Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2005/42
Karar Sayısı : 2006/27
Karar Günü : 23.2.2006
İPTAL DAVASINI AÇAN : Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER
İPTAL DAVASININ KONUSU : 26.4.2005
günlü, 5336 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun’un 2. maddesiyle 4.6.1937 günlü, 3201 sayılı Emniyet
Teşkilatı Kanunu’na eklenen Ek 24. maddenin ikinci ve son fıkralarının,
Anayasa’nın 6., 7., 38. ve 128. maddelerine aykırılığı savıyla iptallerine
ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar
verilmesi istemidir.
I - İPTAL VE YÜRÜRLÜĞÜN
DURDURULMASI İSTEMLERİNİN GEREKÇESİ
Dava
dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir:
“5336
sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Yasası’na
eklenen ek 24. maddenin,
-
İkinci fıkrasında,
“En
az dört yıllık yüksek öğretim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul
edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olup, sınav tarihi
itibarıyla 27 yaşından gün almayan erkek ve bayanlar ile askerliğini yapmış
29 yaşından gün almamış erkek adaylar arasında yapılacak seçme sınavında
başarılı olanlar, altı aydan az olmamak üzere polis meslek eğitimine
alınırlar.”,
-
Dördüncü fıkrasının birinci tümcesinde,
“Polis
meslek eğitim merkezlerindeki eğitim-öğretim süresi içerisinde; giriş şartlarını
taşımadıkları sonradan anlaşılanlar, eğitim ve öğretimini başarı ile
tamamlayamayanlar, sağlık ve disiplin yönünden polis olamayacağına yetkili
kurullarca karar verilenlerin polis meslek eğitim merkezleri ile ilişikleri
kesilir.”,
-
Beşinci fıkrasının birinci tümcesinde,
“Polis
meslek eğitim merkezlerinde eğitimlerini başarı ile tamamlayanlar, Emniyet
Genel Müdürlüğü kadrolarına aday polis memuru olarak atanırlar.”,
-
Son fıkrasında da,
“Polis
meslek eğitim merkezlerinin kuruluş ve çalışma usûl ve esasları; bu
merkezlerde eğitime alınacak öğrencilerde aranacak şartlar, mezun oldukları
okulların nitelikleri, yapılacak sınavlar, disiplin ve eğitim-öğretimle
ilgili konular, öğrenciliğin sona ermesi, tazminat ve yükümlülük esasları
ile giyecekleri kıyafetler ve diğer hususlar İçişleri Bakanlığınca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”,
kurallarına
yer verilmiştir.
Bu
kurallara göre, yönetmelikte belirtilecek,
-
En az dört yıl süreli yükseköğretim kurumlarını ya
da bunlara denkliği kabul, edilen
yurt dışı yükseköğretim kurumlarını bitirip,
-
Koşulları taşıyanlardan,
-
Sınavı kazananlar,
polis
meslek eğitim merkezlerine öğrenci olarak alınacak; eğitimi başarı ile
tamamlayanlar aday polis memuru olarak atanacaktır.
Yasa’da
“atanırlar” sözcüğü kullanıldığı için, koşulları taşıyıp sağlık ya da disiplin sorunu bulunmayanların, eğitimi
başarıyla tamamlamaları durumunda memur kadrosuna atanmaları zorunludur.
Öğrenci
statüsünden memur statüsüne geçişte böyle bir
zorunlu yasal bağ bulunduğuna göre, öğrenci statüsüne kabul edileceklerin
nitelikleri, taşımaları gereken koşullar, sınav ve disiplin konuları memur
statüsünü doğrudan ilgilendirmektedir.
Bu
durumda, polislik mesleğine geçişin başlangıcı
olan eğitime alınacak adaylar için genel ve soyut olarak öğrenim, sınav ve
yaş koşulu getirildikten sonra, öğrencilerin taşımaları gereken koşullara
ve bitirilen okulların niteliklerine ilişkin hiçbir düzenlemeye yer
verilmeden, bu koşul ve niteliklerin belirlenmesini İçişleri Bakanlığı’nca
çıkarılacak yönetmeliğe bırakan kuralın Anayasa’ya uygunluğunun irdelenmesi
gerekmektedir.
1
- Anayasa’nın 128. maddesinde, Devlet’in genel idare esaslarına göre
yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli
görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği kurala
bağlanmıştır.
Kamu
düzeni ve kamu güvenliğini sağlama görevi ile bu hizmeti yürüteceklerin sözkonusu fıkra kapsamında olduklarında kuşku
bulunmamaktadır.
Anayasa’nın
aynı maddesinin ikinci fıkrasında, memurların ve diğer kamu görevlilerinin
nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri,
aylık ve ödenekleri ile diğer özlük işlerinin yasayla düzenleneceği; 6.
maddesinde, egemenliğin kayıtsız koşulsuz Ulus’un olduğu, Türk Ulusu’nun egemenliğini
Anayasa’nın koyduğu ilkelere göre yetkili organları eliyle kullanacağı,
hiçbir kişi ya da organın kaynağını Anayasa’dan
almayan bir Devlet yetkisini kullanamayacağı; 7. maddesinde de, yasama
yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin olduğu ve bu yetkinin
devredilemeyeceği belirtilmiştir.
