T.C. |
||
Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır |
||
Kuruluşu: 7 Ekim 1920 |
29 Haziran 2000 PERŞEMBE |
Sayı : 24094 |
ÖNCEKİ |
SONRAKİ |
YASAMA BÖLÜMÜ
Kanun
4586 Petrolün Boru Hatları İle
Transit Geçişine Dair Kanun
YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ
Bakanlar Kurulu Kararları
2000/692 Tiftik ve Yaş İpekböceği
Kozası Üreticilerinin Desteklenmesine ve Destekleme Primi Ödemeleri İçin
Gerekli Finansmanın Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan Karşılanmasına
İlişkin Karar
2000/693 Kocaeli Serbest Bölgesinin
Yer ve Sınırlarının Belirlenmesi ve Kurulup İşletilmesine Dair Karar
2000/705 Basın-İlan Kurumu Genel Kurulu’nda Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü
Temsilcisi Olarak Görevlendirilen A. Tevfik Ünver’in
Yerine, Kalan Süreyi Tamamlamak Üzere Adı Geçen Genel Müdürlük Daire Başkanı Hasbi
Akal’ın Görevlendirilmesi Hakkında Karar
2000/722 Bazı Emniyet
Amirliklerinin İlçe Emniyet Müdürlüklerine Dönüştürülmesi ile Bazı İlçelerde
Emniyet Amirliği Kurulması Hakkında Karar
2000/732 Sulama Alanlarında Arazi
Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu Uyarınca Daha Önce Uygulama Alanı İlan
Edilmiş Bulunan Konya İli, Cihanbeyli İlçesi, Yeniceoba
Bucağı, Kelhasan Beldesine Bağlı Bazı Yaylaların Adı Geçen
Beldeden Ayrılarak Aynı Bucağın Turanlar Köyüne Bağlanması, Yaylaların “Uygulama
Alanı” Olarak Tespiti Hakkında Karar
Yönetmelikler
— İstanbul Üniversitesi İşletme
Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Teşkilat ve Çalışma Yönetmeliği
— Pamukkale Üniversitesi Yaz
Öğretimi Yönetmeliği
Tebliğ
— 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun Uygulanmasına İlişkin 2 Nolu Tebliğ
YARGI BÖLÜMÜ
Anayasa Mahkemesi Kararı
— Anayasa Mahkemesinin E: 1999/33
(3194 sayılı Kanun ile İlgili),
K: 1999/51 Sayılı Kararı
Yargıtay Kararları
— Yargıtay 2. Hukuk Dairesine Ait
İki Adet Karar
İlanları Görmek İçin Tıklayınız.
YASAMA BÖLÜMÜ
Kanun
Petrolün Boru Hatları İle Transit Geçişine Dair Kanun
Kanun No. 4586 Kabul Tarihi: 23.6.2000
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar ve Yetki
Amaç
MADDE 1. — Bu Kanunun amacı, petrolün boru hatları ile transit geçişine ilişkin usul ve esasları belirlemek ve her bir transit petrol boru hattı projesi ile ilgili Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası andlaşma hükümlerinin uygulanmasını sağlamaktır.
Kapsam
MADDE 2. — Bu Kanun, petrolün boru hatları ile transit geçişine ilişkin olarak; etüd, güzergâh tayini, mühendislik, finansman, kamulaştırma işlemleri, inşaat, devreye alma, işletme, bakım, onarım, genişletme, terminallerden yükleme, depolama, sevkiyat, yönetim, terk işlemleri, terk sonrası çevresel rehabilitasyon faaliyetlerini ve projelerle ilgili diğer tüm faaliyetleri kapsar.
Tanımlar
MADDE 3. — Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanlığını,
b) Genel Müdürlük: Petrol
İşleri Genel Müdürlüğünü,
c) Belge: Bu Kanun
kapsamındaki faaliyetler için, ilgili proje anlaşmalarında belirtilen proje
süresi boyunca geçerli olacak izni,
d) Petrol hakkı: Tabi olunan
milletlerarası andlaşmalardan doğan ve belge ile
tevsik edilen haklardan herhangi birini,
e) Transit geçiş: Başka bir
ülkeden veya bu ülke yoluyla gelen petrolün başka bir ülkeye tevcihen, Türkiye ülkesi içerisinde boru hattı vasıtasıyla
transit olarak taşınmasını (Bu petrolün sisteme yapılacak herhangi bir bağlantı
ile Türkiye pazarına girmesi, sistemin transit özelliğini kaldırmaz.),
f) Transit petrol boru hattı
projesi (proje): Transit geçiş için gerekli olan ve yatırımcılar tarafından
veya bunlar adına sahip olunan, kontrol edilen ve/veya işletilen boru hattı ve
ilgili tüm tesisler ile bu Kanunun 2 nci maddesinde
sayılan tüm faaliyetleri ve bu Kanun kapsamındaki diğer faaliyetleri,
g) Yatırımcı: Bir transit
petrol boru hattı projesi ile ilgili olarak milletlerarası andlaşma
hariç diğer proje anlaşmalarına taraf olan gerçek ve tüzel kişiler ve
ortaklıklar ile bunların kanunî halefleri veya devralanlarını,
h) Proje anlaşması: Bir
transit petrol boru hattı projesi ile ilgili olarak ilgili milletler-arası andlaşmalar ile kamu kurum veya kuruluşlarının yatırımcıyla
imzaladıkları her bir anlaşmayı,
ı) Proje iştirakçileri:
Yatırımcıların, onların hissedarlarının, işletmeci şirketlerin, müteahhitlerin,
taşıtıcıların, borç verenlerin ve sigortacıların herhangi birini ya da tümünü,
i) Transit geçiş ücreti:
Petrolün ülkeden transit geçişi karşılığında, boru hattı sisteminden taşınan
her birim hacim petrol için, ilgili yatırımcı tarafından Devlete ödenen bedeli,
j) Petrol: Yer altından çıkan
veya çıkarılan sıvı veya gaz halindeki doğal hidrokarbonları,
k) Müstakil ve daimi hak:
Gayrimenkul statüsüne tâbi mülkiyetin gayri aynî hakkı,
İfade eder.
Yetki
MADDE 4. — Transit petrol boru hattı projesine ait proje
anlaşmalarının yürütülmesinde;
a) Belgenin verilmesi, petrol
hakkı sahipliği, bunların devri ve bu Kanunun uygulanmasına dair usul ve
esaslar ile ilgili diğer konularda Bakanlık,
b) Çevre mevzuatında yer alan
standartlar, çevresel etki değerlendirme prosedürü ve çevre ile ilgili diğer
konularda Çevre Bakanlığı,
Düzenlemeler yapmaya
yetkilidir.
Bakanlık, bu Kanunun
uygulanmasına ilişkin yönetmelikler çıkarabilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Genel Hükümler
Standartlar
MADDE 5. — Transit petrol boru hattı projesinin mühendislik, inşaat ve işletme safhalarında ve projeye yönelik diğer uygulamalarda, proje anlaşmalarında belirtilen, uluslar-arası düzeyde kabul görmüş teknik, kalite, çevre, emniyet ve sağlık norm ve standartları esas alınır.
Güvenlik
MADDE 6. — Bir transit petrol boru hattı projesi ile ilgili olarak; güzergâh belirlenmesi ve değerlendirilmesine ilişkin ilk proje faaliyetlerinden başlayarak tüm proje süreci boyunca ve proje tamamlandıktan sonra, bu Kanun kapsamında yer alan proje faaliyetlerinin söz konusu olduğu bölge içindeki tüm arazi ve tesislerin emniyet ve güvenliği 2495 sayılı Yasa hükümlerine göre sağlanır. Boru hattı ve tesislerin ilave güvenlik ihtiyacı ise, gerekli bina, tesis, malzeme, araç, teçhizat vb. bedeli ilgili kamu kurumu tarafından karşılanmak suretiyle devletin ilgili güvenlik kuvvetince sağlanır.
Çevre
MADDE 7. — Proje iştirakçileri, proje faaliyetlerinin yürütülmesinde; yer üstü, yer altı ve kıta içi sular, deniz, hava, göl, bitki örtüsü, hayvan varlığı ve diğer doğal kaynaklar dahil çevreye zarar vermemekle yükümlüdür. Çevreye verilen zarar, proje anlaşmalarında öngörülen esaslar dahilinde proje iştirakçileri tarafından tazmin edilir.
Kamulaştırma ve tescil
MADDE 8. — Transit petrol boru hattı projesi ile ilgili olarak;
a) Boru hattı güzergâhı ve
diğer tesislere ilişkin olarak arazi ile ilgili yapılması gereken etüt, izin,
kamulaştırma ve diğer işlemleri yürütmek üzere, Bakanlar Kurulu bir kamu kurum
veya kuruluşunu görevlendirebilir.
b) Kamulaştırma ile
görevlendirilen kamu kurum veya kuruluşu, bu görevi en kısa zamanda ve
öncelikle yerine getirmek zorundadır. Söz konusu kamu kurum veya kuruluşu, bu
kamulaştırma kapsamına giren her türlü eylem ve işlem ile ilgili olarak
çıkabilecek hukukî ihtilafların da muhatabıdır.
c) Kamulaştırma ile
görevlendirilen kamu kurum veya kuruluşunca, gerekli arazilerin tespiti
sırasında, yapılacak masraflar ile üçüncü şahıslara verilebilecek maddî
zararlar, bu maddenin uygulanmasında kamulaştırma bedeli olarak kabul edilir.
d) Transit petrol boru hattı
ve ilgili tesislerine ilişkin olarak yapılacak kamulaştırma veya diğer
iktisaplarda, yatırımcı tarafından ödenecek arazi bedelinin ilgili proje
anlaşması kapsamında sabit bir fiyat olarak belirlendiği durumlarda, fiili
ödemeler ile mülk sahiplerince açılacak bedele itiraz davalarında belirlenecek
fiyatlar arasındaki fark, ilgili proje anlaşmasında belirlenen sabit bedeli
aştığı ölçüde, genel bütçeye konulacak ödenekten karşılanır.
e) Görevlendirilen kamu kurum
veya kuruluşu, kamulaştırma ve/veya diğer iktisapları, mülkiyet edinme veya
gayrimenkul üzerinde müstakil ve daimî haklar dahil irtifak hakkı tesisi
suretiyle yapabilir.
