Anayasa Mahkemesi
Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2009/44
Karar Sayısı :
2011/27
Karar Günü :
26.1.2011
İPTAL DAVASINI AÇAN: Anamuhalefet (Cumhuriyet Halk) Partisi TBMM Grubu adına Grup Başkanvekilleri
Hakkı Suha OKAY ile Kemal KILIÇDAROĞLU
İPTAL DAVASININ
KONUSU: 29.4.2009
günlü, 5893 sayılı Posta Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1.
maddesiyle 2.3.1950 günlü, 5584 sayılı Posta Kanunu’nun 10. maddesine
eklenen fıkranın, Anayasa’nın
2., 20., 22., 90. ve 128. maddelerine aykırılığı
savıyla iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemidir.
I- İPTAL VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN
GEREKÇESİ
Dava dilekçesinin gerekçe
bölümü şöyledir:
“III.
GEREKÇE
29.04.2009 Tarih ve 5893 Sayılı Posta Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 1 inci Maddesi ile 02.03.1950 Tarihli ve 5584
Sayılı Posta Kanununun 10 uncu Maddesine Eklenen Fıkranın Anayasaya
Aykırılığı
5893 sayılı Yasa’nın 1 nci maddesi ile 5584
sayılı Posta Kanununun 10 uncu maddesine eklenen ve iptali istenen fıkrada
“PTT İdaresi postaların ayrım ve dağıtım işlerini ihale yoluyla üçüncü
şahıslara gördürebilir.” denilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğünün
(PTT’nin), doğrudan, genel idare esaslarına göre yürütmekte olduğu posta
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer
kamu görevlilerince yerine getirilmesi, Anayasanın 128 inci maddesinin
gereğidir. Anayasanın 128 inci maddesinin birinci fıkrası; “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve
diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü
oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler,
memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.” hükmünü
içermektedir.
Nitekim 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda istihdam şekilleri,
Anayasanın 128 inci maddesinin anılan hükmüne paralel biçimde düzenlenmiş;
4 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Kamu hizmetleri, memurlar, sözleşmeli
personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.” hükmüne yer
verilmiş; 5 inci maddesinde de, dört istihdam şekli dışında personel
çalıştırılması yasaklanmıştır.
5584 sayılı Posta Kanununun 10 uncu maddesine,
29.04.2009 tarih ve 5893 sayılı Posta Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanunun 1 inci maddesi ile eklenen ve iptali istenen fıkra ise, Anayasanın
“kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler” başlıklı 128 inci maddesinde
öngörülmeyen bir istihdam şeklini düzenlemekte; idarenin doğrudan genel
idare esaslarına göre yürüttüğü posta hizmetinin gerektirdiği asli ve
sürekli görevlerin “hizmet satın alınması” yoluyla gördürülmesi şeklinde,
dolaylı olarak bir özelleştirme getirmektedir.
Temel işlevi, 5584 sayılı Posta Kanunu ve 406
sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu ile diğer Kanunlarda tekel olarak verilen
“Yurdun her tarafında açık ve kapalı mektuplar ve posta kartlarını kabul
etmek, taşımak ve dağıtmak, 2813 sayılı Telsiz Kanunu hükümleri saklı
kalmak kaydıyla, halka hizmet veren gişelerdeki telgraf, teleks, tele –
post gibi uç tesisleri ile telgraf muhabere cihazlarını kurmak ve işletmek”
olan Türkiye Cumhuriyeti Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü (PTT),
idarenin bütünlüğü içinde yer alan, görev alanına ilişin sektörde kamu
hukuku ilke ve düzenlemelerine bağlı olarak, kamu yararı amacıyla
düzenleyici işlemler yapan, genel idare esaslarına göre faaliyet gösteren,
gördüğü hizmet sürekli ve asli nitelik taşıyan Tüzel Kişiliğe sahip
faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir Kamu İktisadi
Kuruluşudur (PTT Genel Müdürlüğü Ana Statüsü, R.G. 22.02.2000, Sa.23972)
Anayasanın özelleştirmeyi düzenleyen 47 nci
maddesinin dördüncü fıkrası, özelleştirme konusu alanları, devletin
yürüttüğü yatırım ve hizmetler olarak öngörmüş olup, itiraz konusu kural
hizmet satın alınmasına ilişkin olması nedeniyle Anayasanın 47 nci maddesi ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle iptali istenen kural, Anayasanın 128 inci
maddesine ve 2 nci maddesinde belirtilen Cumhuriyetin
nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti ilkesine aykırı olup iptali
gerekmektedir.
