İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
BAĞLAMINDA BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 6459 Kabul
Tarihi: 11/4/2013
MADDE 1 – 4/7/1972 tarihli ve 1602
sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 46 ncı
maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, tam yargı
davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul
kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek
suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın
artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı
tarafa tebliğ edilir.”
MADDE 2 – 1602 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin birinci
fıkrasına aşağıdaki bent ile maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“ı) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri
Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle
verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.
Birinci fıkranın (ı) bendi kapsamına giren kararlar
hakkında yargılamanın iadesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının
kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.”
MADDE 3 – 1602 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 5 – Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu
Kanunun 46 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına
eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan
davalarda da uygulanır.”
MADDE 4 – 6/1/1982 tarihli ve 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16 ncı
maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, tam yargı
davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul
kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek
suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın
artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı
tarafa tebliğ edilir.”
MADDE 5 – 2577 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 7 – 1. Bu maddeyi ihdas eden Kanunla,
bu Kanunun 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına
eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan
davalarda da uygulanır.”
MADDE 6 – 4/11/1983 tarihli ve 2942
sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesine sekizinci fıkrasından sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın
dört ay içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, tespit edilen bedele bu
sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir.”
MADDE 7 – 12/4/1991 tarihli ve 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; dördüncü
fıkrasında yer alan “onbin” ibaresi “beş bin”
olarak değiştirilmiş ve dördüncü fıkrasının son cümlesi yürürlükten
kaldırılmıştır.
“Terör örgütlerinin; cebir, şiddet veya tehdit
içeren yöntemlerini meşru gösteren veya öven ya da bu yöntemlere başvurmayı
teşvik eden bildiri veya açıklamalarını basanlar veya yayınlayanlar bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
MADDE 8 – 3713 sayılı Kanunun 7 nci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren
yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı
teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi
hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın
organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları
hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır:
a) Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen
toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün
tamamen veya kısmen kapatılması.
b) Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında
gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli
edecek şekilde;
1. Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin
asılması ya da taşınması,
2. Slogan atılması,
3. Ses cihazları ile yayın yapılması,
4. Terör örgütüne ait amblem, resim veya
işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi.”
“Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına;
a) İkinci fıkrada tanımlanan suçu,
b) 6 ncı maddenin ikinci
fıkrasında tanımlanan suçu,
c) 6/10/1983 tarihli ve
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin
birinci fıkrasında tanımlanan kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne
katılma suçunu,
işleyenler hakkında, 5237 sayılı Kanunun 220 nci
maddesinin altıncı fıkrasında tanımlanan suçtan dolayı ayrıca ceza
verilmez.”
MADDE 9 – 26/9/2004 tarihli ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 94 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(6) Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez.”
MADDE 10 – 5237 sayılı Kanunun 215 inci maddesinde yer alan
“kimse,” ibaresinden sonra gelmek üzere “bu nedenle kamu düzeni açısından
açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması hâlinde,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 11 – 5237 sayılı Kanunun 220 nci
maddesinin altıncı fıkrasına “Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler
hakkında uygulanır.” cümlesi eklenmiş ve sekizinci fıkrasında yer alan
“veya amacının” ibaresi “cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini
meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek
şekilde” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 12 – 5237 sayılı Kanunun 235 inci maddesinin birinci ve
üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(1) Kamu kurumu veya
kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da
kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi,
üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
“(3) İhaleye fesat karıştırma suçunun;
a) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi
hâlinde temel cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz. Ancak, kasten
yaralama veya tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli
hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bu suçlar dolayısıyla cezaya
hükmolunur.
b) İşlenmesi sonucunda ilgili kamu kurumu veya
kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemiş ise, bu fıkranın (a) bendinde
belirtilen hâller hariç olmak üzere, fail hakkında bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezasına hükmolunur.”
MADDE 13 – 5237 sayılı Kanunun 318 inci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(1) Askerlik hizmetini yapanları firara sevk
edecek veya askerlik hizmetine katılacak olanları bu hizmeti yapmaktan
vazgeçirecek şekilde teşvik veya telkinde bulunanlara altı aydan iki yıla
kadar hapis cezası verilir.”
MADDE 14 – 5237 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu maddeyi ihdas eden
Kanunla, bu Kanunun 235 inci maddesinde yapılan değişiklik sebebiyle
görülmekte olan davalarda görevsizlik kararı verilemez.”
MADDE 15 – 4/12/2004 tarihli ve 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 105 inci maddesinin birinci fıkrasına
birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Duruşma dışında bu
karar verilirken Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya müdafiinin görüşü
alınmaz.”
MADDE 16 – 5271 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “bulundurularak” ibaresinden sonra gelmek üzere “,
şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 17 – 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin birinci
fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“k) Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda
öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan,”
MADDE 18 – 5271 sayılı Kanunun 144 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 19 – 5271 sayılı Kanunun 172 nci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(3) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin
soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden
itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.”
MADDE 20 – 5271 sayılı Kanunun 270 inci maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“(2) 101 ve 105 inci maddeler uyarınca yapılan
itiraz üzerine Cumhuriyet savcısından görüş alınması durumunda, bu görüş
şüpheli, sanık veya müdafiine bildirilir. Şüpheli, sanık veya müdafii üç
gün içinde görüşünü bildirebilir.”
MADDE 21 – 5271 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 2 – (1) İnsan Haklarını ve Ana
Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali
suretiyle bir ceza hükmünün verildiğini tespit eden Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin kesinleşmiş kararlarından, 15.6.2012 tarihi itibarıyla Avrupa
Konseyi Bakanlar Komitesi önünde denetlenmekte bulunanlar bakımından bu
Kanunun 311 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu durumda olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç ay içinde yargılamanın yenilenmesi talebinde
bulunabilirler.”
MADDE 22 – 12/1/2011 tarihli ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334 üncü maddesinin birinci fıkrasında
yer alan “haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak” ibaresi “taleplerinin
açıkça dayanaktan yoksun olmaması” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 23 – 6100 sayılı Kanunun 337 nci
maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiş ve ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ancak, talep
hâlinde inceleme duruşmalı olarak yapılır. Adli yardım taleplerinin reddine
ilişkin mahkeme kararlarında sunulan bilgi ve belgelerin kabul edilmeme
sebebi açıkça belirtilir.”
“(2) Adli yardım talebinin reddine ilişkin
kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren
mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebilir. Kararına
itiraz edilen mahkeme, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım
talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması
hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için
birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek
dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın
mahkemeye gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar
kesindir. Adli yardım talebi reddedilirse, ödeme gücünde sonradan
gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir.”
MADDE 24 – 6100 sayılı Kanunun 339 uncu maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“(2) Adli yardım kararından dolayı Devletçe ödenen
veya muaf tutulan yargılama giderlerinin tahsilinin, adli yardımdan
yararlananın mağduriyetine neden olacağı mahkemece açıkça anlaşılırsa,
mahkeme, hükümde tamamen veya kısmen ödemeden muaf tutulmasına karar
verebilir.”
MADDE 25 – 13/12/2004 tarihli ve
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 5 – 7 Kasım 1982 tarihinden önce
işlemiş olduğu bir suç dolayısıyla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm olan
kişi hakkında, mahkûm olduğu cezanın infazı sürecinde koşullu
salıverildikten sonra deneme süresi içinde işlediği yeni bir suç sebebiyle
koşullu salıverilme kararı geri alınmaz.”
MADDE 26 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 27 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
29/4/2013
|