Bu
anayasal kurallar uyarınca, polis meslek eğitim merkezlerinde eğitime
alınacak öğrencilerde aranacak koşulların, bu öğrencilerin bitirdikleri
yüksek öğretim kurumlarının niteliklerinin, sınav ve disiplin konularının,
herhangi bir duraksamaya neden olmayacak açıklıkta yasayla düzenlenmesi
gerekmektedir.
4652
sayılı Polis Yüksek Öğretim Yasası’nın 10 ve 15. maddelerinde, polis meslek
yüksek okulları ve fakülteye alınacak öğrencilerin bitirdikleri okullar arasında
kimi liselerin sayılmamasının Anayasa’ya aykırı olduğu savıyla açılan dava
üzerine Anayasa Mahkemesi’nce verilen 12.02.2004 günlü, E.2001/349,
K.2004/14 sayılı kararda, belirli önemde kimi kamu hizmetlerinin
özellikleri gözetilerek gerçekleştirilen bu tür düzenlemelerin, anayasal
ilkelere bağlı kalınması ve hizmetin gereklerinin gözönünde
tutulması koşuluyla yasa koyucunun takdir yetkisi içinde bulunduğu, Yasa’da
öngörülen okulları bitirenlerin emniyet hizmetlerinin gereklerine daha
uygun olduğu kabul edilmiş ve iptal istemi reddedilmiştir.
Bu
kararla varılan sonuca göre de, polis mesleği ile ilgili eğitim-öğretim
kurumlarına alınacak öğrencilerin bitirdikleri okulun, hizmetin gerekleri gözönünde bulundurularak yasada belirlenmesi
gerekmektedir.
Bu
nedenlerle, 5336 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle 3201 sayılı Yasa’ya eklenen
ek 24. maddenin, öğrencilerde aranacak koşulları ve bitirilen okulları
belirlemeyen ikinci fıkrası ile bu konuların, yapılacak sınavların,
disiplin ve öğrenciliği sona erdirecek nedenlerin İçişleri Bakanlığı’nca
çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğini öngören son fıkrası; Anayasa’nın,
-
Çerçevesi çizilip ilkeleri konulmadan bu konuları yönetimin takdirine ve
yönetsel düzenlemelere bırakan içeriğiyle 128. maddesine,
- Yasama yetkisinin devri niteliğinde kural
içerdiğinden 7. maddesine ve hiçbir organın kaynağını Anayasa’dan almadan
bir Devlet yetkisi kullanamayacağını belirten 6. maddesine,
aykırı
düşmektedir.
2-
Öte yandan, Anayasa’nın 38. maddesinde, kimsenin, işlendiği zaman
yürürlükte bulunan yasanın suç saymadığı bir eylemden dolayı
cezalandırılamayacağı, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik önlemlerinin
ancak yasayla konulacağı belirtilerek suç ve cezada yasallık ilkesi
getirilmiştir.
Anayasa
Mahkemesi’nin çeşitli kararlarında da belirtildiği gibi, bu maddede
“adli-idari” ayrımı yapılmadığı için disiplin suç ve cezaları da bu madde
kapsamına girmektedir. Bu nedenle disiplin suç ve cezalarının yasayla
düzenlenmesi gerekmektedir.
5336
sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle 3201 sayılı Yasa’ya eklenen ek 24. maddenin
dördüncü fıkrasında, disiplin yönünden polis olamayacağına yetkili
kurullarca karar verilenlerin polis meslek eğitim merkezleri ile
ilişkilerinin kesileceği; son fıkrasında da, disiplin ve öğrenciliğin sona
ermesi ile ilgili konuların İçişleri Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikle
düzenleneceği belirtilmiştir.
Bu
niteliği ile son fıkra kuralı, suç ve cezada yasallık ilkesi ile
bağdaşmamakta ve Anayasa’nın 38. maddesine de aykırı düşmektedir.
SONUÇ
1
- Yukarıda açıklanan gerekçelerle, 26.04.2005 günlü, 5336 sayılı “Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 2. maddesiyle
3201 sayılı Yasa’ya eklenen ek 24. maddenin ikinci ve son fıkralarının,
Anayasa’nın 6, 7, 38 ve 128. maddelerine aykırı olması nedeniyle
iptallerine,
2
- Uygulanmaları durumunda doğacak giderilmesi güç ya
da olanaksız hukuksal sonuçlar gözönünde
bulundurularak, söz konusu fıkraların yürürlüklerinin durdurulmasına,
karar
verilmesini arzederim.”
II - YASA METİNLERİ
A - İptali İstenilen Yasa Kuralı
26.4.2005
günlü, 5336 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun’un 2. maddesi ile 3201 sayılı kanuna eklenen ve iptali
istenilen kuralları da içeren EK 24. madde şöyledir:
“Emniyet Teşkilatının polis memuru
ihtiyacını karşılamak üzere, Maliye Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü alınmak suretiyle
İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile polis meslek
eğitim merkezleri açılabilir.