Diğer taraftan Anayasanın 22 nci maddesi “Herkes, haberleşme hürriyetine
sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır” hükmüne amirdir.
Bu maddenin gerekçesinde de,
“Burada söz konusu olan
haberleşme, kişilerin kendi aralarında P.T.T. araçları aracılığıyla
serbestçe haberleşmesidir. Bu husus dahi özel hayatın bir unsurunu teşkil
etmektedir; bu sıfatla haberleşmenin de gizliliğini korumak gerekir ve bu
gizlilik maddenin ikinci fıkrasıyla hüküm altına alınmıştır.
Özel hayatın gizliliğinin
korunması ve konut dokunulmazlığında olduğu gibi, haberleşmenin gizliliği
de: ancak hakim kararıyla kaldırılabilecek; fakat
kanunun açıkça yetkili kıldığı başka bir merci dahi, acele hallerde, istisnaen. Bu yolda emir verebilecektir.”
denilmiştir. Görüldüğü gibi, Anayasa, temel hak ve
özgürlüklerden olan “Haberleşme hürriyeti”ni, “P.T.T. araçları aracılığıyla serbestçe haberleşme” olarak tanımlamıştır.
“Özel kanaatlerin gizliliği, haberleşme ve düşüncelerin serbest
iletişimi ve bunların özel yaşam alanı bağlamında koruma görmesi ile
sağlanabilir. Mektuplaşma, telefon görüşmeleri, düşüncelerin değişik
biçimlerde iletilmesi bu kapsama girmektedir. Bu bakımdan posta
hizmetlerinin tabi olduğu rejim önem taşımaktadır. Haberleşmede ilke, hak
öznesinin dilediği kimselerle dilediği biçimde haberleşmesinin
engellenmemesi ve bu haberleşmelerin, ilgililerin izin ve onayı olmadan,
üçüncü kişilerin algı ve müdahalesinden korunmasıdır.” (Kaboğlu
İ.Ö., Özgürlükler Hukuku, İstanbul, 1999, s.192)
Posta hizmetlerinin tabi olduğu rejim bu kadar önemli olmasına
karşın, iptali istenilen kural ile; hizmet alımı
suretiyle üçüncü kişilerin (taşeron şirketlerin) algı ve müdahalesinin
önünün açılması, Anayasanın 22 nci maddesine
açıkça aykırıdır.
Öte yandan Anayasanın 20 nci maddesinde,
herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına
sahip olduğu hükme bağlandığı gibi, Türkiye tarafından da onaylanan “İnsan
Hakları ve Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi (AİHS)” nin “Özel hayatın ve aile hayatının korunması” başlıklı
8 inci maddesinde de,
“1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı
gösterilmesi hakkına sahiptir.
2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak
ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin
korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir
toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz
konusu olabilir.”
denilmiştir. Görüldüğü üzere bu Sözleşme’ye göre
haberleşme hakkının kullanılmasına ancak bir kamu otoritesinin müdahale
edebileceği öngörülmüş, bu müdahale de belirli şartlara bağlanmıştır.
Postaların ayrım ve dağıtım işlerinin ihale yoluyla üçüncü şahıslara
gördürülmesini öngören iptali istenen kural, özel hayatın gizliliği ilkesi
ile bağdaşmadığından ve haberleşme hakkına kamu otoritesi dışında üçüncü
şahısların müdahalesinin de önünü açtığından, bu yönüyle de Anayasanın 20 nci maddesi ile AİHS’ne ve
dolayısıyla Anayasa’nın 90 ıncı maddesine
aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, 29.04.2009 tarih ve 5893
sayılı Posta Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1 inci maddesi
ile 02.03.1950 tarihli ve 5584 sayılı Posta Kanununun 10 uncu maddesine
eklenen fıkranın, Anayasanın 2 nci, 20 nci, 22 nci, 90 ıncı ve 128 inci maddelerine aykırı olduğundan, iptal
edilmesi gerekmektedir.
