Kanun
Kabahatler Kanunu
BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ
BÖLÜM Amaç
ve Kapsam, Tanım, Kanunîlik İlkesi ve Kanunun Uygulama Alanı Amaç ve kapsam MADDE 1.- (1) Bu Kanunda; toplum düzenini, genel ahlâkı, genel
sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla; a) Kabahatlere
ilişkin genel ilkeler, b) Kabahatler
karşılığında uygulanabilecek olan idarî yaptırımların türleri ve sonuçları, c) Kabahatler
dolayısıyla karar alma süreci, d) İdarî yaptırıma
ilişkin kararlara karşı kanun yolu, e) İdarî yaptırım
kararlarının yerine getirilmesine ilişkin esaslar, Belirlenmiş ve
çeşitli kabahatler tanımlanmıştır. Tanım MADDE 2.- (1) Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında
idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır. Genel kanun niteliği MADDE 3.- (1) Bu Kanunun genel hükümleri diğer kanunlardaki
kabahatler hakkında da uygulanır. Kanunîlik ilkesi MADDE 4.- (1) Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda
açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından
belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici
işlemleriyle de doldurulabilir. (2) Kabahat
karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla
belirlenebilir. Zaman bakımından uygulama MADDE 5.- (1) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından
da uygulanır. Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara
ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı
geçerlidir. (2) Kabahat, failin icraî
veya ihmali davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılır. Neticenin
oluştuğu zaman, bu bakımdan dikkate alınmaz. Yer bakımından uygulama MADDE 6.- (1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yer bakımından
uygulamaya ilişkin 8 inci maddesi hükümleri, kabahatler bakımından da
uygulanır. Ancak, kanunlarda aksine hüküm bulunan haller saklıdır. İKİNCİ
BÖLÜM Kabahatten
Dolayı Sorumluluğun Esasları Kabahatin ihmali davranışla işlenmesi MADDE 7.- (1) Kabahat, icraî veya
ihmali davranışla işlenebilir. İhmali davranışla işlenmiş kabahatin varlığı
için kişi açısından belli bir icraî davranışta
bulunma hususunda hukukî yükümlülüğün varlığı gereklidir. Organ veya temsilcinin davranışından dolayı sorumluluk MADDE 8.- (1) Organ veya temsilcilik görevi yapan ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte, tüzel
kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin bu görevi kapsamında
işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabilir.
(2) Temsilci
sıfatıyla hareket eden kişinin bu sıfatla bağlantılı olarak işlemiş bulunduğu
kabahatten dolayı temsil edilen gerçek kişi hakkında da idarî yaptırım
uygulanabilir. Gerçek kişiye ait bir işte çalışan kişinin bu faaliyeti
çerçevesinde işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı, iş sahibi kişi hakkında da
idarî yaptırım uygulanabilir. (3) Kanunun,
organ veya temsilcide ya da temsil edilen kişide
özel nitelikler aradığı hallerde de yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (4) Birinci ve ikinci
fıkra hükümleri, organ veya temsilcilik ya da
hizmet ilişkisinin dayanağını oluşturan işlemin hukuken geçerli olmaması
halinde de uygulanır. Kast veya taksir MADDE 9.- (1) Kabahatler, kanunda açıkça hüküm bulunmayan
hallerde, hem kasten hem de taksirle işlenebilir. Hata MADDE 10.- (1) Türk Ceza Kanununun hata hallerine ilişkin
hükümleri, ancak kasten işlenen kabahatler bakımından uygulanır. Sorumluluk MADDE 11.- (1) Fiili işlediği sırada onbeş
yaşını doldurmamış çocuk hakkında idarî para cezası uygulanamaz. (2) Akıl
hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını
algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme
yeteneği önemli derecede azalmış olan kişi hakkında idarî para cezası
uygulanmaz. Hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan
kaldıran nedenler MADDE 12.- (1) Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde,
Türk Ceza Kanununun hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan
kaldıran nedenlere ilişkin hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır. Teşebbüs MADDE 13.-(1) Kabahate teşebbüs cezalandırılmaz. Ancak,
teşebbüsün de cezalandırılabileceğine dair ilgili kanunda hüküm bulunan
haller saklıdır. Bu durumda, Türk Ceza Kanununun suça teşebbüse ve gönüllü
vazgeçmeye ilişkin hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır. İştirak MADDE 14.- (1) Kabahatin işlenişine birden fazla kişinin
iştirak etmesi halinde bu kişilerin her biri hakkında, fail olarak idarî para
cezası verilir. (2) Özel faillik
niteliğinin arandığı durumlarda, kabahate iştirak eden ve bu niteliği
taşımayan kişi hakkında da fail olarak idarî para cezası verilir. (3) Kabahate
iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir.