En
az dört yıllık yüksek öğretim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul
edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olup, sınav tarihi
itibarıyla 27 yaşından gün almayan erkek ve bayanlar ile askerliğini yapmış
29 yaşından gün almamış erkek adaylar arasında yapılacak seçme sınavında
başarılı olanlar, altı aydan az olmamak üzere polis meslek eğitimine
alınırlar.
Polis
meslek eğitim merkezlerinde eğitim-öğretim, parasız yatılı ve üniformalı
olup, öğrencilerin iaşe, ibate ve sağlık giderleri ile diğer istihkakları
Devletçe karşılanır. Ayrıca, öğrencilere polis meslek yüksek okulu
öğrencilerine ödenen miktar kadar harçlık ödenir.
Polis
meslek eğitim merkezlerindeki eğitim-öğretim süresi içerisinde; giriş
şartlarını taşımadıkları sonradan anlaşılanlar, eğitim ve öğretimini başarı
ile tamamlayamayanlar, sağlık ve disiplin yönünden polis olamayacağına
yetkili kurullarca karar verilenlerin polis meslek eğitim merkezleri ile
ilişikleri kesilir. Sağlık veya ölüm dışındaki nedenlerle ilişiği
kesilenlerden, ödenen harçlık ve yapılan masraflar kanunî faizi ile
birlikte tahsil edilir.
Polis
meslek eğitim merkezlerinde eğitimlerini başarı ile tamamlayanlar, Emniyet
Genel Müdürlüğü kadrolarına aday polis memuru olarak atanırlar. Bu şekilde
atananlar, atanma tarihinden itibaren altı yıl süreyle başka kurumlara
nakil yoluyla atanamazlar. Bu süre zarfında memuriyetten çekilen, çekilmiş
sayılan, meslekten veya memuriyetten çıkarma cezası alan ve aslî memurluğa
atanamayarak ilişiği kesilenler, mecburi hizmet sürelerinin kalan her yılı
için, kendilerine yapılmış olan
öğretim masraflarını tazminat olarak ödemek zorundadırlar.
Polis
meslek eğitim merkezlerinin kuruluş ve çalışma usûl ve esasları; bu
merkezlerde eğitime alınacak öğrencilerde aranacak şartlar, mezun oldukları
okulların nitelikleri, yapılacak sınavlar, disiplin ve eğitim-öğretimle
ilgili konular, öğrenciliğin sona ermesi, tazminat ve yükümlülük esasları
ile giyecekleri kıyafetler ve diğer hususlar İçişleri Bakanlığınca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
B - Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava
dilekçesinde Anayasa’nın 6., 7., 38. ve 128. maddelerine dayanılmıştır.
III - İLK İNCELEME
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince, Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya
KANTARCIOĞLU, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa YILDIRIM,
Cafer ŞAT, A. Necmi ÖZLER ve Serdar ÖZGÜLDÜR’ün katılımlarıyla 12.5.2005 gününde yapılan
ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının
incelenmesine, yürürlüğü durdurma isteminin bu konudaki raporun
hazırlanmasından sonra karara bağlanmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV - ESASIN İNCELENMESİ
Dava
dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali istenilen yasa
kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer
yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A - Ek 24. Maddenin İkinci Fıkrasının
İncelenmesi
Dava
dilekçesinde, “en az dört yıllık yüksek öğretim kurumlarından veya bunlara
denkliği kabul edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından” mezun
olanlar arasında yapılacak seçme sınavında başarılı olanlardan polis meslek
eğitim merkezlerinde eğitime alınıp eğitimlerini başarı ile tamamlayanların
aday polis memuru olarak atanmalarını öngören kuralın, öğrencilik
statüsüyle memurluk statüsü arasında zorunlu yasal bir bağ kurduğundan
hareketle, eğitim merkezlerine alınacak öğrencilerin ve bitirilen okulların
niteliklerine ilişkin düzenlemelere yer verilmeksizin buna ilişkin
esasların İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmeliğe bırakılmasının
Anayasa’nın 6., 7. ve 128. maddelerine aykırılığı ileri sürülmüştür.
İptali
istenilen fıkrada, en az dört yıllık yüksek öğretim kurumlarından veya
bunlara denkliği kabul edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından
mezun olup, sınav tarihi itibarıyla 27 yaşından gün almayan erkek ve
bayanlar ile askerliğini yapmış 29 yaşından gün almamış erkek adaylar
arasında yapılacak seçme sınavında başarılı olanların, altı aydan az
olmamak üzere polis meslek eğitimine alınacakları öngörülmüştür.
Anayasa’nın
7. maddesinde yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu,
bu yetkinin devredilemeyeceği kuralı yer almaktadır. Yürütme organına
düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının Anayasa’nın 7. maddesine uygun
olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız,
belirsiz, geniş bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerekir.