1) Transit petrol boru hattı
projesine ait boru hattı güzergâhında bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu
altındaki yerler ile tapulama veya kadastro sırasında tespit veya tescil dışı
bırakılmış yerler ve tahdit görmemiş ormanlar, Hazine adına tapu siciline
tescil edilir.
2) (l) numaralı alt bende
göre tescil edilen yerler ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve Hazine adına
tapu siciline tescil edilmiş bulunan tescilli ormanlar dahil gayrimenkuller
üzerinde, kamulaştırma ile görevlendirilen kuruluşun ilgili kuruma vereceği
bilgiye dayanılarak kamulaştırma ile görevlendirilen kuruluş lehine müstakil ve
daimî hak dahil irtifak hakkı tesis edilir.
f) Bu maddenin (e) bendinin
(l) numaralı alt bendinde sayılan yerler dışında kalan ve transit petrol boru
hattı projesi güzergâhında bulunan mera, çayır, yaylak ve kışlak gibi orta
mallarının vasıfları, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığınca 4342 sayılı Mera
Kanununa bağlı kalmaksızın re'sen kaldırılarak Hazine
adına tescil edildikten sonra kamulaştırma ile görevlendirilen kamu kuruluşu
lehine müstakil ve daimî hak olarak tesis edilir.
g) Orman sayılan yerlerden
geçecek transit petrol boru hattı projesine ilişkin boru hattı ve tesisler için
müstakil ve daimî haklar dahil izin ve irtifak hakkı tesisi, 6831 sayılı Orman
Kanunu hükümlerine göre yapılır.
h) Kamulaştırma ile
görevlendirilen kamu kurum veya kuruluşu lehine tesis edilen müstakil ve daimî
hak, proje kapsamında petrol hakkı sahiplerine devir ve tahsis edilebilir.
ı) Boru hattı ve ilgili
tesisler, belgeden ayrı olarak herhangi bir tasarrufa konu olamazlar. Bunlar
petrol siciline kaydedildikten sonra belge sahibi, görevlendirilen kamu kurum
veya kuruluşu veya Genel Müdürlüğün bu sicile atfen lüzumlu evrakları vermek
suretiyle yapacağı talep üzerine tapu siciline tescil edilir. Tapu siciline,
bunlara ait herhangi bir tasarrufun Genel Müdürlüğün izni olmadıkça
yapılamayacağı şerhi verilir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Hizmet Satın Alımları, Diğer Giderler, Sigorta
ve Vergi
Hizmet satın alımları ve diğer giderler
MADDE 9. — Münhasıran bir transit petrol boru hattı projesi için,
bu projelerin her aşamasında ve sözleşme görüşmelerinde hukukî, malî ve teknik
konularda ihtiyaç duyulan hizmetler, bu konularda gerekli yeterlik ve niteliği
haiz olanlar arasından, Bakanlık ve/veya kamu kurum veya kuruluşunca temin
edilir. Bu hizmet alımları, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile 832
sayılı Sayıştay Kanununun vize ve tescile ilişkin hükümlerine ve 2886 sayılı
Devlet İhale Kanununa tabi değildir.
Transit petrol boru hattı
projeleri ile ilgili hizmet satın alımları, proje takip, tahkim, mahkeme,
sigorta, tazminat ve proje ile ilgili sorumluluk ve taahhütlerden doğan veya
diğer tüm giderler, her yıl bütçe kanununa konulacak ödenekten karşılanır.
Sigorta
MADDE 10. — Milletlerarası andlaşmaların hükümleri saklı kalmak kaydı ile, transit petrol boru hattı proje faaliyetleri ile ilgili olarak üçüncü şahıslara verilebilecek zararlara karşı sigorta yaptırılır.
Vergi
MADDE 11. — Transit petrol boru hatları projelerine ait
faaliyetler, mal varlıkları, gelirler ve işlemlerden doğan damga vergisi,
gümrük vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ve transit geçiş ile
ilgili diğer vergi, resim, harç ve fonlarla ilgili olarak, söz konusu projeye
ait olup usulüne göre yürürlüğe girmiş milletlerarası andlaşmada
bir hüküm bulunmadığı durumda ilgili kanunlarda yer alan hükümler uygulanır.
Transit petrol boru hatları
projesine ait boru hattı ve ilgili tesislerin, petrol sicili ve tapu siciline
tescilinden harç alınmaz.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Uygulanmayacak hükümler
MADDE 12. — Bu Kanun kapsamındaki hususlarla ilgili olarak milletlerarası andlaşmalarda yer alan konularda; 2644 sayılı Tapu Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu, 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu, 6326 sayılı Petrol Kanunu ve 6831 sayılı Orman Kanunu ile diğer kanunların tahdidi ve takyidi hüküm getiren ilgili maddeleri uygulanmaz.
İhtilafların çözümü
MADDE 13. — Transit petrol boru hatları projeleri ile ilgili olarak, Devlet mercileri ile yatırımcılar arasında çıkabilecek ihtilaflar, ilgili proje anlaşmaları hükümlerine göre, ilgili proje anlaşmasında başka bir hüküm bulunmuyor ise Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmalarda yer alan çözüm usulleri vasıtasıyla ve/veya milletlerarası tahkim usullerine göre çözümlenir.
Değiştirilen hüküm
MADDE 14. — 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi
Kanununun 14 üncü maddesinin (g) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (h)
bendi eklenmiştir.
h) Petrolün boru hatları ile
transit geçişi ile ilgili projeler kapsamında; kamulaştırma ile görevlendirilen
kamu kurum veya kuruluşunun maliki veya irtifak hakkı sahibi olduğu ve ilgili
proje yatırımcıları lehine irtifak hakkı tesis edilmiş gayrimenkuller.
Yürürlük
MADDE 15. — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 16. — Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
28/6/2000
YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ
Tiftik ve yaş ipekböceği kozası üreticilerinin desteklenmesine ve destekleme primi ödemeleri için gerekli finansmanın Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu’ndan karşılanmasına ilişkin ekli Karar’ın yürürlüğe konulması; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 4/5/2000 tarihli ve 3127 sayılı yazısı üzerine, 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 2 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 17/5/2000 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Ahmet Necdet SEZER
CUMHURBAŞKANI
Bülent ECEVİT
Başbakan
D. BAHÇELİ H. H. ÖZKAN M. C. ERSÜMER R.ÖNAL
Devlet Bak. ve Başb.
Yrd. Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Enerji ve Tabii Kay.
Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bakanı
Prof. Dr. T. TOSKAY Y. YALOVA Prof. Dr. Ş. S.
GÜREL Prof. Dr. T. TOSKAY
Devlet Bakanı Devlet Bakanı V. Devlet Bakanı DevletBakanı V.
Y. YALOVA M. YILMAZ Prof. Dr. R. MİRZAOĞLU R.
K. YÜCELEN
DevletBakanı DevletBakanı DevletBakanı Devlet Bakanı
H. GEMİCİ Prof. Dr. Ş. ÜŞENMEZ E. S. GAYDALI
F. ÜNLÜ
DevletBakanı DevletBakanı DevletBakanı Devlet Bakanı
Prof. Dr. A. ÇAY R. K. YÜCELEN Prof. Dr. H.
S. TÜRK S. ÇAKMAKOĞLU
DevletBakanı DevletBakanı V. AdaletBakanı Millî Savunma Bakanı
S. TANTAN Prof. Dr. Ş. S. GÜREL S. ORAL M.
BOSTANCIOĞLU
İçişleri Bakanı Dışişleri Bakanı V. Maliye
Bakanı Millî EğitimBakanı
K. AYDIN Prof. Dr. H.Y. GÖKALP Prof. Dr. A.
ÇAY Prof. Dr. H.Y. GÖKALP
Bayındırlık ve İskân Bakanı Sağlık Bakanı V.
Ulaştırma Bakanı V. Tarım ve Köyişleri Bakanı
Y. OKUYAN A. K. TANRIKULU M. BOSTANCIOĞLU
Çalışma ve Sos. Güv.
Bakanı Sanayi ve Ticaret Bakanı Kültür Bakanı V.
E. MUMCU Prof. Dr. N. ÇAĞAN F. AYTEKİN
Turizm Bakanı OrmanBakanı
Çevre Bakanı
17/5/2000 Tarihli ve 2000/692 Sayılı
Kararnamenin Eki
KARAR
Madde 1 — Tiftik ve Yapağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Tiftikbirlik) ve Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri
Birliği (Kozabirlik)'nin
çalışma konularına dahil 2000 yılı ürünü tiftik ve yaş ipekböceği kozasının, bu
kuruluşlara satışında üreticilere verilecek prim tutarının tespitine Hazine
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlığın uygun görüşü üzerine Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı yetkilidir.
Madde 2 — Saptanan prim üreticilere ödenmek üzere, gerekli
belgelere istinaden T.C. Ziraat Bankası aracılığıyla Tarım Satış
Kooperatiflerine ve/veya Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerine ödenir.
Madde 3 — Destekleme primi ödemeleri için gerekli finansman,
Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan karşılanır.
Bu Kararın uygulanması ile
ilgili olarak T.C. Ziraat Bankasına, destekleme primi tutarının % 0,5'i
oranında hizmet komisyonu ödenir.
Madde 4 — Tarım Satış Kooperatifleri ile Tarım Satış
Kooperatifleri Birliklerinin ürün alımlarına ait destekleme primi ödemelerinde,
bu kuruluşlarca düzenlenecek ürün alım bordroları esas alınır.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
ile Hazine Müsteşarlığı, prim ödemelerine esas olacak belgeleri ve ibraz
mercilerini gerektiğinde yeniden tespite ve değiştirmeye, bu Kararın
yürütülmesine ilişkin diğer düzenlemeleri yapmaya ve uygulama esaslarını
belirlemeye müştereken yetkilidir.
Madde 5 — Destekleme primi ödemelerinin denetimini sağlayacak
tedbirleri almaya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı
yetkilidir.
