Anayasa Mahkemesi
Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2012/106
Karar Sayısı : 2012/190
Karar Günü : 29.11.2012
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN
: Söke 1. Sulh Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 13.10.1983 günlü, 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu’nun 36. maddesinin, 21.5.1997 günlü, 4262 sayılı Karayolları Trafik
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 4. maddesi ile yeniden
düzenlenen üçüncü fıkrasının “Sürücü
aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar
için ceza tutanağı düzenlenir.” biçimindeki 4. cümlesinin, Anayasa’nın
38. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
istemidir.
I- OLAY
2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu’nun 36. maddesinin üçüncü fıkrasının 4. cümlesi uyarınca uygulanan idari para cezasının iptali istemiyle
açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına
varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“Yukarıda belirtilen dava ile ilgili olarak,
mahkememizce yapılan ön inceleme sonucunda, mahkememizin yetkili olduğu,
başvurunun süresi içinde yapıldığı, başvuru konusu idari yaptırım kararının
sulh ceza mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olduğu ve başvuranın
buna hakkı olduğu anlaşılmakla başvurunun usulden kabulüne karar verilmiş
ancak idari yaptırımın uygulanmasına dayanak teşkil eden hükmün Anayasaya
aykırı olması sebebiyle bu konuda Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar
verilmiştir. Zira;
Ceza hukukunda, fiil, kişinin haricî, nesnel bir
davranışıdır, yani kişinin, başkalarınca algılanabilen bir davranışıdır. Bu
anlamda olmak üzere, kişiden çıkarak haricileşmiş bir fiil olmadıkça, suç
da olmaz. Buradan, suçun maddî unsuru olan “filsiz suç olmaz” mutlak kuralı ortaya çıkmaktadır.
Kural, ceza hukuku düzeninin niteliğini belirlemede mihenk taşıdır.
Anayasa, 38. maddesinde, ... kanunun suç
saymadığı bir fiilden söz ederken, açıkça fıilsiz suç olmaz
kuralına vurgu yapmış olmaktadır. Aynı şekilde, TCK’nun 2. maddesinde, kanunun suç saymadığı bir fiilden söz edilmektedir. Bu
demektir ki, suçun maddesini, fiil oluşturmaktadır. Bugün, fıilsiz suç
olmaz kuralı, uygar bir ceza hukukunun, kendisinden vazgeçmesi imkansız
olan bir temel taşıdır. Bir hareket yoksa, ortada, ne bir fiil, ne de bir
suç vardır. Hareket olumlu veya olumsuz bir biçimde ortaya çıkabilir.
Olumlu bir biçimde ortaya çıkan hareket yapmak, olumsuz bir biçimde ortaya
çıkan hareket yapmamaktan ibaret bulunmaktadır. Yapmak biçiminde ortaya
çıktığında harekete “icra hareketi”, yapmamak biçiminde
ortaya çıktığında harekete “ihmal
hareketi” denmektedir. İhmal hareketi de insanın nesnel, yani harici bir
davranışıdır. Ortada icra veya ihmal hareketi olmadıkça, bir suçun da
bulunmadığının kabulü zorunludur.
Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarında da
belirtildiği üzere, Anayasanın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” kenar
başlıklı 38. maddesinin yedinci fıkrasında, “Ceza sorumluluğu şahsidir.”
