Maliye Bakanlığından: KATMA DEĞER
VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ SERİ
NO: 110 3065
sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu uygulamasına ilişkin olarak aşağıdaki
düzenleme ve açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur. A- KDV KANUNUNDA 5766 SAYILI KANUNLA
YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 6/6/2008 tarihli ve 26898 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 12 nci
maddesi ile KDV Kanununda yapılan değişikliklere ilişkin düzenleme ve
açıklamalara aşağıda yer verilmiştir. 1. SERBEST BÖLGELERDEKİ
MÜŞTERİLER İÇİN YAPILAN FASON HİZMETLERDE İSTİSNA UYGULAMASI 5766
sayılı Kanunun (12/e) maddesi ile KDV Kanununun 11 ve 12 nci
maddelerinde değişiklik yapılarak, serbest bölgedeki müşteriler için
yapılacak fason hizmetler ihracat istisnası kapsamına alınmıştır. Bu
istisna uygulamasında fason hizmet, bir malın mülkiyet ve tasarruf hakkının
devralınmaksızın ücreti karşılığı belirli işlemlere tabi
tutularak/işlemlerden geçirilerek tasarruf veya mülkiyet hakkı sahibine iade
edilmesini ifade edecektir. Buna
göre, serbest bölgeden gönderilen ana madde ve malzemelerin, yurt içinde
bulunan işletmelerde çeşitli işlemlere tabi tutulduktan sonra yeniden serbest
bölgeye gönderilmesi suretiyle verilen fason hizmetler istisna kapsamında
değerlendirilecektir. Bu
istisna uygulaması kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan iade talepleri, hizmet
ihracatından kaynaklanan iade taleplerinin yerine getirilmesine ilişkin
esaslar çerçevesinde sonuçlandırılacaktır. İade
talebi bir dilekçe ile yapılacak ve dilekçeye; - Fason hizmete ait faturaların fotokopisi ve faturalara
ilişkin bilgileri ihtiva eden firma yetkililerince onaylı liste, - Fason hizmetin gerçekleştirildiği döneme ait indirilecek
KDV listesi, - İstisna kapsamındaki fason hizmet nedeniyle yüklenilen
vergi miktarına ilişkin hesaplamaları gösterir tablo, - Fason hizmete konu malın serbest bölgeden yurtiçine,
yurtiçinden serbest bölgeye gönderilmesine ilişkin gümrük beyannamesi veya
gümrük beyannamesi yerine geçen belge (aslı veya noter, gümrük idaresi,
ilgili vergi dairesi müdürü ya da yeminli mali müşavirce onaylı örneği), eklenecektir. 2. SİGORTA ARACILARININ KDV UYGULAMASI
KARŞISINDAKİ DURUMU KDV
Kanununun (17/4-e) maddesinde 5766 sayılı Kanunun (12/a) maddesi ile
değişiklik yapılarak sigorta aracılarının sigorta şirketlerine yaptığı
sigorta muamelelerine ilişkin hizmetler KDV’den istisna edilmiştir. 5684
sayılı Sigortacılık Kanununun "Tanımlar" başlıklı 2 nci maddesinde, sigorta acenteleri ve brokerleri aracı
olarak tanımlanmıştır. Buna
göre, sözleşme yapma ve prim tahsil etme yetkisi bulunan veya bulunmayan
sigorta acenteleri ile sigorta brokerlerinin sigorta şirketlerine yaptığı
sigorta muamelelerine ilişkin işlemleri karşılığı aldığı komisyon bedelleri
üzerinden KDV hesaplanmayacaktır. Dolayısıyla,
faaliyetleri tamamen bu istisna kapsamındaki işlemlerden oluşan, hiçbir
vergilendirme döneminde vergiye tabi işlemleri bulunmayan sigorta aracıları
bu istisna kapsamındaki işlemleri nedeniyle KDV beyannamesi vermeyeceklerdir. Ayrıca,
bu istisna kapsamındaki hizmetlerle ilgili olarak yüklenilen KDV, KDV Kanununun
(30/a) maddesine göre indirim konusu yapılmayacak, işin niteliğine göre
gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
İstisna kapsamına giren işlemlerle istisna kapsamına girmeyen işlemlerin