Haksız yere destekleme
priminden yararlanıldığının tespit edilmesi halinde, haksız yere ödenen
destekleme primi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümleri çerçevesinde ilgili Tarım Satış Kooperatifleri ve Tarım Satış
Kooperatifleri Birlikleri ile diğer ilgililerden geri alınır.
Madde 6 — Destekleme primi ödenecek son satış tarihinin
belirlenmesi hususunda Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlığın görüşü üzerine
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkilidir.
Madde 7 — Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 8 — Bu Kararı Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan
ile Sanayi ve Ticaret Bakanı birlikte yürütür.
Karar Sayısı : 2000/693
Ekli “Kocaeli Serbest Bölgesinin
Yer ve Sınırlarının Belirlenmesi ve Kurulup İşletilmesine Dair Karar”ın yürürlüğe konulması; Devlet Bakanlığı’nın 10/5/2000 tarihli ve 29252 sayılı yazısı üzerine,
6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Kanunun 2 nci maddesine
göre, Bakanlar Kurulu’nca 17/5/2000 tarihinde
kararlaştırılmıştır.
Ahmet Necdet SEZER
CUMHURBAŞKANI
Bülent ECEVİT
Başbakan
D. BAHÇELİ
H.
H. ÖZKAN
M. C.
ERSÜMER
R.ÖNAL
Devlet Bak. ve Başb.
Yrd.
Devlet Bak. ve Başb.
Yrd. Enerji ve Tabii Kay. Bak. ve Başb.
Yrd. Devlet Bakanı
Prof. Dr. T.
TOSKAY
Y.
YALOVA
Prof. Dr. Ş. S. GÜREL Prof.
Dr.
T. TOSKAY
Devlet
Bakanı
Devlet Bakanı
V.
Devlet
Bakanı
DevletBakanı V.
Y.
YALOVA
M. YILMAZ
Prof. Dr. R.
MİRZAOĞLU
R. K. YÜCELEN
Devlet
Bakanı
Devlet Bakanı
Devlet
Bakanı
Devlet Bakanı
H.
GEMİCİ
Prof. Dr. Ş. ÜŞENMEZ
E. S.
GAYDALI
F. ÜNLÜ
Devlet
Bakanı
Devlet Bakanı
Devlet
Bakanı
Devlet Bakanı
Prof. Dr. A.
ÇAY
R. K.
YÜCELEN
Prof. Dr. H. S.
TÜRK
S. ÇAKMAKOĞLU
Devlet
Bakanı
Devlet Bakanı V.
Adalet
Bakanı
Millî Savunma Bakanı
S.
TANTAN
Prof. Dr. Ş. S. GÜREL
S.
ORAL
M. BOSTANCIOĞLU
İçişleri Bakanı
Dışişleri Bakanı V.
Maliye
Bakanı
Millî EğitimBakanı
K.
AYDIN
Prof. Dr. H.Y. GÖKALP
Prof. Dr. A. ÇAY
Prof. Dr. H.Y. GÖKALP
Bayındırlık ve İskân
Bakanı Sağlık Bakanı
V.
Ulaştırma Bakanı V.
Tarım ve Köyişleri Bakanı
Y.
OKUYAN
A. K.
TANRIKULU
M. BOSTANCIOĞLU
Çalışma ve Sos. Güv.
Bakanı Sanayi ve Ticaret
Bakanı Kültür Bakanı V.
E.
MUMCU
Prof. Dr. N. ÇAĞAN
F. AYTEKİN
Turizm Bakanı
Orman Bakanı
Çevre Bakanı
Kocaeli Serbest Bölgesinin Yer ve Sınırlarının Belirlenmesi ve
Kurulup İşletilmesine Dair Karar
Madde 1 — Kocaeli İli, Yeniköy
mevkiinde yer alan ekli krokide işaretli saha, Kocaeli Serbest Bölgesi olarak
tespit edilmiştir.
Madde 2 — Kocaeli Serbest Bölgesi’ni
kurup işletmekle, KOSBAŞ-Kocaeli Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi Anonim
Şirketi yetkili kılınmıştır.
Madde 3 — Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 4 — Bu Kararı Dış
Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakan yürütür.
Basın-İlan Kurumu Genel Kurulu’nda Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Temsilcisi
olarak görevlendirilen A. Tevfik Ünver’in yerine, kalan
süreyi tamamlamak üzere adı geçen Genel Müdürlük Daire Başkanı Hasbi Akal’ın görevlendirilmesi; 2/1/1961 tarihli ve 195 sayılı Kanun’un
değişik 5 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca
18/5/2000 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Ahmet Necdet SEZER
CUMHURBAŞKANI
Bülent ECEVİT
Başbakan
D. BAHÇELİ H. H. ÖZKAN M. C. ERSÜMER R.ÖNAL
Devlet Bak. ve Başb.
Yrd. Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Enerji ve Tabii Kay.
Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bakanı
Prof. Dr. T. TOSKAY Y. YALOVA Prof. Dr. Ş. S.
GÜREL Prof. Dr. T. TOSKAY
Devlet Bakanı Devlet Bakanı V. Devlet Bakanı DevletBakanı V.
Y. YALOVA M. YILMAZ A. K. TANRIKULU R. K.
YÜCELEN
DevletBakanı DevletBakanı DevletBakanı V. Devlet Bakanı
H. GEMİCİ Prof. Dr. Ş. ÜŞENMEZ E. S. GAYDALI
F. ÜNLÜ
DevletBakanı DevletBakanı DevletBakanı Devlet Bakanı
Prof. Dr. A. ÇAY R. K. YÜCELEN Prof. Dr. H.
S. TÜRK S. ÇAKMAKOĞLU
DevletBakanı DevletBakanı V. AdaletBakanı Millî Savunma Bakanı
S. TANTAN İ. CEM S. ORAL M. BOSTANCIOĞLU
İçişleri Bakanı Dışişleri Bakanı Maliye Bakanı
Millî EğitimBakanı
K. AYDIN Prof. Dr. H.Y. GÖKALP Prof. Dr. A.
ÇAY Prof. Dr. H.Y. GÖKALP
Bayındırlık ve İskân Bakanı Sağlık Bakanı V.
Ulaştırma Bakanı V. Tarım ve Köyişleri Bakanı
Y. OKUYAN A. K. TANRIKULU M. BOSTANCIOĞLU
Çalışma ve Sos. Güv.
Bakanı Sanayi ve Ticaret Bakanı Kültür Bakanı V.
E. MUMCU Prof. Dr. N. ÇAĞAN F. AYTEKİN
Turizm Bakanı OrmanBakanı
Çevre Bakanı
Ekli (I) sayılı listede
yer alan ilçelerdeki emniyet amirliklerinin, ilçe emniyet müdürlüklerine
dönüştürülmesi ile ekli (II) sayılı listede yer alan ilçelerde emniyet amirliği
kurulması; Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı’nın görüşlerine dayanan İçişleri Bakanlığı’nın 9/5/2000 tarihli ve 109999 sayılı yazısı üzerine,
27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanun’un 17 nci
maddesinin (d) bendine göre, BakanlarKurulu’nca 21/5/2000 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Ahmet Necdet SEZER
CUMHURBAŞKANI
Bülent ECEVİT
Başbakan
D. BAHÇELİ H. H. ÖZKAN M. C. ERSÜMER R.ÖNAL
Devlet Bak. ve Başb.
Yrd. Devlet Bak. ve Başb.Yrd. Enerji ve Tabii Kay.
Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bakanı
Prof. Dr. T. TOSKAY M. KEÇECİLER Prof. Dr. Ş.
S. GÜREL Prof. Dr. T. TOSKAY
Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı DevletBakanı V.
Y. YALOVA M. YILMAZ Prof. Dr. R. MİRZAOĞLU R.
K. YÜCELEN
DevletBakanı DevletBakanı DevletBakanı Devlet Bakanı
H. GEMİCİ Prof. Dr. Ş. ÜŞENMEZ E. S. GAYDALI F.
ÜNLÜ
DevletBakanı DevletBakanı DevletBakanı Devlet Bakanı
Prof. Dr. A. ÇAY R. K. YÜCELEN Prof. Dr. H.
S. TÜRK Prof. Dr. R. MİRZAOĞLU
DevletBakanı DevletBakanı V. AdaletBakanı Millî Savunma Bakanı V.
S. ORAL İ. CEM S. ORAL M. BOSTANCIOĞLU
İçişleri Bakanı V. Dışişleri Bakanı Maliye
Bakanı Millî EğitimBakanı
K. AYDIN Doç. Dr. O. DURMUŞ Prof. Dr. E.
ÖKSÜZ Prof. Dr. H.Y. GÖKALP
Bayındırlık ve İskân Bakanı Sağlık Bakanı
Ulaştırma Bakanı Tarım ve Köyişleri Bakanı
Y. OKUYAN A. K. TANRIKULU M. BOSTANCIOĞLU
Çalışma ve Sos. Güv.
Bakanı Sanayi ve Ticaret Bakanı Kültür Bakanı V.
E. MUMCU Prof. Dr. N. ÇAĞAN F. AYTEKİN
Turizm Bakanı OrmanBakanı
Çevre Bakanı
21/5/2000 Tarihli ve 2000/722 Sayılı
Kararnamenin Eki
(I) SAYILI LİSTE
İLİ : İLÇESİ :
Antalya Kaş
Antalya Gazipaşa
Denizli Tavas
Elazığ Sivrice
Elazığ Keban
(II) SAYILI LİSTE
İLİ : İLÇESİ :
Kocaeli Derince
Bolu Kaynaşlı
1 — 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi
Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu uyarınca daha önce uygulama alanı ilan
edilmiş bulunan; Konya İli, Cihanbeyli İlçesi, Yeniceoba
Bucağı, Kelhasan Beldesine bağlı Atıcı, Mehmetşerif, Seçilmişler, Yıldırımlar, Özdenler ve Polatlar
yaylalarının bağlı oldukları Kelhasan Beldesinden
ayrılarak aynı Bucağın Turanlar Köyüne bağlanması,
2 — Adı geçen yaylaların
“Uygulama Alanı” olarak tespiti;
Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı’nın 18/5/2000 tarihli ve 1744 sayılı yazısı
üzerine, mezkur Kanunun 3 üncü ve 14 üncü maddelerine göre, BakanlarKurulu’nca 5/6/2000 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Ahmet Necdet SEZER
CUMHURBAŞKANI
Devlet BAHÇELİ
Başbakan V.
