Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı: 2010/61
Karar Sayısı: 2011/7
Karar Günü: 6.1.2011
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 5.5.2009 günlü, 5894 sayılı Türkiye Futbol
Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (1), (2),
(3) ve (4) numaralı fıkralarının, Anayasa’nın 7., 9., 10., 36., 38., 125.
ve 138. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Davacı tarafından Türkiye Futbol Federasyonu
Statüsü ile Futbol Disiplin Talimatının belirli maddelerinin mutlak
butlanla batıl olduklarının tespitiyle Tahkim Kurulu’nun 6.10.2009 günlü
kararının iptali ve maddi ve manevi tazminat istemleriyle açılan davada,
itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu savını ciddi bulan
Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN
GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçesi şöyledir:
“KONU:
Mahkememizin 2010/165 Esas
sayılı dava dosyasında 17.06.2010
tarihli ikinci oturumun iki nolu ara kararı gereğince 5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 1, 2, 3, 4. maddelerinin Anayasa’nın 9, 36, 123, 125 ve 155. maddelerine aykırılığı
sebebiyle iptali isteminden ibarettir.
İPTALİ
İSTENEN MADDE: 5894 sayılı Kanunun 6. maddesi :
Madde-6: (1)Tahkim Kurulu, Bu Kanun uyarınca
bağımsız ve tarafsız bir zorunluluk Tahkim mercii olup TFF’nin en üst hukuk
kuruludur. Ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki
uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir.
(2) Tahkim Kurulu, TFF Statüsü ve ilgili talimatlar
uyarınca karar verme yetkisine sahip kurul ve organlar tarafından verilecek
kararları nihai olarak inceleyerek münhasıran karara bağlar. Tahkim Kurulu’na
başvuru süreci TFF Talimatlarının yayınından veya itiraz edilen kararın
tebliğinden itibaren 7 gündür.
(3) Tahkim Kurulu’nun oluşumu, görev, yetki, hak ve
sorumlulukları ile üyelerin sahip olması gereken nitelikler TFF Statüsünde
belirlenir. Tahkim Kurulu’nun işleyişi ve usul kuralları TFF tarafından
çıkarılacak talimatta yer alır.
(4) Tahkim Kurulu kendisine yapılan başvuruları kesin ve
nihai olarak karara bağlar. Ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna
başvurulamaz.
(5)…
Anayasamızın 152. maddesi “Bir davaya bakmakta olan
mahkeme, uygulanacak bir Kanun veya Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümlerini
Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık
iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda
vereceği karara kadar davayı geri bırakır...” hükmü gereğince mahkeme önüne gelen ve görevli
olduğu bir konu ile alakalı olarak açılan davalarda uygulanacak maddeyi
taraf iddiası veya resen iptalini Anayasa Mahkemesine götürebilir. Yani
böyle bir istemde bulunabilmesi için söz konusu davaya bakma yetkisinin
bulunması şarttır.
Bu
bağlamda davacı Ankaraspor A.Ş. Klübü tarafından Türkiye Spor Federasyonu
aleyhine açmış olduğu davada davalı TFF Yönetim Kurulu’nun 06.09.2009 tarih ve 57 sayılı kararı ile Ankaraspor’un
bir alt kümeye düşürülerekten bu sezon itibariyle de üç yıl müsabakalardan
men’ine karar verildiği, bu karar üzerine davacı klübün yasal süresi
içerisinde Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’na müracaatı üzerine
TFF, Tahkim Kurulunun 06.10.2009
tarih ve 531/533 sayılı
karar ile Ankaraspor A.Ş. adına vekili tarafından yapılan itirazın reddi
ile Ankaraspor A.Ş.’nin bir alt lige düşürülmesine dair PFDK’nın 15.09.2009
tarih ve T2009-2010/121, K2009-2010/147 kararının onanmasına kesin olarak
karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu
kararın uygulanması dolayısıyla Ankaraspor’un Turkcell Süper Ligde bir alt
gruba düşürülerek karar tarihinden itibarende bu ligde yapması gereken
maçların yaptırılmamasından dolayı hasılat kaybı, televizyon gelirlerinden,
stada alınan reklamlar ile formalara alınan reklamlardan elde edilen
gelirlerden, toto-loto gelirlerinden, klüpler birliğinden gelen
gelirlerden, fair play ligi gelirlerinden, ilk altı sıraya verilen ödül
gelirlerinden ve diğer gelirlerden yoksun bırakılmasından, keza
futbolcuların değer kaybetmelerinden dolayı 12.000.000 TL ve bu karar
dolayısıyla görülen zarardan dolayı 100.000 TL manevi zarar olmak üzere
toplam 12.100.000 TL’lik maddi ve manevi zarar davası açmıştır.