birlikte yapılıyor olması halinde, istisna kapsamına giren işlemler nedeniyle
yüklenilen KDV’nin aynı şekilde gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen
gider olarak dikkate alınacağı tabiidir. Öte
yandan, faaliyetleri KDV Kanununun (17/4-e) maddesi uyarınca KDV’den müstesna
olan sigorta aracıları (sigorta acentesi ve brokerler) tarafından
işletmelerine ait taşınır ve taşınmazların teslimi ve sigorta muamelelerine
ilişkin olanlar dışındaki hizmetleri KDV’ye tabidir. Bu
nedenle, sözü edilen sigorta aracılarının istisna kapsamına girmeyen KDV’ye
tabi arızi işlemlerinin bulunması halinde, bu işlemler sadece işlemin
gerçekleştiği dönem için bir defaya mahsus olarak verilecek 1 No.lu KDV
beyannamesi ile beyan edilecektir. 3. HURDA METALDEN ELDE EDİLEN
KÜLÇE TESLİMLERİNDE KDV UYGULAMASI KDV
Kanununun (17/4-g) maddesinde 5766 sayılı Kanunun (12/b) maddesi ile
değişiklik yapılarak "(hurda metalden elde edilen külçeler dâhil)"
ibaresi madde metninden çıkarılmıştır. Değişikliğin yürürlüğü 5766 sayılı
Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen gündür. Bu
durumda, 5766 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen (7/6/2008)
tarihten başlamak üzere hurda metalden elde edilen külçelerin yurt içi
teslimleri ve ithalinde genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanacaktır. Öte
yandan, bu Tebliğin yayımlandığı tarihi izleyen günden başlamak üzere, KDV
Kanununun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, hurda
metalden elde edilen külçe teslimlerinde 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin
(F) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde tevkifat
uygulanması uygun görülmüştür. 4. ÖZÜRLÜLERİN KULLANIMINA MAHSUS
ARAÇ VE GEREÇLERİN TESLİMİNDE İSTİSNA UYGULAMASI 4.1. 5378 sayılı Kanunun 32 nci maddesi ile KDV Kanununun 17 nci
maddesinin (4) numaralı fıkrasına, 7/7/2005
tarihinden geçerli olmak üzere eklenen (s) bendi uyarınca, özürlülerin
eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü
araç-gereç ve bilgisayar programlarının teslimi KDV’den müstesnadır. Buna
göre, münhasıran özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamlarında
kullanmaları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç (örneğin görme
özürlülerin kullandıkları baston, yazı makinesi, kabartma klavye; ortopedik
özürlülerin kullandıkları tekerlekli sandalye, ortez-protez gibi cihaz ve araçlar) ile özel bilgisayar
programları istisna kapsamında kabul edilecektir. Binek otomobili ve diğer
nakil vasıtalarının ise sözü edilen "araç-gereç" kapsamında
değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. 4.2. 5766 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (ç) bendi ile KDV Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasına "… 15 inci
maddeleri …" ibaresinden sonra gelmek üzere "ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s)
bendi" ibaresi eklenmiştir. Bu
düzenleme ile KDV Kanununun (17/4-s) maddesi kapsamındaki işlemler
dolayısıyla yüklenilen vergilerin indirim ve iadesine imkân tanınmıştır. Buna
göre, istisna kapsamına giren işlemler dolayısıyla yüklenilen vergiler
mükellefler tarafından indirim konusu yapılacak, indirim yoluyla telafi
edilememeleri halinde iade konusu yapılabilecektir. Bu istisna uygulaması
kapsamındaki işlemlerden kaynaklanan KDV iade talepleri, ihracat
istisnasından doğan KDV iadeleri için belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde
sonuçlandırılacaktır. İade
