Devlet
Personel Başkanlığından:
KAMU
PERSONELİ GENEL TEBLİĞİ
(SERİ NO:
2)
25/2/2011 tarihli ve
27857 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 13/2/2011 tarihli ve
6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yapılan
değişikliklerle ilgili olarak uygulama birliğinin sağlanması ile kamu kurum
ve kuruluşlarının kadro tahsisi, dağılımı ve kullanımına ilişkin olarak
yaptıkları işlemlerde etkinliğin artırılması amacıyla aşağıdaki
açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
A) DEVLET
MEMURLARINA DOĞUM SEBEBİYLE VERİLECEK İZİNLER
I. Doğum
Sebebiyle Verilecek Analık İzni
657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (A) bendinde, 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce;
“Memura doğum yapmasından önce 8 hafta ve doğum yaptığı tarihten itibaren 8
hafta olmak üzere toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin verilir. Çoğul
gebelik halinde, doğumdan önceki 8 haftalık süreye 2 hafta süre eklenir.
Ancak sağlık durumu uygun olduğu takdirde, tabibin onayı ile memur isterse
doğumdan önceki 3 haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, memurun
çalıştığı süreler, doğum sonrası sürelere eklenir. Yukarıda öngörülen
süreler memurun sağlık durumuna göre tabip raporunda belirlenecek miktarda
uzatılabilir. Memurlara, bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için
günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Süt izninin kullanımında
annenin saat seçimi hakkı vardır.” hükmü yer almaktaydı.
6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra; “Kadın
memura; doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı hafta süreyle analık izni verilir. Çoğul gebelik
durumunda, doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki hafta
eklenir. Ancak beklenen doğum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar sağlık
durumunun çalışmaya uygun olduğunu tabip raporuyla belgeleyen kadın memur,
isteği hâlinde doğumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalışabilir. Bu
durumda, doğum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalıştığı süreler doğum
sonrası analık izni süresine eklenir. Doğumun erken gerçekleşmesi
sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum
sonrası analık izni süresine ilave edilir. Doğumda veya doğum sonrasında
analık izni kullanılırken annenin ölümü hâlinde, isteği üzerine memur olan
babaya anne için öngörülen süre kadar izin verilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu değişiklik sonrası 657 sayılı Kanunun değişik
104 üncü maddesinin (A) fıkrası çerçevesinde doğum sebebiyle verilecek
analık izninin uygulanmasına ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir:
1- Memura doğum yapmasından önce sekiz ve doğum
yapmasından sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı
hafta süreyle analık izni verilmekte, çoğul gebeliklerde (ikiz, üçüz, ...)
doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki haftalık bir süre daha
ilave edilmektedir. Böylece çoğul gebeliklerde doğumdan önceki analık izni
süresi on haftadır.
2- Memura, sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu
tabip raporu ile belgelendirmesine bağlı olarak, isteği üzerine doğumdan
önceki üç haftaya kadar Kurumunda çalışabilmesi ve bu durumda tabip
raporuna dayanarak Kurumunda fiilen çalıştığı sürelerin doğum sonrası
analık izni süresine eklenmesi imkanı tanınmıştır.
3- Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi
analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine
ilave edilmiştir. Söz konusu hüküm ile; beklenen
doğum tarihinden daha önce doğum yapan kadın memurun, erken doğum nedeniyle doğum öncesinde
kullanamadığı analık izni sürelerinin doğum sonrası analık izni süresine
eklenmesi imkanı getirilmiştir.
4- Doğumda veya doğum sonrasında analık izni
kullanılırken annenin ölümü hâlinde, isteği üzerine memur olan babaya anne
için öngörülen süre kadar izin verilmesi imkanı
getirilmiştir.