D. BAHÇELİ H. H. ÖZKAN S. ORAL R.ÖNAL
Devlet Bak. ve Başb.
Yrd. Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Enerji ve Tabii Kay.
Bak. ve Başb. Yrd. V. Devlet Bakanı
Prof. Dr. T. TOSKAY M. KEÇECİLER Prof. Dr. Ş.
S. GÜREL F. BAL
Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı DevletBakanı
Y. OKUYAN M. YILMAZ Prof. Dr. H.Y. GÖKALP M.
KEÇECİLER
DevletBakanı V. DevletBakanı DevletBakanı V. Devlet Bakanı V.
M. YILMAZ Prof. Dr. Ş. ÜŞENMEZ E. S. GAYDALI
F. ÜNLÜ
DevletBakanı V. DevletBakanı DevletBakanı Devlet Bakanı
Prof. Dr. A. ÇAY M. BOSTANCIOĞLU Prof. Dr. Ş.
ÜŞENMEZ S. TANTAN
DevletBakanı AdaletBakanı V. Millî
Savunma Bakanı V. İçişleri Bakanı
Prof. Dr. Ş. S. GÜREL S. ORAL M. BOSTANCIOĞLU
K. AYDIN
Dışişleri Bakanı V. Maliye Bakanı Millî EğitimBakanı Bayındırlık ve İskân Bakanı
Doç. Dr. O. DURMUŞ Prof. Dr. E. ÖKSÜZ Prof.
Dr. H.Y. GÖKALP
Sağlık Bakanı Ulaştırma Bakanı Tarım ve Köyişleri Bakanı
Y. OKUYAN A. K. TANRIKULU M. İ. TALAY
Çalışma ve Sos. Güv.
Bakanı Sanayi ve Ticaret Bakanı Kültür Bakanı
E. S. GAYDALI Prof. Dr. N. ÇAĞAN F. AYTEKİN
Turizm Bakanı V. OrmanBakanı
Çevre Bakanı
Yönetmelikler
İstanbul Üniversitesi
İşletme Fakültesi
İşletme İktisadı Enstitüsü
Teşkilat ve Çalışma Yönetmeliği
Amaç ve Dayanak
Madde 1 — Bu Yönetmelik 3/3/1983 tarih ve 17976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Lisansüstü Eğitim-Öğretim Enstitüleri Teşkilat ve İşleyiş Yönetmeliği"ne dayanarak İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'ne bağlı olarak kurulan “İşletme İktisadı Enstitüsü”nün teşkilatını ve çalışmalarını düzenler.
Kapsam
Madde 2 — İşletme İktisadı Enstitüsü, Türkiye'de İşletme ve
Yönetim Bilimi dallarında, genel ve tahsisi konularda, eğitim, öğretim,
araştırma, yayın ve danışmanlık hizmetleri veren bir yükseköğretim kurumudur.
İşletme İktisadı
Enstitüsü'nün temel amaçları ve başlıca faaliyet alanları şunlardır:
a) Dünya'da ve Türkiye'de
işletmecilik alanındaki gelişmeleri izlemek, bu alanlarda gerekli araştırma,
eğitim ve öğretim faaliyetlerini yürütmek,
b) Düzenlediği değişik eğitim
programlarıyla Türkiye'nin işletmecilik alanında her düzeyde yetişmiş ve
nitelikli eleman gereksinimini karşılamak,
c) Türk iş yaşamı ile sürekli
işbirliği içinde Üniversite-iş yaşamı işbirliğini gerçekleştirmek; işletmecilik
sorunlarını incelemek, özel ve kamu kuruluşlarıyla sürekli işbirliği ve bilgi
alış verişi içinde bulunarak yönetim ve işletmecilik sorunları için çözümler
üretmek,
d) İşletmecilik ve
yöneticilik alanında ulusal ve uluslararası konferanslar, seminerler ve
toplantılar düzenlemek ve bu tür toplantılara katılmak,
e) İşletmecilik ve
yöneticilik alanında çeşitli yayınlar yapmak.
Teşkilat
Madde 3 — İşletme İktisadı Enstitüsü’nün organları; Enstitü
Müdürü, Enstitü Kurulu ve Enstitü Yönetim Kuruludur.
Bu organların oluşumları,
görev süreleri, yetki ve sorumlulukları şunlardır:
a) İşletme İktisadı Enstitüsü
Müdürü, İşletme Fakültesi öğretim üyeleri arasından İşletme Fakültesi
Dekanı'nın önerisi üzerine İstanbul Üniversitesi Rektörü tarafından üç yıl için
atanır. Süresi biten Müdür tekrar atanabilir.
Müdürün, İşletme Fakültesi
veya İşletme İktisadı Enstitüsünde görevli aylıklı öğretim elemanları arasından
üç yıl için atayacağı en çok iki yardımcısı bulunur.
Müdüre vekalet etme veya
Müdürlüğün boşalması hallerinde yapılacak işlem, Dekan’da olduğu gibidir.
İşletme İktisadı Enstitüsü
Müdürü, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunuyla dekanlara verilmiş görevleri
İşletme İktisadı Enstitüsü bakımından yerine getirir.
b) İşletme İktisadı Enstitüsü
Kurulu, Müdürün başkanlığında, Müdür Yardımcıları ve İşletme İktisadı
Enstitüsü'nü oluşturan Anabilim Dalı Başkanlarından oluşur.
c) İşletme İktisadı Enstitüsü
Yönetim Kurulu, Müdürün başkanlığında, Müdür Yardımcıları ve üç öğretim
üyesinden oluşur. Bu üç yönetim kurulu üyesi, Müdür tarafından, İşletme
Fakültesi ve/veya İşletme İktisadı Enstitüsü öğretim üyelerinden gösterilen
altı aday arasından Enstitü Kurulu tarafından üç yıl için seçilir.
d) İşletme İktisadı Enstitüsü
Kurulu ve Yönetim Kurulu, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunuyla Fakülte Kurulu
ve Fakülte Yönetim Kuruluna verilmiş görevleri Enstitü bakımından yerine
getirirler.
e) Enstitü Yönetim Kurulu,
gerektiğinde Enstitünün amaçları doğrultusunda yardım ve destek sağlamak ve
önerilerde bulunmak maksadıyla istişari nitelikte
Danışma Kurulu kurabilir. Danışma Kurulunun çalışma usul ve esasları Enstitü
Yönetim Kurulu tarafından düzenlenir.
Madde 4 — İşletme İktisadı Enstitüsü'nün anabilim dalları; Genel
İşletmecilik Anabilim Dalı ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinde mevcut
olan anabilim dallarıdır. Bu anabilim dallarına bağlı olarak, Enstitü'nün
amaçları açısından gereksinim duyulan değişik işletmecilik eğitim ve öğretim
alanlarında bilim dalları oluşturulabilir.
Genel İşletmecilik Anabilim
Dalı Başkanı İşletme İktisadı Enstitüsü Müdürü tarafından atanır. İşletme
Fakültesi Anabilim Dalı Başkanları aynı zamanda İşletme İktisadı Enstitüsü
Anabilim Dalı Başkanları olarak görev yaparlar.
Enstitü Anabilim Dalı
Başkanları, Fakültede Anabilim Dalı Başkanlarına verilen görevleri Enstitü bakımından
yerine getirirler.
Eğitim-Öğretim
Madde 5 — İşletme İktisadı Enstitüsü'nde eğitim - öğretim
faaliyetleri; kısa, orta ve uzun (bir veya iki akademik yıl) süreli sertifika
programları ile tezsiz yüksek lisans programlarından oluşur.
Tezsiz yüksek lisans
programının amacı, öğrenciye işletmecilik konularında ayrıntılı bilgi vermek,
bilgileri değerlendirme, yorumlama ve özgün bilgi üretebilme yeteneğini
kazandırarak bu bilgilerin uygulamada nasıl kullanılacağını göstermektir.
Sertifika programları, lise
ve üniversite mezunlarına kısa sürede işletmeciliğin genel veya türsel
alanlarında uygulamaya yönelik bilgiler aktarmak suretiyle onları belirli
mesleklere yönlendirmek ve bu alanlarda uzmanlık kazandırmak amacını güder.
Madde 6 — İşletme İktisadı Enstitüsü sertifika programları ve
tezsiz yüksek lisans programları, Enstitü Kurulunda görüşülür ve bu kurul
tarafından onaylanır. Sertifika Programlarında ve Tezsiz Yüksek Lisans
Programlarında hangi derslerin yer alacağı ve bu derslerin hangi öğretim
üyeleri tarafından verileceği Enstitü Kurulu tarafından belirlenir.
Madde 7 — Bu Yönetmelikte yer almayan hususlarda 3/3/1983 tarih
ve 17976 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan “Lisansüstü Eğitim Öğretim
Enstitüleri Teşkilat ve İşleyiş Yönetmeliği” geçerlidir.
Yürürlük
Madde 8 — Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 9 — Bu Yönetmelik hükümlerini İşletme İktisadı Enstitüsü
Müdürü yürütür.
Pamukkale Üniversitesi Yaz Öğretimi
Yönetmeliği
Amaç
Madde 1 — a) Öğrencilerin eğitim olanaklarından yaz aylarında da
yararlanmalarını sağlamak; bu yolla Üniversitede eğitimin verimliliğini
artırmak,
b) Öğrencilere, güz ve bahar
yarıyıllarında başarısız oldukları dersler ile alamadıkları dersler için yeni
bir olanak sağlamak, ayrıca güz ve bahar yarıyıllarında derslerdeki yığılmaları
önlemek,
c) Yurt içi ve yurt dışındaki
yükseköğretim ve araştırma kurumlarında çalışan ve ancak yaz aylarında uygun
zamanları olan öğretim elemanlarından seminer, kurs vb. etkinlikler yoluyla
yararlanmak,
d) Diğer yükseköğretim
kurumlarındaki öğrenciler ile kamu ve özel sektör personelinin Üniversitemiz
eğitim olanaklarından özel öğrenci statüsünde yararlanmalarını sağlamak,
e) Lisansüstü tez
çalışmalarını desteklemektir.