talebi bir dilekçe ile yapılacak ve dilekçeye aşağıdaki belgeler
eklenecektir. –
istisna kapsamındaki satış faturalarının fotokopisi veya bunların dökümünü
gösteren liste, –
iade talep edilen döneme ait indirilecek KDV listesi, – istisna kapsamındaki işlemin bünyesine giren vergilerin
tutarına ilişkin hesaplamaları gösteren tablo. 4.3. KDV Kanununa 5766
sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (d) bendi ile
eklenen geçici 25 inci maddesinde, "Bu maddenin yürürlük tarihinden önce
Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının
(s) bendinde düzenlenen istisnadan vazgeçen mükelleflerin, bu maddenin
yürürlük tarihini izleyen ayın sonuna kadar istisnadan vazgeçme taleplerini
geri almaları halinde, 18 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasının ikinci
cümlesinde yer alan hüküm uygulanmaz. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir." hükmüne yer
verilmiştir. Bu
hüküm uyarınca, daha önce kısmi istisna niteliği taşıdığı için KDV Kanununun
18 inci maddesi uyarınca istisnadan vazgeçen mükellefler, üç yıl
mükellefiyette kalma şartı aranmaksızın 31/7/2008
tarihine kadar bağlı bulundukları vergi dairesine müracaat ederek bu
taleplerinden vazgeçebileceklerdir. 5. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (BM)
TEŞKİLATI İLE İKTİSADİ İŞBİRLİĞİ VE KALKINMA TEŞKİLATINA (OECD) YÖNELİK KDV
İSTİSNASI UYGULAMASI 5766 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin
(d) bendi ile KDV Kanununa eklenen geçici 26 ncı
maddesinde, "Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliği, BM’ye bağlı program,
fon ve özel ihtisas kuruluşları ile İktisadi İşbirliği ve Kalkınma
Teşkilatına (OECD) resmi kullanımları için yapılacak mal teslimi ve hizmet
ifaları, bunların sosyal ve ekonomik yardım amacıyla bedelsiz olarak
yapacakları mal teslimi ve hizmet ifaları,
bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları ile ilgili mal ve hizmetlerin
bunlara teslim ve ifası; finansmanlarının bu kuruluşlar tarafından
karşılanması şartıyla ilgili kurum, temsilcilik, program, fon ve özel ihtisas
kuruluşlarının Türkiye’deki faaliyetlerinin devamı veya ilgili kurumlara
ilişkin uluslararası anlaşmaların yürürlükte bulunduğu süre içerisinde katma
değer vergisinden müstesnadır. Bu
istisnanın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir." hükmüne yer verilmiştir. Buna
göre, finansmanlarının söz konusu maddede belirtilen kuruluşlar tarafından karşılanması
şartıyla ilgili kurum, temsilcilik, program, fon ve özel ihtisas
kuruluşlarının Türkiye’deki faaliyetlerinin devamı veya ilgili kurumlara
ilişkin uluslararası anlaşmaların yürürlükte bulunduğu süre içerisinde; –
Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliği, BM’ye bağlı program, fon ve özel
ihtisas kuruluşları ile İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatına (OECD)
resmi kullanımları için yapılacak mal teslimi ve hizmet ifaları, –
bunların sosyal ve ekonomik yardım amacıyla bedelsiz olarak yapacakları mal
teslimi ve hizmet ifaları, –
bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları ile ilgili mal ve hizmetlerin bunlara
teslim ve ifası, KDV’den
istisna edilmiştir. Bu
istisnanın uygulamasında, Dışişleri Bakanlığınca söz konusu Kuruluşlar adına
düzenlenecek "İstisna Belgesi" kullanılacaktır. Ayrıca,
istisnadan yararlanan kuruluşlara bu kapsamda yapılacak teslim ve hizmetlerle
ilgili olarak yüklenilen KDV, KDV Kanununun (30/a) maddesine göre indirim