Bu hükmün
uygulanma şekli;
a) Doğumdan önceki üç
haftaya kadar Kurumunda çalışabileceği tabip raporuyla onaylanan ve doğum
sonrası analık iznine eklenmesi gereken azami beş haftalık süre içerisinde
kanuni izinlerini kullanan kadın memurun, doğum sonrası analık iznine
sadece doğum öncesi analık izni içerisinde Kurumunda fiilen çalışarak
geçirdiği sürelerin eklenmesi gerekmekte olup, bu süre içerisinde alınan
kanuni izinler doğum sonrası analık iznine ilave edilemeyecektir.
b) Memurun doğumdan önceki
sekiz haftalık analık izninin, doğum tarihinden önceki üç haftaya kadarki
kısmını Kurumunda çalışarak geçirebileceği, bu durumda tabip raporuna bağlı
olarak Kurumunda fiilen çalışarak geçirdiği azami beş haftalık izin
süresinin doğum sonrası analık izni süresine ekleneceği hükme bağlanmış
olduğundan, sağlık durumunun uygun olduğunu tabip raporu ile
belgelendirmeden Kurumunda çalışmaya devam eden memurun fiilen çalıştığı
sürelerin doğum sonrası analık iznine eklenmesi mümkün bulunmamaktadır.
c) Beklenen doğum tarihinden önce doğum yapan memurun,
doğum yapmadan önce kullanamadığı analık izni süreleri, doğum sonrası
analık izni sürelerine ilave edilecektir.
Bu çerçevede;
- Doğumdan önce sekiz
hafta süreli analık iznine ayrılan ve bu süre içerisinde erken doğum yapan
memurun, erken doğum sebebiyle kullanamadığı doğum öncesi analık izni
süreleri, doğum sonrası sekiz haftalık analık iznine eklenecektir.
- Beklenen doğum
tarihinden önceki üç haftaya kadar Kurumunda fiilen çalışan kadın
memurun, son üç haftalık doğum
öncesi analık izni süresi içerisinde erken doğum yapması sebebiyle doğum
öncesinde kullanamadığı analık izni süresi (kurumunda fiilen çalışarak
geçirdiği süreler ile birlikte), doğum sonrası analık izni süresine ilave
edilecektir.
- Beklenen doğum
tarihinden sekiz hafta öncesinde doğum öncesi analık iznine ayrılmayarak,
sağlık durumunun uygun olduğuna dair tabip raporu almak suretiyle kurumunda
fiilen çalışmaya devam eden kadın memurun, bu süre içerisinde erken doğum
yapması halinde, erken doğum sebebiyle kullanamadığı doğum öncesi analık
izni süresi ile kurumunda fiilen çalışarak geçirdiği süreler doğum sonrası
sekiz haftalık analık iznine eklenecektir.
- Kadın memurun
otuz ikinci haftadan önce doğum yapması halinde, erken doğum sebebiyle
kullanılamayan sekiz haftalık doğum öncesi analık izni süresinin tamamı
doğum sonrası analık iznine ilave edilecektir.
ç) 657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değişik 104
üncü maddesinin yürürlüğe girdiği 25/2/2011 tarihinden
önce erken doğum yapan ve mezkur maddenin yürürlük tarihinde doğum sonrası
analık iznini kullanan kadın memurun erken doğum sebebiyle kullanamadığı
doğum öncesi analık izni süreleri, kullanmakta olduğu doğum sonrası analık
iznine eklenecektir.
d) Doğumun beklenen tarihten sonra gerçekleşmesi halinde,
fazladan geçen süreler doğum sonrası analık izni süresinden
düşülemeyecektir.
e) Devlet memurluğuna atanmadan önce doğum yapan ve
doğum yaptığı tarihten itibaren sekiz haftalık süre içerisinde göreve
başlayanlara, 657 sayılı Kanunun 104
üncü maddesinin (A) fıkrası çerçevesinde doğum yaptığı tarih dikkate
alınarak sadece sekiz haftalık doğum sonrası analık izni süresinin kalan
kısmı kullandırılacaktır.
II. Süt
İzni
657 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (A) bendinde, “… Memurlara, bir yaşından küçük çocuklarını
emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Süt izninin
kullanımında annenin saat seçimi hakkı vardır.” hükmü yer almaktaydı.
6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra mezkur
maddenin (D) fıkrası ile; “Kadın memura, çocuğunu
emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden
itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir buçuk saat
süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez
kullanılacağı hususunda, kadın memurun tercihi esastır.” hükmü
getirilmiştir.