Mahkemenin
152. madde gereğince bir davayı Anayasa mahkemesine götürürken davaya
bakmakta görevli olması gerekir. 5894 Sayılı Yasanın 6. maddesi TFF’nun tüm
işlemlerini Tahkim Kurulu’na havale etmiştir. Yasa gereğince Dernekler
Kanunu ve TMK hükümlerine tabi özel hükmi şahsiyete haiz olan TFF bir kamu
tüzel kişiliği olmadığı için bu kurulun kararlarına karşı idari yargıda
dava açılamaz. Dolayısı ile Federasyonun kararlarına karşı 6. maddenin
olmaması halinde adli yargıda dava açılması gerekir. Adli Yargıda gerçek
veya tüzel kişiler tarafından gerçekleştirilen eylem ve işlemler sonucu
meydana gelecek zararlara bakmaya yetkili ve görevlidir. Ancak 5894 Sayılı
Kanunu’nun 6. maddesi gereğince Türkiye Futbol Federasyonu’nun özelliği
gereği ihtilafların kısa yoldan halli için Tahkim Kurulu’na yetki ve görev
verilmiştir. Ve aynı madde içerisinde de Tahkim Kurulu’nun kararlarının
kesin olduğu ve bu kararlara karşı adli ve idari yargı yollarına
başvurulamayacağı yasada öngörülmüştür. Bu hükmün iptali halinde Türkiye
Futbol Federasyonu’nun yapmış olduğu işlem ve eylemlerden dolayı meydana
gelecek zararlar ile ilgili adli yargıda davalara bakılabileceği ve
dolayısı ile de, mahkememiz davaya bakmakta görevli olduğundan davacı tarafın
iptal istemi mahkememizce ciddi görülerek 6. maddenin 1, 2, 3, 4.
fıkralarının Yüksek Mahkemeniz’ce iptalini istemek gerekmiştir.
Mahkememiz
Türkiye Futbol Federasyonu’nun kararının sonucunda doğacak maddi ve manevi
zararlar yönünden inceleme yapmaya yetkili ve görevli olduğundan bu konuda
aşağıda detaylı olarak yazılacağı üzere 6. maddenin ilgili fıkralarının
iptali istemi çerçevesinde;
1-
5894 Sayılı Kanunun 6:
(l) Tahkim Kurulu, Bu Kanun uyarınca bağımsız ve tarafsız bir zorunluluk
Tahkim mercii olup TFF’nin en üst hukuk kuruludur. Ve TFF Statüsü ve ilgili
talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar
merciidir. Hükmünün Tahkim Kurulu’nun oluşturulmasını
düzenlerken bunun TFF Statüsü ve ilgili talimatlar ile düzenlenmesini öngörmüştür.
TFF Statüsün 61. maddesi ile düzenlenmiştir. Bu maddenin 1. fıkrasında
Tahkim Kurulu Federasyon Başkanı’nın teklifi ve Yönetim Kurulu’nun kararı
ile en az beş yıllık mesleki tecrübeye sahip hukukçular arasından seçilecek
bir başkan ve altı asıl ve altı yedek üyeden oluşur. Üyelerin
belirlenmesinde FİFA ve UEFA’nın kuralları esas alınır. 2. fıkrasında
Tahkim Kurulu’nun görev süresi Federasyon Yönetim Kurulu’nun görev süresi
kadardır. Üyeler kendi aralarından bir başkan vekili ve bir raportör seçer.
4. fıkrasında kurul görevinde bağımsızdır. Üyeler istifa etmedikçe veya
çekilmiş sayılmadıkça yerlerine yeni üye görevlendirilemez. Herhangi bir
nedenle boşalan asıl üyeliğe yedek üyeler sırası ile görevlendirilmiş
sayılır. Bu fıkra uyarınca seçilen yedek üyeler kalan süre kadar görev
yapar. 9. fıkrasında ise tahkim kurulunun çalışma esas ve usulleri Yönetim
Kurulu tarafından çıkarılacak bir talimatla belirlenir. Şeklinde düzenleme
yapılmıştır.
Yasa
maddesi ve Statünün 61. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yargılama
yetkisine haiz olan bir kurulun teşekkülü Anayasa’nın 7. maddesinde
belirtilen yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet
Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.” ve 9. maddesinde “Yargı yetkisi,
Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.” hükümlerine aykırılık
teşkil etmektedir.
Yargı yetkisi kullanacak kişilerin nitelikleri,
seçilme usulleri ve çalışma esasları yasa ile belirlenmesi zorunludur.
Dolayısı ile bu düzenlemelerin Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’na
bırakılması Anayasa’ya aykırıdır. Yani seçilme şekilleri ve nitelikleri
yasa ile belirlenmesi gerekir. Zira ANAYASA MAHKEMESİ’nin: 2006/118 Esas ve
2009/107 Karar sayılı ilamında “3289 sayılı Yasanın Ek 9. maddesinin birinci
fıkrasına göre, spor federasyonlarına, talepte bulunmaları durumunda
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Merkez Danışma
Kurulunun uygun görüşü, bu Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanın teklifi ve
Başbakanın onayı ile idarî ve malî özerklik verilebilmekte, Federasyonlar
da, kuruluşlarına ilişkin kararın Resmî Gazetede yayımlanması ile tüzel
kişilik kazanmaktadırlar.
Özerk
spor federasyonları denetim bakımından merkezi idareye bağlıdırlar. Ek
Madde 9’un son fıkrasına göre, bu federasyonların her türlü faaliyet ve
işlemleri Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanlığın denetimine tâbidir. Bu
denetim sonucunda görevi başında kalmasında sakınca görülen federasyon
başkanı veya yönetim kurulu üyeleri hakkında karar almak üzere, Genel
Müdürlüğün bağlı olduğu Bakan, genel kurulu olağanüstü toplantıya
çağırabilir. Bunların Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından öngörülen
çerçeve statüye uygun şekilde hazırlanması zorunlu olup, ceza veya disiplin
kurullarınca verilen kararlara karşı Genel Müdürlük bünyesinde
oluşturulacak Tahkim Kurulu’na itiraz edilebilir.