Bununla birlikte, yasada temel esasların belirlenmesi koşuluyla, uzmanlık
ve teknik konulara ilişkin ayrıntıların düzenlenmesinin yürütmeye
bırakılması Anayasa’ya aykırılık oluşturmaz.
İkiyüzbini aşkın mensubu ve çok geniş bir faaliyet
alanı bulunan Emniyet Teşkilatının ihtiyaç ve beklentilerine yanıt
verebilecek nitelikte polislerin yetiştirilmesi amacıyla yapıldığı
anlaşılan düzenlemenin; polis meslek eğitimine alınacak adaylar için en az
dört yıllık yüksek öğretim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen
yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olma ölçütü ile birlikte
yaş ve sınav koşulları öngörmesi ve adayların tabi tutulacakları eğitim
süresini de belirlemesi dikkate alındığında açık, objektif ve çerçevesi
belirlenmiş nitelikte olduğu görülmektedir. Belirli önemde bazı kamu
hizmetlerinin özelliklerini gözeterek gerçekleştirdiği bu tür düzenlemeler yasakoyucunun, anayasal ilkelere bağlı kalmak ve
hizmetin gereklerini dikkate almak koşuluyla takdir yetkisi içinde kalan
yasama işlemleridir.
Anayasa’nın
128. maddesinde, Devlet’in, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin
genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin
gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri
eliyle yürütüleceği, bu kapsama giren personelin nitelikleri, atanmaları,
görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülüklerinin de yasayla düzenleneceği
öngörülmüştür.
Polis
meslek eğitim merkezlerinde eğitimlerini başarı ile tamamlayanların Emniyet
Genel Müdürlüğü kadrolarına aday polis memuru olarak atanacak olmaları
öğrencilerin daimi ve sabit kamu hizmetleri kadrosunda yer alan, bürokratik
hiyerarşi içerisinde bulunan ve Devlet’ten maaş alan görevliler oldukları
anlamına gelmediğinden öğrencilik statüsü içerisinde bulunan kişilerle
ilgili düzenlemelerin memur ve kamu görevlilerinin statülerini düzenleyen
anayasal ilke uyarınca değerlendirilmesi söz konusu olamaz.
Açıklanan
nedenle, iptali istenilen kural Anayasa’nın 7. ve 128. maddelerine aykırı
değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Konunun,
Anayasa’nın 6. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
Tülay
TUĞCU, Fulya KANTARCIOĞLU ve Şevket APALAK bu görüşe katılmamışlardır.
B - Ek 24. Maddenin Son Fıkrasının
İncelenmesi
1 - “Mezun oldukları okulların
nitelikleri” ibaresi
Dava
dilekçesinde, polis meslek eğitim merkezlerine alınacak öğrencilerin
bitirdikleri okulların niteliklerinin İçişleri Bakanlığı tarafından
çıkarılacak yönetmeliğe bırakılmasının Anayasa’nın 6., 7. ve 128.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Ek
24. maddenin son fıkrasında “Polis meslek eğitim merkezlerinin kuruluş ve
çalışma usûl ve esasları; bu merkezlerde eğitime alınacak öğrencilerde
aranacak şartlar, mezun oldukları okulların nitelikleri, yapılacak
sınavlar, disiplin ve eğitim-öğretimle ilgili konular, öğrenciliğin sona
ermesi, tazminat ve yükümlülük esasları ile giyecekleri kıyafetler ve diğer hususlar İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.” denilerek hususlar belirtilmektedir.
Anayasa’nın
7. maddesinde “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet
Meclisinindir. Bu yetki devredilemez” denilmektedir. Buna göre, yasakoyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi
çizmeden yürütmeye yetki vermemesi, sınırsız, belirsiz bir alanı yönetimin
düzenlemesine bırakmaması gerekir. Yasa ile yetkilendirme Anayasa’nın
öngördüğü biçimde yasa ile düzenleme anlamına gelmez. Yasakoyucu
gerektiğinde sınırlarını belirlemek koşuluyla bazı konuların düzenlenmesini
idareye bırakabilir. Bu bağlamda, sık sık değişik
önlemler alınmasına veya bunların kaldırılmasına gerek görülen ekonomik,
teknik, veya benzeri alanlarda temel kurallar saptandıktan sonra
ayrıntıların düzenlenmesinin idareye verilmesi, yasama yetkisinin devri
olarak nitelendirilemez.
Maddenin
son fıkrasında, eğitime alınacak öğrencilerin “mezun oldukları okulların
nitelikleri”nin İçişleri Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikle
düzenleneceği öngörülerek, Madde’nin
ikinci fıkrasında yer alan “en az dört yıllık yüksek öğretim kurumlarından
veya bunlara denkliği kabul edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumları”
ibaresiyle çizilen çerçevenin, değiştirilmesine olanak tanınması, bu
konudaki yasama yetkisinin idareye devri anlamına geleceğinden Anayasa’nın
7. maddesine aykırıdır. İbare’nin iptali gerekir.