Kapsam
Madde 2 — Bu Yönetmelik Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi dışında kalan fakülte ve yüksekokullar ile lisansüstü eğitim veren enstitülerde uygulanır.
Tanım
Madde 3 — Yaz Öğretimi; Pamukkale Üniversitesi Önlisans, Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği'nin 3 üncü ve Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliği'nin 5 inci maddelerinde belirtildiği gibi, güz ve bahar yarıyılları dışında ve yaz tatili aylarında yapılan bir eğitimdir.
Süre
Madde 4 — Yaz öğretimi süresi 7 haftadır. Bu süreyi izleyen hafta içinde genel sınavlar yapılır. Yaz öğretiminde açılan her ders için, güz veya bahar yarıyıllarında yapılan toplam (kuramsal ve uygulamalı) ders saatleri kadar ders yapılır.
Derslerin Açılması, Ders Sorumlusunun Belirlenmesi
Madde 5 — Yaz
öğretiminde açılacak dersler ile bu derslerin öğretim sorumluları, dersi açan
bölüm, ana bilim/ana sanat dalı kurullarının önerisi üzerine ilgili fakülte,
yüksekokul ve enstitü kurullarınca belirlenir. Servis dersleri için dersi alan
bölümlerin de görüşü alınır.
Madde 6 — Yaz öğretiminde açılacak dersler, bahar yarıyılı sınav
sonuçlarının Öğrenci İşleri Dairesi Başkanlığına, teslimini izleyen hafta
içinde belirlenip ilgili fakülte dekanlığı, yüksekokul/enstitü müdürlüğünce
ilan edilir.
Öğrenciler bu Yönetmeliğin 14
üncü maddesinde belirtilen sınırlamalar içinde kalmak koşuluyla, Pamukkale
Üniversitesince belirlenen diğer üniversitelerde Yaz öğretiminde açılan dersleri
de alabilirler. Ancak bu derslerin ilgili birimlerce açılmamış olması ve
alınacak dersin eşdeğerliğinin her yıl kayıttan önce ilgili yönetim
kurullarınca onaylanmış olması gerekir. Diğer üniversitelerden alınan derslerin
öğrenci transkriptlerine işlenmesi ile ilgili
işlemler Pamukkale Üniversitesi Önlisans, Lisans
Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği hükümlerine göre yapılır.
Madde 7 — Pamukkale Üniversitesi önlisans,
lisans ve lisansüstü eğitim-öğretim programlarında yer alan zorunlu ve seçmeli derslerin
verilmeleri gereken yarıyıllarda açılmayarak yaz öğretimine ertelenmesi mümkün
değildir.
Madde 8 — Yıllık dersler yaz öğretiminde açılmaz.
Madde 9 — Güz ya da bahar yarıyıllarında en fazla 30 öğrencinin
kayıtlı olduğu bir dersin Yaz Öğretiminde açılabilmesi için en az 5 öğrencinin,
30'dan fazla öğrencinin kayıtlı olduğu bir dersin yaz öğretiminde açılabilmesi
için ise, en az 10 öğrencinin kesin kayıt yaptırması şartı aranır. Lisansüstü
derslerde bu alt sınır uygulanmaz.
Bir derse kesin kayıt
yaptıran öğrenci sayısı 30'u geçerse, o ders için birden çok şube açılabilir.
Madde 10 — Bir dersin yaz öğretimindeki öğretim sorumlusu
belirlenirken, o dersi önceki güz/bahar yarıyıllarında vermiş olan öğretim
elemanı tercih edilir.
Madde 11 — Bir öğretim elemanına, yaz öğretiminde en çok 3 dersin
sorumluluğu verilebilir.
Kayıt
Madde 12 — Yaz Öğretiminde ders alacak öğrencilerin kayıtları, ön
kayıt ve kesin kayıt olarak iki aşamada yapılır. Bu kayıt işlemleri yaz
öğretiminde açılacak derslerin ilanını izleyen hafta içinde tamamlanır.
Madde 13 — Yaz öğretiminde kesin kayıttan sonra ders ekleme ve
silme işlemi uygulanmaz.
Madde 14 — Yaz öğretiminde bir öğrenci en çok 3 ders alabilir.
Madde 15 — Ortak zorunlu dersler dışında, kayıtlı olduğu
eğitim-öğretim programındaki birinci yıl derslerinin tümünden başarılı olamayan
bir öğrenci, yaz öğretiminde, 3 üncü ve 4 üncü yıl derslerini alamaz.
Devam Zorunluluğu
Madde 16 — Yaz
öğretiminde derslere devam zorunludur. Bir dersin daha önce devam koşulu yerine
getirilmiş olsa bile devam zorunluluğu kaldırılamaz.
Devamsızlık sınırı, Pamukkale
Üniversitesi Önlisans, Lisans Eğitim-Öğretim ve Sınav
Yönetmeliği ile Pamukkale Üniversitesi Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav
Yönetmeliği'nde belirtildiği biçimde uygulanır.
Sınavlar ve Başarının Değerlendirilmesi
Madde 17 — Yaz
öğretiminde yalnız bu dönemde açılan dersler ve bu derslere kayıtlı öğrenciler
için ara ve genel sınavlar yapılır.
Madde 18 — Yaz öğretiminde açılan derslerde en az iki ara sınav
ve bir genel sınav yapılır. Başarının değerlendirilmesinde ve not verme
işlemlerinde Pamukkale Üniversitesi Önlisans, Lisans
Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği ile Pamukkale Üniversitesi Lisansüstü
Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri uygulanır.
Madde 19 — Her yaz öğretimi kendi içinde bir yarıyıla eşdeğer
olarak kabul edilir ve öğrencilerin her yaz öğretiminde aldıkları notlar transkriptinde yaz öğretimi başlığı altında açılacak ayrı bir
bölümde gösterilir.
Madde 20 — Yaz öğretiminde geçen süre eğitim-öğretim süresinden
sayılmaz. Ancak, ek süre haklarını yaz öğretiminde de kullanmak isteyen
öğrenciler için her yaz öğretimi, bir yarıyıl sayılır.
Madde 21 — Bahar yarıyılı sonu itibariyle 7 yıllık öğrenim
sürelerini tamamladıkları için, ilişiği kesilme durumuna gelen öğrenciler
hakkındaki karar, bu yarıyılı izleyen yaz öğretimi sonundaki durumlarına göre
uygulamaya konulur.
Madde 22 — Yaz öğretiminde aldıkları ve başardıkları derslerle
mezuniyet hakkı kazanan önlisans, lisans
öğrencilerinin ve önlisans, lisans eğitimi sırasında
ek süre hakkı elde ettikleri dersleri yaz öğretiminde alıp başarılı olan
öğrencilerin mezuniyetleri gerçekleştirilir.
Madde 23 — Ders yüklerini yaz öğretiminde tamamlayan lisansüstü
programlarına kayıtlı öğrencilerin, dersleri izleyen diğer işlemleri, Pamukkale
Üniversitesi Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliği'nin ilgili
hükümlerine göre yürütülür.
Madde 24 — Özel öğrenci statüsü ile Pamukkale Üniversitesi yaz
öğretimi derslerine kayıt yaptıranlara, yaz öğretimi süresini, alıp
başardıkları derslerin kodunu, adını, kredisini ve başarı notunu gösteren bir
belge verilir. Bu belge ilgili dekan, yüksekokul/enstitü müdürü tarafından
imzalanır, bir kopyası ilgili birimin arşivinde muhafaza edilir.
Madde 25 — İkinci öğretim kapsamındaki yaz eğitimi, normal
öğretim esaslarına göre yapılır. Ücretlendirmede yaz öğretimi esasları
uygulanır.
Diğer Hükümler
Madde 26 — Yaz öğretimi, bu Yönetmeliğin 4 üncü, 6 ncı ve 12 nci maddelerinde
belirtilen süreler göz önüne alınarak, Üniversite Senatosu tarafından her yıl
akademik takvimde belirtilir.
Madde 27 — Yaz öğretiminde ders veren öğretim elemanlarına 2914
sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 11 inci maddesi hükümleri uygulanır.
Madde 28 — Bu Yönetmelikte ayrıca belirtilmeyen hususlarda,
Pamukkale Üniversitesi Önlisans, Lisans
Eğitim-Öğretim ve Sınav Yönetmeliği ile Pamukkale Üniversitesi Lisansüstü
Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliği hükümleri uygulanır.
Yürürlük
Madde 29 — Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 30 — Bu Yönetmelik hükümlerini
Pamukkale Üniversitesi Rektörü yürütür.
Tebliğ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından :
4447 Sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun
Uygulanmasına İlişkin 2 Nolu Tebliğ
Madde 1 — 21/5/2000 tarih ve 24055 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanan "4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunun Uygulanmasına İlişkin 1
No'lu Tebliğ" in 1 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"İşsizlik Sigortası; 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2 nci maddesine
göre bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından
çalıştırılan sigortalıları, aynı Kanunun Geçici 20 nci
maddesinde açıklanan sandıklara tabi olan sigortalılar ile mütekabiliyet
esasına dayalı olarak ülkemizde çalışan yabancı işçileri kapsamaktadır.
İşsizlik Sigortası kapsamına;
- 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun;
3 üncü maddesinde belirtilen
sigortalı sayılmayanlar,
85 inci maddesine göre isteğe
bağlı sigortalılar,
86 ncı
maddesine göre topluluk sigortasına tabi sigortalılar, Geçici 20 nci maddesi kapsamında olmakla birlikte memur statüsünde
çalışanlar,
Herhangi bir sosyal güvenlik
kuruluşundan gelir veya aylık alıp da sosyal güvenlik destek primi ödeyerek ya
da ödemeksizin çalışanlar,
- 2925 sayılı Tarım İşçileri
Sosyal Sigortalar Kanununun 2 nci maddesinde
belirtilen isteğe bağlı sigortalılar,
- 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununa,
- 926 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununa,
- 3269 sayılı Uzman Erbaş
Kanununa,
- 3466 sayılı Uzman Jandarma
Kanununa,
- 2802 sayılı Hakimler ve
Savcılar Kanununa,
- 2547 sayılı Yüksek Öğretim
Kanununa,
- 2914 sayılı Yüksek Öğretim
Personel Kanununa,
-233 ve 399 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameler ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu kurum
ve kuruluşlarının teşkilat kanunlarındaki hükümlere,
göre sözleşmeli personel
statüsünde çalışanlar,
-657 sayılı Devlet Memurları
Kanununa göre geçici personel statüsünde çalıştırılanlar,
-5590 sayılı "Ticaret ve
Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret
Borsaları, Türkiye Ticaret Sanayi Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları
Birliği" Kanunu kapsamında çalışan sözleşmeli ve geçici personel ile
hizmetliler, dahil değildir.