IV. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA İSTEMİNİN GEREKÇESİ
Anayasanın temel hak ve özgürlüklerden olan
“Haberleşme hürriyeti” ni düzenleyen 22 nci maddesine ve belirtilen diğer hükümlerine açıkça
aykırı olan iptali istenilen kuralın uygulanması durumunda sonradan
giderilmesi olanaksız durum ve zararlar doğabilecektir.
Öte yandan, Anayasal düzenin en kısa sürede hukuka
aykırı kurallardan arındırılması, hukuk devleti sayılmanın da gereğidir.
Anayasaya aykırılığın sürdürülmesinin, bir hukuk devletinde subjektif yararların üstünde, özenle korunması gereken
hukukun üstünlüğü ilkesini de zedeleyeceği kuşkusuzdur. Hukukun üstünlüğü
ilkesinin sağlanamadığı bir düzende, kişi hak ve özgürlükleri güvence
altında sayılamayacağından, bu ilkenin zedelenmesinin hukuk devleti
yönünden giderilmesi olanaksız durum ve zararlara yol açacağında duraksama
bulunmamaktadır.
Bu zarar ve
durumların doğmasını önlemek amacıyla, Anayasaya açıkça aykırı olan iptali
istenen kuralın, iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün de
durdurulması istenerek Anayasa Mahkemesine dava açılmıştır.
V. SONUÇ VE İSTEM
Yukarıda açıklanan gerekçelerle 29.04.2009 tarihli ve
5893 sayılı Posta Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1 inci
maddesi ile 02.03.1950 tarihli ve 5584 sayılı Posta Kanununun 10 uncu
maddesine eklenen fıkranın, Anayasanın 2 nci, 20 nci, 22 nci, 90 ıncı ve 128 inci maddelerine aykırı olduğundan,
iptaline ve uygulanması halinde giderilmesi güç
ya da olanaksız zarar ve durumlar doğacağı için, iptal davası
sonuçlanıncaya kadar yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesine ilişkin istemimizi saygı ile arz
ederiz.”
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralı
İptal konusu kuralı da içeren 2.3.1950 günlü, 5584
sayılı Posta Kanunu’nun 10. maddesi şöyledir:
“ Ulaştırma
sözleşmeleri:
Madde 10- P.T.T. İdaresi posta
ulaştırmalarını düzenlemek için gerçek ve tüzelkişilerle ve taşıma ortaklıklariyle sözleşmeler yapabilir.
(Ek
fıkra: 29/4/2009 – 5893/1 md.) PTT
İdaresi postaların ayrım ve dağıtım işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara
gördürebilir.”
B- Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa’nın 2.,
20., 22., 90. ve 128. maddelerine dayanılmış; 47. maddesi ise ilgili görülmüştür.
III- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8.
maddesi uyarınca Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz
PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet
AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa YILDIRIM, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla PERKTAŞ’ın
katılımlarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik
bulunmadığından işin esasının incelenmesine ve yürürlüğü durdurma isteminin
esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE, 2.7.2009 gününde
karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin
rapor, iptali istenilen Yasa kuralı, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa
kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava dilekçesinde, Anayasa’nın temel hak ve
özgürlüklerden olan haberleşme hürriyetini PTT araçları aracılığıyla
serbestçe haberleşme olarak tanımladığı,
herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme
hakkına sahip olduğu, Türkiye tarafından da onaylanan İnsan Hakları ve
Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 8. maddesinde
haberleşme hakkının kullanılmasına ancak bir kamu otoritesince müdahale
edilebileceğinin öngörüldüğü ve bunun belirli şartlara bağlandığı, iptali istenilen
kural ile hizmet alımı suretiyle kamu otoritesi dışında üçüncü kişiler ile
taşeron şirketlerin müdahalesinin yolunun açıldığı, posta hizmetlerinin
niteliği gereği Anayasa’nın 128. maddesi uyarınca memurlar ve diğer kamu
görevlilerince yerine getirilmesinin gerektiği, asli ve sürekli kamu
görevlerinin hizmet satın alınması yoluyla gördürülmesinin dolaylı bir
özelleştirme olduğu belirtilerek iptal konusu kuralın Anayasa’nın 2., 20., 22., 90. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi
yasaların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü’nün Anayasa’ya
aykırılığı konusunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak
zorunda değildir. İstemle bağlı kalmak koşuluyla başka gerekçe ile de karar
verebileceğinden, iptali istenen kuralla ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 47.
maddesinin dördüncü fıkrası yönünden de inceleme yapılmıştır.