Kural,
Anayasa’nın 7. maddesine aykırılığı nedeniyle iptal edildiğinden,
Anayasa’nın 6. ve 128. maddeleri yönünden inceleme yapılmamıştır.
2 - Fıkranın geri kalan
bölümleri
Dava
dilekçesinde, polis meslek eğitim merkezlerinin kuruluş ve çalışma usul ve
esasları, bu merkezlerde eğitime alınacak öğrencilerde aranacak şartlar,
yapılacak sınavlar, disiplin ve eğitim-öğretimle ilgili konular,
öğrenciliğin sona ermesi, tazminat ve yükümlülük esasları ile giyecekleri
kıyafetler ve diğer hususların
İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenecek olmasının Anayasanın 6., 7. ve 128. maddelerine,
disiplin suç ve cezalarının
düzenlenmesini öngören kuralın ayrıca Anayasa’nın 38. maddesine de
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa’nın
38. maddesinin ilk fıkrasında, “Kimse, kanunun suç saymadığı bir fiilden
dolayı cezalandırılamaz”, üçüncü fıkrasında da “ceza ve ceza yerine geçen
güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” denilerek “suç ve cezanın
yasallığı” ilkesi getirilmiştir.
İdarenin
faaliyetleri çok çeşitli ve değişken olduğundan disiplin cezasını
gerektirecek fiiller ile haklarında uygulanacak disiplin cezalarının yasa
ile belirlenmesi güç ve hatta olanaksızdır. Bu nedenle memuriyet statüsüyle
ilgisi bulunmayan Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencilerine ilişkin
disiplin, suç ve cezalarının yasalarla yönetmeliklere bırakılması Anayasa’nın
38. maddesine aykırılık oluşturmaz.
Fıkranın
kalan kısmında düzenleme yapma yetkisinin İçişleri Bakanlığı’na
bırakılması, Yasa’da çerçevenin çizilmiş ve genel esasların belirtilmiş
olması nedeniyle Anayasa’nın 7. maddesine aykırı değildir.
Fıkranın
geri kalan bölümüne yönelik iptal isteminin reddi gerekir.
Konunun
Anayasa’nın 6. ve 128. maddeleri ile ilgisi görülmemiştir.
Fulya
KANTARCIOĞLU ve Şevket APALAK fıkranın “…polis meslek eğitim merkezlerinin
kuruluş ve çalışma usûl ve esasları…” bölümünün, Tülay TUĞCU ve Fulya
KANTARCIOĞLU “… bu merkezlerde eğitime alınacak öğrencilerde aranacak
şartlar…” bölümünün, Tülay TUĞCU, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, A. Necmi ÖZLER ve Şevket APALAK “…disiplin…” sözcüğünün,
Fulya KANTARCIOĞLU fıkranın kalan bölümünün iptali gerektiği görüşü ile bu
görüşe katılmamışlardır.
V - YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI
İSTEMİ
26.4.2005
günlü, 5336 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun’un 2. maddesiyle 4.6.1937 günlü, 3201 sayılı Emniyet
Teşkilatı Kanunu’na eklenen ek 24. maddenin:
1
- İkinci fıkrasına yönelik iptal istemi 23.2.2006 günlü, E. 2005/42, K.
2006/27 sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkraya ilişkin yürürlüğün
durdurulması isteminin REDDİNE,
2
- Son fıkrasının;
a
- “... mezun oldukları okulların nitelikleri, ...” bölümünün yürürlüğünün
durdurulması isteminin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
b
- Kalan bölümüne yönelik iptal istemi 23.2.2006 günlü, E. 2005/42, K. 2006/27 sayılı kararla
reddedildiğinden, bu bölüme ilişkin yürürlüğün durdurulması isteminin
REDDİNE,
23.2.2006
gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
VI - SONUÇ
26.4.2005
günlü, 5336 sayılı “Emniyet Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun”un 2. maddesiyle 4.6.1937 günlü, 3201 sayılı Emniyet
Teşkilatı Kanunu’na eklenen ek 24. maddenin:
1
- İkinci fıkrasının, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, Tülay TUĞCU, Fulya KANTARCIOĞLU ile Şevket APALAK’ın
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2
- Son fıkrasının;
a
- “Polis meslek eğitim merkezlerinin kuruluş ve çalışma usûl ve esasları;
...” bölümünün, Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Fulya KANTARCIOĞLU ile Şevket APALAK’ın karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
b
- “... bu merkezlerde eğitime alınacak öğrencilerde aranacak şartlar, ...”
bölümünün, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Tülay
TUĞCU ile Fulya KANTARCIOĞLU’nun karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
c
- “ ... mezun oldukları okulların nitelikleri, ...” bölümünün, Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
d
- “... disiplin ...” sözcüğünün, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, Tülay TUĞCU, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, A. Necmi ÖZLER ile Şevket APALAK’ın
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
e
- Kalan bölümünün, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE,
Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyu
ve OYÇOKLUĞUYLA,
23.2.2006 gününde karar verildi.
