Danıştay Beşinci Daire Başkanlığından:
Esas No: 2013/10294
Karar No: 2014/1029
Kanun Yararına Temyiz İsteminde Bulunan: Danıştay Başsavcılığı
Davacı: İbrahim
Yılmaz
Vekili: Av. Oğuzhan
Coşkun
Cumhuriyet Cad. No:12/1 -
KIRIKKALE
Davalı: Dursunbey
Kaymakamlığı - BALIKESİR
İsteğin Özeti: Balıkesir İdare Mahkemesi'nce tek hakim
tarafından verilen 31.08.2012 günlü, E:2012/657; K:2012/1737 sayılı kararın
onanmasına dair Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 15.01.2013 günlü,
E:2013/90; K:2013/90 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.
Danıştay
Tetkik Hakimi: Sündüs Kurtoğlu
Düşüncesi: İstemin kabulü gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay
Başsavcısı: Mevlüt Çetinkaya
Düşüncesi: 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci maddesinde, "niteliği
bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden"
kararların kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7'nci maddesinin 1'inci
fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen
hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hükmü getirilmiş;
10'uncu maddesinde, "İlgililerin, haklarında idari davaya konu
olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara
başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin
reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren
dava açma süresi içinde konusuna göre Danıştay'a, idare ve vergi
mahkemelerine dava açabilecekleri''; 11'inci maddesinde de, "İlgililer
tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri
alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst
makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde
istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma
süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin
reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması
halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma
tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı" hükmüne yer
verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının atanması nedeniyle yolluk verilmesi
istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine açılan davada; davacının
21.01.2011 tarihinde göreve başladığı, 6245 sayılı Yasa uyarınca göreve
başladığı tarihten itibaren bir aylık süre sonunda harcırah beyannamesini
verme süresinin sona erdiği, bu tarihten itibaren dava açma süresi içinde
dava açması ya da2577 sayılı Kanun'un 11'inci maddesi uyarınca idareye
başvurması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra anılan atama
işleminden kaynaklanan yolluğun verilmesi istemiyle idareye yapılan
26.03.2012 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle
açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı
gerekçesiyle, süre aşımı yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yolluk
ödenmesine neden olan işlemin hukuki sebebi genellikle atama, nakil veya
geçici görevlendirme işlemlerinden biri olmakla birlikte, yolluğun ödenmesi
konusunda idari dava konusu olabilecek bir uyuşmazlığın doğması, yolluk
konusunda bir işlemin tesis edilmiş olması koşuluna bağlıdır.
Yolluk
konusundaki işlem ise yolluğa hak kazandıran atama, nakil veya geçici
görevlendirme işlemiyle birlikte, atama, nakil veya görevlendirmenin
"yolluklu veya yolluksuz" olduğunun işlemde belirtilmesi
suretiyle tesis edilebileceği gibi yolluğa hak kazandığı iddiasında olan
kişinin yolluk talebiyle başvurusu üzerine de tesis edilebilir.
Atama,
nakil veya geçici görevlendirme işlemiyle birlikte tesis edilmiş bir yolluk
işleminin varlığı halinde,dava açma süresi,
yolluksuz ibaresi yer alan işlemin tebliğ tarihine göre; yolluk konusunda
asıl işlemde ödenip ödenmeyeceği hususunda bir ibare konulmamış ya da ayrı
bir işlem kurulmamış olması halinde dava açma süresi, 2577 sayılı Kanun'un
10. maddesinde öngörüldüğü gibi ilgili tarafından yöneltilecek bir başvuru
üzerine oluşacak açık veya zımni bir ret işlemine göre hesaplanacaktır.
Davacının,
atanmasına ilişkin işlemde "yolluksuz" ibaresi bulunmadığına
göre, bu işlemden doğan yolluğunun tarafına ödenmesi için yaptığı başvuru
2577 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi kapsamında olup, bu başvuru üzerine
kurulan işlemin iptali istemiyle açılan davanın süresinde olduğu açıktır.