Yapılan bu değişiklik sonrası 657 sayılı Kanunun 104
üncü maddesinin anılan fıkrası çerçevesinde doğum sebebiyle verilecek süt
izninin uygulanmasına ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir:
1- Memura bir yaşından küçük çocuğunu emzirmesi için
günde toplam bir buçuk saat olarak verilen süt izni, doğum sonrası analık
izni süresinin (asgari 8, azami 13 hafta)
bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saate çıkarılmış ve
ikinci altı ayda ise günde bir buçuk saat olarak belirlenmiştir.
2- Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez
kullanılacağı hususu kadın memurun tercihine bırakılmıştır.
Bu hükmün
uygulanma şekli;
a) Değişiklikten önceki
hükme istinaden süt izni hakkını kullanmakta olan memura, doğum sonrası
analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ay içinde
bulunması halinde günde üç saat, doğum sonrası analık izni süresinin bitim
tarihinden itibaren ikinci altı ay içinde bulunması halinde ise günde bir
buçuk saat süt izni kullandırılacaktır.
b) Süt izninin, kadın memurun çocuğunu emzirmesi için
günlük olarak kullandırılması gereken bir izin hakkı olması sebebiyle bu
iznin birleştirilerek sonraki günlerde kullandırılmasına imkan
bulunmamaktadır.
III. Doğum
Sebebiyle Verilecek Aylıksız İzin
657 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin üçüncü
fıkrasında, “Doğum yapan memurlara istekleri halinde 104 üncü maddenin (A)
bendinde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren 12 aya kadar aylıksız
izin verilir.” hükmü yer almaktaydı.
6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra ise
mezkur Kanunun 108 inci maddesinin (B) fıkrası ile;
“Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca verilen doğum sonrası analık
izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren
istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız
izin verilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu değişiklik sonrası 657 sayılı Kanunun değişik
108 inci maddesinin (B) fıkrası çerçevesinde doğum sebebiyle verilecek
aylıksız iznin uygulanmasına ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir:
1- Doğum yapan memura isteği üzerine oniki
aya kadar verilen aylıksız izin hakkı yirmidört
aya çıkarılmış ve eşi doğum yapan memura da isteği üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin hakkı tanınmıştır.
2- Doğum yapan memura verilecek aylıksız iznin başlangıç
tarihi, doğum sonrası analık izninin (asgari 8, azami 13 hafta) bitimi; eşi
doğum yapan memura verilecek aylıksız iznin başlangıç tarihi ise doğum
tarihi olarak belirlenmiştir.
Bu hükmün
uygulanma şekli;
a) Mülga hükme istinaden doğum sebebiyle verilen
aylıksız iznini kullanmakta olan kadın memurun aylıksız izin süresi, isteği
üzerine yirmidört aya kadar çıkarılacaktır.
b) Mülga hükme istinaden doğum sebebiyle verilen on iki
aylık aylıksız izin süresini tamamlayan kadın memura, isteği halinde yirmidört aylık aylıksız izin süresinin kalan kısmı
kullandırılacaktır.
c) Eşi doğum yapan memura, eşinin Devlet memuru olup
olmadığına bakılmaksızın, mezkur Kanunun 108 inci
maddesinin (B) fıkrası çerçevesinde isteği halinde yirmidört
aya kadar aylıksız izin verilecektir. Ancak söz konusu iznin bitiş tarihi,
eşinin doğum yaptığı tarihten itibaren hiçbir surette yirmidört
aylık sürenin bitimini geçemeyecektir.
ç) 657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değişik 108
inci maddesinin yürürlüğe girdiği 25/2/2011
tarihinden önce eşi doğum yapan memura isteği üzerine yirmidört
aylık aylıksız izin süresinin kalan kısmı kullandırılacaktır. Ancak, söz
konusu aylıksız iznin bitiş tarihi, doğum tarihinden itibaren yirmidört aylık süreyi hiçbir şekilde geçemeyecektir.
d) Eşlerin her ikisinin de memur olması halinde, doğum
sebebiyle verilen aylıksız iznin yirmidört aylık
süre içerisinde her iki eşe aynı dönemde veya birbirini takip edecek
şekilde kullandırılması mümkündür.
e) Doğum sonrası analık izninin bitiminde aylıksız izin
verilen ve izin bitiminde göreve başlayan memurun yeniden aylıksız izin
talebinde bulunması halinde, bu memura doğum sonrası analık izninin bitiş
tarihini takip eden yirmidört aylık sürenin
aşılmaması kaydıyla tekrar aylıksız izin verilecektir.
f) Doğum yaptıktan sonra ataması yapılan memura, isteği
üzerine doğum sonrası sekiz haftalık sürenin bitimini takip eden tarihten
itibaren yirmidört aylık sürenin bitimini
aşmayacak şekilde, aylıksız izin kullandırılacaktır.