Başkan
Tülay TUĞCU
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
A. Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket APALAK
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
KARŞIOY
Emniyet
Teşkilatı Kanunu’na 5336 sayılı Yasa ile eklenen ek 24. maddenin ikinci
fıkrasındaki, polis meslek eğitimine alınacak kişilerde aranan en az dört
yıllık yüksek öğretim kurumlarından mezun olma koşulu, bu kişilerin eğitim
süreleri sonunda mesleğe atanacakları gözönünde
tutulduğunda kamu hizmetine girme koşulunu oluşturmaktadır.
Anayasa’nın
128. maddesi gereği memuriyete atanacak kişilerin niteliklerinin ve
atanmalarının yasayla düzenlenmesi zorunludur.
İptali
istenilen bölümde ise sadece dört yıllık yüksek okul mezunu olmak koşulu
getirilmiş olup, bu koşulun kolluk görevi yapacak olan polis memurları için
yeterli ölçüde belirgin olmadığı açıktır. Bu husus Anayasa’nın öngördüğü
idarenin yasallığı ilkesine aykırıdır.
Maddenin
son fıkrasının “Merkezlerde eğitime alınacak öğrencilerde aranacak şartlar”ın yönetmelikle düzenleneceğini öngören bölümü
de aynı gerekçeyle Anayasa’nın 128. maddesindeki hükme aykırılık teşkil
etmektedir.
Son
fıkrada yönetmelikle düzenlenmesi öngörülen bir hususta eğitime alınacak
öğrencilerin disiplinle ilgili konumlarıdır. Anayasa’nın 38. maddesinde
ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur
denmektedir. Bu bağlamda disiplin suç ve cezalarının da, suç ve cezada
kanunilik ilkesine tabi olduğu kuşkusuz olup, fıkrada disiplin konusunu
düzenleyen herhangi bir ilke veya sınır konulmamıştır. Bu nedenle sözcük
Anayasa’nın 38. maddesine aykırıdır.
Açıklanan
nedenlerle, yukarıda belirtilen bölümler ile sözcüğün Anayasa’nın 7., 38.
ve 128. maddelerine aykırı olduğu ve iptali gerektiği düşüncesiyle çoğunluk
kararına katılmıyorum.
Başkan
Tülay
TUĞCU
KARŞIOY
GEREKÇESİ
3201
sayılı Emniyet Teşkilâtı Kanunu’na 5336 sayılı Yasa ile eklenen Ek Madde
24’ün ikinci fıkrasında, “En az dört yıllık yüksek öğretim kurumlarından
veya bunlara denkliği kabul edilen yurt dışındaki yüksek öğretim
kurumlarından mezun olup, sınav tarihi itibariyle 27 yaşından gün almayan
erkek ve bayanlar ile 29 yaşından gün almamış erkek adaylar arasında
yapılacak seçme sınavında başarılı olanlar, altı aydan az olmamak üzere
polis meslek eğitimine alınırlar”; son fıkrasında da “Polis meslek eğitim
merkezlerinin kuruluş ve çalışma usul ve esasları; bu merkezlerde eğitime
alınacak öğrencilerde aranacak şartlar, mezun oldukları okulların
nitelikleri, yapılacak sınavlar, disiplin ve eğitim-öğretimle ilgili
konular, öğrenciliğin sona ermesi, tazminat ve yükümlülük esasları ile
giyecekleri kıyafetler ve diğer hususlar İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir” denilmektedir. Madde’nin beşinci fıkrasında ise,
dördüncü fıkrasında sayılan giriş şartlarının taşınmadığının sonradan
anlaşılması, başarısızlık, sağlık ve disiplinle ilgili nedenlerle ilişiğin
kesilmesi dışında, polis meslek eğitim merkezlerinde eğitimlerini başarıyla
tamamlayanların Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına aday polis memuru
olarak atanacakları belirtilmiştir. Buna göre, idareye eğitimlerini başarıyla tamamlayanları
polis memurluğuna atayıp, atamama hususunda takdir yetkisi verilmeyerek
“bağlı yetki” esası kabul edilmiştir. Bu nedenle Madde’nin ikinci fıkrası
uyarınca, polis meslek eğitimine alınanların polis memuru olarak atanmak
üzere alındıklarında kuşku bulunmadığından, niteliklerinin atanmalarının,
görev ve yetkileri ile, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık, ödenek ve
diğer özlük işlerinin yasayla düzenlenmesi Anayasa’nın 128. maddesinin
ikinci fıkrasının gereğidir. Anayasa’nın 7. maddesinde de yasama yetkisinin
Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin olduğu; bu yetkinin
devredilemeyeceği belirtilmektedir. Bu ilke uyarınca, yürütme organına
genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz bir düzenleme yetkisi
verilemez. Yürütme organının yasayla yetkilendirilmiş olması da yasayla düzenleme
anlamına gelmeyeceğinden, yürütmeye devredilen yetkinin Anayasa’ya uygun
olabilmesi için yasada sınırlarının çizilmesi temel esasların belirlenmesi
gerekir. Ayrıntıların, kimi teknik ve uzmanlıkla ilgili konuların
düzenlenmesi ise kuşkusuz idareye bırakılabilir.
