Maliye Bakanlığından : VAKIFLARA
VERGİ MUAFİYETİ TANINMASI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ (SERİ
NO:1) Kapsam 7/8/2003 tarih ve 25192
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 30/7/2003 tarihli ve 4962 sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması
Hakkında Kanunun 20 nci maddesinde,
“Gelirlerinin en az üçte ikisini nevi itibarıyla genel, katma ve özel bütçeli
idarelerin bütçeleri içinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin yerine
getirilmesini amaç edinmek üzere kurulan vakıflara, Maliye Bakanlığının
önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınabilir. Bunların vergi muafiyetinden
yararlanması ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartlar, usul ve
esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir. Olağan denetimler sırasında
veya yaptırılacak özel denetimler sonucunda vergi muafiyeti tanınmasına
ilişkin şartları kaybettikleri tespit edilen vakıfların vergi muafiyetleri,
birinci fıkrada öngörülen yöntemle kaldırılabilir.” hükmüne yer verilmiştir. 4962 sayılı
Kanunun 20 nci maddesi ile Bakanlığımıza
verilen yetki çerçevesinde, vakıflara vergi muafiyeti tanınmasının şartları,
vergi muafiyeti tanınan vakıfların yerine getireceği yükümlülükler ve vergi
muafiyetinin kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar aşağıda açıklanmıştır. 1. Vakıflara Vergi
Muafiyeti Tanınmasının Şartları 4962 sayılı
Kanunun 20 nci maddesi uyarınca vergi muafiyeti
tanınması talebinde bulunacak vakıfların başvuru tarihi itibarıyla aşağıda
belirtilen şartların hepsini bir arada taşıması gerekmektedir. 1.1. Faaliyet konusu Bakanlar Kurulunca vergi
muafiyeti tanınacak vakfın; sağlık, sosyal yardım, eğitim, bilimsel araştırma
ve geliştirme, kültür ve çevre koruma ile ağaçlandırma konularında faaliyette
bulunmayı amaç edinmiş olması gerekir. Vakfın faaliyet konusu bu
sayılanlardan birisi veya birden fazlası ile ilgili olabilir. Ancak, vergi
muafiyeti talebinde bulunacak vakfın bu faaliyetlerinin kamuya açık ve
Devletin kamu hizmeti yükünü azaltıcı etki yapacak düzeyde olması gerekir.
Belli bir yöre veya belli bir kitleye hizmeti amaçlayan vakıflara vergi
muafiyeti tanınması mümkün değildir. 1.2. Faaliyet süresi Vakıfların, vergi muafiyeti
talebinde bulunmadan önce kuruldukları tarihten itibaren en az bir yıl süre
ile faaliyette bulunuyor olması ve bu süre içindeki faaliyetleri ile Devletin
kamu hizmeti yükünü azaltıcı etki sağlamış olmaları gerekmektedir. 1.3. Defter tutma Vergi muafiyeti tanınacak
vakıfların bilanço esasına göre defter tutmaları gerekir. Bu vakıfların,
213 sayılı Vergi
Usul Kanunu hükümlerine göre birinci sınıf tüccarlar tarafından
tutulması gereken defterleri aynı Kanunda belirtilen süreler içinde tasdik
ettirerek kullanmaları ve muhasebe kayıtlarının Muhasebe Sistemi Uygulama
Genel Tebliğlerine uygun olması, vakfa ait iktisadi işletmeler bulunması
halinde bunlar için de ayrıca defter tasdik ettirmeleri ve vakfın muhasebe
kayıtları ile iktisadi işletmesinin muhasebe kayıtlarını birbiriyle
karışmasını önleyecek şekilde ayrı ayrı izlemeleri
gerekmektedir. 1.4. Mal varlığı ve
yıllık gelir Vergi muafiyeti talebinde
bulunan vakıfların vergi muafiyeti talebinde bulundukları tarihte en az 505.000.-
YTL (beşyüz beşbin Yeni
Türk Lirası) gelir getirici mal varlığına ve en az 49.000.- YTL (kırkdokuz bin Yeni Türk Lirası) yıllık gelire sahip
olmaları gerekir. Yıllık gelirin tespitinde; genel ve özel bütçeli idareler
bütçelerinden yapılan yardımlar ile bağış niteliğindeki gelirler dikkate
alınmaz. Bu tutarlar, her yıl Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre o yıl için
belirlenen yeniden değerleme oranında artar ve izleyen yılda bu miktarlar
esas alınır. Bu miktarların hesabında, bin YTL’ye kadar
