 tarihli ve 6306
sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun
uyarınca riskli alan, 5393 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi uyarınca kentsel
dönüşüm ve gelişim alanı ve 16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan
Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak
Kullanılması Hakkında Kanun uyarınca yenileme alanı olarak belirlenen
alanlarda bulunan yapılardan yapı ruhsatiyesi veya yapı kullanma izni
bulunmayan yapılara, dönüşüm ve yenileme uygulamalarına muvafakat verilmesi
koşuluyla, geçici olarak elektrik, su ve doğal gaz bağlantısı ve aboneliği
yapılır. Bu yapılara geçici olarak elektrik, su ve doğal gaz bağlantısı ve
aboneliği yapılması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez.
Birinci fıkra uyarınca yapılan geçici abonelik
süresi beş yılı geçemez. Ancak dönüşüm ve yenileme uygulamalarının uzaması
hâlinde, beş yılı geçmemek üzere uygulama süresince geçici abonelik
uygulaması devam eder.
Bu madde hükümleri 1/11/2015 tarihinden önce
yapılmış yapılara ilişkin olarak uygulanır.”
MADDE 11 – 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 5- İşe başladığı tarihten önceki son
bir yıl içerisinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu
tarafından belirlenen nakdî düzenli sosyal yardımlardan en az bir defa
yararlanmış olanların ikamet ettiği hanede 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında
bulunanlardan Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler arasında olması
kaydıyla, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında özel sektör işverenlerince istihdam edilen sigortalı için;
5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinde sayılan ve 5510 sayılı Kanunun 82
nci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden
hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarın tamamı işe
başladığı tarihten itibaren bir yıl süreyle Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı tarafından karşılanır. Bakanlar Kurulu bu süreyi bir yıl uzatmaya
yetkilidir.
İşveren hisselerine ait primlerin karşılanabilmesi
için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak; işe
alındıkları yıldan bir önceki takvim yılında işyerinden bildirilen aylık
prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave
olması, 5510 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal
süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermesi, sigortalıların tamamına ait
sigorta primlerinin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca karşılanmayan
tutarı yasal süresi içinde ödemesi ve kapsama giren sigortalının işe
alındığı işyerinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası
ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması
şarttır.
Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim, idari para
cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının 6183
sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendirilmiş veya
ilgili kanunlar uyarınca prim borçlarının yeniden yapılandırılmış olması,
bu tecil, taksitlendirme ve yeniden yapılandırma devam ettiği sürece işverenlerin
bu madde hükmünden yararlanmasına engel teşkil etmez.
Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı
kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl
süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz.
Bu madde hükümleri, 21/4/2005 tarihli ve 5335
sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve
kuruluşlara ait işyerleri ile bu işyerlerinin yaptırdığı her türlü alım ve
yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi
çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.
İşverenler bu maddeyle sağlanan prim
desteğinden aynı sigortalı için birinci fıkradaki süreleri geçmemek üzere
yararlanır. Destekten yersiz olarak faydalanıldığının tespiti hâlinde,
yararlanılan teşvik tutarı 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi uyarınca
gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte işverenden tahsil edilir.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu
Kurulu tarafından belirlenen nakdî düzenli sosyal yardımlardan işe
başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde en az bir defa yararlanmış
olanların ikamet ettiği hanede 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında
bulunanlardan çalışabilir durumda olanlar, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı tarafından bütünleşik sosyal yardım sistemi üzerinden Türkiye İş
Kurumu sistemine kaydedilir. Bu kişiler Türkiye İş Kurumu tarafından
mesleki eğitime veya diğer aktif iş gücü programlarına tabi tutulur.
Mesleki eğitimi veya aktif iş gücü programlarını ya da Türkiye İş Kurumu
tarafından teklif edilen işi üçüncü kez kabul etmeyenlerin Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulu tarafından belirlenen nakdî
düzenli sosyal yardımları, durumun bütünleşik sosyal yardım sistemi
üzerinden Türkiye İş Kurumu veri tabanından tespit edilmesini takip eden ay
başından itibaren bir yıl süreyle kesilir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca
karşılanan prim tutarları, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider
veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
Bu madde kapsamına giren sosyal yardımlar ve bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Sosyal
Güvenlik Kurumu ile Türkiye İş Kurumunun görüşleri alınarak Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığınca belirlenir.”