konusu yapılmayacak, işin niteliğine göre gider, maliyet veya kanunen kabul
edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. B- İHRACAT TESLİMLERİNE İLİŞKİN
KOMİSYONLAR 1. Komisyonlar Dolayısıyla
Yüklenilen KDV Tutarlarının İhracat İstisnası Kapsamında İadesi KDV
Kanununun 11 inci maddesine göre, ihracat teslimleri ile Türkiye’de ikamet
etmeyenlere yapılan teslimler KDV’ den müstesnadır. Aynı Kanunun 32 nci maddesine göre bu teslimler dolayısıyla yüklenilen
KDV tutarları indirim yoluyla telafi edilememeleri halinde Maliye
Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde mükellefe iade
edilebilmektedir. İade
hesabına, işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalar ile birlikte genel
giderler ve amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) dolayısıyla yüklenilen
vergiler de dahildir. Diğer iade hakkı doğuran
işlemlerde olduğu gibi, iade tutarı ihracat teslim bedelinin genel vergi
oranı ile çarpılması suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır. Öte
yandan, turizm acente, rehber ve benzerlerince turist kafileleri alışveriş
etmeleri için belirli dükkânlara/mağazalara götürülmekte ve bu hizmet
karşılığında söz konusu satıcı işletmelerden komisyon geliri elde
edilmektedir. Satıcı işletmeler, turistlerin siparişlerini topluca serbest
bölgeye veya diğer bir ülkeye ihraç etmekte ve buralardan yapılan dağıtımla
siparişler turistlere ulaştırılmaktadır. Turizm acente, rehber ve benzerlerinin
turist kafilelerini alışveriş etmeleri için belirli dükkânlara/mağazalara
götürmeleri karşılığında bu işletmelerden aldıkları komisyonlar genel oranda
KDV’ye tabidir. Bu şekilde ödenen komisyonlar, ihracat işlemlerinin bünyesine
giren "genel gider" mahiyetinde bir harcama olduğundan, komisyonlar
nedeniyle yüklenilen KDV tutarları, indirim yoluyla telafi edilememeleri
halinde aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde ihracatçılara iade edilebilecektir. Buna
göre, ihracat işlemlerinden kaynaklanan iade tutarının hesabında, bu tür
komisyon harcamaları nedeniyle hesaba dahil edilecek pay, ihracat bedelinin
%25’i üzerinden hesaplanan KDV tutarından fazla olamayacak, bu hesaplama her
takvim yılının Ocak ayından başlamak üzere yıl sonuna kadar kümülatif olarak yapılacak, izleyen yılda hesaplamaya
yeniden başlanacaktır. İade
alacağı aşağıdaki tabloda belirtildiği şekilde hesaplanarak ihracat işleminin
bulunduğu her ay talep edilebilecektir. Örnek: Bir turistik mağaza
işleticisinin 2008 yılında aylar itibariyle ihracat tutarları ve ödediği
komisyonlar YTL cinsinden aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Tablo
ile ilgili açıklamalar aşağıdadır. 1. Ocak ayında ihracat 1.000,
komisyon tutarı 200 YTL’ dir. Komisyondan ihracat
işlemine verilecek pay (1000 x %25=) 250 YTL olmakla birlikte, 200 YTL komisyon
ödendiğinden bunun tamamı pay olarak verilecek ve (200 x %18=) 36 YTL iade
hesabına dahil edilerek, diğer yüklenilen vergilerle
birlikte bu ay içinde talep edilebilecektir. 2. Şubat sonunda ihracatın kümülatif tutarı 2.200, komisyonun kümülatif tutarı 620
YTL’ dir. Komisyonun payı (2200 x %25 = ) 550 YTL
olarak hesaplanmaktadır. Bu tutardan, Ocak ayında verilen 200 YTL tutarındaki
pay düşülecek ve Şubat ayındaki pay 350 YTL olarak belirlenecektir. Bu ayda
iade hesabına dahil edilecek tutar (350 x %18=) 63
YTL olarak belirlenecektir. 3. Mart sonunda kümülatif
olarak ihracat 3.600, komisyon 1.160 YTL’ dir.