Kabahatin işlenişine iştirak eden kişi hakkında, diğerlerinin sorumlu olup
olmadığı göz önünde bulundurulmaksızın idarî para cezası verilir. (4) Kanunda özel
faillik niteliğini taşıyan kişi açısından suç, diğer kişiler açısından
kabahat olarak tanımlanan fiilin, bu niteliği taşıyan ve taşımayan kişiler
tarafından ortaklaşa işlenmesi halinde suça iştirake ilişkin hükümler
uygulanır. İçtima
MADDE 15.- (1) Bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi
halinde bu kabahatlere ilişkin tanımlarda sadece idarî para cezası
öngörülmüşse, en ağır idarî para cezası verilir. Bu kabahatlerle ilgili olarak
kanunda idarî para cezasından başka idarî yaptırımlar da öngörülmüş ise, bu
yaptırımların her birinin uygulanmasına karar verilir. (2) Aynı
kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı
ayrı idarî para cezası verilir. Kesintisiz fiille
işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle idarî yaptırım kararı verilinceye kadar
fiil tek sayılır. (3) Bir fiil hem
kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir.
Ancak, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla
yaptırım uygulanır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İdarî Yaptırımlar Yaptırım
türleri MADDE 16.-
(1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para
cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir. (2) İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve
ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir. İdarî para
cezası MADDE 17.-
(1) İdarî para cezası, maktu veya nispi olabilir. (2) İdarî para cezası, kanunda alt ve üst sınırı
gösterilmek suretiyle de belirlenebilir. Bu durumda, idarî para cezasının
miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru
ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur. (3) İdarî para cezası, Devlet Hazinesine ödenir.
Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde idarî para cezasının, ilk taksidinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve
dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında
ve tam olarak ödenmemesi halinde idarî para cezasının kalan kısmının tamamı
tahsil edilir. (4) Kesinleşen karar, derhal tahsil için mahallin en
büyük mal memuruna verilir. İdarî para cezası, 21.7.1953 tarihli ve 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil
edilir. Tahsil edilen idarî para cezasının kanunla belirlenen bir oranı,
ilgili kamu kurum ve kuruluşunun hesabına aktarılır. (5) İdarî para cezası tamamen tahsil edildikten
itibaren en geç bir ay içinde durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirilir. (6) Kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu
görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi
gerçekleştirir. İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen
kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı
kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez. (7) İdarî para cezaları her takvim yılı başından
geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen
yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idarî para
cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra
hükmü, nispi nitelikteki idarî para cezaları açısından uygulanmaz. Mülkiyetin
kamuya geçirilmesi MADDE 18.-
(1) Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın
mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açık hüküm bulunan hallerde
karar verilebilir. (2) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar,
eşyanın; a) Kullanılmaz hale getirilmesi, b) Niteliğinin değiştirilmesi, c) Ancak belli bir surette kullanılması, Koşullarından birinin yerine getirilmesine bağlı
olarak belli bir süre geciktirilebilir. Belirlenen süre zarfında koşulun yerine
getirilmemesi halinde eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar
verilir. (3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar
kesinleşinceye kadar ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından eşyaya elkonulabileceği gibi; eşya, kişilerin muhafazasına da
bırakılabilir. (4) Eşyanın mülkiyeti, kanunda açık hüküm bulunan
hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşuna, aksi takdirde Devlete geçer. (5) Eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar
verilebilmesi için fail hakkında idarî para cezası veya başka bir idarî
yaptırım kararı verilmiş olması şart değildir. (6) Kaim değerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine de
karar verilebilir. (7) Mülkiyeti kamuya geçirilen eşya, başka suretle
değerlendirilmesi mümkün olmazsa imha edilir. (8) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar,
kesinleşmesi halinde yerine getirilir. Saklı
tutulan hükümler MADDE 19.- (1)
Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için; a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi, b) İşyerinin kapatılması, c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması, d) Kara, deniz veya hava nakil
aracının trafikten veya seyrüseferden
alıkonulması, Gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda
bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır. Soruşturma
zamanaşımı MADDE 20.-
(1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde kabahatten dolayı kişi hakkında
idarî para cezasına karar verilemez. (2) Soruşturma zamanaşımı süresi; a) Yüzbin Türk Lirası veya
daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde beş, b) Ellibin Türk Lirası veya
daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, c) Yirmibin Türk Lirası
veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde üç, d) Yirmibin Türk Lirasına
kadar idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde iki, Yıldır. (3) Nispî idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde
zamanaşımı süresi sekiz yıldır. (4) Zamanaşımı süresi, kabahate ilişkin tanımdaki
fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar. (5) Kabahati oluşturan fiilin aynı zamanda suç
oluşturması halinde suça ilişkin dava zamanaşımı hükümleri uygulanır. Yerine
getirme zamanaşımı MADDE 21.-
(1) Yerine getirme zamanaşımının dolması halinde idarî para cezasına veya mülkiyetin
kamuya geçirilmesine ilişkin karar artık yerine getirilemez. (2) Yerine getirme zamanaşımı süresi; a) Ellibin Türk Lirası veya
daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde yedi, b) Yirmibin Türk Lirası
veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde beş, c) Onbin Türk Lirası veya
daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde dört, d) Onbin Türk Lirasından az
idarî para cezasına karar verilmesi halinde üç, Yıldır. (3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin
zamanaşımı süresi on yıldır. (4) Zamanaşımı süresi, kararın kesinleşmesi
tarihinden itibaren işlemeye başlar. (5) Kanun hükmü gereği olarak idarî yaptırımın yerine
getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı
işlemez. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları İdarî
yaptırım kararı verme yetkisi MADDE 22.-
(1) Kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda açıkça
gösterilen idarî kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir. (2) Kanunda açık
hüküm bulunmayan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşunun en üst amiri bu
konuda yetkilidir. (3) İdarî kurul,
makam veya kamu görevlileri, ancak ilgili kamu kurum ve kuruluşunun görev
alanına giren yerlerde işlenen kabahatler dolayısıyla idarî yaptırım kararı
vermeye yetkilidir. (4) 4.12.2004
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yer bakımından yetki kuralları
kabahatler açısından da geçerlidir. Cumhuriyet savcısının karar
verme yetkisi MADDE 23.- (1) Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir
kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye yetkilidir. (2) Bir suç
dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi
halinde Cumhuriyet savcısı durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna
bildirebileceği gibi, kendisi de idarî yaptırım kararı verebilir. (3) Soruşturma
konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde Cumhuriyet savcısı
bu nedenle idarî yaptırım kararı verir. Ancak, bunun için ilgili kamu kurum
ve kuruluşu tarafından idarî yaptırım kararı verilmemiş olması gerekir. Mahkemenin karar verme yetkisi MADDE 24.- (1) Kovuşturma konusu fiilin kabahat
oluşturduğunun anlaşılması halinde mahkeme tarafından idarî yaptırım kararı
verilir. İdarî yaptırım kararı MADDE 25.- (1) İdarî yaptırım kararına ilişkin tutanakta; a) Hakkında idarî
yaptırım kararı verilen kişinin kimlik ve adresi, b) İdarî yaptırım
kararı verilmesini gerektiren kabahat fiili, c) Bu fiilin
işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller, d) Karar tarihi
ve kararı veren kamu görevlilerinin kimliği, Açık bir şekilde
yazılır. Tutanakta, ayrıca kabahati oluşturan fiil, işlendiği yer ve zaman
gösterilerek açıklanır. Kararların tebliği
MADDE 26.-
(1) İdarî yaptırım kararı, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine
göre ilgili kişiye tebliğ edilir. Tebligat metninde bu karara karşı
başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir. (2) İdarî
yaptırım kararının ilgili gerçek kişinin huzurunda verilmesi halinde
tutanakta bu husus açıkça belirtilir. Bu karara karşı başvurabileceği kanun
yolu, mercii ve süresine ilişkin olarak bilgilendirildikten sonra kişinin
karar tutanağını imzalaması istenir. İmzadan kaçınılması halinde bu durum
tutanakta açıkça belirtilir. Karar tutanağının bir örneği kişiye verilir. (3) Tüzel kişi
hakkında verilen idarî yaptırım kararları her halde ilgili tüzel kişiye
