Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2007/5
Karar
Sayısı : 2007/18
Karar
Günü : 7.2.2007
İPTAL
DAVASINI AÇANLAR:
1 - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER
2 - Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Kemal ANADOL, Haluk KOÇ ve 120 milletvekili
İPTAL
DAVASININ KONUSU : 11.1.2007
günlü, 5573 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim
Kanunu, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesiyle yeniden düzenlenen
1.3.2006 günlü, 5467 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinin, Anayasa’nın 2.,
11., 130., 131. ve 153. maddelerine aykırılığı savıyla iptali ve
yürürlüğünün durdurulması istemidir.
I
- İPTAL ve YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMLERİNİN GEREKÇESİ
Dava dilekçelerinin gerekçe
bölümlerinin ilgili kısımlarında şu görüşlere yer verilerek dava konusu
Kural’ın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istenmiştir.
“(…)
1 - Anayasa’nın 131.
maddesinin,
- Değişik ikinci fıkrasında,
Yükseköğretim Kurulu’nun, üniversiteler ve Bakanlar Kurulu’nca seçilen ve
sayıları, nitelikleri, seçilme yöntemleri yasayla belirlenen adaylar
arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış
profesörlere öncelik vermek üzere Cumhurbaşkanı’nca atanan ve
Cumhurbaşkanı’nca doğrudan seçilen üyelerden kurulacağı,
- Üçüncü fıkrasında da,
Kurul’un örgütü, görev, yetki ve sorumluluğu ile çalışma ilkelerinin
yasayla düzenleneceği, belirtilmiştir.
04.11.1981 günlü, 2547 sayılı
Yükseköğretim Yasası’nın değişik 6. maddesinin,
- (b) fıkrasında, Yükseköğretim
Kurulu’nun,
Cumhurbaşkanı’nca, rektörlük ve
öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik verilerek
seçilecek yedi,
Bakanlar Kurulu’nca, temayüz
etmiş üst düzeydeki Devlet görevlileri ya da
emekliler arasından seçilecek yedi,
Üniversitelerarası Kurul’ca,
Kurul üyesi olmayan profesör öğretim üyelerinden seçilecek yedi,
olmak üzere, toplam yirmibir üyeden oluşacağı,
- (c) fıkrasının,
İkinci bendinde, Yükseköğretim
Genel Kurulu’nun (b) fıkrasında yazılı üyelerden oluşacağı,
Üçüncü bendinde,
Cumhurbaşkanı’nın, Kurul üyeleri arasından dört yıl süreyle bir Başkan
seçeceği,
Son bendinde de, Yükseköğretim
Genel Kurulu’nun toplantı yetersayısının ondört
olduğu, kararların toplantıya katılanların oy çokluğu ile alınacağı,
kurala bağlanmıştır.
Bu kurallar uyarınca, yirmibir üyeden oluşan Yükseköğretim Genel Kurulu ondört üyeyle toplanabilmekte ve sekiz oyla karar
alabilmektedir.
5573 sayılı Yasa’yla yapılan
düzenlemede ise, kurucu rektör adaylarının, Yükseköğretim Genel Kurulu üye
tamsayısının ¾ çoğunluğuyla, başka bir söyleyişle en az 16 üyenin oyuyla
seçileceği belirtilmiştir.
Anayasa’da, Yükseköğretim Genel
Kurulu’nun toplantı ve karar yetersayıları konusunda bir kural bulunmadığı
ve Kurul’un çalışma ilkelerinin belirlenmesi yasaya bırakıldığından, yasakoyucunun belirli nitelikteki işler için farklı
karar yetersayısı öngörebileceğinde kuşku yoktur. Ne var ki, buna ilişkin
düzenlemenin amaca ve Anayasa’ya uygun, makul ve ölçülü olması da hukukun
genel ilkelerinin gereğidir.