olan tutarlar dikkate alınmaz. 1.5. Gelirin harcanma şekli
Vakıf resmi senedinde, 4962 sayılı
Kanunun 20 nci maddesi hükmüne uygun
olarak yıl içinde elde edilen brüt gelirlerin en az üçte ikisinin sağlık,
sosyal yardım, eğitim, bilimsel araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre
koruma ile ağaçlandırma faaliyetlerinden oluşan amaçlara harcanacağının
yazılı olması ve son bir yılda bu koşulu fiilen yerine getirmiş olması ve
vergi muafiyetinin devamı süresince de bu şarta uyulması gerekir. Vakfın
amaçlarına ayrılması ve harcanması gereken miktarlar hiçbir şekilde başka bir
amaçla kullanılamaz. Ancak, yönetim ve idame giderleri ile ihtiyata ve vakıf
malvarlığını artırıcı yatırımlara ayrılan miktarların, tamamının veya bir
kısmının vakfın amaçlarına yönelik hizmetlere harcanması mümkündür. 1.6. İlgili kuruluşların
görüşünün alınması Vakıfların vergi
muafiyetleri taleplerinin Maliye Bakanlığınca ilk değerlendirilmesi yapıldıktan
sonra, vakfa vergi muafiyeti tanınıp tanınmayacağı konusunda Vakıflar Genel
Müdürlüğünün ve vakıf resmi senedinde amaç edinilen konulara göre ilgili
diğer kuruluşların görüşleri alınır. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve ilgili
kuruluşların bu konudaki görüşlerini vergi muafiyeti talebinde bulunan vakfın
kurulduğu tarihten itibaren vergi muafiyeti talebinde bulunduğu tarihe
kadarki faaliyetleri ile Devletin kamu hizmeti yükünü ne ölçüde azalttığını
kendi denetim elemanlarına (denetim birimi bulunmayan kuruluşların yetkili
organlarınca) yaptıracakları incelemelere dayanarak bildirmeleri ve yazıları
ekinde inceleme raporu ve tutanağın bir örneğini de Maliye Bakanlığına
göndermeleri gerekmektedir. Herhangi bir incelemeye dayanmayan görüşler,
ilgili vakfa vergi muafiyeti tanınmasında gözönünde
bulundurulmaz. 1.7. Maliye Bakanlığı merkezi
denetim elemanlarınca yapılacak inceleme Yukarıda sayılan şartların
yerine getirilmesi halinde, vergi muafiyeti talebinde bulunan vakfın, kurulduğu
tarihten inceleme tarihine kadar olan faaliyet ve çalışmaları,
görevlendirilecek Bakanlık merkezi denetim elemanınca incelenir. Bakanlık merkezi denetim
elemanlarınca yapılacak incelemelerde; vakfın son bir yıl içindeki
faaliyetleri ile Devletin kamu hizmeti yükünü ne ölçüde azalttığı ve bu Genel
Tebliğ ile belirlenen diğer şartları taşıyıp taşımadığı tespit edilir.
İnceleme elemanının ilgili vakfa vergi muafiyeti verilip verilmemesi konusundaki
görüşü raporda açık olarak belirtilir. 2. Vergi muafiyetinden
yararlanmada usul Bakanlar Kurulunca 4962 sayılı
Kanunun 20 nci maddesine göre tanınacak
vergi muafiyetinden yararlanmak isteyen vakıflar, taleplerini içeren bir yazı
ile Maliye Bakanlığına başvuruda bulunurlar. Bu vakıflar başvuru
yazısının ekinde; 1- Vakıf resmi senedinin 5
örneğini, 2- Gelir getirici
malvarlığı ve yıllık gelire ilişkin bilgi ve belgeleri, 3- Kuruldukları tarihten başvuru tarihine kadarki süre içinde
resmi senette yazılı olup amaçlar arasında yer alan sağlık, sosyal yardım,
eğitim, bilimsel araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre koruma ile
ağaçlandırma konuları ile ilgili olarak gösterilen faaliyetleri içeren
faaliyet raporunu Bakanlığa gönderirler. Bakanlıkça, bu Genel Tebliğ
ile belirlenen şartların talepte bulunan vakıfça yerine getirilip
getirilmediğinin tespiti bakımından ibraz edilen belgeler üzerinde ön
inceleme yapıldıktan ve uygunluğu sağlandıktan sonra vakfa vergi muafiyeti
tanınıp tanınmayacağı konusunda Vakıflar Genel Müdürlüğü ve diğer ilgili
kuruluşların görüşleri alınır. Kuruluşlar tarafından olumlu görüş verilirse
veya vergi muafiyeti verilmesinde sakınca bulunmadığı bildirilirse, vakfın
faaliyetleri ve hesapları bir merkezi denetim elemanına incelettirilir.
