TERÖRLE MÜCADELE KANUNU VE
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE
BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun
No. 6526 Kabul
Tarihi: 21/02/2014
MADDE 1 – 12/4/1991 tarihli ve 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 14- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte, 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun
geçici 2 nci maddesi uyarınca görevlerine devam
eden ağır ceza mahkemeleri ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan Terörle
Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza
mahkemeleri kaldırılmıştır.
Kaldırılan bu ağır ceza mahkemelerinde görev yapan
başkan ve üyeler ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçların
soruşturmasında görevlendirilen hâkim ve Cumhuriyet savcıları, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunca, beşinci fıkra uyarınca devirlerin
tamamlanmasından itibaren on gün içinde müktesepleri dikkate alınarak uygun
görülecek bir göreve atanırlar.
Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan Terörle Mücadele
Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca
yürütülen soruşturma dosyaları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte,
yetkili Cumhuriyet başsavcılıklarına devredilir.
6352 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesi uyarınca görevlerine devam eden ağır ceza mahkemelerinde ve bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi
uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinde derdest bulunan dosyalar,
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bulundukları aşamadan itibaren kovuşturmaya
devam edilmek üzere yetkili ve görevli mahkemelere devredilir. Bu mahkemelerce verilip Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığında veya Yargıtayın dairelerinde bulunan
dosyaların incelenmesine devam olunur.
Üçüncü ve dördüncü fıkralar uyarınca yapılacak
devir işlemleri, bu Kanunla kaldırılan ağır ceza mahkemelerinde
görevlendirilen hâkimler ile Cumhuriyet savcıları tarafından bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on beş gün içinde sonuçlandırılır.
Dosyaların devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar, gecikmesinde sakınca
bulunan hâllerde, devredilen dosyalarla ilgili koruma tedbirleri hakkında
karar vermeye bu mahkemelerin bulunduğu yer hâkim ve mahkemeleri
yetkilidir. Ayrıca, bu Kanunla kaldırılan ağır ceza mahkemelerince verilip
henüz gerekçesi yazılmamış olan hükümlerin gerekçeleri, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç on beş gün içinde yazılır.
Kaldırılan mahkemelerde bulunan ve kesinleşen dosyalara ait arşiv ve
emanetler ile diğer evrak ve dokümanlar Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
tarafından belirlenecek mahkeme veya mahkemelere devredilir ve müteakip
işlem ve talepler bu mahkemelerce yerine getirilir veya karara bağlanır.
Mevzuatta Ceza Muhakemesi Kanununun mülga 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen
ağır ceza mahkemeleri ile Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesinin
birinci fıkrasına göre görevlendirilen ağır ceza mahkemelerine yapılmış
atıflar ağır ceza mahkemelerine; bu mahkemelerin üyelerine yapılmış atıflar
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Ankara Ağır Ceza
Mahkemesine yapılmış sayılır. Mevzuatta
Ceza Muhakemesi Kanununun mülga 250 nci
maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar ile Terörle Mücadele
Kanununun 10 uncu maddesinin dördüncü fıkrası kapsamına giren suçlara
yapılan atıflar, Türk Ceza Kanununda yer alan;
a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu
ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı
değerini aklama suçuna,
b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş
bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen
suçlara,
c) İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve
Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlara (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç),
yapılmış
sayılır.
Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan Terörle Mücadele
Kanununun 10 uncu maddesi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla açılmış olan davalarda, sanığın
taşıdığı kamu görevlisi sıfatı dolayısıyla hakkında soruşturma
yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiğinden bahisle durma
veya düşme kararı verilemez.”
MADDE 2 – 26/9/2004 tarihli ve 5235
sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin
Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 12- Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller
saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp
(m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli
dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun
İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan
suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332 nci maddeler
hariç) ve 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile
ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis
cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza
mahkemeleri görevlidir. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın
yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler, askerî mahkemelerin görevlerine
ilişkin hükümler ile çocuklara özgü kovuşturma hükümleri saklıdır.”