Dava
konusu ikinci fıkrada, Anayasa’nın 70. maddesinin ikinci fıkrasında, yer
alan “Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir
ayırım gözetilemez” biçimindeki ilke de gözetilip polis olmanın
gerektirdiği özellikler belirlenerek bir çerçeve çizilmesi gerekirken
sadece dört yıllık yüksek öğretim ve yaş koşuluna yer verilmesinin kanunla
düzenleme olarak kabulü olanaklı değildir. İptali istenilen son fıkrada da
polis meslek eğitim merkezlerinin kuruluşu, öğrencilerde aranacak koşullar
ile bunların mezun oldukları okulların nitelikleri ve sınavlarla ilgili
konularda yasal sınırlar belirlenmediği gibi suç ve cezaya ilişkin olması
nedeniyle Anayasa’nın 38. maddesi uyarınca yasayla düzenlenmesi gereken
disiplin konusunda da temel esaslar gösterilmemiştir.
Öte
yandan, Anayasa’nın 8. maddesine göre yürütme yetkisi ve görevi
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa’ya ve kanunlara uygun
olarak kullanılıp, yerine getirileceğinden, idarenin kaynağını yasa’dan
almayan yetki kullanamayacağı açıktır. Anayasa’nın 124. maddesi uyarınca,
Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını
ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve
bunlara aykırı olmamak koşuluyla yönetmelik çıkarabileceklerinden, idarenin
yönetmelikle düzenleme yapılabilmesi için öncelikle sınırları yasa ile
belirlenmiş bir alanın bulunması gerekmektedir. Yasayla yetkilendirme ise
yasayla düzenleme anlamına gelmediğinden idareye yasa ile esasları
belirlenmemiş, çerçevesi çizilmemiş bir alanda yönetmelik çıkarma yetkisi
verilmesi yasama yetkisinin devri sonucunu doğuracağından Anayasa’nın 7.
maddesine de aykırılık oluşturur. Bu bağlamda, ileride polis memurluğuna
atanmak amacıyla eğitime alınanların çoğunluk görüşü doğrultusunda
Anayasa’nın 128. maddesi kapsamında bulunmadıklarının kabulü durumunda da
yasa koyucu herhangi bir alanı düzenlemek istediğinde bunu ancak yukarı da
belirtilen yasama yetkisinin devredilmezliği ve idarenin yasallığı ilkesine
göre yasal çerçeveyi çizerek gerçekleştirmekle yükümlü olduğundan varılan
sonuç değişmeyecektir.
Açıklanan
nedenlerle dava konusu kuralların iptali gerektiği düşüncesiyle çoğunluk
görüşüne katılmıyorum.
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
KARŞI OY
4.6.1937
günlü, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’na 5336 sayılı Kanun ile
eklenen Ek 24. maddenin son fıkrasında yer alan disiplinle ilgili konuların
yönetmelikle düzenleneceğine dair kuralın, Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülerek
iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Anayasa’nın
suç ve cezalara ilişkin esaslar başlıklı 38. maddesinde “… Kimse, işlendiği
zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı
cezalandırılamaz.”, “...Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak
kanunla konulur." denilerek, suç ve cezaların herhangi bir ayrım
gözetmeksizin kanunla konulması gerektiğini hükme bağlamıştır. Suçta ve
cezada kanunilik ilkesi olarak da ifade edilen bu husus ile kişi hak ve
hürriyetlerinin güvence altına alınması sağlanmak istenmektedir. Cezaların,
kişi hak ve hürriyetlerini sınırlayabileceği gibi kimi yaptırımların
hakları kullanılamaz hale getireceğinde de kuşku bulunmamaktadır. Nitekim,
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’na 5336 sayılı Kanun ile eklenen Ek
24. maddenin dördüncü fıkrasında, disiplin yönünden polis olamayacağına
yetkili kurullarca karar verilenlerin polis meslek eğitim merkezleri ile
ilişkilerinin kesileceğine ilişkin yaptırım, elde edilen bir hakkı
kullanılmaz hale getirilebilmektedir. Buna göre, disiplin suç ve cezalarının
da ayırımsız olarak suç ve cezada kanunilik ilkesini öngören 38. madde
kapsamında değerlendirilerek, bunların da kanunla düzenlenmesi
gerekmektedir.
Bu
nedenle disiplin suç ve cezaları ile ilgili konuların kanun yerine
yönetmelikle düzenleneceğini öngören kural, Anayasa'nın 38. maddesine
aykırıdır.
Yukarda
açıklanan gerekçe uyarınca kuralın iptali gerektiğinden, redde ilişkin
çoğunluk kararındaki görüşe katılmadım.