tebliğ edilir. Başvuru yolu MADDE 27.- (1) İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya
geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya
tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün
içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun
yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir. (2) Mücbir
sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması halinde bu sebebin
ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı
başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın kesinleşmesini engellemez;
ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir. (3) Başvuru,
bizzat kanunî temsilci veya avukat tarafından sulh ceza mahkemesine verilecek
bir dilekçe ile yapılır. Başvuru dilekçesi, iki nüsha olarak verilir. (4) Başvuru
dilekçesinde, idarî yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri
sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun
süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir. (5) İdarî yaptırım kararının mahkeme tarafından
verilmesi halinde bu madde hükmü uygulanmaz. Başvurunun
incelenmesi MADDE 28.-
(1) Başvuru üzerine mahkemece yapılan ön inceleme sonucunda; a) Yetkili olmadığının anlaşılması halinde dosyanın
yetkili sulh ceza mahkemesine gönderilmesine, b) Başvurunun süresi içinde yapılmadığının, başvuru
konusu idarî yaptırım kararının sulh ceza mahkemesinde incelenebilecek
kararlardan olmadığının veya başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması
halinde, bu nedenlerle başvurunun reddine, c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan nedenlerin
bulunmaması halinde başvurunun usulden kabulüne, Karar verilir. (2) Başvurunun usulden kabulü halinde mahkeme
dilekçenin bir örneğini ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tebliğ eder. (3) İlgili kamu kurum ve kuruluşu, başvuru
dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren en geç onbeş
gün içinde mahkemeye cevap verir. Başvuru konusu idarî yaptırıma ilişkin
işlem dosyasının tamamının bir örneği, cevap dilekçesi ile birlikte mahkemeye
verilir. Mahkeme, işlem dosyasının aslını da ilgili kamu kurum ve
kuruluşundan isteyebilir. Cevap dilekçesi, idarî yaptırım kararına karşı
başvuruda bulunan kişi sayısından bir fazla nüsha olarak verilir. (4) Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap
dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re'sen
tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir. Dinleme için
belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün arasında en az bir haftalık zaman
olmasına dikkat edilir. Dinleme sırasında taraflar veya avukatları hazır
bulunur. Mazeretsiz olarak hazır bulunmama, yokluklarında karar verilmesine
engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında açıkça belirtilir. (5) Ceza Muhakemesi Kanununun tanıklığa, bilirkişi
incelemesine ve keşfe ilişkin hükümleri, bu başvuru ile ilgili olarak da
uygulanır. (6) Dinlemede sırasıyla; hazır bulunan başvuru sahibi
ve avukatı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun temsilcisi, varsa tanıklar
dinlenir, bilirkişi raporu okunur, diğer deliller ortaya konulur. (7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün
delilleri ortaya koyduktan sonra aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen ve
hazır bulunan tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idarî
yaptırım kararı verilen tarafın kanunî temsilcisi veya avukatı tarafından da
kullanılabilir. Mahkeme son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda
açıklar. (8) Mahkeme, son karar olarak idarî yaptırım
kararının; a) Hukuka uygun olması nedeniyle, "başvurunun
reddine", b) Hukuka aykırı olması nedeniyle, "idarî
yaptırım kararının kaldırılmasına", Karar verir. (9) İkibin Türk Lirası
dahil idarî para cezalarına karşı başvuru üzerine verilen kararlar kesindir. İtiraz yolu
MADDE 29.- (1)
Mahkemenin verdiği son karara karşı, yargı çevresinde yer aldığı ağır ceza
mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihten itibaren
en geç yedi gün içinde yapılır. (2) İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme
yapılarak verilir. (3) Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak
"itirazın kabulüne" veya "itirazın reddine" karar verir. (4) Mahkemenin
verdiği karar taraflara tebliğ edilir. Vekil olarak avukatla temsil edilme
halinde ayrıca taraflara tebligat yapılmaz. (5) İdarî yaptırım kararının ağır ceza mahkemesi
tarafından verilmesi halinde bu karara karşı itiraz mercii en yakın ağır ceza
mahkemesidir. Vazgeçme ve
kabul MADDE 30.-
(1) Kanun yoluna başvuran kişi, bu konuda karar verilinceye kadar başvurusundan
vazgeçebilir. Vazgeçme halinde bir daha aynı konuda başvuruda bulunulamaz. (2) İlgili kamu kurum ve kuruluşu da mahkeme