B) SİCİL,
DİSİPLİN VE DİĞER HUSUSLARA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
1- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunundaki sicile ilişkin düzenlemeler yürürlükten kaldırıldığından 2011
yılından başlamak üzere Devlet memurları için sicil raporu doldurulmayacaktır.
Geçmiş yıllara ait sicil raporlarının, 1/1/2011
tarihinden başlamak üzere beşinci yılın sonuna kadar muhafaza edilmesi
gerekmektedir. 657 sayılı Kanun dışındaki kanunlarda yer alan sicil ve
değerlendirmeye ilişkin hükümlerde bir değişiklik yapılmadığından bu
hükümlerin uygulanmasına devam edilecektir. Diğer kanunların sicil
konusunda 657 sayılı Kanuna atıf yapan hükümlerinin uygulama imkanı kalmadığından bu hükümler uyarınca işlem
yapılmaması gerekmektedir.
Ayrıca, kurumların 657 sayılı Kanunun mülga 112 nci maddesine istinaden çıkarmış oldukları sicil
amirleri yönetmeliklerinin dayanağı ve uygulama imkanı
kalmadığından bu yönetmeliklerin yürürlükten kaldırılması gerekmektedir. Bu
kapsamdaki yönetmeliklerin Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlükten kaldırılması
uygun görülmekte olup, bu hususta ayrıca görüş alınmasına gerek
bulunmamaktadır.
2- 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce olumsuz
sicil almaları sebebiyle kademe ilerlemesi yapamamış olan memurlara geçmişe
dönük kademe ilerlemesi yapılmayacak ve herhangi bir mali ve sosyal hak
verilmeyecektir. 2011 yılında kademe ilerlemesi yapılacak memurlar için
kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi hariç olmak üzere,
bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olma ve bulunduğu derecede ilerleyebileceği
bir kademenin bulunması dışında başka bir şart aranmayacaktır.
3- Halen aday memur
statüsünde bulunan memurlardan olumsuz sicil almış olanlar; adaylık devresi
içinde eğitimde başarılı olmaları ve 6111 sayılı Kanunun yürürlük
tarihinden sonra disiplin cezası almamaları kaydıyla, 657 sayılı Kanunun 56
ncı maddesi hükümleri saklı kalmak üzere adaylık
süresi sonunda disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirlerinin
onayı ile asli memurluğa atanacaklardır.
4- 2009 ve 2010 yıllarında iki defa üst üste olumsuz
sicil almaları sebebiyle başka bir sicil amirinin emrine atanmış olan
memurların genel hükümlere göre istihdamlarına devam edilecektir. Bu durumdakilerden henüz haklarında işlem
tesis edilmemiş olanlarla ilgili olarak ise herhangi bir işlem yapma
zorunluluğu bulunmamaktadır.
5- Adaylık süresi içerisinde 6111 sayılı Kanunun
yürürlük tarihinden önce disiplin cezası almış olanlar hakkında disiplin
cezası almış olmaları gerekçesiyle ilişik kesme hükümleri
uygulanmayacaktır.
6- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun disipline
ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılarak; memurların toplu müracaat ve
şikâyette bulunması, ikamet edilen il hudutlarının izinsiz terk edilmesi ve
yasaklanmış her türlü yayının görev mahallinde bulundurulması fiilleri
disiplin cezası nedeni olmaktan çıkarılmış bulunmaktadır. Bu itibarla,
Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte bu fiiller nedeniyle açılmış bulunan
disiplin soruşturmaları başka bir işleme gerek kalmaksızın sona
erdirilecektir. Yine bu fiiller nedeniyle başlatılmış ve sonuçlandırılmış
olup henüz uygulanmamış olan disiplin cezaları uygulanmayacaktır. Bu
fiiller nedeniyle verilen disiplin cezaları uygulanmış ise geriye dönük
olarak herhangi bir şekilde malî ve sosyal hak sağlanamayacak ve hiçbir
şekilde ödeme yapılmayacaktır. Ancak 657 sayılı Kanunun 133 üncü
maddesindeki süre şartına bakılmaksızın sadece bu fiiller nedeniyle
verilmiş bulunan disiplin cezaları özlük dosyasından yetkili amirce re’sen çıkarılacaktır.