Üye
Mehmet
ERTEN
KARŞIOY
GEREKÇESİ
Ek
24. madde, Polis Meslek Yüksek Okulları mezunları ile ülkenin polis
ihtiyacının karşılanamaması nedeniyle, bu ihtiyacın 4 yıllık yüksek öğretim
kurumlarından mezun olanlara en az 6 ay meslek eğitimi verilerek Emniyet
Teşkilatına kazandırılmaları suretiyle karşılanması amacıyla çıkarılmış
yasal bir düzenlemedir. Bu madde uyarınca açılacak polis eğitim
merkezlerinde eğitime tabi tutulacak polis adayları ile ilgili disiplin suç
ve cezalarına ilişkin esaslara da düzenlemede yer verilmesi gerekmektedir.
Anılan
madde incelendiğinde, “disiplin” sözcüğü dışında bu konuda herhangi bir
esas belirlenmediği ve konunun tümüyle yönetmeliğe bırakıldığı
görülmektedir. Böyle bir düzenleme, yasa ile düzenleme niteliğinde
sayılamaz. Polis adaylarının öğrenci statüsünde olmaları nedeniyle disiplin
suçları yönetmelikle belirlenebilir ise de, disipline aykırı nitelikteki
eylemlerin karşılığı olarak verilecek cezaların neler olduğu ve derecesi
ile süresinin ne olacağı hususlarının yasa ile düzenlenmesi “cezada
yasallık” ilkesi gereğidir. Bu nedenle iptali istenilen kuraldaki
“disiplin” sözcüğü Anayasa’nın 7. ve 38. maddelerine aykırı olup iptali
gerektiği görüş ve düşüncesinde olduğumdan aksi yöndeki çoğunluk kararına
katılmadım.
Üye
A.
Necmi ÖZLER
AZLIK OYU
5336
sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle 3201 sayılı Yasa’ya eklenen ek 24. maddenin;
1-
İkinci Fıkrası Yönünden:
Anayasa’nın
128. maddesinde, kamu hizmetlerini yürüten memur ve diğer kamu
görevlilerinin nitelik, atama, görev, yetki, hak ve yükümlülüklerinin
yasayla düzenlenebileceği öngörülmüştür.
Polis
meslek eğitim kuruluşlarına alınacak kişiler bu eğitimleri sonucu polis
memuru olarak kamu hizmetine katılacaklardır. Burada eğitime katılanlara
yalnızca öğrenci nitelemesi yapmak, eğitim sonucu polis memurluğunun
başlayacak olmasını göz ardı etmek olur. Eğitim merkezine alınma koşulları
bu anlamda kamu hizmetine girme koşulu da olmaktadır.
Bu
bakımdan, kamu görevlilerinin nitelikleri arasında yer tuttuğunda kuşku
bulunmayan polis eğitim merkezine girecek olanların bitirecekleri lisans
kurumlarının tek tek sayılarak açık bir biçimde
Yasa’da belirtilmesi anayasal bir gerekliliktir. Yürütülecek kolluk
hizmetinin doğal gerekleri yanında, yükseköğretimin çok farklı alanları
konu alan lisans disiplinlerinin varlığı belirtilen gerekliliğin ayrı
nedenleridir.
2-
Son Fıkrasının “Polis meslek eğitim kuruluşlarının çalışma usul ve
esasları…” Bölümüyle “…disiplin…” Sözcüğü Yönünden:
Anayasa’nın
123. maddesinde, idarenin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir.
Polis
meslek eğitim kuruluşları, merkezi idarenin genel yapısı içinde yer alan ve
polis memurlarını yetiştiren kurumlardır. Bu özellikleri ve idare olma
nitelikleri, anılan kuruluşların çalışma usul ve esaslarının idari
düzenlemelere bırakılmadan yasayla düzenlenmesini gerektirmektedir.
Bu
genellik yanında, Anayasa’nın 7. maddesinde öngörülen yasama yetkisinin
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait olduğu ve devredilemeyeceği yolundaki
kural, çerçevesi çizilmeden ve sınırları belirtilmeden yürütme organına
düzenleme yetkisi verilmesine engel olmaktadır.
Bu
bakımdan, polis meslek eğitim kuruluşlarının çalışma usul ve esaslarının
yönetmeliğe bırakılması Anayasa’ya aykırıdır.
Öte
yandan, Anayasa’nın 38. maddesinde ceza ve ceza yerine geçen tedbirlerin
ancak kanunla düzenlenebileceği açıklanmıştır. Anayasa ceza ve suç
konusunda bir ayrım yapma yoluna da gitmemiştir.
Bu
kurala karşın, suç ve ceza niteliği taşıyan disiplinle ilgili olarak yasal
düzenleme yapılmaksızın, bu konuları yönetmeliğe bırakmak Anayasa’nın
cezanın yasallığı ilkesine aykırı olmaktadır.
Sonuç:
Açıklanan
nedenlerle, davaya konu Yasa’nın ek 24. maddesinin ikinci fıkrasının ve son
fıkrasındaki “polis meslek eğitim kuruluşlarının çalışma usul ve esasları”
bölümüyle “disiplin” sözcüğünün sırasıyla Anayasa’nın 128., 123., 7. ve 38.
maddelerine aykırılığından ötürü iptalleri gerekeceği oyuyla karara
karşıyım.
Üye
Şevket
APALAK
|