MADDE 12 – 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin birinci ve yedinci fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; beşinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle
eklenmiş; sekizinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasının (ç) bendinde yer alan “hayatını
kaybedenlerin ise eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa”
ibaresinden sonra gelmek üzere “anne, baba veya” ibaresi eklenmiştir.
“10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî
Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I), (II), (III) ve (IV) sayılı
cetvellerde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri
ve bağlı ortaklıkları, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları,
özel kanunla kurulan diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşları; 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununa tabi memur kadroları ile sözleşmeli personel
pozisyonlarına ve sürekli işçi kadrolarına bu madde hükümleri çerçevesinde
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca hak sahibi olduğu belirlenerek
Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve Başkanlıkça kura sonucu atama
teklifi yapılanları atamak zorundadır.”
“Bu madde kapsamında göreve başlayan personel,
Devlet Personel Başkanlığı tarafından atama teklifinin yapıldığı tarihte
öğrenim durumları itibarıyla ihraz ettikleri unvanlara ilişkin kadro veya
pozisyonlara, kamu kurum ve kuruluşlarınca sınava tabi olmaksızın
atanabilirler.”
“Ancak
üçüncü fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde sayılan kişi veya
kişilerden istihdam hakkını kullanacak 45 yaşından küçük herhangi bir
kişinin bulunmaması durumunda 45 yaşından büyük hak sahipleri istihdam
hakkından faydalanabilirler.”
“Hak
sahiplerinin kamu kurum ve kuruluşlarına atama teklifleri, Devlet Personel
Başkanlığınca kırk beş gün içinde kura usulü ile yapılır. Kura sonucu
yapılacak atamalarda atama teklifinin yapılması ile birlikte diğer
kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir işleme gerek kalmaksızın
atama teklifi yapılan kamu kurum ve kuruluşlarına kadro ve pozisyonlar
ihdas, tahsis ve vize edilmiş ve mevzuatı uyarınca düzenlenen ilgili cetvel
ve bölümlere eklenmiş sayılır. Bu şekilde ihdas edilen kadro ve
pozisyonlar, herhangi bir şekilde boşalması hâlinde başka bir işleme gerek
kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.”
MADDE 13 – 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera
Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 1- 30/4/2014 tarihli ve 28987 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan 24/2/2014 tarihli ve 2014/6028 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararında belirtilen; İstanbul İli Avrupa Yakası Proje Alanı içerisinde yer
alan mera, yaylak ve kışlak gibi orta mallarının vasıfları, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca bu Kanun hükümlerine bağlı
kalınmaksızın resen kaldırılır ve bu taşınmazlar Hazine adına tescil
edilir.”
MADDE 14 – 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu
Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 19 uncu maddesinin
ikinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“ı) Gerektiğinde, nakit mevcudunun yüzde onunu
aşmamak kaydıyla ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile koordinasyon
halinde, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununun mülga 64 üncü maddesi ve 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesinin sekizinci
fıkrasında sayılanlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması
Hakkında Kanun, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle
Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun ek 1 inci
maddesi hükümlerine göre nakdî tazminat ödenmesi veya aylık bağlanması
hakkı bulunanlara aynî ve nakdî yardımda bulunmak.”
MADDE 15 – 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı
Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 19- İlgili mevzuatı uyarınca Kültür
ve Turizm Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından üzerinde konaklama
amaçlı turizm tesisleri yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen
belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; irtifak hakkı tesis edilip
edilmediğine veya kullanma izni verilip verilmediğine bakılmaksızın
1/1/2016 tarihi ile 31/12/2016 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi
gereken kira, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni bedelleri ve
hasılat payları ile Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama
tesisleri tarafından Hazine taşınmazlarının izinsiz kullanımlarından dolayı
aynı dönemde tahakkuk ettirilerek tahsil edilmesi gereken ecrimisillerin
ödeme süreleri bir yıl ertelenir. Ertelenen alacaklar, bu sürenin sona
erdiği tarihten itibaren üç yılda ve üç eşit taksitle herhangi bir zam veya
faiz uygulanmadan tahsil edilir. Süresinde ödenmeyen taksitler ilgili
mevzuatı gereği zam veya faiz uygulanarak tahsil edilir.
Birinci fıkra uyarınca ertelenen bedel ve
paylardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilenler,
ilgililerince talep edilmesi hâlinde iade veya erteleme süresinin sona
erdiği tarihten sonra tahsil edilmesi gereken bedellere mahsup edilir.