Ek
madde 9’da 5340 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonucunda Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü olimpik branşlarda, federasyonun bir önceki yıl
gerçekleşen gelirlerinin %75’i kadar, olimpik olmayan federasyonlara ise,
%50’si kadar yardımda bulunabilmektedir. Ayrıca Genel Müdürlük, bütçesinden
özerk federasyonlara ilgili branşın alt yapısına ve eğitime ilişkin
projelerinin desteklenmesi amacıyla gerektiğinde kaynak tahsis edebilmekte
ve spor tesislerinin işletilmesini, menkul ve gayrimenkullerini bedelsiz
olarak kırkdokuz yıla kadar federasyonların faaliyetlerine
devredebilmektedir.
Yukarıda
anılan özerk federasyonların kuruluşları, denetimleri, mali yapıları, ve
kararlarına karşı merkezi idare içerisinde oluşturulan Tahkim Kurulu’na
başvurulabilmesi gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda, bunların
hizmet yerinden yönetim kuruluşları oldukları sonucuna varılmaktadır. Özerk
federasyonların hizmet yerinden yönetim ilkesine göre kurulmaları nedeniyle
Anayasa’nın 123. maddesi uyarınca kanunla düzenlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan
nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 123. maddesine aykırıdır.
İptali gerekir.” Gerekçesi
ile de bu hususu açıkça vurgulamıştır.
Diğer
taraftan bu husus yasa gereği Dernekler Kanunu ve Türk Medeni Kanunu
hükümlerine tabi olarak çalışması gereken Federasyonun Tahkim Kurulu’nu
oluşturma şekli, bu yasalara da aykırı olarak düzenlenmiştir. Zira
Dernekler Kanununu ve Türk Medeni Kanunu gereğince derneğin disiplin ve
denetim kurulları yönetim kurulunun seçimine bırakılmayıp aksine ilgili
derneğin genel kurulu tarafından seçilmesi öngörülmüştür. Bu durumda
Anayasa’nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil
etmektedir.
Türkiye
Futbol Federasyonu Başkanı’nın kendisini denetleyecek başkan ve üyeleri
bizzat kendisinin teklifi ile Yönetim Kurulu’nca belirlenmesi eşitlik ve
denetleme ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Kendisini denetleyecek
kişilerin Başkanın ve Yönetim Kurulu’nun teklifi ile seçilmesinin bu
kurulun işlemlerine karşı ne derece tarafsız davranacakları tartışmadan
varestedir. Kaldı ki bu üyelerin mali haklarının düzenlemesi de yine aynı
Yönetim Kurulu’na ait olduğundan doğrudan doğruya Yönetim Kurulu’nun ve
Federasyon Başkanı’nın bu üyeleri etkileyebilecekleri tartışmasızdır. Dolayısı
ile 5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 1. fıkrası Anayasa’nın 7, 9 ve 10.
maddelerine aykırı olduğu kanaatine varıldığından Yüksek Mahkemenizden
iptali istenmesi gerekmiştir.
2-
5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 2. fıkrasında; Tahkim
Kurulu, TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca karar verme yetkisine
sahip kurul ve organlar tarafından verilecek kararları nihai olarak
inceleyerek münhasıran karara bağlar. Tahkim Kurulu’na başvuru süreci TFF
Talimatlarının yayınından veya itiraz edilen kararın tebliğinden itibaren 7
gündür.
Bu
fıkrada Tahkim Kurulu’nun kararlarını verirken TFF Statüsü ve ilgili
talimatlar uyarınca nihai olarak incelenmesi öngörülmüştür. Oysa Anayasa’nın
138. maddesi “hakimler görevlerinde
bağımsızdırlar. Anayasaya, Kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani
kanaatlerine göre hüküm verirler.”
“Hiçbir
organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere
ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye veya
telkinde bulunamaz...” hükmü nazara alındığında yargı yetkisini kullanan
kişilerin öncelikli olarak gözönünde bulundurmaları gereken kural Anayasa
kurallarıdır. Yani Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak inceleme
yapmaları gerekirken bunun aksine olaraktan statünün 61/7. maddesinde
belirtilen tamamen kendilerini atayan kurul tarafından belirlenen statüye
tabi tutularaktan karar vermeleri Anayasa’nın 138. maddesine aykırılık
teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
3-
5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 3. fıkrasında; Tahkim
Kurulu’nun oluşumu, görev, yetki, hak ve sorumlulukları ile üyelerin sahip
olması gereken nitelikler TFF Statüsünde belirlenir. Tahkim Kurulu’nun
işleyişi ve usul kuralları TFF tarafından çıkarılacak talimatta yer alır.