Oysa, 5573 sayılı Yasa’yla
getirilen karar yetersayısının, Yükseköğretim Genel Kurulu toplam üye
sayısına göre çok yüksek olduğu, süre uzun tutulsa da seçimin
sonuçlanmasını güçleştireceği ortadadır.
Nitekim, yasakoyucu
da, kurucu rektör adayı belirleme işleminin, getirilen karar yetersayısı
ile sonuçlandırılamayacağını yüksek olasılık gördüğünden, Yükseköğretim
Genel Kurulu’nca aday belirleme işleminin bir ay içinde
sonuçlandırılamaması durumunda, her üniversite için üç kurucu rektör
adayının tek başına ve doğrudan Milli Eğitim Bakanı’nca belirlenmesini
öngörmüştür.
Böyle bir düzenleme Türk
hukukunda hiçbir kamu görevlisi için yapılmamıştır. Gerçekten, ne yüksek
yargı organları, ne bağımsız kurullar başkan ve üyeleri, ne de üniversite
rektörlerinin seçiminde böyle bir karar yetersayısı aranmaktadır.
Yapılan düzenleme, kurucu
rektörlüğe aday olmak isteyenleri caydırıcı, katılımı azaltıcı,
Yükseköğretim Genel Kurulu’nda sonuç almayı güçleştirici niteliktedir.
Bu niteliği nedeniyle, kurucu
rektör adaylarının seçiminde çok yüksek bir yetersayı arayan düzenleme,
adil ve ölçülü olmadığı gibi, haklı bir nedene de dayanmamakta ve
Anayasa’nın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Ayrıca, Yükseköğretim Genel
Kurulu’nun çok daha önemli konulardaki toplantı yetersayısı ondört ve karar yetersayısı toplantıya katılanların
oyçokluğu olarak belirlenmişken, kurucu rektör adaylarını seçme karar
yetersayısının onaltı gibi çok yüksek bir
çoğunluk olarak öngörülmesi, amaç yönünden de hukuk devleti ilkesine uygun
düşmemektedir.
2 - Öte yandan, 5573 sayılı
Yasa’yla yeniden düzenlenen geçici 1. maddenin ikinci tümcesinde,
“Yükseköğretim Genel Kurulunca
aday belirleme işlemi bir ay içinde sonuçlandırılamadığı takdirde Milli
Eğitim Bakanı tarafından belirlenecek üç kurucu rektör adayı
Cumhurbaşkanına sunulur.” denilerek, Yükseköğretim Genel Kurulu’nun kurucu
rektör adayı seçme yetkisi, tümcede belirtilen durumun gerçekleşmesiyle
Milli Eğitim Bakanı’na devredilmekte, başka bir deyişle, Yükseköğretim
Kurulu rektör seçme süreci dışında bırakılmaktadır.
Böylece, Yükseköğretim Genel
Kurulu’nun kurucu rektörlerin belirlenmesi sürecine katılımı biçimsel
düzeye indirgenmekte ve yeni kurulan üniversitelerin akademik kadrolarının
ve yönetim personel yapısının geleceğe dönük olarak Anayasa’nın 130.
maddesinde öngörülen biçimde oluşturulması yönünden büyük önem taşıyan kurucu
rektörlerin belirlenmesi yetkisi, eylemli olarak, tümüyle siyasal iktidarın
tercih ve takdirine bırakılmış olmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin, (…)
K.2006/57 sayılı kararında,
- Anayasa’nın 130. maddesinde,
üniversitelerin bilimsel özerkliğe sahip olduğunun belirtildiği; maddenin
gerekçesinde, yasayla düzenlenmesi öngörülen konuların, bilimsel özerklik
dikkate alınarak yasakoyucuya bırakıldığı,
- Bilimsel özerkliğin yönetsel
özerkliği de gerektirdiği, bu iki ilkenin birbirini tamamladığı,
- Üniversite özerkliğinin,
üniversitelerin yönetiminin, siyasal iktidarların öznel yeğlemelerinden
olabildiğince etkilenmeyecek biçimde yapılandırılmasını gerektirdiği,
- Rektör adaylarının
belirlenmesinde uygulanacak ilkelerin yasayla düzenleneceği açık ise de, bu
düzenlemelerin, Cumhurbaşkanı’nın seçme yetkisinin amacına uygun
kullanılmasını engellemeyecek ve üniversitelerin bilimsel özerkliklerini
zedelemeyecek biçimde yapılması gerektiği,
- Üniversite yönetim
organlarının ve bu bağlamda üniversite rektörlerinin göreve getirilmesine
ilişkin yasal düzenlemelerde, Yükseköğretim Kurulu’nun Anayasa’nın 131.