Birinci fıkra kapsamında olan borçluların bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden dördüncü ayın sonuna kadar
ilgili tahsil dairelerine başvurmaları şartıyla, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ecrimisil
borçları ile maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar (bu tarih hariç)
hesaplanacak gecikme zamları; ilk taksit 2017 yılı eylül ayında, müteakip
taksitler de izleyen yılların aynı ayında ödenmek üzere ve taksit süresince
herhangi bir zam ve faiz uygulanmaksızın üç eşit taksitte ödenir. Şu kadar
ki, süresinde ödenmeyen taksitler, taksit ödeme süresinden sonraki süreye
gecikme zammı uygulanmak suretiyle 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil
edilir. Bu fıkra hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada
belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri
ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarlar red ve iade edilmez.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 16 – 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş
Kanununun 56 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Ancak, 53 üncü maddede öngörülen izin
süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere
bölümler hâlinde kullanılabilir.”
MADDE 17 – 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı
Karayolu Taşıma Kanununun 3 üncü maddesinde yer alan “Sorumluluk sigortası”
tanımı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı Kanunun 17 nci, 18 inci, 19
uncu, 20 nci, 21 inci, 22 nci, 23 üncü, 24 üncü ve 25 inci maddeleri ile 26
ncı maddesinin birinci fıkrasının (ı) ve (i) bentleri yürürlükten kaldırılmıştır.
“Sorumluluk sigortası: 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanununda belirtilen zorunlu mali sorumluluk sigortasını,”
MADDE 18 – Ekli (1) ve (2) sayılı listede yer alan
kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Sosyal
Güvenlik Kurumuna ve Emniyet Genel Müdürlüğüne ait bölümlerine eklenmiştir.
MADDE 19 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 69- Bu maddenin yayımı tarihinden
önce 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel
sağlık sigortalılarının 25 yaşını doldurdukları güne kadar olan genel
sağlık sigortası primlerinin tahsilinden vazgeçilir. Bu maddenin
yayımlandığı tarihe kadar söz konusu süreler için ödenmiş olan primler iade
ve mahsup edilmez.”
MADDE 20 – 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç
Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanuna 19 uncu maddesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“İşlemlerin ertelenmesi
MADDE 19/A- (1) Yükümlüler nezdinde veya bunlar
aracılığıyla yapılmaya teşebbüs edilen ya da hâlihazırda devam eden
işlemleri, işleme konu malvarlığının aklama veya terörün finansmanı suçu
ile ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması üzerine; Başkanlıkça şüpheyi
teyit etmek, işlemi analiz etmek ya da gerekli görüldüğünde analiz sonuçlarını
yetkili makamlara intikal ettirmek amacıyla yedi iş günü süreyle askıya
almaya veya bu işlemlerin aynı süreyle gerçekleşmesine izin vermemeye Bakan
yetkilidir.
(2) Bu yetki, yabancı bir muadil kuruluşun
işlemin askıya alınması veya gerçekleşmesine izin verilmemesi yönündeki
gerekçeli talebinde yer alan işlemler hakkında da Başkanlıkça aklama veya
terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe görülmesi şartıyla
mütekabiliyet ilkesi gözetilerek kullanılabilir.
(3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer
usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 21 – 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet
Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin
Anayasa Mahkemesince iptal edilen yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“(7) Bu Kanunun uygulanması için belirlenen
alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer
yapılardan uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli görülenler,
değerleme çalışmalarında yapının riskli olmadığı gözetilmek kaydıyla bu
Kanun hükümlerine tabi olur.”
MADDE 22 – 6306 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
Anayasa Mahkemesince iptal edilen birinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
“(1) Bakanlık veya uygulamayı yürütmesi hâlinde
TOKİ veya İdare, riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar
ve yapılaşma işlemlerini iki yıl süre ile geçici olarak durdurabilir.
Uygulamanın gerektirmesi hâlinde imar ve yapılaşma işlemlerinin geçici
olarak durdurulması bir yıl daha uzatılabilir.”
MADDE 23 – 6306 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin
birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasının
dördüncü cümlesine “yürütülmesi” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve bu
Kanun uyarınca yapılacak diğer işlemler” ibaresi eklenmiştir.
“(1) Üzerindeki bina yıkılarak arsa hâline
gelen taşınmazlarda daha önce kurulmuş olan kat irtifakı veya kat
mülkiyeti, ilgililerin muvafakatleri aranmaksızın Bakanlığın talebi üzerine
ilgili tapu müdürlüğünce resen terkin edilerek, önceki vasfı ile
değerlemede bulunularak veya malik ile yapılan anlaşmanın şartları tapu
kütüğünde belirtilerek malikleri adına payları oranında tescil edilir.