7- 657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değişik 132 nci maddesinin son fıkrasında yer alan aylıktan kesme
cezası alanların 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların
ise 10 yıl süreyle belli görevlere atanamayacaklarına ilişkin hükmün
uygulanmasında söz konusu süreler cezaların verildiği tarihten itibaren
hesaplanacaktır.
8- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun 135 inci
maddesi değiştirilerek uyarma ve kınama cezalarına itiraz makamı olarak üst
disiplin amiri yerine disiplin kurulu belirlendiğinden halihazırda
itiraz incelemesi için üst disiplin amirinde bulunan sonuçlandırılmamış
dosyalar disiplin kurullarına intikal ettirilecektir. Söz konusu maddede
ayrıca, uyarma ve kınama cezalarına karşı da idari yargı yoluna başvuru
hakkı tanındığından, ilgililer dava açma süresi içinde bu cezalara karşı
idari yargı yoluna başvurabileceklerdir.
9- 6111 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun 91 inci
maddesinde değişiklik yapılarak, Devlet memuru olarak görev yapmaktayken
kadrosu kaldırılan memurların durumu ile bunların diğer kurumlara Devlet
Personel Başkanlığı tarafından nakledilmelerine ilişkin usul ve esaslar
düzenlenmiştir. Bu hüküm sadece kanuni düzenlemeler sonucunda kadrosu
kaldırılan Devlet memurlarını kapsamaktadır.
Söz konusu hüküm, 657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin
(E) bendi gereğince Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziye
edilenler veya 98 inci maddesinin (b) bendi uyarınca memuriyeti sona
erenler açısından yeniden memuriyete atanma hakkı vermediğinden bu yöndeki
talepler dikkate alınmayacaktır.
10- 6111 sayılı Kanunla 657
sayılı Kanunun 100 ve 101 inci maddelerinde yapılan değişiklikle, özürlü
memurların günlük çalışma süreleri ile hamile ve özürlü memurların gece
nöbeti ve gece vardiyası görevleriyle ilgili bu memurlar lehine
düzenlemeler yapılmış, 104 üncü maddede yapılan değişiklikle de eşi doğum
yapan memura verilen üç günlük izin, babalık izni adı altında yeniden
isimlendirilerek süresi on güne çıkarılmıştır. Mezkur
düzenlemeler ile aynı Kanunun 105 inci maddesinin son fıkrasında yer alan
aylıklı refakat izninden; 22/1/1990 tarihli ve 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 58 inci maddesinde yer alan, “Bu Kanun
Hükmünde Kararnamenin teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda uygulanması sırasında
birliği sağlamak ve doğacak tereddütleri gidermekle Devlet Personel
Başkanlığı yetkili ve görevlidir.
Sözleşmeli personele ilişkin
olarak bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde, Devlet
Personel Başkanlığının görüşü alınmak kaydıyla 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” hükmü çerçevesinde kamu iktisadi
teşebbüslerinde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/c maddesi kapsamında
görev yapan sözleşmeli personel de aynı usul ve esaslar çerçevesinde
yararlandırılacaktır.
11- 657 sayılı Kanunun değişik 122 nci
maddesinde, memurlara başarı ve üstün başarı belgesi verilmesine ilişkin
esaslar düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca verilecek olan başarı belgesi ve üstün başarı
belgelerinin ön yüzünde başlık (Başarı Belgesi, Üstün Başarı Belgesi), kurum logosu, ilgili personele ait
bilgiler ve fotoğraf, belge verilmesine esas somut olay ve verilere ilişkin
özet bilgi, belgeyi veren makamın imza ve mührü; arka yüzünde verilme gerekçesi,
657 sayılı Kanunun 122 nci maddesine istinaden verildiğini belirtir ifade,
tarih ve sayı bulunması zorunludur.