maddesinde belirtilen görev ve işlevlerinin gözardı
edilemeyeceği,
- Rektörlerin seçiminde,
Yükseköğretim Kurulu’nun yetkili kılınmasının, bilimsel özerklik ilkesi ile
Anayasa’nın 131. maddesinin gereği olduğu,
- Yeni kurulan üniversitelere
kurucu rektör seçiminde, kimi maddi ve hukuksal olgular nedeniyle, 2547
sayılı Yasa’nın 13. maddesinde öngörülen yöntemden farklı bir yöntemin
uygulanabileceği; ancak, bu durumun, Yükseköğretim Kurulu’nun kurucu rektör
adayının belirlenmesi sürecinden dışlanmasını haklı gösteremeyeceği,
gerekçelerine yer verilerek,
01.03.2006 günlü, 5467 sayılı Yasa’nın, kurucu rektör adaylarını belirleme
yetkisini Milli Eğitim Bakanı ile Başbakan’a veren geçici 1. maddesi,
Anayasa’nın 130. ve 131. maddelerine aykırı bulunup iptal edilmiştir.
Görüldüğü gibi, Anayasa
Mahkemesi kararında, Yükseköğretim Kurulu’nun, kurucu rektör adaylarını
belirleme sürecinden dışlanamayacağı, başka bir anlatımla Yükseköğretim
Kurulu’nun, kurucu rektör adayı belirleme sürecinde mutlaka yer alması
gerektiği, buna aykırı yasa kuralının Anayasa’nın 130. ve 131. maddelerine
uygun düşmeyeceği açık biçimde vurgulanmıştır.
Oysa yukarıda da belirtildiği
gibi, 5573 sayılı Yasa’yla yapılan düzenlemede, Yükseköğretim Genel
Kurulu’nun kurucu rektör aday seçimini sonuçlandırması neredeyse olanaksız
duruma getirilmekte, aday belirleme işlemlerinin bir ay içinde
tamamlanamaması durumunda da, Yükseköğretim Kurulu “kurucu rektör aday
belirleme süreci” dışında bırakılmaktadır.
Yükseköğretim Kurulu’nu, kurucu
rektör adaylarını belirleme yetkisini belli süre ya
da koşula bağlayarak seçim sürecinden dışlayan yasal düzenlemenin Anayasa
Mahkemesi kararına uygun olmayacağı açıktır.”
“(…) İptali istenen Geçici
Madde 1’in ikinci tümcesinde, yeni kurulan 15 üniversitenin kurucu rektör
adaylarının ¾ gibi çok yüksek oranda nitelikli çoğunlukla belirlenmesi için
Yükseköğretim Kurulu’na bir ay süre tanınmakta ve bu sürenin sonunda aday
belirleme yetkisi tümüyle Milli Eğitim Bakanına verilmekte diğer bir
anlatımla Yükseköğretim Kurulu’na hiçbir yetki tanınmamaktadır.