İnceleme sonucu düzenlenen inceleme raporunun da olumlu olması halinde bu
rapor, vakıf resmi senedinin ve başvuru dilekçesinin birer örneği, Bakanlığın
bu konudaki görüşünü içeren bir yazı ile Bakanlar Kurulundan vergi muafiyeti
kararı alınmak üzere Başbakanlığa gönderilir. 3. Vergi Muafiyeti
Tanınan Vakıfların Yükümlülükleri 3.1. Resmi senet
değişikliklerinde izin alınması Vergi muafiyeti tanınan
vakıfların yönetimlerince resmi senette değişiklik yapılmasının düşünülmesi
halinde, değişiklik gerçekleştirilmeden önce bu konuda Maliye Bakanlığından
izin alınması zorunludur. İzin alınmaksızın yapılan değişikliğin bu Genel
Tebliğ ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine aykırı olması halinde Bakanlıkça
tanınan süre içinde resmi senet vakıf yönetimince eski haline getirilmez ya da değişiklik Bakanlıkça öngörülen şekilde düzeltilmez
ise vakfın vergi muafiyetinin kaldırılmasına ilişkin hükümler uygulamaya
konulur. 3.2. Gönderilecek mali tablolar ve
raporlar Bakanlar Kurulu Kararı ile
vergi muafiyeti tanınan vakıflarca, dönem sonunda düzenlenecek bilanço ve
gelir gider tablosu ile bir yıllık faaliyetlerinin sonuçlarını gösteren kesin
bütçelerin birer örneği, yıllık faaliyet raporu ve yeminli mali müşavirce
düzenlenmiş tasdik raporu ile birlikte yılın ilk üç ayı içinde Bakanlığa
gönderilir. Ancak, yıllık faaliyet raporu dışındaki belgelerin 3568 sayılı
Kanun ve ilgili Genel Tebliğ esaslarına uygun olarak yeminli mali
müşavire onaylattırılmış olması gerekir. Yeminli mali müşavire
onaylattırılmadan gönderilen belgeler hiç gönderilmemiş sayılır. 3.3. Fon oluşturulması Bakanlar Kurulu Kararı ile
vergi muafiyeti tanınan vakıfların, yıllık gelirlerinin en az üçte ikisini
elde edildiği yıl içinde amaçlarına harcamaları esastır. Elde edildiği yıl
içinde amaçlara harcanması gerektiği halde vakıf yönetiminin iradesi dışında
harcanamayan gelirler, sonraki yılın tahmini bütçesine konulur ve bu
miktardan yönetim ve idame giderleri ile ihtiyata ve vakıf malvarlığını
artırıcı yatırımlara pay ayrılmadan, tamamı o yıl içinde vakfın amaçlarına
harcanır. Bu durumun geçerli bir nedene dayanmaksızın süreklilik göstermesi (
üst üste iki yıl gibi ) vergi muafiyeti şartlarının ihlali anlamına gelir.
Ancak, sözü edilen gelir fazlaları, vakıf resmi senedinde yazılı sağlık,
sosyal yardım, eğitim, bilimsel araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre
koruma ile ağaçlandırma faaliyetleriyle ilgili amaçların gerçekleştirilmesine
yönelik yatırımlar için üç yıl süre ile bir fon hesabında tutulabilir. Bunun
için ilgili vakıfça, yatırıma ilişkin yönetim kurulu kararıyla yatırım
projesinin ana hatlarını (maliyetini, finansman kaynaklarını, gerçekleştirme
süresini vb.) içeren bir yazı ile Maliye Bakanlığına başvurularak izin
alınması gerekir. Bu suretle finansmanı için fon oluşturulmasına izin alınan
yatırımın üç yıllık süre içinde tamamlanamaması halinde, gecikme gerekçeleri
Bakanlıkça uygun görülürse sözü edilen süre iki yıl daha uzatılabilir. 4. Vergi muafiyetinin kaldırılması Bakanlar Kurulu Kararı ile
vergi muafiyeti tanınan vakıfların, Bakanlıkta oluşan dosyalarının
incelenmesi veya olağan denetimler ya da
yaptırılacak özel denetimler sonucunda;
Yasal
yükümlülüklere uymadıklarının,
Resmi
senetlerinde yazılı sağlık, sosyal yardım, eğitim, bilimsel araştırma ve geliştirme,
kültür ve çevre koruma ile ağaçlandırmaya yönelik amaçları dışında faaliyette
bulunduklarının,
Son
yıllardaki faaliyetleri dikkate alındığında resmi senette yazılı amaçlarını
gerçekleştirmelerinin mümkün olmadığının,
Genel
Tebliğ ile belirlenen yükümlülükleri yerine getirmediklerinin, tespiti halinde, tespit
edilen hususlar hakkında ilgili vakıftan açıklama istenir. Vakıf yönetimince
Bakanlıkça verilen süre içinde açıklama yapılmaz veya yapılan açıklamalar
yeterli görülmezse veya açıklamalar yeterli görülmekle beraber vakıf
Bakanlıkça yapılan uyarıya rağmen benzeri ihlalleri tekrarlarsa, Maliye