İşyerlerinin, sigortalı
olarak çalışanların kapsama dahil olup-olmadıkları, prim belgelerinin
düzenlenme şekli, prim tahsilatı ve benzeri hususlarda; Ankara'da Sosyal
Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü Sigorta Primleri Takip ve Tahsilat Dairesi
Başkanlığına, taşrada ise Sigorta Müdürlüklerine müracaat etmeleri
gerekmektedir.
İşsizlik sigortası kapsamında
olup, 1/6/2000 tarihinde sigortalı olarak çalışmakta olanlar, bu tarihten
itibaren; bu tarihten sonra işe girecek olanlar ise, işe başladıkları tarihten
itibaren işsizlik sigortası kapsamında sigortalı olacaktır."
İşten Ayrılma Bildirgesi
Madde 2 — 4447 sayılı Kanunun 48 inci maddesi gereğince İş ve
İşçi Bulma Kurumunca hazırlanacak ve bir tebliğ ile Resmî Gazete'de
yayımlanacak örneğe göre işverenler tarafından tanzim edilecek İşten Ayrılma
Bildirgesi; 4447 sayılı Kanunun 50 nci maddesi,
işsizlik ödeneği ödenebilmesi için hizmet akdinin feshedildiği tarihten önceki
3 yılda son 120 günü kesintisiz olmak üzere en az 600 gün işsizlik sigortası
primi ödenmesini öngördüğünden ve bu süre, prim ödemelerinin başladığı 1/6/2000
tarihinden itibaren 30/1/2002 tarihinde tamamlanmış olacağından, 51 inci
maddede belirtilen hallerden birisine dayalı olarak 30/1/2002 tarihinden
itibaren hizmet akitleri sona erecek olan sigortalılar hakkında
düzenlenecektir.
1/6/2000-29/1/2002 tarihleri
arasında hizmet akitleri yukarıda belirtildiği şekilde feshedilen sigortalılar
için bir hak sahipliği söz konusu olamayacağından, bu tarihler arasında İşten
Ayrılma Bildirgesi düzenlenmeyecektir.
Özel Emekli Sandıklarına İlişkin Kodlar
Madde 3 — 21/5/2000 tarih ve 24055 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanmış olan "4447 sayılı İişsizlik
Sigortası Kanunun Uygulanmasına İlişkin 1 No'lu
Tebliğ" in 7 no'lu eki olarak yayımlanan 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 20 nci
maddesine tabi Özel Emekli Sandıklarına ait kodlar (Ek:1) de gösterilmiş olup,
sigortalıların kimlikle ilgili bilgilerinin formatlarının düzenlenmesinde bu
kodlardan yararlanılacaktır.
Tebliğ olunur.
(Ek : 1)
506
SAYILI KANUNUN GEÇİCİ 20. MADDESİNE TABİ
ÖZEL EMEKLİ SANDIKLARI
KOD NO : SANDIK ADI
01 T. TÜTÜNCÜLER BANKASI
A.ş. MEMUR VE HİZMETLİLERİ EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
02 ŞEKERBANK T.A.Ş.
MEMUR VE HİZMETLİLERİ SİGORTA VE EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
03 YAPI VE KREDİ BANKASI
A.Ş. MEMUR VE HİZMETLİLERİ YARDIM VE EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
04 T. ODALAR BORSALAR VE
BİRLiK PERSONELİ SİGORTA EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
07 T. EMLAK BANKASI
T.A.Ş. MEMUR VE HİZMETLİLERİ EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
08 AKBANK T.A.Ş.
MENSUPLARI TEKAÜT SANDIĞI VAKFI
09 T. TİCARET BANKASI
EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
11 T. GARANTİ BANKASI
A.Ş. MEMUR VE HİZMETLİLERİ EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
13 T. SINAİ KALKINMA
BANKASI T.A.Ş. MEMUR VE HİZMETLİLERİ EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
14 T. İŞ BANKASI T.A.Ş.
MENSUPLARI EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
15 DOĞAN SİGORTA A.Ş.
MENSUPLARI EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
16 T. DIŞ TİCARET
BANKASI A.Ş. MENSUPLARI EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
17 T. VAKIFLAR BANKASI
T.A.O. MEMUR VE HİZMETLİLERİ EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
18 OSMANLI BANKASI A.Ş.
TÜRKİYE PERSONELİ EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
19 MİLLİ REASÜRANS
MENSUPLARI EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
20 ANADOLU ANONİM TÜRK
SİGORTA ŞİRKETİ MENSUPLARI EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
21 PAMUKBANK T.A.Ş.
MEMUR VE HİZMETLİLERİ EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
23 ESKİŞEHİR BANKASI
MENSUPLARI EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
24 TÜRKİYE GENEL SİGORTA
A.Ş. MEMUR VE HİZMETLİLERİ EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
26 ANKARA ANONİM TÜRK
SİGORTA ŞİRKETİ MEMUR VE HİZMETLİLERİ EMEKLİ SANDIĞI VAKFI
27 ŞEKER SİGORTA A.Ş.
PERSONELİ SİGORTA VE YARDIM SANDIĞI VAKFI
YARGI BÖLÜMÜ
Esas Sayısı : 1999/33
Karar Sayısı : 1999/51
Karar Günü : 29.12.1999
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İstanbul 6. İdare Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU :3.5.1985 günlü, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 13. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarının Anayasa’nın 2. ve 35. maddelerine aykırılığı savıyla iptali
istemidir.
I - OLAY
İmar plânında ilkokul yeri olarak ayrılan taşınmazın kamulaştırılması veya plân değişikliği yapılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, davacıların Anayasa’ya aykırılık savlarının ciddi olduğu kanısına varan Mahkeme, 3194 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarının iptali için başvurmuştur.
II - İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe
bölümü şöyledir :
"1- 3194 sayılı İmar
Kanununun yukarıda tam metni aktarılan 13. maddesinin 1. fıkrasında resmi
yapılara, tesislere ... umumi hizmetlere ayrılan alanlarda inşaata ... ilaveler
yapılmasına izin verilmeyeceği, ancak imar programına alınıncaya kadar mevcut
kullanma şeklinin devam edeceği 3. fıkrasında ise parsel sahibinin imar
planlarının tasdik tarihinden itibaren beş yıl sonra müracaat ettiğinde ...
yeni imar planına göre inşaat yapılabileceği belirtilerek ilgili taşınmazların
maliklerinin mülkiyet hakkının "İmar programı" olgusu ile doğru
orantı kurulmuş ve adeta mülkiyet hakkı imar programına endekslenmiştir. Yasa
koyucu, bu düzenleme ile taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını kullanabilmesini,
adeta taşınmazın imar programına alınabilmesi halinde mümkün görmüş, aksi
takdirde taşınmaz imar programına alınıncaya kadar taşınmaz malikinin malik
sıfatının hiçbir hukuki anlam ifade etmeyeceği sonucu ortaya çıkmıştır.
Nitekim uygulamada idarelerin
geç işlemesi nedeniyle imar programları yapılmamakta, yapılsa bile bu yasa
koyucunun öngörmüş olduğu beş yıllık süreleri aşmakta ve belirsizlik haline
dönüşerek ilgililerin mülkiyet hakkının gasbı
sonucunu doğurmaktadır.
2- Bununla birlikte mülkiyet
hakkının gasbı sonucunu doğuracak uygulamalara yol
açan imar programına alınması olgusu, anayasal kurumlar olan kamulaştırma ve
devletleştirme dışında bir mülkiyet sınırlaması olmaktadır. Bu durum Anayasanın
35. maddesi ile getirilen anayasal güvenceyi zedelemektedir.
3- Yine Anayasa Mahkemesinin
21.6.1990 gün ve E:1990/8 ve K:1990/12 sayılı kararının azlık oyunda
belirtildiği üzere sosyal hukuk devleti hak ve özgürlüklere dayanan onların
genişletilip güçlendirilmesine olanak tanıyan, bu yoldaki güvenceleriyle
saygınlık ve onur kazanan bir nitelikte değerlendirilmek yerine, istediğini hiçbir
ölçü tanımadan yapabilen bir güç olarak düşünülürse, bu tür devlet hukuk dışına
kolayca kayabileceği gibi nice işlem ve eylemler devlet adına ve devlet adı
kullanılarak, böylesi bahanelere sığınılarak gerçekleştirilir. Oysa devletin
her şeyden önce vermesi, duyurması gereken şey güvendir. Mülkiyet kavramına, bu
hakkın anlamına ve hukuksal yapısının gereklerine aykırı biçimde el atmalar,
kamusal zorunluluklar dayanak gösterilerek getirilen sınırlama ve daraltmalar,
imar düzenlemelerinin bu hakkın özüne dokunması, bu haktan üstün tutulması
görünümünde olmaktadır.
Buradan hareketle denilebilir
ki, mülkiyet hakkının kamu yararı için kısıtlandığı ve korunduğu yasa koyucu
tarafından öngörülmekteyse de ve imar programına alınma için beş yıllık süre
belirlenmişse de, bu sürenin idarelerce aşılmakta olduğu ve bir türlü
uyulmadığı dikkate alınarak kamu yararı sağlanamamakta aynı zamanda bireylerin
mülkiyet hakkı üzerinde tasarrufta bulunmaları engellenmektedir.