Taşınmazların niteliği resen mevcut duruma göre tescil edilir. Bu taşınmazların
sicilinde bulunan ayni ve şahsi haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya
yasaklayan her türlü şerh, hisseler üzerinde devam eder. Belirtilen haklar
ve şerhler, tapuda; tevhit, ifraz, terk, tescil, kat irtifakı ve kat
mülkiyeti tesisine ilişkin işlemlerin yapılmasına engel teşkil etmez ve bu
işlemlerde muvafakat aranmaz. Bu şekilde belirlenen uygulama alanında cins
değişikliği, tevhit, ifraz, terk, ihdas ve tescil işlemleri muvafakat
aranmaksızın Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından resen yapılır veya
yaptırılır. Bu parsellerin malikleri tarafından değerlendirilmesi esastır.
Bu çerçevede riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında uygulama yapılan
etap veya adada, riskli yapılarda ise bu yapıların bulunduğu parsellerde,
yapılar yıktırılmadan önce, parsellerin tevhit edilmesine, münferit veya
birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına, ifraz, terk,
ihdas ve tapuya tescil işlemlerine, yeniden bina yaptırılmasına, payların
satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usuller ile yeniden
değerlendirilmesine, yapının paydaşı olup olmadıkları gözetilmeksizin sahip
oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar
verilir. Bu karara katılmayanların arsa payları, Bakanlıkça rayiç değeri
tespit ettirilerek ve bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer
paydaşlara açık artırma usulü ile satılır. Bu suretle paydaşlara satış
gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, Bakanlığın talebi üzerine,
tespit edilen rayiç bedeli de Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine
adına resen tescil edilir ve yapılan anlaşma çerçevesinde değerlendirilmek
üzere Bakanlığa tahsis edilmiş sayılır veya Bakanlıkça uygun görülenler
TOKİ’ye veya İdareye devredilir. Bu durumda, paydaşların kararı ile yapılan
anlaşmaya uyularak işlem yapılır. Açık artırma ile satışı yapılacak
payların üzerindeki ipotek, ihtiyati haciz, haciz ve intifa hakkı gibi
haklar, satış sonrasında satış bedeli üzerinde devam eder. Satış işlemi
sonrasında tapu kaydındaki haklar ve şerhler Bakanlığın talebi üzerine tapu
müdürlüğünce resen terkin edilir.”
MADDE 24 – 6306 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin
onuncu fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Gerçek kişilerce ve özel
hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulan riskli alanlardaki” ibaresi,
“Riskli alanlarda, rezerv yapı alanlarında ve riskli yapıların bulunduğu
parsellerde, gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada
bulunulması hâlinde,” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 25 – 6306 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
“EK MADDE 1- (1) a) Kamu düzeni veya güvenliğinin
olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu
yerlerde; planlama ya da altyapı hizmetleri yetersiz olan veya imar
mevzuatına aykırı yapılaşma bulunan yahut yapı ya da altyapısı hasarlı olan
alanlar,
b) Üzerindeki toplam yapı sayısının en az %65’i
imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş
olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan
alanlar,
fen ve sanat norm ve standartlarına uygun,
sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek, sağlık, eğitim ve
ulaşım gibi kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak
amacıyla, Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca riskli alan olarak
kararlaştırılabilir. Riskli alan sınırı uygulama bütünlüğü gözetilerek belirlenir.
(2) a) Riskli alan kararına karşı Resmî
Gazete’de yayımı tarihinden itibaren dava açılabilir. Uygulama işlemleri
üzerine riskli alan kararına karşı dava açılamaz.
b) Birinci fıkranın (a) bendi uyarınca
belirlenen riskli alanlarda kamu kaynağı kullanılarak gerçekleştirilen her
türlü mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, 4734 sayılı Kanunun 21 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen hâllere dayanan
işlerden sayılır.”
MADDE 26 – 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 28 inci maddesinin yedinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(7) Kuruluşlar, yönetim kurulu kararıyla ve
nakit mevcudunun yüzde onunu aşmamak kaydıyla;
a) Yurt içi ve yurt dışındaki doğal afet
bölgelerine doğrudan veya yetkili makamlar aracılığıyla konut, eğitim ve
sağlık tesisleri kurulması amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarına,
b) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile
koordinasyon hâlinde, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununun mülga 64 üncü maddesi ve 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci
maddesinin sekizinci fıkrasında sayılanlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 17/7/2004 tarihli ve 5233
sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında
Kanunun ek 1 inci maddesi hükümlerine göre nakdî tazminat ödenmesi veya
aylık bağlanması hakkı bulunanlara,
ayni ve nakdî yardımda bulunabilir.”