Posta Kanunu’nun 1. maddesinde açık ve kapalı
mektupları, kartları, gazetelerle belli zamanlarda çıkan dergileri,
kitapları, her türlü basılmış kağıtları, küçük
paketleri, değer konulmuş mektupları ve kutuları, değer konulmuş veya değer
konulmamış posta kolilerini ve tebliğ kağıtlarını kabul etmek, taşımak ve
dağıtmak PTT idaresinin görevleri arasında sayılmış; 2. maddesinde açık ve
kapalı mektuplar ile üzerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartların
kabul edilmesinin, taşınmasının ve dağıtılmasının PTT idaresinin tekeli
altında olduğu belirtilmiştir. Dava konusu kuralda ise PTT idaresinin kabul
etmek, taşımak ve dağıtmakla görevli olduğu postaların ayrım ve dağıtım
işlerinin ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebileceği öngörülmüştür.
Anayasa’nın 2. maddesinde “Türkiye
Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde,
insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta
belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk
Devletidir.”; 128. maddesinin birinci fıkrasında “Devletin kamu
iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına
göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve
sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür”
denilmiştir.
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak 22.2.2000 gün ve
23972 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ana Statü ile teşkil olunan Türkiye
Cumhuriyeti Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tüzel kişiliğe
sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir kamu
iktisadi kuruluşudur. Ana Statü’nün 20. maddesinde kuruluş, müessese ve
bağlı ortaklık personelinin istihdam şekilleri konusunda 233 ve 399 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin
eki (1) sayılı cetvelde kadro unvanları gösterilen personel, 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu iktisadi teşebbüsleri ile bağlı
ortaklıkların genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve
sürekli görevleri yürütmekle görevli personel grubunu oluşturmaktadır. Teşebbüs ve bağlı ortaklıkların, Devlet tarafından tahsis
edilen kamu sermayesinin kârlı, verimli ve ekonominin kurallarına uygun bir
şekilde kullanılmasında bulunduğu teşkilat, hiyerarşik kademe ve görev
unvanı itibariyle kuruluşun çalışmalarını doğrudan doğruya etkileyebilecek
karar alma, alınan kararları uygulatma ve uygulamayı denetleme görev ve
yetkisi, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelde kadro
unvanları gösterilen personel tarafından yerine getirilmektedir. Söz
konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelde yer alan
kadrolar, genel müdür, genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, kurul
ve daire başkanları, müessese, bölge, fabrika, işletme ve şube müdürleri,
müfettiş ve müfettiş yardımcıları başta olmak üzere üst düzey yönetici ve
denetleyici konumunda bulunan personele ait kadrolardan oluşmaktadır.
Açık ve kapalı mektuplar ile üzerinde haberleşme
mahiyetinde yazı bulunan kartların kabul edilmesinin, taşınmasının ve
dağıtılmasının PTT idaresinin tekeli altında bulunması nedeniyle
ertelenemeyeceğinden ve başka bir kurum tarafından yerine
getirilemeyeceğinden dolayı posta hizmetinin kamu hizmeti olduğu açıktır. Buna karşılık 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin yukarıda
anılan hükümleri göz önüne alındığında, posta
hizmetlerinin etkili, verimli ve düzenli bir şekilde sunumunu doğrudan
etkileyecek karar alma, alınan kararları uygulatma ve uygulamayı denetleme
görev ve yetkisini içermeyen postaların ayrım ve dağıtım işlerinin, Devletin
genel idare esaslarına göre yürütmesi gereken bir kamu hizmeti şeklinde
nitelendirilmesi olanaklı değildir.
Öte yandan, Anayasa’nın
47. maddesinin dördüncü fıkrasında “Devlet,
kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen
yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek
veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla
belirlenir.” denilmiştir. Böylece kamu hizmetlerinden hangilerinin özel
hukuk sözleşmeleri ile üçüncü kişilere yaptırılabileceği veya bunlara
devredilebileceği konusunda yasama organı yetkili kılınmıştır.