Komisyondan ihracat işlemine verilecek azami pay (3600 x %25 = ) 900 YTL
olacak, bu tutardan ilk 2 ayın toplam payı olan 550 YTL düşüldükten sonra
kalan 350 YTL’nin %18’i olan 63 YTL Mart ayında
iade hesabına dahil edilecektir. 4. İhracat işlemi bulunmayan Haziran
ayında, 600 YTL komisyon ödenmiştir. Bu dönemde ihracat işlemi nedeniyle iade
talep edilemeyecektir. Aynı dönemde yapılan 600 YTL’lik
komisyon ödemesi izleyen dönemlerde gerçekleştirilecek ihracat işlemlerine
ilişkin iade tutarının hesabında dikkate alınabilecektir. 5. Eylül ayında 3600 YTL’lik ihracat yapılarak kümülatif
ihracat tutarı 20.800 olmuş, komisyon ödemesi ise yapılmamıştır. Eylül ayında
komisyon ödemesi olmamasına rağmen, iade hesabına önceki dönemlerde ödenen
komisyonlardan pay verilebilecektir. Bu dönemde ihracat işlemine verilecek
azami komisyon payı (20800 x %25 = ) 5.200 YTL olmakla birlikte, kümülatif komisyon tutarı 4.600 YTL olduğundan ve bu
tutarın 4.300 YTL’lik kısmı önceki dönemlerde iade
hesabına alındığından, Eylül ayındaki komisyon payı 300 YTL olacaktır.
Dolayısıyla, 300 YTL’nin %18’i olan 54 YTL Eylül
ayında iade hesabına dahil edilecektir. 6. Bu hesaplama Aralık ayına kadar
yukarıdaki şekilde sürdürülecek, izleyen yılın Ocak ayından itibaren
hesaplamaya yeniden başlanacaktır. Bu
tablo, yılbaşından itibaren her ay yeniden düzenlenerek, iade talep
dilekçesinin eki olarak vergi dairesine verilecektir. Ayrıca KDV Kanununun 54
üncü maddesindeki düzenleme çerçevesinde, tablodaki bilgileri ihtiva eden
yardımcı defter kayıtları kullanılacaktır. İadenin YMM KDV İadesi Tasdik
Raporuyla alınmak istenmesi halinde, Raporda bu bilgileri içeren açıklamalara
veya tabloya yer verileceği tabiidir. Bu
uygulama 2008 takvim yılının başından itibaren geçerli olacak, 1/1/2008
tarihinden sonra faturalandırılan komisyon bedelleri dolayısıyla yüklenilen
KDV, yine bu tarihten sonra gerçekleştirilecek ihracat teslimlerine ilişkin
iade hesabına yukarıda açıklandığı şekilde dahil
edilecektir. 2008
yılı içinde ödenen ve Tebliğin yayımından önceki dönemlerde iade edilen,
ihracat bedelinin %25’ini aşan komisyon ödemelerine ilişkin KDV tutarları ile
ilgili olarak vergi dairelerince her hangi bir işlem yapılmayacaktır. Ancak,
mükelleflerce alınan komisyon ödemelerine ilişkin toplam iade tutarlarının
yukarıda belirtilen kümülatif hesaplamada dikkate
alınacağı tabiidir. Aralık/2007
dönemi ve daha önceki dönemlerde gerçekleştirilen ihracat işlemlerinde ise
komisyon harcamalarına ait KDV, genel hükümler çerçevesinde iade hesabına dahil edilecektir. Bu dönemlere ilişkin olup komisyon
bedellerine ait KDV’nin iade hesaplarına dahil
edildiği henüz sonuçlandırılmamış nakden veya mahsuben iade talepleri,
miktarına bakılmaksızın, teminat karşılığında veya vergi incelemesi sonucuna
göre yerine getirilecek, teminat verilmesi halinde teminat vergi inceleme
raporu sonucuna göre çözülecektir. Komisyon bedellerine ilişkin KDV’ nin iade hesabından çıkarılması halinde genel hükümlere
göre işlem yapılacaktır. 2. Tevkifat
Uygulaması Turizm
acentesi, rehber ve benzerlerince verilen bu Tebliğin (B/1) bölümündeki
düzenlemeye konu hizmetlerde, KDV Kanununun (9/1) maddesinin verdiği yetkiye
dayanılarak, bu Tebliğin yayımını izleyen günden itibaren geçerli olmak
üzere, (2/3) oranında KDV tevkifatı uygulanması
uygun görülmüştür. Buna
göre; turizm acentesi, rehber ve benzerleri tarafından turist kafilelerini
alışveriş etmeleri için belirli dükkânlara/mağazalara götürme karşılığında bu
işletmelerden alınan bedeller üzerinden hesaplanan KDV tutarına (2/3)