Bu
fıkra ile ilgili olarak TFF Statüsü’nün 62. maddesi ile Tahkim Kurulu’nun
görev ve yetkileri düzenlenmiştir. 62. madde bir bütün halinde
değerlendirildiğinde 1. fıkrasının a-g bentleri ile bakacağı uyuşmazlıkları
düzenlemiş olup bu uyuşmazlıklarda bir bütün halinde değerlendirildiğinde
sonuçları itibariyle yargı yetkisine ilişkin düzenlemeler olup bu
düzenlemelerin çözümünün de yine TFF Statüsü ve Talimatlarına uygun olarak
yapılması öngörülmüş olup bu görevlerin öncelikle Anayasa’nın 7. maddesi
gereğince yasama yetkisi kapsamına girdiği, dolayısı ile yasa ile düzenlenmesi
gereken hususlar Statü ile düzenlenmesi ve yine Anayasa’nın 9. maddesi
gereğince yargı yetkisini kısıtlar mahiyette olduğu için Anayasa’nın 9.
maddesinin ve 38. maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden iptali gerekeceği
kanaatine varılmıştır.
4-
5894 sayılı Kanunun 6. maddesinin 4. fıkrasında: Tahkim Kurulu kendisine yapılan
başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlar. Ve bu kararlar aleyhine
yargı yoluna başvurulamaz. Şeklindeki düzenleme de Anayasanın 9, 36 ve
125. maddelerine aykırıdır. Bu hususta ANAYASA MAHKEMESİ’nin:
2006/118 Esas ve 2009/107 Karar sayılı ilamında “Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile
adil yargılanma hakkına sahiptir.”denilmiştir. 125. maddesinin birinci fıkrasında ise
idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu,
kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan
doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesinin
öngörülebileceği, milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan
uyuşmazlıklar için gidilebileceği belirtilmiştir.
Tahkim
genel olarak öğretide, hukuki uyuşmazlıkların, söz konusu uyuşmazlığa taraf
olmayan bağımsız kişi veya kişiler tarafından çözümlenerek karara
bağlanması olarak tanımlanmaktadır. Anayasa’nın 125. maddesindeki tahkim
yolu, kamu idarelerinin tamamen dışında bağımsız kişilerden oluşan ve
yasalarla belirlenmiş hukuki uyuşmazlıkları kesin olarak karara bağlayan
bir çeşit özel yargı yoludur. Tahkim kurullarının verdiği kararlar
mahkemeler tarafından verilen kararlar gibi uygulanabilme niteliğine
sahiptir.
İtiraz
konusu fıkrayla düzenlenen “Tahkim Kurulu “ ise Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü bünyesinde oluşturulmakta ve üyeleri Gençlik ve Spor Genel
Müdürünün teklifi ve Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanın onayı ile altı
yıl için görevlendirilmektedirler. Bu nedenle, idare içerisinde oluşturulan
bu Kurulun, hukuki uyuşmazlıkların’ tarafların isteği üzerine, bağımsız
kişi veya kişiler tarafından çözümlenerek karara bağlandığı ulusal ve
uluslar arası tahkim kurulları ile ilgisinin olmadığı açıktır.
Yasakoyucu,
uyuşmazlıkların yargı mercilerine götürülmesinden önceki aşamalarda
çözümlenebilmesi amacıyla kimi kurullar, müesseseler veya başvuru yolları
öngörebilir. Bu durum yasakoyucunun genel kural koyma yetkisinden
kaynaklanmakta olup, anılan yolları öngörüp öngörmemek takdir yetkisi
içerisindedir. Spor alanında ortaya çıkan uyuşmazlıkları idari olarak çözümlemek
üzere bir kurul oluşturulması, bu kurulun asıl ve yedek üyelerinin
sayısının, niteliklerinin belirlenmesi ve başkan seçme usulünün
düzenlenmesi de yasakoyucunun takdir yetkisi içerisindedir. Bu nedenle
fıkranın birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü tümceleri Anayasa’ya aykırı
olmadığından bu tümcelere yönelik iptal isteminin reddi gerekir.
Ek 9.
maddenin yedinci fıkrasının beşinci tümcesinde Tahkim Kurulu tarafından
verilen kararların kesin olduğu belirtilmiştir.
Anayasa’nın
hak arama özgürlüğüne ilişkin 36. maddesiyle güvence altına alınan dava
yoluyla hak arama özgürlüğü, bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde,
diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve
bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmaktadır.
Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini
savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı
haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en
etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını
kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması
adil yargılamanın ön koşulunu oluşturur. Öte yandan, Anayasa’nın 125.
maddesinde belirtilen idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı
yolunun açık olması ilkesine göre, idari işlemlere karşı yargı yolu,
Anayasa’da belirtilen kimi ayrık durumlar dışında yasalarla
sınırlandırılamaz.
İptali
istenen tümceyle idari bir merci olan tahkim kurulu tarafından verilen
kararlara karşı yargı yolu kapatılmış ve bu kurul tarafından verilen
kararların kesin olduğu
belirtilmiştir. Yasakoyucu, taraflara görevli ve yetkili mahkemeye
başvurmadan önce aralarındaki uyuşmazlığı kısa sürede çözmek üzere idari
bir kurula başvurma yükümlülüğünü getirebilir ise de, bu kurulun kararlarının
kesin olması Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen hak arama özgürlüğüne ve
125. maddesinde belirtilen idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı
denetimine tabi olduğu ilkesine aykırı görülmüştür. Tümcenin iptali
gerekir.
Serdar
ÖZGÜLDÜR, Tahkim Kurulu tarafından verilen kararların kesin olduğunu
belirten kuralın Anayasa ‘ya aykırı olduğu görüşüne katılmamıştır.