Böylece, Yükseköğretim Genel
Kurulu’nun kurucu rektörlerin belirlenmesi sürecine katılımı karar yetersayısı
erişilemeyecek kadar yükseltilerek biçimsel düzeye indirgenmekte ve yeni
kurulan üniversitelerin akademik kadrolarının ve yönetim personel yapısının
geleceğe dönük olarak Anayasanın 130 uncu maddesinde öngörülen biçimde
oluşturulması yönünden büyük önem taşıyan kurucu rektörlerin belirlenmesi
yetkisi, eylemli olarak, tümüyle siyasal iktidarın tercih ve takdirine
bırakılmış olmaktadır.
Böyle bir durumun ise
Anayasanın üniversite özerkliğini düzenleyen 130 ve Yükseköğretim
Kurulu’nun yetkilerini düzenleyen 131 inci maddelerine aykırı düşeceği
ortadadır.
Diğer taraftan, bir yasa
kuralının Anayasanın herhangi bir kuralına aykırılığının tespiti, onun
kendiliğinden Anayasanın 11 inci maddesine de aykırılığı sonucunu
doğuracaktır. (…)”
“(…) Genel gerekçesinde,
Yasa’nın, Anayasa Mahkemesi kararı gözönünde
bulundurularak hazırlandığı belirtilmiş ise de, yukarıda yer verilen
açıklamalar, gerekçeleri ve hüküm bölümüyle bir bütün oluşturan ve
bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi kararına uyulmadığını göstermektedir.
Bu nedenle, 5573 sayılı
Yasa’yla yeniden düzenlenen geçici 1. madde kuralı, Anayasa’nın 2.
maddesinde yer verilen hukuk devleti ilkesine, Anayasa’nın 130. ve 131.
maddeleri ile Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığına ilişkin 153.
maddesine aykırı düşmektedir.”
II
- YASA METİNLERİ
A
- İptali İstenilen Yasa Kuralı
11.1.2007 günlü, 5573 sayılı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim Kanunu, Kamu Malî
Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesiyle yeniden düzenlenen 1.3.2006 günlü,
5467 sayılı Yasa’nın dava konusu Geçici 1. maddesi şöyledir:
“GEÇİCİ MADDE 1 - Bu Kanunla kurulan üniversitelerin
kurucu rektörleri, iki yıllığına Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde üye tam sayısının
¾ çoğunluğuyla belirlenecek altı profesör adaydan; Milli Eğitim Bakanınca onbeş gün içinde seçilerek Cumhurbaşkanına sunulan üç
aday arasından Cumhurbaşkanınca seçilir ve atanır. Yükseköğretim Genel
Kurulunca aday belirleme işlemi bir ay içinde sonuçlandırılamadığı takdirde
Millî Eğitim Bakanı tarafından belirlenecek üç kurucu rektör adayı
Cumhurbaşkanına sunulur.”
B
- Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçelerinde,
Anayasa’nın 2., 11., 130., 131. ve 153. maddelerine dayanılmıştır.
III
- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, Mustafa YILDIRIM, A. Necmi ÖZLER, Serdar
ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Osman Alifeyyaz PAKSÜT’ün
katılımlarıyla 31.1.2007 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında,
“dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğün
durdurulması isteminin esas inceleme evresinde karara bağlanmasına”
oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV
- BİRLEŞTİRME KARARI
11.1.2007 günlü, 5573 sayılı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim Kanunu, Kamu Malî
Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesiyle yeniden düzenlenen 1.3.2006 günlü,
5467 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinin iptaline ve yürürlüğünün
durdurulmasına karar verilmesi istemiyle açılan 2007/6 esas sayılı davanın,
aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2007/5 esas sayılı dava ile
BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasının kapatılmasına, esas incelemenin 2007/5 esas
sayılı dosya üzerinden yürütülmesine 31.1.2007 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
V
- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçeleri, işin esasına