C) KADROLARIN
TAHSİS, DAĞILIM VE KULLANIMINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bulunan
kamu kurum ve kuruluşlarının kadro tahsisi, dağılımı ve
kullanımına ilişkin olarak yapmakta oldukları işlemlerin zaman kaybı ve
kaynak israfına sebebiyet vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesini teminen kamu kurum ve kuruluşları aşağıda belirtilen
hususlara riayet edeceklerdir.
1- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 92 nci maddesine göre yapılacak atamalarda,
a) Bütçe kanunları gereğince Devlet Personel
Başkanlığından alınması gerekli olan izinler alınmaksızın ilana
çıkılmayacak, kişilere hak doğmasına yol açabilecek sınav, mülakat, kura,
gibi uygulamalar yapılmayacaktır.
b) Personel alımlarında,
genç işgücünün kamu yönetimine kazandırılması bakımından, Kamu Görevlerine
İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelikte
belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde personel alımına öncelik verilecek,
bu yöntemle personel temin edilememesi halinde daha önce 657 sayılı Kanuna tabi
olarak çalışmış olanlardan açıktan atama yoluyla personel alımına
gidilecek, bu şekilde de personel temin edilememesi durumunda, 657 sayılı
Kanunun 92 nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre
bu Kanuna tabi olmayan personelden açıktan personel alımı yapılabilecektir.
2- Kurum ve kuruluşlar, 657 sayılı Kanunun 59 ve 92 nci maddeleri kapsamındaki atamalara ilişkin izin taleplerini
belirli bir program dahilinde Devlet Personel
Başkanlığına intikal ettirecekler, bu tür taleplerin yılın son aylarına
bırakılmaması konusunda özen göstereceklerdir.
3- 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname hükümleri çerçevesinde kadro ihdası, serbest bırakma ve kadro değişiklikleri
ile kadroların birimler arası aktarılmasına ilişkin talepler, Devlet
Personel Başkanlığına “DPB e-Uygulama/Kadro Uygulaması” projesi kapsamında
elektronik ortamda iletilen bilgilere göre değerlendirilecek olup, sözü
edilen bilgilerin kurumlarca doğru ve güncel olarak girilmesi, hizmetlerin
doğru, etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlayacağından kurumlar bu
konuda azami hassasiyet göstereceklerdir.
D) ÖZLÜK
DOSYASI TUTULMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR
657 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla değiştirilen
“Memur bilgi sistemi, özlük dosyası” başlıklı 109 uncu maddesinin son
fıkrasında, “Özlük dosyalarının tutulma esasları ile özlük dosyalarında yer
alacak belgelere ilişkin usûl ve esaslar Devlet
Personel Başkanlığınca belirlenir.” denilmektedir. Mezkur
hükme istinaden aşağıdaki usul ve esaslara göre işlem yapılması gerekli
görülmüştür.
1- Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası esas
alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolunurlar.
Burada memurun adı, soyadı, cinsiyeti, doğum tarihi ve yeri, öğrenimi,
kadro unvanı ve derecesi, memuriyete başlama tarihi, memuriyetten ayrılma
tarihi ve sebebi, sendika üyeliğine ilişkin bilgiler ile gerekli görülecek
diğer mesleki bilgiler kaydedilir.
2- Kurumlarca her memura üzerinde memurun kurumu, adı,
soyadı, unvanı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, fotoğrafı ve gerekli
görülen diğer bilgilerin yer aldığı bir kurum kimlik belgesi verilir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B ve 4/C
maddelerine göre istihdam edilenler, personel bilgi sistemine kaydolunur ve
bunlara kurum kimlik belgesi verilir. Söz konusu personel için personel
bilgi dosyası tutulur.
3- Her memur için bir özlük dosyası tutulur. Özlük
dosyalarının itina ile doğru ve tarafsız bir şekilde tutulmasından personel
birimleri sorumludur.
4- Özlük dosyaları memurların başarı, yeterlik ve
ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde,
emekliye ayrılmalarında veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde göz önünde
bulundurulur.