Ek
madde 9’un yedinci fıkrasının altıncı tümcesine gelince;
2949
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un
29. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi yasaların, kanun hükmünde
kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü’nün Anayasaya aykırılığı konusunda
ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir.
İstemle bağlı kalmak koşuluyla başka gerekçe ile de Anayasaya aykırılık
incelemesi yapabileceğinden, iptali istenen kuralla ilgisi nedeniyle
Anayasa’nın 123. maddesi yönünden de inceleme yapılmıştır.
Anayasa’nın
123. maddesine göre idarenin yasayla düzenlenmesi gerekmektedir. Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Tahkim Kurulu idare içerisinde
yer almaktadır. Herhangi bir kamu idaresinin yasa ile düzenlenmiş olduğunun
kabul edilebilmesi için söz konusu idarenin ad olarak yasada belirtilmesi
yeterli değildir. Böyle bir düzenlemede temel ilkelerin ortaya konulması,
çerçevenin çizilmesi, sınırsız, belirsiz ve geniş bir alanın yürütmenin
düzenlemesine bırakılmaması gerekmektedir.
Tahkim
Kurulunun görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarının
yasa ile belirlenmesi gerekirken, yedinci fıkranın altıncı tümcesi ile bu
konuların düzenlenmesi Yönetmeliğe bırakılmıştır. Bu nedenle Kural Anayasa’nın
123. maddesine aykırı görülmüştür. İptali gerekir.
Yedinci
fıkranın Anayasa’nın 9. ve 155. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.”
Bu bağlamda
hak arama hürriyeti kısıtlayıcı mahiyette düzenlendiğinden iptalinin
istenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Netice-i talep: Yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafın Anayasa’ya
aykırılık iddiası mahkememizce de ciddi bulunduğundan 5894 sayılı Kanunun
6/1-2-3-4. maddelerinin iptali hususunda gereği Yüksek Mahkemenizden arz
olunur. 16.06.2010”
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa
Kuralı
5.5.2009 günlü, 5894 sayılı Türkiye Futbol
Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un itiraz konusu kuralları
da içeren 6. maddesi şöyledir:
“MADDE 6- (1) Tahkim Kurulu, bu Kanun
uyarınca bağımsız ve tarafsız bir zorunlu tahkim mercii olup TFF’nin en üst
hukuk kuruludur ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen
nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir.
(2) Tahkim
Kurulu, TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca karar verme yetkisine
sahip kurul ve organlar tarafından verilecek kararları nihai olarak
inceleyerek münhasıran karara bağlar. Tahkim Kuruluna başvuru süresi TFF talimatlarının
yayımından veya itiraz edilen kararın tebliğinden itibaren yedi gündür.
(3) Tahkim Kurulunun oluşumu, görev, yetki, hak ve
sorumlulukları ile üyelerinin sahip olması gereken nitelikler TFF
Statüsünde belirlenir. Tahkim Kurulunun işleyişi ve usul kuralları TFF
tarafından çıkarılacak talimatta yer alır.
(4) Tahkim Kurulu kendisine yapılan başvuruları
kesin ve nihai olarak karara bağlar ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna
başvurulamaz.
(5) Tahkim
Kurulu üyeleri de bu Kanunun 5 inci maddesinin altıncı fıkrası hükümlerine
tabidir.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa’nın 7., 9., 10., 36.,
38., 125. ve 138. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi
gereğince Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet
AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ,
Zehra Ayla PERKTAŞ, Engin YILDIRIM ve Nuri NECİPOĞLU’nun katılımlarıyla
15.7.2010 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından
işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına
ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
A-
Uygulanacak Kural Sorunu
Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesine
göre, mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da
kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasaya aykırı görürler veya
taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddi olduğu kanısına
varırlarsa, o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaya
yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi’ne
başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren
bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak
olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın değişik
evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada
olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
Başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu dava, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Statüsü’nün 25/5,
54/3, 56/1-c, 57/2-6, 61 ve 62/3 maddeleri ile Futbol Disiplin Talimatı’nın
1, 26 ve 50/1 maddelerinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Borçlar
Kanunu’nun 19. ve 20. maddeleri uyarınca mutlak butlanla batıl olduklarının
tespiti ile Tahkim Kurulu’nun 6.10.2009 günlü kararının iptali ve TFF
tarafından yasaya aykırı olarak alındığı belirtilen kararlar sonucu meydana
gelen zararlardan dolayı istenilen maddi ve manevi tazminat istemlerine
ilişkindir.
İtiraz konusu kuralın (1), (2) ve (3)
numaralı fıkraları Tahkim Kurulu’nun oluşumu, yapısı, niteliği, görev, yetki,
işleyiş, usul ve esasları ile ilgili olup, kurallarda geçen nihai kelimesi
ise Tahkim Kurulu’nun TFF içinde başvurulacak en son merci olduğunu ifade
etmektedir. Bakılmakta olan davanın
konusu Tahkim Kurulu kararının iptali istemine ilişkin olduğundan, itiraz
konusu kuralın (4). fıkrası davada uygulanacak kural olup, bunun dışında
kalan ilk üç fıkranın davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Bu
nedenle,
5.5.2009
günlü, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun’un 6. maddesinin;
1- (1),
(2) ve (3) numaralı fıkralarının,
itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme’nin bakmakta olduğu davada uygulanma
olanağı bulunmadığından, bu fıkralara ilişkin başvurunun Mahkeme’nin
yetkisizliği nedeniyle REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- (4) numaralı fıkrasının, itiraz
başvurusunda bulunan Mahkeme’nin bakmakta olduğu davada uygulanacak kural
olduğuna, Fettah OTO’nun karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, karar verilmiştir.