Bu
nedenle, Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin, yürürlükteki hukuka aykırı
sonuçlar ifade ettiği açık bulunan 15.01.2013 günlü, E:2013/90; K:2013/90
sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51'inci
maddesi uyarınca, kanun yararına bozulmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm
veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
Dava, Ardahan İli, Posof İlçe Müftülüğü'nde 657 sayılı Yasa'nın 4/B
maddesi uyarınca sözleşmeli imam hatip olarak görev yapmakta iken, anılan
Yasa'nın 4/A maddesi uyarınca Balıkesir İli, Dursunbey İlçe Müftülüğü'ne
kadrolu olarak atanan davacının, söz konusu atama işlemi nedeniyle hak
ettiği sürekli görev yolluğunun tarafına ödenmesi talebiyle yaptığı
başvurunun reddine ilişkin Dursunbey Kaymakamlığı'nın 05.04.2012 tarih ve
900/188 sayılı işleminin iptali ile hesaplanacak yolluk tutarının yasal
faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Balıkesir
İdare Mahkemesi Hakimi tarafından verilen
31.08.2012 günlü, E:2012/657; K:2012/1737 sayılı kararla; davacının, yolluk
talebine esas olan atama işleminin tesis edilmesinden sonra, en geç göreve
başladığı 21.01.2011 tarihi itibarıyla yolluksuz olarak atandığı hususundan
haberdar olduğu; bu durumda, bu tarihi izleyen 60 gün içinde 2577 sayılı
Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunup, başvurunun reddi üzerine
de 60 günlük yasal dava açma süresinden kalan süre içerisinde dava açması
gerekirken, göreve başlama tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük yasal
dava açma süresinin son günü olan 22.03.2011 tarihinden yaklaşık bir yıl
sonra 26.03.2012 tarihinde ve 2577 sayılı Yasa'nın 11. maddesi kapsamında
yaptığı başvurunun reddi üzerine açtığı davada süre aşımı bulunduğu
gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bu
karara karşı, davacı tarafından yapılan itiraz reddedilerek, söz konusu
karar, Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 15.01.2013 günlü, E:2013/90;
K:2013/90 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinlenmiştir.
Davacının,
Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 15.01.2013 günlü, E:2013/90; K:2013/90
sayılı kararının kanun yararına bozulması yönünde verdiği dilekçe üzerine,
Danıştay Başsavcılığı anılan kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kanun Yararına
Bozma" başlıklı 51. maddesinde, "1. Bölge idare mahkemesi
kararları ile idari ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca
ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden
kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka
aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum
üzerine veya kendiliğinden başsavcı tarafından kanun yararına temyiz
olunabilir.
2.
Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu
bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının
hukuki sonuçlarını kaldırmaz.
3. Bozma
kararının bir örneği ilgili Bakanlığa gönderilir ve Resmi Gazete'de
yayımlanır." hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7/1. maddesinde; dava açma
süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu
hükmü getirilmiş; 10. maddesinde ise; "İlgililerin, haklarında idari
davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari
makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse
isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten
itibaren dava açma süresi içinde konusuna göre Danıştay'a, idare ve vergi
mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre içinde idarece
verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı istemin reddi sayarak dava
açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma
süresinin işlemeyeceği, ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden
itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi
hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari
makamlarca cevap verilirse cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde
dava açabilecekleri." hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Ardahan İli, Posof İlçe Müftülüğü'nde 657
sayılı Yasa'nın 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli statüde imam hatip olarak
görev yapmakta iken, anılan Yasa'nın 4/A maddesi uyarınca 17.01.2011
tarihli işlem ile Balıkesir İli, Dursunbey İlçe Müftülüğü'ne atanan
davacının, bu atama işleminden dolayı sürekli görev yolluğunun ödenmesi
talebiyle yaptığı 26.03.2012tarihli başvurusunun 05.04.2012 günlü, 900/188
sayılı Dursunbey Kaymakamlığı işlemi ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yolluk
ödenmesine (hak kazanılmasına) neden olan işlemin hukuki sebebi, genellikle
atama, nakil veya geçici görevlendirme işlemlerinden biri olmakla birlikte,
yolluğun ödenmesi konusunda idari dava konusu olabilecek bir uyuşmazlığın
doğması, yolluk konusunda bir işlemin tesis edilmiş olması koşuluna
bağlıdır. Yolluk konusundaki işlem ise ya yolluğa hak kazandıran atama,
nakil veya geçici görevlendirme işlemiyle birlikte, atama, nakil veya
görevlendirmenin "yolluklu veya yolluksuz" olduğunun işlemde
belirtilmesi suretiyle, ya da yolluğa hak kazandığı iddiasında olan kişinin
yolluk talebiyle başvurusu üzerine tesis edilebilir. Doğal
olarak sözü edilen işlemle birlikte tesis edilmiş bir yolluk işleminin
varlığı halinde, yani yolluklu veya yolluksuz ibaresinin işlemde yer alması
durumunda dava açma süresi, yolluksuz ibaresi yer alan işlemin tebliğ
tarihine göre belirlenecek; yolluk konusunda işlemde bir ibare konulmamış
ya da ayrı bir işlem kurulmamış olması halinde dava açma süresi, 2577
sayılı Kanun'un 10. maddesinde öngörüldüğü gibi ilgili tarafından
yöneltilecek bir başvuru üzerine oluşacak açık veya zımni bir ret işlemine
göre hesaplanacaktır.