MADDE 27 – 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye
Piyasası Kanununun 78 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
“(1) Kurul, merkezî takas kuruluşlarının,
alıcıya karşı satıcı, satıcıya karşı da alıcı rolünü üstlenerek takasın
tamamlanmasını taahhüt ettikleri merkezî karşı taraf uygulamasını,
piyasalar veya sermaye piyasası araçları itibarıyla zorunlu tutabilir. Borsalar
veya teşkilatlanmış diğer pazar yerleri de nezdinde işlem gören sermaye
piyasası araçlarıyla ilgili merkezî karşı taraf uygulamasına geçmek üzere
Kurula başvurabilirler. Merkezî takas kuruluşları organize para
piyasalarında merkezî karşı taraf uygulamasına geçmek üzere Kurula
başvurabilirler.
(2) Takas kuruluşlarının merkezî karşı taraf
görevini üstlendiği takas işlemlerinde mali sorumluluğu, tesis edilecek
limitler dâhilinde ve üyelerden alınacak teminatlar ile diğer garantiler
çerçevesinde belirlenir. Merkezî karşı taraf hizmeti çerçevesinde takas
kuruluşları tarafından alınan teminatların mülkiyeti takas kuruluşuna
geçer. Mülkiyeti takas kuruluşuna geçen teminatlara aksi kanunda
öngörülmedikçe 47 nci maddenin ikinci ve beşinci fıkraları ile dördüncü fıkrasının
(a) bendi uygulanır. Takas kuruluşları, üyelerinin müşterilerine olan
yükümlülüklerinden sorumlu değildir. Takas kuruluşları, merkezî karşı taraf
hizmeti verdikleri piyasalarda temerrüt yönetimi kapsamında, üyelerin
teminatları, garanti fonu ve kendi sermayelerinin yanı sıra, sigorta
sözleşmeleri, kârlardan kesinti yapılması, müşterilerin pozisyonlarının ve
teminatlarının gerektiğinde resen veya temerrüt eden üyenin müşterilerinin
talebiyle temerrüt eden üyelerin rızası da şart olmaksızın diğer üyelere
taşınması, pozisyonların resen kapatılması, aynı tarafla olan borç, alacak,
pozisyon, teminat, hak ve yükümlülüklerin netleştirilmesi ve Kurulca uygun
görülecek diğer yöntemleri de kullanabilirler.
(3) Merkezî takas kuruluşları, temerrüt
yönetiminde kullanmak üzere sermaye ve sermaye benzeri kaynak temin
edebilir, teminat ve garanti fonu varlıklarını temerrüt yönetimi
çerçevesinde likidite temin etmek için borçlanma amacıyla teminat
gösterebilir. Merkezî takas kuruluşları nakdî teminatları nemalandırma veya
menkul kıymetlerin saklanması amacıyla bankalar ve saklama kuruluşlarında
kendi adlarına açılacak hesaplarda bulundurabilirler. Merkezî takas
kuruluşları tarafından temerrüt yönetimine tahsis edilen sermaye ve sermaye
benzeri kaynaklar hakkında da 73 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü
uygulanır. 73 üncü maddenin ikinci fıkrası ile 79 uncu maddenin birinci
fıkrası, takas mutabakatının nihai olarak sonuçlanmasına kadar geçecek süre
ile sınırlı olmak üzere, merkezî takas kuruluşu veya merkezî saklama kuruluşu
nezdindeki takas ve mutabakat hesaplarına yatırılan veya transfer edilen
anapara değişimli para ve/veya kıymet takası işlemlerine konu varlıklar
hakkında da uygulanır.”
“(9) Bu madde kapsamında yürütülecek temerrüt yönetimine
ilişkin usul ve esaslar ile takas kuruluşlarının merkezî karşı taraf
hizmeti nedeniyle üyelerinden alacağı teminatlar ve bünyelerinde yer alacak
garanti fonlarına ilişkin usul ve esaslar takas kuruluşunun önerisi üzerine
Kurul tarafından belirlenir.