B-
Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
Başvuru kararında, itiraz konusu kuralın hak arama
özgürlüğünü kısıtladığı, bu nedenle Anayasa’nın 9., 36. ve 125. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralda Tahkim Kurulu’nun kendisine
yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlayacağı ve bu kararlar
aleyhine yargı yoluna başvurulamayacağı belirtilmektedir.
Anayasa’nın 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk
Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı öngörülmüştür. Bu madde
uyarınca, yapılacak yargılamanın kişiler yönünden gerçek bir güvence
oluşturabilmesi için aranacak nitelikler de 36. maddede belirtilerek “Herkes,
meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde
davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına
sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan
kaçınamaz.” denilmiştir. Maddeyle güvence altına alınan dava yoluyla
hak arama özgürlüğü, bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer
temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların
korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmaktadır.
Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini
savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı
haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en
etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını
kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması
adil yargılanmanın ön koşulunu oluşturur.
Anayasa’nın 141. maddesiyle de davaların en az
giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması görevi yargıya
verilmiştir. Bu görevin ağır iş yükü altında yerine getirilmesi
zorlaştıkça, uyuşmazlıkların çözümü için alternatif yöntemlerin yaşama
geçirilmesi öngörülebilir. Bu durumda yasa koyucu, futbol sporu alanındaki
uyuşmazlıkları çözmek üzere, görevli ve yetkili mahkemeye başvurmadan önce
tahkim kuruluna başvurma yükümlülüğü getirebilir. Ancak bu aşamadan sonra
kararı benimsemeyen tarafa yargı yolunun açık tutulması gerekir.
Tahkim genel olarak öğretide, hukuki
uyuşmazlıkların, söz konusu uyuşmazlığa taraf olmayan bağımsız kişi veya
kişiler tarafından çözümlenerek karara bağlanması olarak tanımlanmaktadır.
İtiraz konusu kuralın da içinde bulunduğu 5894 sayılı Yasa’nın 6.
maddesinin incelenmesinden TFF Tahkim Kurulu’nun, hukuki uyuşmazlıkların,
bağımsız kişiler tarafından çözümlenerek karara bağlandığı, yargı işlevi
yerine getiren bir kurul olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
İtiraz konusu kuralın ilk cümlesinde geçen “kesin”
ibaresi, Tahkim Kurulunun incelediği konularda vermiş olduğu kararların
biçimsel yönden kesin, uygulanabilir ve bağlayıcı nitelikte olduğunu ifade
etmekte, “nihai” ibaresi ise Kurul’un TFF içerisinde başvurulacak en son
merci olduğunu belirtmektedir. Buna göre, Tahkim
Kurulu tarafından verilen kararların TFF içinde kesin ve nihai olması,
savunma ve hak arama özgürlüklerini sınırlandırmayacağı gibi, yargı yoluna
başvurulmasını da engellemez. Bu nedenle, kuralın bu bölümüne yönelik iptal
isteminin reddi gerekir.
İtiraz konusu kuralın kalan bölümünde
ise, tahkim kurulu tarafından verilen kararlara karşı yargı yoluna başvurulamayacağı
belirtilerek, tarafların yargı mercileri önünde dava haklarını kullanmaları
engellenmektedir. Yasa koyucu, taraflara görevli ve yetkili mahkemeye
başvurmadan önce aralarındaki uyuşmazlığı kısa sürede çözmek üzere tahkim
kuruluna başvurma yükümlülüğü getirebilir ise de, bu kurulun kesin ve nihai
kararlarına karşı yargı yoluna başvurulamaması Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan hak arama özgürlüğü alanına yapılmış açık bir
müdahale niteliğinde olup, hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz.
Açıklanan nedenlerle, kuralın “...ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna
başvurulamaz” bölümü Anayasa’nın 9. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kuralın, Anayasa’nın 125. maddesi ile ilgisi
görülmemiştir.
Fettah OTO ve Serdar ÖZGÜLDÜR bu görüşe
katılmamışlardır.
VI- SONUÇ
1-
7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme’nin
çalışıp çalışamayacağına ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda;
Mahkeme’nin çalışmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet
ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz AKINCI’nın,
gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- 5.5.2009 günlü, 5894 sayılı
Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin
(4) numaralı fıkrasının;
a- “… ve bu kararlar aleyhine yargı
yoluna başvurulamaz” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Fettah OTO ile Serdar
ÖZGÜLDÜR’ün karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
b- Kalan bölümünün Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve itirazın REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
6.1.2011 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
|
|
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
Fettah OTO
|
|
|
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
|
Üye
Alparslan ALTAN
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
|
|
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
|
UYGULANACAK KURAL YÖNÜNDEN
KARŞI OY GEREKÇESİ
5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesinin (4) nolu fıkrasında, yer alan
kural ile Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu tarafından verilen
kararlara karşı yargı yolu kapatılmakta, bu işlemler yargı denetimi dışında
bırakılmaktadır.