5- Özlük dosyası sekiz bölümden oluşur:
Birinci bölümde; ilk-yeniden-naklen atamaya ilişkin
belgeler,
İkinci bölümde; öğrenim durumu, bildiği yabancı diller
ve derecesi, yaptığı lisansüstü eğitim-staj ve incelemeleri ile ilgili
belgeler, katıldığı her türlü eğitim faaliyetine ilişkin belgeler, kendisi
tarafından verilen yayın ve eserlerine ilişkin bilgiler,
Üçüncü bölümde; memurun kullandığı izinlere ilişkin
belgeler,
Dördüncü bölümde; memur hakkında yapılan disiplin
soruşturmalarına ilişkin evraklar ile verilen disiplin cezaları, yargı
organlarınca memur hakkında verilmiş karar örnekleri, görevden
uzaklaştırmaya ilişkin belgeler ile varsa inceleme, soruşturma ve denetim
raporları,
Beşinci bölümde; kurumlarca gerekli görülmesi halinde
memurun maaş, ücret, harcırah ve sair parasal haklarına ilişkin belgeler,
emeklilik durumuna ilişkin belgeler, bakmakla yükümlü olduğu kişilere
ilişkin bildirimler, mal beyannameleri ile sendika üyeliğine ilişkin
belgeler,
Altıncı bölümde; memurun adaylık ve asli memurluğa
atanmasına ilişkin belgeler, derece ve kademe ilerlemeleri, sınıf, yer,
unvan, görev değişiklikleri ile ilgili belgeler, geçici görevlendirilmesine
ilişkin belgeler,
Yedinci bölümde; ödül, başarı ve üstün başarı belgesi
verilmesine ilişkin bilgi ve belgeler,
Sekizinci bölümde; askerlik durumu, mecburi hizmet
yükümlülüğü ve özürlülük durumuna ilişkin belgeler ile yukarıdaki bölümler
kapsamına girmeyen memurun hizmet durumuna ilişkin diğer mesleki bilgi ve
belgeler,
Saklanır.
6- Belgeler özlük dosyasının ilgili bölümüne, eski
tarihli olan altta olacak şekilde, kronolojik sıraya göre yerleştirilir.
7- Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları, özlük
dosyasında yer alan bilgilerden istihdam politikalarının tespiti ve
uygulanmasında gerekli gördüklerini merkezde elektronik ortamda tutarlar.
8- Görevi herhangi bir şekilde sona eren memurların
özlük dosyaları kurumlarınca saklanır.
9- Özlük dosyalarının tutulması ve muhafazasında özel
hayatın gizliliği ilkesine riayet edilir. Özlük dosyası içeriği hakkında
soruşturma ve kovuşturmaya yetkili merciler dışındakilere açıklama
yapılamaz, bilgi verilemez. Ayrıca kişinin rızası olmaksızın özlük dosyasındaki
bilgiler ve kayıtlar esas alınarak kişi hakkında yayında bulunulamaz.
10- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B ve 4/C
maddelerine göre istihdam edilen personelin personel bilgi dosyasında;
kronolojik sıraya göre sözleşmeler, öğrenim durumuna ilişkin belgeler,
kurum içi yer ve unvan değişikliklerine ilişkin belgeler, izinler, sendika
üyeliğine ilişkin bilgiler, sözleşme feshi ve hizmete yönelik diğer
belgeler tutulur.
E)
DEĞİŞTİRİLEN TEBLİĞ
1- 8/10/2003 tarihli ve 25253
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanun
Çerçevesinde Nakledilecek Personel Hakkında Tebliğin 4 üncü maddesinin (f)
fıkrasındaki “Nakil hakkı bulunan işçi personel;” ibaresi “Nakil hakkı
bulunan diğer personel;” olarak değiştirilmiştir.
2- Aynı Tebliğin 7 nci
maddesinin üçüncü fıkrasının (A) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“A) Merkez Teşkilatında: Daire Başkanı, Daire Başkanı
bulunmaması halinde Müdür,”
3- Aynı Tebliğin Geçici 1 inci maddesi yürürlükten
kaldırılmıştır.
F)
YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN TEBLİĞ
26/8/2004 tarihli ve
25565 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Devlet Memurlarına Doğum Sebebiyle
Verilecek İzinler Hakkında Tebliğ (Tebliğ No:2004/3) yürürlükten
kaldırılmıştır.
Tebliğ olunur.
|