hükmü yer almaktadır. Ceza sorumluluğunun şahsiliği ceza hukukunun temel
kurallarındandır. Cezaların şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir
fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır. Başka bir anlatımla bir kimsenin
başkasının fiilinden sorumlu tutulmamasıdır. Anayasa’nın 38. maddesinde
idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları
da bu maddede öngörülen ilkelere tâbidir. (Anayasa Mahkemesi’nin 15/03/2012 tarih ve 2011/105 E.-2012/38 K. Sayılı
kararı)
Bu bilgiler ışığında dava konusu somut olay
incelendiğinde; başvuruda bulunan ...’ün kendi adına kayıtlı bulunan 09 BF
692 plaka sayılı aracı ... isimli şahsa kiraladığı, ... isimli şahsın ise,
...’ün bilgisi dışında aracı üçüncü kişi olan ... isimli şahsa verdiği,
emniyet görevlileri tarafından yapılan kontrol sırasında ...’in aracı
sürücü belgesiz olarak kullandığının tespit edildiği, bu nedenle sürücü
olan ...’e ceza verildiği ancak sürücünün araç sahibi olmaması nedeniyle
araç sahibi olan ...’e de iptali istenen 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu 36 maddesinin 3. fikrasının 4. tümcesinde yazılı “Sürücü aynı zamanda
araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı
düzenlenir.” hükmü
uyarınca ceza uygulandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda da görüleceği üzere, kişi, sahibi
olduğu aracının başkası tarafından sürücü belgesiz olarak kullanıldığı
konusunda bilgi sahibi olmasa kısacası bu konuda herhangi bir kusuru (kastı
veya özen ve dikkat yükümlüğüne aykırı davranışı) olmasa dahi iptali
istenen söz konusu hüküm uyarınca cezaya muhatap olmaktadır.Bu konuda
istisnai bir örnek vermek gerekirse; alınan her türlü önlem ve tedbire
rağmen bir kişinin aracının sürücü belgesi sahibi olmayan bir hırsız
tarafından çalınması ve hırsızın yakalanması durumunda dahi suçun mağduru
olan araç sahibine de bu hüküm uyarınca para cezası verilmek zorunda
kalınacaktır. Zira, kanun metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, araç
sahibine ceza verilmesi için herhangi bir kusurunun olması şartı
aranmamaktadır. Kişinin sadece araç sahibi olması ceza alması için
yeterlidir. (Oysa ki aynı kanunun 37. maddesinde benzer bir düzenlemede,
araç kullandıran kişilerin cezalandırılacağı belirtilerek açıkça kusur
sorumluluğuna vurgu yapılmıştır.) Her ne kadar hukuki sorumluluk açısından
aynı kanunda işletenin (araç sahibi) kusursuz sorumluluğu kabul edilmiş ise
de, aynı ilkenin cezai sorumluluk yönünden de kabulü mümkün değildir.
Sonuç olarak görülmektedir ki, iptali istenen söz
konusu kanun hükmü uyarınca, bir kimsenin icrai (ehliyetsiz araç kullanması
için birini teşvik etme vs...) veya ihmali (ehliyetsiz araç kullanılmasına
göz yumma vs...) herhangi bir hareketi olmasa veya tespit edilemese dahi sadece araç sahibi
olmasından dolayı başkasının bir fiili nedeniyle (ehliyetsiz
araç kullanma) ceza alması söz konusu olmaktadır. Bu nedenle, 1982
Anayasasının 38/7. maddesine aykırılık teşkil eden 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanunu 36 maddesinin 3. fıkrasinin 4. tümcesinde yazılı “Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına
da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir.” cümlesinin
iptali için Anayasa Mahkernesine başvurmak gerektiğine mahkememizce kanaat
getirilmiştir.”
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa
Kuralı
13.10.1983 günlü, 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu’nun itiraz konusu kuralı da içeren 36. maddesi şöyledir:
“Madde
36- Motorlu
araçların, sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından karayollarında
sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesi yasaktır.
Araçlar,
bu Kanunda sınıfları belirtilen sürücü belgelerine sahip sürücüler ile iki
veya çok taraflı anlaşmalara göre sürücü belgesi bulunan veya geçerli
uluslararası sürücü belgesi olan kişilerce sürülebilir.
(Yeniden Düzenleme: 21/5/1997
- 4262/4 md.) Sürücü
belgesi sahibi olmadan trafiğe çıkanlara ilk tespitte bir aydan iki aya
kadar, tekrarı halinde iki aydan üç aya kadar hafif hapis cezası verilir.
Ayrıca bu kişiler her defasında 7 200 000 lira hafif para cezasıyla da
cezalandırılırlar. Bu kişilerin kazaya neden olması halinde bu cezaların
uygulanması diğer cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez. Sürücü aynı zamanda araç sahibi
değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı
düzenlenir.”
B- Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa’nın 38. maddesine
dayanılmış, 2. maddesi ise ilgili görülmüştür.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU,
Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz
PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM,
Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz
AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL ve Zühtü ARSLAN’ın
katılımlarıyla 27.9.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında,
dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE
karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ayşegül ATALAY tarafından hazırlanan işin
esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı,
dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp
düşünüldü:
Başvuru kararında, itiraz konusu kural uyarınca bir
kimsenin icrai veya ihmali herhangi bir hareketi
olmasa veya tespit edilemese dahi sadece araç sahibi olmasından dolayı
başkasının bir fiili nedeniyle ceza almasının söz konusu olduğu, bu durumun
ise cezaların şahsiliği ilkesiyle çeliştiği belirtilerek kuralın,
Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesine göre, ilgisi
nedeniyle itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. maddesi yönünden de incelenmiştir.
İtiraz
konusu kuralda, sürücü belgesi olmadan trafiğe çıkan sürücü aynı zamanda
araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza
tutanağı düzenleneceği öngörülmüştür.
Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen
hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu
hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk
düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve
tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı
sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.
Hukuk
devletinde ceza hukukuna ilişkin düzenlemelerde olduğu gibi idari
yaptırımlar açısından da Anayasa’ya ve ceza hukukunun temel ilkelerine
bağlı kalmak koşuluyla hangi eylemlerin kabahat sayılacağı, bunlara uygulanacak
yaptırımın türü ve ölçüsü, yaptırımın ağırlaştırıcı ve hafifleştirici
nedenlerinin belirlenmesi gibi konularda kanun koyucu takdir yetkisine
sahiptir.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan
kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.”; üçüncü
fıkrasında,“Ceza ve ceza yerine geçen
güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” denilerek suçun ve cezanın
kanuniliği esası benimsenmiş; yedinci fıkrasında ise ceza sorumluluğunun şahsi
olduğu belirtilerek herkesin, kendi eyleminden sorumlu tutulacağı,
başkalarının suç oluşturan eylemlerinden dolayı cezalandırılamayacağı kabul
edilmiştir.
Ceza
sorumluluğunun şahsiliği ceza hukukunun temel kurallarındandır. Cezaların
şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı
cezalandırılmamasıdır. Diğer bir anlatımla, bir kimsenin başkasının
fiilinden sorumlu tutulmamasıdır. Bu ilkeye göre asli ve feri failden başka
kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılmaları olanaklı değildir.
Anayasa’nın 38. maddesinin yedinci fıkrası ile ilgili gerekçede de, “…fıkra, ceza sorumluluğunun şahsi
olduğu; yani failden gayri kişilerin bir suç sebebiyle
cezalandırılamayacağı hükmünü getirmektedir. Bu ilke dahi ceza hukukuna
yerleşmiş ve ‘kusura dayanan ceza sorumluluğu’ ilkesine dahil,
terki mümkün olmayan bir temel kuralıdır.” denilmektedir. Anayasa’nın
38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından
idari para cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tâbidir.
İtiraz konusu kuralda, sürücü belgesi olmadan araç kullanan kimsenin
aynı zamanda araç sahibi olmadığı durumlarda, tescil plakasına da aynı
miktar için ceza tutanağı düzenleneceği belirtilmekte, araç sahibinin
kusurunun bulunup bulunmadığı, aracı sürücü belgesi olmayan kişiye bilerek
verip vermediği değerlendirilmeden idare tarafından yaptırım
uygulanmaktadır. Bu durum ise işlemediği bir fiilden dolayı araç sahibine
yaptırım uygulanmasına neden olabilecek niteliktedir. Dolayısıyla, sürücü
belgesiz araç kullanılması ve sürücünün araç sahibi olmaması halinde tescil
plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım
uygulanması cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.
Öte yandan, Anayasa ve ceza hukukunun temel
kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için hukuka aykırı eylemin
kanunda belirtilmiş olması ve bu eylemin o kişi tarafından
gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanması gerekmektedir. İtiraz konusu
kuralda araç sahibinin hangi eyleminin suç
sayıldığı açık bir şekilde gösterilmediği gibi araç sahibi olma ile suç
arasındaki illiyet bağının ne suretle oluştuğu da belirtilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural
Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
VI- SONUÇ
13.10.1983 günlü, 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu’nun 36. maddesinin, 21.5.1997 günlü, 4262 sayılı Karayolları Trafik
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 4. maddesiyle yeniden
düzenlenen üçüncü fıkrasının “Sürücü
aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar
için ceza tutanağı düzenlenir.” biçimindeki 4. cümlesinin Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 29.11.2012 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh
KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan ALTAN
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
Zühtü ARSLAN
|
|