5894 sayılı Yasa’nın 1. maddesine göre, TFF, her
türlü futbol faaliyetlerini milli ve milletler arası kurallara göre
yürütmek, teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda
yurt içinde ve yurt dışında temsil etmekle görevli, özel hukuk hükümlerine
tabi, tüzel kişiliğe sahip özerk bir kuruluştur. Sözü edilen bu kuralda
TFF’nin tüzel kişiliğinin kamu hukuku tüzel kişiliği mi, özel hukuk tüzel
kişiliği mi olduğu hususu belirtilmemiştir.
TFF’nin kanunla kurulması, tüm gelirlerinin her
türlü vergi, resim ve harçtan muaf olması (5794 s.y.l5.mad) disiplin cezası
verebilmesi (5894 s.y. mad. 11) ve futbol alanında tekel durumunda olması
gibi bir takım kamu gücü ayrıcalıkları ile donatılması; görevleri ve
yetkileri yönünden incelendiğinde de; haklarını, sorumluluklarını ve borçlarını
doğrudan etkileyen tek taraflı, idari ve icrai nitelikte işlemler
yapabilmesi, işlemlerini kamu gücünü kullanarak yerine getirmesi, ayrıca
futbol seyircileri bakımından kamu düzenini doğrudan ilgilendiren konularda
kararlar alması ve kararlarla ilgili yaptırımları belirleme yetkisinin
bulunması, bu Kuruluşun bir kamu kurumu olduğunu göstermektedir. Öğretide
de açıklanan hukuki nitelikleri nedeniyle TFF’nin bir kamu tüzel kişisi
olduğu kabul edilmektedir.
5894 sayılı Yasaya göre, Tahkim Kurulu TFF’nin en
üst hukuk kuruludur ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen
nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar organıdır.
Bir kamu tüzel kişisi olan TFF’nin bünyesinde
kurulan Tahkim Kurulunun TFF statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen
nitelikteki uyuşmazlıklarla ilgili vermiş olduğu kararların, tek taraflı
olması ve kamu gücü kullanılarak yerine getirilmesinin zorunlu bulunması bu
kararların idari nitelikte kararlar olduğunu ortaya koymaktadır.
Dava konusu olayda TFF Tahkim Kurulunun 6.10.2009
günlü kararının iptali isteğiyle Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılmıştır.
Yukarıda belirtildiği gibi Tahkim Kurulu’nun sözü edilen kararı idari bir
karardır. İdari işlemlere karşı açılan davalarda görevli yargı yeri idari
yargı yeridir. Adli yargı yerlerinin davayı inceleme görev ve yetkisi
bulunmamaktadır.
Bu nedenle itiraz yoluna başvuran Mahkeme’nin,
itiraz konusu kuralı davaya uygulama görev ve yetkisi olmadığından işin
esasına girmeden davanın görev yönünden reddine karar vermesi gerekirdi.
Açıklanan nedenlerle 5894 sayılı Yasa’nın 6.
maddesinde (4) nolu fıkranın Mahkemenin bakmakta olduğu davaya uygulayacağı
kural olmaması nedeniyle, başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle
REDDİNE karar verilmesi gerekeceği görüş ve düşüncesiyle çoğunluk kararına
karşıyım.
KARŞIOY GEREKÇESİ
1- İtiraz konusu 5.5.2009 günlü, 5894
sayılı Kanun’un 6. maddesinin (4) numaralı fıkrasında, Türkiye Futbol
Federasyonu Tahkim Kurulu’nun kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai
olarak karara bağlayacağı ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna
başvurulamayacağı hüküm altın alınmaktadır.
Türk hukukunda “Tahkim” özel hukuk
alanına özgü bir uyuşmazlık çözme yolu olarak ortaya çıkmış ve Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu’nun 516-536. maddelerinde düzenlenmiş; Anayasa’nın 125.
maddesinde 13.8.1999 gün ve 4446 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle de,
kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan
doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesine
imkân tanınmıştır.
5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanun’un
amacının; hür türlü futbol
faaliyetlerinin milli ve milletlerarası kurallara göre yürütmek,
teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde
ve yurtdışında temsil etmek üzere, özel hukuk hükümlerine tâbi, tüzel
kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) kurulması,
teşkilat, görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemek olduğu ifade
edilmektedir. Aynı Kanun’un 3. maddesinde, TFF’nun, Uluslararası Futbol
Federasyonları Birliği (FİFA) ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliği
(UEFA)’nın yetkili organları tarafından konulan kuralların gereği gibi
uygulanmasını sağlamakla görevli olduğu, FİFA ve UEFA tarafından konulan
statü, talimat ve düzenlemeler ile bunların yetkili kurulları tarafından
verilen kararlara uyulmasını sağlamayı yükümlendiği ifade edilmekte; 4.
maddesinde de TFF’nun FİFA ve UEFA üyesi olduğu hüküm altına alınmaktadır.
FİFA ve UEFA’nın futbol müsabakaları ve bunun kuralları ile ilgili olarak
belirleyici milletlerarası teşekküller olduğu 5894 sayılı Kanun’un
bütününden ve bir çok maddesinden açıkça anlaşılmaktadır.