MADDE 3 – 26/9/2004 tarihli ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 135 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
“altı aydan” ibaresi “bir yıldan” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 4 – 5237 sayılı Kanunun 136 ncı
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıldan” ibaresi “iki yıldan”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 5 – 5237 sayılı Kanunun 138 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “altı aydan bir yıla kadar hapis” ibaresi “bir yıldan
iki yıla kadar hapis” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“(2) Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu
hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması
hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.”
MADDE 6 – 4/12/2004 tarihli ve 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan “işlediğini düşündürebilecek emarelerin” ibaresi “işlediği şüphesini
gösteren somut delillerin” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 7 – 5271 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 94- (1) Hâkim veya mahkeme tarafından
verilen yakalama emri üzerine soruşturma veya kovuşturma evresinde
yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme
önüne çıkarılır.
(2) Yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde
yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde
yakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu
sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hâkim
veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır.”
MADDE 8 – 5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “olguların” ibaresi “somut delillerin” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 9 – 5271 sayılı Kanunun 116 ncı
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “makul” ibaresi “somut delillere
dayalı kuvvetli” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 10
– 5271 sayılı Kanunun 128 inci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “elde edildiğine dair” ibaresinden
sonra gelmek üzere “somut delillere dayanan” ve “Elkonulabilir.”
ibaresinden sonra gelmek üzere “Somut olarak belirlenen” ibareleri ile aynı
fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiş; ikinci fıkrasının (a) bendinin (10)
numaralı alt bendi yürürlükten kaldırılmış ve dokuzuncu fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Bu madde
kapsamında elkoyma kararı alınabilmesi için
ilgisine göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası
Kurulu, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Hazine Müsteşarlığı ve Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan, suçtan elde edilen
değere ilişkin rapor alınır. Bu rapor en geç üç ay içinde hazırlanır. Özel
sebepler zorunlu kıldığında bu süre talep üzerine iki ay daha
uzatılabilir.”
“(9) Bu madde hükmüne göre elkoymaya
ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu
tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır.”
MADDE 11 – 5271 sayılı Kanunun 134 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “soruşturmada,” ibaresinden sonra gelmek üzere “somut
delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve” ibaresi eklenmiş
ve dördüncü fıkrasında yer alan “İstemesi halinde, bu” ibaresi “Üçüncü
fıkraya göre alınan” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 12
– 5271 sayılı Kanunun 135 inci
maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; maddeye birinci
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve fıkra numaraları
buna göre teselsül ettirilmiş; mevcut üçüncü fıkrasında yer alan “üç ay”,
“bir defa” ve “hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit
defalar” ibareleri sırasıyla, “iki ay”, “bir ay” ve “mahkeme yukarıdaki
sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı
geçmemek üzere” şeklinde değiştirilmiş; maddenin mevcut dördüncü fıkrasında
yer alan “üç ay” ve “bir defa” ibareleri sırasıyla “iki ay” ve “bir ay”
şeklinde değiştirilmiş; mevcut altıncı fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı
alt bendinden sonra gelmek üzere “6. Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve
yağma (madde 148, 149),” alt bendi eklenmiş, diğer alt bentler buna göre
teselsül ettirilmiş, mevcut (8) numaralı alt bendi yürürlükten kaldırılmış
ve mevcut altıncı fıkrasının (a) bendinin (9) numaralı alt bendinde yer
alan “, fıkra 3” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
“(1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve
kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli
şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının
bulunmaması durumunda, ağır ceza mahkemesi veya gecikmesinde sakınca
bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon
yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal
bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet
savcısı kararını derhâl mahkemenin onayına sunar ve mahkeme, kararını en
geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya mahkeme tarafından
aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl
kaldırılır. Bu fıkra uyarınca alınacak tedbire ağır ceza mahkemesince oy
birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi
için de oy birliği aranır.”
“(2) Talepte bulunulurken hakkında bu madde
uyarınca tedbir kararı verilecek hattın veya iletişim aracının sahibini ve
biliniyorsa kullanıcısını gösterir belge veya rapor eklenir.”