ilişkin rapor, iptali istenilen Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvurularda, iptali istenilen
Yasa kuralının, gerekçesi ve hüküm bölümüyle bir bütün oluşturan ve
bağlayıcı olan, Anayasa Mahkemesi’nin konuya ilişkin 2006/57 sayılı
kararına uyulmadan yasalaştırılmış olduğu; Yükseköğretim Kurulu’nun kurucu
rektörlerin belirlenmesi sürecinden dışlandığı ve bu süreçte siyasi
iktidarın etkin kılınmasının hedeflendiği, bu nedenlerle de amaç yönünden
hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı; Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı
ilkesine aykırı olduğu; bilimsel ve yönetsel özerklik ilkeleriyle
çeliştiği; eğitim ve öğretimde olduğu kadar yükseköğretim kurumlarının
yönetim organlarının belirlenmesinde de görev ve yetkinin Yükseköğretim
Kurulu’nda olmasını öngören Anayasal düzenlemeyle uyumlu olmadığı
belirtilmiş ve açıklanan nedenlerle dava konusu yasa kuralının Anayasa’nın
2., 11., 130., 131. ve 153. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa Mahkemesi’nin 4.5.2006
günlü, E.2006/51, K.2006/57 sayılı kararıyla, 5467 sayılı Yasa’nın, yeni
kurulan üniversitelerde kurucu rektör adaylarının nasıl belirleneceğine
ilişkin “Bu Kanunla kurulan
üniversitelerin kurucu rektörleri iki yıl için, Millî Eğitim Bakanı ve
Başbakanın önereceği üç isim arasından Cumhurbaşkanınca atanır” şeklindeki Geçici 1. maddesi iptal edilmiştir.
Bu karar üzerine, 5573 sayılı
Yasa’yla yeniden düzenlenen dava konusu Geçici 1. maddede, 5467 sayılı
Yasa’yla kurulan üniversitelerin kurucu rektörlerinin, iki yıllığına,
Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından üye tamsayısının ¾ çoğunluğuyla
belirlenecek altı profesör adaydan, Milli Eğitim Bakanı’nca onbeş gün içinde seçilerek Cumhurbaşkanı’na sunulan üç
aday arasından Cumhurbaşkanı’nca seçilip atanacağı, Yükseköğretim Genel
Kurulunca aday belirleme işlemi bir ay içinde sonuçlandırılamadığı
takdirde, Milli Eğitim Bakanı tarafından belirlenecek üç kurucu rektör
adayının Cumhurbaşkanı’na sunulacağı belirtilmiştir.
A
- Anayasa’nın 153. Maddesi Yönünden İnceleme
Anayasa’nın 153. maddesinin son
fıkrasında, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı
organları ile yönetim makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı
öngörülmüştür. Bu kural gereğince Yasama Organı, yapacağı yeni
düzenlemelerde daha önce aynı konuda verilen Anayasa Mahkemesi kararlarını
göz önünde bulundurmak, bu kararları etkisiz bırakacak biçimde yeni yasa
çıkarmamak ve Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilen kuralları tekrar
yasalaştırmamak yükümlüğündedir. Üstelik, yasama organı, kararların yalnız
sonuçları ile değil bir bütünlük içinde gerekçeleri ile de bağlıdır. Çünkü,
kararlar gerekçeleriyle genel olarak yasama işlemlerini değerlendirme
ölçütlerini içerirler ve yasama etkinliklerini yönlendirme işlevi de
görürler. Bu nedenle yasama organı, yasa çıkarırken iptal edilen yasalara
ilişkin kararların sonuçları ile birlikte gerekçelerini de göz önünde
bulundurmak zorundadır. İptal edilen yasalarla sözcükler ayrı da olsa aynı
doğrultu, içerik ya da nitelikte yeni yasa
çıkarılmaması gerekir.
Bir yasanın Anayasa’nın 153.
maddesine aykırılığından söz edilebilmesi, iptal edilen önceki yasayla
“aynı” ya da “benzer nitelikte” olmasına
bağlıdır. İki yasanın “aynı” ya da “benzer
nitelikte” olup olmadığının saptanabilmesi için öncelikle, aralarında
“özdeşlik” bu bağlamda “anlam ve nitelik” ile “teknik, içerik ve kapsam”
yönlerinden benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır.