Bakanlığınca Vakıflar Genel Müdürlüğünün de görüşü alınarak Bakanlar
Kurulundan vakfın vergi muafiyetinin kaldırılması istenir. Vergi muafiyeti kaldırılan
vakıflar, muafiyetin kaldırıldığı tarihten itibaren beş yıl geçmedikçe yeniden vergi muafiyeti talebinde
bulunamazlar. Bu sürenin bitiminden sonra vergi muafiyeti talebinde bulunan
vakıflara bu Genel Tebliğde yazılı şartları taşımaları koşulu ile yeniden
vergi muafiyeti tanınabilir. 5. Diğer Hususlar 5.1. Şartlı bağışlarla
ilgili işlemler Vakfın amaçları arasında
yazılı bir hizmetin gerçekleştirilmesi şartıyla yapılan bağışların, hizmetin
gerçekleştirildiği yıllarda harcanması öngörülen kısmının o yılın gelirleri
arasında gösterilmesi gerekir. Vakfın malvarlığına
eklenmesi ve gelirlerinin vakfın amaçları içinde yer alan bir hizmet veya
hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılması şartıyla yapılan bağışlarda,
ana para vakfın mal varlığı sayılacak, ancak bu paranın getireceği gelir,
vakfın gelirleri arasına dahil edilecektir. Muhasebe işlemleri yönünden
de şartlı bağışlar vakfın defterlerinde ayrı hesaplarda izlenir. Şartlı bağış
para olarak yapılmış ise bu para fon olarak yine ayrı bir hesapta gösterilir.
5.2. Vakfa bağlı iktisadi
işletmelerde muhasebe işlemleri ve işletme gelirlerinin vakıf bütçesinde
gösterilmesi Vakfa bağlı veya ait
iktisadi işletme bulunması halinde vakıfla işletmenin muhasebe işlemlerinin
ayrı defterlerde izlenmesi ve vakfın işlemleriyle iktisadi işletmenin
işlemlerinin birbirinden ayrılması gerekir. İktisadi işletmenin dönem sonunda
oluşan kârından ödenmesi gereken vergiler ve diğer yasal yükümlülükler
ayrıldıktan sonra kalan net kâr, vakıf bütçesine gelir olarak aktarılır. 5.3. Vakfa tahsis edilen
mal varlığının satışı veya kamulaştırılması Vakfa tahsis edilen mal
varlığının satışı ya da kamulaştırılmasından elde
edilen gelirler yıllık giderlere harcanmayıp, vakfa gelir sağlayacak
yatırımlara tahsis edilebilir. Ancak bu paraların yatırımlara harcanmadan
önceki dönem içinde değerlendirilmesinden elde edilen faizin vakfın yıllık
gelirlerine dahil edilmesi zorunludur. 5.4. Vergisel Avantajlar Vakıflar tüzel kişilikleri itibarıyla
kurumlar vergisi kapsamına girmediklerinden, vergiden muaf vakıf statüsü
kazanan vakıfların kurumlar vergisinden muafiyetleri de söz konusu olmamaktadır.
Vergiden muaf vakıf
statüsünü kazanan vakıflar halen mevcut düzenlemelere göre, 1- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin
1 ve 2 numaralı fıkraları kapsamına giren teslim ve hizmetleri için katma
değer vergisi istisnasından, 2- 8/6/1959 tarihli ve 7338 sayılı Veraset
ve İntikal Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (k) bendine göre,
bu vakıflara kuruluşu için veya kurulduktan sonra tahsis olunan malların
intikalinde veraset ve intikal vergisi istisnasından, 3- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı
Harçlar Kanununun 59 uncu maddesinin (b) bendine göre, bu vakıflar
tarafından iktisap edilecek gayrimenkullerin ve
sair ayni hakların tescilleri ve şerhi gerektiren işlemleri ile bunlara ait
tesislerin ve bu tesislerin sonradan iktisap edecekleri gayrimenkullerin
ve sair ayni hakların tescilleri ve şerhi gerektiren işlemleri ve bunların
terkinlerinde harç istisnasından, 4- 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı
Emlak Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (m) fıkrasına göre,
resmi senedinde yazılı amaçlara tahsis edilmek şartıyla vakfa ait binalar için
emlak vergisi muafiyetinden yararlanmaktadır. Diğer taraftan, yukarıda
sayılan muafiyet ve istisnalar vakfın tüzel kişiliğine yönelik olup vakfa ait
iktisadi işletmelerin bu muafiyet ve istisnalardan yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
Bu Genel Tebliğ ile 2/9/2003
tarih ve 25217 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 83 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği
yürürlükten kaldırılmıştır. Tebliğ olunur. |