İkiyüzün üzerinde ulusal futbol
federasyonunun üyesi olduğu FİFA, çeşitli futbol turnuvaları düzenlemenin
yanı sıra, dünya futbolunu yöneten, kurallarını uygulayan, değiştiren bir
kuruluş mahiyetindedir. Dünya çapında FİFA’ya bağlı birçok uluslararası
futbol konfederasyonu mevcut olup, UEFA da bunlardan biridir. FİFA ve UEFA
düzenlemelerine göre federasyonlar, kendi düzenlemelerine, kulüplerin ve
üyelerinin bir anlaşmazlığı ulusal mahkemelere götürmelerini yasaklayan ve
herhangi bir anlaşmazlığı federasyonun, uygun bir konfederasyonun ya da
FİFA’nın yargılama yetkisine sunmalarını gerekli kılan bir hükmü koymakla
yükümlüdürler. Diğer bir deyişle, futbol uyuşmazlıklarında zorunlu tahkim
yönteminin öngörülmesinin ana nedenlerinden biri FİFA ve UEFA statülerine
uyum sağlanması amacıdır. Futbola egemen olan uluslararası kurallar, temel
hukuk ilkelerine uygun olarak bütün ülkelerin iç hukuklarına etki edecek
şekilde uluslararası niteliktedir. Uluslararası futbol örgütlerine (FİFA ve
UEFA’ya) üye olan ülkeler de bu kuruluşların benimsediği ilkelere ve
talimatlara uyacaklarını peşinen kabul etmişlerdir ve Türkiye de bu yükümlülüğü
üstlenmiştir. Futbol faaliyetlerinden doğan her türlü ihtilafların
çözümünde “tahkim” esasının uluslararası düzeyde öngörülmesinin asıl nedeni
ise futbol müsabakalarının oynanmasındaki süreklilik ve kısa aralık,
futbola ilişkin, başkaca özellikler, hızlı ve kesin sonuç doğuracak şekilde
karar alabilme zorunluluğu şeklinde ifade edilebilir.
Futbolun da içinde bulunduğu spor
branşları artık uluslararası camiada örgütlenmiş ve uluslararası kural ve
normlar spor hukukunun evrensel hukuki çerçevesini belirlemiş
bulunmaktadır. Futbol dahil spor müsabakaları ve sportif faaliyetlerin
kendine özgü kurallarının bulunuşu, bunların yürüyen ve süregelen
özellikleri, zamana yayılan ve uzun bir sürece dayalı yargısal denetime
elverişli olmayan, çok kısa sürede çözüm gerektiren yapıları dikkate alındığında;
bu faaliyetler nedeniyle oluşabilecek ihtilafları doğrudan “kamu hukuku” ya
da “özel hukuk” ayırımına tâbi tutmak ve bu hukuk dallarına özgü kuralları
sözkonu ihtilaflara uygulamaya çalışmak, kanımızca doğru olmayacaktır.
Kendine özgü bir “hukuki durum” teşkil eden sportif faaliyetler dolayısiyle
doğabilecek ihtilafların, kendine özgü çözüm mekanizmalarıyla (somut davada tahkim yoluyla) kısa sürede
halledilmesi düşüncesi artık küresel bir kural haline geldiğine ve Türkiye
Cumhuriyeti de bu uluslararası teşekküllere (FİFA ve UEFA’ya) üye olmakla
bu küresel (uluslararası) kurallara uymayı taahhüt ettiğine göre; artık
spor ihtilaflarının yargıya taşınması gerektiği gibi bir yorumun
yapılmaması gerekli bulunmaktadır.
2- Futbol dahil uluslar arası spor
dallarındaki ihtilaflarda “tahkim” usulü benimsenip genel kabul gördüğüne
göre, Anayasa’nın 58. ve 59. maddelerindeki özel düzenlemeleri dikkate olan
yasa koyucunun, bu konudaki ihtilaflarda “tahkim” usulünü öngörmesi ve
Tahkim Kurulu kararlarına karşı yargı yoluna başvurulamayacağı ilkesini getirmesinde
Anayasa’ya aykırı bir yön yoktur. Anayasa’nın 58. ve 59. maddelerindeki
düzenlemeler, sporun (futbol dahil) değinilen özelliği ve evrenselliği,
ülkemizdeki spor federasyonlarının uluslararası spor teşekkülleri ile bu
konuda varılan mutabakat ile uluslararası düzeydeki spor kuralları dikkate
alındığında, dava konusu kuralda öngörülen yargı kısıntısının Anayasa’nın
9. maddesinde belirtilen yargı yetkisinin devri mahiyetinde olmadığı açık
olduğu gibi, bu düzenlemenin Anayasa’nın 36. maddesiyle bağdaşmadığı da
söylenemez. Dava konusu kural, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüğünün
tabii bir sonucu olup, uluslararası kuralların dışına çıkılarak bu konuda
kendimize has bir yargı düzeni getirmek de kanımızca mümkün
bulunmamaktadır. Dolayısiyle, TFF Tahkim Kurulu’nun futbolla ilgili uyuşmazlıkları
kesin olarak sonuçlandırmasında ve uluslararası futbol kuralları gereğince
bu Kurul’un kararlarına karşı yargı yolunun kapatılmasında Anayasa’nın 9.
ve 36. maddelerine aykırı bir yön
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu
kuralın iptal isteminin reddi gerektiğini düşündüğümüzden, çoğunluğun aksi
yöndeki kararına katılamıyoruz.
Üye
Fettah OTO
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|