4- Bu durumda, 3194 sayılı
Yasanın 13. maddesinin 1. ve 3. fıkra hükümleri kişilerin mülkiyet hakkının
kullanımını imar programına alınmaya endekslediğinden ve bunun içinde beş
yıllık süre öngörüldüğünden ancak bu beş yıllık sürenin bir kereye mahsus
olmadığı, uygulamada idarelerce beş yıllık süreye uyulmadığı ve uyulması
konusunda yaptırım mekanizmasının yasada yazılmadığı, dolayısıyla kalkış
noktası kamu yararı olmakla birlikte, kamu yararının böylesi uygulamalarla
tesis olunamadığı, aksine mülkiyet hakkının zedelendiği dikkate alınarak,
Anayasanın 35. maddesine ve hukuk devleti ilkesinin en önemli unsurlarından
olan kişilerin hukuki güvence içinde bulunmaları (hukuki güvenlik) olgusuna
aykırılık teşkil ettiğinden Anayasanın 2. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle itiraz
konusu 3194 sayılı İmar Kanununun 13. maddesinin 1. ve 3. fıkralarının
Anayasanın 2. ve 35. maddelerine aykırı olduğu kanaatine varılarak konunun
incelenmesi için dava dosyasındaki belge örneklerinin Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine 30.11.1998 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi."
III - YASA METİNLERİ
A - İtiraz Konusu Yasa Kuralları
3194 sayılı Yasa’nın itiraz konusu birinci ve üçüncü fıkraları da içeren 13.
maddesi şöyledir:
"Madde 13- Resmî yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan,
otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumî
hizmetlere ayrılan alanlarda inşaata ve mevcut bina varsa esaslı değişiklik ve
ilaveler yapılmasına izin verilmez. Ancak imar programına alınıncaya kadar
mevcut kullanma şekli devam eder.
İmar programına alınan
alanlarda kamulaştırma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödenmesi durdurulur.
Kamulaştırmanın yapılması halinde durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi arasında
tahakkuk edecek olan emlak vergisi, kamulaştırmayı yapan idare tarafından
ödenir. Birinci fıkrada yazılı yerlerin kamulaştırma yapılmadan önce plan
değişikliği ile kamulaştırmayı gerektirmeyen bir maksada ayrılması halinde ise
durdurma tarihinden itibaren geçen sürenin emlak vergisini mal sahibi öder.
Ancak, parsel sahibi imar
planlarının tasdik tarihinden itibaren beş yıl sonra müracaat ettiğinde imar
planlarında meydana gelen değişikliklerden ve civarın özelliklerinden dolayı
okul, cami ve otopark sahası ve benzeri umumî hizmetlere ayrılan alanlardan
ilgili kamu kuruluşunca yapımından vazgeçildiğine dair görüş alındığı takdirde,
tüm belirli çevredeki nüfus, yoğunluk ve donatım dengesini yeniden irdeleyerek
hazırlanacak yeni imar plânına göre inşaat yapılır. Bu Kanunun yayımı
tarihinden önce yapılan imar planlarında, bahsedilen beş yıllık süre bu Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren geçerlidir.
Onaylanmış imar planlarında,
birinci fıkrada yazılı yerlerdeki arsa ve arazilerin, bu Kanunda öngörülen
düzenleme ortaklık payı oranı üzerindeki miktarlarının mal sahiplerince ilgili
idarelere bedelsiz olarak terk edilmesi halinde bu terk işlemlerinden ayrıca
emlak alım ve satım vergisi alınmaz."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
İtiraz başvurusunda
dayanılan Anayasa kuralları şunlardır :
1- "MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma
ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine
bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve
sosyal bir hukuk Devletidir."
2- "MADDE 35.- Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı
amacıyla , kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının
kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."
C- İlgili Görülen Anayasa Kuralı
Anayasa’nın ilgili görülen 13. maddesi şöyledir :
"MADDE 13.- Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî egemenliğin, Cumhuriyetin, millî
güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlâkın ve
genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde
öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla
sınırlanabilir.
Temel hak ve hürriyetlerle
ilgili genel ve özel sınırlamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine
aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamaz.
Bu maddede yer alan genel
sınırlama sebepleri temel hak ve hürriyetlerin tümü için geçerlidir."
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
8. maddesi gereğince Ahmet Necdet SEZER, Güven DİNÇER, Samia
AKBULUT, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit
ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Mahir Can ILICAK ve Rüştü SÖNMEZ’in
katılmalarıyla 21.9.1999 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, itiraz konusu
kurallar öncelikle Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı
Yasa’nın 28. maddeleri yönünden incelenmiştir.
3194 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin üçüncü fıkrasının iptali için daha önce
yapılan başvuru, 1.6.1989 günlü, Esas:1988/34, Karar: 1989/26 sayılı kararla,
kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Anayasa’nın
152. ve 2949 sayılı Yasa’nın 28. maddelerine göre Anayasa
Mahkemesi’nin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından sonra on yıl
geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla tekrar
başvuruda bulunulamaz.
Aynı kural hakkında yeni bir başvurunun
yapılabilmesi için önceki kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 5.12.1989
gününden başlayarak geçmesi gerekli on yıllık süre henüz geçmemiştir.
Bu nedenle, 3194 sayılı İmar
Kanunu’nun 13. maddesinin üçüncü fıkrasına ilişkin
itiraz başvurusunun, Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı
Yasa’nın 28. maddelerinin son fıkraları uyarınca
reddine, Güven DİNÇER’in karşıoyu ve oyçokluğuyla;
13. maddenin birinci fıkrasına ilişkin itirazın ise esasının incelenmesine,
Ahmet Necdet SEZER, Samia AKBULUT, Haşim KILIÇ,
Mustafa BUMİN ile Ali HÜNER’in "Fıkranın davada uygulanacak kural
olmadığı" yolundaki karşıoyları ve oyçokluğuyla
karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu yasa kuralı, ilgili görülen ve dayanılan Anayasa kurallarıyla bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
A- İtiraz Konusu Kuralın Anlam ve Kapsamı
3194 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin birinci fıkrasında, imar plânlarında,
resmî yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan, otopark, yeşil saha,
çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi hizmetlere ayrılan
alanlarda, inşaata ve mevcut bina varsa esaslı değişiklik ve ilaveler
yapılmasına izin verilmeyeceği, imar programına alınıncaya kadar mevcut
kullanma şeklinin devam edeceği, üçüncü fıkrasında ise imar plânlarının tasdik
tarihinden itibaren beş yıl sonra parsel sahibinin, başvuruda bulunarak imar
plânlarında meydana gelen değişikliklerden ve civarın özelliklerinden dolayı
okul, cami ve otopark sahası ve benzeri umumi hizmetlere ayrılan alanların yapımından
ilgili kamu kuruluşunca vazgeçildiğine dair görüş alması koşuluyla tüm belirli
çevredeki nüfus, yoğunluk ve donatım dengesini yeniden irdeleyerek hazırlanacak
yeni imar plânına göre inşaat yapabileceği belirtilmiştir.
Buna göre, imar plânlarında
maddede belirtilen umumi hizmetlere ayrılan alanlarda inşaat veya bina varsa
bunda esaslı değişiklik ve ilaveler yapılması, parsel sahibinin, imar plânının
onay tarihinden beş yıl geçtikten sonra başvuruda bulunarak ilgili kamu
kuruluşundan maddede belirtilen hizmetlere ayrılan alanların yapımından
vazgeçtiğine ilişkin görüş almasına bağlı bulunduğundan, ilgili kamu
kuruluşunun umumi hizmetlere ayrılan alanların yapımından vazgeçmemesi
durumunda bu alanlarda parsel sahibinin inşaat olanağı bulunmamaktadır.
B- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
Mahkeme, başvuru
kararında, yasakoyucunun itiraz konusu düzenlemeyle
taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını kullanabilmesini adeta taşınmazın imar
programına alınabilmesi koşuluna bağladığını, uygulamada ise imar programlarının,
yasada öngörülen beş yıllık süre içinde yapılamamasının belirsizlik
oluşturduğunu, mülkiyet hakkının gasbına neden olan
bu durumun Anayasa’da belirtilen kamulaştırma ve devletleştirme dışında bir
mülkiyet sınırlamasına yol açtığını, imar programlarının yapılmasına ilişkin
beş yıllık süreye uyulmamasının bir yaptırıma bağlanmaması nedeniyle hukuk
devleti ilkesinin en önemli unsurlarından olan hukuk güvenliğinin
sağlanamadığını belirterek kuralın, Anayasa’nın 2. ve
35. maddelerine aykırılık oluşturduğunu ileri sürmüştür.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesine göre Anayasa
Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğü’nün Anayasa’ya aykırılığı hususunda ilgililer tarafından ileri
sürülen gerekçelere dayanmaya mecbur değildir. Anayasa Mahkemesi taleple bağlı
kalmak kaydıyla başka gerekçe ile de Anayasa’ya aykırılık kararı verebilir. Bu
nedenle, itiraz konusu kural Anayasa’nın yalnız 2. ve
35. maddeleri yönünden değil, ilgisi nedeniyle 13. maddesi yönünden de
incelenmiştir.
1- Anayasa’nın 13. ve 35. Maddeleri Yönünden İnceleme
Anayasa’nın 35. maddesinde mülkiyet hakkı düzenlenmiştir. Kişinin
bir şey üzerindeki hakimiyetini ifade eden mülkiyet hakkı, malike dilediği gibi
tasarruf olanağı verdiği ve ona özgü olduğundan mutlak haklar arasındadır.
Anayasa’nın
35. maddesinde, "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar,
ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının
kullanılması toplum yararına aykırı olamaz", kuralına yer verilmiş, temel
hak ve özgürlüklerin sınırını gösteren 13. maddesinde ise, temel hak ve
hürriyetlerin, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî egemenliğin,
Cumhuriyetin, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının,
genel ahlâkın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili
maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun
olarak kanunla sınırlanabileceği, temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve
özel sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamayacağı
ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamayacağı, bu maddede yer alan genel
sınırlama sebeplerinin temel hak ve hürriyetlerin tümü için geçerli olduğu
belirtilmiştir.