Anayasa Mahkemesi’nin 4.5.2006
günlü, E.2006/51, K.2006/57 sayılı kararıyla iptal edilmiş olan 5467 sayılı
Yasa’nın Geçici 1. maddesiyle kurucu rektör adaylarının belirlenmesi sürecine
Yüksek Öğretim Kurulu hiç dahil edilmemiş iken, 11.1.2007 günlü, 5573
sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle yeniden düzenlenen dava konusu Geçici 1.
maddeyle, kurucu rektör adaylarının belirlenmesi sürecinde Yükseköğretim
Kurulu’na da belirli bir görev ve yetkinin verildiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle, dava konusu yasa
kuralı Anayasa Mahkemesi’nin daha önce iptal ettiği aynı konuyu düzenleyen
kuralla biçim ve içerik yönünden aynı nitelikte görülmediğinden, Kural,
Anayasa’nın 153. maddesine aykırı değildir.
Bu madde yönünden istemin reddi
gerekir.
B
- Anayasa’nın 130. ve 131. Maddeleri Yönünden İnceleme
Anayasa Mahkemesi’nin 4.5.2006
günlü, E.2006/51, K.2006/57 sayılı kararında belirtildiği üzere;
Anayasa’nın 130. maddesinin birinci
fıkrasında ‘üniversitelerin kamu
tüzel kişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip oldukları belirtilmekte,
dokuzuncu fıkrasında da, ‘Yükseköğretim
kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri,
görev, yetki ve sorumlulukları üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve
denetim hakkını kullanma usulleri, öğretim elemanlarının görevleri,
unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme,
üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar
ile ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri, yükseköğretime giriş, devam
ve alınacak harçlar, Devletin yapacağı yardımlar ile ilgili ilkeler,
disiplin ve ceza işleri, malî işler, özlük hakları, öğretim elemanlarının
uyacakları koşullar, üniversitelerarası ihtiyaçlara göre öğretim
elemanlarının görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve teminat
içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi,
Yükseköğretim Kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı mali
kaynakların kullanılması kanunla düzenlenir’ denilmektedir.
Anayasa’nın 130. maddesinin
gerekçesinde ise, ‘...
Üniversitelerde öğretim ve eğitimin özgürlük ve güvenlik içinde
yürütülmesi, yurt düzeyinde yaygınlaşan üniversitelerin öğretim üye
ihtiyaçlarının dengeli biçimde, ülke ihtiyaçları ve kalkınma planı
gerekleri dikkate alınarak karşılanması konularının ve genel olarak
Devletin üniversiteler üzerindeki gözetim ve denetim yetkilerinin
düzenlenmesi konuları, bilimsel özerklik dikkate alınmak suretiyle kanun
koyucuya bırakılmıştır’ denilmektedir.
Bilimsel özerklik kavramı,
yargı içtihatları ve öğretide, bilimsel çalışmaların üniversite ortamında
amacına uygun yürütülebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olarak görülmekte ve
bilimsel özerklik, üniversite mensuplarının, ekonomik ve siyasi yönden nüfuz
sahibi bulunan kişi ve kurumların baskısı, yönlendirmesi olmadan ve
toplumda genel olarak hakim olan düşünce ve kabuller doğrultusunda
sonuçlara varmak gibi bir zorunluluk hissetmeden sadece bilimsel ölçütler
ve etik kurallar çerçevesinde eğitim, öğretim,
araştırma ve yayın yapabilme olanaklarına sahip bulunmaları biçiminde
açıklanmaktadır.