Buna
göre;
1-
Davacıya tebliğ edilen atama işleminde, işlemin "harcırahsız"
(yolluksuz) olarak kurulduğu yolunda bir ibare yer almışsa, ilgili bu
işlemin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren, atama işleminde yer
alan "harcırahsız" (yolluksuz) ibaresinin iptali ve bu atama
işlemi nedeniyle yoksun kaldığı harcırahın (yolluğun) kendisine ödenmesine
hükmedilmesi istemiyle dava açabilir.
Bu durumda davacı, niteliği yukarıda belirtilen davayı, atama işleminin
kendisine tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren 2577 sayılı
Kanunun 7. maddesinde öngörülen süre içerisinde doğrudan açabileceği gibi;
anılan Kanunun 11. maddesinin tanıdığı olanak nedeniyle idareye başvurarak,
bu başvuru üzerine idarece kurulacak olan olası olumsuz işleme karşı bu
maddedeki süreci işleterek de açabilir.
2-
Davacıya tebliğ edilen atama işleminde "harcırahsız" (yolluksuz)
ibaresi bulunmamakta ise; ilgilinin, atama işleminden doğan harcırahının
(yolluğunun)tarafına ödenmesi için yaptığı başvuru, 2577 sayılı Yasanın 10.
maddesi kapsamında olup, bu başvuru üzerine kurulacak işlemin iptali
istemiyle açılacak davanın süresinin de10.madde hükmüne göre belirlenmesi
gerekmektedir.
Davacının Balıkesir İli, Dursunbey İlçe Müftülüğü'ne atanmasına ilişkin
işlemde atamanın harcırahsız yapıldığı yolunda herhangi bir ibarenin
bulunmaması ve dosyada bu yönde bir belge ya da bilginin yer almaması
karşısında, harcırah (yolluk) ödenmesi talebiyle 26.03.2012tarihinde
idareye yapılan başvurunun, 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında
yapılmış bir başvuru olarak kabulü zorunludur. Bu nedenle davacının yeni görevine başlama tarihinin dava açma süresi
için başlangıç olarak alınması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Öte
yandan, davacının harcırah (yolluk) istemli başvurusunun reddine ilişkin
05.04.2012 günlü işlemin iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı
Kanunun 7. ve 10. maddeleri uyarınca süresinde olduğu da açıktır.
Bu
durumda; süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda Balıkesir
İdare Mahkemesi Hakimi tarafından verilen
31.08.2012 günlü, E:2012/657; K:2012/1737 sayılı karar hukuken isabetli
bulunmadığı halde, bu kararın bozulması yerine onanmasına ilişkin olarak
verilen Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin 15.01.2013 günlü, E:2013/90;
K:2013/90 sayılı kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; Danıştay Başsavcılığı'nın kanun yararına temyiz
isteminin kabulü ile Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nce verilen 15.01.2013
günlü, E:2013/90; K:2013/90 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca hükmün sonuçlarına etkili olmamak
üzere kanun yararına bozulmasına; kararın birer suretinin Danıştay
Başsavcılığı'na, Dursunbey Kaymakamlığı'na ve davacıya gönderilmesine ve bu
kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 13.02.2014 tarihinde oyçokluğuyla
karar verildi.
|