Çağdaş demokrasiler, temel
hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alındığı
rejimlerdir. Temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunup onları büyük ölçüde
kısıtlayan veya tümüyle kullanılamaz hale getiren sınırlamaların demokratik
toplum düzeninin gerekleriyle bağdaştığı kabul edilemez. Demokratik hukuk
devletinin amacı kişilerin hak ve özgürlüklerden en geniş biçimde
yararlanmalarını sağlamak olduğundan yasal düzenlemelerde insanı öne çıkaran
bir yaklaşımın esas alınması gerekir. Bu nedenle getirilen sınırlamaların
yalnız ölçüsü değil, koşulları, nedeni, yöntemi, kısıtlamaya karşı öngörülen
kanun yolları hep demokratik toplum düzeni kavramı içinde değerlendirilmelidir.
Özgürlükler, ancak ayrık durumlarda ve demokratik toplum düzeninin sürekliliği
için zorunlu olduğu ölçüde sınırlandırılabilmelidir.
Demokratik bir toplumda temel
hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamanın, bu sınırlamayla güdülen amacın
gerektirdiğinden fazla olması düşünülemez.
Demokratik hukuk devletinde
güdülen amaç ne olursa olsun, kısıtlamaların, bu rejimlere özgü olmayan
yöntemlerle yapılmaması ve belli bir özgürlüğün kullanılmasını önemli ölçüde
zorlaştıracak ya da ortadan kaldıracak düzeye vardırılmaması gerekir.
3194 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin itiraz konusu birinci fıkrasında imar
plânlarında, resmi yapı, okul, cami, yol, meydan gibi umumi hizmetlere ayrılan
yerlerin, imar programına alınıncaya kadar mevcut kullanma şeklinin devam edeceği
öngörülmüştür. Yasa’nın 10. maddesinde de
belediyelerin, imar plânlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde bu
planı uygulamak üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlayacakları belirtilmiş,
ancak Yasa’da bu plânların tümünün hangi süre içinde programa alınarak
uygulanacağına ilişkin bir kurala yer verilmemiştir.
13. maddenin birinci fıkrası
uyarınca imar planlarında umumi hizmetlere ayrılan yerlerin mevcut kullanma
şekillerinin ne kadar devam edeceği konusundaki bu belirsizliğin, kişilerin
mülkiyet hakları üzerinde süresi belli olmayan bir sınırlamaya neden olduğu
açıktır.
İmar plânlarının uygulamaya
geçirilmesindeki kamusal yarar karşısında mülkiyet hakkının sınırlanmasının
demokratik toplum düzeninin gerekleriyle çelişen bir yönü bulunmamakta ise de,
itiraz konusu kuralın neden olduğu belirsizliğin kişisel yarar ile kamu yararı
arasındaki dengeyi bozarak mülkiyet hakkını kullanılamaz hale getirmesi,
sınırlamayı aşan hakkın özüne dokunan bir nitelik taşımaktadır.
İnsan Hakları Avrupa
Mahkemesi de 23.9.1981 günlü Sporrong ve Lonnroth kararında, kamulaştırma izni ile inşaat yasağının
uzun bir süre için öngörülmüş olmasının, toplumsal yarar ile bireysel menfaat
arasındaki dengeyi bozduğu sonucuna varmıştır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu
kural Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırıdır.
İptali gerekir.
2- Anayasa’nın 2. Maddesi Yönünden İnceleme
Anayasa’nın 2. maddesinde, Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan
hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup
güçlendiren eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk
düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan
kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün
kurallarıyla kendini bağlı sayan, yarğı denetimine
açık, yasaların üstünde yasakoyucunun da bozamayacağı
temel hukuk ilkeleri ve Anayasa’nın bulunduğu
bilincinde olan ve hukuk güvenliğini sağlayan devlettir.
İtiraz konusu kuralla,
mülkiyet hakkına getirilen sınırlama, malikin taşınmaz üzerindeki tasarruf
hakkını belirsiz bir süre için kullanılamaz hale getirerek bir hukuk devletinde
kişinin hak ve özgürlükleri ile kamu yararı arasında bulunması gereken dengenin
bozulmasına yol açarak hukuk güvenliğini yok etmektedir.
Bu nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine de aykırıdır.
İptali gerekir.
VI- İPTAL SONUCUNDA YASA’NIN DİĞER HÜKÜMLERİNİN UYGULANMA OLANAĞINI YİTİRİP YİTİRMEDİĞİ SORUNU
2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesinin
ikinci fıkrasında, "Ancak başvuru, kanunun, kanun hükmünde kararnamenin
veya İçtüzüğün sadece belirli madde veya hükümleri aleyhine yapılmış olup da,
bu belirli madde veya hükümlerin iptali kanunun, kanun hükmünde kararnamenin
veya İçtüzüğün bazı hükümlerinin veya tamamının uygulanmaması sonucunu
doğuruyorsa, Anayasa Mahkemesi keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartıyla,
kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya İçtüzüğün bahis konusu öteki
hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir" denilmektedir.
3194 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin itiraz konusu birinci fıkrasının iptali
nedeniyle bu fıkra ile hukuksal bütünlük oluşturan üçüncü fıkrasının, uygulanma
olanağı kalmadığından 2949 sayılı Yasa’nın 29.
maddesinin ikinci fıkrası uyarınca iptali gerekir.
VII- İPTAL HÜKÜMÜNÜN YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Kanun, kanun
hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların
hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten
kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği
tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı
günden başlayarak bir yılı geçemez" denilmekte, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa’nın 53.
maddesinin dördüncü fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır. Maddenin beşinci fıkrasında
ise, Anayasa Mahkemesi’nin, iptal halinde meydana
gelecek hukuksal boşluğu kamu düzenini tehdit veya kamu yararını ihlâl edici
mahiyette görürse yukarıdaki fıkra hükmünü uygulayacağı belirtilmiştir.
3194 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin iptal edilen birinci ve üçüncü fıkraları
nedeniyle doğan hukuksal boşluk, kamu düzenini ve kamu yararını olumsuz yönde
etkileyeceğinden gerekli düzenlemelerin yapılması için yasama organına süre tanımak
amacıyla iptal kararının Resmî Gazete’de yayımından başlayarak altı ay sonra
yürürlüğe girmesi gerekli görülmüştür.
VIII- SONUÇ
3.5.1985 günlü, 3194
sayılı "İmar Kanunu"nun 13. maddesinin:
A- Birinci fıkrasının Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
B- Birinci fıkrasının iptali
nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan üçüncü fıkrasının da 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesinin
ikinci fıkrası gereğince İPTALİNE,
C- İptal edilen kurallar
nedeniyle meydana gelen hukuksal boşluk kamu düzenini tehdit ve kamu yararını
ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153.
maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa’nın 53.
maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince İPTAL HÜKÜMLERİNİN, KARARIN
RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK ALTI AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,
29.12.1999 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Başkanvekili
Üye
Ahmet Necdet
SEZER
Haşim
KILIÇ
Samia AKBULUT
Üye
Üye
Üye
Yalçın
ACARGÜN
Mustafa BUMİN
Sacit ADALI
Üye
Üye
Üye
Ali
HÜNER
Mustafa
YAKUPOĞLU
Fulya KANTARCIOĞLU
Üye
Üye
Mahir Can ILICAK
Rüştü SÖNMEZ
Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden :
Esas No : 2000/5505
Karar No : 2000/7239
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Gemlik A.H.
Tarihi : 23/6/1999
Numarası : 1999/202-471
Davacı : Osman Güzel
Davalı : Meral Güzel
Dava Türü : Boşanma
Temyiz Eden : Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı
Taraflar arasındaki
davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun
yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından istenilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı Osman Güzel'in vekili
marifetiyle davalı Meral Güzel aleyhine açtığı boşanma davasının mahkemece
tarafların beyanı doğrultusunda kabul edildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin
kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Medeni Kanunun 134/3. maddesi
hükmüne göre, "evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması
ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği
temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için,
hakimin bizzat tarafları dinleyerek, iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat
getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda
taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların
ve çocukların menfaatlerini nazara alarak bu anlaşmada gerekli gördüğü
değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde
boşanmaya hükmolunur. Bu halde 150. maddenin (3) numaralı bendi hükmü
uygulanmaz."
Mahkemece, tarafların beyan
ve kabullerine dayanılarak hüküm kurulmuş ise de, davacı ve davalı asil
dinlenilmeksizin, davacı vekilinin dinlenilmesi ile yetinilmiştir.
Medeni Kanunun 134/3. maddesi
şartları oluşmadan, tarafların delilleri sorulmadan ve gösterilen deliller
getirtilip, tanıkları dinlenmeden, olayların varlığının kabulü sonucu boşanmaya
karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı
kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca
etkili olmamak üzere BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi. 31.05.2000
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden :
Esas No : 2000/5502
Karar No : 2000/7192
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Andırın A.H.
Tarihi : 13/3/1998
Numarası : 1997/179-1998/44
Davacı : MehmetTekkol,
Lütfiye Şimşek, Hamide Mencütekin,
Emine Şimşek
Davalı : Andırın Nüfus
Müdürlüğü ve CumhuriyetBaşsavcılığı
Dava Türü : İsim Tashihi
Temyiz Eden : Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı
Taraflar arasındaki
davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun
yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından istenilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacıların, annelerinin 1326
doğumlu Ali ve Hürü'den olma Ayşe Kara olduğu halde,
nüfus kaydında Kara Ali ve Eşe'den olma 1325 doğumlu
Ayşe olarak yazıldığını ileri sürerek, bu kaydın tashihini talep ettikleri,
mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve verilen kararın temyiz
edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dava, nüfus sicilinin
düzeltilmesine ili?kin olup, sonuçta hukuku etkilenecek olanlara tevcihi
zorunludur. (HUMK. md. 73)
Dosya içindeki belgelerden,
gerçek anne olduğu iddia olunan Ali ve Hürü'den olma
1326 doğumlu Ayşe'nin halen sağ, diğerinin ise ölü olduğu anlaşılmakta olup,
verilen karar bunların haklarını da etkileyeceği cihetle, kendilerinin veya
mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı biçimde
hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun
yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili
olmamak üzere BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi. 31.05.2000