Üniversitelerin bilimsel
özerklik derecelerinin saptanmasında ise; üniversitelerde yürütülen eğitim,
araştırma, yayın ve benzeri etkinliklerin planlanması, düzenlenmesi ve icra
edilmesi aşamalarında, yönetim yetkisinin ne oranda serbestçe
kullanılabildiği ve bu konularla ilgili gerekli kararların üniversite
yönetim organlarınca ne ölçüde serbestçe alınabildiği hususlarının
belirleyici olduğu kabul edilmektedir. Bu bağlamda üniversite özerkliği,
üniversitelerin yönetiminin siyasal iktidarların sübjektif tercihlerinden
olabildiğince etkilenmeyecek şekilde yapılandırılmasını gerektirmektedir.
1961 Anayasası’nın 120.
maddesinde üniversitelerin ‘bilimsel ve idari özerkliği’ benimsenmişken,
1982 Anayasası’nın 130. maddesinde üniversitelerin sadece ‘bilimsel
özerkliğe’ sahip oldukları belirtilmiş ise de, bilimsel özerkliğin idari
özerkliği de gerektirdiği ve bu iki ilkenin birbirini tamamladığı açıktır.
Nitekim, Anayasa’nın 130. maddesinde üniversitelerin bilimsel özerkliğinin
vurgulanmasının yanında üniversitelerin idari özerkliğini sağlamaya yönelik
kimi güvencelere de yer verilmiştir.
Anayasa’nın 104. maddesinde ‘Üniversite rektörlerini seçmek’, Cumhurbaşkanı’nın
yürütme alanına ilişkin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. 130.
maddesinin altıncı fıkrasında da, ‘Kanunun
belirlediği usul ve esaslara göre rektörler Cumhurbaşkanınca … seçilir ve
atanır’ denilmiştir. Buna göre, Cumhurbaşkanı rektör ataması işleminde
hem seçme hem de atama yetkisine sahiptir. Ancak, Cumhurbaşkanı’nın bu
‘seçme’ işlemini herhangi bir kurumun aday göstermesine ihtiyaç duymaksızın
doğrudan doğruya mı yoksa belli kurumların göstereceği adaylar arasından mı
yapacağı; rektör adaylarında aranacak nitelikler gibi konulara ilişkin
olarak Anayasa’da herhangi bir kurala yer verilmeyerek bu hususların
düzenlenmesinde yasakoyucu yetkili kılınmıştır.
Buna göre, rektör adaylarının belirlenmesinde uygulanacak esasların yasayla
düzenleneceği açık ise de bu düzenlemelerin, Cumhurbaşkanı’nın seçme
yetkisinin amacına uygun kullanımını engellemeyecek ve üniversitelerin
bilimsel özerkliklerini de zedelemeyecek biçimde yapılması gerektiği
kuşkusuzdur.
Anayasa’nın
131. maddesi uyarınca, ‘Yükseköğretim
kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek,
yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma
faaliyetlerini yönlendirmek bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve
ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini ve üniversitelere
tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve
öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile
Yükseköğretim Kurulu...’ oluşturulmuştur. Üniversite yönetim
organlarının ve bu bağlamda üniversite rektörlerinin göreve getirilmesine
ilişkin yasal düzenlemelerde, Yükseköğretim Kurulu’nun Anayasa’da
tanımlanan bu görev ve işlevlerinin gözardı
edilemeyeceği açıktır.
Üniversite
tüzelkişiliğini temsil eden ve yönetiminde bulunduğu üniversitenin
eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleri ile o
üniversitenin genel yönetim ve denetiminde birinci derecede yetki ve
sorumluluk sahibi olan rektörlerin seçiminde Yükseköğretim Kurulu’nun yetki
sahibi olması, bilimsel özerklik ilkesinin ve Yükseköğretim Kurulu’nun
Anayasa’nın 131. maddesinde gösterilen kuruluş hedeflerinin gereğidir.