MADDE 13 – 5271 sayılı Kanunun 139 uncu maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve altıncı fıkrasına aşağıdaki
cümle eklenmiştir.
“(1) Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda
somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka
surette delil elde edilememesi hâlinde, kamu görevlileri gizli soruşturmacı
olarak görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye
ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu
tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır.”
“Suçla bağlantılı
olmayan kişisel bilgiler derhâl yok edilir.”
MADDE 14
– 5271 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “hususunda”
ibaresinden sonra gelmek üzere “somut delillere dayanan” ibaresi eklenmiş;
aynı fıkranın (a) bendinin (2) numaralı alt bendinden sonra gelmek üzere
“3. Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma (madde 148, 149),” alt bendi
eklenmiş, diğer alt bentler buna göre teselsül ettirilmiş, mevcut (5)
numaralı alt bendi yürürlükten kaldırılmış, mevcut (6) numaralı alt
bendinde yer alan “, fıkra 3” ibaresi madde metninden çıkarılmış; ikinci ve
üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Teknik araçlarla izlemeye ağır ceza mahkemesi
tarafından oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar
verilebilmesi için de oy birliği aranır.
(3) Teknik araçlarla izleme kararı en çok üç
haftalık süre için verilebilir. Bu süre gerektiğinde bir hafta daha
uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili
olarak gerekli görülmesi hâlinde, mahkeme yukarıdaki sürelere ek olarak her
defasında bir haftadan fazla olmamak ve toplam dört haftayı geçmemek üzere
uzatılmasına karar verebilir.”
MADDE 15 – 5271 sayılı Kanunun l61 inci maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“(8) Türk Ceza Kanununun 302, 309, 311, 312, 313,
314, 315 ve 316 ncı maddelerinde düzenlenen
suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile
Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. 1/11/1983
tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat
Teşkilatı Kanununun 26 ncı maddesi hükmü
saklıdır.”
MADDE 16 – 5271 sayılı Kanunun 169 uncu maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan “zamanı” ibaresi “tarihi, başlama ve bitiş saatini”
şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(7) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü
Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319,
324, 325 ve 332 nci maddeler hariç) ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun
kapsamına giren suçlarla ilgili yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda,
kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık
kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılır. Kolluk görevlilerinin
ifadesine başvurulması gerektiği hâllerde çıkarılan davetiye veya çağrı
kâğıdı, kolluk görevlisinin iş yeri adresine tebliğ edilir. Bu kişilere ait
ifade ve duruşma tutanaklarında adres olarak iş yeri adresleri gösterilir.”
MADDE 17 – 6/1/1982 tarihli ve 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, kamu
görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan
değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler,
uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz.”
MADDE 18 – 2577 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin (1)
numaralı fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiş ve (4) numaralı fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kamu
görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme,
naklen veya vekâleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği
işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına
ilişkin mahkeme kararlarının gereği; dava konusu edilen kadronun boş olması
hâlinde bu kadroya, boş olmaması hâlinde ise aynı kurumda kazanılmış hak
aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanmak suretiyle yerine
getirilir. Eski kadro ile
atandığı yeni kadro arasında mali haklar bakımından bir fark bulunması
durumunda, bu fark 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun 91 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen
usul ve esaslar çerçevesinde ödenir.”
“4. Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu
görevlilerince yerine getirilmemesi hâlinde tazminat davası ancak ilgili
idare aleyhine açılabilir.”
MADDE 19 – 13/11/1996 tarihli ve
4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine,
2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunda, 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununda ve 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Devlet Güvenlik
Mahkemesi” ibaresi madde metninden çıkarılmış, aşağıdaki hükümler
yürürlükten kaldırılmıştır:
a) 24/2/1983 tarihli ve
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 93/A maddesi
b) 12/4/1991 tarihli ve
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi
c) 4/12/2004 tarihli ve
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 153 üncü maddesinin ikinci, üçüncü ve
dördüncü fıkraları
d) 2/7/2012 tarihli ve
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve
Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun geçici 2 nci
maddesinin dördüncü fıkrası
MADDE 20 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 21 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
6/3/2014
|