oranında tevkifat uygulanarak işletmeler tarafından
sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir. Bu tevkifat uygulamasından doğan KDV alacaklarına ilişkin
nakden veya mahsuben iade talepleri, miktarına bakılmaksızın, münhasıran
banka teminat mektubu veya vergi inceleme raporu ile yerine getirilecek,
iadenin teminat karşılığında yapılması halinde teminatlar, olumlu vergi
inceleme raporunun vergi dairesine intikal ettiği tarih itibariyle
çözülecektir. İadenin vergi inceleme raporu karşılığında alınmak istenmesi
durumunda iade talebi, vergi inceleme raporunun vergi dairesine intikal
ettiği tarih itibariyle geçerlilik kazanacaktır. İade
yapılabilmesi için alıcının bu tevkifatla ilgili 2
No.lu KDV beyannamesini vergi dairesine vermiş olması zorunludur. İade
talebi bir dilekçe ile yapılacak ve dilekçeye; – tevkifata tabi hizmetlere ilişkin fatura veya benzeri
belgelerin fotokopileri veya bu belgelere ait bilgilerin dökümünü gösteren
liste, –
iade talebinin yapıldığı döneme ilişkin indirilecek KDV listesi, eklenecektir. Öte
yandan, 108 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (B/4) bölümünde düzenlenen
bildirim zorunluluğu ve müteselsil sorumluluk uygulamasına ilişkin
açıklamalar bu bölüm kapsamında kendilerine KDV tevkifatı
uygulanan mükellefler için de geçerlidir. C. YOLCU BERABERİ EŞYA İHRACINDA İADE
EDİLECEK VERGİ TUTARI KDV
Kanununun (11/1-b) maddesine göre, Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara
tanınan istisna, verginin teslim sırasında tahsil edilip gerekli şartların
yerine getirilmesinden sonra satıcı tarafından alıcıya geri verilmesi
şeklinde yürütülmektedir. 58
Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (C) bölümünde, bu işlemler dolayısıyla
satıcıya iade edilecek KDV’nin alıcıya geri verilen tutar olacağı
açıklanmıştır. Ancak, e- beyannameye geçiş nedeniyle KDV beyannamesinde
yapılan değişikliklere bağlı olarak yeniden düzenlenen KDV beyannameleri,
alıcıya geri gönderilen tutarlar ile bu teslimlerin bünyesine giren
tutarların, iade hesabına birlikte dâhil edilebilmesine imkân verecek şekilde
hazırlanmış, KDVK–24 sayılı KDV Sirkülerinde ve beyannamelerde bu uygulama
doğrultusunda açıklamalar yapılmıştır. Konunun
yeniden değerlendirilmesi sonunda, bu Tebliğin yayımlandığı tarihi içine alan
vergilendirme döneminden geçerli olmak üzere, söz konusu teslimlerde alıcıya
geri verilen KDV tutarının indirim ve iade hesaplarına dahil
edilmesi, bu teslimlerin bünyesine giren vergilerin ise indirim hesaplarında
yer almakla birlikte iade hesabına dahil edilmemesi uygun görülmüştür. Öte yandan, bu Tebliğin yayımlandığı
tarihten önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olup, alıcıya geri verilen
KDV tutarı ile teslimin bünyesine giren vergilerin birlikte yer aldığı, henüz
sonuçlandırılmamış nakden veya mahsuben iade talepleri, teslimin bünyesine
giren vergi, iade hesabından çıkarılmak suretiyle genel esaslara göre yerine
getirilecektir. D- 107 SERİ NO.LU KDV GENEL
TEBLİĞİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK 107
Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (B/2) bölümünün birinci paragrafı bu Tebliğin
yayımını izleyen günden geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. "Büyük
ve küçükbaş hayvanların etlerinin (sakatat ve bağırsak dâhil) gerçek usulde
KDV mükellefleri ile 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde sayılan
kurum ve kuruluşlara teslimlerinde, bu Tebliğin yayımını izleyen günden
başlamak üzere (1/2) oranında tevkifat uygulanması
uygun görülmüştür." Tebliğ
olunur. |