Ancak, yeni kurulan üniversitelerde ‘görevde bulunan rektör’ün söz konusu
olmaması ve 2547 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde yer alan kurallar
çerçevesinde rektör adaylarında aranacak nitelikleri haiz yeterli sayıda
öğretim üyesinin bulunmaması gibi kimi maddi ve hukuki olgular nedeniyle
2547 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde öngörülmüş olan rektör seçimi
yönteminden farklı bir yöntemin uygulanması gerekebilirse de bu durum,
yükseköğretimle ilgili konularda Yükseköğretim Kurulu’nun rektör
adaylarının belirlenmesi sürecinden dışlanmasını haklı gösteremez.”
Dava
konusu Yasa kuralıyla, Yükseköğretim Genel Kurulu’nun bir aylık süre
içerisinde üye tamsayısının ¾ çoğunluğuyla rektör adaylarını belirlemesi
öngörülmüş ve bu süre içerisinde Yasa’da aranan çoğunlukla rektör
adaylarının belirlenememesi halinde bu yetkinin tek başına Milli Eğitim
Bakanı tarafından kullanılacağı hükmüne yer verilmiştir.
2547 sayılı Yasa’nın değişik 6.
maddesinin (c) fıkrasının son bendinde Yükseköğretim Genel Kurulu’nun
toplantı yetersayısının ondört olduğu, kararların
toplantıya katılanların oy çokluğu ile alınacağı kurala bağlanmıştır. Buna
göre, yirmibir üyeden oluşan Yükseköğretim Genel Kurulu
ondört üyeyle toplanabilmekte ve sekiz oyla karar
alabilmektedir.
5573 sayılı Yasa’yla yapılan
düzenlemeden, kurucu rektör adaylarının, Yükseköğretim Genel Kurulu üye
tamsayısının ¾ çoğunluğuna karşılık gelen en az onaltı
üyenin oyuyla seçileceği anlaşılmaktadır.
Bu
durumda, karar yeter sayısına ilişkin düzenlemeyle Yükseköğretim Genel
Kurulu’nda sonuç almayı neredeyse imkansız kılan bir karar yeter sayısı
öngörülerek, bir aylık sürenin sonunda da yetkinin tek başına Milli Eğitim
Bakanı tarafından kullanılacağının belirtildiği gözetildiğinde, kurucu
rektör adaylarının seçiminde Yükseköğretim Kurulu’nun etkin ve işleyebilir
bir seçim sistemiyle sürece dahil edilmemiş olduğu sonucuna varılmaktadır.
Yükseköğretim
Kurulu’na anayasal gereklere uygun olarak kurucu rektör adaylarının
belirlenmesinde verilmesi gereken yetkinin kullanılmasının zorlaştırılması
bilimsel özerklik ilkesiyle bağdaşmadığı gibi, Yükseköğretim Kurulu’nun
görev ve yetkilerine ilişkin anayasal düzenlemeyle de uyuşmamaktadır.
Belirtilen
nedenlerle, dava konusu kural, Anayasa’nın 130. ve 131. maddelerine
aykırıdır, iptali gerekir.
Anayasa’nın
130. ve 131. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilen kuralın Anayasa’nın
2. ve 11. maddeleri yönünden ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI - YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI
İSTEMİ
11.1.2007
günlü, 5573 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim
Kanunu, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen 1.3.2006
günlü, 5467 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim
Kanunu, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un
Geçici 1. maddesi, 7.2.2007 günlü, E.2007/5, K.2007/18 sayılı kararla iptal
edildiğinden, bu maddenin, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç
veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz
kalmaması için kararın Resmî Gazete’de yayımlanacağı güne kadar
YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASINA, 7.2.2007 gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VII - SONUÇ
11.1.2007
günlü, 5573 sayılı “Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim
Kanunu, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 1. maddesiyle değiştirilen 1.3.2006
günlü, 5467 sayılı “Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim
Kanunu, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un
Geçici 1. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 7.2.2007
gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Tülay TUĞCU
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
Mustafa YILDIRIM
|
Üye
A. Necmi
ÖZLER
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
|