tarafından karar verilinceye kadar kanun yolu başvurusunu kabul ederek idarî
yaptırım kararını geri alabilir. Masrafların
ve vekalet ücretinin ödenmesi MADDE 31.-
(1) İdarî yaptırım kararına karşı kanun yoluna başvurulması harca tâbi
değildir. (2) Kanun yoluna başvuru dolayısıyla oluşan bütün
masraflar ve vekalet ücreti, başvurusu veya savunması reddedilen tarafça
ödenir. İKİNCİ
KISIM Çeşitli
Kabahatler Emre aykırı
davranış MADDE 32.-
(1) Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya
da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka
uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idarî
para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir. (2) Bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm
bulunan hallerde uygulanabilir. (3) 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza
Kanununun 526 ncı maddesine diğer kanunlarda
yapılan yollamalar, bu maddeye yapılmış sayılır. Dilencilik MADDE 33.-
(1) Dilencilik yapan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Ayrıca, dilencilikten elde edilen gelire elkonularak
mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir. (2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve elkoymaya kolluk veya belediye zabıta görevlileri,
mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülkî amir veya belediye encümeni karar
verir. Kumar MADDE 34.-
(1) Kumar oynayan kişiye, yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca,
kumardan elde edilen gelire elkonularak mülkiyetin
kamuya geçirilmesine karar verilir. (2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve elkoymaya kolluk görevlileri, mülkiyetin kamuya
geçirilmesine mülkî amir karar verir. Sarhoşluk MADDE 35.-
(1) Sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde
davranışlarda bulunan kişiye, kolluk görevlileri tarafından elli Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Kişi, ayrıca sarhoşluğun etkisi geçinceye kadar kontrol altında tutulur. Gürültü MADDE 36.-
(1) Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olan
kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. (2) Bu fiilin bir ticarî işletmenin faaliyeti
çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin
Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî
para cezası verilir. (3) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına kolluk
veya belediye zabıta görevlileri karar verir. Rahatsız
etme MADDE 37.-
(1) Mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden kişi, elli Türk
Lirası idarî para cezası ile cezalandırılır. (2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezası vermeye
kolluk veya belediye zabıta görevlileri yetkilidir. İşgal MADDE 38.-
(1) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak
veya yayaların gelip geçtiği kaldırımları işgal
eden veya buralarda mal satışa arz eden kişiye, belediye zabıta görevlileri
tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. (2) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın
meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği
kaldırımlar üzerine inşaat malzemesi yığan kişiye, belediye zabıta
görevlileri tarafından yüz Türk Lirasından beşyüz
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. (3) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır. Tütün
mamullerinin tüketilmesi MADDE 39.-
(1) Kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında tütün mamulü tüketen kişiye, ilgili
idarî birim amirinin yetkili kıldığı kamu görevlileri tarafından elli Türk
Lirası idarî para cezası verilir. Bu fıkra hükmü, tütün mamulü tüketilmesine
tahsis edilen alanlarda uygulanmaz. (2) Toplu taşıma araçlarında tütün mamulü tüketen
kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Kabahatin özel hukuk
kişileri tarafından işletilen toplu taşıma araçlarında işlenmesi halinde bu
ceza ilk başvurulan kolluk birim yetkilileri tarafından verilir. Kamuya ait
toplu taşıma araçlarında işlenmesi halinde idarî para cezası verme yetkisi
bakımından birinci fıkra hükmü uygulanır. (3) Özel hukuk
kişilerine ait olan ve herkesin girebileceği binaların kapalı alanlarında,
tütün mamullerinin tüketilemeyeceğini belirtir açık bir işarete yer
verilmesine rağmen, bu yasağa aykırı hareket eden kişiye, elli Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Bu ceza, şikâyet üzerine en yakın kolluk birimi
yetkililerince verilir. Kimliği
bildirmeme MADDE 40.-
(1) Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya
adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan
kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. (2) Açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe
aykırı beyanda bulunması dolayısıyla kimliği belirlenemeyen kişi tutularak
durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir
şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır.
Gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü bakımından Ceza Muhakemesi
Kanunu hükümleri uygulanır. (3) Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu
nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir. Çevreyi
kirletme MADDE 41.-
(1) Evsel atık ve artıkları, bunların toplanmasına veya depolanmasına özgü yerler
dışına atan kişiye, yirmi Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bireysel
atık ve artıkların atılması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır. (2) Fiilin yemek pişirme ve servis yerlerinde
işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye, beşyüz Türk Lirasından beşbin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. (3) Hayvan kesimine tahsis edilen yerler dışında
hayvan kesen veya kesilen hayvan atıklarını sokağa veya kamuya ait sair bir
alana bırakan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. (4) İnşaat atık ve artıklarını bunların toplanmasına
veya depolanmasına özgü yerler dışına atan kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
İnşaat faaliyetinin bir tüzel kişi adına yürütülmesi halinde bu tüzel kişi
hakkında verilecek idarî para cezasının üst sınırı beşbin
Türk Lirasıdır. Bu atık ve artıkların kaldırılmasına ilişkin masraf da ayrıca
kişiden tahsil edilir. (5) Kullanılamaz hale gelen veya ihtiyaç fazlası ev
eşyasını bunların toplanmasına ilişkin olarak belirlenen günün dışında sokağa
veya kamuya ait sair bir yere bırakan kişiye elli Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Bu eşyanın toplanması hususunda belediye tarafından belirli
aralıklarla yılda üç günden az olmamak üzere belirlenen günler önceden uygun
araçlarla ilân olunur. (6) Kullanılamaz hale gelen motorlu kara veya deniz
nakil araçlarını ya da bunların mütemmim cüzlerini
sokağa veya kamuya ait sair bir yere bırakan kişiye ikiyüzelli
Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bunların kaldırılmasına ilişkin masraf
da kişiden ayrıca tahsil edilir. (7) Bu
kabahatler dolayısıyla idarî para cezasına belediye zabıta görevlileri karar
verir. (8) Bu kabahatler dolayısıyla meydana gelen
kirliliğin kişi tarafından derhal giderilmesi halinde idarî para cezasına karar
verilmeyebilir. (9) Bu madde hükümleri, belediye sınırları içinde
uygulanır. (10) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır. Afiş asma MADDE 42.-
(1) Meydanlara veya parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar
veya alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez, kâğıt ve
benzeri afiş ve ilân asan kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin
Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Aynı içerikteki afiş ve
ilânlar, tek fiil sayılır. (2) Birinci fıkra hükmü, yetkili makamlardan alınan
açık ve yazılı izne dayalı olarak asılan afiş ve ilânlar açısından
uygulanmaz. Bu izinde, afiş ve ilânın asılacağı zaman dilimi açık bir şekilde
gösterilir. Bu afiş ve ilânlar izin verilen gerçek veya tüzel kişi tarafından
bu sürenin dolmasını müteakip derhal toplatılır. Toplatma yükümlülüğüne
aykırı hareket edilmesi halinde birinci fıkra hükmüne göre idarî para cezası
verilir. (3) Bu afiş ve ilânların kaldırılmasına ilişkin
masraflar da ilgili kişilerden ayrıca tahsil edilir. (4) Bu kabahatler dolayısıyla idarî para cezasına,
kolluk veya belediye zabıta görevlileri karar verir. (5) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır. Silah
taşıma MADDE 43.-
(1) Yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan silahları
park, meydan, cadde veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan kişiye,
kolluk tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. GEÇİCİ MADDE 1.- (1) Bu Kanunda geçen "Türk Lirası" ibaresi karşılığında,
uygulamada, 28.1.2004 tarihli ve 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
Para Birimi Hakkında Kanun hükümlerine göre ülkede tedavülde bulunan para
"Yeni Türk Lirası" olarak adlandırıldığı sürece bu ibare
kullanılır. GEÇİCİ MADDE 2.- (1) Bu Kanun hükümleri, yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla idare mahkemelerinde
dava açılarak iptali istenen idarî yaptırım kararları hakkında uygulanmaz. GEÇİCİ MADDE 3.- (1) Daha önce verilmiş olan idarî para cezasına ilişkin kararlara
karşı henüz iptal davası açılmamış olmakla birlikte dava açma süresinin geçmemiş olması halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren onbeş gün içinde 27 nci madde hükümlerine göre sulh ceza mahkemesine
başvuruda bulunulabilir. Yürürlük MADDE 44.-
(1) Bu Kanun 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme
MADDE 45.-
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 30 Mart 2005 |