Yargıtay
3. Hukuk Dairesinden:
ESAS NO : 2013/8530
KARAR NO : 2013/10841
YARGITAY İLAMI
İNCELENEN
KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 4/7/2012
NUMARASI : 2012/1355-2012/1199
DAVACI : AKDENİZ ELEKTRİK DAĞITIM
A.Ş. VEK. AV. TUĞBA ERDEN
DAVALI : ADNAN FIRAT VEK. AV.
MEHMET MESUT ÖZDERİN
Taraflar arasında görülen Hakem Kurulu kararına itiraz
davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz
edilmiştir.
YARGITAY K
ARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan
sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği
düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Muratpaşa
Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’nın 9/4/2012 tarih ve 2012/2087 sayılı kararının iptal
edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap
dilekçesinde; müvekkilinin davacının abonesi olduğunu, davacı şirketin
müvekkilinden kaçak kullanım ve sayaç okuma bedeli, personel hizmet bedeli,
dağıtım bedeli, iletişim hizmetleri kullanım bedeli adı altında 396,84 TL
kesinti yaptığını, müvekkilin de hakem heyetine başvurarak; kesintinin bir
sonraki faturadan düşürülmesini ve bu bedellerin gelecek faturalara
yansıtılmasını talep ettiğini, hakem heyetinin talebini kabul ettiğini,
heyetin kararın, hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini
savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile Muratpaşa
Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’nın 9/4/2012 tarihli, 2012/2087 sayılı kararının iptal
edilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18/4/2013 tarih ve
2013/91154 sayılı yazıları ile; mahkemece,
davalıya tanınan ek cevap süresi sona ermeden ve davalı tarafından ek cevap
süresi içinde mahkemeye sunulan cevap dilekçesi dikkate alınmadan karar
verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu; kabule göre ise; mahkemece
karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi
hükümleri gözetilerek, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine
vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama masraflarının da davalıya
yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya
aykırı olduğu belirtilerek; hükmün HUMK’nın
427/6. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasını talep edilmiştir.
Dava; elektrik faturasına yansıtılan kayıp kaçak
bedelinin iadesine ilişkin tüketici hakem heyeti kararının iptali istemine
ilişkindir.
Somut olayda dosya
içeriğinden; davalı/tüketicinin adı geçen hakem heyetine başvurarak,
kendisinden kaçak kullanım ve sayaç okuma bedeli, personel hizmet bedeli,
dağıtım bedeli, iletişim hizmetleri kullanım bedeli adı altında 396,84 TL
kesinti yapıldığını belirterek, kesintinin bir sonraki faturadan
düşürülmesini ve sonra gelecek faturalara bu bedellerin yansıtılmamasını
istediği, Muratpaşa Tüketici Sorunları Hakem
Heyeti’nce de davalı/tüketicinin talebi kabul edilerek; “tüketiciden haksız
olarak kesilen 396,84 TL’nin tüketiciye iadesine” şeklinde karar verildiği,
davacının işbu kararın iptali için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile
dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı
arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli; elektrik sisteminde
ortaya çıkan “teknik” ve “teknik olmayan” kaybın maliyetinin kayıp-kaçak
oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu elektrik faturalarında
bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine
sahiptir. Kayıp-kaçak bedeli, Kurumun Kanunun kendisine verdiği yetki
çerçevesinde ve Kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir
bedeldir. Söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan Kurul Kararı Kurumun
bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı
niteliği bulunmaktadır.
Tarifelerin uygulanması, lisans sahibi şirketler
bakımından yasal bir zorunluluktur. Lisans sahibi şirketler, tarifeyi
değiştiremeyeceği gibi, tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemez
veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil
etmeme gibi bir davranışta bulunamazlar.
Bu nedenledir ki, perakende satış lisansı sahibi dağıtım
şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini
tahsil edip etmeme gibi bir insiyatifi
bulunmamaktadır. Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak
kayıp-kaçak bedeli, perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak
faturalarda yer almaktadır.
Hal böyle olunca; dağıtım şirketlerinin söz konusu
karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunmaları mümkün olmadığından,
mahkemece; davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı
görülmemiştir. Bu nedenle davalıya tanınan ek cevap süresi sona ermeden ve
davalı tarafından ek cevap süresi içinde mahkemeye sunulan cevap dilekçesi
dikkate alınmadan karar verilmiş olmasına yönelik kanun yararına temyiz
sebebi yerinde görülmemiştir.
Kabule göre ise; yargılama giderleri, kural olarak,
davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. (HMK
326/1) Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş
ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. (HMK 323 1/ğ)
Yargılama giderlerinin davada haksız çıkmış olan tarafa
yükletilmesine ilişkin ana kuralın bazı istisnaları vardır.
1- Davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla
sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep
sonucunu kabul etmiş davalı, yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemez. (HMK 312/2)
2- Davada haklı çıkmış olan taraf gereksiz yere davanın
uzamasına sebep olmuş veya gereksiz gider yapılmasına sebebiyet vermiş ise
yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkum
edilebilir.
3- Bir kişi davada sıfatı olmadığı halde, davacıyı,
davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava
açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi halinde
davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez.
Hal böyle olunca; somut olayda yukarıda belirtilen
istisnai hallerden hiç birisi bulunmadığına göre, kendisini vekil ile
temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine
hükmedilmemesi ve yargılama masraflarının da davacı üzerinde bırakılması
usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HUMK’nın 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma
isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere
BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine 24.06.2013 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|