(10) Merkezî takas kuruluşları tarafından
merkezî karşı taraf hizmeti sundukları her bir piyasa için tahsis edilen
sermaye veya sermaye benzeri kaynaklar, alınan teminatlar ve oluşturulan
garanti fonları amaçları dışında kullanılamaz. Sermaye piyasalarına ilişkin
olarak sunulan merkezî karşı taraf hizmeti kapsamında alınan teminatlar ve
garanti fonu varlıkları, para piyasalarına ilişkin olarak aynı kapsamda
alınan teminatlar ve garanti fonu varlıklarından ayrı olarak izlenir.”
MADDE 28 – 6362 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
“Mülkiyeti YTM’ye intikal eden sermaye piyasası
araçlarının hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar
GEÇİCİ MADDE 10- (1) Kayden izlenmeye
başlandığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmediği için
mülkiyeti YTM’ye intikal etmiş olan sermaye piyasası araçlarının iadesi ile
satışlarının yapılmış olması hâlinde bunların bedellerinin ödenmesi
talebiyle yapılacak başvuruların ve başvuru üzerine hak sahiplerine YTM
tarafından yapılacak ödemelerin usul ve esasları, hak sahiplerince teslim
edilecek sermaye piyasası araçlarının iptal ve imha esasları ile
ihraççıların bu başvurulara ilişkin yükümlülükleri Kurulca belirlenir. Şu
kadar ki, YTM’ye intikal eden sermaye piyasası araçlarından; ilgili mevzuat
uyarınca satışı yapılmamış olanlar aynen; satışı yapılmış olanlar ise,
Kurulca belirlenen esaslar çerçevesinde hesaplanacak satış tutarları
üzerinden nakden ödenir. Yapılacak ödemelerde, ilgili tutarın 4749 sayılı
Kanunun 12 nci maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi sonucu YTM tarafından
fiilen elde edilen getirinin ödenecek tutara isabet eden nemaları esas
alınır. Bu madde uyarınca yapılacak ödemelere ilişkin işlemler ve bu
işlemlerle ilgili oluşturulacak kayıtlar ve düzenlenecek kâğıtlar damga
vergisinden müstesnadır.”
MADDE 29 – 7/2/2013 tarihli ve 6415 sayılı
Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(7) Bu suç bakımından 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun;
a) 133 üncü maddesinde yer alan şirket yönetimi
için kayyım tayini,
b) 135 inci maddesinde yer alan iletişimin
tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması,
c) 139 uncu maddesinde yer alan gizli
soruşturmacı görevlendirilmesi,
ç) 140 ıncı maddesinde yer alan teknik
araçlarla izleme,
tedbirlerine ilişkin hükümler uygulanabilir.”
MADDE 30 – 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı
Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonunun kadro ve pozisyonlarına 15/1/2012 tarihinden sonra ilk defa
veya yeniden atanan kurul başkanı, kurul üyesi ve başkan yardımcısı ile
murakıp ve uzman unvanlı meslek personeline, ilgili mevzuatı uyarınca
ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat,
ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun
yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün
ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık toplam net tutarı; kurul başkanı için
bakanlık müsteşarı, kurul üyesi için bakanlık müsteşar yardımcısı, başkan
yardımcısı için bakanlık genel müdürü, murakıp ve uzman unvanlı meslek
personeli için Başbakanlık uzmanlarına mevzuatında kadrosuna bağlı olarak
mali haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin
bir aylık toplam net tutarını geçemez ve bunlar, emeklilik hakları
bakımından da emsali olarak belirlenen personel ile denk kabul edilir.”
MADDE 31 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
MADDE 32 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
25/04/2016
(1) SAYILI LİSTE
KURUMU :
SOSYAL GÜVENLİK
KURUMU
TEŞKİLATI
: TAŞRA
İHDAS EDİLEN
KADROLARIN
Sınıfı
|
Unvanı
|
Derecesi
|
Serbest
Kadro
Adedi
|
Toplamı
|
GİH
|
Sosyal Güvenlik Denetmeni
|
6
|
1.610
|
1.610
|
GİH
|
Sosyal Güvenlik Denetmen
|
7
|
1.000
|
1.000
|
|
Yardımcısı
|
|
|
|
TOPLAM
|
|
|
2.610
|
2.610
|
(2) SAYILI LİSTE
KURUMU : EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLATI : TAŞRA
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
|
Unvanı
|
Derecesi
|
Serbest
Kadro
Adedi
|
Toplamı
|
EMH
|
Polis Memuru
|
3-9
|
15.000
|
15.000
|
TOPLAM
|
|
|
15.000
|
15.000
|