PTT idaresinin tekeli altında olan hizmetler başka
bir kurum tarafından yerine getirilemeyeceğinden ülke sınırları içinde
coğrafi konumlardan bağımsız olarak herkes tarafından erişilebilir olması,
önceden belirlenmiş kalitede ve makul bir bedel karşılığında asgari
standartta sunulması gerekmektedir. Posta hizmet
talebinin hizmette etkinlik ve verimlilik sağlayarak, değişen şartlara ve
ihtiyaca göre hizmet sunumunu yapmak Devlet için bir kamusal görev ise de
bunun karşılanması için Devletin genel idare esaslarına göre yürütülmesi
zorunlu olmayan postaların ayrım ve dağıtım işlerinin ihale yoluyla üçüncü
şahıslara gördürülebilmesinin Anayasa’nın 47. maddesinin dördüncü fıkrası
karşısında yasakoyucunun takdir yetkisi içinde
bulunduğunun kabulü gerekir.
Diğer yandan, Anayasa'nın 20. maddesi ile özel
hayatın gizliliği ve korunması güvence altına alınmıştır. Maddenin birinci
fıkrasında herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini
isteme hakkına sahip olduğu ve özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine
dokunulamayacağı; ikinci fıkrasında ise özel hayatın gizliliğine ilişkin
hakkın sınırlandırılma koşulları belirtilmiştir.
Anayasa’nın 22. maddesinde
herkesin haberleşme hürriyetine sahip olup haberleşmenin gizliliğinin esas
olduğu, maddede sayılan durumlar dışında herhangi bir nedenle bu hürriyetin
engellenemeyeceği öngörülmüştür.
Posta Kanunu’nun “Posta Gizliliği” başlıklı 16.
maddesinde kendilerine posta servisinde bir iş verilmiş olanların, posta
münasebetlerini açığa vurmalarının, kapalı mektupları açmalarının,
içlerinde ne olduğunu araştırmalarının, haberleşme kağıtlarındaki
yazılar hakkında üçüncü kişilere bilgi vermelerinin ya da her hangi birinin
bunları yapmasına meydan bırakmalarının yasak olduğu belirtilmiş; bu yasağa
uymayanların eylemleri ise Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak tanımlanmıştır.
Özel hayatın gizliliği ile
haberleşmenin gizliliği, her türlü yasa dışı müdahaleye karşı Anayasa ve
diğer yasalarla güvence altına alınmıştır. Bu güvence, postaların ayrım ve
dağıtım işlerini ihale yolu ile alan üçüncü şahısların yasa dışı
müdahalelerini de kapsamaktadır. Dolayısıyla Kural’ın, güvence altına
alınan özel hayatın gizliliği ile haberleşmenin gizliliğini zedeleyen ya da
güvence altına alınan bu haklara yasa dışı müdahale etmeme yükümlülüğü
altında bulunanların sorumluluklarını ortadan kaldıran bir yönü
bulunmamaktadır. Ayrıca PTT idaresinin, hizmetin düzenli, istikrarlı ve
güvenli bir biçimde yürütülmesini sağlamak bakımından sorumluluğu ile
denetim ve gözetim yetkisinin devam edeceği açıktır.
Belirtilen nedenlerle iptal konusu kural,
Anayasa’nın 2., 20., 22., 47. ve 128. maddelerine
aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
İptal konusu kuralın Anayasa’nın 90. maddesiyle
ilgisi görülmemiştir.
V-YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
29.4.2009 günlü, 5893
sayılı Posta Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesiyle
2.3.1950 günlü, 5584 sayılı Posta Kanunu’nun 10. maddesine eklenen
fıkrasına yönelik iptal istemi, 26.1.2011 günlü, E. 2009/44, K. 2011/27
sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkraya ilişkin YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI
İSTEMİNİN REDDİNE, 26.1.2011 gününde
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VI- SONUÇ
1- 7.5.2010
günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili
gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme’nin çalışıp çalışamayacağına
ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme’nin çalışmasına bir
engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah
OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz AKINCI’nın,
gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karşıoyları
ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- 29.4.2009 günlü, 5893 sayılı Posta
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesiyle 2.3.1950
günlü, 5584 sayılı Posta Kanunu’nun 10. maddesine eklenen fıkranın
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
26.1.2011 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
Fettah OTO
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üye
Alparslan ALTAN
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
|
|